Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Son Dakika

İsrail’in Suriye’ye Yönelik Artırılmış Topçu ve Hava Saldırılarıyla Gerginlik Zirve Yaptı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
4 Haziran 2025 tarihinde Suriyeli kaynaklara göre Yermuk Havzası’nı hedef alan İsrail topçu atışları ve Şam’a yönelik hava saldırı tehdidi, Orta Doğu dengelerini yeniden sarstı. Olayın ayrıntıları, bölgesel tepkiler, geçmiş bağlam ve olası sonuçları bu makalede kapsamlı şekilde ele alınıyor.

Giriş

4 Haziran 2025 günü sabah saatlerinde Suriye’den iki roketin işgal altındaki Golan Tepeleri’ne atıldığı iddiası üzerine İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’yı “İsrail’e yönelik her tehdit ve roket atışından doğrudan sorumlu” tutarak “tam yanıt” vereceklerini açıkladı. Ardından İsrail ordusu, Suriye’ye yönelik topçu atışlarına başladı ve özellikle Dera ilindeki Yermuk Havzası hedef alınarak topçu saldırıları düzenlendi. Bu durum, hem bölge içindeki hem de uluslararası arenadaki gerginliği daha da tırmandırdı.


Olayın Detayları

  • Golan Tepeleri’ne Roket Atıldığı İddiası:
    4 Haziran 2025 sabahı, İsrail ordusu Suriye’den iki roket atıldığını ve bu roketlerin Golan Tepeleri’nde açık bir araziye düştüğünü öne sürdü. İsrail kaynakları, saldırının bölgede yaşayan siviller için ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirtti. ntv.com.trbaskagazete.com

  • Yermuk Havzası’na Topçu Atışları:
    Roket atışlarının ardından İsrail ordusu, Suriye’ye yönelik topçu ateşine başladı. Suriye resmi haber ajansı SANA, İsrail topçu atışlarının Dera’nın batısındaki Yermuk Havzası’nı hedef aldığını bildirdi. Bölgeden gelen ilk raporlarda, topçu mermilerinin sivil yerleşim alanlarına yakın noktalara düştüğü ve altyapıda hasar oluştuğu aktarılıyor.

  • Hava Saldırısı ve Tehditler:
    Yisrael Katz, X (eski Twitter) hesabından yaptığı açıklamada, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’yı “İsrail’e yönelik her tehdit ve roket atışından doğrudan sorumlu” tutarak “Şara’nın eğer misilleme yapmazsak Golan Tepeleri’ndeki siviller için hiçbir tehdidi göz ardı etmeyeceğiz” mesajını verdi. Bu açıklama, Şam çevresine yönelik muhtemel hava saldırılarına ilişkin endişeleri artırdı.


Bölgesel ve Uluslararası Tepkiler

  • Suriye Rejimi ve Resmî Açıklamalar:
    Suriye resmi haber ajansı SANA, “İsrail’in topçu ateşinin Dera’daki Yermuk Havzası’nı hedef aldığı” bilgisini paylaşırken, Şam yönetimi bu saldırıları “egemenliğe alenen müdahale” olarak nitelendirdi. Suriyeli yetkililer, uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırarak İsrail’in artan provokasyonlarına son verilmesi gerektiğini vurguladı.

  • Rusya ve İran’ın Tutumları:
    Bölgedeki ana müttefiklerinden Rusya ve İran, Suriye’ye yönelik saldırıları kınadı. Rusya Dışişleri Bakanlığı, “İsrail’in bu saldırılarının bölgedeki istikrarı tehlikeye atacağı” uyarısını yaparken; İran Dışişleri, “Suriye’nin hava sahasını koruma ve egemenliğini savunma hakkı bulunduğunu” bildirdi.

  • Birleşmiş Milletler:
    BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in sözcüsü, taraflara itidal çağrısı yaparak “Bölgesel gerilimin tırmanmasının önüne geçilmesi gerektiğini” belirtti. BM gözlemcileri, özellikle Dera’da insani durumun kötüleşmesi ve sivil yerleşimlerin hedef alınma riskine dikkat çekti.

  • Batılı Başkentlerin Tepkileri:
    ABD ve Avrupa Birliği, İsrail’in güvenlik endişelerine anlayış gösterirken, aynı zamanda sivillerin korunması ve orantısız güç kullanımından kaçınılması gerektiğine işaret etti. Özellikle Almanya ve Fransa, “bölgedeki ateşkes mekanizmalarının harekete geçirilmesi” çağrısında bulundu.


Tarihçe ve Mevcut Bağlam

  • Golan Tepeleri’nin Statüsü (1967–2025):
    1967 Altı Gün Savaşı’nda İsrail, Suriye’nin Golan Tepeleri bölgesini işgal etti. 1974’te imzalanan Kuvvetlerin Ayrılması Anlaşması ile tampon bölge oluşturulsa da, Golan resmî olarak hala işgal altında. 8 Aralık 2024’ten itibaren İsrail, tampon bölgede ilerleyerek Şam’a yaklaşık 20 kilometre mesafeye kadar genişleme gösterdi.

  • 2025 İlk Yarısında Tırmanan Çatışmalar:

  • Mart–Mayıs 2025 döneminde İsrail, Suriye’deki çeşitli askeri hedeflere yönelik onlarca hava ve topçu saldırısı düzenledi. Hama, Lazkiye, Dera ve Kuneytra başta olmak üzere birçok bölge vuruldu; yüzlerce hedef tahrip edildi, onlarca sivil hayatını kaybetti. Özellikle Dürzi milis gruplar ve Türkiye ile Suriye arasındaki gerilimler, çatışmaların arka planındaki dinamikleri güçlendirdi.

  • Ahmed Şara Dönemi ve İç Dinamikler:
    Kasım 2024’te Ahmed Şara’nın de facto lider olarak işbaşına gelmesiyle Suriye iç siyasetinde yeni bir dönem başladı. Şara, hem Dürzi gruplara hem de ülkenin kuzeyindeki çatışmalara dair denge politikaları izledi. İsrail ise Şara yönetimini “Dürzilere yönelik saldırılara göz yumamakla” suçlayarak periyodik baskı uygulamaya başladı.


Ayrıntılı Analiz ve Olası Gelişmeler

  • Güvenlik ve Misilleme Döngüsü:
    Roket atışı iddialarıyla tetiklenen topçu saldırıları, bölgedeki misilleme döngüsünü hızla yeniden başlattı. Dera ve Golan hattında gerilim, sivillerin can güvenliğini tehlikeye attığı için her iki taraf da “sınır hattında” dikkati arttırmak zorunda kalacak. Bir sonraki aşamada İsrail, kontrol noktalarını güçlendirerek Suriye iç hedeflerine daha kapsamlı hava saldırıları düzenleyebilir.

  • İnsani Durum ve Sivil Riskler:
    Dera bölgesinde son üç ayda onlarca sivil hayatını kaybetti. Yermuk Havzası’na yapılan topçu atışları, bölgedeki altyapıyı daha da zayıflatacak, iç göç hareketlerini hızlandıracak. Uluslararası yardım kuruluşları, insani koridorların açılmasını talep ederek “sağlık, gıda ve barınma” krizine dikkat çekti.

  • Bölgesel Aktörlerin Rolü:
    Rusya: Suriye’deki hava savunma sistemlerinin işlemesini sağlayarak İsrail saldırılarına sınırlı ölçüde karşı koyuyor. Moskova, “taraflar arasında diyalog” çağrısı yaparken, askeri denge politikasıyla Şam yönetimine siyasi alan sunmaya devam ediyor.
    İran ve İran Destekli Gruplar: Hizbullah ve diğer milis güçler, Suriye’deki operasyonlara lojistik destek sağlıyor. İran’ın amacı, “Suriye topraklarını İsrail’in hava sahası için güvenli hale getirmemek”; bu nedenle her saldırı sonrası “misilleme olasılığı” stratejilerinde gözetiliyor.
    Türkiye: Dera bölgesindeki insani durum ve Suriyeli mülteciler nedeniyle Ankara, hem rejim hem de İsrail’in “sivilleri hedef almamasını” talep ediyor. Türkiye’nin sınır bölgelerindeki askeri varlığı, kriz anlarında tansiyonun yön değiştirmesini önleyici bir faktör olarak görülüyor.

  • Uluslararası Hukuk ve BM Süreçleri:
    İsrail’in “önleyici saldırı” gerekçesiyle Suriye topraklarına girişleri, Birleşmiş Milletler güvenlik konseyi kararları çerçevesinde “egemenliğe açık müdahale” olarak değerlendiriliyor. 1974 tarihli Golan Tepeleri ayrılık anlaşması ve 497 sayılı BM kararı, İsrail’in Golan’daki statükosunu “gayrimeşru” ilan ederken, Şam yönetimi de bu hukuki zemini sürekli gündeme getiriyor.


Sonuç ve Öneriler

4 Haziran 2025’de yaşanan topçu ve saldırı tehditleri, İsrail-Suriye hattındaki gerginliği yeniden patlak verecek noktaya taşıdı. Bölgesel aktörlerin müdahaleleri ve uluslararası tepkiler, kısa vadede gerilimi dindirmediği takdirde yeni bir kriz dalgasına yol açabilir. Olası senaryolar şunlardır:

  1. Diplomatik Koridorların Harekete Geçmesi:
    BM ve bölge dışı güçlerin arabuluculuğuyla ateşkes mekanizmalarının hızla devreye sokulması. İnsani yardım koridorlarının tahkim edilmesi, sivillerin korunması için öncelikli adımlar olmalıdır

  2. Yerel Ateşkes ve Gözetim Mekanizması:
    Rusya’nın garantörlüğünde, Golan hattı ve Dera bölgesinde ortak gözetim noktaları kurulabilir. Böylece hem taraflar arasındaki yanlış hesaplamalar azaltılacak hem de sivillerin zarar görmesi engellenecektir.

  3. Uzun Vadeli Çözüm: Siyasi Müzakereler
    Suriye iç barışı, Dürzi gruplarla Şara hükümetinin diyalog kanallarını genişleterek bölgesel aktörlerin müdahaleleri minimize edilmeli. Türkiye, Rusya ve İran’ın ortak inisiyatifiyle “Dera Reform Planı” devreye alınabilir.

  4. Sivil Güvenlik Önlemlerinin Artırılması:
    Dera ve çevresindeki yerleşimlerde sığınaklar, erken uyarı sistemleri ve insani yardım merkezleri kurularak sivil kayıplar en aza indirilmelidir. BM İnsani İşler Ofisi (OCHA) ve Kızılay gibi kurumların bölgede daha etkin koordinasyon sağlaması kritik önemde.

Tüm bu adımlar atılmazsa, İsrail-Suriye hattındaki enkaz ve kırılgan dengeler, yeni bir çatışma dalgasının patlak vermesine zemin hazırlayabilir. 4 Haziran 2025’teki topçu atışları ve tehditler, sadece anlık bir gerilim değil, hem bölgesel hem de küresel güçlerin yeniden cepheleşmesine yol açacak bir kriz potansiyeli taşımaktadır.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Dakika

Brown Üniversitesi’nde Silahlı Saldırı Paniği:  Öğrenciler Kilit Altında

Yayımlandı

üzerinde

Brown Üniversitesi’nde Silahlı Saldırı Paniği:  Öğrenciler Kilit Altında

14 aralık pazar 01:00

PROVIDENCE, R.I. — ABD’nin saygın eğitim kurumlarından Brown Üniversitesi kampüsü, 13 Aralık 2025 Cumartesi günü aktif bir silahlı saldırgan ihbarıyla sarsıldı. Providence Polisi, Hope Caddesi civarında yoğun güvenlik önlemi aldı ve halktan bölgeden uzak durmalarını istedi. Üniversite yetkilileri, olay yerinden uzak durun ve kapılarınızı kilitli tutun uyarısı yaparken, bir şüphelinin gözaltına alındığını duyurdu.

1. Olay Yeri ve İlk Müdahale

Olay, Brown Üniversitesi kampüsüne yakın Barus & Holley Mühendislik binası civarında bildirildi. İhbar üzerine üniversite, “BrownUAlert” acil bildirim sistemi aracılığıyla öğrencilere ve personele anında uyarı gönderdi.

İlk uyarı mesajında, “Barus & Holley Mühendislik yakınlarında aktif bir silahlı saldırgan var. Kapıları kilitleyin, telefonlarınızı sessize alın ve daha fazla talimat gelene kadar saklanın” ifadeleri yer aldı.

Providence Polis Departmanı sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “Brown Üniversitesi yakınlarındaki Hope Caddesi’nde şu anda yoğun Providence Polis ve İtfaiye gücü bulunmaktadır. Lütfen tedbirli olun ve daha fazla bilgi verilene kadar bu bölgeden uzak durun” duyurusunu yaptı.

2. Öğrencilere Verilen “Koş, Saklan, Savaş” Talimatı

Üniversite yetkilileri, ikinci bir uyarı mesajında, aktif silahlı saldırgan durumları için standart olan “Koş, Saklan, Savaş” protokolünü hatırlattı.

· Koş: Eğer olay yerindeyseniz ve güvenli bir şekilde tahliye olabilecekseniz, derhal kaçın.
· Saklan: Tahliye mümkün değilse, kendinize siper alacak bir yer bulun.
· Savaş: Son çare olarak, kendinizi korumak için harekete geçin.

Yetkililer, öğrencilerden telefonlarını sessize almalarını, kapıları kilitlemelerini ve daha fazla güvenlik bilgisi gelene kadar saklanmaya devam etmelerini istedi. Bir şüphelinin gözaltında olduğu bildirilse de, güvenlik önlemlerinin sürdüğü vurgulandı.

3. Üniversitenin Acil Durum Sistemleri ve Raporlama Mekanizmaları

Brown Üniversitesi, Clery Yasası uyarınca kampüs suç istatistiklerini düzenli olarak raporlama ve acil durumlarda zamanında bildirim yapma yükümlülüğü bulunan bir kurum. Üniversitenin Kamu Güvenliği ve Acil Durum Yönetimi birimi, bu tür olayların kaydını tutmak ve günlük suç günlüğünü (daily crime log) yayınlamakla sorumludur.

· Acil Yardım Numaraları: Üniversite, acil bir durumda 911 aranmasını veya kampüs içindeki herhangi bir yerden x3-4111 tuşlanarak Doğrudan Kampüs Güvenliği Departmanına (DPS) ulaşılmasını önermektedir.
· Olay Bildirimi: Ayrımcılık, taciz veya şiddet olayları, üniversitenin Eşitlik Uyumu ve Raporlama Ofisi aracılığıyla bildirilebilmektedir.

4. Silahlı Şiddet Araştırmalarında Öncü Bir Kurumda Yaşanan İronik Saldırı

Olayın trajik bir ironisi, Brown Üniversitesi’nin silahlı şiddeti bir halk sağlığı sorunu olarak ele alan öncü araştırmalara ev sahipliği yapmasıdır. Üniversiteden acil tıp profesörü Dr. Megan Ranney, sağlık çalışanlarının silahlı yaralanmaları önleme konusunda eğitilmesi için yeni ulusal kılavuzlar oluşturan bir ekibin kıdemli yazarıydı.

Ranney, “Sağlık hizmeti sağlayıcıları hastalarla ateşli silahlar hakkında düşünceli, kültürel olarak yetkin konuşmalar yaptığında, güvenliği artırmak için davranışları değiştirebilirler” demişti. Bugün yaşananlar, bu çabaların ne kadar hayati olduğunu ve şiddetin toplumun her kesimini nasıl etkileyebileceğini acı bir şekilde gözler önüne serdi.

5. Gelişmekte Olan Haber ve Henüz Cevaplanmayan Sorular

Olayla ilgili soruşturma devam etmektedir ve birçok kritik soru henüz yanıt bulmamıştır.

· Yaralı veya can kaybı var mı? Yetkililer henüz herhangi bir yaralanma veya ölümle ilgili bilgi paylaşmadı.
· Olayın nedeni ve motivasyonu ne? Saldırganın kimliği ve hedefi belirsizliğini koruyor.
· Kampüste hayat ne zaman normale dönecek? Öğrencilere ne zaman “güvendesiniz” (all clear) sinyalinin verileceği açıklanmadı.

Providence Polisi ve Brown Üniversitesi yetkilileri, inceleme tamamlandıkça daha fazla ayrıntı paylaşacaklarını belirtti.

Okumaya Devam Et

Son Dakika

ABD Suriye’de IŞİD saldırısına misilleme sözü verdi: İki asker ve bir sivil hayatını kaybetti

Yayımlandı

üzerinde

ABD Suriye’de IŞİD saldırısına misilleme sözü verdi: İki asker ve bir sivil hayatını kaybetti

Tarih: 13 Aralık 2025 | Son Güncelleme: 13 Aralık 2025 22 :30 | Okuma Süresi: 3 dakika

SON DAKİKA: ABD Başkanı Trump, Suriye’nin Palmira kentinde düzenlenen IŞİD saldırısında iki Amerikan askeri ile bir sivilin hayatını kaybettiğini duyurdu. Saldırıda üç asker de yaralandı.

Amerika Birleşik Devletleri, Suriye’nin Palmira kentinde düzenlenen ve IŞİD tarafından üstlenilen silahlı pusu saldırısına misilleme sözü verdi. ABD Merkez Komutanlığı’nın (CENTCOM) yaptığı açıklamaya göre, saldırıda iki ABD askeri ile bir Amerikalı sivil tercüman hayatını kaybetti, üç asker de yaralandı.

Saldırının Detayları ve Hızlı Tepkiler

Saldırı, ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyonun partner güçleriyle bölgede yürüttüğü terörle mücadele operasyonları kapsamında gerçekleşti. ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, saldırganın partner güçler tarafından öldürüldüğünü bildirdi.

Saldırının ardından Başkan Donald Trump Truth Social platformundan yaptığı açıklamada, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara’nın bu saldırıdan son derece öfkelendiğini belirterek, “çok ciddi bir misilleme” olacağını duyurdu.

Bölgedeki ABD Varlığı ve Yeni Suriye Yönetimi

Bu saldırı, eski Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın iktidardan ayrılmasının ve ABD yaptırımlarının kaldırılmasının üzerinden bir yıl geçmesinin ardından meydana geldi. Analistler, saldırının, Başkan Trump’ın istemesine rağmen ABD ordusunun Suriye’deki askeri varlığını sürdürme yönündeki baskısına dikkat çektiğini belirtiyor.

Suriye, geçiş yönetimi lideri Ahmed eş-Şara önderliğinde, ABD’nin IŞİD karşıtı koalisyonuna resmi olarak katılmış durumda. Bu gelişme, bölgedeki dengeleri ve ABD’nin terörle mücadele stratejisini yeniden şekillendiriyor.

Pentagon’dan Net Mesaj: ‘Sizi Bulup Öldüreceğiz’

Savunma Bakanı Hegseth, sosyal medyadan yaptığı açıklamada dünyanın herhangi bir yerinde Amerikalıları hedef alanlara net bir uyarıda bulundu: “Amerikalıları hedef alırsanız — dünyanın neresinde olursanız olun — hayatınızın kalan kısa ve endişeli kısmını, Amerika Birleşik Devletleri’nin sizi avlayacağını, bulacağını ve acımasızca öldüreceğini bilerek geçirirsiniz.”.

Türkiye’nin Tutumu ve Bölgesel Endişeler

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, Suriye’nin kuzeyi ve güneyindeki sorunların dikkatle yönetilmemesi halinde “ülkenin parçalanma ihtimaliyle karşı karşıya kalabileceği” uyarısında bulunmuştu. Bu saldırı, Suriye’deki güvenlik ve istikrar sorunlarının ne kadar derin olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Suriye’de ABD-Suriye ortak devriyesine silahlı saldırı: 2 Amerikan askeri ve 1 tercüman öldü

Okumaya Devam Et

Son Dakika

İsrail, Gazze’de Hamas’ın üst düzey komutanı Raed Saad’ı öldürdü

Yayımlandı

üzerinde

İsrail, Gazze’de Hamas’ın üst düzey komutanı Raed Saad’ı öldürdü

Okuma Süresi: 4 dakika

Tarih ve Saat: 13 Aralık 2025 – 22:30

İki aylık ateşkes döneminden sonra gerçekleşen bu suikast, bölgedeki gerilimi yeniden tırmandırabilir.

İsrail, 10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkesin ardından bir Hamas liderine yönelik gerçekleştirdiği en yüksek profilli suikastı duyurdu. İsrail ordusu, Cumartesi günü Gazze Şeridi’nde düzenlediği hava saldırısında, Hamas’ın askeri kanadının üst düzey komutanlarından Raed Saad’ı (bazı kaynaklarda Raed Saed olarak geçiyor) öldürdüğünü açıkladı. Saldırı, aynı gün Gazze’nin güneyinde iki İsrail askerinin yaralanmasına neden olan patlayıcı bir düzeneğe yanıt olarak gerçekleştirildi.

Hamas, saldırıyı ateşkes ihlali olarak nitelendirdi ancak Saad’ın ölümünü doğrulamaktan kaçındı. Gaza Şehri’nin batısındaki saldırıda, bir hastaneye getirilen cesetlere bakan Associated Press muhabiri, en az dört kişinin öldüğünü, üç kişinin ise yaralandığını bildirdi.

 

 Hedef Alınan Komutan: Raed Saad Kimdir?

İsrail yetkilileri, Raed Saad’ı 7 Ekim 2023 saldırılarının planlayıcılarından biri olmakla suçluyor ve onu Hamas’ın yeniden silahlanma çabalarının kilit isimlerinden biri olarak tanımlıyordu.

Saad’ın Hamas içindeki konumu ve rolleri şu şekilde özetlenebilir:

· Askeri Pozisyonu: Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nda, İzz el-Din el-Haddad’dan sonra ikinci komutan olarak gösteriliyordu.
· Operasyonel Sorumlulukları: Hamas’ın silahlanma ve üretim ağlarının kurulmasından ve geliştirilmesinden sorumluydu. Daha önce de örgütün Gaza Şehri taburunun komutanlığını yapmıştı.
· İsrail’in Suçlaması: İsrail, Saad’ın ateşkes şartlarını ihlal ederek Hamas’ın askeri kapasitesini yeniden inşa etmek için çalıştığını iddia etti.

Saldırının Ayrıntıları ve Tarafların Tepkileri

Saldırı, Cumartesi günü Gazze Şehri’nin batısında, bir sivil aracın hedef alınmasıyla gerçekleşti. İsrail, operasyonun Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı İsrail Katz’ın direktifiyle yapıldığını duyurdu.

Tarafların açıklamaları birbirinden tamamen farklı:

· İsrail: Saldırıyı, “Hamas’ın Gazze’nin güneyinde iki askerimizi yaralayan patlayıcı saldırısına doğrudan bir yanıt” olarak tanımladı.
· Hamas: Saldırıyı kınayan bir açıklama yayınladı ve bunu açık bir ateşkes ihlali olarak nitelendirdi. Ancak örgüt, Raed Saad’ın ölümüyle ilgili herhangi bir teyit vermekten veya misilleme tehdidinde bulunmaktan kaçındı.

Ateşkes Süreci ve İhlal Suçlamaları

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes, bölgeye nispi bir sakinlik getirmiş, yüz binlerce Filistinlinin evlerine dönmesine ve insani yardım akışının artmasına olanak sağlamıştı. Ancak şiddet olayları tamamen durmuş değil.

Ateşkes sonrası kayıplar, iki tarafın da birbirini ihlal etmekle suçladığını gösteriyor:

· Filistin Sağlık Bakanlığı’na göre: İsrail güçleri, ateşkesin başlamasından bu yana Gazze’de düzenlenen hava saldırılarında en az 386 Filistinliyi öldürdü.
· İsrail ordusuna göre: Ateşkes döneminde üç İsrail askeri hayatını kaybetti ve çok sayıda militan hedef alındı.

Bu son suikast, zaten kırılgan olan ateşkes düzenini sürdürme çabalarını riske atıyor.

 Hamas Liderlerine Yönelik Suikastların Tarihi

İsrail’in Hamas liderlerini hedef alma stratejisi yeni değil. Örgüt 1987’de kurulduğundan bu yana, pek çok üst düzey isim İsrail saldırılarında hayatını kaybetti.

Son iki yılda öldürülen bazı üst düzey Hamas liderleri:

· İsmail Haniye (Hamas Siyasi Büro Başkanı): 31 Temmuz 2024’te Tahran’da düzenlenen bir füze saldırısında öldürüldü. İsrail, suikastı altı ay sonra üstlendi.
· Muhammed Deif (El-Kassam Tugayları Komutanı): İsrail, Temmuz 2024’te Deif’i öldürdüğünü iddia etti. Hamas bu iddiayı uzun süre yalanlasa da, örgüt Ocak 2025’te Deif’in şehit olduğunu doğruladı.
· Yahya Sinvar (Hamas’ın Gazze Sorumlusu): 16 Ekim 2024’te Gazze’de İsrail güçleriyle çatışmada öldürüldü.
· Salih el-Aruri (Hamas Siyasi Kanadı Üst Yöneticisi): 2 Ocak 2024’te Beyrut’ta bir İHA saldırısında öldürüldü.

Daha önce öldürülen diğer kritik isimler arasında kurucu lider Şeyh Ahmed Yasin (2004), onun halefi Abdülaziz el-Rantisi (2004) ve bomba uzmanı Adnan el-Gul (2004) yer alıyor.

 Savaşın Mevcut Durumu ve İnsani Tablo

İsrail-Hamas savaşı, 7 Ekim 2023 saldırılarının ardından başladı. İki yılı aşkın süredir devam eden çatışmalar, Gazze’de ağır bir insani yıkıma yol açtı.

Çatışmanın güncel bilançosu şöyle:

· 7 Ekim Saldırıları: Hamas liderliğindeki militanlar, İsrail’in güneyinde yaklaşık 1.200 kişiyi öldürdü ve 251 rehineyi Gazze’ye kaçırdı.
· Gazze’deki Can Kaybı: Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre, İsrail’in askeri operasyonlarında 70.700’den fazla Filistinli hayatını kaybetti. Bakanlık, bu sayıda siviller ve militanlar arasında ayrım yapmıyor, ancak ölenlerin yaklaşık yarısının kadın ve çocuk olduğunu belirtiyor.
· İnsani Durum: Gazze’nin büyük bölümü harap oldu ve 2 milyondan fazla nüfusun büyük kısmı yerinden edildi. Protez uzuv kıtlığı ve tıbbi tahliyelerdeki uzun gecikmeler, savaş mağdurları için ek sorun teşkil ediyor.

Öne Çıkan Gelişmeler

· Suikastın Zamanlaması: İki aylık ateşkes döneminden sonra gerçekleşen ilk üst düzey suikast.
· Hamas’ın Tepkisi: Ölümü doğrulamaması ve misilleme tehdidinde bulunmaması dikkat çekici.
· İsrail’in Gerekçesi: Hedefin, ateşkesi ihlal ederek Hamas’ı yeniden silahlandırmakla suçlanması.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar