Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Teknoloji

En değerli şirketi yönetiyor: Nvidia CEO’su hangi bölümü okumak istediğini açıkladı

Yayımlandı

üzerinde

Yakın zamanda Apple’ı geçerek bir süre boyunca dünyanın en değerli şirketi olan çip firması Nvidia’nın CEO’su Jensen Huang, bugün 22 yaşında bir öğrenci olsaydı, yazılım değil fiziksel bilimler alanında eğitim almayı tercih edeceğini söyledi.

Çin’in başkenti Pekin’de gazetecilerle bir araya gelen Huang’a, “Bugünün 22 yaşındaki mezun Jensen Huang’ı olsaydınız, aynı hırsla hangi alana odaklanırdınız?” sorusu yöneltildi. Huang, buna şu yanıtı verdi:

“Bugünün 20 yaşındaki mezunu olan genç Jensen, muhtemelen yazılım bilimleri yerine fiziksel bilimleri seçerdi.”

Huang, üniversiteden 20 yaşında mezun olduğunu ve aslında iki yıl erken bitirdiğini de belirtti.

FİZİKSEL BİLİMLER NELER?

Huang’ın sözünü ettiği fiziksel bilimler; canlılardan ziyade cansız sistemleri inceleyen geniş bir bilim alanı. Fizik, kimya, astronomi ve yer bilimleri gibi konuları kapsıyor.

Huang, 1984’te Oregon Eyalet Üniversitesi’nden elektrik mühendisliği diploması almış, ardından 1992’de Stanford Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamlamıştı. Yaklaşık bir yıl sonra, 1993 Nisan’ında Chris Malachowsky ve Curtis Priem ile birlikte San Jose’de bir Denny’s restoranında Nvidia’yı kurmuştu.

Bugün Huang’ın liderliğindeki Nvidia, dünyanın en değerli şirketlerinden biri haline geldi. Geçen hafta şirketin piyasa değeri 4 trilyon doları aşarak yeni bir rekora imza attı.

FİZİKSEL GELİYOR

Huang, fiziksel bilimlere yönelme arzusunu detaylandırmasa da, uzun süredir üzerinde durduğu kavramlardan biri “fiziksel yapay zeka”.

CNBC’nin aktardığına göre iş insanı bunu, yapay zekadaki “bir sonraki dalga” olarak görüyor.

Huang, yapay zekanın gelişimini şu şekilde sınıflandırıyor:

– Algısal yapay zeka (Perception AI):

Yaklaşık 12-14 yıl önce AlexNet ile başlayan, makinelerin görsel tanıma becerileri kazandığı dönem.

– Üretken yapay zeka:

Bilginin anlamını kavrayabilen ve bunu farklı dillere, görsellere, kodlara dönüştürebilen ChatGPT gibi sistemlerin yükselişi.

– Akıl yürütme yapay yekası (Reasoning AI):

Halihazırda aktif olan bu aşama da yapay zekanın problemi analiz edip çözüm üretebildiği bir düzeye ulaştığını gösteriyor. Huang bu aşamada geliştirilen sistemlere “agentic AI” yani “etken yapay zekalar” diyor.

– Sıradaki aşama fiziksel yapay zeka:

Huang’a göre sıradaki evre, fizik yasalarını, sürtünmeyi, eylem ve tepki ilişkilerini anlayabilen yapay zekalar olacak.

Örneğin bu sistemler, bir topun nereye yuvarlanacağını öngörebilecek, görünmeyen bir nesnenin varlığını tahmin edebilecek, bir nesneye zarar vermeden nasıl tutulacağını hesaplayabilecek ve bir arabanın arkasındaki yayayı tahmin edebilecek.

Huang bu evreyi şöyle özetliyor:

“Fiziksel yapay zekayı alıp fiziksel bir nesneye koyduğunuzda, robotik elde edersiniz.”

GELECEĞİN FABRİKALARI

Amerika’da yeni fabrikalar inşa ettiklerini belirten Huang, bu tesislerin tamamen robotik sistemlerle donatılmasının büyük önem taşıdığını da söyledi.

CEO, “Önümüzdeki 10 yıl içinde inşa edeceğimiz fabrikalar son derece robotik olacak. Bu sayede dünya genelindeki ciddi işgücü açığını dengeleme şansımız olacak” dedi.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Teknoloji

CERN deneyi: Varlığın nedenine dair ipucu bulundu

Yayımlandı

üzerinde

Bilim insanlarına göre Büyük Patlama sırasında eşit miktarda madde ve antimadde oluştu. Ancak bu iki tür birbiriyle karşılaştığında birbirini yok eder. Teoride, bu durumun evrende hiçbir şey kalmamasına yol açması gerekirdi. Oysa bugün burada olduğumuza göre bu denge bir noktada bozuldu. İşte bilim insanları da bu bozulmanın nasıl gerçekleştiğini anlamaya çalışıyor.

AYNA BOZULMASI

CERN’in Mart 2025’te yayımladığı ve şimdi hakemli bilim dergisi Nature tarafından da onaylanan araştırmaya göre, madde ve antimadde arasında doğadaki temel yasaların işleyişinde küçük ama çok önemli bir fark var. Bu fark, yük-parite (CP) simetrisinin ihlali olarak adlandırılıyor.

Normalde parçacıklar ile antimadde karşılıkları aynı kütleye, ancak zıt yüke sahip olur. Ancak bu parçacıklar başka parçacıklara dönüşürken —örneğin radyoaktif bozunmalar sırasında— bu simetri kırılabiliyor. Sonuç olarak, bazı parçacıklar ve karşılıkları farklı oranlarda bozunabiliyor.

SİMETRİ İHLALİ GÖZLENDİ

Bu tür CP simetrisi ihlali daha önce mezon adı verilen parçacıklarda görülmüştü. Ancak maddeyi oluşturan temel yapı taşları olan baryonlar (proton ve nötron gibi) için böyle bir gözlem ilk kez yapıldı.

Büyük Hadron Çarpıştırıcısı, hem madde hem de antimaddeden oluşan çok sayıda baryon üretip bunların bozunmalarını inceleyerek, bu parçacıkların simetriyi nasıl ihlal ettiğini gösterdi. Araştırmaya göre baryonlar bozunurken, antimaddeye kıyasla çok az da olsa daha fazla madde üretiyor.

Her ne kadar bu gözlem, evrendeki madde fazlalığını açıklamak için çok önemli bir adım olsa da, araştırmada belirtilen fark astronomik gözlemlerle karşılaştırıldığında hala çok küçük kalıyor. Yani mevcut fizik kuramı olan Standart Model, bu asimetrinin tamamını açıklamaya yetmiyor.

Bu nedenle bilim insanları, maddenin antimaddeye üstün gelmesini sağlayan daha fazla CP ihlali kaynağı olduğunu ve bunların henüz keşfedilmediğini düşünüyor.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Japonya’da internet hızı rekoru

Yayımlandı

üzerinde

Yapay zeka eğitimi, kuantum bilgisayarlar, 8K yayınlar ve devasa bulut yedeklemeleri gibi alanlarda dünyanın giderek artan veri ihtiyacı yeni hız rekorlarıyla karşılanıyor. 

SANİYEDE 402 TERABİT

Ulusal Bilgi ve İletişim Teknolojileri Enstitüsü’nün (NICT) öncülüğünde yürütülen çalışmada, standart optik fiber kablolar üzerinden saniyede tam 402 terabit (Tbps) veri aktarımı sağlandı. Bu, mevcut ABD ortalaması olan 100 Mbps’nin yaklaşık 4 milyon katı bir hız anlamına geliyor. Başka bir deyişle, bu hızla tüm Netflix kütüphanesi saniyeler içinde indirilebiliyor, ya da 12 bin 500 HD film tek seferde aktarılabiliyor.

YENİ NESİL OPTİK YÜKSELTİCİLER KULLANILDI

Araştırmacılar, ticari olarak satılan standart fiber kablolar üzerinden 50 kilometrelik mesafede bu hıza ulaştı. Bunu, çok bantlı dalga boyu bölmeli çoğullama ve yeni nesil optik yükselticiler kullanarak başardılar. Bu sayede mevcut altyapının büyük yatırımlar gerektirmeden kullanılabileceği kanıtlandı.

DAHA ÖNCE DE REKOR KIRILMIŞTI

Japonya, 2023’te 319 Tbps hıza ulaşarak rekor kırmıştı. Yeni sistem, sinyal kaybını minimuma indiren yeni teknolojilerle bu rekoru katladı. Dünya ortalamalarına bakıldığında Avrupa’nın en iyi hızları 1 Gbps civarında kalırken, yeni nesil 6G teknolojisinin hedefi bile bu hızın çok gerisinde kalıyor. Bu gelişme; sanal gerçeklikten büyük veri analizine kadar pek çok alanda devrim yaratabilir, veri merkezlerinin enerji verimliliğini artırabilir.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Kuzey Kore’de sessiz hazırlık: “Kendi ChatGPT’sini geliştirecek”

Yayımlandı

üzerinde

‘nin, kendi yapay zeka teknolojisini geliştirme hedefiyle altyapısını sessizce güçlendirdiği öne sürüldü.

Güney Kore’nin birleşme bakanlığına aday gösterilen Chung Dong-young, Pyongyang yönetiminin şu anda üç ayrı yarı iletken üretim tesisi işlettiğini ve bu tesislerden ikisinin daha önce kamuoyuna yansımamış olduğunu açıkladı.

“KENDİ CHATGPT’SİNİ GELİŞTİRECEK” İDDİASI

Mecliste konuşan Chung’a göre, bu çip fabrikaları başkent Pyongyang, Phyongsong ve Wonsan’da bulunuyor. Bu gelişme, uzun süredir teknolojik izolasyon altında bulunan Kuzey Kore’nin, yerli üretim kapasitesini artırdığına işaret ediyor. Ancak asıl dikkat çekici iddia, ülkenin “ChatGPT benzeri” bir yapay zeka sohbet robotu geliştirmeyi planladığı yönünde.

Uzmanlara göre Kuzey Kore’nin bu tür bir yapay zekayı üretmesi, veri setlerinden işlem gücüne kadar birçok temel unsurun eksikliği nedeniyle şimdilik pek mümkün görünmüyor.

Zira büyük dil modelleri, yoğun hesaplama kaynakları, geniş eğitim verisi ve güçlü bir altyapı gerektiriyor. Pyongyang ise ağır yaptırımlar, teknik kısıtlamalar ve uluslararası tecrit nedeniyle bu kaynaklardan mahrum durumda.

KUZEY KORE’NİN YAPAY ZEKAYA İLGİSİ

Buna rağmen, Kuzey Kore’nin yapay zekaya olan ilgisi yeni değil. Daha önce siber operasyonlar, hack girişimleri ve propaganda yazılımları gibi alanlarda algoritma temelli teknolojiler kullandığı biliniyor. Şimdi ise hedef, bu alanda bağımsız üretim kapasitesi oluşturmak olabilir.

Chung Dong-young’ın açıklamaları, hem Güney Kore güvenlik politikası hem de bölgesel dengeleri açısından yeni soru işaretleri doğurmuş durumda.

Her ne kadar “ChatGPT benzeri” bir yapay zekanın kısa vadede geliştirilebilmesi zor görünse de, Kuzey Kore’nin teknoloji alanındaki yönelimi, uluslararası kamuoyu tarafından dikkatle izleniyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar