Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Sanat

Nazım Hikmet, doğumunun 123. yılında İstanbul’da anıldı

Yayımlandı

üzerinde

Nazım Hikmet, doğumunun 123. yılında İstanbul'da anıldı

Şair ve yazar Nazım Hikmet, doğumunun 123. yıl dönümünde Şişli Belediyesi ile Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı işbirliğiyle düzenlenen “Nazım 123 Yaşında” başlıklı programla anıldı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleştirilen program öncesinde Şişli Belediyesinin şairin 123. yaşına özel hazırladığı “Şişli’de Bir Nazım” kitabı tanıtıldı.
Eser, şairin hayatında önemli yer tutan Şişli’deki yıllarına odaklanıyor. Proje tasarımını Dündar Hızal’ın üstlendiği, editörlüğünü Sibel Oral ve Veysel Saltanoğlu’nun yaptığı kitapta, Bahriye Çeri, Gökhan Akçura, Sevdagül Kasap ve Uğur Aktaş’ın Nazım Hikmet’in Şişli’de geçirdiği farklı dönemlere odaklanan araştırmaları bulunuyor.
Nazım Hikmet’in ailesinden ve vakfın yönetim kurulundan sanatçı Murat Germen, “Ben Nazım Hikmet’in ve annesi ressam Celile Hanım’ın yaşadığı daha sonra yerine yapılan apartmanda yaşadım. O bağ dolayısıyla Nazım, hep Kadıköy’le bağlantılandırılır. Şişli’de bir hayatı olduğu konusunda ortalıkta çok net bilgi dolaşmıyordu. Dolayısıyla bu kitabın o anlamda bir değeri var.” dedi.
Germen, Nazım Hikmet adına bir müze de yapmak istediklerini ve kendisine dair çok fazla yanıltıcı bilgilerin yer aldığını belirterek, “İnsanlar gerçek bilgiye ulaşamıyor. Mesela bir örnek vermek gerekirse, Celile Hanım’ın adı Celile Uğuraldım’dır. Celile Hikmet diye geçiyor. Öyle bir soyadı yok. Türkiye’nin ilk kadın ressamlarından bir tanesi. 50 yaşında kendi başına Paris’e akademiye gidiyor. Orada eğitim görüyor, çok cesur bir kadın. O yüzden biz buralardayız. Sahiplenmek için de elimizden geleni yapacağız.” diye konuştu.
Vakfın yönetim kurulundan ve aileden Aslı Yaltırım Savaş da Nazım Hikmet’in böyle etkinliklerde anılmasından dolayı memnuniyetini dile getirerek, “Türkiye’de yeni neslin onu daha yakından tanıması, ailesi olarak en büyük isteğimiz.” ifadesini kullandı.
Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ise programda yaptığı konuşmada, Nazım Hikmet’in Şişli’yle olan bağının, burada geçirdiği yılların, sanatına olan etkilerinin, bıraktığı izlerin bir dokümanda toplandığını dile getirerek, “Şişli’nin Nazım’a, Nazım’ın Şişli’ye kattıklarını belgeledik. Şişli’nin belleğine bir doküman olarak bıraktık. Bu değerli çalışmaya katkı koyan tüm arkadaşlarımı tebrik ediyorum. Nazım Hikmet’in bizlere bıraktığı mirası bir kez daha hep birlikte hatırlatmak istiyorum. Özgürlüğe olan inanç, barış, halkların kardeşliği ve adalete duyulan büyük özlem… Büyük şairimizin doğumunun 123. yılında sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz.” dedi.
Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Oral ise şairin mektubundan örnek vererek, “Nazım Hikmet 123 yaşında, iyi ki var, iyi ki yaşıyor. Hiç ama hiç kuşkunuz olmasın Türk milleti var oldukça, yeryüzünde Türkçem konuşuldukça hep var olacak.” şeklinde konuştu.
Programda ayrıca oyuncu Halil Ergün, oyuncu ve seslendirme sanatçısı Tilbe Saran, oyuncu ve sunucu Selçuk Yöntem, Nazım Hikmet’in şiirlerini seslendirdi.
Oyuncu Levent Ülgen ise “Memleketimden İnsan Manzaraları-Kartallı Kazım” performansı sergiledi. Mercan Selçuk Dans Topluluğu, Erdal Erzincan, “Tarık Akan’ın Çocukları” Özel Taş Koleji öğrencileri, Zuhal Olcay ve orkestrası da programda sanatseverlerle buluştu.
Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sanat

Müzede sergilenen 6 milyon dolarlık muzu yine yediler

Yayımlandı

üzerinde

tarafından yapılan açıklamaya göre, güvenlik ekibi, muzun bir ziyaretçi tarafından tekrar yenmesi üzerine “iç prosedürler doğrultusunda hızlı ve sakin” şekilde müdahale etti.

Muz birkaç dakika içinde yeniden yerine yerleştirildi. Açıklamada, eserdeki muzun “sadece geçici bir unsur” olduğu ve sanatçının talimatları doğrultusunda düzenli olarak yenilendiği belirtildi.

Sanatçının ise ziyaretçinin muzun kendisini sanat eseri sanmasından hayal kırıklığı yaşadığı aktarıldı. Cattelan’a göre, eğer gerçekten eseri yemek isteseydi, muzla birlikte kabuğunu ve yapıştırıldığı bandı da yemeliydi.

Müze olaya ilişkin herhangi bir suç duyurusunda bulunmadı.

“Comedian” eseri, sanat piyasasındaki finansal spekülasyonların saçmalığını ve bilgi sistemlerinin kırılganlığını vurgulamayı amaçlıyor.

İLK YENME VAKASI DEĞİL

2019’da Art Basel Miami’de, performans sanatçısı David Datuna, duvardaki muzu alıp herkesin önünde yemişti. Eser bu olayın ardından 120 bin dolara satılmıştı.

2023’te Güney Kore’deki Leeum Sanat Müzesi’nde bir sanat öğrencisi de aynı şekilde muzu yemişti.

Kasım 2024’te, Çinli koleksiyoncu ve kripto girişimcisi Justin Sun, “Comedian”i 6,24 milyon dolara satın aldıktan sonra eserdeki muzu yedi.

, eserin şimdiden “son 30 yılın en çok yenilen sanat eseri” haline geldiğini belirtti.

Okumaya Devam Et

Sanat

Tel kırma sanatıyla aile ekonomisine katkı sağlıyorlar

Yayımlandı

üzerinde

Kadınlar, hobi olarak başladıkları bu sanatı zamanla meslek haline getirirken, taleplere yetişmekte zorlandıkları dönemlerde dayanışma örneği sergileyerek birbirlerine destek oluyor. Böylece sadece ekonomik kazanç değil, sosyal dayanışma da güçleniyor.

Tel kırma sanatıyla geçmişin izlerini günümüze taşıyan kadınlar, örnek alınacak bir başarı hikayesine imza atmaya devam ediyor. Kadınlar, bu imkanları sunan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyor. Kursiyerlerin el emeği göz nuru ürünleri, İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerden de büyük ilgi görüyor. Tel kırma yapımını öğrenen kadınlar, kurs sonunda kendi iş yerlerini açmayı planlıyor. Kurstaki usta öğretici Cemile Erek, yoğun talep gören kursta kadınlara en iyi şekilde tel kırma sanatını öğrettiklerini söyledi.

Okumaya Devam Et

Sanat

50 sene önce başladı: Yarım asırdır işini sanata dönüştürüyor

Yayımlandı

üzerinde

İlkokulu bitirdikten sonra mesleğe başladığını ifade eden Yanar, “İlkokulu bitirdikten sonra bir ay kadar tamirci olarak çalıştım. Ancak, karşı dükkandaki bakırcılar ve onların sanatı bana daha cazip geldi. Böylece bakırcılığa başladım. Ustam, bakır termosifon ve kahveci kazanları yapardı. Askere gidene kadar onun yanında çalıştım. Askerden döndükten sonra, banyo kazanı, termosifon yaparken el sanatlarına olan merakım daha da arttı. Ustam aynı zamanda güveç gibi ürünler ve birkaç cami alemi de yapmıştı. Ustam mesleği bıraktıktan sonra, sanata olan sevgimden dolayı kendimi bu alanda eğitmeye başladım.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar