Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Teknoloji

“Yaşayan Nostradamus”tan Antarktika gizemine dair açıklama: “Paralel evren olabilir”

Yayımlandı

üzerinde

’nın derinliklerinden gelen gizemli bir sinyal, bilim dünyasında büyük bir merak ve kafa karışıklığı yaratıyor.

NASA’nın ANITA (Antarctic Impulsive Transient Antenna) projesi kapsamında kullanılan balon tabanlı gözlem cihazları, normalde yukarıdan gelmesi beklenen nötrino parçacıkları yerine, yerin altından yükselerek buz tabakasını ve Dünya’nın iç katmanlarını delip geçen radyo dalgaları tespit etti.

Mevcut fizik kuramlarına göre imkansız görülen bu olay, ya cihazdaki bir arızaya ya da ölçüm hatasına bağlandı. Ancak tüm bilim insanları bu açıklamadan ikna olmuş değil.

“DAHA BÜYÜK BİR GERÇEKLİĞİN İŞARETİ OLABİLİR”

Brezilyalı kahin Athos Salomé, kamuoyunda “Yaşayan Nostradamus” olarak bilinen ve pandemi, Microsoft’un küresel kesintisi, Kraliçe II. Elizabeth’in ölümü gibi olayları önceden tahmin ettiği söylenen bir isim.

Salomé’nin de bilim insanı olmamasına rağmen NASA’nın ilginç gözlemiyle ilgili fikirleri var. Daily Mail’e göre o, bu sinyallerin çok daha büyük bir gerçeğin işareti olabileceğini öne sürüyor.

Salomé, bu gözlemin aslında gerçekliğin sandığımız kadar tekil olmayabileceğinin ilk göstergesi olduğunu ve hatta paralel evrenlerin varlığına dair bir işaret olabileceğini düşünüyor.

AYNI SİNYALLER YENİDEN KAYDEDİLMELİ

Aralık 2025’te gökyüzüne gönderilmesi planlanan PUEO adlı yeni balon, ANITA’dan beş kat daha hassas olacak.

Eğer aynı sinyalleri yeniden kaydederse, bunun bir ölçüm hatası değil, mevcut fizik yasalarında bilinmeyen bir “çatlak” olduğunu gösterebilir.

Salomé, “Bu doğrulanırsa bilimkurgu değil, yeni bir fiziğin başlangıcından söz edeceğiz” diyerek 2030’a kadar bu keşfin Nobel ödülüyle taçlanmasının kaçınılmaz olacağını söyledi.

Bilim insanlarının elindeki veriler ise şaşırtıcı. Radyo dalgaları, normalde nötrino kaynaklı olamayacak kadar dik açılardan -buz yüzeyinin 30 derece altından- geliyor. Ayrıca bu dalgaların binlerce kilometrelik kaya ve buz katmanını aşarak balonlara ulaşması mümkün görünmüyor. Bu nedenle araştırmacılar, sinyallerin ya henüz keşfedilmemiş parçacıklardan ya da karanlık maddeyle ilişkili bilinmeyen etkileşimlerden kaynaklandığını düşünüyor.

“UZAYLI İZİYSE BU BİR DEVRİM OLUR”

Daha da iddialı bir teori, sinyallerin doğal kökenli olmayabileceğini, insan yapımı olmayan bir teknoloji ürünü olabileceğini öne sürüyor. Salomé de bu ihtimale dikkat çekerek, “Eğer bu uzaylılara ait bir teknoloji iziyse, insanlık tarihinin en büyük keşfiyle karşı karşıyayız. Bu evrenle değil, kimlerin bizimle birlikte yaşadığıyla ilgili bir devrim olur” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Teknoloji

Yayımlandı

üzerinde

Yayın: FatihDoganMedya
Tarih: 12 Ekim 2025
Saat: 15:00 (Europe/Istanbul)
Okuma süresi: 3 dakika

Bağlanmanın yeni yolu: Dijital dünyada insan ilişkileri

Dijital çağ, insan ilişkilerinin kurulumunu, sürdürülmesini ve dönüşümünü yeniden tanımlıyor. Akıllı telefonlar, sosyal ağlar, anlık mesajlaşma uygulamaları, sanal gerçeklik deneyimleri ve yapay zekâ tabanlı sohbet asistanları; yakınlık, samimiyet ve iletişim biçimlerini etkileyen temel dinamikler haline geldi. Bu haberde, dijital platformların sunduğu fırsatlar, beraberinde getirdiği riskler ve sağlıklı dijital ilişkiler kurmak için pratik öneriler ele alınıyor.

Dijital bağlantıların yükselişi

Günlük hayatın önemli bir kısmı artık çevrimiçi gerçekleşiyor. Uzaktan çalışma, çevrimiçi etkinlikler ve ilgi alanı temelli topluluklar coğrafi sınırları kaldırırken, insanların farklı coğrafyalardan anlamlı bağlar kurmasını sağlıyor. Bu durum ilişki ağı genişletiyor; ancak bağlantının derinliği ve niteliği konusundaki sorular gündemde kalmaya devam ediyor.

Samimiyet mi, yüzeysellik mi?

Metin, emoji, kısa video ve sesli mesajlar yeni bir duygusal dil oluşturdu. Bu araçlar hız ve erişilebilirlik sağlarken beden dili ve ses tonu gibi sözel olmayan ipuçlarının eksikliğinden doğan yanlış anlamalara yol açabiliyor. Bu nedenle duygusal yoğunluğu ve güveni artırmak isteyenler zaman zaman uzun konuşmalara, video görüşmelere veya yüz yüze buluşmalara öncelik veriyor.

Yeni normlar ve beklentiler

Dijital platformlar, “her zaman ulaşılabilir olma” ya da “anlık yanıt” gibi yeni sosyal normlar oluşturdu. Bu beklentiler, ilişkilerde baskı ve tükenmişlik hissi yaratabilir. Sağlıklı bir dijital ilişki için sınır koyma, iletişim tercihlerini açıkça ifade etme ve platform davranış kurallarını birlikte belirleme önem kazanıyor.

Teknolojinin olumlu katkıları

Teknoloji; uzak aile bireyleriyle düzenli görüntülü görüşmeler, kronik rahatsızlık yaşayanlar için çevrimiçi destek grupları ve ortak ilgi alanlarına göre kurulmuş topluluklar aracılığıyla sosyal desteği artırıyor. Ayrıca dijital eğitim araçları ve rehber içerikleri, duygusal zekâ ve iletişim becerilerinin geliştirilmesine katkı sağlıyor.

Riskler: mahremiyet, manipülasyon, psikolojik etkiler

Dijital ilişkiler; siber zorbalık, mahremiyet ihlalleri, yanlış bilgi ve duygusal manipülasyon risklerini barındırıyor. Sürekli çevrimiçi kalma hali dikkat dağınıklığı, sosyal yorgunluk ve yüz yüze etkileşim eksikliğine bağlı duygusal boşluklara yol açabilir. Bu riskleri azaltmak için güvenlik ayarlarının gözden geçirilmesi, içerik doğrulama alışkanlıklarının edinilmesi ve gerektiğinde profesyonel destek alınması tavsiye ediliyor.

Yapay zekâ: tamamlayıcı mı, ikame mi?

Yapay zekâ tabanlı sohbet botları ve dijital asistanlar yalnızlıkla başa çıkmada veya rutin desteklerde yardımcı olabilir. Ancak uzmanlar, yapay zekânın karmaşık insani duyguların ve derin sosyal bağların yerini tamamen alamayacağı konusunda uyarıyor. Yapay zekâ; empati, etik ve sosyal bağların niteliği konusunda insan-etkisini tamamlayıcı araç olarak görülmeli.

Sağlıklı dijital ilişkiler için pratik öneriler

  • Sınırlarınızı belirleyin: İşyeri ve kişisel zamanınız arasında net çizgiler oluşturun; bildirimleri yönetin.

  • Açık iletişim kurun: İletişim beklentilerinizi ve tercihlerinizi karşılıklı olarak paylaşın.

  • Kaliteli zaman ayırın: Kısa metinlerin ötesine geçip derin, dikkatli konuşmalara ve video görüşmelere yer açın.

  • Mahremiyeti koruyun: Kişisel verilerin paylaşımını sınırlandırın ve güvenlik ayarlarını düzenli kontrol edin.

  • Dijital okuryazarlık kazanın: Kaynak kontrolü, yanlış bilginin tespiti ve çevrimiçi davranış kuralları konusunda bilgi sahibi olun.

  • Denge sağlayın: Ekran süresini sosyal ve fiziksel hayatla dengeleyin; gerektiğinde dijital detoks uygulayın.

  • FatihDoganMedya’dan not

    Dijital ilişkiler alanındaki teknolojik gelişmeler, yasal düzenlemeler ve platform sorumlulukları ilerleyen dönemde belirleyici olacak. Okuyucularımıza bu konuda uzman röportajları, rehber içerikler ve güncel analizler sunmaya devam edeceğiz.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Yerli yapay zeka “Kumru” kullanıma sunuldu!

Yayımlandı

üzerinde

Türkçe doğal dil işleme alanında yeni bir dönem başlatacak olan Kumru LLM, tamamen Türkçe verilerle eğitilen ilk büyük dil modeli olarak duyuruldu.

VNGRS tarafından geliştirilen model, 7,4 milyar parametreye sahip yapısıyla Türkçe odaklı yapay zekâ çalışmalarında yerelleştirilmiş, verimli ve özelleştirilebilir bir çözüm sunuyor. Kumru’nun yalnızca Türkçe için eğitilen tokenizer yapısı sayesinde çok dilli modellere göre %90’a kadar daha verimli çalıştığı belirtiliyor.

Model, 300 milyar token ve 500 GB veri içeren geniş bir eğitim setiyle oluşturuldu. Böylece Kumru’nun Türkçenin yalnızca sözcük yapısını değil, dilin doğal akışını da anlayabildiği ifade ediliyor.

Araştırmadan kurumsal uygulamalara kadar geniş bir kullanım alanına sahip olan Kumru; RAG tabanlı sohbet sistemleri, doküman özetleme, çağrı merkezi analitiği ve sosyal medya içerik üretimi gibi pek çok alanda kullanılabiliyor.

YERLİ KUMRU’NUN ÖZELLİKLERİ

Türk mühendisler tarafından geliştirilen Kumru LLM, tamamen Türkçe için eğitilmiş ilk büyük dil modeli olma özelliğini taşıyor. Model, doğal dil işleme alanında yüksek performans, verimlilik ve yerelleştirme kapasitesiyle öne çıkıyor.

TEKNİK ÖZELLİKLER

Parametre sayısı: 7,4 milyar

Eğitim verisi: 300 milyar Türkçe token, 500 GB veri

Tokenizer: Yalnızca Türkçe için özel olarak eğitilmiş tokenizer (çok dilli modellere göre %90’a kadar daha verimli)

Model tipi: Büyük dil modeli (LLM)

Eğitim dili: Tamamen Türkçe

YETKİNLİKLER

Metin üretimi, özetleme, yeniden yazma

Soru-cevap sistemleri

Konuşma ve diyalog üretimi

Doküman analizi ve özetleme

Chatbot ve müşteri destek uygulamaları

Sosyal medya içerik önerisi ve üretimi

KULLANIM ALANLARI

Araştırma ve akademik çalışmalar

Kurumsal yapay zekâ çözümleri

Çağrı merkezi analitiği

RAG tabanlı bilgi yönetimi sistemleri

Türkçe odaklı içerik üretimi ve medya uygulamaları

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Okyanusun altından sızıyor: Antarktika’da şaşırtan keşif

Yayımlandı

üzerinde

Gezegeni ısıtan güçlü bir sera gazı olan metan, deniz tabanında yeni çatlaklardan atmosfere karışıyor.

Yeni Zelanda Yer Bilimleri Enstitüsü’nden deniz bilimci Sarah Seabrook’un da aralarında bulunduğu uluslararası bir ekip, Ross Denizi’nde yaptığı araştırmada 40’tan fazla metan çıkışı tespit etti.

Bu sızıntıların çoğu, daha önce defalarca incelenmiş bölgelerde ortaya çıktı. Bu da bölgede metan salımında “temel bir değişimin” yaşanıyor olabileceğine işaret ediyor.

KÜRESEL ISINMAYI TETİKLEYEN DÖNGÜ

Metan, karbondioksitten yaklaşık 80 kat daha güçlü bir ısı tutma kapasitesine sahip.

Bu nedenle tabanındaki sızıntıların hızla atmosfere karışması, iklim değişikliğini tahmin edilenden çok daha fazla hızlandırabilir.

Araştırmacılar, Antarktika’daki bu sızıntıların neden oluştuğunun henüz net olmadığını belirtiyor. Ancak Kuzey Kutbu’ndaki benzer olaylarda, küresel ısınmanın, deniz seviyesi değişimlerinin ve buzul erimelerinin etkili olduğu biliniyor.

Seabrook, “İklim değişikliği metan sızıntılarını artırabilir. Bu da ısınmayı daha da hızlandıran bir döngü yaratabilir” ifadelerini kullandı.

Kaliforniya Üniversitesi’nden deniz biyoloğu Andrew Thurber, Antarktika’daki devasa metan rezervuarlarının “küresel ısınmanın yeni bir tehlike merkezi” haline gelebileceği uyarısında bulundu

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar