Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

İstanbul’da Trafikte Yeni Uygulama: “Ambulans Gelince Radyoda Müzik Duracak — Her Arabada ‘Lütfen Ambulansa Yol Verin’ Anonsu”

Yayımlandı

üzerinde

Yayın: 17 Eylül 2025 — 12:15 (İstanbul) · Okuma süresi: 3 dk

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün geliştirdiği yeni sistemle ambulansların yakınındaki araçların radyolarına frekans yoluyla “Lütfen ambulansa yol verin” anonsu iletilecek; amaç siren duyulmayan durumlarda hızlı ve güvenli yol verilmesini sağlamak.


Kısa Haber

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü bünyesindeki ekiplerin geliştirdiği pilot uygulama ile ambulanslara takılan özel cihaz, FM bandı üzerinden yakındaki araçların radyolarına yayın yaparak müziği durduracak ve “Lütfen ambulansa yol verin” anonsunu iletecek. Proje ilk etapta İstanbul’da pilot uygulanacak ve başarıya göre tüm ambulans filosuna yaygınlaştırılması planlanıyor.


Uygulamanın teknik işleyişi ve hedefleri

  • Nasıl çalışıyor? Ambulanslara yerleştirilen cihaz FM frekansları vasıtasıyla belirlenen yarıçap içindeki (haberlerde 30–200 m arasında, örnek ayar 50 m olarak veriliyor) araç radyolarına sinyal gönderiyor; bu sinyal dinlenen yayını kesip acil anonsu çalabiliyor. Yetkililer hem mesaj içeriklerini hem de yayın menzilini gerektiğinde ayarlayabileceklerini belirtiyor.

  • Amaç: Trafikte siren veya ışıkların duyulmadığı/ görülmediği durumlarda sürücüleri doğrudan uyarmak, “fermuar” (zipper) yöntemiyle doğru yol verme alışkanlığı kazandırmak, panik kaynaklı ikincil kazaları azaltmak ve hastaya ulaşma süresini kısaltmak. Pilotın başarılı bulunması halinde uygulamanın tüm İstanbul ambulanslarına yayılarak daha fazla hayat kurtarılması hedefleniyor.


Yetkililerin sözleri ve pilot bilgisi

İstanbul İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Abdullah Emre Güner ve Acil Sağlık Hizmetleri Başkanı Dr. Abdurrahman Kavuncu, projenin doktor-mühendis işbirliğiyle geliştirildiğini, şehir içi hedef ulaşım sürelerinin korunması amacıyla pilot uygulamayı başlattıklarını ve sistemi gerektiğinde uluslararası trafik güvenliği projeleriyle entegre etmeyi hedeflediklerini açıkladı. Ayrıca İstanbul’daki ambulans sayısı ve hizmet ağıyla ilgili bilgiler de yetkililer tarafından paylaşıldı.


Benzer uygulamalar — deneyim ve teknik notlar

Benzer fikirler geçmişte başka şehirlerde de tartışıldı; örneğin Stockholm’de acil araçların araç içi müziği/medyayı geçici olarak kesebilecek sistemler üzerine haberler vardı. Böyle teknolojiler, aracın bilgi-eğlence sistemleri ve radyo alıcılarıyla nasıl etkileşime girdiğine bağlı olarak farklı sonuç verebiliyor; modern araçlarda Bluetooth, DAB+, internet radyo gibi farklı alım yolları bulunduğundan pratikte uyumluluk ve kapsama konusu önem kazanıyor. İstanbul’daki sistemin FM bandı üzerinden çalışacağı haberlerde belirtiliyor; uygulamanın karışık ses/yayın kaynaklarına karşı nasıl garanti vereceği pilot sürecinde netleşecek.


Ne değişecek, vatandaş ne yapmalı?

  • Sürücüler müzik veya radyo dinlerken aniden radyolarında acil anons duyabilir; bu durumda panik yapmadan sağa/sola uygun şekilde yer açmak (fermuar yöntemi) gerekiyor.

  • Yetkililer sistemin siren/ışık uyarılarının yerine geçmediğini, tam tersine bunlara ek bir uyarı katmanı sağladığını vurguluyor. Pilot boyunca geri bildirimler toplanacak; araç üreticileri ve regülatörlerle (radyo frekans tahsisi, RTÜK/RTUK benzeri düzenlemeler vb.) koordinasyonun sağlanması önemli olacak.


Olası soru ve gündeme gelecek konular

  • Frekans ve regülasyon: FM bandında yapılacak yayınların teknik ve hukuki altyapısı, yetkili kurum onayları ve frekans izinleri pilota özgü çözümlerle tamamlanmalı.

  • Gizlilik ve güvenlik: Sistem sadece kısa acil anons iletimi amaçlı olmak üzere tasarlanmış; ancak kötüye kullanım ihtimaline karşı güvenlik önlemleri ve denetim mekanizmaları kritik olacak.

  • Araç uyumluluğu: Eski model FM-only araçlardan, yeni bağlantılı bilgi-eğlence sistemlerine kadar farklı araç konfigürasyonları bulunduğundan kapsama testleri şart.


Kayıtlar / Kaynaklar (başlıca haber metinleri)

  • İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü kaynaklı pilot açıklamaları ve teknik detay özetleri.

  • Sözcü haber ayrıntıları, yetkili beyanları ve pilot açıklamaları.

  • Haberler.com’un İngilizce özet çevirisi ve zaman damgaları.

  • Benzer teknolojik uygulama örneği — Stockholm / uluslararası örnek değerlendirmesi.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Kazada yaralanan ehliyetsiz sürücüye 36 bin 454 TL ceza — Serik (Antalya)

Yayımlandı

üzerinde

Kazada yaralanan ehliyetsiz sürücüye 36 bin 454 TL ceza — Serik (Antalya)

Tarih: 03 Kasım 2025
Saat: 20:45 (güncelleme)
Okuma süresi: 2 dakika

Antalya’nın Serik ilçesinde D-400 karayolu üzerindeki Kadıoğlu/Genpa kavşağında iki otomobilin çarpışması sonucu 1 kişi yaralandı. Kazada yaralanan sürücünün ehliyetsiz olduğu tespit edilirken, yaralı sürücü ile araç sahibi hakkında toplam 36.454 TL idari para cezası uygulandı.


Olayın detayları

Kaza, D-400 karayolu Kadıoğlu Kavşağı civarında meydana geldi. İddialara göre D.G. yönetimindeki 07 AVA 924 plakalı otomobil ile A.K. idaresindeki 07 AHD 244 plakalı hafif ticari araç çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle D.G. yaralanarak sağlık ekipleri tarafından ambulansla hastaneye kaldırıldı.

Polis ve jandarma ekipleri olay yerinde inceleme yaparken, yapılan sorgulamada yaralanan sürücünün (D.G.) ehliyetsiz olduğu belirlendi. Bu gerekçe ile yaralı sürücüye ve araç sahibi hakkında trafik idari işlemleri uygulandı.


Uygulanan cezalar ve süreç

Resmi işlemler çerçevesinde, ehliyetsiz olduğu belirlenen sürücü ile araç sahibi hakkında toplam 36.454 TL tutarında idari para cezası kesildi. Kaza ile ilgili soruşturma devam ediyor; trafik birimleri hasar tespiti ve olayın oluş şekline ilişkin rapor hazırlıyor


Uzman uyarısı ve yol güvenliği

Trafik kazalarıyla ilgili uzmanlar, ehliyetsiz araç kullanımının hem sürücü hem de üçüncü şahıslar için ciddi risk oluşturduğunu tekrar hatırlatıyor. Belgelenmemiş sürüşlerin hem cezai hem tazminat açısından yol açacağı sonuçlar göz önünde bulundurulmalı; sürücülere ve araç sahiplerine yasal yükümlülüklere uymaları tavsiye ediliyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

Sudan’da kıtlık iki yeni bölgeye YAYILDI: El-Fasher ve Kadugli’de IPC “Famine” sınıflaması

Yayımlandı

üzerinde

Sudan’da kıtlık iki yeni bölgeye YAYILDI: El-Fasher ve Kadugli’de IPC “Famine” sınıflaması

Tarih: 03 Kasım 2025
Saat: 20:00 (TSİ)
Okuma süresi: ~4 dakika
Yayın: FatihDoganMedya

Uluslararası Açlık Krizi otoritesi IPC (Integrated Food Security Phase Classification) tarafından yapılan son değerlendirmeye göre Sudan’da kıtlık (IPC Faz 5) iki yeni alana yayıldı: Kuzey Darfur’daki El-Fasher kenti ve Güney Kordofan’daki Kadugli kasabası. Durumun temel nedeni yoğunlaştırılmış çatışma, kuşatma taktikleri ve insani yardım erişiminin engellenmesi olarak gösteriliyor.

Ne oldu ve nerede?

IPC’nin Eylül 2025 analizini ve Famine Review Committee (FRC) incelemesini temel alan değerlendirme, El-Fasher (Kuzey Darfur) ve Kadugli (Güney Kordofan) için “Famine / IPC Phase 5” sınıflamasını doğruladı veya benzer şekilde teyit etti. Bu iki yerleşim, kuşatma ve ciddi insani erişim kısıtları nedeniyle yiyecek, su ve sağlık hizmetlerinden yoksun bırakıldı.

Kaç kişi etkileniyor?

IPC raporu ve saha verileri, ülke genelinde 21 milyondan fazla insanın akut gıda güvensizliği (IPC Faz 3 ve üstü) yaşadığını; kıtlık koşullarına itilenlerin (faz 5 tarafında) sayılarını ise yüzbinlerle ifade ettiğini belirtiyor. Bazı uluslararası haber ajansları ve analizler Eylül verilerine dayandırarak kıtlık sınırına itilenlerin yaklaşık 375.000 civarında olduğunu ve ek olarak milyonlarca kişinin (milyonlarca kişi daha) kriz riski altında bulunduğunu aktarıyor.

Neden bu noktaya gelindi?

Analistler ve IPC raporu çatışmayı birincil sebep olarak gösteriyor: Nisan 2023’ten bu yana devam eden Sudan ordusu ile paramiliter Rapid Support Forces (RSF) arasındaki çatışma, bölgelerde kuşatmalara, pazarların çökmesine ve lojistik hatların kopmasına yol açtı. El-Fasher’in uzun süre kuşatma altında kalması, kentin etrafına setler örülerek giriş-çıkışların engellenmesi ve kent içinde temel hizmetlerin yok edilmesi gibi uygulamalar kıtlığı tetikledi. Ayrıca El-Fasher ele geçirilirken ve sonrasında bildiren kaynaklar sivillere yönelik ağır hak ihlalleri ve kitlesel şiddet iddiaları aktarıyor.

İnsani yardım ve finansman durumu

Dünya Gıda Programı (WFP) ve diğer yardım aktörleri büyük ölçekli yardıma ihtiyaç duyduğunu belirtiyor; WFP’nin aylık yardım hedefleri için yüz milyonlarca dolarlık kaynak talebi var. Küresel yardım planları kritik derecede eksik finanse edildi — 2025 insani yardım planları önemli oranda yetersiz kaldı ve bu, sahada yardımın ulaşamamasına neden oluyor. Ayrıca çatışma bölgelerine güvenli ve düzenli erişim kısıtları, insani aktörlerin müdahalesini engelliyor.

Sahada gözlemler ve öncelikli riskler

  • El-Fasher ve Kadugli’de temel sağlık hizmetleri, su ve sanitasyon çökmüş durumda; bu da açlıkla birlikte hastalık ve çocuk malnütrisyonu riskini artırıyor.

  • IPC FRC, çatışma devam ettiği sürece kıtlığın genişleyebileceği ve yeni alanların “Famine” sınıflamasına girebileceği uyarısında bulunuyor.

  • Görgü ve haber raporları, El-Fasher’den kaçanların bir kısmının çevre kamplarda toplandığını ancak yardımın yeterli olmadığını aktarıyor.

Uluslararası tepki ve talepler

Birleşmiş Milletler, IPC ve diğer uluslararası aktörler taraflar üzerinde insani koridorların açılması, kuşatmaların sona erdirilmesi ve sivillerin korunması için baskı yapıyor. Aynı zamanda acil finansman çağrıları sürüyor; uzmanlar, sadece yardım göndermekle yetinilmemesi, çatışmanın siyasi çözümü ve güvenli koridorların sağlanmasının hayati olduğunu vurguluyor.

Sonuç — ne yapılmalı?

IPC FRC’nin raporu ve saha bulguları açık: bu bir “insan yapımı” felaket ve hem hızlı acil yardım hem de çatışmayı sonlandıracak diplomatik adımlar gerekli. Finansman artırılmalı, insani erişim güvence altına alınmalı ve uluslararası toplum taraflara baskı uygulamalıdır; aksi takdirde kıtlık daha geniş alanlara yayılabilir ve ölümler artabilir

Okumaya Devam Et

Gündem

Eğitim bir lüks değil, bir can simididir” — UNICEF İcra Direktörü’nden acil çağrı

Yayımlandı

üzerinde

FatihDoğanMedya / Haber Servisi
Tarih: 03 Kasım 2025 • Saat: 14:30 (GMT+3) • Okuma süresi: 4 dakika

UNICEF İcra Direktörü Catherine Russell, eğitim yatırımlarının kesilmesinin çocukları okulsuz bırakacağını vurguladı; “Eğitim bir lüks değil, bir can simididir” sözleriyle uluslararası toplumdan acil destek çağrısı yaptı. Haberimiz UNICEF raporları ve yetkilinin son açıklamalarına dayanıyor.


UNICEF İcra Direktörü Catherine Russell, eğitim hizmetlerinin kesilmesinin ve insani krizlerde eğitimin geri planda bırakılmasının çocuklar için yıkıcı sonuçları olduğunu vurgulayarak, “Eğitim bir lüks değil, bir can simididir” ifadelerini kullandı. Russell’ın bu çıkışı, özellikle çatışma bölgelerinde okulların yeniden açılması ve eğitim altyapısının acil onarımı çağrısıyla birlikte gündeme geldi.

Russell, Gazze başta olmak üzere çatışma ve insani krizlerden etkilenen bölgelerde eğitim çalışmalarının —sadece öğrenim değil— aynı zamanda beslenme, psikososyal destek, koruyucu hizmetler ve sağlık erişimi sağladığını, bu nedenlerle eğitimin “hayat kurtaran” bir hizmet haline geldiğini belirtti. UNICEF kaynakları, uzun süreli okul kapatmalarının bir kuşağı kaybetme riski taşıdığına dikkat çekiyor.

UNICEF’in yayınladığı son analizler, küresel eğitim finansmanındaki düşüşün ciddi sonuçlara yol açabileceğini gösteriyor. Kuruma göre küresel düzeyde yapılacak finansman kesintileri, önümüzdeki yıllarda milyonlarca çocuğun eğitimden kopmasına neden olabilir; UNICEF doğrudan öngörülerde bulunarak acil kaynak ihtarlarında bulundu. Russell da bu çerçevede bağışçılara ve hükümetlere daha fazla kaynak akışı çağrısı yaptı.

Neden kritik?

  • Okullar yalnızca derslerin verildiği yerler değildir: Kriz durumlarında okul binaları çocukların güvenliğini, düzenli beslenme ve sağlık taramalarını sağlayan merkezlere dönüşür. Bu işlevlerin ortadan kalkması çocukların hem kısa vadeli hayatta kalmasını hem de uzun vadeli kalkınma şansını baltalar.

  • Finansman açıkları artarken kriz bölgelerinde eğitim programları zaten kırılgan durumda; kısa vadeli bütçe kesintileri kalıcı öğrenme kayıplarına yol açabilir. UNICEF, özellikle kız çocuklarının eğitime erişimindeki gerilemeyi “köklü bir insan hakkı ihlali” olarak tanımlıyor.

Russell, hem insani hem de kalkınma perspektifinden eğitime yatırım yapılmasının geri dönüşünün yüksek olduğunu; bu yatırımların çocukların psikososyal rehabilitasyonuna, toplumların yeniden inşasına ve ekonomik toparlanmaya doğrudan katkı sağladığını belirtti. UNICEF’in 2025-2030 dönemine ilişkin stratejik planında dijital eğitim ve kapsayıcı uygulamalar da öncelikler arasında yer alıyor; kurum, krizler sırasında ders dışı desteklerin sürdürülmesi için yeni yaklaşımlar öneriyor.

UNICEF’in çağrısı ve olası etkiler:

  • Uluslararası bağışçıların ve devletlerin acil eğitim fonlarını koruması/artan yatırımlar yapması.

  • Kriz bölgelerinde okulların yeniden açılmasını hızlandıracak lojistik ve koruma önlemlerinin alınması.

  • Kız çocukları ve dezavantajlı gruplar için özel erişim programlarının güçlendirilmesi.

Uzman değerlendirmesi: Eğitim politikaları uzmanları, okulların kapalı kaldığı süre uzadıkça öğrenme kayıplarının telafisinin daha maliyetli ve zor olduğunu; erken müdahale ile hem psikososyal desteğin hem de öğrenme fırsatlarının korunmasının mümkün olduğunu söylüyor. Bu nedenle Russell’ın “can simidi” benzetmesi, hem insani hem de ekonomik gerçekliği özetliyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar