Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Teknoloji

Trump’ın Çin’e Açtığı Ekonomik Savaş Apple’ı Zora Sokuyor: iPhone Üretim Maliyetleri ABD’de 3500 Dolara Ulaşabilir

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
“Trump’ın Çin’e karşı başlattığı ekonomik savaş, Apple’ın üretim stratejilerini ve iPhone maliyetlerini kökten değiştiriyor. ABD’de üretim, ürün fiyatlarını 3500 dolara çıkarabilir. Detaylar makalemizde!”

Giriş

Günümüz küresel ekonomisinde büyük güçlerin ticaret politikaları, şirketlerin üretim stratejilerine ve tüketici fiyatlarına doğrudan etki ediyor. ABD eski başkanı Donald Trump’ın Çin’e karşı başlattığı ekonomik savaş, dünya devi teknoloji firmalarından Apple’ı da ciddi zorluklarla karşı karşıya bırakabilir. Özellikle iPhone gibi popüler ürünlerin ABD’de üretilmesi durumunda maliyetlerin önemli ölçüde artabileceği ve nihai tüketici fiyatlarının 3500 dolara kadar ulaşabileceği öne sürülüyor.

Trump’ın Ekonomik Politikalarının Arka Planı

Ekonomik Savaşın Kökleri

  • Ticaret Dengesizliği ve Gümrük Tarifeleri:
    Trump yönetimi döneminde ABD ile Çin arasındaki ticaret dengesizliği, yüksek gümrük tarifeleri ve kısıtlamalar yoluyla çözülmeye çalışıldı. Bu politikaların temel hedefi, Çin’in ekonomik yükselişi karşısında ABD’nin yerli sanayisini korumak olarak belirlendi.

  • Stratejik Öncelikler ve Üretim Kaynakları:
    ABD’de üretimin artırılmasının savunma sanayii ve kritik teknolojiler açısından stratejik bir gereklilik olduğu ifade edilirken, tedarik zincirlerinin yeniden düzenlenmesi gündemde yer aldı.

Apple ve Küresel Üretim Stratejileri

Apple, yıllardır Çin’de kurulu sağlam tedarik zincirleri ve uygun maliyetli üretim kapasitesi sayesinde küresel pazar payını genişletti. Ancak Trump’ın Çin’e yönelik yaptırımları ve ekonomik baskı politikaları, şirketin üretim stratejilerini ve tedarik zinciri yapılandırmasını yeniden gözden geçirmesine neden oldu.

ABD’de Üretimin Maliyeti ve iPhone Fiyatlandırması

Üretim Maliyetlerindeki Artış

  • İşgücü ve Operasyon Maliyetleri:
    Çin’deki üretimin en önemli avantajlarından biri düşük işgücü maliyetleri ve verimli üretim altyapısıdır. ABD’de ise daha yüksek işçilik ücretleri, enerji maliyetleri ve sıkı çevre düzenlemeleri, üretim maliyetlerini önemli ölçüde artırabilir.

  • Lojistik ve Vergisel Yükümlülükler:
    Ülke içi üretimin beraberinde getireceği lojistik zorluklar, vergi ve diğer devlet düzenlemeleri, ürün başına maliyetlere ek yük bindirecek. Sonuç olarak, aynı kalitedeki bir cihazın maliyetinin 3500 dolara kadar çıkabileceği hesaplanıyor.

Tüketici Üzerindeki Etkiler

  • Fiyat Artışlarının Pazar Dinamiklerine Yansımaları:
    Yüksek maliyetler, nihai ürün fiyatlarına doğrudan yansıyacak ve bu durum, tüketicinin Apple gibi teknoloji devlerine olan talebini etkileyebilir.

  • Rekabet Avantajı ve Alternatif Pazarlama Stratejileri:
    Diğer ülkelerde üretilen daha uygun maliyetli alternatifler, küresel rekabette Apple’ın avantajını azaltabilir. Şirket, bu durumda maliyetlerin yükselmesinin üstesinden gelebilmek için alternatif üretim bölgelerine veya verimlilik artırıcı stratejilere yönelmek durumunda kalabilir.

Ekonomik Savaşın Teknoloji Sektörüne Genel Etkileri

Küresel Tedarik Zincirlerinde Beklenmeyen Sonuçlar

  • Tedarik Zincirlerinin Yeniden Yapılandırılması:
    ABD ile Çin arasında süregelen ekonomik çekişme, sadece teknoloji sektörünü değil, otomotiv, tüketici elektroniği ve diğer sektörleri de etkiliyor. Bu durum, global tedarik zincirlerinde yeniden yapılandırma süreçlerini hızlandırıyor.

  • Yerli Üretim ve Yenilikçilik Arayışları:
    Yüksek maliyetlerle karşı karşıya kalan firmalar, yerli üretimi artırarak inovatif çözümler geliştirme yoluna gitmekte. Böylece uzun vadede sürdürülebilir üretim modelleri oluşturulmaya çalışılıyor.

Jeopolitik ve Ekonomik Riskler

  • ABD-Çin İlişkilerindeki Belirsizlik:
    Ekonomik savaş, sadece maliyet artışları değil aynı zamanda jeopolitik riskleri de beraberinde getiriyor. Yatırımcılar ve şirket yöneticileri, siyasi belirsizliklerden kaynaklanan dalgalanmalara karşı temkinli davranıyor.

  • Küresel Ekonomiye Yansımalar:
    Bu politikaların küresel ekonomi üzerindeki etkileri, ticaret hacimlerinin daralması, farklı pazarlarda belirsizlik ve ekonomik yavaşlamalar gibi sonuçlarla izlenebilir.

Sonuç ve Değerlendirme

Trump’ın Çin’e karşı açtığı ekonomik savaş, uzun yıllardır global üretim stratejilerinin temelini oluşturan Çin’in rekabetçi avantajını hedef alıyor. Apple gibi devlerin, üretim maliyetlerini ABD’ye kaydırmaları durumunda, iPhone gibi popüler ürünlerin nihai fiyatlarının 3500 dolara kadar çıkması ihtimali, yalnızca firmanın rekabet gücünü değil, tüm tüketici pazarlarını da sarsabilir.

Bu noktada, şirketlerin yerli üretim maliyetlerini optimize etmek ve küresel rekabet gücünü korumak adına yeni stratejiler geliştirmesi kaçınılmaz olacaktır. Aynı zamanda, siyasi ve ekonomik belirsizlikler, teknoloji sektörünün geleceğini yönlendiren en önemli faktörlerden biri olmaya devam edecektir.

Teknoloji

AMERİKAN “YARASA” UÇAĞI: San Diego’lu Shield AI, yeni yapay zekâlı savaş uçağı X-BAT’in “Çin’in ilk saldırısını alt edebileceğini” ve 2029’a kadar savaşa hazır olacağını açıkladı

Yayımlandı

üzerinde

AMERİKAN “YARASA” UÇAĞI: San Diego’lu Shield AI, yeni yapay zekâlı savaş uçağı X-BAT’in “Çin’in ilk saldırısını alt edebileceğini” ve 2029’a kadar savaşa hazır olacağını açıkladı

Tarih.Saat: 27 Ekim 2025, 10:00 (TSİ)
Okuma süresi: ~5 dakika

San Diego merkezli savunma teknolojileri firması Shield AI, dikey kalkış-iniş (VTOL) kabiliyetine sahip, yapay zekâ odaklı yeni savaş uçağı X-BAT’ı tanıttı. Firma, X-BAT’in GPS’e veya sürekli haberleşmeye bağımlı kalmadan görev yapabildiğini, denizden veya küçük adalardan fırlatılabileceğini ve şirketin iddiasına göre “Çin’in ilk hava saldırısını” etkisiz hâle getirebilecek yetenekte tasarlandığını belirtti.

X-BAT neler yapabiliyor?

Shield AI’nın verdiği teknik ve operasyonel iddialara göre X-BAT:

  • Dikey olarak kalkıp inebiliyor (VTOL).

  • Tam yükle birlikte 2.000 milin (Deniz mili/nautical miles) üzerinde menzile sahip olabilecek şekilde tasarlandı.

  • 50.000 feet yüksekliğe çıkabiliyor.

  • Uçağın “beyni” şirketin Hivemind adlı otonom yazılımı; bu sayede iletişim kesildiğinde veya GPS baskılandığında dahi çevreyi algılayıp karar alabiliyor.

  • Birimler “ucuz ve attritable” (gerekirse feda edilebilecek) şekilde planlanarak maliyet-etkinliği artırmayı hedefliyor.

Bu özellikler Shield AI tarafından, özellikle Pekin’in uzun menzilli hassas vuruş kabiliyetleriyle Amerikan hava üslerini veya pistlerini daha çatışma başlamadan hedef alma stratejisine karşı bir çözüm olarak sunuldu. Şirketin yöneticileri, “pist olmadan hava gücü”nün caydırıcılık açısından kritik olduğunu vurguluyor.

Zaman çizelgesi ve test planı

Shield AI yetkilileri, ilk dikey kalkış-iniş denemelerini “erken sonbahar 2026” civarında gerçekleştirmeyi; kapsamlı uçuş testleri ve operasyonel doğrulamayı takiben 2028-2029 aralığında daha ileri safhalara geçmeyi planladıklarını açıkladı. Firma ayrıca X-BAT’in 2029’a kadar “muhtemelen savaşa hazır” hale getirilebileceğini iddia ediyor; ancak bu takvimler hâlâ test, sertifikasyon ve olası askeri alım süreçlerine tabidir.

Operasyonel konsept: İnsan hâlâ karar veriyor

Shield AI, Hivemind’in özerk hareket ve hedef tespiti yapabildiğini söylerken, öldürücü güç kullanımı kararında insan unsurunun korunacağını vurguladı — yani “insan-onaylı” kullanım ilkesi şirket tarafından öne çıkarılıyor. Bu açıklama, otonom silahlı sistemlere dair etik ve yasal kaygıların yoğun olduğu ortamda firmanın açıklamalarında merkezi bir yer tutuyor.

Teknik ve lojistik tasarım notları

Havacılık haberciliğinde yer alan ayrıntılara göre X-BAT, gövde-konfigürasyonu, F-16 sınıfı bir itme gücüne yakın motor planlaması ve tek bir geleneksel savaş uçağı ayak izi içinde üç X-BAT’ın konuşlandırılabilmesi gibi kompakt operasyonel avantajlar sunuyor. Ayrıca uçağın taşınabilir “başlatma römorkları” ile pist gerektirmeden çeşitli platformlardan fırlatılabileceği ifade ediliyor. Bu tasarım unsurları, özellikle ada-zincirleri ve deniz operasyonları için düşünülmüş.

Muhtemel etkiler ve eleştiriler

  • Stratejik etki: Eğer X-BAT’in iddia edilen yetenekleri ve menzil gerçek testlerle doğrulanırsa, ABD ve müttefikleri için A2/AD (erişimi engelleme/alan reddi) ortamlarında daha esnek konuşlanma ve sürdürme imkânı doğabilir.

  • Maliyet ve kullanım doktrini: Firma, X-BAT’in “ucuz ve attritable” olduğu yönünde iddialar yapıyor; bu, manned-jet’lerin yüksek maliyetlerine karşı bir tamamlayıcı sınıf olarak sunuluyor. Ancak gerçek maliyet, bakım, lojistik ve entegrasyon masrafları ancak detaylı devlet değerlendirmeleriyle netleşir.

  • Etik ve hukuki tartışma: Otonom karar verme ve öldürücü güçte insan denetimi konuları uluslararası hukuk, silah kontrol ve etik açılardan tartışma yaratmaya devam edecek; Shield AI’nın insan-karar vurgusu bu tartışmanın bir parçası.

Sonuç — iddia büyük, sınav testlerde

X-BAT, tanıtımıyla insansız hava harp konseptinde önemli bir adım olarak duyuruldu: VTOL yeteneği, uzun menzil, Hivemind otonom yazılımı ve “pist gerektirmeme” iddiası, özellikle Pasifik sahnesinde ilgi çekiyor. Ancak şu an için paylaşılan bilgiler firmanın tanıtım ve basın açıklamalarına dayanıyor; iddiaların operasyonel gerçekliğe dönüşmesi, planlanan uçuş testleri, sertifikasyon süreçleri ve nihai kullanıcı (askeri) değerlendirmelerinin sonucuna bağlı olacak.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Ünlü yönetmen Del Toro: Yapay zekayı kullanmaktansa ölmeyi tercih ederim

Yayımlandı

üzerinde

Oscar ödüllü yönetmen Guillermo del Toro, filmlerinde üretken kullanıp kullanmayacağı sorusunu kesin bir dille yanıtladı.

61 yaşındaki yönetmen, Mary Shelley’nin klasik romanından uyarladığı yeni “Frankenstein” filminde de bu tür teknolojilere yer vermediğini söyledi.

“BENİ HİÇ İLGİLENDİRMİYOR”

Del Toro, NPR’nin Fresh Air podcast’ine verdiği röportajda, “Yapay zeka, özellikle üretken yapay zeka, beni hiç ilgilendirmiyor ve asla ilgilendirmeyecek. 61 yaşındayım ve umarım ölünceye kadar da bu ilgisizliğimi sürdürebilirim” dedi.

Birinin kendisine e-posta gönderip yapay zeka konusundaki görüşünü sorduğunu anlatan yönetmen, “Cevabım çok kısaydı: ‘Ölmeyi tercih ederim’ dedim” ifadelerini kullandı.

“BEN MEKSİKALIYIM”

Sunucunun bunun “çok sert bir ifade” olduğunu söylemesi üzerine Del Toro, “Benim için değil. Ben Meksikalıyım” diyerek gülümsedi.

Ardından, sanatın insani deneyimden doğduğunu vurguladı:

“Bir insan, altı yedi kez kaydedilmiş bir şarkıyı yeniden söylediğinde bile, kendi yaşamını ve deneyimini onun içine süzüyor. Johnny Cash’in Trent Reznor’un Hurt şarkısını söyleyip ona tamamen kendi anlamını kazandırmasını ya da Joe Cocker’ın Beatles şarkısını yorumlamasını düşünün. Bu bir ‘versiyon’ değil, bu acı, deneyim ve sanatı yeniden yoğurarak kendine ait hâle getirmek.”

Del Toro, sanatın özünde insan duygusunun bulunduğunu, bu yüzden yaratıcı süreçlerin algoritmalara devredilmesinin sanatı “ruhsuzlaştırdığını” düşündüğünü belirtti.

Yönetmenin 120 milyon dolarlık yeni “Frankenstein” uyarlamasının 2026’da vizyona girmesi bekleniyor.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

MHP’den dijital platform teklifi: “Uygulanan vergi artırılsın”

Yayımlandı

üzerinde

MHP’den dijital platform teklifi: “Uygulanan vergi artırılsın

Yayın: 27 Ekim 2025, 12:30 (İstanbul) · Okuma süresi: 3 dakika

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı menşeli dijital medya platformlarına uygulanan Dijital Hizmet Vergisi (DHV) oranının %7,5’ten %12,5’e çıkarılmasını öngören kanun teklifini TBMM’ye sundu. Teklifin gerekçesi olarak yerli medya ve dijital platformların korunması, milli sermayenin yurtdışına akışının sınırlandırılması ve yerli medya gelirlerinin güçlendirilmesi gösterildi.


Haber Detayı

Milliyetçi Hareket Partisi tarafından hazırlanan ve Meclis Başkanlığı’na sunulan düzenleme tasarısında, yabancı menşeli dijital medya kuruluşlarının Türkiye’de elde ettikleri reklam gelirleri üzerinden alınan Dijital Hizmet Vergisi oranının mevcut %7,5’ten %12,5’e çıkarılması öneriliyor. Teklifin Meclis’e sunulduğu bilgisi MHP yetkilileri ve haber ajansları tarafından paylaşıldı.

Teklifin sahipleri arasında MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir yer alıyor; Özdemir’in açıklamalarına göre düzenleme, “milli dijital medyanın güçlendirilmesi” ve yerel basının korunması amaçları taşıyor. Ayrıca taslakta, yerli dijital platformlar için ayrı düzenleme/istisnalar getirilmesi niyeti de ifade ediliyor.

Olası Etkiler

  • Tüketici fiyatları: Uzman yorumlarına ve benzer uygulamalara bakıldığında, vergi artışının Netflix, Disney+, Spotify gibi abonelik tabanlı hizmetlerin Türkiye fiyatlarına dolaylı yoldan yansıması ihtimali bulunuyor; firmalar ek maliyeti tüketiciye aktarabili

  • Yerel medya ve reklam gelirleri: MHP gerekçesinde artan vergi gelirinin yerli medya/platformlara destek ve reklam piyasasında denge sağlama yönünde kullanılacağı belirtiliyor. Bu, yerel yayıncılığa kısa vadede ek gelir yaratma hedefi taşıyor

  • Hukuki ve uygulama süreci: Teklif TBMM gündemine girdiğinde ilgili komisyonlarda görüşülecek; kabulü halinde yürürlüğe girmesi için kanunlaşma süreci tamamlanmalı. Sürecin nasıl ilerleyeceği, maddelerde yapılacak değişikliklerle netleşecek.

Teklifin Gerekçesi (MHP açıklamaları)

MHP’nin açıklamalarında öne çıkan başlıca gerekçeler:

  • Yabancı dijital platformların reklam gelirleri üzerinden Türkiye’den önemli bir gelir transferi olduğu iddiası,

  • Yerli medya kuruluşlarının rekabet gücünün korunması ve güçlendirilmesi ihtiyacı,

  • Milli sermayenin yurtdışına çıkışının sınırlandırılması.


Uzman Notu (kısa)

Kanun teklifi Meclis’te görüşülürken, vergi yükünün reel olarak platformlara mı yoksa son kullanıcıya mı yansıyacağı, uygulama ve tahsil mekanizmaları ile uluslararası çerçevede (çifte vergilendirme, platformların kayıt/tesis şartları) nasıl düzenleneceği kritik noktalar olacak. Bu konular komisyon ve uzman raporlarında detaylandırılacaktır.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar