Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Politika

Gelecek Partisi’nden Sert Tepki: “Allah Affetsin, Kandırıldık!”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Gelecek Partisi’nin resmi sosyal medya hesabından yapılan “Allah affetsin, kandırıldık” paylaşımı ve Serap Yazıcı Özbudun’un AK Parti’ye geçiş sürecindeki çarpıcı açıklamaları detaylı şekilde inceleniyor. Parti tepkisi, siyaset gündemine etkileri ve muhalif yorumlar bu makalede.

Haber Özeti

Gelecek Partisi, kurucularından Prof. Dr. Serap Yazıcı Özbudun’un CHP listesinden seçilip AK Parti’ye katılmasının ardından düzenlediği basın toplantısını alıntılayarak resmi X (Twitter) hesabından; “Allah affetsin, kandırıldık!” paylaşımı yaptı. Bu sert tepki, siyaset kulislerinde geniş yankı buldu.


1. Olayın Geçmişi ve Zaman Çizelgesi

  • 22 Şubat 2025: Serap Yazıcı Özbudun, CHP’den istifa ettiğini açıkladı.

  • 23 Şubat 2025: Resmen AK Parti saflarına katıldı.

  • 8 Temmuz 2025, 20:15: Gelecek Partisi’nin resmi sosyal medya hesabından, Özbudun’un TBMM’deki basın toplantısı görüntüsü alıntılanarak “Allah affetsin, kandırıldık!” notu düştü.


2. Serap Yazıcı Özbudun’un Basın Toplantısı

Prof. Dr. Serap Yazıcı Özbudun, TBMM’deki konuşmasında şu vurguları yaptı:

  • “Milletin bana verdiği oy, alın terimin karşılığıdır. Seçmeni asla yanıltmadım.”

  • “Ben akademik kariyerimle var oldum; ne söz verdiysem arkasındayım.”

  • Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarının korunması mesajlarını sürdürdüğünü belirtti.
    Bu sözler, mensubu olduğu Gelecek Partisi tarafından “aldatıldık” izlenimi yaratacak şekilde yorumlandı.


3. Gelecek Partisi’nin Sosyal Medya Tepkisi

Parti hesabından yapılan paylaşım kısa ve vurucu:

“Allah affetsin, kandırıldık!”
Bu not, hem seçmen bazında hem de muhalif çevrelerde infial yarattı. Tweet, çok sayıda paylaşım ve yorumla hızla yayılırken parti içindeki hayal kırıklığı da kamuoyuna yansıdı.


4. Siyasi Yansımalar ve Analiz

  • Muhalefet Bloku: Bazı siyasetçiler, Gelecek Partisi tepkisini “seçmen güveninin ne kadar kırılgan olduğunu” gösteren örnek olarak nitelendirdi.

  • AK Parti Cephesi: Yazıcı’nın AK Parti’ye geçişi savunulurken, “değerleri ve ilkeleri doğrultusunda hareket ettiği” vurgulandı.

  • Kamuoyu: Sosyal medyada iki ayrı kutuplaşma gözlemlendi; bir kesim “Siyasetin doğası bu”, diğer kesim ise “seçmen adına utanç verici” yorumları yaptı.


5. Gelecek Partisi İçin Ne Anlama Geliyor?

  1. Güven Sorunu: Parti, kurucularından birinin ayrılığına tepkisini güçlü bir ifadeyle gösterdi.

  2. İmaj Yönetimi: Sert paylaşım, “siyasi ahlak ve sözleşme kavramlarına” dikkat çekti.

  3. Seçmen Etkisi: Önümüzdeki yerel ve genel seçimlerde güvenilirlik tartışmaları alevlenebilir.


Sonuç

Gelecek Partisi’nin “Allah affetsin, kandırıldık!” tepkisi, Türkiye siyasetinde ittifak dinamikleri ve parti içi bağlılık konularını yeniden gündeme taşıdı. Serap Yazıcı Özbudun’un AK Parti’ye geçişi ve ardından gelen bu paylaşım, siyasi aktörlerin güven algısını ve hatırı sayılır seçmen kayıplarının önlenmesi stratejilerini gözden geçirmesine neden olacak gibi görünüyor.

Politika

Eski İsrail istihbarat şefinden Tel Aviv’e Türkiye uyarısı!

Yayımlandı

üzerinde

Eski İsrail istihbarat şefinden Tel Aviv’e Türkiye uyarısı!

‘Bölge kaynama noktasında, çatışma kaçınılmaz’

FATİHDOGANMEDYA | 27 Kasım 2025 — 14:30 (İstanbul) · Okuma süresi: 4 dk

Emekli üst düzey bir İsrail istihbarat yetkilisinin Tel Aviv yönetimine yönelik uyarıları gündeme damga vurdu. Uzmanlar, bölgedeki askeri, diplomatik ve jeopolitik dengelerin son dönemde hızla değiştiğini; yanlış hesaplamaların gerilimi tırmandırarak açık çatışmaya yol açabileceği uyarısında bulunuyor. Bu haber, Türkiye-İsrail geriliminin arka planı, olası senaryolar ve askeri-stratejik göstergeleri bir arada sunuyor.


Ana Başlık: Uyarının kaynağı ve ne söylüyor?

Son günlerde Tel Aviv yönetimine yapılan uyarı, ismi açıklanmayan ancak geçmişte üst düzey görevlerde bulunmuş bir İsrailli istihbarat yetkilisinin değerlendirmelerine dayanıyor. Yetkili, bölgedeki çatışma hatlarının genişlediğini, Türkiye’nin bölgesel pozisyonunu güçlendirmesi ve aktörler arasındaki misilleme riskinin artmasının doğrudan bir çatışma riskini beraberinde getirdiğini belirtti. İsrailli eski güvenlik çevrelerinden gelen benzer değerlendirmeler son aylarda artış gösterdi.

Neden önemli? Bu tür uyarılar, sadece iki ülke arasındaki ilişkiler açısından değil; Suriye, Lübnan (Hezbollah), İran ve Doğu Akdeniz etrafında şekillenen çok taraflı risk ağı açısından da kırılganlık işareti sayılıyor. Uluslararası ve bölgesel aktörlerin çatışmayı önlemeye dönük adımları gecikirse, bir yanlış hesaplama domino etkisi yaratabilir.


Arka plan: Neler oldu, hangi gelişmeler gerilimi tırmandırdı?

  • Türkiye’nin bölgesel askeri profili: Ankara son dönemde Suriye, Doğu Akdeniz ve savunma alımları üzerinden bölgedeki etkisini genişletiyor; bu durum Tel Aviv dahil bazı başkentlerde stratejik endişeye yol açtı.

  • İsrail içi değerlendirmeler: İsrail’in eski istihbarat ve askeri çevrelerinden gelen analizler, hükümet politikalarının dış ilişkilerde yeni riskler doğurduğu yönünde uyarılar içeriyor. Bu sesler, hem askeri hem de diplomatik planlamada dikkat çekiyor.

  • Resmi/sivil komitelerin raporları: Bazı İsrail iç komiteleri ve analiz grupları, Türkiye ile doğrudan bir çatışma olasılığını değerlendiren senaryoları masaya koyduğunu bildirdi. Bu raporlar, politika yapıcılar üzerinde baskı oluşturuyor.


Uzman analizleri: Olası senaryolar ve riskler

  1. Sınır-ötesi hava/deniz hareketleri — Yüksek: Hava sahası ihlalleri veya deniz çatışmaları aniden tırmanabilir; insani hatalar (ör. tanımlama hatası) ile lokal çatışmalar genişleyebilir.

  2. Proxy/yerel aktörlerin kullanımı — Orta-yüksek: Bölgedeki vekâlet grupları vasıtasıyla yıpratma stratejileri, doğrudan devletler arası çatışmayı tetikleyebili

  3. Diplomatik yumuşama veya gerilim tırmanışı — Belirsiz: Uluslararası arabuluculuk, gerilimi düşürebilir; fakat jeopolitik dengelerdeki hızlı değişimler çözümü zorlaştırıyor.


Türkiye ve İsrail açısından kısa değerlendirme

  • Türkiye: Bölgesel nüfuzunu güçlendirme, askeri kapasite artırımı ve diplomasi kanalları ile hedeflerine ulaşma eğiliminde. Bu strateji bazı komşu devletlerde endişe yaratıyor.

  • İsrail: Güvenlik eliti içinde artan uyarılar ve risk senaryoları, Tel Aviv’in hem savunma hem dış politika duruşunu yeniden değerlendirmesine neden oluyor. Eski üst düzey isimlerin açıklamaları bu tartışmayı kamusal alana taşıdı.


Olası sonuçlar — En kötü ve en iyi senaryolar

  • En kötü senaryo: Küçük çaplı bir provokasyonun tırmanarak hava/deniz çatışmasına dönüşmesi; bölge aktörlerinin farklı cephelerden müdahil olması.

  • En iyi senaryo: Yoğun diplomasi, üçüncü taraf arabulucuları ve bölgesel mekanizmalar sayesinde gerilimin soğutulması ve tarafların kabiliyetlerini yeniden dengelemesi.


Son söz

Emekli istihbarat yetkilisinin uyarısı, bölgedeki mevcut dengenin kırılganlığına dikkati çekiyor. Ankara-Tel Aviv hattında yaşanacak her yeni gelişme, sadece iki ülkeyi değil, geniş bir coğrafyayı etkileme potansiyeline sahip. FatihDoganMedya olarak izlemeye devam ediyoruz — gelişmeler netleştikçe kapsamlı analizler ve sahadan raporlarla okuyucularımızı bilgilendireceğiz.

Okumaya Devam Et

Politika

SON DAKİKA | MGK’dan 7 maddelik bildiri: “Bölgemizde teröre yer yok”

Yayımlandı

üzerinde

SON DAKİKA | MGK’dan 7 maddelik bildiri: “Bölgemizde teröre yer yok”

Yayın: 26 Kasım 2025, 19:49 (İstanbul) — Okuma süresi: 3 dk

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde toplanan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının ardından 7 maddelik yazılı bildiri yayımlandı. Bildiride “Terörsüz Türkiye” hedefi teyit edilirken, “bölgemizin geleceğinde terör ve şiddetin hiçbir tezahürüne yer yok” vurgusu yapıldı. Toplantıda Suriye, Gazze, Sudan, Rusya-Ukrayna ve Güney Kafkasya gelişmeleri de ele alındı.


Kurulun ana tespitleri (kısa, net)

MGK bildirisinin halka açık özetinde öne çıkan başlıklar şöyle toplandı (orijinal metnin ruhuna sadık, özgün özet):

  1. Terörle mücadelede kararlılık: PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ başta olmak üzere terör örgütlerine karşı yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerin değerlendirildiği, tehditlere karşı kararlılığın sürdürüleceği belirtildi.

  2. “Terörsüz Türkiye” hedefi: Terörün tam ve kalıcı biçimde sona erdirilmesine yönelik çalışmaların ele alındığı; bölgenin geleceğinde terör ve şiddetin kabul edilmeyeceği vurgulandı.

  3. Suriye’ye destek ve istikrar çağrısı: Suriye’deki olumlu adımlar memnuniyetle karşılandı; Türkiye’nin Suriye halkının huzuru ve güvenliği için desteğini sürdüreceği kaydedildi.

  4. Gazze ve ateşkes: Türkiye’nin mimarlarından olduğu ateşkesin bölgedeki insani krizin durdurulmasında hayati olduğu; ateşkesi ihlal eden taraflara son verilmesi çağrısı yapıldı. Türkiye, sonrasındaki yapıcı süreçlerde sorumluluk almaya hazır olduğunu bildirdi.

  5. Sudan’da insani endişe: Sudan’daki çatışmaların durdurulması, sivillerin korunması ve ülke egemenliğine saygı çağrısı yapıldı; uluslararası aktörlerle iş birliği isteniyor.

  6. Rusya-Ukrayna savaşı: Savaşın tırmanma riskine dikkat çekildi; diplomasiyle çözüm arayışlarının önemi vurgulanıp Türkiye’nin barış çabalarının sürdürüleceği ifade edildi.

  7. Güney Kafkasya iş birliği: Azerbaycan-Ermenistan barış sürecinde kaydedilen olumlu adımlar memnuniyetle karşılandı; bölgesel iş birliği ve kalkınma hedefleri desteklendi.


Arka plan — neden bugün önemli?

Bu toplantı, Meclis Süreç Komisyonu heyetinin İmralı ziyareti sonrası yapılan ilk MGK toplantısı olarak dikkat çekiyor; kurulda İmralı görüşmesinin siyasi ve güvenlik boyutları da ele alındı. Bu bağlamda “terörsüz bölge” hedefi ve sahadaki uygulamaların takip edileceği mesajı öne çıktı.


Ne değişecek? Kısa analiz

  • Güvenlik politikası: Bildiri, hükümetin terörle mücadelede hem yurt içi hem yurt dışı taktikleri sürdürmeye hazır olduğunu teyit ediyor; sahadaki operasyonel yaklaşımlarda süreklilik beklenebilir

  • Dış politika: Gazze ve Suriye başlıkları, Türkiye’nin diplomatik ve insani rolünü güçlendirme niyetinin göstergesi. Sudan ve Güney Kafkasya mesajları bölgesel diplomasiye ağırlık verileceğini işaret ediyor.

Okumaya Devam Et

Politika

İmamoğlu’na yönelik “çıkar amaçlı suç örgütü” iddianamesi kabul edildi — Dava açıldı

Yayımlandı

üzerinde

İmamoğlu’na yönelik “çıkar amaçlı suç örgütü” iddianamesi kabul edildi — Dava açıldı

FATİHDOGANMEDYA / Hukuk & Siyaset
Tarih: 25 Kasım 2025 | Saat: 11:00 (İstanbul)
Okuma süresi: 3–4 dakika

İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve 407 şüpheliyi kapsayan iddianameyi kabul ederek dava açılmasına karar verdi. İddianamede, aralarında tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu için ayrı ayrı binlerce yıla varan hapis cezaları talep ediliyor; iddianame yaklaşık 3–4 bin sayfa büyüklüğünde olduğu belirtiliyor.


Mahkeme kararı: İddianame kabul edildi

İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi, soruşturma kapsamında hazırlanan iddianameyi inceleyip iddianamenin kabulüne karar verdi. Böylece dosya ağır ceza mahkemesinde dava olarak ele alınacak. Karar resmi tutanaklarla mahkeme kayıtlarına geçirildi.

Dosyanın kapsamı ve şüpheli sayısı

İddianame, 407 şüpheli hakkında düzenlendi; bunların 105’i tutuklu durumda. Dosya kapsamındaki suçlamalar arasında “suç işleme amacıyla örgüt kurma”, “rüşvet”, “ihale usulsüzlükleri”, “kamu kurumlarına zarar verme”, “kişisel verileri ele geçirme/yayma” ve “para aklama” gibi çok sayıda iddia yer alıyor.

İmamoğlu için istenen cezalar

İddianamede, “örgüt yöneticisi” olarak gösterilen Ekrem İmamoğlu hakkında 828 yıldan 2.352 yıla kadar değişen oranlarda hapis cezaları talep edildiği aktarılıyor. İddianamede İmamoğlu’nun farklı eylemlerden sorumlu tutulduğu ve çok sayıda ayrı suçlamanın bir arada yer aldığı belirtiliyor.


İddianamenin boyutu ve hazırlık süreci

Savcılığın sunduğu iddianamenin sayfa sayısına ilişkin farklı rakamlar verilse de haber kaynakları yaklaşık 3 bin–4 bin sayfa büyüklüğünde olduğunu bildiriyor. İddianamenin hazırlanma süreci ve delil toplama çalışmaları aylar sürmüştü; soruşturma kapsamında çok sayıda kurum ve kişiden evrak toplandığı belirtildi.


Bir sonraki adımlar: Duruşma takvimi

Mahkeme tensip (dava açma) kararını verip iddianameyi kabul ettikten sonra dava evrakı takvime bağlanacak; duruşma tarihleri mahkeme takvimi doğrultusunda belirlenecek. Resmi duruşma tarihleri ve tensip zaptı mahkeme kanalıyla ilan edilecek. Avukatlar ve taraflar UYAP üzerinden duruşma bilgilerine erişebileceklerini açıkladı.


Taraflardan ve siyasi yansımalar

CHP ve avukatları iddialara ilişkin hukuki itiraz haklarını kullanacaklarını açıklarken; soruşturmayla ilgili siyasi tartışma ve kamuoyu tepkileri de gün boyu sürdü. Siyasi aktörlerin ve meslek odalarının açıklamaları, dava sürecinde kamuoyunun dikkatini çekecek. (Açıklamalar mahkeme kayıtları ve taraf beyanlarına göre takip edilecektir.)


Neden önemli?

  • İddianamenin kabulü, Türkiye siyasetinde ve yerel yönetim denetiminde geniş yankı uyandıracak bir hukuki süreci başlatıyor.

  • Dosya büyüklüğü, şüpheli sayısı ve talep edilen cezaların boyutu, davanın uzun ve karmaşık olacağının sinyallerini veriyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar