Gündem
SON DAKİKA — Suudi Arabistan ile Pakistan “Stratejik Karşılıklı Savunma Anlaşması”nı resmen imzaladı

Tarih & Saat: 17 Eylül 2025, 22:41 (TSİ) · Okuma süresi: 4–5 dakika
Haber kaynağı (temel): Reuters, AP, Al Jazeera, Arab News, Chatham House.
Suudi Arabistan ve Pakistan bugün Riyad’da, Al-Yamamah Sarayı’nda düzenlenen törenle “Stratejik Karşılıklı Savunma Anlaşması”nı imzaladı. Ortak açıklamaya göre; “herhangi birine yönelik saldırı, her ikisine yönelik saldırı sayılacak” hükmü anlaşmanın ana maddelerinden biri olarak yer alıyor. Anlaşma ayrıca ortak askeri tatbikatlar, istihbarat paylaşımı ve savunma teknolojisi iş birliği başlıklarını da kapsıyor.
Anlaşmanın ana maddeleri (kısa)
-
Karşılıklı savunma maddesi: Bir tarafa yapılan saldırının diğer tarafa yapılmış sayılması ilkesi.
-
Ortak tatbikatlar ve istihbarat paylaşımı: Düzenli ortak tatbikatlar, planlama ve istihbarat değişimi taahhütleri.
-
Savunma teknolojisi ortaklığı: Ortak geliştirme, teknoloji transferi ve eğitim alanlarında genişletilmiş iş birliği.
-
Bölgesel güvenlik koordinasyonu: Orta Doğu’daki tırmanışlar nedeniyle bölgesel koordinasyon ve caydırıcılığın güçlendirilmesi hedefleniyor.


Neden şimdi? (kısa bağlam)
Yetkililer anlaşmanın “yıllara dayanan görüşmelerin kurumsallaşması” olduğunu söylerken, bölgedeki son dönemdeki gerilimler—özellikle Katar’daki (Doha) saldırı iddiaları ve Gazze’deki çatışmaların yarattığı belirsizlikler—anlaşmanın zamanlamasını açıklayan faktörler arasında gösteriliyor. Uzmanlar, bu hamlenin Körfez ülkelerinin güvenlik stratejilerinde çeşitlenmeye işaret ettiğini belirtiyor.
Uzman analizi & öne çıkan endişeler
-
Reuters’e konuşan üst düzey Suudi kaynaklar, anlaşmanın “özgül bir olaya tepki” değil, uzun yılların kurumsallaşması olduğunu vurguladı, ancak bunun bölgedeki stratejik dengeleri değiştirebileceği uyarısı yapıldı.
-
Bazı analistler, iki ülkenin ilişkisini “stratejik ortaklık” seviyesine yükseltecek bu adımın, Körfez’de ABD’ye dayalı güvenlik mimarisine duyulan güvensizlikle bağlantılı olduğunu söylüyor. (Bunun arka planında bölgedeki saldırı iddiaları ve ABD-İsrail-Bölge ilişki dinamiklerindeki gerilimler bulunuyor.)
-
Pakistan’ın nükleer kabiliyeti nedeniyle “nükleer alanın bu anlaşmaya nasıl yansıyacağı” en çok tartışılan soru başlıklarından. Reuters muhabirinin sorduğu noktaya üst düzey Suudi yetkili “bu kapsamlı bir savunma anlaşmasıdır; tüm askeri imkanları kapsar” diye yanıt vererek belirsizliği korudu — yani nükleer işbirliğinin sınırları henüz netleşmedi. Bu belirsizlik, diplomasi ve silah kontrolü çevrelerinde dikkat çekiyor.
Olası bölgesel ve küresel etkiler
-
Körfez güvenlik mimarisi: Anlaşma, Körfez ülkelerinin güvenlik stratejilerinde ABD’ye bağımlılığı azaltma eğilimi içinde oldukları yorumlarına güç veriyor; bu, askerî iş birliklerinin çeşitleneceği anlamına gelebilir.
-
Hindistan-Pakistan dengesi: Riyad’ın aynı zamanda Hindistan ile geliştirdiği ilişkileri vurgulayarak denge kurmak istediği belirtiliyor; yine de Pakistan’ın nükleer statüsü bu denklemi daha kırılgan hale getiriyor.
-
Silahlanma ve teknoloji transferi riskleri: Anlaşma kapsamında teknoloji transferi ve ortak geliştirilecek sistemler, bölgesel silahlanmayı ve teknoloji yayılımını hızlandırabilir; uluslararası denetimler ve hukuki çerçeveler ileride tartışma konusu olacak.
Hukuki/uygulama (pratik) soruları — kısa liste
-
Caydırıcılık nasıl işletilecek? (Askerî faaliyet, hava/deniz/karada hangi mekanizmalar devreye girecek?)
-
İstihbarat paylaşımı protokolleri nasıl düzenlenecek? (Hukuki sorumluluk, sızma/istismar riskleri)
-
Savunma teknolojisi transferinin sınırları neler olacak? (Üçüncü ülkelere etkiler, ihracat kontrolleri)
-
Nükleer boyut: Pakistan’ın nükleer kapasitesinin doğrudan bir “sağlanan nükleer örtü”ye dönüşüp dönüşmeyeceği belirsiz — resmi metinler ve ikili protokoller açıklanınca netleşecek.
Tören, katılımcılar ve resmî açıklamalar
Törene Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif katıldı; Pakistan Genelkurmay Başkanı da görüşmede hazır bulundu. Her iki ülke devlet medyası ortak açıklamayı yayımladı ve anlaşmanın “kardeşlik, stratejik ortaklık ve bölgesel istikrar” hedeflerine hizmet edeceği vurgulandı.
Ne olacak — bir sonraki adımlar
-
Detaylı uygulama protokolleri (tatbikat takvimleri, istihbarat kanalları, teknoloji anlaşmaları) önümüzdeki haftalarda açıklanacak.
-
Bölgesel aktörlerin ve Batı’nın tepkileri takip edilecek; bu tür anlaşmaların diplomatik yankıları olabilir.
-
Uluslararası hukuki/denetim mekanizmaları ve nükleer silah kontrolü çevreleri, anlaşmanın olası sonuçlarını yakından izleyecek.
Kısa Arka Plan Zaman Çizelgesi
-
2015–2024: Pakistan ile Suudi Arabistan arasında düzenli tatbikatlar, eğitim ve savunma iş birlikleri devam etti.
-
2025 (erken aylar): Yüksek düzey askeri toplantılar ve JMCC görüşmeleriyle iş birliği yoğunlaştı.
-
9 Eylül 2025: Doha’daki saldırı iddiaları bölgesel güvenlik endişelerini artırdı — açıklanan bağlam anlaşmanın zamanlamasında etkili oldu
-
17 Eylül 2025: Stratejik Karşılıklı Savunma Anlaşması imzalandı.
Uzman Görüşü (özet, kaynaklara dayalı):
Uzmanlar genel olarak anlaşmanın “kurumsallaştırma” niteliğinde olduğunu, ancak nükleer boyut ve uygulama detaylarının belirsiz kalmasının diplomasi ve denetim tartışmalarını beraberinde getireceğini söylüyor. Suudi stratejistlerin niyetinin bölgesel caydırıcılığı güçlendirmek ve güvenlik ortaklıklarını çeşitlendirmek olduğu analizleri öne çıkıyor.
Gündem
Erzurum’da Dehşet: Salih Aybas, Nermin Tirit’i Öldürdü ve İntihar Etti
Erzurum’da Dehşet: Salih Aybas, Nermin Tirit’i Öldürdü ve İntihar Etti
Tarih: 3 Kasım 2025
Okuma Süresi:2 dakika
Erzurum’da kadına yönelik şiddetin son kurbanı Nermin Tirit, daha önce kendisine şiddet uyguladığı için hapis yatmış olan Salih Aybas tarafından sokak ortasında öldürüldü. Aybas, cinayetin hemen ardından intihar etti.

Korkunç Olayın Ardındaki Acı Gerçek: Fail Daha Önce de Aynı Kadın İçin Hapsedilmişti
Olay, 3 Kasım 2025 tarihinde, sabah erken saatlerde Erzurum’un Yakutiye ilçesine bağlı Ömer Nasuhi Bilmen Mahallesi’nde meydana geldi. Salih Aybas, sokakta kovaladığı Nermin Tirit’i, oturduğu sitenin bahçesine kadar takip etti ve burada tabancayla vurarak öldürdü. Aybas, ardından aynı silahla kendi başına ateş ederek hayatına son verdi.
Yapılan araştırmalara göre, fail Salih Aybas’ın Nermin Tirit’e yönelik daha önceki eylemleri nedeniyle 2023 yılında “kadına yönelik şiddet”, “kasten öldürmeye teşebbüs” ve “tehdit” suçlarından cezaevine girdiği ortaya çıktı. Aybas, cezaevinden sadece 10 gün önce, 22 Ekim 2025’te tahliye olmuştu.
Morga Kaldırıldılar
Olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Yapılan incelemelerde her iki kişinin de hayatını kaybettiği tespit edildi. Erzurum Emniyet Müdürü Onur Karaburun da olay yerine gelerek incelemelerde bulundu. İncelemelerin ardından Nermin Tirit ve Salih Aybas’ın cansız bedenleri Erzurum Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.
Nermin Tirit’in Erzurum Teknik Üniversitesi’nde temizlik işçisi olarak çalıştığı öğrenildi.
Bu trajik olay, kadına yönelik şiddet ve tehdit suçlarından hüküm giymiş kişilerin tahliye sonrası takip mekanizmalarının önemini bir kez daha acı bir şekilde gözler önüne serdi.
Gündem
El-Faşir’de RSF kontrolü sonrası yaklaşık 71 bin kişi yerinden edildi
El-Faşir’de RSF kontrolü sonrası yaklaşık 71 bin kişi yerinden edildi
Yayın Tarihi: 03 Kasım 2025
Yayın Saati: 12:00 (TSİ)
Okuma Süresi: ~3 dakika
Kuzey Darfur’un merkezi El-Faşir’de, paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF) güçlerinin kentin kontrolünü ele geçirmesinin ardından yaklaşık 70.894 (yaklaşık 71 bin) kişinin kent ve çevresinden kaçtığı bildirildi; bu rakam IOM saha tahminleri ve yerel raporlara dayandırılıyor
Gelişmelerin özeti
RSF’nin El-Faşir’e girmesi, ordu birliklerinin geri çekilmesi ve kentin düşüşüne ilişkin haberlerin ardından kentten ve çevre köylerden kitlesel kaçışlar başladı. Sahadaki sağlık çalışanları, gelen tanıklıklar ve insani kuruluşlar, sivillerin yollarda yürüyerek kaçtığını, bazı bölgelerde ağır tahribat ve toplu ölümler iddialarının olduğunu bildiriyor. Uluslararası ajanslar ve insan hakları örgütleri artan ihlal raporlarına dikkat çekiyor

Nerelere kaçıyorlar, sayılar nasıl değişiyor?
IOM ve DTM saha raporlarına göre kaçanların çoğu Tawila, Mellit ve Kebkabiya yönünde, kent çevresindeki daha kırsal alanlara yöneliyor. 26–28 Ekim arasında kaydedilen ani dalgalarda on binlerce kişinin birden yerinden olduğu bildirildi; birkaç gün içinde ortaya çıkan yeni hareketlerle toplam sayılar hızla yükseldi. DTM/IOM takım gözlemleri ve alan raporları yerinden edilme sayılarının hızlı bir şekilde değiştiğine işaret ediyor.
İddialar ve kanıtlar
Yale Humanitarian Research Lab (HRL) gibi akademik ekiplerin uydu analizleri ile saha fotoğrafları bazı bölgelerde ölüm kümeleri ve geniş çaplı tahribat izleri gösteriyor; bu bulgular, uluslararası toplumun “toplu insan hakları ihlali” ve “etnik temizlik” endişelerini artırdı. Kaçanlardan gelen ifadeler, yakılan evler, yollar üzerindeki cesetler ve kamp alanlarında yetersiz barınma koşullarına dair raporlar içeriyor.
İnsani ihtiyaçlar ve uluslararası çağrı
BM, IOM, UNHCR, UNICEF ve WFP gibi kurumlar acil erişim, güvenli tahliye koridorları ve insani yardım çağrısını yineliyor. Birleşmiş Milletler yetkilileri, yolların tehlikeli olduğunu, kaçış sırasında insanların gasp ve kaçırılma riskiyle karşı karşıya kaldığını belirtiyor; yardım kuruluşları su, gıda, barınak, tıbbi malzeme ve özellikle 5 yaş altı çocuklar için acil beslenme desteği ihtiyacını vurguluyor.
Kısa vadede yapılması gerekenler
-
RSF ve diğer silahlı gruplardan sivillere yönelik saldırıların durdurulması ve güvenli geçişlerin sağlanması isteniyor.
-
Güvenli insani koridorların açılması ve yardım konvoylarının güvenliğinin garanti altına alınması gerekiyor.
-
Yerel sağlık noktalarına acil tıbbi ve beslenme desteği gönderilmesi hayati önem taşıyor.
-
Bağımsız ve hızlı soruşturmalarla ihlal iddialarının aydınlatılması talep ediliyor.
FatihDoganMedya notu: El-Faşir’deki yerinden edilme sayıları saha koşullarına ve güvenlik durumuna bağlı olarak gün içinde değişebilmektedir; bu nedenle IOM/DTM ve BM güncellemeleri düzenli olarak izlenmelidir. Haberde verilen rakamlar, ilgili uluslararası kuruluşların saha tahminleri ve açıklamalarına dayandırılmıştır.
Gündem
Şiddetli deprem Mazar-ı Şerif yakınlarını vurdu: En az 20 ölü, yüzlerce yaralı — Kentin tarihi Mavi Cami zarar gördü
Şiddetli deprem Mazar-ı Şerif yakınlarını vurdu: En az 20 ölü, yüzlerce yaralı — Kentin tarihi Mavi Cami zarar gördü
Yayınlayan: FATİHDOGANMEDYA
Tarih.Saat: 03 Kasım 2025, 10:30 (Europe/Istanbul)
Okuma süresi: 3 dakika
Kuzey Afganistan’da Mazar-ı Şerif yakınlarında meydana gelen 6,3 büyüklüğündeki depremde en az 20 kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 320 kişi yaralandı. Deprem kentin simgelerinden Mavi Cami (Blue Mosque / Shrine of Ali) ile birlikte birçok yapıda hasara yol açtı. Yetkililer ölü sayısının artabileceği uyarısında bulundu.

Haber Detayları
Kuzey Afganistan’da, Mazar-ı Şerif (Balkh vilayeti) yakınlarında 6,3 büyüklüğünde bir sarsıntı gece saatlerinde meydana geldi. Depremin merkez üssü Kholm/Khulm bölgesi civarı olarak bildirildi; USGS verilerine göre derinlik yaklaşık 28 kilometre olarak kaydedildi. Depremin yerel saate göre 03 Kasım 2025, yaklaşık 01:00 civarında olduğu bildirildi.
Sağlık yetkilileri ilk gelen bilgilere göre en az 20 kişinin öldüğünü, yaklaşık 320 kişinin ise yaralandığını açıkladı. Bölgeden gelen görüntüler ve sosyal medyada paylaşılan videolarda çöküntü altından çıkarılan yaralı ve ölülerin olduğu, hastanelerin acil durum moduna geçtiği görüldü. Yetkililer, özellikle uzak köylerdeki ulaşım ve haberleşme zorlukları nedeniyle ölü ve yaralı sayısının artabileceğini belirtti.
Kültürel ve altyapısal zarar
Deprem, Mazar-ı Şerif’in en bilinen dini yapılarından biri olan ve aynı zamanda ülkenin kutsal yerlerinden sayılan Mavi Cami (Blue Mosque / Shrine of Ali) avlusunda ve dış cephe süslemelerinde hasar oluştuğu şeklinde rapor edildi; ana yapının ayakta kaldığı, ancak avlu ve çini kaplamalarda kırılma ve dökülmeler olduğu bildirildi. (Not: Türkiye’deki “Sultanahmet Camii” ile karıştırılmamalıdır; Mazar’daki önemli yapı haberlerde “Blue Mosque / Mavi Cami” olarak geçmektedir.
Ayrıca deprem ülke genelinde elektrik dağıtımında aksamalara yol açtı; başkent Kabil dahil bazı bölgelerde enerji kesintileri yaşandığı aktarıldı. Kurtarma ekipleri ve sağlık personeli en çok etkilenen Balkh ve Samangan bölgelerine sevk edildi.
Yetkililer ve yardım çalışmaları
Afgan sağlık yetkilileri, önceliğin enkazdan çıkarma, yaralıların acil tedavisi ve zarar gören aileler için barınma sağlanması olduğunu açıkladı. Uluslararası kuruluşlar ve bölge yardım kurumları olay yerine destek sağlamak üzere teyakkuz durumuna geçti. Yetkililer, özellikle gece saatlerinde meydana gelen deprem nedeniyle daha fazla can kaybı riskinin yüksek olduğunu vurguladı.
Bağlam — Neden endişe verici?
Afganistan, jeolojik olarak aktif fay hatları üzerinde yer alıyor ve 2025’te ülkenin farklı bölgelerinde yıkıcı depremler yaşanmıştı. Bu altyapı zayıflığı, özellikle kırsal ve eski yapı stokunun yoğun olduğu bölgelerde can kayıplarını artırıyor. Uluslararası genç ve yaşlı yardım kuruluşları koşullara göre insani yardım planlarını devreye alıyor.
-
Gündem6 gün önceCumhuriyet’in 102. yılı Ankara’da yürüyüş ve konserlerle kutlanacak
-
Teknoloji1 hafta önceAB Komisyonu, Meta ve TikTok’u DSA Şeffaflık Yükümlülüklerini İhlal Etmekle Ön İncelemede Buldu
-
Teknoloji7 gün önceAMERİKAN “YARASA” UÇAĞI: San Diego’lu Shield AI, yeni yapay zekâlı savaş uçağı X-BAT’in “Çin’in ilk saldırısını alt edebileceğini” ve 2029’a kadar savaşa hazır olacağını açıkladı
-
Gündem1 hafta önceYüzyılın Konut Projesi’nin detayları belli oldu — FatihDoğanMedya
-
Sanat1 hafta önceDeniz sahile sürüklüyor, o topluyor: Adeta bir sanat eserine dönüştürüyor
-
Magazin5 gün önceSoykırımı dünyaya gösteren fotoğrafçıya büyük ödül
-
Ekonomi4 gün önceMerkez Bankası, Papara Elektronik Para A.Ş.’nin faaliyet iznini iptal etti
-
Magazin5 gün önce“Güller ve Günahlar” setinde kriz: Çalışanlar ücretlerini alamadı, çekimler durdu
