Teknoloji
Yapay zeka tarihi yeniden yazılıyor: İlk sohbet botu 60 yıl sonra geri döndü

Yapay zekanın temellerini atan sohbet botu ELIZA, orijinal kodlarının bulunmasıyla 60 yıl sonra yeniden hayata döndü. Modern yapay zekadan farklı olarak “dinleme” odaklı tasarlanan ELIZA, bilim dünyasına ilham vermeye devam ediyor.
1960’ların efsanevi sohbet botu ELIZA, 60 yıl aradan sonra yeniden hayat buldu. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) Joseph Weizenbaum tarafından geliştirilen ve yapay zeka tarihinin mihenk taşlarından biri olarak kabul edilen ELIZA, Stanford Üniversitesi ve MIT araştırmacılarının çalışmalarıyla yeniden kodlandı. ELIZA, adını George Bernard Shaw’un ünlü tiyatro oyunu Pygmalion’daki Eliza Doolittle karakterinden alıyordu. Basit bir yapıya sahip olmasına rağmen, kullanıcılarla sınırlı bir sohbet gerçekleştirebiliyordu. Özellikle “terapist” modu, kullanıcıların duygusal ifadelerini daha derinlemesine keşfetmelerine olanak tanıyordu. Örneğin, “Bütün erkekler aynı” diyen bir kullanıcıya ELIZA, “Hangi açıdan?” diye sorarak sohbeti devam ettiriyordu.
KAYBOLAN KODLAR BULUNDU
Weizenbaum’un, artık kullanılmayan bir programlama diliyle yazdığı orijinal ELIZA kodu, uzun süre kayıp sanılmıştı. Ancak 2021’de Stanford Üniversitesi’nden Jeff Shrager ve MIT arşivcisi Myles Crowley, Weizenbaum’un kişisel arşivlerinde kodun tamamını bulmayı başardı. Shrager ve ekibi, kodu yeniden düzenleyerek ELIZA’yı hayata döndürdü. Shrager, bu projeyi, “erken dönem yapay zekanın nasıl şekillendiğini anlamak için eşsiz bir fırsat” olarak nitelendiriyor. “Bilgisayar bilimcilerinin kodlarına sahip olmak, onların düşünce süreçlerinin bir kaydına sahip olmak gibidir” diyen Shrager, ELIZA’nın yapay zeka tarihindeki önemini vurguluyor. MODERN VE ESKİ BİRLEŞİYOR
Geri döndürülen ELIZA, orijinal versiyonuna sadık kalarak tasarlandı. Araştırmacılar, orijinal kodda yer alan ve sayılarla ilgili bir hata nedeniyle programın çökmesine neden olan sorunu düzeltmemeyi tercih etti. Shrager, bu kararı, “Mona Lisa’daki bir fırça darbesini düzeltmeye benzer” diyerek açıkladı. Yeni ELIZA, eski koduyla neredeyse aynı yanıtları verirken, modern yapay zeka araçlarının aksine kullanıcıların ifadelerini derinlemesine keşfetmelerine odaklanıyor. Shrager, ELIZA’nın en önemli özelliğini, “dinlemek” olarak tanımlıyor. Bugünün sohbet botları cümleleri tamamlamaya çalışırken, ELIZA, kullanıcıların konuşmayı sürdürmesine olanak tanıyordu.
Hakem değerlendirmesinden geçmemiş olan bu çalışma, arXiv platformunda yayımlandı. ELIZA’nın yeniden hayata döndürülmesi, günümüz yapay zeka sistemlerine kıyasla daha az hatalı ve tarafsız bir yapı sergileyen eski teknolojilere duyulan ilgiyi artırabilir. Weizenbaum’un 60 yıl önce insan-bilgisayar etkileşiminde açtığı yol, bugün yapay zekanın geldiği noktayı daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. ELIZA, dinleme odaklı yapısıyla modern sohbet botlarına ilham kaynağı olmaya devam ediyor.
Teknoloji
Çinli taykonotlar uzay istasyonuna ulaştı

Çin Uzay Ajansı (CMSA), cuma gecesi Jiuquan Uydu Fırlatma Merkezi’nden uzaya fırlatılan Şincou-21 uzay aracının hedefe ulaştığını duyurdu.
CMSA’dan yapılan açıklamaya göre taykonotlar Cang Lu, Vu Fey ve Cang Hongcang’ı taşıyan Şıncou-21 mekiği, uzay istasyonunun çekirdek modülüne kenetlendi.
Yaklaşık 3.5 saat süren yolculuğun ardından uzay istasyonuna ulaşan taykonotlar, mekikten modüle geçerek uzay istasyonuna girdi.
Taykonotları taşıyan Şıncou-21 uzay mekiği, dün gece Long March 2F roketiyle, ülkenin kuzeybatısındaki Jiuquan Uydu Merkezi’nden fırlatılmıştı.
İlk kez insanlı uzay görevinde yer alan isimlerden uzaya çıkan en genç taykonot unvanını kazanan 32 yaşındaki Wu Fei, insanlı uzay programına katılmadan önce Çin Havacılık Uzay Bilimi ve Teknolojisi Şirketine bağlı Çin Uzay Teknolojisi Akademisi’nde mühendis, Cang Hongcang ise Çin Bilimler Akademisine bağlı Dalian Kimyasal Fizik Enstitüsü’nde araştırmacı olarak görev yapıyordu.
Taykonotlar, Şıncou-20 mekiğiyle 24 Nisan’da istasyona gönderilen ve 6 ayı aşkın süredir görev yapan taykonot ekibinden görevi devralacak.
DÖRT LABORATUVAR FARESİ DE UZAYDA
Görevde ayrıca iki dişi ve iki erkek olmak üzere dört laboratuvar faresi de yer alıyor. Bu, Çin’in yörüngede kemirgenler üzerinde yapacağı ilk bilimsel deney olacak.
Çin, ABD’nin uzay araştırmaları alanındaki işbirliğini yasaklaması ve Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) programına katılımını engellemesi nedeniyle Dünya yörüngesinde kendi uzay istasyonunu kurmuştu.
Çin, ABD ve Rusya’dan sonra insanlı uzay uçuşu gerçekleştiren üçüncü ülke konumunda.
Tiangong istasyonu, Pekin’in “uzay rüyası” vizyonunun merkezinde yer alıyor. Ülke ayrıca Mars ve Ay’a insansız keşif araçları indirdi.
HEDEFTE AY VAR
Devlet Başkanı Şi Cinping’in liderliğinde Çin, 2030 yılına kadar Ay’a insanlı bir görev göndermeyi ve Ay yüzeyinde bir üs kurmayı hedefliyor.
CMSA, bu hedef doğrultusunda Lanyue adlı ay iniş aracı ve Mengzhou adlı insanlı uzay gemisi üzerinde “kritik testlerin” sürdüğünü açıkladı.
Teknoloji
Kaliforniya’lı Reflect Orbital’ın “Geceleri Güneş Işığı Satma” Projesi Tartışma Yarattı: “Korkunç ve Ürkütücü” İddiaları
Reflect Orbital’ın 4.000 Ayna Projesi Tartışma Yarattı — Geceleri Güneş Işığı Satışı ve Astronomların Tepkisi
Tarih / Saat: 1 Kasım 2025, 15:30 (Europe/Istanbul)
Okuma süresi: ~4 dakika
Yazar: FatihDoğanMedya Haber Merkezi
Kaliforniya merkezli girişim Reflect Orbital, alçak yörüngede (LEO) çalışacak binlerce yansıtıcı ayna ile gece boyunca belirli noktalara güneş ışığı yansıtma planlarıyla gündeme geldi. Şirketin hedefi “talebe göre güneş ışığı” sağlayarak gece de güneş enerjisi üretimini desteklemek; ancak astronomlar, çevreciler ve ekoloji uzmanları bu fikri “ışık kirliliği”, ekosistem bozulması ve gözlemsel astronomi için felaket riski olarak nitelendiriyor.

Ne planlanıyor?
Reflect Orbital, 2030 hedefiyle yörüngeye yaklaşık 4.000 adet büyük yansıtıcı yerleştirip, bunları hedef koordinatlara göre yönlendirerek güneş ışığını gece tarafına yansıtmayı öneriyor. Şirket, ilk deneme uydusu EARENDIL-1 için Federal Communications Commission (FCC) başvurusunda bulunduğunu ve 2026 baharında (bazı haberlerde Nisan 2026) ilk aynalı demonstrasyonun fırlatılmasının planlandığını bildirdi. Şirket web sitesinde çözümünün “talebe göre ışık” ve “güneş enerjisinin çalışma saatlerini uzatma” vaatleri yer alıyor
Bilim insanları ve uzmanların endişeleri
Astronomlar ve gökbilimciler projeyi doğrudan kınadı; yansıtıcıların kasıtlı olarak gece gökyüzünü aydınlatmasının yer tabanlı gözlemleri “mahvedebileceği”, teleskop görüntülerini bozacağı ve gece karanlığını temel alan pek çok araştırmayı engelleyebileceği belirtildi. Bazı uzmanlar bunun “korkunç”, “ürkütücü” ve “felaket” etkileri olabileceğini ifade etti. Ayrıca yapay ışığın yaban hayatı, göç eden türler ve ekosistemleri nasıl etkileyeceği konusunda ciddi bilinmezlikler bulunuyor.
Şirketin iddiaları ve kullanım alanları
Reflect Orbital, web sitesinde ve kamu açıklamalarında bu teknolojiyi şu amaçlarla pazarlıyor:
-
Gün batımı/şafak saatlerinde güneş panellerinin üretimini destekleyerek enerjiyi artırma,
-
Acil müdahale ve arama-kurtarma operasyonlarına “anında aydınlatma” sağlama,
-
Tarımsal üretimde ek ışıkla verimi uzatma.
Şirket bu fikirle yatırım çektiğini ve bazı raporlara göre yatırım turlarından milyonlarca dolar topladığı iddiaları olduğunu aktarıyor; fakat yatırımla ilgili farklı kaynaklarda farklı rakamlar bildiriliyor (ör. Axios 2024’te 6,5 milyon dolar bildirirken, daha yeni bazı haberlerde farklı tutarlar yer alıyor).
Düzenleme, etik ve uluslararası boyut
Bir şirketin kasıtlı olarak geceyi aydınlatması yalnızca bilimsel değil, aynı zamanda yasal ve etik soruları da gündeme getiriyor. FCC gibi ulusal düzenleyiciler ve uluslararası uzay hukukuna ilişkin kuruluşlar, yörüngedeki faaliyetlerin küresel etkilerini ve diğer ülkelerin/kurumların haklarını dikkate almalı. Geçmişte Avrupa bilim danışmanları, uzaydaki güneş yansıtma ve güneş radyasyon modifikasyonu türü uygulamalara karşı tedbirleri tartışmıştı; bu alanda küresel düzenleme talepleri bulunuyor.
Olası etkiler — kısa değerlendirme
-
Astronomi: Yer tabanlı gözlemler için artan parlaklık ve iz bozulması.
-
Ekoloji: Gece döngüsünü bozan yapay aydınlatma, göç ve üreme davranışlarını etkileyebilir.
-
Enerji: Kısa vadede güneş enerjisi tesislerinin üretimini uzatabilir; ekonomik ve teknik fizibilite tartışmalı.
-
Hukuk/Etik: Uluslararası uzay kuralları, çevre düzenlemeleri ve yerel etkiler nedeniyle küresel koordinasyon zorunlu.
Sonuç ve takip
Reflect Orbital gibi projeler yenilikçilik ile küresel ortak kamusal değerlerin çatıştığı noktaları görünür kılıyor. Şirketin demonstrasyon planları ve FCC başvurusu, yakından izlenecek; bilim çevreleri uyarılarını yineliyor. Konu ilerledikçe düzenleyici adımlar, bağımsız çevresel değerlendirmeler ve uluslararası tartışmalar haberdeki ana izlemlerimiz olacak
Teknoloji
Fizikçilerden sıra dışı çalışma: Evren bir simülasyon olamaz

British Columbia Üniversitesi’nden Mir Faizal liderliğindeki ekibe göre evren bir bilgisayar simülasyonu olamaz. Çünkü bir simülasyonun temelinde mutlaka algoritmik, yani hesaplanabilir süreçler bulunmak zorunda. Faizal, “Fiziksel gerçekliğin tüm yönlerini hesaplama teorileriyle tanımlamak imkansız. Evren, algoritmaların ötesinde, ‘hesaplanamaz’ bir anlayış gerektiriyor” dedi.
Araştırma, genel görelilik ile kuantum mekaniğini birleştirecek bir “Kuantum Kütleçekimi Teorisi” arayışına da yeni bir yön getiriyor. Ekip, sicim teorisi ve döngüsel kuantum kütleçekimi gibi popüler yaklaşımların bu boşluğu dolduramadığını belirtiyor.
Çalışma, ünlü matematikçiler Kurt Gödel, Alfred Tarski ve Gregory Chaitin’in teoremlerine dayanıyor. Bu teoremler, herhangi bir matematiksel sistemin kendi içinde hem eksiksiz hem de tutarlı olamayacağını kanıtlamıştı. Fizikçiler, aynı mantığın Evren için de geçerli olduğunu, dolayısıyla gerçekliğin tamamen “hesaplanabilir” olamayacağını öne sürüyor.
“GERÇEĞİ BELİRLEYECEK BİR ÜST KATMAN”
Sonuç olarak ekip, fizik yasalarını açıklamak için algoritmik düzeyin ötesinde bir “Meta Her Şeyin Teorisi (MToE)” gerektiğini savunuyor. Bu teori, matematiksel sistemlerin dışından “gerçek”i belirleyebilecek bir üst katman öngörüyor.
Faizal’a göre bu aynı zamanda simülasyon teorisini de çürütüyor:
“Her simülasyon programlanmış, yani algoritmik olmak zorundadır. Fakat gerçekliğin temelinde algoritmik olmayan bir yapı varsa, Evren bir simülasyon değildir ve asla olamaz.”
-
Teknoloji1 hafta önceAB Komisyonu, Meta ve TikTok’u DSA Şeffaflık Yükümlülüklerini İhlal Etmekle Ön İncelemede Buldu
-
Gündem6 gün önceCumhuriyet’in 102. yılı Ankara’da yürüyüş ve konserlerle kutlanacak
-
Teknoloji1 hafta önceAMERİKAN “YARASA” UÇAĞI: San Diego’lu Shield AI, yeni yapay zekâlı savaş uçağı X-BAT’in “Çin’in ilk saldırısını alt edebileceğini” ve 2029’a kadar savaşa hazır olacağını açıkladı
-
Gündem1 hafta önceYüzyılın Konut Projesi’nin detayları belli oldu — FatihDoğanMedya
-
Sanat1 hafta önceDeniz sahile sürüklüyor, o topluyor: Adeta bir sanat eserine dönüştürüyor
-
Magazin5 gün önceSoykırımı dünyaya gösteren fotoğrafçıya büyük ödül
-
Magazin5 gün önce“Güller ve Günahlar” setinde kriz: Çalışanlar ücretlerini alamadı, çekimler durdu
-
Ekonomi4 gün önceMerkez Bankası, Papara Elektronik Para A.Ş.’nin faaliyet iznini iptal etti
