Gündem
“İlişkilerde Sağlıksız Tercihler: Kadınlar Neden Bazen Kendilerine Zarar Verebilecek Partnerlere Yönelebilir?”
İlişkilerde Sağlıksız Tercihler: Kadınlar Neden Bazen Kendilerine Zarar Verebilecek Partnerlere Yönelebilir?
İlişki dinamikleri karmaşıktır ve “kadınlar neden hep yanlış kişileri seçer?” sorusu, popüler kültürde sıkça karşımıza çıkar. Ancak, bu soruyu “ahlaksızlık” veya “tembellik” gibi yargılayıcı ve genelleyici kavramlarla açıklamak hem gerçeği yansıtmaz hem de bireylerin yaşadığı gerçek psikolojik ve sosyal zorlukları görmezden gelir. Bu makalede, bazı kadınların kendileri için uygun olmayan, hatta zarar verici olabilecek partnerlere yönelmesinin altında yatan karmaşık psikolojik ve sosyolojik nedenleri ele alacağız.
1. Bağlanma Stillerinin Derin Etkisi
Çocukluk Deneyimleri: Erken çocukluk döneminde ebeveynlerle kurulan ilişki, yetişkinlikteki romantik bağlanma stillerini şekillendirir.
Kaygılı Bağlanma: Tutarsız, reddedici veya ilgisiz bir ebeveynle büyüyen bireyler, yetişkinlikte genellikle “kaygılı bağlanma” stili geliştirebilir. Bu kişiler partnerlerine aşırı bağımlılık duyabilir, terk edilme korkusuyla sağlıksız ilişkilere tutunabilir veya partnerlerinin ilgisini sınamak için bilinçsizce zorlayıcı davranışlar sergileyen kişilere yönelebilir. Sevgiyi “istikrarsız” veya “koşullu” olarak öğrenmişlerdir.
Kaçıngan Bağlanma: Duygusal olarak ulaşılamaz ebeveynler, kişinin “kaçıngan bağlanma” geliştirmesine yol açabilir. Bu kişiler, duygusal olarak ulaşılamaz partnerleri (örneğin, işe kendini aşırı veren, duygularını paylaşmayan, bağlanmaktan kaçınan) bilinçsizce “tanıdık” bulup kendilerini rahat hissederler. Bu tanıdıklık, sağlıklı olandan daha rahat gelebilir.
2. Kendini Değersiz Hissetme ve İçselleştirilmiş İnançlar
Düşük Öz-Değer: Kendini yeterince değerli, sevilmeye layık veya yeterince “iyi” hissetmeyen bireyler, kendilerine kötü davranan, ilgi göstermeyen veya sorumluluk almaktan kaçınan partnerleri kabul edebilir. “Ben zaten daha iyisini hak etmiyorum” veya “Bu ilişki, benim layık olduğum tek şey” gibi içselleştirilmiş inançlar bu tercihlere yol açabilir.
Kurtarıcı/Kurtarılma Fantazisi: Bazı bireyler partnerlerini “kurtarma” veya “düzeltme” ihtiyacı hissedebilir. İşsiz, hedefsiz veya sorunlu bir partneri “düzeltmek”, kendilerini değerli, güçlü ve ihtiyaç duyulan biri hissettirebilir. Ancak bu dinamik, genellikle tükenmişliğe ve hayal kırıklığına yol açar. Diğer taraftan, “kurtarılmayı” bekleyen bir tutum da benzer şekilde sağlıksızdır.
3. Travma Bağları ve Tanıdık Acı
Travmatik Bağlanma (Trauma Bonding): Özellikle duygusal, fiziksel veya ekonomik şiddet içeren ilişkilerde, şiddet döngüsünün (gerginlik birikimi – patlama – pişmanlık/balayı) bir parçası olan “balayı” evreleri, yoğun bir bağlılık ve bağımlılık yaratabilir. Kurban, partnerinin “iyi” haline tutunur ve onu değiştirebileceğine inanır. Bu bağ, rasyonel olmaktan çok travmatik bir bağdır.
Tanıdık Olanın Rahatlığı: İstikrarsız, kaotik veya duygusal olarak soğuk bir aile ortamında büyüyen bireyler, benzer dinamikleri yetişkin ilişkilerinde bilinçsizce arar. Bu kaos ve istikrarsızlık, rahatsız edici olsa bile “tanıdık” ve dolayısıyla bir anlamda “güvenli” gelir. Sağlıklı, istikrarlı ve sakin bir ilişki ise yabancı ve hatta sıkıcı hissedilebilir.
4. Toplumsal Baskılar ve Kalıp Yargılar
: “Kadının Görevi” KalıplarıBazı geleneksel kalıplar, kadının erkeği “idare etmesi”, “eğitmesi” veya “annelik” yapması gerektiğini dayatabilir. Bu, sorumluluk almaktan kaçınan partnerlerle ilişkiyi normalleştirebilir veya kadının kendini bu rolü üstlenmekle yükümlü hissetmesine neden olabilir.
Ekonomik Bağımlılık Korkusu: Bazı kadınlar, kendi ekonomik özgürlüklerini kaybetme korkusuyla (örneğin, çocuk bakımı nedeniyle kariyere ara vermek), ilişkiyi sürdürmek için partnerlerinin olumsuz davranışlarını tolere edebilir. Bu, bir “tercih” değil, çaresizlik durumudur.
Yalnız Kalmak” Korkusu: Toplumda, özellikle belli bir yaşın üzerindeki kadınlar için “yalnız kalma” korkusu yoğun bir baskı oluşturabilir. Bu korku, mevcut ilişki ne kadar sağlıksız olursa olsun, onu sürdürmek için güçlü bir motivasyon olabilir.
5. Yanlış “Güçlü Erkek” Algısı ve Manipülasyon
Manipülatif Davranışların Yanlış Yorumlanması:ontrolcü, kıskanç, aşırı talepkar veya duygusal manipülasyon (gaslighting) yapan erkekler, bu davranışları bazen “aşırı sevgi”, “ilgi” veya “güçlü karakter” gibi yanlış algılanabilir. Özellikle genç veya deneyimsiz bireyler, bu davranışları “tutku” veya “bağlılık” zannedebilir.
Kısa Vadeli “Heyecan”ın Cazibesi: Bazı sağlıksız partnerler, ilişkinin başında yoğun bir heyecan, tutku ve ilgi sunabilir (love bombing). Bu, uzun vadeli istikrar, güven ve karşılıklı saygı sunan ama daha sakin başlayan bir ilişkiden daha çekici gelebilir.
Sonuç ve Sağlıklı İlişki İçin Öneriler
“Kadınlar neden ‘yanlış’ kişileri seçer?” sorusunun tek ve basit bir cevabı yoktur. Bu durum, kişinin geçmiş travmaları, bağlanma şekli, öz-değer algısı, içselleştirdiği toplumsal mesajlar ve mevcut yaşam koşulları gibi birçok faktörün karmaşık etkileşimi sonucu ortaya çıkabilir. Bu bir “ahlaksızlık” veya “tembellik” meselesi değil, genellikle derin psikolojik ihtiyaçlar, öğrenilmiş davranış kalıpları ve dış baskıların sonucudur.
Sağlıklı Bir İlişkiye Yönelmek İçin:
1. Kendini Tanı ve Sev: Öz-değerinizi güçlendirin. Kendi ihtiyaçlarınızın, sınırlarınızın ve değerlerinizin farkında olun.
2. Geçmişi Anla: Çocukluk deneyimlerinizin ve bağlanma stilinizin şu anki ilişki tercihlerinizi nasıl etkilediğini düşünün. Profesyonel destek (terapi) bu konuda çok etkilidir.
3. Sınırları Belirle ve Koru: Net, sağlıklı sınırlar koymayı ve bunları korumayı öğrenin. Sınırlarınızı sürekli ihlal eden bir ilişki sağlıklı değildir.
4. “Kurtarıcı” Rolünden Kaçın: Partnerinizin sorunlarını çözmek sizin göreviniz değildir. Her yetişkin kendi sorumluluğunu almalıdır.
5. İstikrar ve Güveni Önceliklendirin: Tutkulu başlangıçlardan çok, uzun vadede istikrar, karşılıklı saygı, güven ve açık iletişim sunan ilişkileri arayın.
6. Baskılara Boyun Eğmeyin: “Evlenmeli”, “Çocuk sahibi olmalı”, “Yalnız kalmamalı” gibi dış baskılar yerine, kendi mutluluğunuzu ve iyiliğinizi merkeze alın.
Unutmayın: Sağlıklı bir ilişki, karşılıklı saygı, güven, destek, açık iletişim ve her iki partnerin de bireyselliğini koruyabildiği bir ortamda gelişir. Kendinizi anlamak ve değer vermek, “doğru” kişiyi seçme yolundaki en önemli adımdır.
HAZIRLAYAN EDİTÖR : FATİH DOĞAN