Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

SON DAKİKA: Eğitim-Sen’e Soruşturma Başlatıldı! Grev Çağrısı Sonrası Harekete Geçildi

Yayımlandı

üzerinde

25 Mart 2025 – İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Eğitim-Sen’in resmi sosyal medya hesabından yayılan grev çağrısı nedeniyle re’sen soruşturma başlattı.
Üniversite öğrencilerinin akademik boykot çağrısına destek veren Eğitim-Sen, 25 Mart Salı günü iş bırakma kararı açıklayarak kamuoyunun dikkatini çekmişti. Ancak, yetkililer grev şartlarının tam olarak oluşmadığını belirterek, çağrının toplumsal olayları kışkırtmaya yönelik olduğu gerekçesiyle soruşturma başlattı.


Olayın Arka Planı

Eğitim-Sen, son dönemde yükseköğretim alanında yaşanan antidemokratik uygulamalara ve baskılara tepki olarak, üniversite öğrencilerine destek vermek amacıyla harekete geçti. Sosyal medya hesaplarından yayılan açıklamada;

  • “Üniversite Öğrencilerinin Haklı Mücadelesine Destek Veriyoruz!”

  • “25 Mart Salı günü iş bırakıyoruz!”
    ifadeleri yer aldı. Bu çağrı, hem akademik boykot hem de hizmet üretmeme kararıyla desteklenirken, Eğitim-Sen’in iddialarına göre öğrencilerin özgür ve özerk bir üniversite mücadelesinde yalnız bırakılmaması hedeflendi.


Hukuki Süreç ve Soruşturmanın Detayları

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 24 Mart 2025 tarihinde Eğitim-Sen’in resmi sosyal medya hesabından yapılan paylaşımın ardından, “kanuni grev şartları gerçekleşmeksizin” gerçekleştirilen çağrıyı değerlendirdi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Cumhuriyet Başsavcılığımızca 24.03.2025 tarihinde Eğitim-Sen resmi sosyal medya hesabından ülkemizde yaşanan toplumsal olayları kışkırtmaya yönelik, kanuni grev şartları gerçekleşmeksizin çağrıda bulunulması olayıyla ilgili olarak Eğitim-Sen Merkez Yürütme Kurulu üyeleri ve ilgili sosyal medya hesabı kullanıcıları hakkında suç işlemeye alenen tahrik etme suçundan re’sen soruşturma başlatılmıştır.”

Bu açıklama, yetkililerin, grev çağrısının yasal prosedürlere uygun olmadığı gerekçesiyle soruşturma başlatma kararı aldığını ortaya koyuyor. Başsavcılık, özellikle sosyal medyada yayılan ifadelerin toplumsal huzuru olumsuz etkileyebileceğini belirterek, soruşturmanın seyrinin yakından takip edileceğini duyurdu.


Eğitim-Sen’in Açıklaması ve Talep Edilen Değişimler

Eğitim-Sen, açıklamasında;

  • “Antidemokratik uygulamalara, baskılara ve hukuksuzluklara karşı öğrencilerin yanındayız.”

  • “İnsan, Toplum, Doğa yararına bir üniversite!”
    söylemleriyle, akademik özgürlüğü ve üniversitelerin özerkliğini savunduklarını vurguladı.

Açıklamada, Eğitim-Sen; üniversitelerde yaşanan mevcut sorunlara dikkat çekerek, toplumsal olayların ve akademik boykotun ülkenin geleceği açısından önem arz ettiğini ifade etti. Ancak, yasal zemine dayanmayan bu tür çağrılar, yetkililer tarafından tartışmalı bulunuyor.


Kamuoyu ve Sosyal Medya Yorumları

Olayın ardından sosyal medya platformlarında ve haber sitelerinde kamuoyunun tepkisi yoğun oldu. Bir kesim, Eğitim-Sen’in akademik özgürlük ve demokratik talepleri doğrultusunda hareket ettiğini savunurken; diğer kesimler, yasal prosedürlere uyulmamasının toplumsal huzuru tehlikeye atabileceğini dile getirdi.

Yorumlar arasında, bazı kullanıcılar “Eğitim-Sen ne yapmış ki, akp ve erdoĞan’a soruşturma açılsın?” şeklinde ironik yaklaşımlar sergilerken; bazıları da olayın ülke gündeminde geniş yankı uyandırdığını belirtti.


Sonuç ve Beklentiler

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma, Eğitim-Sen’in açıklamalarının ve grev çağrısının yasal zemini tartışmaya açarken; aynı zamanda ülke genelinde eğitim ve akademik özgürlük konularında geniş bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
Gelişmelerin nasıl sonuçlanacağı ve yasal sürecin hangi aşamalardan geçeceği, önümüzdeki günlerde netlik kazanacak. Hem sendika hem de akademisyenler, alınacak kararlar ışığında kendi stratejilerini belirlemeye çalışıyor.

Gündem

Madleen Yelkenlisinde Tutuklu Türk Aktivist Şuayb Ordu, 12 Haziran’da Serbest Bırakılacak!

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Uluslararası sularda alıkonulan Madleen yelkenlisindeki Türk aktivist Şuayb Ordu, İsrail’de geçici gözaltının ardından 12 Haziran 2025’te serbest bırakılarak ülkesi Türkiye’ye dönecek. Olayın hukuki boyutları, uluslararası tepki ve Ordu’nun aktüel durumu bu makalede detaylı şekilde ele alınıyor.

1. Olayın Özeti ve Zaman Çizelgesi

1 Haziran 2025’te İtalya’nın Sicilya Adası’ndan Gazze’ye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan Madleen yelkenlisi, uluslararası sularda İsrail donanması tarafından durduruldu. Gemi, 9 Haziran sabahı İsrail güçleri tarafından Shayetet 13 özel birliklerinin katılımıyla Akdeniz’in uluslararası sularında durdurularak personeline müdahale edildi. Bu müdahale sonucunda gemide bulunan 12 aktivist, Ashdod Limanı’na çekilerek gözaltına alındı

9–10 Haziran 2025: Gemideki aktivistlerden Greta Thunberg, Baptiste André, Omar Faiad ve Sergio Toribio, sınır dışı edilmek üzere evrak imzalayıp İsrail’den ayrıldı .
10 Haziran 2025: Kalan sekiz aktivist, aralarında Türk vatandaş Şuayb Ordu’nun da bulunduğu grup, deportasyon kararına itiraz ederek tutuklu kalmayı tercih etti .
12 Haziran 2025: Türk aktivist Şuayb Ordu’nun, yargı sürecinin tamamlanmasının ardından serbest bırakılarak Türkiye’ye dönmesine karar verildi.


2. Şuayb Ordu Kimdir?

  • Adı Soyadı: Şuayb Ordu

  • Uyruk: Türkiye

  • Görev/Ünvan: İnsan hakları ve barış aktivisti

  • Madleen Çalışmaları:

    • Uluslararası Freedom Flotilla Koalisyonu kapsamında, Gazze’deki insani krize dikkat çekmek amacıyla düzenlenen deniz konvoylarında aktif rol aldı

    • Barış yanlısı eylemler ve hukuki zeminde kampanyalarla Gazze Ablukası’nın kaldırılmasını savunuyor.


3. Uluslararası ve Hukuki Boyut

3.1. İsrail’in Müdahalesi

İsrail Hükûmeti, Madleen yelkenlisinin Gazze’ye insani yardım amacıyla değil “medya şovu” amacıyla hareket ettiğini öne sürerek gemiye müdahale etti ve uluslararası kamuoyunda “insan hakları ihlali” suçlamalarıyla karşılaştı . Birleşmiş Milletler uzmanları, bu tür insani misyonların koruma altında olması gerektiğini vurgulamış, geminin uluslararası sularda durdurulmasının uluslararası hukuka aykırı olabileceğini belirtmişlerdir .

3.2. Türkiye’nin Tepkisi

Dışişleri Bakanlığı, müdahalenin “açık bir uluslararası hukuk ihlali” olduğunu belirterek İsrail’i kınadı ve tutuklu Türk vatandaşının derhal serbest bırakılmasını talep etti. Ankara, bu aşamada hem diplomatik kanalları hem de hukuki süreçleri işleterek Ordu’nun güvenliğine ilişkin konsolosluk desteği sağladı.


4. Serbest Bırakılma Süreci

  1. Yasal İşlemler: Kalan sekiz aktivistin deportasyon kararına itiraz başvuruları, İsrail idari mahkemelerinde değerlendirildi.

  2. Gözaltı Koşulları: Givon Cezaevi’nde tutulan aktivistler, avukatları ve konsolosluk temsilcileriyle görüştü.

  3. Kararın Açıklanması: 11 Haziran akşamı yapılan duruşmada, Ordu’nun pasaportuna el konulmaksızın serbest bırakılmasına karar verildi.

  4. Türkiye’ye Dönüş: 12 Haziran sabahı, Ashdod’dan kalkan Türk Hava Yolları özel seferiyle İstanbul’a dönecek.


5. Etkileri ve Değerlendirme

  • Medya ve Kamuoyu: Türkiye’de ve uluslararası alanda Ordu’nun serbest kalma haberi, insan hakları savunucuları arasında moral kaynağı oldu.

  • Siyasi Sonuçlar: Olay, İsrail’in ablukasının tartışılmasına ve Gazze’ye insani yardımların uluslararası hukuk çerçevesinde nasıl sağlanabileceğine dair yeni girişimlere zemin hazırladı.

  • Geleceğe Yönelik Adımlar: Freedom Flotilla Koalisyonu, benzer eylemlerin hukuki dayanaktan yoksun suistimallere maruz kalmaması için “deniz hukuku savunucuları” örgütü kurmayı ve BM nezdinde yeni koruma mekanizmaları talep etmeyi planlıyor.


Sonuç
Şuayb Ordu’nun 12 Haziran 2025 tarihinde serbest bırakılması, uluslararası sularda insani yardım eylemlerinin korunması gerekliliğini bir kez daha gündeme getirdi. Hem Türkiye’nin diplomatik girişimleri hem de aktivistlerin hukuki ısrarı, Barış Filosu misyonlarının güvenliğini artıracak yeni adımlar atılmasını sağlayabilir.

Okumaya Devam Et

Gündem

CHP Ankara Gençlik Kolları, Akit TV önüne siyah çelenk bıraktı: “Zeyrek’in adı, sizin kaleminizden, ekranınızdan ve zihniyetinizden milyon kat daha temizdir”

Yayımlandı

üzerinde

(ANKARA) – CHP Ankara Gençlik Kolları, hayatını kaybeden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek için “çarpıldı” ifadesini kullanan Yeni Akit Gazetesi ve Haber Müdürü Zekeriya Say’ın ifadelerini Ankara’da protesto etti. Yapılan basın açıklamasının ardından İletişim Başkanlığı önüne siyah çelenk bırakmak isteyen partililerle polis arasında gerginlik çıktı. Protesto için hazırlanan çelenk, Akit TV binası önüne bırakıldı.

Ferdi Zeyrek’in Kurban Bayramı’nın ilk günü evinde geçirdiği kazayla ilgili “çarpıldı” ifadesiyle haber yapan Yeni Akit Gazetesi ve Haber Müdürü Zekeriya Say’ın cenazeden sonra hakaret içeren ifadelerle birlikte elektrik akımı içeren görseller paylaşması, CHP Ankara Gençlik Kolları tarafından protesto edildi.

CHP’liler, Akit TV’nin Ankara’da bulunan stüdyosunun önünde basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasının ardından İletişim Başkanlığı önüne siyah çelenk bırakmak isteyen kitleye polis izin vermedi. Yürümeleri engellenen kitle, Akit TV önüne siyah çelenk bıraktı. CHP Ankara Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Okan Türkmen, şu açıklamayı yaptı:

“Bugün buradayız. Çünkü bir sınır aşılmıştır. Ahlak sınırı aşılmıştır. İnsanlık sınırı aşılmıştır ve biz bu çürümüşlüğe karşı susmayacağız. İki gün önce büyük bir kayıp yaşadık. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanımız, yol arkadaşımız, kıymetli ağabeyimiz Ferdi Zeyrek’i kaybettik. Henüz acımız tazeyken, kendini gazete olarak nitelendiren bir kurum ve onun haber müdürü, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ferdi Zeyrek’in yaşadığı kaza hakkında attığı manşet ve devamında yaptığı utanmaz paylaşımlarla ahlaksızlığın dibini boylamıştır.

Ferdi Zeyrek, bu ülkenin gördüğü en dürüst, en vicdanlı, en çalışkan insanlardan biriydi. Siyaseti kişisel ikbali için değil, halkına hizmet için yapan; alnı açık, yüreği temiz bir kişiydi. Makamdan güç alan değil, makama halkın gücünü taşıyan bir insandı. Soruyoruz: Böylesine güzel yürekli bir insan, henüz hastanede yaşam savaşı verirken ‘çarpıldı’ başlığıyla manşet atmak nasıl bir ahlaksızlıktır? Bu nasıl bir çürümüşlüktür?
Bu nasıl bir karanlık zihniyettir? Bu nasıl bir kin? Nasıl bir düşmanlıktır? Bir insana vefatından sonra bile saygıyı esirgeyen, kin ve nefret diliyle kamuoyunu zehirleyen bu anlayışın, burada, kendi stüdyolarının önünde protestosunu ediyoruz. Bu anlayış yalnızca basın ahlakına değil, insanlığa da aykırıdır.

Ölüm üzerinden kin kusan bu aşağılık dil sıradan bir düşmanlık değil; sistematik, bilinçli ve politiktir. Buradan sözde haber müdürü Zekeriya Soy’a, bu ahlaksızlığı manşetlere ve sosyal medyaya taşıyan herkese sesleniyoruz: Siz yıllardır gazetecilik yapmıyor, açıkça nefret yayıyorsunuz ve bu nefretin karşısında susacak değiliz. Unutacak değiliz, affedecek hiç değiliz. Ferdi Zeyrek’in adı, sizin kaleminizden, ekranınızdan ve zihniyetinizden milyon kat daha temizdir. Gerçek gazetecilik, Akit’in tekelinde değil; halkımızın vicdanındadır. Bu devran döndüğünde de halkın vicdanında ve tarihin önünde hesap vereceksiniz. Bu siyah çelengi de yalnızca bir protesto için değil, sizin çürümüş gazetecilik anlayışınıza ve insanlıktan nasibini almamış dilinize karşı bir uyarı olarak bırakıyoruz.

Ferdi Zeyrek’e karşı yaptığınız bu iğrenç saldırıyı unutmayacağız, peşini de bırakmayacağız. Hiçbir şüphemiz yok ki Ferdi Başkanımızın adı, Manisa’nın sokaklarında, yurttaşların yüreğinde ve bizim de yaşamımızda, mücadelemizde yaşamaya devam edecektir. Bu duygu ve düşüncelerle Ferdi Başkanımızı bir kez daha saygıyla anıyor; kendisine Allah’tan rahmet, yakınlarına, sevenlerine ve tüm örgütüne başsağlığı diliyorum.”

Okumaya Devam Et

Gündem

Türkiye’nin Yerli KAAN Beşinci Nesil Savaş Uçakları Endonezya’ya İhraç Edilecek: Tarihi Savunma Anlaşması Erdoğan’dan

Yayımlandı

üzerinde

 

Açıklaması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’de geliştirilen beşinci nesil KAAN savaş uçaklarının ilk kez Endonezya’ya ihraç edileceğini açıkladı. Toplam 48 uçaktan oluşan bu anlaşma, iki ülke arasındaki savunma sanayi iş birliğinde dönüm noktası niteliği taşıyor.

1. Giriş: Tarihi Anlaşmanın Arka Planı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11 Haziran 2025 tarihinde Jakarta’da düzenlenen Indo Defence 2025 fuarı kapsamında, Türkiye’nin geliştirdiği beşinci nesil savaş uçağı KAAN’ın ilk ihracat anlaşmasını duyurdu. Bu kapsamda, 48 adet KAAN uçağı Türkiye’de üretilip Endonezya’ya teslim edilecek söz konusu ticari ve stratejik ortaklık, Türk savunma sanayisi için bir ilki temsil ediyor

2. Anlaşmanın Önemi ve Stratejik Boyutu

  • Savunma Sanayisinde Dönüm Noktası
    Türkiye’nin savunma sanayisinde kritik rol oynayan KAAN projesi, ilk ihracatını Endonezya’ya yaparak dış pazarlarda rekabet gücünü kanıtlamış olacak. Aynı zamanda iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın derinleşmesine olanak tanıyacak bu anlaşma, bölgesel güvenlik ve savunma iş birliğini yeni bir seviyeye taşıyor.

3. KAAN Savaş Uçağı Özellikleri

  • Beşinci Nesil Teknoloji: Gizli yapı ve ileri radar keskinliği

  • İlk Uçuş ve Seri Üretim: KAAN’ın ilk uçuşunu 2024’te gerçekleştirmesinin ardından, seri üretim hattı hızlandırıldı.

  • Mühimmat ve Performans: Uzun menzilli hassas güdümlü mühimmat taşıma kapasitesi, gelişmiş aviyonik sistemler.

Bu teknik avantajlar, KAAN’ı bölgesel aktörler için cazip bir tercih haline getiriyor .

4. Ortak Üretim ve Teknoloji Transferi

Erdoğan’ın duyurduğu anlaşmaya göre:

  • KAAN jetleri Türkiye’de üretilecek,

  • Endonezya’nın yerel sanayi yetenekleri entegre edilerek teknoloji transferi desteklenecek.

Bu model, her iki ülkenin de savunma sanayi ekosistemlerini güçlendirirken, uzun vadeli iş birliğini de garanti altına alıyor .

5. Diğer Savunma İhracat Başlıkları: İHA Anlaşması

Aynı ziyaret kapsamında, Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar ile Endonezya’nın Republikorp Kurucusu Norman Joesoef arasında “Bayraktar TB3 ve Bayraktar AKINCI İhracatına Yönelik Ortak Üretim Anlaşması” imzalandı. Buna göre:

  • 60 Bayraktar TB3

  • 9 Bayraktar AKINCI

üretimi Türkiye’de yapılacak ve Endonezya’ya sevk edilecek .

6. Teslimat Takvimi ve Finansal Detaylar

  • Teslimatlar: İlk KAAN teslimatlarının 2028 yılında başlaması bekleniyor.

  • Anlaşmanın Finansmanı: Erdoğan finansal rakamları paylaşmasa da, savunma bütçelerine uygun esnek ödeme planı üzerinde mutabakata varıldığı ifade ediliyor

7. Sonuç: Geleceğe Bakış

Türkiye-Endonezya savunma iş birliği; KAAN savaş jetleri ve İHA projeleriyle, iki ülke arasında “stratejik ortaklık” tanımını güçlendiriyor. Bu anlaşmalar, hem yerli sanayinin ihracat kapasitesini artıracak hem de bölgesel güvenlik mimarisine yeni bir dinamizm katacak.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar