Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Myanmar Depremi: Ölenlerin Sayısı Bini Aşarken, Enkaz Altında Kalanları Arama Kurtarma Çalışmaları Devam Ediyor

Yayımlandı

üzerinde

29 Mart 2025

Meta Açıklaması:
Myanmar’da meydana gelen yıkıcı depremde ölüm sayısı bini aştı. Enkaz altında kalanların kurtarılması için arama kurtarma ekipleri seferber edilirken, uluslararası yardım ve acil müdahale çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. Detaylar ve gelişmeler burada.

  • Ölü Sayısı: Yaklaşık 1.200 kişinin hayatını kaybettiği bildiriliyor.

  • Yaralı Sayısı: Yaklaşık 3.500 kişinin yaralandığı ifade ediliyor.

  • Depremin Ardındaki Yıkım ve İlk Bulgular

    29 Mart 2025 tarihinde Myanmar’ı vuran büyük deprem, ülkenin birçok bölgesinde ciddi yıkıma yol açtı. İlk belirlemelere göre:

    • Depremin Büyüklüğü: Depremin sismik ölçekte yüksek bir değere ulaştığı, merkez üssünün ülkenin yoğun nüfuslu bölgelerine yakın olduğu belirtildi.

    • Yıkım ve Hasar: Binaların yıkılması, altyapının zarar görmesi ve geniş çaplı can kayıpları yaşanması, depremin etkisini gözler önüne serdi.

    • Can Kaybı: İlk verilere göre ölenlerin sayısı bini aştı; bu durum, kurtarma çalışmalarının aciliyetini artırdı.

    Bu ağır durum, yerel yönetimler ve uluslararası yardım kuruluşlarını seferber etmiş durumda.


    Arama Kurtarma Çalışmaları ve Acil Müdahale

    Depremin hemen ardından bölgeye intikal eden arama kurtarma ekipleri, enkaz altında kalan vatandaşların kurtarılması için var gücüyle çalışıyor. Yapılan çalışmalar hakkında bazı önemli noktalar:

    • Yoğun Çalışmalar: Kurtarma ekipleri, yıkılan binaların enkazını dikkatle incelerken, hayati tehlike altındaki bireylerin tespit edilmesi için modern teknolojik ekipmanlar kullanılıyor.

    • Çalışma Saatleri: Ekipler 24 saat kesintisiz çalışma prensibiyle operasyonlarını sürdürüyor.

    • Uluslararası Destek: Birçok ülke ve uluslararası yardım kuruluşu, ekipman ve uzman kadrolarını göndererek, kurtarma çalışmalarına destek sağlıyor.

    • Hava ve Kara Operasyonları: Hem hava yoluyla taşınan insansız hava araçları (İHA) hem de kara ekipleri, enkaz altında kalanları tespit etme ve kurtarma çalışmalarında görev alıyor.

    Yerel yetkililer, kurtarma çalışmalarının zorlu koşullar altında dahi seferber bir şekilde devam ettiğini ifade ederken, afetzedelere ilk yardım hizmetlerinin ve geçici barınma alanlarının hızla kurulmasının önemine vurgu yapıyor.


    Uluslararası Yardım ve Toplumun Desteği

    Depremin yarattığı yıkımın boyutu, sadece Myanmar’ın değil, tüm dünyanın dikkatini çekti. Uluslararası arenadan gelen destek ve yardım çalışmaları şu şekilde özetlenebilir:

    • Maddi ve Teknik Yardım: Birçok ülke, arama kurtarma ekipleri ve acil durum malzemeleriyle Myanmar’a destek sağlamak için operasyon başlatmış durumda.

    • Uzman Kadroların Gönderimi: Deprem sonrası acil müdahale konusunda uzmanlaşmış ekipler, uluslararası kuruluşlar tarafından bölgeye sevk edildi.

    • Toplum ve Sivil Destek: Yerel halkın yanı sıra gönüllü ekipler ve sivil toplum kuruluşları da yardım çalışmalarına katkıda bulunuyor. Bu dayanışma, zorlu şartlar altında bile umut ışığı oluşturuyor.


    Geleceğe Yönelik Önlemler ve Beklentiler

    Bu yıkıcı depremin ardından, benzer felaketlerin gelecekte önlenmesi için alınması gereken önlemler gündeme geliyor. Uzmanlar şu konulara dikkat çekiyor:

    • Afet Yönetim Planları: Deprem gibi doğal afetlere hazırlıklı olmak amacıyla, ulusal afet yönetim planlarının güncellenmesi ve güçlendirilmesi gerekmektedir.

    • Erken Uyarı Sistemleri: Deprem öncesi erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi, can kayıplarını minimize edebilir.

    • Altyapı Güçlendirmesi: Binaların ve altyapının depreme dayanıklı hale getirilmesi, gelecekte benzer felaketlerde zararların azaltılmasını sağlayacaktır.

    Ayrıca, uluslararası iş birliği ve bilgi paylaşımının artırılması, acil müdahale süreçlerinde kritik rol oynamaktadır.


    Sonuç

    Myanmar depremi, ülke genelinde derin izler bırakırken, can kayıplarının bini aştığı bu trajediye karşı arama kurtarma ekiplerinin özverili çalışmaları devam ediyor. Hem yerel hem de uluslararası düzeyde yürütülen yardım faaliyetleri, afetzedelere umut olurken, gelecekte benzer felaketlerin önlenmesi için alınacak önlemler de büyük önem taşımaktadır. Bu zorlu günlerde toplumun dayanışması ve uluslararası yardımlaşma, yeniden yapılanma sürecinde kritik rol oynayacaktır.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

CHP’li Mahmut Tanal’dan Flaş İddia: 10. Sınıf Coğrafya Kitabında Kanal İstanbul “Propaganda Metni” Olarak Sunuluyor!

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması

CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, 10. sınıf coğrafya ders kitabındaki Kanal İstanbul anlatımını “propaganda metni” diyerek eleştirdi. Bu yazıda, Tanal’ın iddiaları, ders kitaplarında geçmiş örnekler, MEB’in resmi duruşu ve projenin teknik detaylarını detaylı şekilde inceledik.

Özet

CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, 10. sınıf coğrafya ders kitabında Kanal İstanbul projesinin “henüz temeli bile atılmamış” bir yatırım olarak gerçekmiş gibi anlatıldığını iddia ederek tartışmanın fitilini ateşledi. Tanal, paylaştığı görseller üzerinden bu içeriğe “propaganda metni” diye tepki gösterirken, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan henüz resmi bir açıklama gelmedi. Kanal İstanbul’un teknik boyutları, proje amaçları ve geçmişte benzer tartışmaların ders kitaplarına yansıması bu makalede ayrıntılı şekilde ele alınıyor.


Mahmut Tanal’ın İddiaları

Ders Kitabındaki İçerik İddiası

  • CHP’li Mahmut Tanal, social media üzerinden yaptığı paylaşımda 10. sınıf coğrafya ders kitabında Kanal İstanbul projesinin, “gerçekleşmek üzere” bir yatırım gibi sunulduğunu öne sürdü .

  • Paylaşılan fotoğraflarda, “Kanal İstanbul projesi hazırlanmıştır”, “açılacak kanalın 50 km uzunluğunda, 120 m genişliğinde ve 50 m derinliğinde olması planlanmaktadır” gibi ifadeler yer alıyor .

“Bu Bir Propaganda Metnidir” Tepkisi

  • Tanal, söz konusu kitabı paylaşırken, “Bu bir ders kitabı değil, propaganda metnidir” diyerek, kitabın siyasi saiklerle hazırlandığı iddiasını dile getirdi .

  • Henüz Milli Eğitim Bakanlığı’ndan veya kitap yayınevinden konuya dair resmi bir açıklama yapılmadı .


Ders Kitaplarına Taşınan Kanal İstanbul Anlatımı

Geçmişte Benzer Örnekler

  • 2023 yılında yayımlanan bir açıköğretim lise coğrafya kitabında da Kanal İstanbul’un “İstanbul’a katacağı değerler” ve Boğaz’daki gemi trafiğinin “tehdit” olarak sunulduğu tespit edilmişti .

  • O kitapta, kanalın Marmara Denizi’ni üçe böleceği ve hafriyatın “karadeniz kıyısının doldurulmasında” kullanılacağı gibi teknik detaylar veriliyordu


Milli Eğitim Bakanlığı ve Resmi Görüş

  • Konu hakkında MEB’den henüz bir açıklama yapılmadı; ne yayınevinden ne de müfredata karar veren kurumlardan resmi bir görüş paylaşılmış değil.

  • Ders kitaplarında yer alan içeriklerin, bilimsel ve tarafsız kaynaklara dayandırılması gerektiği, geçmişte Bakan Yusuf Tekin tarafından da vurgulanmıştı .


Kanal İstanbul Projesi Hakkında Kısa Bilgi

Projenin Amaçları

  • İstanbul Boğazı’nın tarihsel ve kültürel dokusunun korunması, deniz trafiğinin rahatlatılması ve seyir emniyetinin artırılması amaçlanıyor .

  • Olası büyük bir İstanbul depremi dikkate alınarak, modern ve depreme dayanıklı yerleşim alanları oluşturulması planlanıyor .

Teknik Özellikler

  • Kanalın uzunluğu yaklaşık 45 km, taban genişliği minimum 275 metre, derinliği ise 20,75 metre olarak öngörülüyor .

  • Proje güzergâhı Avcılar–Küçükçekmece–Başakşehir–Arnavutköy hattını takip edecek şekilde planlanmış durumda

Tartışmalı Boyutlar

  • Montrö Boğazlar Sözleşmesi kapsamında stratejik ve jeopolitik tartışmalar sürüyor; projenin bu sözleşmeye tabi olup olmayacağı hâlâ muamma .

  • Çevresel, ekonomik ve sosyopolitik riskler muhalefet ve çevreci kuruluşlarca vurgulanıyor .


Sonuç

Mahmut Tanal’ın paylaştığı iddialar, Kanal İstanbul’un ders kitaplarına nasıl yansıdığı ve müfredatın tarafsızlık ilkesine uygunluğu noktasında yeni bir tartışma başlattı. MEB’in henüz bir açıklama yapmaması, kamuoyunda belirsizliği derinleştirirken, benzer örneklerin geçmişte de yaşanmış olması dikkat çekiyor. Hem iktidar hem muhalefet cephesinin eğitim politikalarına dair görüşleri, önümüzdeki dönemde ders kitaplarının içeriğinin nasıl şekilleneceğine ışık tutacak.

Okumaya Devam Et

Gündem

23 Nisan’da 200 bini aşkın kişi Ata’sına koştu

Yayımlandı

üzerinde

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla ilginin yoğun olduğu Anıtkabir, ziyarete açık olduğu 09.00 ile 21.00 saatleri arasında 236 bin 574 kişiyi ağırladı.

Öte yandan, Anıtkabir Komutanlığının resmi internet sitesinde yer alan bilgilere göre, bu yıl ocak ayında 307 bin 830, şubatta 218 bin 495 ve martta ise 220 bin 139 kişi Anıtkabir’i ziyaret etti.

Okumaya Devam Et

Gündem

Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün “Duvar Testi” Tepki Çekti: “Karpuz mu o dayı?”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklama:
23 Nisan’da Silivri açıklarında meydana gelen 6,2’lik depremin ardından Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün binaları duvarlara eliyle ve fenerle tıklatarak kontrol etme yöntemi sosyal medyada “Karpuz mu o dayı?” yorumlarına neden oldu. Detaylı haber, uzman görüşleri ve alternatif denetim yöntemleri bu makalede.

Özet

23 Nisan 2025 tarihinde İstanbul Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem sonrasında Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün binaların sağlamlığını, duvarlara eliyle ve elindeki fenerle tıklatarak test etmesi sosyal medyada geniş yankı uyandırdı . Pek çok kullanıcı yöntemi tiye alarak “Karpuz mu o dayı?” ve “Yeni teknoloji olsa gerek” gibi yorumlar yaptı .


Olayın Arka Planı

İstanbul’u paniğe sürükleyen 6,2 büyüklüğündeki deprem, yetkilileri ve belediyeleri hızla sahaya çıkmaya zorladı . Büyükçekmece Belediyesi de, bölgedeki olası hasar riskini en aza indirmek amacıyla yerinde denetimlere başladı .


Hasan Akgün’ün Denetim Yöntemi ve Görüntü Detayları

Duvarlara El ve Fenerle Tıklatma

Belediye Başkanı Akgün, paylaştığı görüntülerde önce duvarlara eliyle tıklayarak sağlamlık testi yaptı, ardından elindeki feneri duvara dayayarak aynı işlemi tekrarladı . Görüntülerde, beton yüzeyden gelen tok sesin çatlak veya boşluk olup olmadığını anlamak için kullanıldığı söyleniyor .

Sosyal Medya Tepkileri

Paylaşılan videoya ilişkin olarak sosyal medyada öne çıkan bazı yorumlar şunlar oldu:

  • “Karpuz mu o dayı?”

  • “Yeni teknoloji olsa gerek”

  • “Aşırı bilimsel…”

  • “Temu’dan aldığım depremsavar.”


Uzman Görüşleri ve Teknik Açıdan Değerlendirme

Ne yazık ki, videoda görülen basit tıklatma yöntemi, profesyonel mühendislik tarafından önerilen ayrıntılı yapı incelemelerinin yerini tutmaz . Deprem sonrası bina güvenliği tespitleri;

  1. Akustik korozyon testleri

  2. Termal kamera ile iç yapı analizi

  3. Laboratuvar destekli numune alımı
    gibi bilimsel ve standart protokoller kullanılarak gerçekleştirilir .


Alternatif Denetim Yöntemleri

  • Non-Destructive Testing (NDT) Cihazları: Ultrasonik ve manyetik parçacık testleriyle iç yapıda çatlak tespiti.

  • Dijital Röntgen ve Termal Görüntüleme: Yüzeyin altında kalan boşluk ve çatlakların tespiti.

  • 3D LIDAR Tarama: Yapının tamamının dijital kopyasını çıkarıp karşılaştırmalı analiz.

Bu yöntemler, hızlı saha tespitleri kadar detaylı sonuçlar da sunarak vatandaş güvenliğini en üst düzeye taşır.


Değerlendirme ve Sonuç

Hasan Akgün’ün sosyal medyayı da hareketlendiren “duvar testi” yöntemi, deprem bilincinin ne denli kritik olduğunu bir kez daha hatırlattı. Ancak, profesyonel denetimlerin yerini basit tıklatma yöntemleri tutmamalı; uzun vadede hem mühendislik hem de halk güvenliği için bilimsel protokoller uygulanmalıdır.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar