Teknoloji
iPhone kullanıcılarına uyarı: Güvenliğiniz için bu özelliği kapatın

Oligo’nun araştırmasına göre, AirBorne adı verilen güvenlik açığı, hem Apple’ın AirPlay protokolünde hem de üçüncü taraf cihazların AirPlay’e uyumlu hale gelmesini sağlayan SDK üzerinde tespit edildi.
Araştırmacılar, bu açıkların hackerlar tarafından nasıl kullanılabileceğini gösterdi. AirPlay destekli bir Bose hoparlörüne erişim sağlanarak, uzak bir kod yürütme (RCE) saldırısı başlatıldı ve hoparlörün ekranında AirBorne logosu gösterildi. Şirket, hackerların bu stratejiyle mikrofon bulunan cihazlara sızarak casusluk yapabileceklerini öne sürdü.
Teknoloji
Kuzey Kore’de sessiz hazırlık: “Kendi ChatGPT’sini geliştirecek”

Kuzey Kore‘nin, kendi yapay zeka teknolojisini geliştirme hedefiyle altyapısını sessizce güçlendirdiği öne sürüldü.
Güney Kore’nin birleşme bakanlığına aday gösterilen Chung Dong-young, Pyongyang yönetiminin şu anda üç ayrı yarı iletken üretim tesisi işlettiğini ve bu tesislerden ikisinin daha önce kamuoyuna yansımamış olduğunu açıkladı.
“KENDİ CHATGPT’SİNİ GELİŞTİRECEK” İDDİASI
Mecliste konuşan Chung’a göre, bu çip fabrikaları başkent Pyongyang, Phyongsong ve Wonsan’da bulunuyor. Bu gelişme, uzun süredir teknolojik izolasyon altında bulunan Kuzey Kore’nin, yerli üretim kapasitesini artırdığına işaret ediyor. Ancak asıl dikkat çekici iddia, ülkenin “ChatGPT benzeri” bir yapay zeka sohbet robotu geliştirmeyi planladığı yönünde.
Uzmanlara göre Kuzey Kore’nin bu tür bir yapay zekayı üretmesi, veri setlerinden işlem gücüne kadar birçok temel unsurun eksikliği nedeniyle şimdilik pek mümkün görünmüyor.
Zira büyük dil modelleri, yoğun hesaplama kaynakları, geniş eğitim verisi ve güçlü bir altyapı gerektiriyor. Pyongyang ise ağır yaptırımlar, teknik kısıtlamalar ve uluslararası tecrit nedeniyle bu kaynaklardan mahrum durumda.
KUZEY KORE’NİN YAPAY ZEKAYA İLGİSİ
Buna rağmen, Kuzey Kore’nin yapay zekaya olan ilgisi yeni değil. Daha önce siber operasyonlar, hack girişimleri ve propaganda yazılımları gibi alanlarda algoritma temelli teknolojiler kullandığı biliniyor. Şimdi ise hedef, bu alanda bağımsız üretim kapasitesi oluşturmak olabilir.
Chung Dong-young’ın açıklamaları, hem Güney Kore güvenlik politikası hem de bölgesel teknoloji dengeleri açısından yeni soru işaretleri doğurmuş durumda.
Her ne kadar “ChatGPT benzeri” bir yapay zekanın kısa vadede geliştirilebilmesi zor görünse de, Kuzey Kore’nin teknoloji alanındaki yönelimi, uluslararası kamuoyu tarafından dikkatle izleniyor.
Teknoloji
Dünya’nın derin denizlerinde “uzaylı yaşama” dair ipuçları bulundu

Bilim insanları, Dünya’nın derin denizlerinde yaşayan ve adeta uzaylıları andıran canlıları inceleyerek, uzayın derinliklerinde ne tür bir yaşamın var olabileceğine dair ipuçları arıyor.
Bilim insanlarına göre dünya dışı yaşamın en olası şekli mikroskobik organizmalar olacak. Güneş Sistemi’nde bile bu tür yaşama ev sahipliği yapabilecek bazı gezegen ve uydular var.
Bu araştırmalar insanlığın kadim sorusuna yanıt verebilir: Evrende yalnız mıyız?
EN OLASI ADRESLERDEN BİRİ EUROPA
Dünya dışı yaşam için en güçlü adaylardan biri Jüpiter’in dördüncü büyük uydusu Europa. Europa’nın yüzeyi kalın bir buz tabakasıyla kaplı.
Ancak gökbilimcilere göre bu buz tabakasının altında tuzlu su okyanusları bulunuyor olabilir. NASA’nın gözlemleri, Europa’nın buz kabuğunun 15 ila 25 kilometre kalınlığında olabileceğini, altındaki sıvı okyanusun ise 150 kilometre derinliğe ulaşabileceğini gösteriyor.
Europa’yı yaşanabilir kılacak bir diğer unsur ise, eğer bu uydunun okyanus tabanına ısı ve gerekli mineralleri sağlayan sıcak, erimiş bir çekirdeği varsa sağlanabilir.
ABD’deki Massachusetts Amherst Üniversitesi’nden mikrobiyolog James Holden, Cosmos dergisinden Evrim Yazgın’a verdiği röportajda, “Kendi gezegenimizden yola çıkarak, Europa’nın yaşamı destekleyebilecek koşullara sahip olabileceğini düşünüyoruz” diyor.
OKYANUS KEŞİF SEFERİ
Holden, uzayın derinliklerine değil, Dünya’nın bile henüz tam keşfedilmemiş bir bölgesine, derin okyanus tabanına bir keşif seferi düzenliyor. Ona göre deniz tabanında binlerce metre derinlikteki hidrotermal bacalar, başka dünyalarda yaşamın nasıl olabileceğini anlamak için en ideal yerlerden biri.
“1988’den beri derin deniz volkanlarını inceliyorum” diyen Holden, mikropları bu bacalardan almak için bazen insanlı, bazen robotik denizaltılarla okyanus yüzeyinin yaklaşık bir buçuk kilometre altına indiklerini ve örnekleri laboratuvarına getirdiklerini aktarıyor.
NASA, Holden’ın ekibine 3 yıllık proje kapsamında yaklaşık 1 milyon dolar bütçe ayırdı. Bu araştırma, Europa’daki olası yaşamın nasıl izlenebileceği ve ne tür işaretlerin aranması gerektiği konusunda bilim insanlarına yol gösterecek.
Holden, “Europa’daki koşullar, Dünya’daki hidrotermal mikropların yaşadığı koşullara benziyor olabilir. Bu yüzden Europa’da yaşam varsa, büyük olasılıkla bizim hidrotermal mikroplarımıza benzer organizmalar olacaktır” diyor.
“Gezegenimizin ötesinde yaşam olup olmadığını ve bu yaşamın nasıl işlediğini bilmek uzun zamandır ilgimizi çekiyor. Belki de bu sırrın cevabı kendi gezegenimizde saklıdır; bu çok heyecan verici.”
HİDROTERMAL BACALARDA YAŞAM
Dünya’da derin deniz mikropları, hidrotermal bacalardan çıkan hidrojeni parçalayarak enerji üretiyor ve bu iş için “hidrogenaz” adı verilen enzimleri kullanıyor. Farklı hidrogenaz türleri, farklı hücrelerde çeşitli işlevler üstleniyor.
Holden’ın ekibi, Dünya’daki derin deniz mikroplarını inceleyerek, kimyasal yapısı farklı bir dünyada mikropların nasıl yaşayabileceğini anlamaya çalışacak.
“Europa’daki mikropların enerji üretebilmek için hangi kimyasal süreçleri kullanabileceğini çözmemiz gerekiyor” diyen Holden, farklı kimyasal ortamların çok farklı mikroplara yol açabileceğini söylüyor.
NASA’nın Ekim 2024’te fırlattığı Europa Clipper uzay aracı da 5 yıllık görev süresi boyunca Jüpiter’in uydusu hakkında yeni gözlemler sağlayacak. Bu veriler, Holden’ın Dünya’daki araştırmalarıyla birlikte, Europa’da gerçekten yaşam olup olmadığına dair somut kanıtlar sunabilir.
Teknoloji
Amazon ve Alphabet’i geçti: Bitcoin dünyanın en değerli beşinci varlığı oldu

Bitcoin’in fiyatı pazartesi günü yeni bir rekor kırarak 122 bin 600 dolara kadar yükseldi ve son bir haftada yaklaşık yüzde 13 değer kazandı. Bu yükseliş, Bitcoin’in toplam piyasa değerini 2,4 trilyon dolara taşıyarak Amazon’un 2,3 trilyon dolarlık, gümüşün 2,2 trilyon dolarlık ve Google’ın çatı şirketi Alphabet’in 2,19 trilyon dolarlık değerini geride bırakmasını sağladı.
Bitcoin’in piyasa değeri halihazırda teknoloji devi Apple’ın 730 milyon dolar gerisinde.
APPLE’I GEÇECEK Mİ?
Gerçek dünya varlıklarını tokenlaştırma platformu Brickken’in piyasa analisti Enmanuel Cardozo, Cointelegraph’a yaptığı açıklamada, “BlackRock ve MicroStrategy gibi kurumsal devlerin sürekli Bitcoin alımları sayesinde Bitcoin’in yatırım yapılabilir bir varlık sınıfı olduğu artık tartışma konusu değil. Regülasyon tarafındaki rüzgar da Bitcoin’in lehine dönüyor” dedi.
Cardozo’ya göre, kurumsal alımların devam etmesi ve destekleyici makroekonomik ortam, Bitcoin’in Apple’ı da geçmesini sağlayabilir. Bu senaryo, Bitcoin fiyatının 142 bin doların üzerine çıkması anlamına geliyor.
Yatırımcıların hedefi sadece Apple değil. Microsoft’un piyasa değerini de aşmak gündemde. Cardozo’ya göre bu hedef, Bitcoin fiyatının 167 bin dolara ulaşmasını gerektiriyor.
5 Haziran’dan bu yana Bitcoin tutan şirket sayısı iki katına çıktı. Şu an 265’ten fazla şirket bilançolarında Bitcoin bulunduruyor. Bu sayı birkaç hafta önce 124’tü.
NEDEN YÜKSELİYOR?
ABD’deki spot Bitcoin ETF’leri, geçen haftaki işlem seansını üst üste yedinci gün net girişle kapatarak Bitcoin fiyatına önemli destek sağladı.
Farside Investors verilerine göre, sadece cuma günü spot Bitcoin ETF’lerine 1 milyar dolardan fazla net giriş yapıldı. Bu girişler, Bitcoin’in yeni zirvelere ulaşmasında önemli rol oynadı.
Şubat 2024’te, spot Bitcoin ETF’leri iki haftalık dönemde Bitcoin’e yapılan yeni yatırımların yüzde 75’ini oluşturuyordu. Bu da BTC fiyatının 50 bin doların üzerine çıkmasında itici güç olmuştu.
SPOT BITCOIN ETF’Sİ NEDİR?
ETF (Exchange-Traded Fund), yani Borsa Yatırım Fonu, borsada hisse senedi gibi işlem gören bir yatırım aracı. Bir ETF, içeriğinde hisse senetleri, emtialar (altın, petrol), tahviller veya Bitcoin gibi varlıklar bulundurabilir. Yani bir ETF satın alanlar, o ETF’nin tuttuğu varlıklara dolaylı olarak yatırım yapmış oluyor.
Bir spot Bitcoin ETF’si ise gerçek Bitcoin satın alıyor ve bu Bitcoin’i saklıyor. Yatırımcı ise borsada o ETF’nin hisselerini alarak fiilen Bitcoin’e sahip olmadan Bitcoin fiyatına doğrudan maruz kalıyor. Buradaki “spot”, fonun gerçek Bitcoin tuttuğu anlamına geliyor.
Kısacası spot ETF, gerçek Bitcoin alıp saklarken, vadeli (futures) ETF ise Bitcoin’in fiyatına dayalı vadeli kontratlar alıyor ve gerçek Bitcoin tutmuyor.
-
Gündem1 hafta önce
“DAĞ Plakalı Lüks Araç Çetesi Çökertildi: Aksaray ve Laleli’de 50 Milyar TL’lik Sahte-Siren Operasyonu”
-
Gündem1 hafta önce
Çanakkale’de Kabinde Gizli Çekim Skandalı: Uygunsuz Fotoğrafları Çeken Meslektaşı Olarak Görev Yapan Doktor Tutuklandı
-
Gündem3 gün önce
Ankara’da Kahreden Konteyner İnfazı: Anne Hayatını Kaybetti, 12 Yaşındaki Oğlu Ölü Numarasıyla Kurtuldu
-
Gündem2 gün önce
Ankara’da Çatıya Çıkma Umuduyla Çıktılar: Yangın Faciasında Anne, Bebek ve Güvenlik Görevlisi Dumandan Zehirlendi
-
Gündem1 hafta önce
Pençe‑Kilit Harekatı’nda Metan Gazı Faciası: Şehit Sayısı 12’ye Yükseldi
-
Gündem1 hafta önce
“Pençe‑Kilit’te Metan Faciası: 12 Kahraman Askerimiz Memleketlerinde Son Yolculuklarına Uğurlanıyor”
-
Teknoloji5 gün önce
Meta’dan Apple’ın Yıldız Mühendisi Ruoming Pang’a 200 Milyon Dolarlık Rekor Teklif
-
Gündem6 gün önce
Pençe‑Kilit Bölgesi’nde Metan Gazı Faciası: Kuzey Irak’ta 12 Mehmetçiğimiz Nasıl Şehit Oldu?