Eğlence
Bakan Yerlikaya, 9 Aralık’tan bu yana ülkesine dönen Suriyeli sayısını açıkladı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, yaptığı açıklamada, “9 Aralık’tan bu yana 81 bin 576 Suriyeli kardeşimiz ülkesine döndü. 2017’den bu yana ise 821 bin 529 Suriyeli kardeşimiz vatanlarına gönüllü olarak geri dönüş yaptı.” ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, yaptığı açıklamada, “9 Aralık’tan bu yana 81 bin 576 Suriyeli kardeşimiz ülkesine döndü. 2017’den bu yana ise 821 bin 529 Suriyeli kardeşimiz vatanlarına gönüllü olarak geri dönüş yaptı.” ifadelerini kullandı.
Yerlikaya, Polis Müzesi Şehit Demet Sezen Konferans Salonu’nda düzenlenen 15. Göç Kurulu Toplantısı’ndaki konuşmasında, Göç Kurulunun gerçekleştirdiği çalışmaların önemine işaret ederek, bu toplantının hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.
Göçün, bugünü ve yarını da etkileyen küresel konu olduğuna dikkati çeken Yerlikaya, Uluslararası Göç Örgütünün verilerine göre, dünya genelinde 281 milyonun üzerinde göçmen bulunduğunu söyledi.
Bakan Yerlikaya, “Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği verilerine göre ise 122 milyonu aşkın insan, ülkelerinde yaşanan zulüm, çatışma, şiddet, insan hakları ihlalleri ve kamu düzenini bozan olaylar nedeniyle zorla yerinden edilmiş durumda.” dedi.
“TÜRKİYE, GÖÇ YÖNETİMİNDE DÜNYAYA MODEL BİR ÜLKEDİR”
Her 67 kişiden birinin veya tüm dünya nüfusunun yüzde 1,5’inin yurtsuz bırakıldığını, köklerinden, ana vatanlarından koparıldığını aktaran Yerlikaya, “Uluslararası göçmen ve yerinden edilmiş göçmen sayısındaki artış, göç yönetiminin küresel öncelik haline geldiğinin en büyük göstergesi. Bu, aynı zamanda planlı, stratejik ve insan odaklı göç politikasının önemini ortaya koyuyor.” ifadelerini kullandı.
Bakan Yerlikaya, Türkiye’deki göçmenlerle ilgili şu bilgileri verdi:
“Ülkemizde toplam 4 milyon 121 bin 663 yasal kalan yabancı bulunuyor. Bunların 2 milyon 865 binini Suriyeliler, 1 milyon 66 binini ikamet izni olan yabancılar ve 190 binini uluslararası koruma altındaki yabancılar oluşturuyor. İçişleri Bakanlığı olarak göçün her boyutunu, bütüncül ve stratejik bakış açısıyla yönetiyoruz. Gönül rahatlığıyla ifade edebiliriz ki Türkiye, göç yönetiminde dünyaya model bir ülkedir. Göç yönetiminde temel ilkemiz, insan hak ve hürriyetlerine saygılı, medeniyet değerlerimize bağlı, kamu düzeni ve güvenliğinden taviz vermeyen bir anlayıştır.”
Suriye iç savaşının, büyük acıların yanı sıra göç yönetiminde de büyük sınav olduğundan bahseden Yerlikaya, Türkiye’ye sığınan milyonlarca Suriyeliye kucak açtıklarını dile getirdi.
Yerlikaya, Türkiye’nin, en zor zamanlarında, en karanlık günlerinde Suriyelilere umut ışığı olduğuna işaret ederek, “Medeniyet değerlerimizden aldığımız ilhamla insanlık onurunu korumanın ne demek olduğunu tüm dünyaya gösterdik. Zorluklar ne kadar büyük olursa olsun, acılar ne kadar derin olursa olsun, adaleti, merhameti, insani değerleri vicdanın pusulası yaptık.” diye konuştu.
GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞINA YÖNELİK 7 BİN 871 OPERASYON
61 yıllık Baas rejiminin çöktüğünü anımsatan Yerlikaya, Suriye’deki zulmün tarihin karanlık sayfalarındaki yerini aldığını belirterek, şöyle devam etti:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde zalimin karşısında, mazlumun yanında durduk, tarihin doğru tarafında yer aldık. Suriye’nin özgürlüğüne kavuşmasıyla birlikte gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli geri dönüşler hız kazandı. 9 Aralık’tan bu yana 81 bin 576 Suriyeli kardeşimiz gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli şekilde ülkesine döndü. 2017 yılından bu yana ise 821 bin 579 Suriyeli kardeşimiz vatanlarına gönüllü olarak geri dönüş yaptı. Geri dönüşlerin sağlıklı şekilde gerçekleşmesi, sürecin sorunsuz şekilde devam etmesi için gerekli destekleri sağlamayı sürdürüyoruz.”
Düzensiz göçle mücadelede Göç İdaresi Başkanlığının koordinasyonu ve kolluk kuvvetlerinin kararlı çalışmaları sonucu büyük başarılar sağlandığını bildiren Yerlikaya, 2024 yılında 142 bin 536 düzensiz göçmenin sınır dışı edildiğini kaydetti.
Göçmen kaçakçılığına yönelik 7 bin 871 operasyon düzenlendiğini aktaran Yerlikaya, bu operasyonlar sonucu 5 bin 164 kişinin tutuklandığını söyledi.
81 İLDE 270 MOBİL GÖÇ ARACI
Yerlikaya, Türkiye’de ve dünyada ilk olma özelliği taşıyan yeni birimleri hayata geçirerek hızlı ve etkin sınır dışı mekanizması kurduklarını dile getirerek, “Halihazırda 81 ilimizde 270 mobil göç aracımız bulunuyor. Mobil göç araçlarımızın faaliyete geçtiği, Temmuz 2023’ten 2024 yılı sonuna kadar 2 milyon 647 bin 963 kişinin kimlik kontrolünü yaptık. Böylelikle 168 bin 91 yabancının düzensiz göçmen olduğunu tespit ettik. Uygulamanın başladığı ilk 3 ayda, tespit edilen düzensiz göçmen oranı yüzde 74,5 iken, bugün bu oran yüzde 2,8’e düştü.” şeklinde konuştu.
Düzensiz göçle mücadeledeki temel hedeflerinin Türkiye’ye yönelik “çekim gücü” oluşmasına izin vermemek olduğunu vurgulayan Yerlikaya, Türkiye’nin komşuları başta olmak üzere ilgili ülkelerle gerçekleştirdikleri görüşmelerde işbirliğine büyük önem verdiklerini belirtti.
Göç konusuna ortak sorumluluk bilinciyle yaklaşılması gerektiğini sürekli vurguladıklarını ifade eden Yerlikaya, “Ayrıca bu dönemde ülkemizdeki tüm yabancıların adres tahkikatlarını da gerçekleştirdik. Göçü, sahayı sürekli izleyerek, bilimsel araştırmalara ve analizlere dayanarak proaktif şekilde yönetiyoruz.” açıklamasında bulundu.
Bakan Yerlikaya, Yabancılar Genel Müdürlüğü bünyesinde Düzenli Göç İzleme ve Analiz Daire Başkanlığını kurdukları bilgisini de paylaştı.
“YABANCILARIN KAYIT DIŞI İSTİHDAMINI ENGELLEMEYE YÖNELİK ÖNEMLİ ADIMLAR ATILDI”
Göç İdaresi Başkanlığı uzman personeli tarafından geliştirilen, yerli ve milli teknolojilerin kullanıldığını aktaran Yerlikaya, bu kapsamda son olarak yapay zeka ve ileri teknoloji ürünü GöçBİL uygulamasını GöçNet ile entegre ettiklerini söyledi.
Yerlikaya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile 2024’te Göç İdaresi Başkanlığı arasında sağlanan sistem entegrasyonu sayesinde yabancıların kayıt dışı istihdamını engellemeye yönelik önemli adımlar atıldığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hepimiz büyük ve güçlü Türkiye için çalışıyoruz. Göç yönetimimizi de bu hedef doğrultusunda şekillendiriyoruz. Ülkemizin, uluslararası üniversite öğrencilerinin, nitelikli uzman gücü ve yabancı yatırımcılar için bir çekim merkezi olması hedefleri doğrultusunda düzenli göç alanında önemli adımlar atmaya devam ediyoruz. Ticaret, turizm, çalışma, bilim, sağlık ve eğitim gibi nedenlerle ülkemize yasal yollardan gelen ve Türkiye’ye katma değer sağlayacağını düşündüğümüz yabancıların ikamet izni başvurularında bürokratik süreçleri azaltıyoruz. Bu kapsamda ülkemizde eğitim görecek uluslararası öğrencilerin ikamet izinleri konusunda Göç İdaresi Başkanlığımız ile Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) arasında protokol imzaladık. Bu protokol sayesinde öğrenci ikamet izni dosyaları, üniversitelerin öğrenci işleri daire başkanlıkları tarafından hazırlanıyor ve il göç idaresi müdürlüklerimize teslim ediliyor.”
Göç İdaresi Başkanlığı ile Türkiye Noterler Birliği arasında imzalanan işbirliği protokolü sayesinde ikamet izin başvurularının noterlikler tarafından da teslim alınabildiğine değinen Yerlikaya, ayrıca Türkiye’ye nitelikli göçmen çekmek amacıyla “Tech Visa” ve “dijital göçebe” vizesi oluşturduklarını dile getirdi.
Bakan Yerlikaya, yapılan tüm çalışmalar ve uygulanan stratejiler sayesinde Türkiye’nin düzensiz göç rotası olmaktan ve düzensiz göçe hedef olmaktan çıktığını sözlerine ekledi.

Eğlence
700 Yıllık Tarihe Sahip Karacabey Tarım İşletmesi’nin Milyonluk Atları Drone ile Havadan Görüntülendi

TARIM İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ(TİGEM) KARACABAY TARIM İŞLETMESİNDEYETİŞTİRİLEN YARIŞ ATLARI DRONE İLE HAVADAN GÖRÜNTÜLENDİ. (UĞUR USLUBAŞ/BURSA-İHA)
Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü(TİGEM) Karacabay Tarım İşletmesindeyetiştirilen yarış atları drone ile havadan görüntülendi.
Açıklaması
1300 yılında “Çiftlikat-ı Hümayun” olarak kurulan, 700 yıllık Karacabey Tarım İşletmesi’nde yetiştirilen milyonluk Türk Arap atları, drone çekimleriyle havadan görüntülendi. Atların günlük koşu ve oyun anlarını keşfedin!

700 YILLIK İŞLETMENİN MİLYONLUK ATLARI HAVADAN GÖRÜNTÜLENDİ
Aşağıda, 700 yıllık geçmişe sahip Karacabey Tarım İşletmesi’nde yetiştirilen milyonluk değerindeki Türk Arap atlarının drone ile havadan görüntülenmesine ilişkin detaylı, SEO uyumlu makale ile etkileyici bir başlık, meta açıklaması ve anahtar kelimeler yer almaktadır.
Özet
Karacabey Tarım İşletmesi’ne ait 700 yıllık mirasın günümüzdeki temsilcileri olan Türk Arap atları, drone çekimleriyle havadan görüntülendi. 1300 yılında “Çiftlikat-ı Hümayun” olarak temelleri atılan, 1926’da Karacabey Harası’na dönüşen ve 1984’ten beri TİGEM bünyesinde faaliyet gösteren bu işletme, seçkin Arap atı ırklarının yetiştiriciliğinde Türkiye’nin en önemli merkezlerinden biridir. Günlük açık alan egzersizleri sırasında koşuşturan ve oyun oynayan atlar, yüksek çözünürlüklü görüntülerle doğal hallerini sergiliyor. Bu makalede; haberin özeti, işletmenin tarihçesi, at yetiştiriciliği özellikleri ve drone görüntülerinin öne çıkan kareleri ayrıntılı şekilde incelenmiştir.
Haber Özeti
Karacabey’deki Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) Karacabay Tarım İşletmesi’nde yetiştirilen Türk Arap atları, drone ile havadan görüntülendi. Her gün belli saatlerde geniş meralara salınan milyonluk atların enerjilerini atmaları, hızlı koşu anları ve sürü içi oyunları, yüksek çözünürlüklü kamera kayıtlarına yansıdı Bu çekimler, hem at severler hem de hayvan sağlığı uzmanları için değerli görsel veriler sunuyor .
İşletme Tarihçesi
1300 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun başkentinin at yetiştirme ihtiyacını karşılamak amacıyla “Çiftlikat-ı Hümayun” adıyla kurulan işletme, sarayın ve ordunun hayvan gereksinimini karşılıyordu 1926’da Ziraat Vekâleti’ne devredilerek “Karacabey Harası” ismini alan tesis, Cumhuriyet döneminin tarım politikaları doğrultusunda modernize edildi . 1984 yılında Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) bünyesine katılan Karacabey Tarım İşletmesi, günümüzde 88.000 dekarlık alanda faaliyet gösteriyor . Osmanlı’dan günümüze uzanan bu köklü yapı, “çiftlikât-ı hümâyûn” modelinin Türkiye Cumhuriyeti’ndeki en somut örneklerinden biri olarak kabul ediliyor .
At Yetiştiriciliği ve Özellikleri
Karacabey’de ön plana çıkan ırk, safkan Arap atıdır. Türk Arap atları, zarif yapıları, dayanıklılıkları ve uzun mesafeli koşulardaki üstün performanslarıyla biliniyor . İşletmede, hem yarış hem de gösteri amaçlı yetiştirilen atlar, titiz bir seleksiyon sürecinden geçiriliyor. Yem rasyonları veteriner hekimler tarafından periyodik olarak güncellenirken, düzenli sağlık kontrolleri gerçekleştiriliyor. Osmanlı döneminden itibaren süregelen merinos yün hayvancılığı ve at yetiştiriciliği geleneği, modern gen kaynakları koruma programlarıyla birleştirilerek sürdürülüyor .
Drone Görüntülerinin Detayları
-
Çekim Zamanı ve Mekân: Her sabah ana ahırdan çıkarılan atlar, geniş meralara bırakılıyor ve yaklaşık 1–2 saat boyunca açık alanda serbestçe hareket ediyor.
-
Görüntü Tekniği: Yüksek irtifa drone’lar, 4K çözünürlükte kayıt alarak hem genel sürü davranışlarını hem de tekil atların hareketlerini net biçimde yakalıyo
-
Vize Efekti: Rüzgâr altındaki kuyruk ve yele hareketleri, atların enerjisini ve doğallığını izleyiciye aktarıyor. Görüntülerde sosyal etkileşim anları (oyun, bölgesel davranış) da öne çıkıyor
Eğlence
Yükselen Düğün Maliyetleri: İşletmecilerden Ekonomik Bir Çözüm – 2 Saatlik Yarım Düğün
Son yıllarda düğün organizasyonlarının maliyetlerinde yaşanan sürekli artış, çiftleri ve düğün sektörü işletmecilerini alternatif çözümler aramaya yöneltti. Bu gelişmeler ışığında, sektörde dikkat çeken yenilikçi uygulamalardan biri de 2 saatlik “yarım düğün” seçeneği. Bu makalede, yarım düğün konseptinin neden ortaya çıktığını, avantajlarını, dezavantajlarını ve düğün planlamasında yaratabileceği yenilikleri ele alıyoruz.
Düğün Maliyetlerindeki Artışın Arkasındaki Nedenler
Geleneksel düğün organizasyonlarında mekan, yiyecek-içecek, dekorasyon, kıyafet ve eğlence gibi birçok kalemin maliyetinin hızla yükselmesi, düğün bütçelerinde önemli artışlara neden oldu. Ekonomik belirsizlik ve enflasyon gibi faktörler de bu artışa zemin hazırlarken, çiftler ve aileler bütçelerini zorlamaya başladı.
-
Artan Hizmet Maliyetleri:
Mekan ve organizasyon firmaları, artan giderleri dengelemek adına fiyatlarını yükseltmek zorunda kalıyor. -
Ekonomik Dalgalanmalar:
Küresel ve yerel ekonomideki dalgalanmalar, tüketici harcamalarında kısıtlamalara yol açıyor.
Yarım Düğün Konsepti: Yenilikçi ve Ekonomik Bir Alternatif
İşletmeciler, bu maliyet artışlarına karşılık olarak 2 saatlik yarım düğün konseptini hayata geçiriyor. Peki, yarım düğün nedir ve çiftlere ne gibi avantajlar sağlıyor?
Yarım Düğün Nedir?
Yarım düğün, geleneksel düğün törenlerinin kısaltılmış ve daha ekonomik versiyonudur. Genellikle 2 saatlik bir organizasyon süresi sunularak, davetlilere yoğun ve etkileyici bir deneyim yaşatılır. Bu konsept, bütçesini düşünen çiftler için ideal bir alternatif olarak öne çıkıyor.
Avantajları
-
Bütçe Dostu:
Organizasyon süresinin kısalması, mekan, yiyecek, dekorasyon ve diğer hizmetlerde maliyetin azalmasını sağlar. -
Yoğun ve Etkileyici Organizasyon:
Kısıtlı süre, organizatörleri yaratıcı çözümler bulmaya yönlendirir ve her anın dolu dolu yaşanmasını sağlar. -
Esneklik ve Hızlı Organizasyon:
Kısa sürede tamamlanan etkinlikler, özellikle son dakikada planlanan düğünler için ideal bir seçenek sunar.
Dezavantajları
-
Zaman Kısıtlaması:
Kısa süre, bazı detayların eksik kalmasına neden olabilir; özellikle geniş kapsamlı etkinliklerde bu durum, bazı davetlilerin beklentilerini tam karşılamayabilir. -
Daha Az Sosyal Etkileşim:
Uzun ve geleneksel düğünlerde sağlanan sosyal ortam, yarım düğünlerde sınırlı kalabilir.
İşletmeciler ve Çiftler İçin Yeni Trend: Ekonomik Düğün Organizasyonları
Yarım düğün, artan maliyetlerin yarattığı baskıyı hafifletirken, hem işletmecilere hem de düğün planlaması yapan çiftlere yeni bir alternatif sunuyor. İşletmeciler, bu konseptle daha geniş bir müşteri kitlesine ulaşmayı hedeflerken; çiftler, hayallerindeki düğünü bütçelerine uygun şekilde gerçekleştirme fırsatı buluyor.
Sektörel Yansımalar
-
Yeni Pazarlama Stratejileri:
İşletmeler, yarım düğün konseptini sosyal medya ve dijital pazarlama kampanyalarıyla öne çıkararak, özellikle genç çiftlere hitap etmeyi amaçlıyor. -
Dijital Dönüşüm:
Online rezervasyon sistemleri ve dijital davetiye uygulamaları, yarım düğün organizasyonlarını kolaylaştırıyor. -
Müşteri Memnuniyeti:
Kısa ve etkili organizasyonlarla, müşteri memnuniyeti ve olumlu geri dönüşler sağlanarak sektörde yeni trendler belirleniyor.
Sonuç: Yarım Düğün Konsepti Gelecekte Ne Kadar Yaygınlaşacak?
Yükselen düğün maliyetlerinin yarattığı baskı, yenilikçi çözümlerin ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. İşletmecilerin sunduğu 2 saatlik yarım düğün seçeneği, bütçe dostu olması ve yoğun organizasyon avantajlarıyla dikkat çekiyor. Gelecekte, bu trendin daha da yaygınlaşarak düğün organizasyonu sektöründe önemli bir yer edineceği öngörülüyor.
Çiftler ve düğün organizatörleri, bütçelerini korurken aynı zamanda unutulmaz anılar biriktirme şansı yakalamak için yarım düğün konseptini yakından takip etmeye devam edecek.
Eğlence
Adana Portakal Çiçeği Festivali Başladı: 13. Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı Programı ve Etkinlikler
Adana’nın bahar mevsiminin en güzel yüzü, portakal çiçeklerinin eşsiz kokusuyla birleşerek şehrin sokaklarını adeta bir renk cümbüşüne dönüştürüyor. Bu yıl, Türkiye Kültür Yolu Festivalleri kapsamında gerçekleştirilen 13. Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı ile Adana, hem yerli hem de yabancı turistlere unutulmaz anlar yaşatmaya hazırlanıyor.
Festival Tarihleri ve Genel Bilgiler
Adana Portakal Çiçeği Festivali, 4-13 Nisan 2025 tarihleri arasında düzenleniyor. “Nisan’da Adana’da” sloganıyla her yıl düzenlenen bu karnaval, Adana’nın kültürel mirasını ve turistik cazibesini öne çıkarıyor. Bu yıl festivalin teması ise “Dünya Çocukları” olarak belirlendi; amacımız, dünyanın her köşesinden çocukları ve aileleri bir araya getirerek dostluk ve barış mesajını paylaşmak.
“Portakal çiçeğinin büyüleyici kokusunu, 5 duyuya hitap eden eşsiz etkinliklerle Adana sokaklarında doya doya yaşayacağız.”
– Adana Valisi Yavuz Selim Köşger
Karnaval Programı: Renkli Etkinlikler ve Katılımcı Performanslar
Festival süresince, kentin farklı noktalarında 200’den fazla etkinlik gerçekleştirilecek. İşte karnaval programının öne çıkan etkinlikleri:
1. Kısa Süreli Açılış ve Kortaj Yürüyüşü
-
Açılış Töreni: 4 Nisan’da festivalin açılış töreniyle birlikte, portakal çiçeği kokusunun ve baharın coşkusunun hissedildiği etkinlikler başladı.
-
Renkli Kortej: 5 Nisan Cumartesi günü saat 17:00’de Atatürk Parkı’nda, binlerce rengarenk kostümlü katılımcının oluşturduğu kortej yürüyüşü festivalin en ikonik anlarından biri olacak.
-
ADANA’DA 2025 YILINDA 13.’SÜ GERÇEKLEŞTİRİLECEK OLAN ULUSLARARASI PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALININ TEMASININ “DÜNYA ÇOCUKLARI” OLACAĞI ÖĞRENİLDİ. (İHA/ADANA-İHA)
Adana’da 2025 yılında 13. ‘sü gerçekleştirilecek olan Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalının temasının “Dünya Çocukları” olacağı öğrenildi.
2. Yarışmalar ve Atölye Çalışmaları
-
Portakallı Lezzetler Yarışması & Kortej Kostümü Tasarım Yarışması: Katılımcılar, Adana’nın meşhur lezzetlerini tatma fırsatı bulurken, yaratıcı kostüm tasarımlarıyla yarışacak.
-
Su Korteji ve Diğer Eğlenceler: 6 Nisan’da düzenlenecek su korteji ile festival, hem görsel hem de interaktif bir deneyim sunuyor.
-
Satranç Turnuvası: 12-13 Nisan tarihlerinde gerçekleşecek turnuva, hem gençlerin hem de yetişkinlerin rekabet dolu anlarına sahne olacak.
3. Kültür ve Sanat Gösterileri
-
Uluslararası Performanslar: ABD, Japonya, Letonya, Macaristan, Rusya ve Ukrayna’dan gelen sanat ve dans grupları, karnaval boyunca sahne alacak.
-
Konserler ve Sergiler: Merkez Park ve Atatürk Parkı’nda kurulan konser sahnelerinde, popüler sanatçılar ve yerel yetenekler konser vererek festival atmosferine renk katacak. Ayrıca, Adana Müzesi ve Çırçır Kültür Merkezi’nde düzenlenecek sergiler, şehrin tarih ve kültür zenginliğini yansıtacak.
4. Spor ve Sağlık Etkinlikleri
-
Halk ve Çocuk Koşuları: 13 Nisan’da, sağlıklı yaşamı teşvik eden koşu etkinlikleri ile festival kapsamında yerel halk ve çocuklar da buluşuyor.
-
Diğer Spor Etkinlikleri: TJK At Yarışı gibi spor etkinlikleri, karnavalın dinamik yapısına katkıda bulunuyor.
Festivalin Ekonomik ve Sosyal Katkıları
Her yıl milyonları aşan ziyaretçi sayısıyla, Adana Portakal Çiçeği Festivali şehir ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Turizm, konaklama, ulaşım ve yerel lezzetlerin tanıtımında önemli rol oynayan bu etkinlik, Adana’nın uluslararası arenada bir turizm destinasyonu olarak yerini sağlamlaştırıyor. Festival kapsamında düzenlenecek kültür turları sayesinde, şehir ve çevre illerin doğal güzellikleri de ziyaretçilere sunulacak.
Adana’yı Keşfetmeye Davet
Adana Portakal Çiçeği Festivali, sadece bir karnaval olmanın ötesinde, şehrin kültürünü, tarihini ve sıcak insanlarını keşfetmek için eşsiz bir fırsat sunuyor. Festival boyunca düzenlenen atölyeler, yarışmalar, konserler ve kültür-sanat etkinlikleri ile hem yerel halk hem de ziyaretçiler unutulmaz deneyimler yaşayacak.
Detaylı karnaval programına ve güncel bilgilere ulaşmak için nisandaadanada.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Bu yıl Adana’da, portakal çiçeklerinin kokusu ve renkli etkinliklerle dolu bu büyülü festivalde buluşmak üzere!
-
Gündem6 gün önce
19 Yaşındaki Sırp TikTok Fenomeni Tijana Radonjic, Budva’da Deniz Paraşütü Kazasında Hayatını
-
Gündem1 hafta önce
Hamilelikte Mucize Görüntü: 8 Aylık Amanda Foster’ın Ultrasonunda “Tanrı’nın Eli” Belirdi
-
Gündem5 gün önce
TikTok’ta Herkes Uzman! Türkiye’de Filozof Bitmedi, Sadece Fenomenleşmedi
-
Spor1 hafta önce
Samsunspor Tarihinde Bir İlk: UEFA Avrupa Ligi’ne Katılmayı Başardı!
-
Gündem1 hafta önce
İzmir Bornova’da Kentsel Dönüşümde Dehşet: Binanın Kömürlüğünde 3 Kişiye Ait İskelet Bulundu
-
Gündem1 hafta önce
‘Sadece Oyalıyorlar’: Silah Bırakma Çağrısı Boşa Çıkarken PKK Çatışmaya Hazırlanıyor – Katılanlara 150 Dolara Kadar Maaş Veriliyor!
-
Magazin1 hafta önce
Sıla Türkoğlu’ndan yeni pozlar: Son günlerde ben
-
Gündem7 gün önce
Arnavutköy’de 2 Günlük Bebek Mezarlıkta Bulundu: Üniversite Öğrencisi Anne İfadesi Şoke Etti