Gündem
TikTok’ta Skandal: Yeni Doğmuş Bebek İddiaları ve Uygunsuz Görüntüler Gündemde

Açıklama:
TikTok’ta yayınlanan uygunsuz görüntüler, yeni doğmuş bebeğe yönelik iddialarla sosyal medyada büyük infial yarattı. Yetkililer inceleme başlatırken, kullanıcılar tepkilerini iletiyor. Olayın detayları, sosyal medya yorumları ve uzman değerlendirmeleri makalemizde
Giriş
Sosyal medyanın en popüler platformlarından biri olan TikTok, son dönemlerde pek çok tartışmaya konu oluyor. Ancak, platformda yayınlanan bazı içeriklerin sınırları zorlaması toplumda ciddi tepkilere yol açabiliyor. Son günlerde gündeme gelen bir olayda; bir kullanıcının yayınladığı ve iddia edilen şekilde yeni doğmuş bebeğine yönelik uygunsuz görüntüler, sosyal medyada adeta infial yarattı. Bu makalede, olayın detayları, iddiaların arka planı, sosyal medyada oluşan tepki ve yetkililerin konuya yaklaşımı ele alınmaktadır.
Olayın İddia Edilen Detayları
İddiaların Özeti
Gündem maddesi olan haber başlığı; “TikTok’ta mide bulandıran rezalet! Yeni doğmuş bebeğini de alet etti…” gibi çarpıcı ifadelere yer veriyor. İddialara göre, ilgili kullanıcının yayınladığı video veya görüntülerde, anne pozisyonuyla yayınlanan uygunsuz görüntüler mevcut. Olayın başlığı, izleyenlerde dehşet ve infial uyandırdı. Ancak, bu iddiaların detayları ve doğruluğu henüz resmi kurumlar veya platform yetkilileri tarafından onaylanmamıştır.
Görüntü İçeriği ve Yayın Platformu
Özellikle, sosyal medya içeriklerinin sınırlarını belirlemek ve korumak konusunda platformların uyguladığı kurallar büyük önem taşımaktadır. TikTok, içerik politikaları gereği çocukların korunması ve aile dostu içeriklere öncelik verilmesi gibi kriterleri esas almaktadır. İddia edilen görüntüler, bu politika sınırlarını ihlal ettiği gerekçesiyle büyük tepki toplamıştır. Platform yetkilileri, benzer içeriklerin önlenmesi için hızlı müdahalelerde bulunmayı taahhüt ederken, kullanıcılar arasında yapılan paylaşımlarda dikkatli olunması gerektiğini dev urgulamaktadır.
Sosyal medya platformu olan TikTok bir kez daha iğrenç bir paylaşımla gündem oldu. Yeni doğum yapan bir kadın hem kendini teşhir etti hem de bebeğini kullandı. Uygunsuz görüntüler kullanıcılar tarafından tepki çekti. Sosyal medya görüntülerin ardından ayağa kalkarken Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı açıklama yaptı. Anne gözaltına alınırken minik bebek ise devlet korumasına alındı.
Sosyal Medya Tepkileri ve Kamuoyu
Toplumsal Tepki ve Yorumlar
İddia edilen uygunsuz görüntülerin sosyal medyada yer almasıyla birlikte kullanıcılar arasında adeta bir infial meydana geldi. Twitter, Facebook, Instagram ve TikTok gibi platformlarda, olayla ilgili farklı yorumlar yapılırken; pek çok kullanıcı, çocukların korunması adına daha sıkı denetimler ve yaptırımlar uygulanması gerektiğini belirtti.
-
#ÇocukHakları ve #AileDeğerleri gibi hashtag’lerin yoğun kullanımı, halkın konuyla ne kadar hassas olduğunu göstermektedir.
-
Bazı kullanıcılar, içeriklerin yayılmasını engellemek ve benzer olayların tekrar yaşanmaması için platformun daha etkin adımlar atması çağrısında bulunuyor.
Medyanın Rolü ve Yorumcuların Değerlendirmeleri
Haber siteleri ve dijital medya organları da konuyu yakından takip ediyor. Uzman yorumcular, sosyal medya üzerinden yayılan içeriklerin toplum üzerindeki psikolojik etkilerine dikkat çekerken, aynı zamanda bu tür içeriklerin yayılarak ne gibi sonuçlar doğurabileceğine dair analizler yapmaktadır.
-
Psikoloji uzmanları: Özellikle çocukların maruz kalabileceği travmatik etkiler açısından bu tür görüntülerin sakıncalı olduğunu vurguluyor.
-
Hukukçular: Mevcut yasalar çerçevesinde, çocuk haklarının korunması adına daha etkin önlemler alınması gerektiğini ifade ediyor.
Yetkililerden Açıklamalar ve Soruşturmanın Seyri
Resmi Makamlardan Gelen İlk Bilgiler
Olayla ilgili henüz resmi açıklamaların yapılmaması, sosyal medyada oluşan spekülasyonları artırmaktadır. Ancak, yerel emniyet ve savcılık makamlarından konunun soruşturma kapsamında incelendiğine dair açıklamalar beklenmektedir. Resmi makamlar, iddiaların doğruluğunun araştırılması ve gerekli yasal işlemlerin başlatılacağı yönünde konuşmalar yapabilmektedir.
-
Emniyet güçlerinin açıklamaları: İlgili videoların ve sosyal medya yayınlarının derhal incelendiği, eğer iddialar doğrulanırsa ağır cezai işlemlerin uygulanacağı ifade edilmektedir.
-
TikTok’un İçerik Denetimi: Platform, kullanıcı güvenliğini sağlamak adına sistemlerini sürekli güncellemekte ve uygunsuz içeriklerin tespiti konusunda teknolojik altyapısını güçlendirmektedir.
Hukuki Boyut ve Olası Yaptırımlar
Çocukların korunması adına yürürlükte bulunan yasalar, bu tür durumlarda son derece katı yaptırımlar öngörmektedir.
-
Ceza Hukuku: İddia edilen eylemlerin, çocuk istismarı kapsamında değerlendirilmesi ve ağır cezai yaptırımlara tabi tutulması beklenmektedir.
-
Çocuk Koruma Kanunları: Bu tür olayların önlenmesi için mevcut yasal düzenlemelerin yanı sıra, gerektiğinde yeni düzenlemelerin yapılması gündeme gelmektedir.
Uzman Görüşleri ve Sosyal Medya Üzerindeki Psikolojik Etkiler
Psikoloji ve Sosyal Etki Uzmanlarının Değerlendirmeleri
Çocukların ve toplumun genel psikolojisi üzerinde bu tarz skandalların yarattığı etki oldukça büyüktür. Uzmanlar, aile yapısının ve çocuk gelişiminin sağlıklı bir ortamda sürdürülmesi gerektiğini, bu tür içeriklerin ise olumsuz travmatik etkiler yaratabileceğini dile getiriyor.
-
Travma ve Gelişim: Erken yaşta şiddet ve istismara maruz kalan çocukların, ileriki yaşamlarında çeşitli psikolojik sorunlar yaşaması riski bulunmaktadır.
-
Toplumsal Algı: Özellikle internet ve sosyal medya üzerinden yayılan bu tür içeriklerin, toplumun genelinde şiddet ve istismar algısının artmasına neden olabileceği görüşündedir uzmanlar.
Aile ve Çocuk Psikolojisi Perspektifi
Aile danışmanları, böylesine hassas bir konuda aile içi iletişimin ve çocuğun korunmasının önemine vurgu yapmaktadır. Bu tür olaylar, ailelerin sosyal medya kullanım alışkanlıklarını ve çocuklarının internet ortamındaki etkileşimlerini yeniden gözden geçirmelerini gerektirebilir.
-
Eğitim ve Farkındalık: Ailelerin, çocukların hangi içeriklere maruz kaldığını yakından takip etmesi ve gerekli önlemleri alması önemlidir.
-
Toplumsal Sorumluluk: Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde, çocuk haklarının korunması konusunda bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır.
Tartışmalar ve İddiaların Geleceği
Sosyal Medya Düzenlemeleri ve Yeni Yönlendirmeler
Bu tür vakalar, sosyal medya platformlarının içerik denetleme mekanizmalarının ne kadar etkin olduğu sorusunu da gündeme getiriyor. TikTok gibi büyük platformlar, toplumsal duyarlılık gereği içerik politikasını sürekli güncellerken; kullanıcıların da bu kurallara uyması beklenmektedir.
-
Algoritmaların Rolü: Uygunsuz içeriklerin otomatik olarak tespit edilmesi için geliştirilen algoritmaların güncellenmesi, benzer olayların önüne geçilmesi adına önem arz etmektedir.
-
Kullanıcı Raporları: Topluluk temelli raporlama sistemlerinin işlevselliği, olayların erken aşamada tespit edilip engellenmesinde belirleyici olacaktır.
İddiaların Soruşturma Süreci ve Olası Gelişmeler
Gündemde yer alan bu tür olaylarda, resmi makamlar ve platform yetkilileri tarafından yürütülen soruşturmaların sonuçları merak konusu.
-
İddiaların Doğrulanması: Olayla ilgili ortaya atılan tüm iddiaların, tarafsız ve titiz bir şekilde incelenmesi gerekmektedir.
-
Geleceğe Yönelik Öneriler: Hem medya kuruluşları hem de düzenleyici kurumlar, bu tür vakaların tekrarlanmaması adına daha sıkı denetim ve düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etmektedir.
Sonuç: Toplumsal Duyarlılık ve Önlemler
Olayın detayları henüz netleşmemiş olsa da, sosyal medyada oluşturduğu infial ve tartışmalar, çocukların korunması ve aile değerlerinin önemi konusunda toplumsal bir uyanışı beraberinde getirmiştir.
-
Yetkililerin Harekete Geçmesi: Resmi makamlar, konu ile ilgili soruşturmayı titizlikle yürütmekte ve gerekli gördükleri takdirde yasal işlemleri başlatmaktadır.
-
Kamuoyu Bilincinin Artması: Sosyal medya kullanıcılarının tepkileri, toplumda çocuk haklarının korunması ve aile değerlerinin güçlendirilmesi konusundaki hassasiyeti bir kez daha ortaya koymaktadır.
Bu gelişen süreçte, olayın tüm boyutlarının aydınlatılması ve benzer vakaların tekrarlanmaması adına yapılan çalışmalar büyük önem taşımaktadır. Gelişmeler yakından takip edilip, resmi açıklamalarla desteklendiğinde, toplum olarak daha bilinçli ve duyarlı hareket etmek gerekecektir.
Gündem
Enkazdan Saraya: Ümran Bebek, Esad’ın Sarayında Zafer Konuşması Yaptı
Enkazdan Saraya: Ümran Bebek, Esad’ın Sarayında Zafer Konuşması Yaptı
Tarih: 10 Aralık 2025| saat: 07:00
Okuma Süresi: 4 dakika
Suriye’de, Beşar Esad rejiminin devrilmesinin birinci yıldönümü olan 8 Aralık Hürriyet Günü coşkuyla kutlandı. Kutlamaların en çarpıcı anı ise, 2016’da Halep’te bir hava saldırısı sonrası enkaz altından çıkarılan ve savaşın sembol yüzü haline gelen Ümran Dakneş‘in, Başkanlık Sarayı’nda yaptığı duygusal konuşma oldu.
Artık 13 yaşında olan Ümran, “Kalbimde bir boşluk var” diyerek yaşadığı travmayı anlatırken, “Zafer geldiğinde hayatıma büyük bir ışık geri döndü” sözleriyle de umudunu paylaştı.

Bir Sembolün Hikayesi: Toz, Kan ve Şok
Ümran Dakneş, 2016 yılında henüz 5 yaşındayken Halep’teki evlerine düzenlenen bir hava saldırısında enkaz altında kalmıştı. Kurtarıldıktan sonra, üstü başı toz, yüzü kan içinde ve şok geçirir halde bir ambulansın arka koltuğunda otururken çekilen görüntüleri, Suriye’deki savaşın ve sivillerin çektiği acıların evrensel bir sembolü haline gelmişti.
O anları çeken gazeteci, Ümran’ın “elini yüzüne götürdüğünü ve kanı gördüğünü, neler olup bittiğine dair hiçbir fikri olmadığını” aktarmıştı. Kendisini tedavi eden doktor ise onun “tam bir şok halinde” olduğunu, çığlık bile atamadığını belirtmişti. Bu saldırıda Ümran, 10 yaşındaki kardeşini de kaybetmişti.

“Hikayemi Videolardan Öğrendim”
9 yıl sonra, bu kez Esad rejiminin sembolik kalbi olan Başkanlık Sarayı’nda konuşan Ümran, duygularını şu sözlerle ifade etti:
· “Bombardıman ve kuşatmayı yaşadığımı söylüyorlar ama hiçbir şey hatırlamıyorum. Büyüdüm ve kalbimde bir boşluk var. Bunun ağlamak mı yoksa korku mu olduğunu bilmiyorum.”
· “Hikayemi o videolardan öğrendim. Kendime baktım, toz ve toprak içindeydim.”
· “Zafer geldiğinde hayatıma büyük bir ışık geri döndü.”
Ümran’ın bu ifadeleri, saraydaki törene katılan yüzlerce kişiyi ve töreni takip edenleri duygulandırdı.

Coşkulu Kutlamalar ve Yeni Bir Sayfa
Ümran’ın konuşmasına ev sahipliği yapan Hürriyet Günü kutlamaları, Suriye genelinde büyük bir coşkuyla gerçekleşti. Kutlamalar kapsamında:
· Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, aynı gün sabah namazını Şam’daki tarihi Emevi Camii’nde kıldı ve halka “kardeşlik” mesajı verdi.
· Şam’ın Mezze Caddesi‘nde tanklar ve zırhlı araçların yer aldığı askeri bir geçit töreni düzenlendi.
· Emevi Meydanı’nda ise havai fişek gösterileri ve konserlerle halk bayram havasında kutladı.
Savaşın Diğer Çocukları da Unutulmadı
Saraydaki etkinlikte konuşan bir diğer isim de, çocukken çekildiği bir videoda “Biz Beşar Esad’e ne yaptık? Ölünce sizi Allah’a şikayet edeceğim” diyerek hafızalara kazınan Ali Mustafa Muhammed oldu.
Muhammed,”Çocuktum, okulu bilmiyordum ama uçak seslerini ve bombalardan saklanılacak köşeleri öğrendim” diyerek kayıp çocukluğuna vurgu yaptı. “Eskiden gözyaşlarımız hüzün ve korkudandı. Şimdi ise sevinç gözyaşları” sözleriyle de mevcut barış ortamına dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, geceyi dolduran gözlerle dinlediği gençlerin hepsine tek tek sarılarak, yeni dönemin “birlik ve şefkat” vurgusunu yaptı.
Türkiye’den Kardeşe Destek Mesajı
Suriye’deki yeni yönetim ve barış süreci, uluslararası alanda da destek gördü. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, sosyal medya paylaşımında Suriye halkının Hürriyet Günü’nü kutlayarak, “Türkiye olarak bize düşen bu ışığın sönmemesi için yardım etmek, gerektiğinde evimizi ve ekmeğimizi paylaşmaktı” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim BaşkanıBurhanettin Duran da yaptığı açıklamada, “Türkiye olarak, savaşın yıkımından çıkan Suriye’nin yeniden ayağa kalkacağına inanıyoruz” mesajını verdi.
Savaştan Barışa Uzanan Zorlu Yol
61 yıllık Baas rejiminin ardından gelen yeni yönetim, hem ülke içinde yeniden inşa hem de uluslararası ilişkileri normalleştirme sınavı veriyor. Cumhurbaşkanı Şara, dört yıl sonra seçimlere gidileceğini duyurarak demokratik sürece işaret etti.
ABD ile ilişkilerin düzelmesi ve Batı yaptırımlarının büyük ölçüde kalkması,ekonomik toparlanma için umut vaat ediyor. Ancak geçiş döneminde yaşanan çatışmalar ve derin yaralar, Suriye’nin önündeki zorlukların boyutunu da gösteriyor.
Ümran bebeğin tozlar içindeki ambulans koltuğundan, Başkanlık Sarayı’ndaki kürsüye uzanan hikayesi, bir ülkenin yaşadığı trajediyi ve umudu aynı anda simgeliyor. Suriye, sembollerin değiştiği bu yeni dönemde, kayıp nesillerin kalbindeki boşluğu dolduracak bir gelecek inşa etmeye çalışıyor.
Gündem
MERSİN’DE “YAĞMA” PLANI: ÇALIŞTIĞI İŞ YERİNİ ANLAŞTIĞI KİŞİLERE SOYDURAN ŞÜPHELİ VE İŞBİRLİKÇİLERİ GÖZALTINDA
MERSİN’DE “YAĞMA” PLANI: ÇALIŞTIĞI İŞ YERİNİ ANLAŞTIĞI KİŞİLERE SOYDURAN ŞÜPHELİ VE İŞBİRLİKÇİLERİ GÖZALTINDA
Tarih.Saat: 09 Aralık 2025, 22:46 (yayınlanma / polis açıklaması zaman aralığına göre).
Okuma süresi: 1—2 dakika
Mersin’de bir iş yerinde “silahlı yağma” süsü verilerek gerçekleştirilen soygunun, içeriden bir çalışanın organize ettiği ortaya çıktı. Soruşturmayı yürüten ekipler, organize şekilde hareket eden 3 şüpheliyi gözaltına aldı; olayla bağlantılı yüklü miktarda döviz ve TL ele geçirildi

Olayın özeti
Mersin polisinin Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, kentte bir iş yerine silahlı ve maskeli iki kişinin girdiği, çalışanların etkisiz hale getirildiği ve iş yerinden yüksek miktarda döviz ile TL’nin çalındığı ihbarı üzerine çalışma başlattı. Yapılan teknik ve fiziki takip sonucu olayın içeriden desteklenerek planlandığı değerlendirildi; çalışanlardan biri (M.S.A. olarak geçiyor) “sözde mağdur” rolüyle eyleme yardım etmekle şüphelenildi.
Polis operasyonunda, örgütü planladığı tespit edilen E.K.K. ve A.Ş. isimli şüpheliler kiralık bir araçla kentten ayrılırken yakalandı; soruşturma kapsamında M.S.A. da gözaltına alındı. Şüphelilerin gözaltına alındığı anlar ve iş yeri çıkışı güvenlik kameralarına yansıdı
Ele geçirilenler ve deliller
Aramalarda ve araçta, suçtan elde edildiği belirlenen 801.153 ABD doları, 1.340 avro ve 462.395 TL ele geçirildiği bildirildi. Emniyet birimleri, ele geçen paranın, yağma suçu kapsamında önemli delil teşkil ettiğini açıkladı.

Soruşturmayı Gasp Büro Amirliği yürütüyor. Şüpheliler hakkında “nitelikli yağma” suçundan işlem başlatıldığı, soruşturmanın derinleştirilerek devam ettiği ve zanlıların emniyetteki işlemlerinin sürdüğü bildirildi. Zanlıların Adana’daki bir dinlenme tesisi yakınlarında, destek ekiplerle birlikte yakalandığı aktarıldı.
-
Şüphelilerin emniyetteki ifadeleri,knik takip kayıtları ve güvenlik kamerası görüntüleri soruşturmanın merkezinde bulunuyo
-
Savcılık talimatıyla soruşturma derinleştirildi; gözaltındaki zanlıların adliyeye sevk edilmesi bekleniyor.
Gündem
ABD Elçisi Net Konuştu: F-35’ler İçin Kesin Şart “S-400’ler Artık Kullanılmayacak ve Bulundurulmayacak”
ABD Elçisi Net Konuştu: F-35’ler İçin Kesin Şart “S-400’ler Artık Kullanılmayacak ve Bulundurulmayacak”
Tarih: 10 Aralık 2025 | Saat: 00:38 | Okuma Süresi: 3 dk.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, Türkiye’nin F-35 programına geri dönüşü için net ve kesin bir şartı resmen açıkladı. Barrack, “Amerikan yasalarına göre, Türkiye’nin F-35 programına geri dönmesi için S-400 sistemini artık kullanmaması ve sahip olmaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Büyükelçi Barrack, ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki olumlu ilişkinin, bu konuda yıllardır yapılan “en verimli görüşmelere” yol açtığını belirterek, önümüzdeki aylarda bir dönüm noktası yaşanacağı umudunu dile getirdi.

Görüşmelerde Kritik Eşik: 4-6 Ay İçinde Çözüm Bekleniyor
Barrack, daha önce Abu Dabi’de katıldığı bir zirvede de konuya ilişkin iyimser bir zaman çizelgesi paylaşmıştı. Buna göre, S-400’lerin kullanılmamasının “operasyonel uyumluluk” sorununu büyük ölçüde çözdüğünü, ancak sistemin Türkiye’de bulunmaya devam etmesinin temel sorun olduğunu vurgulayan Barrack, “Bu meselenin önümüzdeki dört ila altı ay içinde çözüleceğini düşünüyorum” demişti.
Barrack, Türkiye’nin Rus hava savunma sisteminden tamamen vazgeçmeye yakın olup olmadığı sorusuna da “Evet” yanıtını vermişti.
Trump-Erdoğan Görüşmesi Süreci Hızlandırdı
İki ülke arasındaki gerilimin çözümünde, liderler arasındaki doğrudan diyaloğun etkili olduğu gözleniyor.
· Beyaz Saray’daki Görüşme: Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başkan Trump, Eylül ayında Beyaz Saray’da bir araya geldi ve görüşmelerinde S-400/F-35 dosyası ele alındı.
· Trump’ın Açık Kapı Sinyali: Görüşmenin ardından Trump, Türkiye’ye F-35 satışına sıcak baktığı yönünde sinyaller verdi. Amerikan medyası, Trump’ın, Türkiye’nin S-400’leri “çalışamaz hale getirecek bir anlaşmaya” varması halinde satışa açık olduğunu belirttiğini aktardı.
· Erdoğan’dan “Güzel Adımlar” Açıklaması: Cumhurbaşkanı Erdoğan da yaptığı açıklamada, “F-35 konusunda ABD Başkanı Sayın Trump’la yaptığımız son görüşmelerde güzel adımlar attık. Temenni ediyorum ki verilen sözler yerine getirilsin” ifadelerini kullanmıştı.
Arka Plan: Neden F-35’lerden Çıkarıldık?
Türkiye, 2017’de Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi satın alma kararı aldı. ABD, bu sistemlerin, F-35 gibi 5. nesil savaş uçaklarının gizlilik (stealth) kabiliyetini tehdit edebileceği ve NATO savunma sistemleriyle uyumlu olmadığı gerekçesiyle şiddetle karşı çıktı.
· Programdan Çıkarılma: Bu anlaşmazlık, 2019 yılında Türkiye’nin F-35 Ortak Üretim Programı’ndan çıkarılmasıyla sonuçlandı.
· CAATSA Yaptırımları: Aynı gerekçeyle, ABD, Türkiye’ye karşı CAATSA (ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası) kapsamında yaptırımlar uyguladı. Bu yaptırımlar, Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ve bazı Türk yetkilileri de kapsadı.
· Depodaki Uçaklar: Programdan çıkarılmadan önce Türkiye için üretilmiş 6 adet F-35A uçağı, yıllardır ABD’de bir depoda bekletiliyor.

Uzlaşı Yolu: F-16 Onayı ve Teknik Diyalog
Son dönemde ilişkileri yumuşatan adımlar da atıldı. Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine onay vermesinin ardından, ABD Kongresi, Ankara’nın 40 adet yeni F-16 Block 70 savaş uçağı ve 79 mevcut F-16’sının modernizasyonu talebini onayladı. Bu gelişme, savunma işbirliği kanalını canlı tuttu.
Büyükelçi Barrack’tan Türkiye’ye Övgü
Barrack, açıklamalarında Türkiye’nin bölgesel ve savunma sanayii kapasitesine de vurgu yaptı.
· Türkiye’yi “ABD’den sonra NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip müttefiki” olarak nitelendirdi.
· Güçlü savunma sanayisine dikkat çekerek, “Ankara, Ukrayna’nın drone tedarikçisi, kendi savaş uçakları var” dedi.
· Ayrıca, Gazze’de oluşturulması planlanan yabancı asker gücüne Türkiye’nin katılımının “harika” olacağını ifade etti.
SONUÇ: ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın yaptığı açıklamalar, F-35 krizinde somut ve çözüme yönelik bir sürecin aktif olarak işlediğini gösteriyor. ABD tarafının şartı net: S-400’lerin kullanılmaması ve nihai olarak elden çıkarılması. Liderler düzeyindeki olumlu hava ise, önümüzdeki 4-6 aylık periyotta bu on yıllık anlaşmazlığın giderilmesi ve Türk Hava Kuvvetleri’nin 5. nesil uçak filosuna kavuşması yönünde önemli bir umut ışığı yakıyor.
-
Gündem3 gün öncesparta’da kayıp çoban: “Öldürmüşler, kafasını kesmişler” — Başsız ceset ve arayış sürdü
-
Ekonomi1 hafta önceSüresiz nafaka kalkıyor mu? Gözler Meclis’e çevrildi — Evlilik süresi detayı ne getiriyor?
-
Ekonomi1 hafta önceöğretmen,polis,hemşire ne kadar maaş alacak
-
Magazin1 hafta önceSon Dakika: Murat Cemcir iç kanama nedeniyle yoğun bakıma kaldırıldı
-
Magazin1 hafta önceSeçil Erzan hakim karşısında — “Karar bugün çıkabilir” iddiası; savcılık yüzlerce yıla kadar hapis talep etti
-
Teknoloji1 hafta önceCep telefonu aboneliğinde köklü düzenleme: Aktif olmayan hatlar 3 ayda kapanacak, yabancılara özel numara verilecek
-
Ekonomi1 hafta önceLipton, Türkiye’de 39 yıllık üretimini sonlandırdı — Rize’deki iki tesis Öz-Gür Çay’a devredildi
-
Sağlık1 hafta önceHAVAALANLARI VE AVM’LERE YERLİ “OTOMATİK ŞOK” DÖNEM
