Son Dakika
Metin Gürcan’a 16 Yıl 8 Ay Hapis Cezası: Casusluk Davasında Şok Karar
Açıklaması
Eski asker, akademisyen ve DEVA Partisi kurucularından Metin Gürcan, Ankara’da görülen casusluk davasında “gizli askeri belge temini” suçundan 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı (02.06.2025). Mahkeme kararının gerekçeleri, iddianame ayrıntıları ve yargı süreci bu makalede.
1. Giriş
02 Haziran 2025 tarihinde Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sonuçlanan duruşmada; eski asker, akademisyen ve DEVA Partisi Kurucu Üyesi Metin Gürcan, “gizli askeri belge temini” suçlamasıyla 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı . Türkiye kamuoyunda geniş yankı uyandıran bu karar, “casusluk” iddianamesiyle açılan davanın nihai aşaması olarak kayıtlara geçti. Aşağıda, mahkemenin hükmüne giden süreç, iddianamenin kapsamı, yargılama detayları ve kararın olası hukuki-medyatik yansımaları ayrıntılı biçimde ele alınmıştır.
2. İddianamenin Başlangıcı ve Suçlama Kapsamı
-
Soruşturmanın Açılması ve Gözaltı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan ön soruşturmada, Metin Gürcan’ın yabancı misyon temsilcilerine “gizli askeri belgeleri” temin ettiği iddia edildi. 26 Kasım 2021 tarihinde İstanbul’daki evinde gözaltına alınan Gürcan, üç gün sonra tutuklanarak Ankara’ya sevk edildi -
“Casusluk” ve “Gizli Belge Temini” İddiası
Hazırlanan iddianamede, Metin Gürcan’ın “siyasal ve askeri casusluk” maksadıyla, Türkiye’nin Suriye, Libya, Afrin gibi askeri operasyonlarına ilişkin stratejik bilgileri, İHA (insansız hava aracı) satış/durum raporlarını ve S-400 hava savunma sistemlerinin konuşlandırma planlarını içeren gizli belgeleri yabancı misyon mensuplarına ulaştırdığı öne sürüldü Bu kapsamda “devletin güvenliğine ilişkin niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin etmek” suçundan toplam 16 yıl 8 ay hapis talep edildi.
3. Tutuklama, Adli Kontrol ve Yargılama Süreci
-
Tutuklama ve Adli Kontrol
Gürcan, 26 Kasım 2021’de tutuklandıktan sonra 2022 yılında “adli kontrol şartıyla” tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bu dönemde, haftanın belirli günlerinde en yakın kolluk birimine imza verme yükümlülüğü bulundu -
Duruşmaların Gizli Yapılması
Casusluk iddiaları nedeniyle duruşmalar “kamu güvenliği” gerekçesiyle kapalı oturumlarda gerçekleşti. Savunma makamı, Gürcan’ın yalnızca açık kaynak tarayıcı analiz raporları sunduğunu, gizli belge paylaşımının söz konusu olmadığını öne sürdü. Ancak mahkeme, iddiaların aksine, dinleme kayıtları ve teknik takip sonuçlarının “yeterli isnat” oluşturduğuna hükmetti
4. Mahkeme Kararının Gerekçeleri ve Hükmedilen Ceza
-
Gizli Belge Temini Suçunun Unsurları
Türk Ceza Kanunu’nun 328. maddesi uyarınca “siyasal ve askeri casusluk” kapsamında, “devletin güvenliği bakımından gizli kalması gereken belgeleri temin etme” eylemi ağır ceza gerektirmektedir. Hakim heyeti, iddianamede yer alan “yabancı misyon temsilcileri ile görüşmelere ait fotoğraf ve dinleme kayıtları”nı delil olarak kabul ederek, suçun vasıf ve niteliğini tespit etti. -
Ceza Miktarı ve Ağırlaştırıcı Sebepler
Mahkeme; “temin edilen belgelerin içeriği, niteliği ve devlet güvenliği üzerindeki potansiyel sarsıcı etkisi” gerekçesiyle, en üst sınır olan 16 yıl 8 aylık ceza tayin etti. Ayrıca, suçun zincirleme şekilde işlenmiş olması ve failin ast-üst ilişkisi bağlamındaki disiplin sorumluluğu da cezanın ağırlaştırılmasında rol oynadı -
Kararın Açıklanması ve Yeniden Tutuklama
02 Haziran 2025 tarihli duruşmada karar açıklanır açıklanmaz Metin Gürcan yeniden cezaevine teslim edilmek üzere gözaltına alındı. Mahkeme, tutuksuz yargılama sırasında uygulanan adli kontrol tedbirlerinin kaldırıldığını ve hükmün kesinleşmesine kadar başka bir adli kontrol öngörülmediğini kaydetti .
5. Geçmiş Süreç ve Önceki Yargılamalar
-
İlk İddianamenin Sunuluşu (2022)
İlk iddianame, 2022 başlarında “20 yıla kadar hapis cezası” talebiyle mahkemeye sunulmuş, ancak delil eksiklikleri nedeniyle iade edilmişti. Yeniden düzenlenen iddianame, nihai biçimiyle 2024 yazında kabul edildi . -
Beraat ve Kavram Tartışmaları
2023’te görülen kısmi duruşmalarda; “açık kaynak mı, yoksa gizli belge mi?” tartışması ön plana çıktı. Savunma “raporlarının doğrudan kamuoyuna açık adreslerden derlendiğini” savunurken; iddia makamı, belgelerin gizli niteliği bulunduğu için para karşılığı temin edildiğini öne sürdü. Mahkeme, bu itirazları delil açısından yeterli bulmayarak önceki beraat taleplerini geri çevirdi .
6. Kamuoyu ve Siyasi Yansımalar
-
DEVA Partisi’nden İlk Açıklama
Kararın hemen ardından DEVA Partisi Genel Merkezi’nden yapılan açıklamada, “hukukun üstünlüğüne güven duyulduğu” vurgulandı; ancak “adil yargılanma” ve “temel haklara saygı” taleplerini tekrar etti. DEVA yöneticilerinin, alınan cezayı “siyasi içerikli iddiaların sonucu” olarak değerlendiren açıklamaları da basına yansıdı . -
Medya ve Sosyal Medya Tepkileri
NTV’nin yayınladığı haber hızla sosyal medyada #MetinGürcan ve #Casusluk etiketleriyle trend listesine girerken; bazı kullanıcılar “delil yetersizliği” hususuna dikkat çekti, bazıları “devletin güvenliği üzerindeki hassas duruş” olarak yorumladı. Resmi açıklamalara ve hukukçuların görüşlerine yönelik ciddi tartışmalar başladı .
7. Hukuki Olasılıklar ve İstinaf Süreci
-
Temyiz ve İstinaf Hakkı
Hukuka göre, henüz kesinleşmemiş bu hükmü hem savcılık hem de sanık avukatları istinaf yoluyla Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşıyabilecek. Nihai aşama ise Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun önünde gerçekleşecek. Taraflar, “delil değerlendirmelerinde çelişki ve usul hatası” iddiasıyla itirazda bulunabilirler . -
Kararın Kesinleşme Tarihi ve İnfaz Süreci
Onama veya bozma kararının gelmesine kadar hükmün infazı askıya alınmayacak; Metin Gürcan, tutuklu yargılama hükümlerine tabi tutulacak. Kesinleşen ceza sonrası ise cezaevine nakil ve infaz süreci işlemleri başlayacak.
8. Sonuç ve Değerlendirme
Metin Gürcan’ın “gizli belge temini” iddiasıyla 16 yıl 8 ay hapis cezası alması, Türkiye’de casusluk davalarının hukuki ve toplumsal boyutunu yeniden gündeme taşıdı. Kararın;
-
Delil Değerlendirmesi: Teknik takip fotoğrafları ve dinleme kayıtları, mahkemece “gizli belgenin temin edildiğine dair kesin ispat” olarak kabul edildi.
-
Ceza Miktarı ve Ağırlaştırıcı Unsurlar: Belgelerin niteliği ve suçun zincirleme işlenmesi, en üst sınır olan 16 yıl 8 aylık cezanın verilmesinde belirleyici oldu.
-
Siyasi ve Medyatik Boyut: DEVA Partisi ile hükümet karşıtları arasında “hukukun üstünlüğü” vurgusu yapılırken, muhalefet kanadından da “siyasi içerikli kovuşturma” eleştirileri yükseldi.
Önümüzdeki günlerde, tarafların istinaf ve temyiz süreçleriyle hukuki mücadelesi devam edecek. Yargıtay’ın vereceği nihai karar, bu davanın nihai selametini belirleyecek ve Türkiye’de benzer casusluk davalarına emsal teşkil edecek nitelikte olacak.
Son Dakika
İsrail’in Suriye’ye Yönelik Artırılmış Topçu ve Hava Saldırılarıyla Gerginlik Zirve Yaptı
Açıklaması:
4 Haziran 2025 tarihinde Suriyeli kaynaklara göre Yermuk Havzası’nı hedef alan İsrail topçu atışları ve Şam’a yönelik hava saldırı tehdidi, Orta Doğu dengelerini yeniden sarstı. Olayın ayrıntıları, bölgesel tepkiler, geçmiş bağlam ve olası sonuçları bu makalede kapsamlı şekilde ele alınıyor.
Giriş
4 Haziran 2025 günü sabah saatlerinde Suriye’den iki roketin işgal altındaki Golan Tepeleri’ne atıldığı iddiası üzerine İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’yı “İsrail’e yönelik her tehdit ve roket atışından doğrudan sorumlu” tutarak “tam yanıt” vereceklerini açıkladı. Ardından İsrail ordusu, Suriye’ye yönelik topçu atışlarına başladı ve özellikle Dera ilindeki Yermuk Havzası hedef alınarak topçu saldırıları düzenlendi. Bu durum, hem bölge içindeki hem de uluslararası arenadaki gerginliği daha da tırmandırdı.
Olayın Detayları
-
Golan Tepeleri’ne Roket Atıldığı İddiası:
4 Haziran 2025 sabahı, İsrail ordusu Suriye’den iki roket atıldığını ve bu roketlerin Golan Tepeleri’nde açık bir araziye düştüğünü öne sürdü. İsrail kaynakları, saldırının bölgede yaşayan siviller için ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirtti. ntv.com.trbaskagazete.com -
Yermuk Havzası’na Topçu Atışları:
Roket atışlarının ardından İsrail ordusu, Suriye’ye yönelik topçu ateşine başladı. Suriye resmi haber ajansı SANA, İsrail topçu atışlarının Dera’nın batısındaki Yermuk Havzası’nı hedef aldığını bildirdi. Bölgeden gelen ilk raporlarda, topçu mermilerinin sivil yerleşim alanlarına yakın noktalara düştüğü ve altyapıda hasar oluştuğu aktarılıyor. -
Hava Saldırısı ve Tehditler:
Yisrael Katz, X (eski Twitter) hesabından yaptığı açıklamada, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’yı “İsrail’e yönelik her tehdit ve roket atışından doğrudan sorumlu” tutarak “Şara’nın eğer misilleme yapmazsak Golan Tepeleri’ndeki siviller için hiçbir tehdidi göz ardı etmeyeceğiz” mesajını verdi. Bu açıklama, Şam çevresine yönelik muhtemel hava saldırılarına ilişkin endişeleri artırdı.
Bölgesel ve Uluslararası Tepkiler
-
Suriye Rejimi ve Resmî Açıklamalar:
Suriye resmi haber ajansı SANA, “İsrail’in topçu ateşinin Dera’daki Yermuk Havzası’nı hedef aldığı” bilgisini paylaşırken, Şam yönetimi bu saldırıları “egemenliğe alenen müdahale” olarak nitelendirdi. Suriyeli yetkililer, uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırarak İsrail’in artan provokasyonlarına son verilmesi gerektiğini vurguladı. -
Rusya ve İran’ın Tutumları:
Bölgedeki ana müttefiklerinden Rusya ve İran, Suriye’ye yönelik saldırıları kınadı. Rusya Dışişleri Bakanlığı, “İsrail’in bu saldırılarının bölgedeki istikrarı tehlikeye atacağı” uyarısını yaparken; İran Dışişleri, “Suriye’nin hava sahasını koruma ve egemenliğini savunma hakkı bulunduğunu” bildirdi. -
Birleşmiş Milletler:
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in sözcüsü, taraflara itidal çağrısı yaparak “Bölgesel gerilimin tırmanmasının önüne geçilmesi gerektiğini” belirtti. BM gözlemcileri, özellikle Dera’da insani durumun kötüleşmesi ve sivil yerleşimlerin hedef alınma riskine dikkat çekti. -
Batılı Başkentlerin Tepkileri:
ABD ve Avrupa Birliği, İsrail’in güvenlik endişelerine anlayış gösterirken, aynı zamanda sivillerin korunması ve orantısız güç kullanımından kaçınılması gerektiğine işaret etti. Özellikle Almanya ve Fransa, “bölgedeki ateşkes mekanizmalarının harekete geçirilmesi” çağrısında bulundu.
Tarihçe ve Mevcut Bağlam
-
Golan Tepeleri’nin Statüsü (1967–2025):
1967 Altı Gün Savaşı’nda İsrail, Suriye’nin Golan Tepeleri bölgesini işgal etti. 1974’te imzalanan Kuvvetlerin Ayrılması Anlaşması ile tampon bölge oluşturulsa da, Golan resmî olarak hala işgal altında. 8 Aralık 2024’ten itibaren İsrail, tampon bölgede ilerleyerek Şam’a yaklaşık 20 kilometre mesafeye kadar genişleme gösterdi. -
2025 İlk Yarısında Tırmanan Çatışmalar:
-
Mart–Mayıs 2025 döneminde İsrail, Suriye’deki çeşitli askeri hedeflere yönelik onlarca hava ve topçu saldırısı düzenledi. Hama, Lazkiye, Dera ve Kuneytra başta olmak üzere birçok bölge vuruldu; yüzlerce hedef tahrip edildi, onlarca sivil hayatını kaybetti. Özellikle Dürzi milis gruplar ve Türkiye ile Suriye arasındaki gerilimler, çatışmaların arka planındaki dinamikleri güçlendirdi.
-
Ahmed Şara Dönemi ve İç Dinamikler:
Kasım 2024’te Ahmed Şara’nın de facto lider olarak işbaşına gelmesiyle Suriye iç siyasetinde yeni bir dönem başladı. Şara, hem Dürzi gruplara hem de ülkenin kuzeyindeki çatışmalara dair denge politikaları izledi. İsrail ise Şara yönetimini “Dürzilere yönelik saldırılara göz yumamakla” suçlayarak periyodik baskı uygulamaya başladı.
Ayrıntılı Analiz ve Olası Gelişmeler
-
Güvenlik ve Misilleme Döngüsü:
Roket atışı iddialarıyla tetiklenen topçu saldırıları, bölgedeki misilleme döngüsünü hızla yeniden başlattı. Dera ve Golan hattında gerilim, sivillerin can güvenliğini tehlikeye attığı için her iki taraf da “sınır hattında” dikkati arttırmak zorunda kalacak. Bir sonraki aşamada İsrail, kontrol noktalarını güçlendirerek Suriye iç hedeflerine daha kapsamlı hava saldırıları düzenleyebilir. -
İnsani Durum ve Sivil Riskler:
Dera bölgesinde son üç ayda onlarca sivil hayatını kaybetti. Yermuk Havzası’na yapılan topçu atışları, bölgedeki altyapıyı daha da zayıflatacak, iç göç hareketlerini hızlandıracak. Uluslararası yardım kuruluşları, insani koridorların açılmasını talep ederek “sağlık, gıda ve barınma” krizine dikkat çekti. -
Bölgesel Aktörlerin Rolü:
• Rusya: Suriye’deki hava savunma sistemlerinin işlemesini sağlayarak İsrail saldırılarına sınırlı ölçüde karşı koyuyor. Moskova, “taraflar arasında diyalog” çağrısı yaparken, askeri denge politikasıyla Şam yönetimine siyasi alan sunmaya devam ediyor.
• İran ve İran Destekli Gruplar: Hizbullah ve diğer milis güçler, Suriye’deki operasyonlara lojistik destek sağlıyor. İran’ın amacı, “Suriye topraklarını İsrail’in hava sahası için güvenli hale getirmemek”; bu nedenle her saldırı sonrası “misilleme olasılığı” stratejilerinde gözetiliyor.
• Türkiye: Dera bölgesindeki insani durum ve Suriyeli mülteciler nedeniyle Ankara, hem rejim hem de İsrail’in “sivilleri hedef almamasını” talep ediyor. Türkiye’nin sınır bölgelerindeki askeri varlığı, kriz anlarında tansiyonun yön değiştirmesini önleyici bir faktör olarak görülüyor. -
Uluslararası Hukuk ve BM Süreçleri:
İsrail’in “önleyici saldırı” gerekçesiyle Suriye topraklarına girişleri, Birleşmiş Milletler güvenlik konseyi kararları çerçevesinde “egemenliğe açık müdahale” olarak değerlendiriliyor. 1974 tarihli Golan Tepeleri ayrılık anlaşması ve 497 sayılı BM kararı, İsrail’in Golan’daki statükosunu “gayrimeşru” ilan ederken, Şam yönetimi de bu hukuki zemini sürekli gündeme getiriyor.
Sonuç ve Öneriler
4 Haziran 2025’de yaşanan topçu ve saldırı tehditleri, İsrail-Suriye hattındaki gerginliği yeniden patlak verecek noktaya taşıdı. Bölgesel aktörlerin müdahaleleri ve uluslararası tepkiler, kısa vadede gerilimi dindirmediği takdirde yeni bir kriz dalgasına yol açabilir. Olası senaryolar şunlardır:
-
Diplomatik Koridorların Harekete Geçmesi:
BM ve bölge dışı güçlerin arabuluculuğuyla ateşkes mekanizmalarının hızla devreye sokulması. İnsani yardım koridorlarının tahkim edilmesi, sivillerin korunması için öncelikli adımlar olmalıdır -
Yerel Ateşkes ve Gözetim Mekanizması:
Rusya’nın garantörlüğünde, Golan hattı ve Dera bölgesinde ortak gözetim noktaları kurulabilir. Böylece hem taraflar arasındaki yanlış hesaplamalar azaltılacak hem de sivillerin zarar görmesi engellenecektir. -
Uzun Vadeli Çözüm: Siyasi Müzakereler
Suriye iç barışı, Dürzi gruplarla Şara hükümetinin diyalog kanallarını genişleterek bölgesel aktörlerin müdahaleleri minimize edilmeli. Türkiye, Rusya ve İran’ın ortak inisiyatifiyle “Dera Reform Planı” devreye alınabilir. -
Sivil Güvenlik Önlemlerinin Artırılması:
Dera ve çevresindeki yerleşimlerde sığınaklar, erken uyarı sistemleri ve insani yardım merkezleri kurularak sivil kayıplar en aza indirilmelidir. BM İnsani İşler Ofisi (OCHA) ve Kızılay gibi kurumların bölgede daha etkin koordinasyon sağlaması kritik önemde.
Tüm bu adımlar atılmazsa, İsrail-Suriye hattındaki enkaz ve kırılgan dengeler, yeni bir çatışma dalgasının patlak vermesine zemin hazırlayabilir. 4 Haziran 2025’teki topçu atışları ve tehditler, sadece anlık bir gerilim değil, hem bölgesel hem de küresel güçlerin yeniden cepheleşmesine yol açacak bir kriz potansiyeli taşımaktadır.
Son Dakika
Son dakika deprem mi oldu? Az önce deprem nerede oldu? İstanbul, Ankara, İzmir ve il il AFAD son depremler 04 Haziran 2025

Son Dakika
Son dakika Muğla’da deprem mi oldu? Az önce deprem Muğla’da nerede oldu? Muğla deprem Kandilli ve AFAD son depremler listesi 03 Haziran 2025

-
Gündem1 hafta önce
Özgür Evren Öziş’in Cansız Bedeni Ağaçta Bulundu: Ailesi Televizyon Programlarına Başvurmuştu
-
Teknoloji6 gün önce
Gizemli Uzay Nesnesi ASKAP J1832−091: Dünya’ya Her 44 Dakikada Bir Radyo ve X-Işını Sinyali Gönderiyor
-
Magazin1 hafta önce
Yalı Çapkını’nın Hattuç Hala’sı Şerif Sezer Trafik Kazası Geçirdi – Aracı Hurdaya Döndü, Sağlık Durumu İyi
-
Gündem1 hafta önce
Papara’ya Yasa Dışı Bahis Operasyonu: 8 Şirkete Kayyum Atandı
-
Gündem5 gün önce
Hamilelikte Mucize Görüntü: 8 Aylık Amanda Foster’ın Ultrasonunda “Tanrı’nın Eli” Belirdi
-
Magazin1 hafta önce
Fahriye Evcen’den mutlu aile pozu
-
Gündem5 gün önce
Konya’da 10 Yaşındaki Öğrencinin Boğazını Sıkma Faciası: Küçük Yusuf Yoğun Bakımda Hayat Mücadelesi Veriyor
-
Gündem1 hafta önce
Narin Güran Davasında İstinaf Onayı: Anne, Amca ve Ağabeyin Ağırlaştırılmış Müebbet Hapsi Kesinleşti