Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Kral 6. Muhammed’ten ‘Kurban Kesmeyin’ Çağrısı: Ekonomik Kriz, Kuraklık ve Fatih Sahiplerini Zorlayan Fiyatlar

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
Fas Kralı 6. Muhammed, artan koyun fiyatları ve iklim kaynaklı hayvan kıtlığı nedeniyle bu yıl Kurban Bayramı’nda kurban kesilmemesi çağrısında bulundu. Kararın ardındaki ekonomik ve sosyal sebepler, hayvancılıkta yaşanan yüzde 38’lik erime ve hükümetin attığı adımlar ayrıntılı analiz ediliyor.

Giriş

Fas Kralı 6. Muhammed, 27 Şubat 2025 tarihinde yayınlanan bir mesajda, canlı hayvan fiyatlarının rekor seviyelere çıkması ve beş yılı aşkın süredir devam eden kuraklığın hayvan varlığını yüzde 38 oranında düşürmesi nedeniyle Faslıları bu yıl Kurban Bayramı’nda kurban kesmekten kaçınmaya davet etti. Kral, “Bu zor koşullarda kurban kesmek, özellikle dar gelirli vatandaşlarımızı gerçek anlamda zorlayacaktır” vurgusunu yaptı .

Bu karar, son 29 yıldır ilk kez halktan bayram ziyafetlerinden feragat etmesi istenen bir Fas hükümdarı olma özelliğini taşıyan Kral 6. Muhammed’in, dini hükümlerin yerine getirilmesi kadar ekonomik ve iklimsel gerçekleri de göz önünde bulundurduğunu gösteriyor. Aşağıda, bu çağrının gerekçeleri, hayvancılığın mevcut durumu, halkın tepkisi ve hükümetin aldığı önlemler ayrıntılı olarak ele alınmaktadır.


1. Fas’ta İklim ve Ekonomi: Kurban Bayramı’nı Nasıl Etkiliyor?

  • Yüzde 38’lik Hayvan Kıtlığı
    Fas Tarım Bakanlığı verilerine göre, son dokuz yıl içinde (2016’daki son resmi sayımdan bu yana) koyun ve sığır sürülerinde yüzde 38 oranında azalış yaşandı. Bu durumun temelinde art arda süren kuraklıklar ve meraların yetersizleşmesi var .

  • Kuraklığın Boyutları
    2025 yılında yağışlar, son 30 yılın ortalamasından yüzde 53 daha düşük gerçekleşti; otlak alanlar daraldı ve hayvanların yem maliyetleri tavan yaptı. Bu durum, hem çobanları hem de çiftçileri son dört yıldır zorlu koşullarla baş başa bırakıyor

  • Enflasyon ve Koyun Fiyatlarındaki Sert Artış
    Fas’ta aylık asgari ücret ~ 3.000 dirhem (yaklaşık 11.000 TL) düzeyindeyken, Kurban Bayramı’nda bir koyunun fiyatı çoğu zaman aylık hane halkı gelirini aşabiliyor. Fas Vatandaşlık Merkezi’nin araştırmasına katılan ailelerin % 55’i, geçen yıl koyun satın alma ve kesim masraflarını karşılamakta zorlandıklarını belirtmişti .


2. Kral 6. Muhammed’in Çağrısı: Ne Dedi, Neden Önemli?

Fas Kralı 6. Muhammed’in mektubunda öne çıkan noktalar şunlar:

“Bu bayramın en iyi koşullar altında geçirilmesi taahhüdümüze hayvan sayısında önemli bir düşüşe yol açan, iklimsel ve ekonomik zorlukları göz önünde bulundurma vazifesi eşlik etmektedir. Bu zor koşullarda kurban kesmek, halkımızın geniş kesimlerine, özellikle dar gelirli vatandaşlarımıza gerçek anlamda zarar verecektir.

  • Dini Boyut ve Tarihsel Parantez
    Kurban Bayramı, İslâm geleneğinde “imkân dâhilinde yerine getirilmesi gereken güçlü bir sünnet”tir. Ancak Kral, bu yükün özellikle düşük gelirli kesimlerin omuzlarını daha da ağırlaştıracağını belirtti

  • Tarihte Benzer Kararlar
    Kral 6. Muhammed’in babası Kral II. Hasan da benzer bir çağrıyı 1963, 1981 ve 1996 yıllarında yapmış; Fas, o dönemlerde de kurban ibadetinden feragat edilmesini istemişti

  • Kralın Kurbana Katılımı
    Mektupta, Kral 6. Muhammed’in kişisel olarak Fas halkı adına kurban ibadetini yerine getireceği ifade edildi. Bu, “Amir el-Müminin” sıfatıyla hem dini hem de toplumsal bir sorumluluk olarak yorumlanıyor .


3. Hayvancılıkta Krizin Temel Nedenleri

  1. Kuraklığın Uzun Süreçteki Etkileri

    • Son beş yıldır sıklıkla tekrarlayan kuraklıklar, mera alanlarının kullanılabilirliğini önemli ölçüde azalttı.

    • Yağış oranlarının son 30 yılın ortalamasının yüzde 53 altında gerçekleşmesi, hayvan beslenmesi için gerekli su ve yem kaynaklarının daralmasına neden oldu .

  2. Mera ve Yem Maliyetleri

    • Azalan yem kaynakları, yem fiyatlarını yukarı çekti. Çobanlar ve çiftçilerin giderleri artarken, hayvan sayısının korunması giderek zorlaştı.

    • Hayvansal ürün üretiminin azalması, kırmızı et fiyatlarının yerel pazarda hızla yükselmesine yol açtı.

  3. Nüfus ve Talep Baskısı

    • Fas, Afrika’nın en çok kırmızı et tüketen ülkelerinden biri. Her yıl ~ 5,5 milyon koyun ve keçi, Kurban Bayramı’nda kesiliyor. Ancak ağustosta başlayan kurak dönemde bu rekor seviyede kesime gitmek, mevcut sürülerin yeniden üretilmesini imkânsız kılıyor

  4. İthalat ve Hükümet Destekleri

    • 2025 bütçesinde, Fas hükümeti canlı hayvan ve kırmızı et üzerindeki ithalat vergilerini ve KDV’yi geçici olarak sıfırladı. Bu sayede, 100.000 koyun ithalatı planlandı (Avustralya, Romanya, İspanya kaynaklı) .

    • Gıda fiyatlarını dengelemek adına uygulanan sübvansiyonlar, enflasyonu bir nebze kontrol altına almayı hedeflese de uzun vadede sürdürülebilir bir çözüm sağlamıyor.


4. Halkın ve Sivil Toplumun Tepkileri

  • Sosyal Medya ve Yerel Basın
    Duyuru sonrası sosyal medyada geniş tepkiler oluştu. Birçok kullanıcı, “ Geleneksel bir ibadeti terk etmenin zorlu bir karar olduğu, ancak mevcut şartlarda zaruri olduğu” görüşünü savundu. Aynı zamanda “güvenlik güçlerinin, çağrıya uymayan satıcıları denetlediği, bazı satış noktalarına baskın düzenlediği” yönünde iddialar paylaşıldı; fakat bu konuyla ilgili resmi bir doğrulama henüz yapılmadı.

  • Ticaret ve Ekonomi Örgütlerinin Açıklamaları

    • Moroccan Center for Citizenship (Fas Vatandaşlık Merkezi): Anketine katılan ailelerin % 55’i bu bayram kurban kesiminin bütçelerini aşacağını ve ciddi sıkıntı yaşayacaklarını belirtmişti .

    • Ticaret ve Sanayi Odaları: Kurban ibadetinin tamamen iptal edilmesi yerine, “dini hükümlere uygun farklı modeller” geliştirilmesini önerdiler. Örneğin, toplu kurban organizasyonlarıyla maliyetlerin paylaşılması gibi.

  • Üretici ve Çiftçi Görüşleri
    Hayvan üreticileri, “Kurban kesiminin askıya alınmasının hem kısa hem de uzun vadede sürülerin korunmasına katkı sağlayacağını; ancak geçim kaynaklarının Kurban Bayramı dönemindeki satışlara bağlı olduğunu” belirtiyor. Bazı çobanlar ise “Kurban Bayramı’nda satış yapamazsak, yıl boyunca beslediğimiz kuzu ve koçları elden çıkarmakta zorlanacağız” diye ekliyor.


5. Hükümetin ve Dini Otoritenin Attığı Ek Adımlar

  1. Resmi İlâhî İkram İkramları
    Diyanet İşleri nezdindeki kurumlar, “İhtiyaç sahibi aileler için devlet destekli et yardımları” programını genişletti. Kesilecek hayvandan elde edilecek etin belirli bir kısmı ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacak şekilde bir lojistik plan hazırlandı.

  2. Dini Makamlardan Yayınlanan Kılavuzlar
    Fas Din İşleri ve Vakıflar Bakanlığı, “Bu yıl kurban kesmeyecek ya da finansal imkânı elverişli olmayanlar için zekât, fitre ve sadaka gibi diğer ibadet yollarını değerlendirmeleri” tavsiyesinde bulundu. Bu kılavuz, sosyal dengelerin korunmasına, ibadet yükünün hafifletilmesine ve dini vecibenin farklı biçimlerde yerine getirilmesine dikkat çekiyor.

  3. Kamu Spotları ve Bilgilendirme Çalışmaları
    Radyo ve televizyon kanallarında yayınlanan kısa spotlarda, “Hayvan alım-satım fiyatları, hijyen kuralları ve dolandırıcılık olaylarına karşı uyarılar” yapıldı; vatandaşların doğru kaynaklardan bilgi edinmesi için 7/24 çağrı merkezleri oluşturuldu.


6. Uzun Vadeli Etkiler ve Çözüm Önerileri

  • Sürülerin Korunması ve Yeniden Yapılandırma

    • Uzmanlar, “Beş yıl süresince kurban döneminde kesimin sınırlandırılmasının, sürülerin reprodüksiyon döngüsünü güçlendireceğini, sayının yeniden artmasını sağlayacağını” belirtiyo

    • Hayvan ıslahı programlarına daha fazla yatırım yapılması, yerli türlerin kuraklığa dayanıklı genetik yapısının geliştirilmesi gerektiği vurgulanıyor.

  • İklim Değişikliği Politikaları

    • Fas Tarım Bakanlığı, sürdürülebilir tarım ve hayvancılık uygulamalarını teşvik eden “Sulama Sistemlerinin Modernizasyonu” ve “Alternatif Yem Kaynakları Araştırma Projeleri” gibi ulusal planları devreye aldı.

    • Yerel kooperatifler, “Meraların restore edilmesi için ortak ağaçlandırma ve otlak bakım projeleri” üzerinde çalışıyor; bu sayede uzun vadede hayvan besleme maliyetlerinin düşürülmesi hedefleniyor.

  • Ekonomik Dayanıklılığın Artırılması

    • TOBB ve Fas Ticaret Odası işbirliğiyle, “Hayvancılıkta Dijital Takip ve Sürütme Sistemleri” projesi başlatıldı. Hayvan sayımı, yem maliyetleri ve fiyat dalgalanmalarının dijital platformlarda izlenmesi planlanıyor.

    • Finansal destekler, küçük ölçekli çoban ve hayvancılara “mikro-kredi” gibi esnek ödeme şartlarıyla sunularak, kriz dönemlerinde nakit akışı sürekliliğinin sağlanması öngörülüyor.


7. Sonuç: ‘Kurban Kesmeme’ Kararının Anlamı

Fas Kralı 6. Muhammed’in Kurban Bayramı öncesi halktan kurban kesmemelerini istemesi, geleneksel bir ibadeti ertelemek anlamına gelse de “dini vecibeler, toplumun genel refahı ve medya organlarında yankı bulmuş sosyal hassasiyetlerle dengelenmelidir” düşüncesini güçlendirdi.

  • Kısa Vadede:

    • Hayvan satışlarında mevsimsel bir düşüş gözlenecek, piyasada et fiyatlarındaki ani şok bir nebze yumuşayacak.

    • Düşük gelirli aileler, bu yıl maddi zorluk yaşamadan bayram ibadetini yerine getirmiş sayılacak.

  • Uzun Vadede:

    • Sürülerin sürdürülebilir bir şekilde yeniden yapılandırılmasına fırsat tanınacak.

    • İklim değişikliği ve ekonomik dalgalanmalara karşı hayvancılık sektörü daha dirençli hâle gelecek.

    • Toplumda “din, sosyal dayanışma ve ekonomik dayanıklılık arasındaki ilişki” konusunda daha derin bir farkındalık oluşacak.

Fas örneğinde görüldüğü gibi, dini hükümlerin “imkân dâhilinde” yerine getirilmesi esas alınarak, zorunluluk hâlinde geçici tedbirlerin uygulanabileceği bir anlayış hakimdi. Kral 6. Muhammed’in çağrısı, “Halkının refahını ve toplumsal barışı gözeten” bir liderlik profilini ortaya koydu.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Bahçeli’den Kritik Adım: “Terörsüz Türkiye Komisyonu” Üyelerini Açıkladı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Devlet Bahçeli, Meclis’te kurulacak “Terörsüz Türkiye Komisyonu” için MHP’den Feti Yıldız, Muhammet Levent Bülbül, Halil Öztürk ve Yücel Bulut’u atadı. Komisyonun rolü, işleyişi ve sonraki adımlar bu makalede.

Giriş

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Terörsüz Türkiye Süreci” kapsamında Meclis’te oluşturulacak komisyona katılacak partiler arası heyetlerde MHP adına görev yapacak isimleri 26 Temmuz 2025 günü resmen duyurdu. Bu komisyon, PKK’nın silah bırakma sürecini muhatap alan “Terörsüz Türkiye” vizyonunun somut adımlarla hayata geçirilmesi amacıyla TBMM bünyesinde oluşturuluyor

Komisyonun Amacı ve Kapsamı

  • Amaç: PKK ve bağlantılı grupların silah bırakma çağrısının ardından, toplumsal barış ve terörün sonlandırılması yol haritasını hazırlamak.

  • Kapsam: Barış süreci adımları, toplumsal uzlaşı ve güvenlik politikalarının demokratik zeminde güçlendirilmesi.

  • Üye Sayısı: Toplam 51 milletvekilinden oluşacak; AKP 21, CHP 10, DEM Parti 4, MHP 4, İYİ Parti 3, Yeni Yol Grubu 3, grubu olmayan diğer partilerden 6 kontenjan.

MHP’den Görev Alacak Dört İsim

  1. Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız

  2. Sakarya Milletvekili Muhammet Levent Bülbül

  3. Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk

  4. Tokat Milletvekili Yücel Bulut

İsimlerin Yetkinlikleri ve Rolü

  • Feti Yıldız: Parti içi tecrübesi, stratejik planlama, komisyonun koordinasyon ve raporlama süreçlerinde kilit rol.

  • Levent Bülbül: Bölgesel barış girişimleri, STK ilişkileri ve toplumsal destek kanallarını güçlendirme.

  • Halil Öztürk: Güvenlik politikaları uzmanlığı, Meclis içi uzman komisyonlarla eşgüdümlü çalışma.

  • Yücel Bulut: Yerel dinamiklerin Meclis düzeyine taşınması, Tokat başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğu temsilciliği.

Komisyonun İşleyiş Takvimi

  • Üye Bildirim Son Tarihi: 31 Temmuz 2025, 17:00’ye kadar TBMM Başkanlığı’na teslim edilmiş olacak.

  • İlk Toplantı: Ağustos başında planlanıyor; komisyon isminin kesinleşmesi ve çalışma usulü belirlenecek.

  • Rapor ve Öneriler: Eylül 2025 sonuna dek ara rapor; yıl sonuna dek nihai yol haritası TBMM Genel Kurulu’na sunulacak.

Süreçte Diğer Partilerin Yaklaşımları

  • İYİ Parti: Komisyona katılmama kararı alarak, yapının “TBMM İçtüzüğü’ne uygun uzman komisyon” statüsü taşımadığı eleştirisini yineledi.

  • Diğer Gruplar: AKP, CHP ve DEM Parti başta olmak üzere grubu bulunan partiler süreci destekleme ve katkı verme eğiliminde.

Değerlendirme ve Beklentiler

  1. Toplumsal Barış: Silah bırakma çağrısının pratik adımlarla desteklenmesi, çözüm sürecine yeniden ivme kazandırabilir.

  2. Güvenlik Ihlallerinin Azalması: Komisyonun kararları, bölgesel güvenlik politikalarını demokratik denetimle güçlendirebilir.

  3. Siyasi Uzlaşma Kültürü: Farklı görüşlerin ortak metinlerde buluşması, TBMM’nin uzlaşma kapasitesini artıracak.

Sonuç

Devlet Bahçeli’nin açıkladığı MHP heyeti, “Terörsüz Türkiye” hedefinin Meclis zemininde işlenmesi sürecinde önemli bir aktör. Komisyonun başarısı, üye dağılımındaki denge, işleyiş mekanizmaları ve siyasiler arasındaki diyalog kalitesiyle doğrudan ilişkili olacak. Sürecin yakından izlenmesi, atılacak her adımda toplumsal güven ve barışın tesisine yönelik güçlü bir sinyal niteliği taşıyor.


Bu makale, “Terörsüz Türkiye Komisyonu” konusundaki en güncel gelişmelere dayanarak hazırlanmıştır.

Okumaya Devam Et

Gündem

İmralı Cezaevi’nden Tahliye: Veysi Aktaş 31 Yıl 3 Ay Sonra Serbest Bırakıldı

Yayımlandı

üzerinde

“İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 31 yıl 3 ay tutuklu kalan Veysi Aktaş, infaz ertelemelerinin ardından 25 Temmuz 2025’te tahliye edildi. Tahliye süreci ve yasal dayanakları bu makalede detaylıca inceleyin.”

Makale İçeriği

1. Giriş
PKK hükümlüsü Veysi Aktaş, “Devletin egemenliği altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almış ve 2015’ten beri İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuluyordu. 28 Nisan 2024’te yasal 30 yıllık infazını tamamlamasına rağmen, İdare ve Gözlem Kurulu kararıyla tahliyesi önce bir yıl, ardından üç ay ertelendi. Nihayet 25 Temmuz 2025’te tahliye kararı uygulandı

2. Ceza ve İnfaz Süreci
1994 yılında PKK yöneticiliği iddiasıyla tutuklanan Aktaş, 2015 yılında “çözüm süreci” kapsamında Mehmet Sait Yıldırım, Ömer Hayri Konar, Çetin Arkaş ve Nasrullah Kuran ile birlikte İmralı’ya sevk edilmişti  30 yıllık yasal infaz süresi 28 Nisan 2024’te tamamlandı; ancak İdare ve Gözlem Kurulu, iç denetim gerekçesiyle tahliyesini bir yıl erteledi. Bu erteleme, Aktaş’ın “umut hakkı” kapsamında değerlendirilmesini sağlayan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına da paralel bir karardı.

3. Tahliye Ertelemelerinin Hukuki Dayanağı
AİHM içtihatlarına göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan mahkûmlar, belirli koşulları sağladıklarında topluma yeniden kazandırılma amacıyla salıverilme umuduna sahip olmalı; bu kapsamda pişmanlık, iyi hal ve toplumsal güvenlik unsurları dikkate alınıyor. İdare ve Gözlem Kurulu’nun erteleme kararları, infaz rejiminin titiz denetimini ve AİHM kriterlerine uyum arayışını yansıtıyo

4. Tahliye Tarihi ve Uygulama
Tahliyesi toplamda bir yıl üç ay ertelenen Veysi Aktaş, cezaevinde 31 yıl 3 ay geçirdikten sonra 25 Temmuz 2025 tarihinde serbest bırakıldı. Yargı kaynakları, sürecin tamamen infaz mevzuatı ve infaz hakimliklerinin onayı çerçevesinde yürütüldüğünü, hiçbir ayrıcalık veya istisna uygulanmadığını belirtti .

5. Toplumsal ve Siyasi Yansımalar
Tahliye haberi, başta HDP ve insan hakları örgütleri olmak üzere farklı kesimlerden “infaz adaleti” ve “insan hakları” vurgusuyla karşılandı. Bazı hukuk çevreleri, erteleme kararlarının AİHM içtihatlarına uygun yürütülmesinin pozitif tarafını öne çıkarırken; muhalif medya, “İmralı’dan ilk tahliye” diye manşetlerine taşıdı


Sonuç
İmralı Cezaevi’nin yüksek güvenlikli koşullarında 31 yılı aşkın süre geçiren Veysi Aktaş’ın tahliyesi, Türkiye’de ağırlaştırılmış müebbet infaz rejiminin işleyişine ilişkin tartışmaları yeniden gündeme taşıdı. Tahliye sürecinin hukuki zemini ve infaz ertelemeleri, AİHM içtihatlarıyla uyumlu yürütüldü. Bu gelişme, hem infaz sistemine hem de toplumsal adalet algısına dair önemli bir örnek teşkil ediyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

Alanya’da Skandal: Ünlü Doktor A.D. ve Hemşirenin Uygunsuz Görüntüleri, “Pes” Dedirten Yapay Zeka Savunması

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Alanya’nın tanınan doktoru A.D. ile hemşiresine ait olduğu iddia edilen uygunsuz görüntüler sosyal medyada yayıldı. Doktorun “Hesabım ele geçirildi, yapay zekâ” savunması büyük tepki topladı.

Olayın Perde Arkası

Antalya’nın Alanya ilçesinde Tanınan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. A.D.’ye ait olduğu iddia edilen uygunsuz görüntüler, doktorun kendi sosyal medya hesabından paylaşılınca ilçe gündemi kısa sürede çalkalandı . Görüntülerin yayılmasından sonra sosyal medyada “pes” dedirten tepkiler gelirken, olayın kaynağı hakkında birçok iddia ortaya atıldı.

Yapay Zekâ İddiası ve Doktorun Açıklaması

Dr. A.D., paylaşımın ardından hızlı bir şekilde yaptığı açıklamada, hesabının “kısa süreliğine ele geçirildiğini” öne sürerek söz konusu görüntülerin “yapay zekâ ile oluşturulmuş, gerçek dışı ve tamamen sahte” olduğunu savundu . Açıklamasında, “Gerekli tüm hukuki adımlar atılmıştır. Lütfen gördüğünüz her içeriğin gerçekliğinden emin olmadan inanmayın” ifadesini kullandı .

Hemşire İddiası

Yerel kaynaklar, görüntüleri önce yayımlayan kişinin Dr. A.D. ile arası bozuk olduğu iddia edilen hemşire olabileceğini öne sürdü . Diğer yandan, bazı medya organları da sosyal medya hesabının üçüncü kişiler tarafından ele geçirilme ihtimaline dikkat çekerek olayın “kişisel husumet”ten ziyade “siber saldırı” olabileceğini belirtti .

Hukuki Süreç ve Sonraki Adımlar

Doktor A.D.’nin avukatı aracılığıyla başlatılan ön soruşturma kapsamında, sosyal medya platformundan dijital delillerin toplanması ve görüntülerin kaynağının tespiti için bilirkişi incelemesi talep edildi . Ayrıca, “kişilik haklarının ihlali” ve “kişisel verilerin izinsiz kullanımı” gerekçesiyle hem hukuki hem de cezai yaptırımlar için savcılığa suç duyurusunda bulunuldu.

Kamuoyunun ve Medyanın Tepkisi

Olay, hem Alanya’da hem de ulusal medyada sıcak gelişme olarak takip edilirken; sosyal medya kullanıcıları, derhal gerçeklerin ortaya çıkarılmasını ve sorumluların cezalandırılmasını talep etti . Uzmanlar ise “yapay zekâ kaynaklı derin sahte” içeriklerin artışına dikkat çekerek, dijital okuryazarlık ve sosyal medya güvenliği konusunda uyarılarda bulundu.


Sonuç
Alanya’da büyük yankı uyandıran bu skandal, dijital çağda “görsel manipülasyon” ve “siber güvenlik” konularının ne denli kritik olduğunu bir kez daha gösterdi. Hukuki süreç ilerledikçe, hem yerel halk hem de doktor-hasta güven ilişkisi açısından sonuçları takip edilmeye devam edecek.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar