Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Teknoloji

Telekinezi ve Telepati nedir? Elon Musk’tan yeni hamle

Yayımlandı

üzerinde

Elon Musk’ın beyin-bilgisayar arayüzü teknolojileri geliştiren şirketi Neuralink, geleceğin bilim kurgu gibi görünen teknolojilerini gerçeğe dönüştürmek için önemli bir adım attı. Şirket, “Telepati” ve “Telekinezi” gibi kavramlar için Amerika Birleşik Devletleri Patent ve Ticari Marka Ofisi’ne ticari marka başvurusunda bulundu. Bu başvurular, Neuralink’in yalnızca tıbbi uygulamalarla sınırlı kalmayıp, insan iletişimi ve cihaz kontrolü gibi alanlarda da etki yaratmayı hedeflediğini gösteriyor.

TELEPATİ VE TELEKİNEZİ NEDİR?

Telepati, bireylerin düşünce yoluyla iletişim kurmasını ifade ederken, telekinezi fiziksel temas olmadan nesneleri hareket ettirme yeteneğini tanımlar. Neuralink’in bu kavramları ticari marka olarak tescil ettirme girişimi, şirketin beyin implantlarıyla bu tür yetenekleri mümkün kılmayı hedeflediğini düşündürüyor.

“Telepati” adı verilen ürün, felçli bireylerin yalnızca düşünce gücüyle bilgisayarları kontrol edebilmesini sağlayacak bir beyin-bilgisayar arayüzü olarak tanımlanıyor. “Telekinezi” isminin ise robotik uzuvları ve diğer cihazları kontrol eden bir ürüne atıf olduğu tahmin ediliyor.

Kör Görüş (Blindsight) da Neuralink’in görme kaybı olan kişiler için geliştirdiği bir beyin implantı. Ticari marka başvurusunda ürün, “görsel algıyı geri kazandıran” bir cihaz olarak tanımlanıyor.

TIBBİ VE TEKNOLOJİK POTANSİYEL

Neuralink’in mevcut teknolojisi, beyin implantları aracılığıyla sinir sinyallerini toplayarak bu sinyalleri bilgisayar ekranında hareketlere dönüştürebiliyor. Şirket, bu teknolojiyi daha da geliştirerek, bireyler arasında telepatik iletişim ve robotik cihazların düşünce gücüyle kontrol edilmesi gibi yenilikçi uygulamaları hayata geçirmeyi planlıyor. Bu tür teknolojiler, özellikle nörolojik hastalıklarla mücadele eden bireyler için büyük bir umut kaynağı olabilir.

MUSK’IN TELEPATİ HAYALİ

Elon Musk, 2017 yılında Neuralink’in arkasındaki fikri açıkladığı uzun bir resmi açıklamada insanlar arası düşünce iletişimini mümkün kılmak istediğini vurgulamıştı. 2024 yılının Ağustos ayında katıldığı bir podcast’te de Musk, Nuralink hakkında “Bilgisayarla etkileşim kurmanın yepyeni yollarını açabilir” şeklinde konuşan sunucuya “Ve diğer insanlarla! Onların da Neuralink’i olması ve istemeleri şartıyla…” eklemesini yapmıştı.

Dünyanın ne zengin insanlarından olan Elon Musk, gelecekte sağlıklı bireylerin de yapay zeka ile simbiyotik bir ilişki kurabilmek için beyin implantları yaptıracağına inandığını belirtiyor.

HEYECANLANMAK İÇİN ERKEN OLABİLİR

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan ticari marka avukatı Josh Gerben, isim tasdik başvurularının patent başvurusuyla karıştırılmaması gerektiğini söyledi. Ticari marka başvurularında, bir icadın nasıl çalıştığı, neler yapabildiği hakkındaki iddiaların aşırı geniş olabileceğini belirten Gerben, bu tarz büyük şirketlerin bir ürünü çalışır duruma getirmeden on yıllar öncesinden isim hakkını alabildiğini hatırlattı. Kısaca, bu başvurular Neuralink’in telepati ve telekinezi gibi konularda ilerleme kaydettiği anlamına gelmiyor.

NEURALINK DENEYLERİ DEVAM EDİYOR

Neuralink, beyin implantlarının klinik çalışmalarına başlamak için, geçtiğimiz yıl ABD Gıda ve İlaç İdaresi’nden onay aldığından beri, insan denekler üzerinde testler yapıyor. Bu çığır açıcı teknoloji, özellikle felçli bireyler için umut vadediyor. Neuralink implantlarına sahip olan bireyler, yalnızca düşünce gücüyle bilgisayarları kontrol edebiliyor. Örneğin, bir denek bilgisayar faresini düşünceleriyle hareket ettirebilirken, bir diğeri internet üzerinden satranç oynayabildi.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Teknoloji

iPhone kullanıcıları dikkat! Banka bilgileriniz çalınabilir

Yayımlandı

üzerinde

devi , yaklaşık iki milyar iPhone kullanıcısına uyarıda bulundu.

Dijital mahremiyetin ciddi tehlike altında olduğunu iddia eden şirket, kullanıcılarından başka bir teknoloji devinin uygulamasını derhal silmelerini istedi.

İSİM VERMEDEN GÜVENLİK UYARISI YAPTI

Apple, YouTube’da yayınladığı bir videoda, şirketin adını vermeden kullanıcılarına uyarıda bulunuyor. Komplo teorisyenlerine göre şirket, isim vermese bile kullanıcılarına ‘ın internet tarayıcısı Chrome’u bırakmalarını söylüyor gibi görünüyor.

İngiliz gazetesi Daily Mail’in haberine göre, Google’ın salı günü Chrome’dan üçüncü taraf izleme çerezlerini kaldırma sözünden geri adım atması iddiaları bir kez daha körükledi.

Bu çerezler, web sitelerinin ve reklam verenlerin, Chrome kullanıcılarının etkinliklerini izleyerek kişiselleştirilmiş reklamlar göstermesine olanak tanıyor.

BANKA KAYITLARINA ERİŞİLEBİLİR

Google daha önce çerezleri yeni bir sistemle değiştirmeyi planlamıştı. Bu sistem, Chrome kullanıcılarına tek tıklamayla “beni takip etme” seçeneği sunuyordu.

Ancak çevrimiçi reklamcılık sektöründe, herhangi bir değişikliğin rakiplerine daha az alan bırakacağı yönündeki korku nedeniyle bu planlar suya düştü. İzleme çerezleri başlı başına kötü amaçlı olmasa da gizlilik risklerine yol açabilir.

Bazı durumlarda hassas bilgileriniz (banka kayıtları gibi) de dahil olmak üzere verilerinizin sızdırılma veya çalınma olasılığını artırabilir.

KENDİ TARAYICISINI TANITMAK İÇİN KULLANDI

Apple, söz konusu endişeleri, kendi internet tarayıcısı Safari’yi tanıtmak için kullandı.

Çerezler, bir kullanıcının banka hesaplarıyla ilgili özel bilgileri özel olarak depolamasa da, hangi bankayı kullandığınız, bankanın web sitesini ne zaman ziyaret ettiğiniz ve ne kadar süre çevrimiçi kaldığınız gibi belirli ayrıntıları yakalayabilir.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

“Depremden Saniyeler Önce Haber Veren Teknoloji: Telefonunuza Gelen Uyarılar Gerçekten İşe Yarıyor mu?”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması

Türkiye’de ve dünyada milyonlarca akıllı telefonda aktif olarak çalışan erken deprem uyarı sistemlerinin çalışma prensiplerini, cihaz ayarlarını ve faydalarını bu detaylı rehberde keşfedin.

Bu makalede, telefonlara depremden saniyeler önce gelen erken uyarı bildirimlerinin nasıl çalıştığı, hangi teknolojilere dayandığı ve Türkiye’deki uygulamaları ele alıyoruz. Erken uyarı sistemi, odaktan yayılan P ve S dalgaları arasındaki zaman farkını tespit ederek saniyeler öncesinden kullanıcıya haber veriyor . Google’ın Android’te sunduğu “Deprem Uyarıları” sistemi, ivme ölçer verilerini ışık hızında işleyerek 5–10 saniye öncesinden bildirim gönderebiliyor . iOS cihazlarda “Hayati Uyarı Bildirimi” özelliği aktif edildiğinde benzer bir uyarı mekanizması devreye giriyor . Ancak sistem; yalnızca 4.5 ve üzeri büyüklükteki depremlerde, sismik sensörler ve ağ bağlantısının izin verdiği ölçüde uyarı yapabiliyor . Bu nedenle fay hattına çok yakın bir odakta gerçekleşen depremlerde uyarı süresi sıfıra indirgenebiliyor

1. Erken Uyarı Sisteminin Temelleri

Erken uyarı sistemleri, depremin merkez üssünde ilk olarak yayılan P dalgalarını (primer dalgalar) algılayıp, daha yavaş ilerleyen S dalgalarının (sekonder dalgalar) gelmesinden önce kullanıcıları uyarma esasına dayanır . Jeolog Prof. Dr. Okan Tüysüz’e göre, odaktan 6–7 km/sn hızla yayılan P dalgası ile 3–4 km/sn hızla ilerleyen S dalgası arasında oluşan zaman farkı sayesinde saniyeler kazanılıyor.

2. Deprem Uyarı Sisteminin Çalışma Prensibi

Android telefonlarda yerleşik ivme ölçerler, sarsıntı başladığında sensör verilerini Google’ın sunucularına gönderir. Sunucular, etkilenen bölgedeki verileri eşleştirip kullanıcılara saniyeler önce “Yakındaki Deprem” başlıklı bildirim ile uyarı yollar . Ücretsiz hizmet, yalnızca 4.5 ve üzeri büyüklükteki depremler için aktif oluyor .

3. Cihazlarda Uygulama ve Ayar

Android’te Nasıl Aktif Edilir?

  1. Ayarlar > Konum ve Konum Hizmetleri

  2. “Deprem Uyarıları” seçeneğini açın

iOS’ta Nasıl Aktif Edilir?

  1. Ayarlar > Bildirimler

  2. Sayfanın en altında “Hayati Uyarı Bildirimi”ni aktif edin .

4. Türkiye’deki Uygulamalar ve AFAD

Türkiye’de AFAD’ın Deprem Mobil Uygulaması, sarsıntı sonrası bilgi ve radyolojik veriler sunarken, telefonlara otomatik erken uyarı bildirimleri hâlen Google ve Apple çatısı altındaki teknolojiler üzerinden gerçekleşiyor . AFAD’ın altyapısı ise öncelikle kritik tesislerin gaz ve elektrik hatlarını kesmeye odaklanıyor; kullanıcı bildirimleri doğrudan bu sistem üzerinden iletilmiyor .

5. Uyarıların Fırsatları ve Sınırlamaları

  • Fırsatlar: Saniyeler öncesinden gelen uyarı, masanızın altına saklanmak, gazı kapatmak veya merdiven boşluğuna yönelmek için şans veriyor .

  • Sınırlamalar: Odak noktasına çok yakın depremlerde uyarı süresi pratikte sıfıra iniyor, dolayısıyla kapsamlı bir tahliye mümkün olmuyor .

6. Sonuç ve Öneriler

Akıllı telefonlarda erken uyarı sistemlerini aktif tutmak, depreme karşı alabileceğiniz en etkili bireysel önlemlerden biridir. Hem Android hem de iOS kullanıcılarının ayarlarını kontrol etmeleri, aile ve iş yerinde düzenli tatbikatlar yapmaları hayati önem taşır. Depremden önceki bu birkaç saniye; doğru kullanıldığında hayat kurtarabilir.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Çin uzay “sandığını” açıyor: Ay’daki gerçekler ortaya çıkabilir

Yayımlandı

üzerinde

Ulusal Uzay İdaresi (CNSA), aralarında ABD’nin de bulunduğu 6 ülkeden bilim insanlarının Chang’e-5 misyonu tarafından Ay’dan toplanan toprak ve kaya örneklerini incelemesine izin vereceğini açıkladı.

tarafından finanse edilen iki ABD kurumu, Ay örneklerine erişim hakkına sahip olacak. CNSA başkanı San Jongde, örneklerin “tüm insanlık için ortak bir hazine” olduğunu söyledi.

Donald Trump’ın özellikle Avrupa ve Çin’e karşı ilan ettiği ticaret savaşının ortasında Çin’in bu kararı açıklamasının zamanlaması ve NASA’nın elindeki Ay örneklerinin Çinli bilim insanlarının erişimine açık olmaması yorum konusu oldu.

2011 tarihli bir yasaya göre NASA’nın Kongre tarafından özel olarak yetkilendirilmediği sürece Çin veya herhangi bir Çinli şirketle iş yapması yasak.

APOLLO ÖRNEKLERİNDEN BİR MİLYAR YIL DAHA GENÇ

Chang’e-5 misyonu tarafından getirilen Ay örneklerinin, yarım yüzyıl önce efsanevi Apollo uzay programının astronotları tarafından Dünya’ya getirilen örneklerden bir milyar yıl daha genç olduğu tahmin ediliyor ve bu nedenle Ay’daki jeolojik süreçler hakkında bilinmeyen gerçekleri ortaya çıkarabilecekleri için büyük bilimsel ilgi görüyorlar.

Çin’in elindeki Ay örneklerine ABD’deki Brown Üniversitesi ve Stony Brook Üniversitesi ile Fransa, Almanya, Japonya, Pakistan ve İngiltere’deki akademik kurumlar erişebilecek.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar