Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Politika

Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü’ye Soruşturma: İmamoğlu’nun Gözaltısını Protesto Anındaki “Ahlaksız Adam” Sözleri Gündemde

Yayımlandı

üzerinde

Muğla Cumhuriyet Başsavcılığınca, Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü (fotoğrafta) hakkında kamu görevlisine direnme ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet suçundan soruşturma başlatıldı. ( Osman Akça – Anadolu Ajansı )

Açıklaması: CHP’li Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü’ye, İmamoğlu’nun gözaltını protesto sırasında polise yönelik ifadeleri ve müdahalesi nedeniyle “kamu görevlisine direnme” ve “2911 sayılı Kanuna muhalefet” suçlamalarıyla soruşturma açıldı.

Giriş

19 Mart 2025 tarihinde, CHP’li Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü’ye, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını protesto eden eylem sırasında polise yönelik tepkisi nedeniyle soruşturma açıldı. Ünlü’nün polisin üzerine yürüyerek “Belediye başkanıyım ben, ahlaksız adam niye sıkıyorsun lan” ifadelerini kullanmasının ardından, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “kamu görevlisine direnme” ve “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” suçlamalarıyla resen soruşturma başlatıldı.

Bu makalede, yaşanan olayın detayları, hukuki süreç, siyasi etkileri ve kamuoyunda yaratılan tartışma ele alınacak; SEO uyumlu bir şekilde başlık, meta açıklaması ve anahtar kelimelerle desteklenecek.

Olayın Arka Planı: İmamoğlu’nun Gözaltına Alınması ve CHP’nin Toplanma Kararı

Mart 2025’in ortasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü “terör ve örgütlü suçlar” iddiaları çerçevesinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 86 kişinin gözaltına alınması kararı alındı. CHP, bu kararı “demokrasiyi zedeleyen bir uygulama” olarak nitelendirerek, birçok ilde eş zamanlı basın açıklamaları düzenleme kararı aldı.

Muğla’da da CHP Muğla İl Başkanlığı önünde toplanan partililer, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının siyasi bir operasyon olduğunu belirterek, süreçle ilgili “hukuki dayanaktan yoksun” eleştiriler yöneltti. İl Başkanı Zekican Balcı, İmamoğlu’ya yönelik gözaltının demokrasiyi yıprattığını vurguladı ve “Süreci titizlikle takip edeceğiz” ifadesini kullandı.

Protesto Yürüyüşü ve Biber Gazlı Müdahale

Basın açıklamasının ardından grup, Muğla Adliyesi’ne doğru yürümeye başladı. Ancak polis ekipleri, yürüyüşün izinsiz olduğu gerekçesiyle adliye binasına veya yakınına ilerlemelerine izin vermedi. CHP’li yöneticiler ve kalabalık bir kitlenin “Özgür İmamoğlu”, “Demokrasi Susmayacak” sloganları eşliğinde adliye önüne kadar gelmeye çalışması, polisle kısa süreli bir gerginliğe yol açtı.

Polis barikatını aşmak isteyen gruba biber gazı ve tazyikli suyla müdahalede bulunuldu. Bu müdahale sırasında biber gazından etkilenen Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü, öfkesini kontrol edemeyerek polise doğru hamle yaptı ve “Belediye başkanıyım ben, ahlaksız adam niye sıkıyorsun lan” şeklinde yüksek sesle bağırdı. Ünlü’nün bu tepkisi, kameralara yansıyan en sert anlardan biri oldu. Ünlü, polis kalkanına yumruk atarken, güvenlik güçleri tarafından geri çekilmek istendi; arbede büyüdü ve Ünlü bulunduğu noktadan uzaklaştırıldı.

Hukuki Süreç: Soruşturma Kapsamı ve Suçlamalar

Olayın hemen ardından, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Acar Ünlü hakkında iki suçlama yöneltildi:

  1. Kamu Görevlisine Direnme (TCK 265/1): Polis memurlarının görevini yapmasını zorlaştırmaya yönelik fiil ve davranışlar, Türk Ceza Kanunu’nun 265. maddesi kapsamında ele alındı. Ünlü’nün polisin üzerine yürümesi ve barikata vurması, “kamu görevlisine direnme” suçu kapsamına girdi.

  2. 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na Muhalefet: İzin alınmaksızın yapılan yürüyüş ve adliye önündeki gösterinin devam ettirilmesi, 2911 sayılı Kanun’un ilgili maddeleri gereğince “izinsiz gösteri” olarak değerlendirildi. Ünlü’nün grup içinde öne çıkarak, polisin müdahalesine karşı koyması bu suçlamayı pekiştirdi.

Savcılık mevzuata göre delil toplama, şahit ifadelerinin alınması ve kamera kayıtlarının incelenmesi aşamalarını yürütüyor. Acar Ünlü’nün savunmasının alınmasının ardından soruşturma dosyası, iddianameye dönüştürülmek üzere hazırlanacak.

Siyasi ve Kamuoyu Tepkileri

Soruşturmanın duyulmasıyla birlikte CHP cephesinden ve muhalif basından farklı tepkiler yükseldi. CHP Genel Merkezi, Acar Ünlü hakkında başlatılan soruşturmanın “aday gösterilen İmamoğlu’ya yönelik demokratik tepkiyi bastırma girişimi” olarak yorumlanmasını isteyen bir mesaj yayımladı. Parti sözcüleri, İmamoğlu’nun gözaltı kararıyla bağlantılı organize bir siyasi tasfiye operasyonu olduğunu iddia ederek, yargı sürecinin “tarafsız ve hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde” yürütülmesini talep etti.

Bazı hukukçular ise, “kamu görevlisine direnme” suçunun nispeten “hafif cezalı” bir suç olduğunu, ancak “2911 Sayılı Kanun’a muhalefet” iddiasının cezanın şekline ve etkinin boyutuna bağlı olarak daha ağır yaptırımları gündeme getirebileceğini belirtti. Adliye önünde toplanan avukatlar, Ünlü’nün tutumunun “diktatörce bir uygulamaya karşı duyulan doğal öfke” olarak değerlendirilebileceğini, ancak hukuki sürecin “ifade özgürlüğünün sınırları” çerçevesinde şekilleneceğini söyledi.

Yerel basında ise, Marmaris halkı ikiye bölündü. Bazı vatandaşlar, Ünlü’nün “cesur bir tepki gösterdiğini” savunurken; diğer kesimler, belediye başkanının bu hareketinin “şehrin itibarını zedeleyebileceği” uyarısında bulundu. Sosyal medyada #AcarÜnlüEtmePaydos, #DemokrasiNöbeti gibi etiketlerle hem destek hem de eleştiri mesajları hızlıca yayıldı.

Soruşturmanın Olası Sonuçları ve Belediye Yönetimine Etkisi

Hukuki süreç, Acar Ünlü için hem şahsi siyasi kariyerini hem de Marmaris belediyesinin itibarını yakından ilgilendiriyor. Eğer iddianame düzenlenerek yargılama süreci başlarsa; olası para cezaları, hapis cezaları ya da kamu hizmetlerinden yasaklama gibi yaptırımlar gündeme gelebilir. Ancak TCK 265/1 kapsamındaki “kamu görevlisine direnme” fiili genellikle adli kontrol şartı veya para cezası ile sonuçlanırken, “2911 Sayılı Kanun’a muhalefet” suçlamasında, gösterinin izinsiz olması kriterine göre hapis cezası ya da para cezası söz konusu olabilir.

Belediye Meclisi ve ilçe örgütleri de, olası bir cezai sürecin belediye başkanının görevini sürdürmesini etkileyecek aşamaları değerlendiriyor. Acar Ünlü’nün mahkûm olması halinde, belediye başkanlığı sıfatı yasal olarak düşebilir veya geçici uzaklaştırma tedbiri uygulanabilir. Bu durumda parti içi hiyerarşik yapı ve yerel meclis mekanizmalarının nasıl çalışacağı önemli tartışma konuları arasında yer alıyor. Şu an için resmi makamlar, böyle bir zorunluluk doğması halinde yetki devrini nasıl yöneteceğine ilişkin net bir açıklama yapmadı.

Sonuç ve Beklentiler

Acar Ünlü’ye yöneltilen suçlamalar, Türkiye’de giderek tırmanan siyasal gerilimin ve toplumsal kutuplaşmanın bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Hem hukukçular hem siyaset bilimciler, bu dosyanın “adil yargılanma” ilkesi çerçevesinde ele alınmasının Türkiye demokrasisi açısından belirleyici olacağını ifade ediyor. Özellikle Ekrem İmamoğlu’nun gözaltı kararıyla başlayan dalga, siyasi partilerin yerel futboldan genel parlamentoya kadar uzayan alanlarda “yargı bağımsızlığı” ve “toplantı-gösteri özgürlüğü” gibi temel konuları yeniden tartışmaya açtı.

Önümüzdeki haftalarda Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma kapsamında topladığı delilleri inceleyerek iddianameyi hazırlaması bekleniyor. Ardından yargılamanın seyri, karar aşaması ve olası temyiz süreçlerinin birkaç ayı bulabileceği öngörülüyor. Kamuoyu, özellikle sosyal medya üzerinden süreci yakından takip ederken, CHP kanadından gelecek resmi açıklamalar ve yargı kaynaklı net bilgiler kritik önem taşıyor. Bu çerçevede, hem yerel hem de ulusal düzeyde gelişmeler takip edilerek, siyasetin hukukla iç içe geçtiği bu dönemin Türkiye siyaset literatüründe nasıl yer alacağı tartışılmaya devam edecek.

Politika

ABD Arabuluculuğunda İsrail ve Suriye Zirvesi: Yeri Belirsiz Toplantı 24 Temmuz’da Gerçekleşecek

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması 
ABD’nin aracılık edeceği, yeri henüz açıklanmayan İsrail–Suriye görüşmesi 24 Temmuz’da yapılacak. Görüşmenin gündeminde güvenlik ve iletişim kanallarının güçlendirilmesi var.

Toplantının Arka Planı

Ortadoğu’da son dönemde Suweyda’daki Dürzi–Bedev çatışmaları ve İsrail’in Suriye içlerine yönelik askeri operasyonları, bölgedeki gerilimi artırdı. Bu bağlamda, ABD’nin özel Suriye temsilcisi Tom Barrack liderliğinde gerçekleşecek toplantı, taraflar arasındaki güvenlik düzenlemeleri ve haberleşme kanallarının güçlendirilmesini amaçlıyor .

Görüşmenin Tarihi ve Yeri

  • Tarih: 24 Temmuz 2025 Perşembe

  • Saat: Henüz açıklanmadı

  • Yer: Resmi kaynaklarca açıklanmadı; “gizli” veya “belirsiz” olarak tanımlanıyor

Not: Toplantı yeri, güvenlik ve diplomatik hassasiyetler nedeniyle kamuoyuyla paylaşılmadı.

Katılımcılar ve Arabulucu Rolü

  • İsrail’den: Üst düzey askeri ve dışişleri temsilcileri

  • Suriye’den: Rejim yetkilileri ve güvenlik bürokrasisinden isimler

  • Arabulucu: ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack

  • Amaç: Güney Suriye’deki çatışma risklerini azaltmak ve ek krizin önüne geçmek .

Gündem Maddeleri

  1. Güvenlik Düzenlemeleri: Sınır hattı ve tampon bölgelerdeki statü

  2. İstihbarat ve İletişim: Kriz anlarında doğrudan irtibat kanallarının kurulması

  3. İnsani Yardım Koridorları: Bölgedeki sivil halkın ihtiyaçlarının karşılanması

  4. Gözlem ve Denetleme: Eğitimli gözlem gruplarının görevlendirilmesi

Bölgesel Etkiler ve Beklentiler

  • Gerilimin Azalması: Başarılı bir görüşme, Doğu Akdeniz ve Levant bölgesinde istikrarın önünü açabilir.

  • Diplomatik Süreç: Normalleşme adımları için bir model teşkil edebilir.

  • ABD’nin Rolü: Washington’ın bölgedeki arabuluculuk imajı güçlenecek.


Özet ve Sonuç
ABD’nin arabuluculuğunda düzenlenecek bu kritik zirve, İsrail ve Suriye arasındaki mevcut gerilimi azaltmaya yönelik en üst düzey diplomatik çabalardan biri olarak öne çıkıyor. Toplantı yeri gizli tutulurken, 24 Temmuz’daki bu görüşmenin sonuçları, bölgesel barış ve güvenlik perspektifinden büyük önem taşıyor.

Okumaya Devam Et

Politika

Erdoğan’dan Sert Netanyahu Çıkışı: “Hitler’i Geride Bıraktı”

Yayımlandı

üzerinde

Cumhurbaşkanı Erdoğan, IDEF 2025’te yaptığı Haziran 2025 çıkışında Netanyahu’yu ‘Hitler’i geride bıraktı’ sözleriyle hedef aldı. Bu etkili analizde arka plan, uluslararası tepkiler ve dijital strateji yer alıyor.

GÜNDEM ANALİZİ: “NETANYAHU, HİTLER’İ GERİDE BIRAKTI” SÖZLERİNİN ARKA PLANI VE ETKİSİ

Giriş
22 Temmuz 2025’de İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF 2025) açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’yu “Hitler’i geride bıraktı” sözleriyle sert bir dille ele aldı  Bu çıkış, Ortadoğu’daki sıcak çatışmaların gölgesinde hem bölgesel hem küresel siyaseti yeniden hareketlendirdi.


1. Konuşmanın Arka Planı

Ortadoğu’da yükselen gerilimin en önemli dinamiklerinden biri, İsrail’in İran’a ve Filistin’e yönelik güvenlik operasyonları. Erdoğan, konuşmasında İran’ın “meşru müdafaa hakkı”nı savunarak, “İsrail’in haydutluk ve devlet terörü” olarak nitelendirdiği politikalarını eleştirdi . Bu sert tutum, Türkiye’nin bölgedeki nüfuz mücadelesi ve insani dramın odağında yer alma stratejisinin bir parçası olarak okunuyor.


2. “Hitler’i Geride Bıraktı” İddiasının Detayları

Erdoğan, “Netanyahu, Hitler’i çoktan geride bıraktı. Bu acımasızlığı kimse kabul edemez” diyerek doğrudan karşı tarafa yönelik fiili bir suçlama yaptı . Sadece sembolik olarak değil, suçlu ilan etme noktasına varan bu ifade, normal diplomatik üslubun çok ötesinde bir yaklaşımı simgeliyor.


3. Türkiye-İsrail İlişkilerinde Yeni Bir Dönem mi?

Türkiye ve İsrail ilişkileri, geçmişte inişli çıkışlı bir seyir izlemiş; 2010 Mavi Marmara baskını sonrası diplomatik kriz derinleşmişti. Erdoğan, daha önce de çeşitli konuşmalarında İsrail liderlerini Hitler’e benzetmiş; Haziran 2025’te ise İsrail operasyonlarını “devlet terörü” olarak nitelemişti . Bu son açıklama, iki ülke arasında normalleşme umutlarını bir kez daha ertelemiş görünüyor.


4. Uluslararası Tepkiler ve Bölgesel Yansımalar

Erdoğan’ın benzetmesine Birleşmiş Milletler’den “sorumlu dil” çağrısı geldi; BM Sözcüsü, “tüm taraflara itidal ve insani duruş” tavsiye etti. Avrupa Birliği, basın açıklamasında “krizin yatıştırılması” gerektiğini vurgularken, insan hakları örgütleri de dehşet verici bir söylem olarak nitelendirdi . Bu tepkiler, bölgesel barış çabalarının yeniden öncelik kazanması gerektiğini işaret ediyor.


5. Stratejik Değerlendirme

  • Bölgesel Güç Dengesi: Türkiye’nin Ortadoğu’da etkin bir aktör olma isteği güçleniyor.

  • Diplomatik Riskler: Sert söylemler, Türkiye’nin Avrupa ve Batı dünyasıyla ilişkilerinde yeni gerilimlere sebep olabilir.

  • İç Politika Dinamikleri: Seçim öncesi milliyetçi tabanı güçlendirme hedefiyle atılmış adımlar olarak da okunuyor.


Web Arama ve Akıllı Yürütme Stratejisi

  1. Anahtar Kelime Araştırması:

    • Google Trends, Ahrefs ve SEMrush ile “Netanyahu Hitler’i geride bıraktı”, “Erdoğan İsrail eleştirisi” gibi terimler analiz edilmeli.

    • Hedeflenen coğrafi bölge: Türkiye (+ Türkiye’nin büyükşehirleri).

  2. Rekabet Analizi:

    • Rakip haber sitelerinin hangi başlık ve meta açıklamalarını kullandığını inceleyin.

    • Yeni ve özgün bir bakış açısı sunarak sıralama avantajı elde edin.

  3. İçerik Takvimi ve Sosyal Medya:

    • Haber yayını takvimlendirilip, peak zamanlarda (ör. öğle ve akşam saatleri) paylaşım yapılmalı.

    • Twitter (X), Facebook ve LinkedIn için platforma özel kısaltılmış başlıklar hazırlanmalı.

  4. Otomatik Bildirim ve İzleme:

    • Google Alerts ile “Erdoğan Netanyahu Hitler” gibi uyarılar kurun.

    • Marketo veya HubSpot gibi araçlarla okuyucu etkileşimini takip edin ve yeniden hedefleme kampanyaları düzenleyin.

  5. Performans Analizi:

    • Yayın sonrası en az 1 hafta boyunca Serpstat veya Moz Pro ile sıralama değişimleri izlenmeli.

    • Google Analytics üzerinden sayfa görüntüleme, ortalama süre ve hemen çıkma oranına bakılarak içerik iyileştirmeleri yapılmalı.

Okumaya Devam Et

Politika

Ahmed Şara’ya 7 Ayda 3 Suikast Girişimi: Her Defasında Türk İstihbaratı Devredeydi

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
İsrail basını Yedioth Ahronoth’un iddiasına göre, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara son 7 ayda üç ayrı suikast girişiminden sağ kurtuldu. Her saldırıda erken uyarı ve müdahaleyi sağlayan Türk istihbaratı, Şara’nın hayatını kurtardı.

1. Giriş: Bölgesel Siyasette Yeni Bir Safha

8 Aralık 2024’te Beşar Esed’in devrilmesinin ardından Özgür Suriye’nin ilk Cumhurbaşkanı olarak göreve başlayan Ahmed Şara, göreve gelir gelmez bölgesel dengeleri altüst etti. Ancak son yedi ay içinde üç kez hedef alınması, hem iç hem de dış odakların Şara’ya yönelik ciddiyetini gözler önüne serdi

2. Suikast Girişimlerinin Kronolojisi

2.1. Birinci Girişim: Şam’da Kasrü’l Şaab Çıkışı

  • Tarih & Yer: Mart 2025, Şam’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı “Kasrü’l Şaab” çıkışı

  • Olay: Şüpheli hareketlilik tespit eden Türk güvenlik güçleri, saldırganı anında etkisiz hâle getirdi.

  • Sonuç: Planlanan saldırı önlenerek Şara’nın hayatı kurtarıldı .

2.2. İkinci Girişim: Dera’daki Teşebbüs

  • Tarih & Yer: Mayıs 2025, Ürdün sınırına yakın Dera vilayeti

  • Olay: Konvoy güzergâhında şüpheli iki kişi tespit edildi; rota değiştirilerek ani müdahale gerçekleşti.

  • Sonuç: Yine Türk-Türk iş birliğiyle suikast teşebbüsü suya düştü .

2.3. Üçüncü Girişim: Rutin Güzergâhta Pusu

  • Tarih & Yer: Temmuz 2025, Şam içi sabit güzergâh

  • Olay: Sık kullanılan yolda kurulan silahlı pusu, gelişmiş güvenlik taramasıyla bertaraf edildi.

  • Sonuç: Tehlike son anda fark edilip önlendi, Şara Şam’ı hızla terk etti.

3. Türk İstihbaratının Stratejik Rolü

Yedioth Ahronoth’un haberine göre tüm bu müdahaleler, Türkiye’nin erken uyarı ağı ve konvoy koruma protokolleri sayesinde mümkün oldu. Operasyonlar, MİT ve Özel Kuvvetler’in koordine çalışmasıyla gizlilik içinde yürütüldü; “Şara’nın hayatını Türkler kurtardı” ifadesi bu sürecin özünü ortaya koyuyor

4. Resmî Açıklamalar ve Çelişkiler

  • Suriye Yönetimi: Devlet kaynakları, suikast söylentilerini “temelsiz” ve “düşman propagandası” olarak nitelendirdi.

  • ABD Yetkilileri: Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, tehditlerin “gerçek ve ciddi” olduğunu doğruladı; destek için ağırlıklı olarak Türk istihbaratına güvendiklerini belirtt.

5. Bölgesel ve Uluslararası Etkiler

  1. Türkiye‑Suriye İlişkileri: Ankara’nın Şara’ya verdiği destek, iki ülke ilişkilerinde yeni dönemin işaret fişeği oldu.

  2. Güvenlik Dinamikleri: Ortadoğu’daki istikrarsızlık, devlet liderlerine yönelik suikast riskini artırırken, bölgesel iş birliğinin hayati önemini ortaya koyuyor.

  3. Uluslararası Tepkiler: Hem Batı hem Doğu’nun ilgisi, Şara’nın konumunu güçlendirirken, suikast teşebbüslerinin fail arayışı sürüyor.


Sonuç:
Ahmed Şara’nın üç suikast girişiminden sağ kurtulması, bölgesel iş birliğinin ve istihbarat paylaşımının kritik önemini bir kez daha kanıtladı. Türkiye’nin sağladığı güvenlik desteği, Suriye liderinin hayatta kalmasını mümkün kıldı ve sonraki süreçte bölgesel dengelerin Türkiye‑Suriye ekseninde yeniden şekillenebileceğinin ipuçlarını verdi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar