Teknoloji
Unutkanlığın arkasındaki gürültü: Bilişsel yük

TELEFON, BİLGİSAYAR, SOSYAL MEDYA
Sabah gözümüzü açar açmaz telefonumuza bakıyoruz: Onlarca bildirim, e-posta, WhatsApp mesajı… Daha kahvaltıya oturmadan beynimize yükleme yapmaya başlıyoruz. İş yerinde bir yandan e-postalar, bir yandan yapılacaklar listesi… Öğleden sonra sosyal medya akışını kontrol etmek, gelen aramalara dönmek, eve dönünce yapılacak işleri düşünmek… Günün sonunda beynimiz adeta bir bilgisayar gibi donuyor.
Zihin aynı anda birçok şeyi yapabilme özelliğine sahiptir, ancak belli bir sınırı vardır. Eğer kişi aynı anda çok fazla bilgiyle uğraşırsa, zihinsel enerjisi hızla tükenir ve dikkatini toplamakta zorlanır.
Teknoloji
Teknoloji devleri yapay zekalarını Hint köylerinde eğitiyor

Hindistan’ın güneydoğusundaki Virudhunagar kasabasında, yüzyıllık tapınakların etrafında yeni bir çalışma alanı gelişiyor.
Kasaba sakinlerinden Mohan Kumar, yapay zeka eğitimi alanında “veri etiketleme” işi yapıyor.
Kumar, BBC televizyonuna yaptığı açıklamada, “Benim görevim yapay zeka etiketlemesi. Farklı kaynaklardan veri toplayıp etiketliyorum ve modelleri eğitiyorum ki nesneleri tanıyıp tahmin edebilsinler. Zamanla yarı denetimli hale geliyorlar ve kendi başlarına karar verebiliyorlar” dedi.
BÜYÜK ŞEHİRLERDEN KÜÇÜK KASABALARA
Hindistan, uzun yıllardır Bangalore ve Chennai gibi büyük şehirleriyle bilişim hizmetlerinde küresel düzeyde bir merkez olarak kabul görüyor.
Fakat son yıllarda şirketler, işletme ve personel giderlerinin daha düşük olduğu küçük kasabalara yönelmeye başladı.
“Bulut çiftçiliği” olarak adlandırılan bu eğilim, yapay zeka tabanlı işlerin artmasıyla hız kazandı.
Kumar, büyük şehirler dışında çalışmanın mesleki imkanlarını sınırlamadığını belirtti:
“Mesleki açıdan hiçbir fark yok. Küçük kasabada da, metropolde de ABD ve Avrupa’daki aynı müşterilerle çalışıyoruz. Eğitim ve beceri düzeyi tamamen aynı.”
“İŞİ İNSANLARIN YAŞADIĞI YERE GETİRİYORUZ”
Kumar, 2005’te kurulan ve Hindistan’da bulut çiftçiliği modelini ilk uygulayan şirketlerden Desicrew’de çalışıyor.
Desicrew Genel Müdürü Mannivannan J.K., “İnsanları iş için şehirlere taşımak yerine, işleri insanların yaşadığı yere getirebiliriz diye düşündük” diye konuştu.
Mannivannan, “Fırsatlar uzun süre şehirlerde yoğunlaştı ve kırsaldaki gençler geride kaldı. Bizim amacımız, dünya standartlarında kariyerleri evlerine yakın yerlere taşımak ve kaliteli işin her yerden yapılabileceğini göstermek” ifadelerini kullandı.
Şirket; yazılım testi, yapay zeka eğitimi için veri seti oluşturma ve içerik denetleme gibi dış kaynak hizmetleri sunuyor.
İşlerinin yüzde 30 ila 40’ını yapay zeka projeleri oluştururken, Mannivannan bu oranın yakında “yüzde 75 ile 100 arasına çıkmasını” beklediğini söyledi.
Çalışmaların büyük kısmı, ses kayıtlarını metne dönüştürme (transkripsiyon) üzerine yoğunlaşıyor.
Mannivannan, “Makineler metni çok daha iyi anlıyor. Yapay zekanın doğal biçimde çalışabilmesi için, makinelerin insanların konuşma biçimlerindeki farklılıkları anlamayı öğrenmesi gerekiyor. Bu yüzden transkripsiyon oldukça önemli bir aşama” dedi.
“MEZUNLARIN POTANSİYELİ HEBA EDİLİYOR”
Merkezi Bangalore’de bulunan ve 2008’de kurulan NextWealth de kırsal dış kaynak modelinin öncülerinden.
Şirket, Hindistan genelinde 11 küçük kasabadaki ofislerinde yaklaşık 5 bin kişiyi istihdam ediyor ve çalışanların yüzde 60’ını kadınlar oluşturuyor.
NextWealth’un kurucu ortağı ve genel müdürü Mythily Ramesh, BBC’ye, “Hindistan’daki üniversite mezunlarının yüzde 60’ı küçük şehirlerden geliyor ama bilişim şirketleri genelde sadece metropollerden işe alım yapıyor. Bu da büyük bir potansiyeli heba ediyor” değerlendirmesini yaptı.
Ramesh, çalışanlarının çoğunun çiftçi, dokumacı veya terzi gibi mesleklerden gelen ailelerin çocukları olduğunu ve bu ailelerin genellikle çocuklarının eğitimini borçla karşıladığını belirtti.
Beş yıl önce yapay zeka alanına geçen şirket, projelerinin yaklaşık yüzde 70’ini ABD merkezli müşterilerden alıyor.
Ramesh, “Dünyanın en gelişmiş algoritmaları Hindistan’ın küçük kasabalarında eğitiliyor ve doğrulanıyor” diye konuştu.
“100 MİLYON YENİ İŞ YARATILABİLİR”
Yapay zeka ve üretken yapay zekanın önümüzdeki üç ila beş yılda eğitim, doğrulama ve gerçek zamanlı işlem alanlarında yaklaşık 100 milyon yeni iş yaratma imkanının olduğuna dikkat çeken Ramesh, “Hindistan’ın küçük şehirleri bu iş gücünün omurgası olabilir” diye ekledi.
Hindistan’ın bu alanda rakiplerine göre avantajlı olduğunu vurgulayan Ramesh, “Filipinler gibi ülkeler bu alana girebilir ama Hindistan’ın ölçeği ve erken başlamış olması bize beş ila yedi yıllık bir fark kazandırıyor. Bu fırsatı değerlendirmemiz gerekiyor” diye ekledi.
Bunun yanı sıra Ulusal Yazılım ve Hizmet Şirketleri Birliğinin (NASSCOM) eski danışmanı K.S. Viswanathan, büyüyen yapay zeka dış kaynak sektörünün ülkenin dijital ekonomisini yeniden şekillendirebileceğini belirtiyor.
Viswanathan, “Silikon Vadisi yapay zeka araçlarını geliştiriyor olabilir ama o araçların güvenilir çalışmasını sağlayan günlük işler giderek Hindistan’ın bulut çiftçiliği endüstrisinden çıkıyor” dedi ve ekledi:
“Eğer bulut çiftçiliği bu hızla büyürse, küçük şehirlerdeki Hindistan, iki on yıl önce bilişim hizmetlerinde olduğu gibi yapay zeka operasyonlarının da dünya merkezi haline gelebilir.”
Ancak Viswanathan, internet altyapısı ve veri güvenliğinin her bölgede aynı seviyede olmadığına dikkat çekti:
“Yüksek hızlı internet ve güvenli veri merkezleri her yerde şehirlerle aynı düzeyde değil; bu da veri korumasını sürekli bir mesele haline getiriyor.”
Viswanathan’a göre asıl engel altyapıdan ziyade algı:
“Asıl zorluk teknik değil, algısal. Uluslararası müşteriler küçük şehirlerin veri güvenliği standartlarını karşılayamayacağını düşünüyor. Oysa sistemler sağlam. Güven, teslim edilen işlerle kazanılır.”
MODELLER “İNCE AYAR” İLE EĞİTİLİYOR
NextWealth çalışanlarından Dhanalakshmi Vijay, “ince ayar” olarak adlandırılan bir süreçte görev alıyor.
Modelin benzer nesneleri karıştırdığı durumları düzelterek, örneğin mavi bir kot ceketi lacivert bir gömlekten ayırmayı öğretiyor.
Teknoloji
Ünlü peynir çeşidine mikroçip yerleştirilecek: “Yiyenler endişelenmesin”

Sahtecilik denince akla genellikle para, lüks markalar ya da elektronik ürünler gelir. Ancak sahtecilik gıda sektörüne de sıçramış durumda.
Üstelik bu kez hedefte İtalya’nın dünyaca ünlü Parmigiano Reggiano peyniri var.
40 kiloluk bir peynir tekerleğini taklit etmek kolay olmasa da, epey kârlı: Parmigiano Reggiano Peynir Konsorsiyumu, sahte parmesan pazarının yıllık değerinin yaklaşık 2 milyar dolar olduğunu tahmin ediyor.
Yetkililer ise çareyi peynire mikroçip yerleştirmekte buldu.
SAHTECİLİKLE MÜCADELE
Marka tescili sahteciliğe karşı ilk savunma hattı olsa da, gıda üreticileri artık daha ileri teknolojilere yöneliyor. Birçok endüstride hologramlar, RFID etiketleri ve QR kodları kullanılıyor. Ancak peynirde ve gıdada durum biraz farklı çünkü sindirilebilir bir teknoloji gerekiyor.
Parmigiano Reggiano üreticileri bu sorunu çözmek için peynirin kazein etiketine yenebilir bir mikroçip yerleştiriyor.
Avrupa Birliği’nin bu peyniri bu kadar ciddiye almasının haklı bir nedeni var. Parmigiano Reggiano, coğrafi işaret koruması altındaki en katı ürünlerden biri. Bu peynir yalnızca İtalya’nın beş bölgesinde (Parma, Modena, Bologna, Mantova ve Reggio Emilia) üretilebiliyor.
Üretim süreci sıkı kurallara tabi. Örneğin peynir sadece üç malzemeyle yapılabiliyor; süt, yalnızca bölgedeki ineklerden alınmak zorunda ve bu inekler, yine sadece o bölgede yetişen yemlerle besleniyor.
Tüm süreci, Parmigiano Reggiano Peynir Konsorsiyumu denetliyor.
KUM TANESİ BÜYÜKLÜĞÜNDE KİMLİK KARTI
Bu titiz üretim süreci, Parmigiano Reggiano’yu sıradan “parmesan”dan çok daha değerli kılıyor. ABD’de yaklaşık 450 gram Parmigiano Reggiano’nun fiyatı 100 doların üzerine çıkabiliyor.
Ancak damgalı tekerlekler bile sahte üreticileri durdurmaya yetmeyince, üreticiler çareyi teknolojiye başvurmakta buldu. Şimdi her tekerleğin etiketine ABD’de üretilen p-Chip adlı silikon mikroçipler yerleştiriliyor.
Bu mikroçipler bir kum tanesi kadar küçük ve her biri benzersiz bir seri numarası içeriyor. Böylece alıcılar, satın aldıkları peynirin gerçekten otantik olduğunu kolayca doğrulayabiliyor. Mikroçipler, olgunlaşma sürecine dayanacak şekilde test edildi ve tamamen sindirilebilir olduğu söyleniyor.
p-Chip şirketi, “Eğer bu çiplerden biri makarnanızla birlikte mideye giderse endişelenmeyin” diyor.
“Bu çipler uzaktan okunamaz, tamamen zararsızdır.”
Teknoloji
GTA 6 ne zaman çıkacak? Milyonlarca oyunseverin beklediği tarih

GTA 6 çıkış tarihi milyonlarca oyunseverin merakla beklediği tarihler arasında yer alıyor. Rockstar’ın açıklamalarına göre yeni oyun, bugüne kadar geliştirdikleri en büyük açık dünya projesi olacak. Oyun dünyası bu çıkışı “yeni nesil oyun çağının başlangıcı” olarak görüyor. Peki, GTA 6 ne zaman çıkacak?
GTA 6 NE ZAMAN ÇIKACAK?
Rockstar Games tarafından yapılan duyuruyla birlikte GTA 6’nın 2025 yılında çıkmayacağı resmen doğruladı. Merakla beklenen oyunun yeni çıkış tarihi 26 Mayıs 2026 olarak belirlendi.
VİCE CİTY GERİ DÖNÜYOR
Serinin hayranlarını en çok heyecanlandıran detaylardan biri, GTA 6’nın Vice City atmosferini modern bir teknolojiyle geri getirecek olması. Yani 80’lerin efsane şehri, bu kez neon ışıklarla değil; gelişmiş yapay zekâ, geniş harita ve dinamik şehir yaşamı ile karşımıza çıkacak.
Ayrıca sızan bilgiler, oyunda iki ana karakter olacağını ve hikâyenin hem suç dünyasını hem de kişisel dramları derinlemesine işleyeceğini gösteriyor.
HANGİ PLATFORMLARDA OYNANABİLECEK?
GTA 6, çıkış döneminde PlayStation 5 ve Xbox Series konsollarına özel olarak sunulacak. PC sürümünün ise, tıpkı GTA 5’te olduğu gibi daha sonraki aylarda çıkması bekleniyor.
Rockstar, yüksek donanım gücü gerektiren bu yeni oyun motoruyla birlikte gerçek zamanlı yansımalar, daha akıllı NPC davranışları ve çok daha canlı şehir ortamları vaat ediyor.
-
Gündem1 hafta önce
“Cehennem Necati” Lakaplı Necati Arabacı Türkiye’de Gözaltına Alındı — Son Durum / FATİHDOGANMEDYA
-
Gündem1 hafta önce
Ünlü isimlere şafak baskını: Sanatçı ve ünlülerin kan örnekleri alınacak
-
Gündem3 gün önce
Samsun Bafra’da dehşet: Cezaevinden yeni çıkan kişi, eski kayınbiraderini 8 el ateşle öldürdü
-
Teknoloji1 hafta önce
Qualcomm İngiltere’de 647 Milyon Dolarlık Davayla Mücadele Ediyor: “No licence, no chips” İddiası Mahkemede
-
Magazin1 hafta önce
Afife Tiyatro Ödülleri’nde Tamer Karadağlı Protestosu — FatihDoğanMedya
-
Ekonomi1 hafta önce
İstanbul Metrolarında Yeni Kural: Büyük Valiz Yasak, Fazla Valize “Ek 1 Yolculuk” Ücreti
-
Teknoloji1 hafta önce
Sinemada bir ilk: Yapay zeka yönetmen koltuğunda
-
Ekonomi1 hafta önce
Almanya, emeklilik yaşını 73’e yükseltmeye hazırlanıyor — uzman raporu tartışma başlattı