Gündem
Avrupa’dan Türkiye Vurgusu: Rolü Kilit Öneme Sahip
Türkiye, günümüz Avrupa gündeminde stratejik bir aktör olarak öne çıkıyor. Hem siyasi hem de askeri, ekonomik hem de diplomatik alanlarda gösterdiği aktif performansıyla, Avrupa güvenliğinde ve istikrarında kilit bir rol oynuyor. Bu makalede, Türkiye’nin Avrupa’daki önemini, savunma ve diplomasi hamlelerini, ekonomik işbirliği dinamiklerini ve bölgesel güvenlik mimarisindeki yerini detaylı olarak ele alacağız.
Avrupa’da Türkiye’nin Stratejik Rolü
Avrupa ülkeleri, bölgedeki barış ve istikrarın sağlanmasında Türkiye’nin oynadığı rolü yakından takip ediyor. Özellikle;
- Güvenlik Katkısı: NATO ve AB üyesi ülkeler, Türkiye’nin güçlü askeri yapısının ve coğrafi konumunun, bölgesel güvenlik için vazgeçilmez olduğunu belirtiyor.
- Diplomatik Etkinlik: Türkiye, bölgedeki çatışmaların çözümünde arabuluculuk ve diplomatik girişimlerle öne çıkarak, kriz yönetiminde aktif bir rol üstleniyor.
Bu dinamikler, Avrupa’nın mevcut güvenlik mimarisini yeniden şekillendirirken Türkiye’nin bu yapıda stratejik bir ortak olarak görülmesini sağlıyor.
Diplomatik ve Askeri Katkılar
Diplomatik Girişimler
Türkiye, özellikle Rusya-Ukrayna çatışması ve çevresel krizler kapsamında, Avrupa ülkeleriyle yakın diyalog ve işbirliği içerisinde bulunuyor. Avrupa liderleri, Türkiye’nin:
- Barış ve Çatışma Çözümü: Bölgedeki barışı tesis etme konusunda üstlendiği diplomatik misyonlara büyük önem veriyor.
- Stratejik Ortaklık: AB ve NATO toplantılarında Türkiye’nin sunduğu yapıcı çözüm önerileri, bölgesel işbirliğini güçlendiriyor.
Askeri Güç ve Savunma Sanayii
Türkiye, sahip olduğu modern ve deneyimli askeri güç sayesinde Avrupa’nın güvenliğine önemli katkılar sağlıyor. Özellikle:
- Savunma İşbirliği: AB ülkeleri ve NATO ile yapılan ortak tatbikatlar ve savunma sanayisi projeleri, Türkiye’nin askeri kabiliyetini ortaya koyuyor.
- Bayraktar ve İleri Teknoloji: Yerli savunma sanayisindeki atılımlar, Bayraktar İHA gibi sistemlerle hem ulusal hem de uluslararası arenada takdir topluyor.
Bu gelişmeler, Türkiye’nin askeri ve savunma alanındaki gücünü artırırken, Avrupa’nın güvenlik mimarisinde de kritik bir aktör olmasını sağlıyor.
Ekonomik İşbirlikleri ve Bölgesel Güvenlik
Avrupa, ekonomik istikrarın ve güvenliğin sağlanmasında da Türkiye ile işbirliğine önem veriyor. Türkiye’nin:
- Stratejik Coğrafi Konumu: Karadeniz’e kıyısı ve boğazları, dünya ticaret yolları için kritik bir geçiş noktası oluşturuyor.
- Enerji ve Lojistik Avantajı: Doğal gaz, enerji ve lojistik altyapısı sayesinde, Türkiye hem bölgesel hem de küresel ticarette önemli bir rol oynuyor.
Bu ekonomik işbirlikleri, sadece ticaret alanında değil; aynı zamanda bölgesel güvenlik ve istikrarın sağlanmasında da Türkiye’nin değerini artırıyor.
Avrupa Güvenlik Mimarisinde Türkiye
Avrupa, son yıllarda değişen küresel dengeler ve artan güvenlik tehditleri karşısında, mevcut savunma yapısını güçlendirme çabası içinde. Bu süreçte Türkiye’nin rolü:
- Güvenlik Garantileri: Avrupa ülkeleri, özellikle Ukrayna gibi kriz bölgelerindeki çatışmaların ardından, Türkiye’nin askeri ve diplomatik katkılarını güvenlik garantileri olarak görüyor.
- Barış Anlaşmaları ve Ateşkes Çabaları: Türkiye’nin arabuluculuk girişimleri, Avrupa’da kalıcı bir barış ortamının sağlanmasında kritik öneme sahip.
Bu unsurlar, Türkiye’nin sadece askeri güç olarak değil; aynı zamanda diplomatik çözüm ortağı olarak da Avrupa’nın güvenlik yapısında yerini sağlamlaştırıyor.
Türkiye’nin Savunma Sanayii ve Askeri Gücü
Son yıllarda Türkiye, savunma sanayisinde gerçekleştirdiği yerli üretim atılımlarıyla, Avrupa’nın askeri stratejilerinde öne çıkan bir aktör haline geldi. Başlıca noktalar:
- Teknoloji Transferi ve İhracat: Bayraktar TB2 İHA ve diğer savunma ürünleri, dünya çapında tanınan ve tercih edilen ürünler arasında yer alıyor.
- Modernizasyon ve Ar-Ge Yatırımları: Türkiye, askeri teknolojilerde kendi kendine yeterlilik hedefine yönelik Ar-Ge yatırımlarıyla, hem ulusal güvenliği güçlendiriyor hem de Avrupa pazarında rekabet avantajı sağlıyor.
Bu gelişmeler, Türkiye’nin askeri gücünün yanı sıra savunma sanayisinin de bölgesel ve küresel ölçekte stratejik bir aktör olarak konumlanmasına olanak tanıyor.
Sonuç
Türkiye, Avrupa güvenliği, istikrarı ve ekonomik işbirliği konularında stratejik bir ortak olarak öne çıkıyor. Güçlü askeri yapısı, aktif diplomatik girişimleri ve ekonomik avantajları sayesinde, Avrupa’nın değişen küresel dinamiklerinde kritik bir rol oynuyor. Avrupa ülkeleri, Türkiye’nin barış, güvenlik ve işbirliği alanındaki katkılarını yakından takip ederken, bu işbirliğini derinleştirme ve sürdürülebilir kılma çabalarına da devam ediyor.
Bu bağlamda, Türkiye’nin Avrupa gündemindeki yerini sağlamlaştırması, karşılıklı çıkarlar doğrultusunda hem bölgesel hem de küresel barışa katkı sağlayacak stratejik adımların atılmasını gerektiriyor.
Gündem
“Eşim ve ben bir ağaçtan kopmuş dallar gibiyiz. Dayanılmaz acılarla yaşıyoruz.”
“Eşim ve ben bir ağaçtan kopmuş dallar gibiyiz. Dayanılmaz acılarla yaşıyoruz.”
hazırlayan: Fatih Doğan
Gazze’ye dönen bir aile, buldozerlerle yıkılmış mezarlar ve çok az umutla karşılaşır.
Hiba ve Muhammed, İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşında çok acı çekmişlerdir ve geleceğe dair pek bir beklentileri yoktur.
Gazze Şehri – Hiba el-Yazji ve eşi Muhammed, son iki yıldır cehennem azabı çektiler ve geri döndüler. İsrail saldırılarında onlarca aile üyesini kaybettiler. Evleri yok oldu. Birçok kez yerlerinden edildiler. Ve şimdi, geleceğin kendilerine ve 10 yaşındaki kızları İman’a ne getireceğinden emin olmadan bekliyorlar.
Aile, Gazze ateşkesinin başlamasından birkaç gün sonra, ancak İsrail saldırılarının anlaşmayı çökertmekle tehdit etmesinden sadece bir gün önce, geçen Cumartesi günü Kuzey Gazze’ye geri döndü.

Hiba, çadırının yanında dağınık eşyalarını düzenlerken uzaktan gelen patlamaları duyduğunu ve savaşın geri dönüp dönmediğini merak ettiğini söyledi. Bu durum, aileyi muhtemelen güneye geri dönmeye ve savaş sırasında defalarca yaptıkları bir yolculuğu tekrarlamaya zorlayacaktı.
Hiba, günler sonra Al Jazeera’ya, ailesinin çadırının kurulu olduğu kum yığınının üzerine bir sandalye çekip otururken, “Dürüst olmak gerekirse artık hiçbir şey anlamıyoruz,” dedi.
Aile öldürüldü
İsrail’in geçen Pazar günü en az 42 kişiyi öldürdüğü şiddetli şiddet olaylarının ardından ateşkes büyük ölçüde sürdürüldü.
Ancak Hiba ve Muhammed son iki yılda o kadar çok acı çektiler ki, gelecekleri konusundaki belirsizlikleri anlaşılabilir.
Çift, savaş başladığında Kuzey Gazze’de kalmıştı. Ancak savaşın başlamasından iki aydan kısa bir süre sonra bu karar onlara pahalıya mal oldu.
“Bütün ailemi kaybettim: Babamı, annemi, tüm kardeşlerimi. Aynı zamanda kuzenim olan kocam da tüm ailesini kaybetti,” dedi. Gözleri yaşlarla doluyken, Mohammad sessizce yanında oturuyordu ve kendi gözleri kıpkırmızıydı.
3 Aralık 2023’te, Gazze Şehri’nin Şeyh Rıdvan semtindeki dört katlı aile evleri bombalandı. Bu ev, diğer bölgelerden gelen birkaç akrabanın da sığındığı evdi.
Hiba, Mohammad, kızları İman ve Hiba’nın küçük erkek kardeşi, enkazın altından hafif yaralı olarak çıkarılan tek kurtulanlardı.
Saldırıda, geniş ailelerinden 60 kişi hayatını kaybetti.
“Neredeyse tüm ailem yok oldu: annem, babam, altı kardeşim, eşleri ve çocukları. Eşimin ailesi de -anne babası, kardeşleri ve çocukları. Amcalarım ve ailelerinin hepsi öldürüldü,” dedi Mohammad.
Mohammad, anne babası, altı kardeşi, çocukları ve eşleri de dahil olmak üzere toplam 36 akrabasını kaybetti.
Hiba aynı grevde anne babasını, dört kardeşini ve iki yeğenini kaybetti.

Buldozerle yıkılmış mezarlar
Dışarıdan bakan biri için Hiba ve Muhammed’in yaşadığı kayıplar neredeyse akıl almaz. Savaş sona ermiş olsa bile, bu öylece geçip gidebilecekleri bir şey değil.
“Ölmek istiyordum,” dedi. “Kocam ve ben bir ağaçtan koparılmış dallar gibiyiz. Dayanılmaz bir acıyla yaşıyoruz. Keşke bir saldırı bizi de alsaydı. Hayatta kalmak bir ceza gibi.”
Eylül ayında, İsrail tankları yaklaşırken çift, güneye gitmek üzere Gazze Şehri’nden ayrıldı. Ancak bildikleri her şeyden uzakta, mülteci kamplarındaki hayatın dayanılmaz olduğunu gördüler.
Ateşkes nedeniyle İsrail’in Gazze Şehri’ne ilerlemesi durdurulunca geri dönmeye karar verdiler.
Ama hiçbir şey onları bulacakları şeye hazırlamamıştı.
Gazze’de emlak işleriyle tanınan ailesinden Muhammed, “Tüm aile evlerimiz yıkıldı, hatta yakın zamanda taşındığımız ev, eşimin ailesinin evi bile yok oldu. Arabalarımız, düğün salonu işletmemiz, hepsi yerle bir oldu,” dedi.
FatihDoganMedya
Gündem
Donald Trump’tan Hamas’a 48 saatlik uyarı: “Esir cenazelerini geri verin, aksi halde diğer ülkeler harekete geçecek”
Tarih: 26 Ekim 2025
Saat: 03:10
Okuma süresi: ~4 dakika
Eski ABD Başkanı ve o günkü yetkili açıklamalarında etkin rol oynayan isim Donald Trump, Truth Social üzerinden paylaştığı mesajda Hamas’a 48 saatlik bir süre vererek elinde tuttuğu “ölü esir cenazelerini” iade etmesi gerektiğini; aksi hâlde “barış anlaşmasına taraf diğer ülkelerin harekete geçeceğini” söyledi. Trump, açıklamasında aralarında iki Amerikan vatandaşının cenazelerinin de bulunduğunu belirtti.

PALM BEACH, FLORIDA – DECEMBER 16: U.S. President-elect Donald Trump speaks at a news conference at Trump’s Mar-a-Lago resort on December 16, 2024 in Palm Beach, Florida. In a news conference that went over an hour, Trump announced that SoftBank will invest over $100 billion in projects in the United States including 100,000 artificial intelligence related jobs and then took questions on Syria, Israel, Ukraine, the economy, cabinet picks, and many other topics. (Photo by Andrew Harnik/Getty Images)
Başlık altı (lead)
Trump, Gazze-İsrail hattında sağlanan barış/ateşkes mutabakatının işlemesi için Hamas’ın kalan ölü esir cenazelerini derhal iade etmesini talep etti ve “48 saat içinde somut bir ilerleme” beklediğini vurguladı; aksi durumda anlaşmaya taraf ülkelerin adımlar atacağını belirtti.
Haber Detayı
Trump’ın mesajı ve platformu
Trump, söz konusu uyarıyı Truth Social hesabından yaptı; mesajında “Hamas, ölü esir cenazelerini hemen iade etmeye başlayacak; bazı cenazeler ulaşılması zor yerlerde olabilir ama birçoğunu hemen verebilirler” ifadelerini kullandı ve sürecin yakın takibinde olduğunu yazdı.
Neden bu talep önemli?
Son dönemde yürütülen ateşkes/ceasefire görüşmeleri kapsamında karşılıklılık esasına dayanan bir protokol üzerinde anlaşma sağlanmıştı: canlı esirlerin ve ölü cenazelerin iadesi, karşılığında belirli sayıda mahkûmun serbest bırakılması ve kademeli tavizler öngörülüyordu. Trump’ın açıklaması, bu takvimin aksaması halinde anlaşmanın işlemez hâle gelme riskine işaret ediyor.
“Diğer ülkeler harekete geçecek” iddiası
Trump, mesajında anlaşmaya taraf diğer ülkelerin—özellikle sürece arabuluculuk eden veya garantör pozisyonundaki ülkelerin—Hamas’ın işbirliği yapmaması hâlinde müdahaleye veya yaptırımlara yönelebileceğini ima etti. Haber ajansları ve bölge medyası, Trump’ın bu ifadelerini “uyarı/ultimatom” olarak değerlendirdi.
Sürecin mevcut durumu ve belirsizlikler
Bazı haber kaynaklarına göre (resmî kaynak açıklamaları ile karşılaştırıldığında), Gazze içindeki kaotik durum ve farklı silahlı grupların varlığı nedeniyle tüm cenazelerin hemen iade edilmesi lojistik ve güvenlik sorunları doğuruyor; buna rağmen Trump ve anlaşma ortakları geri dönüş bekliyor. Uzmanlar, zaman baskısının hem siyasi gerilimi tırmandırabileceği hem de tanımlama ve adli süreçleri zorlayabileceği uyarısında bulunuyo
Olası sonuçlar
-
Hamas’ın iade talimatına uyması: Ateşkes hattında güvenin güçlenmesi; esir aileleri için hızlı bir sonuç; anlaşma mekanizmalarının devreye girmesi.
-
Hamas’ın isteksiz veya gecikmeli yanıtı: Anlaşma ortaklarının yaptırım veya daha geniş diplomatik/askeri baskı araçlarını konuşmaya başlaması; bölgesel gerilimin tırmanması.
Bölge uzmanları, “48 saatlik baskının pratikte kısa” olduğunu; ancak siyaseten bir hareketlilik yaratma amacı taşıdığını belirtiyor. Uzmanlar ayrıca tespit, adli inceleme ve kimliklendirme süreçlerinin aceleye getirilmemesi gerektiğini; aksi hâlde insani ve hukuki problemlerin derinleşebileceğini vurguluyor.
Trump’ın 48 saatlik uyarısı, hem sahadaki insani drama hem de diplomatik sürecin kırılganlığını bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Önümüzdeki 48 saat içinde Hamas’tan somut bir iade adımı gelirse süreç rahatlayabilir; gelmezse bölgesel aktörlerin devreye girme ihtimali güçlenecektir.
Gündem
İstanbul’un 4 ilçesinde 1 günlük gösteri yasağı: Valilik “sanal devriye” raporuna göre önlem aldı
İstanbul’un 4 ilçesinde 1 günlük gösteri yasağı: Valilik “sanal devriye” raporuna göre önlem aldı
Tarih: 26 Ekim 2025 — Saat: 01:13 (İstanbul).
Okuma süresi: ~2 dakika
İstanbul Valiliği, İl Emniyet Müdürlüğü’nün “sanal devriye” çalışmalarıyla elde edilen istihbarat doğrultusunda Beyoğlu, Bayrampaşa, Kağıthane ve Şişli ilçelerinde 26 Ekim 2025 günü (00:01–23:59) süreyle her türlü açık alan toplantısı, gösteri yürüyüşü, çadır/stand kurma, oturma eylemi, imza kampanyası, anma töreni, el ilanı dağıtımı ve pankart/afiş asma gibi etkinlikleri yasakladı. Kararda, olası provokatif eylemlerin önlenmesi ve kamu güvenliğinin sağlanması amaçlandığı belirtildi.

Haber Detayı
İstanbul Valiliği tarafından yapılan basın açıklamasında, İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin yürüttüğü sanal devriye faaliyetleri kapsamında bazı grupların izinsiz toplanma, yürüyüş ve protesto hazırlığında olduğu tespit edildiği vurgulandı. Valilik, bu tespitler ışığında toplumun huzur ve güvenliğini korumak amacıyla geçici bir yasak kararı alındığını bildirdi.
Yasak kararının hukuki dayanakları olarak 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu ile 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun ilgili maddeleri gösterildi. Kararın belirtilen saatler arasında uygulanacağı ve ihlallerin ilgili mevzuat çerçevesinde işlem gerektireceği ifade edildi.
Valiliğin açıklaması ayrıca vatandaşlardan ve sivil toplum kuruluşlarından yasaklanan faaliyetlere uymaları, kamu düzenini zedeleyici davranışlardan kaçınmaları ve güvenlik güçlerine yardımcı olmaları yönünde çağrı içeriyor. Güvenlik makamları da sahada gerekli tedbirleri alacaklarını duyurdu.
Etkilenen ilçeler ve kapsam
-
Beyoğlu — açık alan toplantıları ve gösteriler yasak.
-
Bayrampaşa — aynı düzenlemeler geçerli.
-
Kağıthane — tüm açık etkinlikler 1 günlüğüne durdurul
-
Şişli — yürüyüş ve gösteri yasağı kapsamında.
Yasak, 26 Ekim 2025 günü saat 00:01’den 23:59’a kadar uygulanacak şekilde duyuruldu.
Vatandaşa kısa bilgilendirme
-
Yasak kapsamındaki etkinlikler duyurulduğu saatler içinde yapılmamalıdır.
-
Kamu düzenini bozacak herhangi bir toplanma güvenlik güçlerince engellenebilir ve yasal işlem başlatılabilir.
-
Vatandaşlar çevrelerindeki gelişmeleri resmi kaynaklardan takip etmeli; Valilik veya Emniyet’in ek duyuruları varsa onlara göre hareket etmelidir.
-
Sanat1 hafta önceİlhamı aile mesleği balıkçılıktan aldı: Metal parçalarla sanat eseri üretiyor
-
Teknoloji1 hafta önce5G ihalesinin kazananları belli oldu
-
Teknoloji1 hafta önceChatGPT’nin erkeklere verdiği “korkunç flört tavsiyeleri”
-
Son Dakika1 hafta önceSon dakika deprem mi oldu? Az önce deprem nerede oldu? İstanbul, Ankara, İzmir ve il il AFAD son depremler 17 Ekim 2025
-
Teknoloji5 gün önceNASA astrofizikçisinden yeni teori: Uzaylılar “sıkıcı” olabilir
-
Teknoloji1 hafta önceJaponya’da yapay zeka ile deepfake içerik suçuna gözaltı
-
Teknoloji4 gün önceOpenAI, ChatGPT tarayıcısını tanıttı: Mac kullanıcılarına özel
-
Teknoloji1 hafta önceSamanyolu’nun merkezindeki kara delik uzay-zamanı nasıl büküyor?
