Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Magazin

Şeker hastalığının uyarı işaretleri: Yürürken fark edebileceğiniz 4 belirti

Yayımlandı

üzerinde

Şeker hastalığının uyarı işaretleri: Yürürken fark edebileceğiniz 4 belirti

Yürüyüş, her gün yaptığımız en basit ve en doğal aktivitelerden biridir. İster parkta sabah yürüyüşü, ister kısa bir yürüyüş ya da sadece evde dolaşmak olsun, vücudumuzun bu duruma olumlu teki verir. Peki ya günlük yürüyüşleriniz daha önce olmayan bir şekilde farklı hissettirmeye başlarsa? Bunlar, dünya çapında milyonları etkileyen bir durum olan diyabetin erken uyarı işaretleri olabilir.

Diyabet, kan şekeri seviyelerini, dolaşımı ve sinir sağlığını etkileyerek yürürken belli belirsiz ortaya çıkabilen semptomlara yol açar. Bu erken belirtileri tanımak, işler daha da kötüleşmeden önce sağlığınızı kontrol altına almanıza yardımcı olabilir. İşte yürürken ortaya çıkabilecek birkaç önemli diyabet belirtisi.
Diyabetin en yaygın ilk belirtilerinden biri, yüksek kan şekerinin ellerinizdeki ve ayaklarınızdaki sinirlere zarar verdiği periferik nöropatidir. Hareket ettiğinizde bacaklarınızda ve ayaklarınızda karıncalanma, yanma veya “iğne batması” hissi yaşayabilirsiniz. İlk başta bu hafif ve görmezden gelinmesi kolay olabilir, ancak zamanla yaygın uyuşukluğa dönüşebilir.
Kısa mesafeler yürürken bacaklarınız kramp mı giriyor? Bu diyabetik periferik arter hastalığının (PAD) bir işareti olabilir. Yüksek kan şekeri seviyeleri, daralan ve sertleşen arterlere yol açarak bacaklara ve ayaklara giden kan akışını kısıtlayabilir. Bu azalan dolaşım, özellikle yürürken baldırlarınızda, uyluklarınızda veya kalçalarınızda ağrı, kramp veya ağırlığa neden olur.
Kısa bir yürüyüşten sonra yorgunluk veya halsizlik kan şekeri dalgalanmalarının bir göstergesi olabilir. Hem yüksek kan şekeri (hiperglisemi) hem de düşük kan şekeri (hipoglisemi) yoğun yorgunluğa neden olabilir. Her zaman yorgunsanız ve bu yaptığınız şeye göre orantısız görünüyorsa, bu vücudunuzun glikozu etkili bir şekilde yönetmediğinin bir göstergesi olabilir; diyabetin önemli bir uyarı işareti.
Diyabet böbrek fonksiyonunu etkileyebilir ve ayak bileklerinde ve ayaklarda şişmeye neden olan sıvı tutulmasına yol açabilir. Ayakkabılarınız aniden sıkılaşırsa veya yürüyüşten sonra bacaklarınız şişkin görünüyorsa, vücudunuz aşırı sıvı tutulmasıyla mücadele ediyor olabilir.
Diyabet, sinirlere oksijen sağlayan küçük kan damarlarına zarar vererek, bunların düzgün çalışmasını zorlaştırabilir. Kontrol altına alınmadığında nöropati kötüleşebilir ve his kaybına yol açabilir.
Diyabetik nöropati uyuşukluğa neden olabileceğinden, küçük yaralanmalar meydana geldiğinde onları hissetmeyebilirsiniz. Bu, yürürken oluşan küçük bir kesik veya su toplamasının farkına varmadan ciddi bir enfeksiyona dönüşebileceği anlamına gelir. Ayaklarınızı düzenli olarak kontrol etmek ve rahat, iyi oturan ayakkabılar giymek, komplikasyonları önlemeye yardımcı olabilir.
Diyabet, özellikle erken teşhis edilirse kontrol altına alınır. Yürürken bu semptomların zamanlamasını ve sıklığını izleyin. Bir glukometreniz varsa, kan şekeri seviyenizi günün birkaç saatinde kontrol edin.
Düzenli egzersiz, kan şekerinin düzgün dolaşımını ve düzenlenmesini kolaylaştırır. Destekleyici ayakkabılarla yaralanmalar ve rahatsızlık önlenebilir.
Düzenli kontroller, dengeli bir diyet sürdürmek, aktif kalmak ve stresi yönetmek gibi proaktif adımlar atmak, diyabetin etkili bir şekilde önlenmesine veya kontrol edilmesine yardımcı olabilir.Bu makale sadece genel bilgi verme amacıyla yazılmıştır ve doktor tavsiyesi olarak ele alınmaması gerekir. Makalenin içeriğinden yola çıkarak okurun kendi başına koyduğu teşhislerden ntv.com.tr sorumlu değildir. Sağlığınızla ilgili herhangi bir endişeniz varsa doktorunuza danışın.
Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Magazin

Sosyal Medya Fenomeni Murat Övüç, ‘Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik’ Suçlamasıyla Tutuklandı

Yayımlandı

üzerinde

Sosyal Medya Fenomeni Murat Övüç, ‘Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik’ Suçlamasıyla Tutuklandı

Tarih: 20 Aralık 2025 • Okuma Süresi: 3 dakika| SAAT: 17:00

Sosyal medya fenomeni Murat Övüç, sosyal medya hesabından başörtüsü takarak paylaştığı bir video nedeniyle ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Olay, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın video paylaşımı üzerine resen soruşturma başlatmasıyla başladı. İncelemeler sonucunda, paylaşımın nefret söylemi içerdiği ve toplumsal ayrımcılığı körükleyebileceği değerlendirildi.

 

Soruşturma ve Tutuklama Süreci

Olayın yasal süreci şu aşamalardan oluştu:

· Soruşturmanın Başlaması
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, Murat Övüç’ün sosyal medyada başörtüsü takarak yaptığı video paylaşımını incelemeye aldı. Videonun kamuoyunda tepki çekmesi ve suç unsuru taşıdığı iddiaları üzerine soruşturma başlatıldı.
· Gözaltı ve İfade
Soruşturma kapsamında polis ekipleri tarafından gözaltına alınan Övüç, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Emniyetteki sorgusunda suçlamaları reddettiği öğrenildi.
· Mahkeme Kararı
Nöbetçi sulh ceza hakimliği önüne çıkarılan Övüç hakkında, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçunu işlediğine dair kuvvetli şüphe bulunduğu gerekçesiyle tutuklama kararı verildi. Kararın ardından Övüç cezaevine gönderildi.

Övüç’ten Savunma: “3 Yıl Önceki Paylaşım”

Olayın gündeme gelmesinin ardından Murat Övüç, sosyal medya üzerinden bir açıklama yaptı. Övüç, eleştirilen paylaşımın eski bir içerik olduğunu belirterek, “Allah aşkına yeter. Artık normal davranıyoruz, smokinle çıkıyoruz. Artık insanlara güzel örnek olmak istiyoruz. 3 yıl önceki paylaşımı gündeme getiriyorsunuz, ayıp” ifadelerini kullandı.

Ancak, savcılık soruşturması ve mahkeme, paylaşımın içeriği ve potansiyel etkisi üzerinden hukuki değerlendirmeyi yaparak tutuklama kararını verdi.

Toplumsal Tepkiler ve Hukuki Çerçeve

Uzman Görüşü
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan hukukçular,Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesinde düzenlenen “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçunun, toplumun bir kesimine karşı nefret ve düşmanlığın alenen tahrik edilmesi durumunda gündeme geldiğini hatırlattılar. Sosyal medya paylaşımlarının geniş kitlelere anında ulaşma özelliği nedeniyle, bu tür içeriklerin ceza hukuku kapsamında ağır sonuçları olabileceğinin altını çizdiler.

Sosyal Medyada Yansımalar
Olay,sosyal medya kullanıcıları arasında da iki yönlü bir tartışma başlattı. Bir kesim, ifade özgürlüğü sınırlarına vurgu yaparak hukuki sürecin doğru işlediğini savunurken, diğer bir kesim ise gündemde başka öncelikler olduğuna dair görüşlerini paylaştı.

Soruşturmanın derinleştirilerek sürdürüldüğü öğrenilirken, Murat Övüç’ün yargı sürecinin ilerleyen günlerde devam edeceği bildirildi.

Okumaya Devam Et

Magazin

Ünlü Sanatçı Cansever’den Yürek Burkan Açıklama: “Lösemi Teşhisi Konuldu, Dualarınızı Bekliyorum”

Yayımlandı

üzerinde

Ünlü Sanatçı Cansever’den Yürek Burkan Açıklama: “Lösemi Teşhisi Konuldu, Dualarınızı Bekliyorum”

Haber Tarihi: 17 Aralık 2025, 23:00
Okuma Süresi: 4 dakika

Arabesk müziğin sevilen ismi Cansever, sağlık durumuna ilişkin sevenlerini derinden üzen bir açıklama yaptı. Uzun yıllardır yaşamını sürdürdüğü Almanya’da kendisine lösemi (kan kanseri) teşhisi konulduğunu duyuran sanatçı, tedavi süreci nedeniyle sahnelere ara verdiğini bildirdi.

“Her Şey Çok Güzel Olacak”

Cansever, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı samimi video paylaşımında şu ifadelere yer verdi:

“Basında da duyduğunuz gibi bana bir lösemi teşhisi konuldu, yani kan kanseri. O yüzden bu paylaşımı yapmak istiyorum. Çok fazla arayan, yazan var; hepsine tek tek cevap veremiyorum. Fakat her şey çok güzel olacak. Almanya’dayım, doktorlarım çok iyi. Cuma günü kemoterapiye başlayacağım. Allah’ın adıyla ve sizin dualarınızla inşallah… Sizi çok seviyorum, dualarınızı bekliyorum”.

Sanatçının, tedavisinin Mülheim an der Ruhr kentindeki Evangelische Krankenhaus’ta devam ettiği ve moralinin yüksek olduğu öğrenildi.

Sahnelere Zorunlu Ara

Açıklamasında, müzik hayatına verdiği bu aranın tamamen tedavi sürecine odaklanmak için olduğunu vurgulayan Cansever, sevenlerinden anlayış ve destek beklediğini iletti. Sanatçı, bu zorlu dönemi güçlü bir inanç ve pozitif bir ruh haliyle karşıladığını belirterek, sahnelere daha güçlü ve sağlıklı bir şekilde dönmeyi hedeflediğini ifade etti.

Cansever Kimdir?

Gerçek adıDzansever Dalipova olan sanatçı, 90’lı yıllardan itibaren kendine has yorumu ve tarzıyla arabesk müzik sahnesinde önemli bir yer edindi. “Ağla Gözbebeğim”, “Sen de Gittin”, “Kime Bu İnat” gibi unutulmaz şarkılarıyla geniş bir hayran kitlesine ulaştı. Cansever, son yıllarda bazı sağlık sorunları nedeniyle ara sıra sahne aldı.

Lösemi (Kan Kanseri) Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Cansever’in mücadelesini verdiği lösemi, kemik iliğinde başlayan bir kan kanseri türüdür. Son yıllarda tıp alanında kaydedilen önemli ilerlemeler, lösemi tedavisinde umut verici sonuçlar doğurmuştur.

Tedavide Çığır Açan Gelişmeler

· Hedefe Yönelik Tedaviler ve İmmünoterapi: 2025 itibarıyla, özellikle akut lenfoblastik lösemi (ALL) gibi bazı türlerde, monoklonal antikorlar ve CAR T-hücre tedavisi gibi yöntemlerle kemoterapi yoğunluğu azaltılabilirken, sağ kalım oranları önemli ölçüde artırılmıştır.
· Kronik Lösemilerde Devrim: Örneğin, Kronik Miyeloid Lösemi’de (KML) kullanılan BCR::ABL1 tirozin kinaz inhibitörleri sayesinde hastaların yaşam beklentisi neredeyse normale yaklaşmış ve bir kısmı ilaç tedavisini bırakabilir hale gelmiştir.
· Yüksek Sağ Kalım Oranları: Güncel tıbbi verilere göre, doğru tedaviyle birçok lösemi alt türünde 5 yıllık sağ kalım oranı %70’in üzerine çıkabilmektedir. Hairy Cell Lösemi, Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) ve bazı akut lösemi türlerinde bu oran %80-90’lara ulaşmaktadır.

İstatistiklerle Lösemi

· ABD’de 2025 yılı için tahmini yeni lösemi vakası sayısı 66,890, tahmini ölüm sayısı ise 23,540 olarak belirtilmektedir.
· Lösemi, tüm yeni kanser vakalarının yaklaşık %3.3’ünü oluşturmaktadır.
· Son verilere göre, lösemide 5 yıllık nispi sağ kalım oranı %72’nin üzerindedir. Bu oran, 1970’lerdeki %33’lük oranın iki katından fazladır ve tedavideki ilerlemeyi açıkça göstermektedir.

Sanatçı Cansever, Almanya’da alacağı modern tedavi yöntemleri ve yüksek moraliyle bu süreci atlatacağına olan inancını tekrarlıyor. Tüm sevenleri ve müzik camiası, ünlü sanatçıya acil şifalar diliyor ve dualarının kendisiyle olduğunu iletiyor.

Okumaya Devam Et

Magazin

Güllü’nün oğlu Tuğberk Yağız Gülter’in ifadesi ortaya çıktı: “Annem camlardan korkardı”

Yayımlandı

üzerinde

Güllü’nün oğlu Tuğberk Yağız Gülter’in ifadesi ortaya çıktı: “Annem camlardan korkardı”

Haber Tarihi: 16 Aralık 2025 | ⏱️ Okuma Süresi: 4 dakika| Saat: 23:00

Arabesk müziğinin sevilen sesi Güllü’nün (Gül Tut) şüpheli ölümüne ilişkin soruşturmada kritik bir ifade daha gün yüzüne çıktı. Sanatçının oğlu Tuğberk Yağız Gülter, annesinin “camdan atlayacağım” sözünün kız kardeşi Tuğyan Ülkem Gülter’e ait olduğunu iddia ederken, “Annem camlardan her zaman korkardı” ifadesini kullandı.

Kızının “kasten öldürme” suçundan tutuklandığı soruşturmada müşteki sıfatıyla dinlenen Tuğberk Yağız Gülter, savcılıkta verdiği 4 saatlik ifadede çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Tuğberk Yağız Gülter’den Savcılıkta Çarpıcı İfadeler

Güllü’nün oğlu, Yalova Cumhuriyet Başsavcısı Duygu Bayar Öksüz tarafından alınan ifadesinde olay gecesi ve aile ilişkilerine dair önemli detayları anlattı.

Tuğberk Yağız Gülter’in ifadesinden öne çıkan iddialar şunlar:

· “Atacağım” Sözü Kime Ait? Tuğberk Yağız, “Annem camlardan her zaman korkardı, ‘Atacağım’ sözü ablama ait” dedi.
· Kız Kardeşi Hakkındaki Şüpheleri: Savcının, “Tuğyan, erkek arkadaşı Kervan için anneni öldürebilir mi?” sorusuna yanıtı, “Vebal almak istemiyorum ama Kervan için her şeyi yapabilir” oldu. Ablasını “ilişki konusunda zayıf karakterli” olarak nitelendirdi.
· Olay Anına İlişkin Görüşü: Evin laminant zemininin çok kaygan olduğunu ve daha önce de annesiyle birlikte bu yüzden düştüklerini belirtti. “Annemin alkolün de etkisiyle camı açmak istediği sırada ayağının kayıp düşmüş olabileceğini düşünüyorum” ifadesini kullandı.
· Şikayetçi Olma Koşulu: “Annem bir cinayete kurban gitti ise bu işle alakası olan herkesten şikayetçiyim ama şayet ablamın bu olayla alakası yoksa şikayetçi değilim” dediği öğrenildi.

Soruşturmada Son Durum: Kızı Tutuklu, Tek Tanık Ev Hapsinde

Soruşturmada önemli gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Güllü’nün 52 yaşında hayatını kaybettiği 26 Eylül’den bu yana süren soruşturmada:

· Kızı Tutuklandı: Sanatçının kızı Tuğyan Ülkem Gülter, “kasten öldürme” şüphesiyle 13 Aralık’ta tutuklandı.
· Arkadaşının İfadesi: Olay anında evde bulunan ve Gülter’in arkadaşı olan Sultan Nur Ulu ise ev hapsine çarptırıldı. Ulu, mahkemede verdiği ifadede, “Tuğyan’ın arkadan annesinin kalçasının altından bacaklarına doğru sarılarak hafif kendisine, hafif yukarıya doğru çektiğini gördüm. Tuğyan annesini o şekilde çektikten hemen sonra annesi düştü” iddiasında bulundu.
· Kaçma Girişimi: İddialara göre, Tuğyan Ülkem Gülter ile Sultan Nur Ulu, ülkeden ayrılmaya çalışırken 10 Aralık’ta gözaltına alınmıştı.
· Dijital Deliller: Soruşturma kapsamında, Tuğyan Ülkem Gülter’in yakın arkadaşı Bircan Dülger, savcılıkta verdiği ifadede, Gülter’in annesi için “N’olur bir şey yap, bu kadın ölsün” yazılı mesajlar attığını ve olaydan sonra “Ben yaptım ama çok pişmanım” dediğini öne sürdü.

Aile İçi Gerilimler ve Kamuoyuna Yansımalar

Olay, aile içindeki gerilimleri de gözler önüne serdi. Güllü’nün eski eşi ve çocuklarının babası Gürol Gülter, bir televizyon programında çocuklarıyla ilgili iddialar için “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” ifadesini kullandı.

Ayrıca, Güllü’nün avukatlarından Mert Erdoğan, Tuğyan Ülkem Gülter’in şüpheli sıfatıyla gözaltına alınması üzerine savunma vekilliğinden çekildiklerini açıkladı. Erdoğan, “Fakat bu Tuğyan’ın suçlu olduğu anlamına gelmesin, masum olduğu anlamına da gelmesin” diyerek dikkatli bir açıklama yaptı.

Öte yandan, bazı uzmanlar ve sosyal medya kullanıcıları, güvenlik kamerası kayıtlarındaki sesler üzerinden analizler yapıyor. Kayıtlara yansıdığı iddia edilen “Hadi görüşürüz bay bay” gibi ifadeler ve bağrışmalar, kamuoyunda olayın bir kaza mı yoksa kasten mi işlendiği konusundaki tartışmaları alevlendiriyor.

Öne Çıkan Gelişmeler:

· Oğul’un İddiası: “Annem camlardan korkardı, ‘atacağım’ sözü kız kardeşime ait.”
· Kızın Arkadaşının Tanıklığı: “Tuğyan’ın annesini pencereden çektiğini gördüm.”
· Olay Yeri İncelemesi: Zeminin kaygan olduğu ve camın bel hizasında tam açılır olduğu belirtiliyor.
· Yakın Çevre İfadesi: Kızın annesine “bu kadın ölsün” diye mesaj attığı iddia edildi.
· Adli Süreç: Kız kardeş tutuklandı; olaydaki tek görgü tanığı ev hapsinde.

Soruşturma, Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafıından titizlikle yürütülüyor. Savcı Duygu Bayar Öksüz, “Somut delillerle karşılarına çıkmamız gerekirdi. Ayrıntılı bir çalışmanın eseri” ifadelerini kullanarak delil toplama sürecinin önemine dikkat çekti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar