Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Edirne’de Masaj Salonlarına Şok Operasyon: Gizli Bölmeler ve “Zil Sistemi” ile Polisten Kaçmaya Çalıştılar

Yayımlandı

üzerinde

Edirne’de Masaj Salonlarına Şok Operasyon: Gizli Bölmeler ve “Zil Sistemi” ile Polisten Kaçmaya Çalıştılar

13.12.2025 08:36

Edirne’de, masaj salonu görünümü altında fuhuş ve insan ticareti şebekesi işleten 15 şüpheli, 3 aylık takibin ardından düzenlenen operasyonla gözaltına alındı. İşletmelerde, denetimlere karşı erken uyarı veren zil sistemleri ve gizli bölmeler ortaya çıkarıldı.

Edirne’de, masaj salonu görüntüsü altında örgütlü fuhuş faaliyeti yürüten bir şebekeye yönelik düzenlenen operasyon, şüphelilerin denetimlerden kaçmak için geliştirdiği sofistike yöntemleri gözler önüne serdi. Polisin 3 ay süren teknik ve fiziki takibi sonucunda, 5 ayrı işletmeye eş zamanlı baskın düzenlendi.

Operasyonda gözaltına alınan 15 şüpheliden birinin, “birden fazla kişiyle birlikte yağma” suçundan 11 yıl 1 ay 10 gün kesinleşmiş hapis cezası bulunduğu ve “silahlı yağma” ile “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından da arandığı tespit edildi.

 

Operasyonun Detayları ve İlginç Bulgular

Edirne Emniyet Müdürlüğü Asayiş ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri, kent merkezinde faaliyet gösteren bazı masaj salonları hakkında “işletme konusu dışında faaliyet” şüphesiyle çalışma başlattı. Yapılan ön incelemelerde, bu işletmelerin müşterilere fuhuş amaçlı teklifler yaptığı, fuhuş için yer temin ettiği ve bu yolla haksız kazanç elde ettiği belirlendi.

· Operasyon Tarihi ve Kapsamı: Yaklaşık 3 aylık teknik ve fiziki takibin ardından, 12 Aralık 2025 tarihinde 5 masaj salonuna eş zamanlı operasyon düzenlendi.
· Gözaltı Sayısı: Operasyon kapsamında toplam 15 şüpheli gözaltına alındı.
· Mağdur ve İfade Sayıları: Salonlarda çalışan 23 kadın mağdur sıfatıyla ifade verirken, fuhuş yaptığı tespit edilen veya teklif yapılan 19 kişi de bilgi alma amaçlı olarak dinlendi.

Zil Sistemi ve Gizli Bölmeler

Operasyon sırasında en dikkat çeken bulgu, şüphelilerin denetim ve baskınlardan haberdar olmak için kurdukları “zil sistemi” oldu. Bu sistem, işletmelere yapılabilecek olası bir polis veya resmi denetimi anında içeriye haber vererek, suç unsurlarının hızla gizlenmesini sağlıyordu.

Ayrıca, işletmelerde yapılan aramalarda gizli bölmeler tespit edildi. Bu bölmelerin, olası bir operasyon sırasında delilleri ve şahısları saklamak amacıyla kullanıldığı değerlendiriliyor.

Ele Geçirilen Deliller

Polis ekipleri, operasyon kapsamında düzenlenen aramalarda önemli sayıda delile el koydu.

Ele Geçirilen Materyaller:

· Dijital materyaller (cep telefonu, bilgisayar, hard disk vb.)
· Cinsel içerikli ürünler
· Randevu defteri olarak kullanıldığı değerlendirilen evraklar.

Bu delillerin, soruşturma kapsamında şüphelilerin suç ilişkilerini aydınlatmak için kullanılacağı belirtildi.

Benzer Operasyonlar ve Türkiye Genelindeki Mücadele

Edirne’deki bu operasyon, son dönemde benzer işletmelere yönelik düzenlenen yakalama ve sorgulama faaliyetlerinin bir parçası. Farklı illerde de aynı tip işletmelere yönelik operasyonlar gerçekleştiriliyor.

Erzurum’da Mayıs 2025’te düzenlenen bir operasyonda, otel ve pansiyonlarda fuhuşa aracılık ettikleri tespit edilen 4 şüpheli gözaltına alınmış, 8 mağdur kadın kurtarılmıştı. Bu dosya kapsamında, suça karıştığı belirlenen kişilere toplam 2 milyon 137 bin 513 TL idari para cezası kesilmişti.

Ankara’da ise Aralık 2025’te, bir masaj salonunda müşterileri tacizle suçlayarak gasp ettikleri iddiasıyla 6 şüpheli tutuklanmıştı. Şüphelilerin, çalışan kadınların müşterilere yakınlık gösterdikten sonra “taciz edildim” diye bağırmasını senaryolaştırdığı ve ardından müşterileri tehdit ederek yüksek miktarlarda para çektikleri belirlenmişti.

Operasyon Sonrası Yasal Süreç

Edirne’de gözaltına alınan 15 şüphelinin, “Fuhşa Teşvik, Aracılık ve Yer Temini” suçlarından soruşturması sürüyor. Şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adli makamlara sevk edilecekleri öğrenildi.

· Olası Yaptırımlar: Bu suçlardan yargılanıp suçlu bulunmaları halinde şüpheliler için ağır hapis cezaları gündeme gelebilir.
· İdari Para Cezaları: Operasyon kapsamında tespit edilen ve fuhuş yaptığı belirlenen diğer şahıslara yönelik de idari para cezası uygulanması bekleniyor. Benzer operasyonlarda bu tür cezaların milyon TL seviyelerinde olduğu görülmektedir.

Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturmayı derinlemesine sürdürdüğü ve şebekenin finansal bağlantıları ile olası diğer şubeleri üzerine de çalışıldığı ifade ediliyor.

Gündem

Şarkıcı Güllü’nün Kızı Tutuklandı: “Tasarlayarak Kasten Yakınını Öldürme” Suçlaması

Yayımlandı

üzerinde

Şarkıcı Güllü’nün Kızı Tutuklandı: “Tasarlayarak Kasten Yakınını Öldürme” Suçlaması

11.12.2025 09:28

Son Güncelleme: 13.12.2025 12:53

Son Dakika | Arabesk müziğin sevilen ismi Güllü‘nün (Gül Tut) 26 Eylül’de Yalova’daki evinden düşerek hayatını kaybetmesine ilişkin soruşturmada, “tasarlayarak kasten yakınını öldürme” suçlamasıyla gözaltına alınan kızı Tuğyan Ülkem Gülter tutuklandı. Olay gecesi evde bulunan arkadaşı Sultan Nur Ulu ise ev hapsi şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakıldı.

Yalova, 13 Aralık 2025 — Ünlü şarkıcı Güllü’nün (52) ölümüyle ilgili soruşturmada şoke eden bir gelişme yaşandı. Kızı Tuğyan Ülkem Gülter, “tasarlayarak kasten yakınını öldürme” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Gülter’in yurt dışına kaçma hazırlığı sırasında yakalandığı ve TÜBİTAK analizlerinin cinayet şüphelerini güçlendirdiği öğrenildi.

Okuyacağınız Başlıklar:

· Olayın kronolojisi ve tutuklama kararı
· TÜBİTAK’ın ses analizi ve 3D simülasyon bulguları
· Sanık ve tanık ifadelerindaki çelişkiler
· Yurt dışına kaçış planının ayrıntıları

1. Olayın Kronolojisi ve Kritik Gelişmeler

Şarkıcı Güllü, 26 Eylül 2025 tarihinde Yalova’nın Çınarcık ilçesindeki 6. kattaki evinin penceresinden düşerek hayatını kaybetti. İlk başta kaza olarak değerlendirilen ölüm, ardından gelen bilirkişi raporları ve teknik incelemeler nedeniyle cinayet soruşturmasına dönüştü.

· Gözaltı ve Tutuklama: Soruşturma kapsamında, 9 Aralık’ta Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter ve olay gecesi evde bulunan arkadaşı Sultan Nur Ulu, “kasten öldürme” şüphesiyle gözaltına alındı. İfadeleri alındıktan sonra Tuğyan Ülkem Gülter tutuklandı; Sultan Nur Ulu ise ev hapsine tabi tutuldu.
· Kaçış Girişimi: İki şüphelinin, polisin teknik takibi altında yurt dışına kaçma hazırlığı yaptıkları tespit edildi. Gürcistan veya Fransa’ya gitmek üzere İstanbul Büyükçekmece’de valizleriyle yakalandıkları bildirildi.

2. Suçlamanın Dayanağı: Deliller ve Bilimsel Raporlar

Savcılık soruşturmasını cinayet şüphesiyle derinleştiren ve tutuklamaya götüren iki temel bilimsel çalışma öne çıkıyor.

TÜBİTAK Ses Analizi Bulguları

Olay evindeki güvenlik kamerasından alınan ses kayıtları, TÜBİTAK tarafından ayrıştırılarak analiz edildi. Analize göre kayıtlarda şu ifadeler tespit edildi:

· Tuğyan Ülkem Gülter’in annesine hitaben, “Atacağım şimdi seni” dediği.
· Ardından boğuşma seslerinin duyulduğu.
· Güllü’nün düşmesinin hemen sonrasında ise Tuğyan Ülkem Gülter’in “Hadi görüşürüz bay bay” sözlerinin kayda girdiği iddia edildi.

3D Simülasyon ve Bilirkişi Raporu

Ankara’dan gelen fizik mühendisleri ve kriminal uzmanlardan oluşan bilirkişi heyeti, 3 boyutlu modelleme ve çoklu simülasyon teknikleri kullandı. Raporda ortaya konan başlıca sonuç şu yönde:

· Güllü’nün ölümü “normal bir düşme” ile açıklanamaz.
· Düşüşün fiziksel parametreleri, “itme veya fiziksel baskı ile düşürülme” ihtimalini kuvvetlendirmektedir.
· Elde edilen veriler, düşüşün doğal bir refleksle değil, dışarıdan bir fiziksel kuvvetle gerçekleşmiş olma ihtimalinin yüksek olduğunu gösterdi.

3. Tarafların Birbirine Zıt İfadeleri

 

 

“ANNEMİN NASIL DÜŞTÜĞÜNÜ BİLMİYORUM”

Annesi Gül Tut’un ölümüne ilişkin soruşturma kapsamında tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen Tuğyan Ülkem Gülter, ifadesinde olayın nasıl gerçekleştiğine dair bilgisi olmadığını belirterek suçlamaları reddetti.

Gülter, olay günü arkadaşı Sultan Nur Ulu ile birlikte annesinin Çınarcık’taki evinde olduklarını, akşam saatlerinde yemek yediklerini ve film izlediklerini anlattı. Annesinin film izlerken alkol aldığını belirten Gülter, yaklaşık 3,5 şişe şarap içtiğini iddia etti.

İadesinde, bir süre odasına geçerek eski nişanlısıyla görüntülü konuştuğunu, salona döndüğünde annesi ile Ulu’nun film izlemeye devam ettiğini aktaran Gülter, daha sonra müzik açarak eğlenmeye başladıklarını söyledi.

Gülter, odada dans ettikleri sırada yüksek bir “güm” sesi duyduğunu, annesini göremeyince panikle aşağıya koştuğunu belirterek, “Annemin nasıl düştüğüne dair bir fikrim yok. O an sırtım dönüktü. Onu itmem ya da kaldırmam mümkün değil” dedi.

Sultan Nur Ulu’nun aleyhine verdiği ifadeleri kabul etmediğini dile getiren Gülter, aralarında herhangi bir husumet bulunmadığını, Ulu’nun bu süreçte kendisine destek olduğunu savundu. Ulu’nun uyuşturucu testleri nedeniyle tedirgin olduğunu öne süren Gülter, aleyhindeki beyanların bu nedenle verilmiş olabileceğini iddia etti.

Geçmişte annesine sinirli olduğu bir dönemde attığı mesajların olayla ilgisi olmadığını belirten Gülter, o dönem yaşanan tartışmanın daha sonra aile içinde çözüldüğünü ifade etti.

Yurt dışına kaçma iddialarını da reddeden Gülter, küçük bir çocuğu olduğunu ve kaçma niyetinin bulunmadığını söyledi. Bilirkişi raporundaki “dış kuvvet” değerlendirmesini kabul etmediğini dile getiren Gülter,  “Her ne kadar bilirkişi raporunda düşme olayının dış kuvvet ve temas varlığıyla olduğu söylenmiş olsa da ben bunu kesinlikle kabul etmiyorum. Eğer annemi itmiş olsaydım ses kayıtlarındaki ‘görüşürüz’ ifadesi yerine annemin bağırma ya da yardım isteme sesi gerekirdi. Kaldı ki ‘görüşürüz’ kelimesini ben söylemedim “Annemi kesinlikle  öldürmedim. Ben masumum” dedi.

Soruşturma dosyası, sanıkların ve tanıkların birbiriyle çelişen beyanları ile dikkat çekiyor.

· Tuğyan Ülkem Gülter’in Savunması: Savcılık ifadesinde suçlamaları kesinlikle reddetti. “Annemi ben kesinlikle öldürmedim. Eğer itmiş olsaydım, annemin bağırma sesi olurdu” dedi. Ses kaydındaki “görüşürüz” ifadesini de kendisinin söylemediğini iddia etti.
· Arkadaş Sultan Nur Ulu’nun İddiası: Ulu, savcılıkta ifade verirken etkin pişmanlık kapsamında konuştuğu öne sürüldü. Ulu’nun, “Gül anne camdaydı. Tuğyan, dizlerinin üstünden sarılarak onu itti ve böylelikle dengesini kaybedip düştü” şeklinde ifade verdiği belirtildi.
· Tanık İddiaları: Daha önce ifade veren bir tanık, Tuğyan Ülkem Gülter’in annesine “Anne, pencerede kelebek var, bunu alır mısın?” dedikten sonra, annesi “Bıktım sizden” deyince, “Öyle mi? O zaman hadi görüşürüz bay bay” diyerek onu ittiğini öne sürmüştü.

4. Savcılığın Gizli Soruşturması ve Kaçış Planı

Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı, dosya hakkında gizlilik kararı aldı. Başsavcı Duygu Bayar Öksüz, yaptığı açıklamada, “İğneyle kuyu kazar gibi ayrıntılı, dikkatli, gizli bir soruşturma yürüttük” ifadelerini kullandı.

Şüphelilerin yakalanma süreci de soruşturmanın titizliğini gösteriyor:

· Polis, Tuğyan Ülkem Gülter ve Sultan Nur Ulu’nun olağan dışı hareketlerini ve yoğun iletişim trafiğini tespit ederek teknik takibe aldı.
· İkiliyi Yalova’dan İstanbul’a götüren araç sürücüsü ve İstanbul’da kaldıkları evin sahibi de gözaltına alındı.
· Şüphelilerin, havaalanına gitmemek için deniz yolu veya bir TIR’ın kasasında yurt dışına çıkma planı yaptıkları iddia edildi.

Soruşturma kapsamında ayrıca, Güllü’nün sahne aldığı mekanın işletmecisi Ferdi Aydın’ın ve diğer bazı tanıkların, Gülter hakkında “annesini öldürmek istediği”ne dair önceki ifadeleri ve WhatsApp mesajları da dosyaya delil olarak sunulmuştu.

Güllü Dosyasında Şok Gelişme: Kızı ve 4 Şüpheli Adliyeye Sevk Edildi

Okumaya Devam Et

Gündem

İstanbul Erkek Lisesi’nde Taciz Listesi Skandalı: Okul Müdürü Açığa Alındı

Yayımlandı

üzerinde

İstanbul Erkek Lisesi’nde Taciz Listesi Skandalı: Okul Müdürü Açığa Alındı

· Tarih: 13 Aralık 2025 | Okuma Süresi: 4 DAKİKA SAAT: 11:00

Türkiye’nin en köklü eğitim kurumlarından İstanbul Erkek Lisesi’nde yaşanan taciz listesi ve şiddet iddiaları, ardından gelen nakil ve örtbas tartışmalarıyla büyük bir krize dönüştü. Soruşturma kapsamında Okul Müdürü Yılmaz Arslan açığa alındı.

· Olay: 9. sınıf öğrencilerinin kız arkadaşları hakkında 507 maddelik taciz listesi hazırladığı iddiası ve ardından 11. sınıf öğrencilerinin bu öğrencilere şiddet uyguladığı iddiası.
· Yönetimde Değişiklik: Olayların yönetim zaafından kaynaklandığı gerekçesiyle Okul Müdürü Yılmaz Arslan açığa alındı.
· Nakil Kararı: Liste hazırlamakla suçlanan 7 öğrencinin altısı Ankara Fen Lisesi’ne, biri Adana Fen Lisesi’ne nakledildi.
· Bakanlık Desteği: Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), mağdur öğrencilere psikolojik destek sağladı ve soruşturma müfettişlerinin raporunu tamamlamak üzere olduğunu açıkladı.

Olayların Kronolojisi

İddianın Ortaya Çıkışı ve Şiddet
İddialara göre,İstanbul Erkek Lisesi’nde 9. sınıfta okuyan bir grup erkek öğrenci, okuldaki kız öğrenciler hakkında cinsel içerikli, aşağılayıcı, tehdit ve taciz ifadeleri içeren 507 maddelik bir liste hazırladı. Bu listenin öğrenciler arasında dolaştığı ve bir öğrenci tarafından fark edilerek okul genelinde duyurulduğu belirtiliyor.

Bunun üzerine, 11. sınıf öğrencilerinden oluşan bir grubun, 24 Kasım’da 9. sınıf öğrencilerinin yatakhanesine girerek, listeyi hazırladığı iddia edilen 7 öğrenciyi darp ettiği öne sürüldü. Yaşanan bu şiddet olayı, durumu daha da karmaşık hale getirdi.

İdari ve Hukuki Süreç
Konunun basına yansıması ve kamuoyunda infial yaratmasının ardından Milli Eğitim Bakanlığı derhal soruşturma başlattı.Soruşturma kapsamında müfettiş raporunun tamamlanmak üzere olduğu bildirildi.

Velilerin başvurusu üzerine, taciz listesi hazırlamakla suçlanan 7 öğrencinin nakil işlemleri tamamlandı. MEB yetkilileri, bu öğrencilerin soruşturma sonucuna göre isterlerse eski okullarına dönebileceklerini ifade etti.

Son ve çarpıcı gelişme ise, Okul Müdürü Yılmaz Arslan’ın soruşturma kapsamında açığa alınması oldu. Arslan’ın, soruşturma sonucuna bağlı olarak ya görevine iade edileceği ya da görevden ihraç edileceği öğrenildi.

Taraflardan Gelen Tepkiler ve Açıklamalar

Kız Öğrencilerden Güçlü Manifesto
Olaylara en net ve etkili tepki,okulun kız öğrencilerinden geldi. Yayınladıkları manifestoda, “Ölüm tehdidine, taciz ve tecavüzü normalleştirmeye varan ifadelerde bulunan hastalıklı zihinler bu eğitim kurumunda barındıkça, hiçbirimiz için huzur ve güven ortamı sağlanamayacaktır” ifadelerini kullandılar.

Manifestoda, yaşananların “buzdağının görünen kısmı” olduğu vurgulanarak, sorunun kaynağının asla mağdurlar olmadığı, sorunun “büyük bir özgüvenle aramızda dolaşan ve hâlâ ifşa olmamış failler” olduğu belirtildi.

Öğrenci Birliği: “Bireysel Sapma, Kültürümüzle Bağdaşmaz”
İstanbul Erkek Lisesi Öğrenci Birliği,Instagram hesabından yaptığı açıklamada olayı “bireysel sapma” olarak nitelendirdi. Açıklamada, “Bu okulun abla-abi-kardeş sistemi, dışarıdan görüldüğünden çok daha derin bir anlam taşır. Bu hiyerarşi, baskı kurmak için değil, korumak için vardır” denilerek, yaşananların okulun köklü değerleriyle bağdaşmadığı savunuldu.

Mezunlar Derneği’nden 4 Talep
İstanbul Erkek Liseliler Derneği Yönetim Kurulu da bir açıklama yayınlayarak yetkililere dört maddelik bir talep listesi iletti.Talepler arasında şeffaf soruşturma, mağdurların korunması ve benzer olayların önlenmesi için altyapı oluşturulması gibi konuların yer aldığı belirtildi.

Daha Geniş Bir Sorunun Parçası mı?

Uzmanlar, İstanbul Erkek Lisesi’ndeki bu skandalın, Türkiye’deki okullarda artan akran zorbalığı ve öğrenci suçları krizinin sadece görünen yüzü olabileceğine dikkat çekiyor.

Bu olay, geçtiğimiz ay İzmir’de öğrencilerin yapay zeka (AI) kullanarak kız sınıf arkadaşları ve eğitimcilerin müstehcen deepfake görüntülerini üretip yaydığı skandalı akıllara getirdi. Her iki vaka da, dijital taciz ve okul ortamındaki cinsel şiddet söylemlerinin endişe verici boyutlara ulaştığını gösteriyor.

Okul-Aile Birliği, konunun kamusal alana taşınmasından derin üzüntü duyduklarını belirterek, “Ancak kapsamlı, tarafsız ve çok yönlü bir soruşturma, öğrencilere daha fazla zarar gelmesini önleyebilir ve kurumun köklü itibarını koruyabilir” açıklamasını yaptı.

Sırada Ne Var?

· Müfettiş Raporu: MEB müfettişlerinin soruşturma raporunun tamamlanması ve sonuçlarının açıklanması bekleniyor.
· Müdürün Kaderi: Açığa alınan Okul Müdürü Yılmaz Arslan’ın, rapor doğrultusunda göreve iade edilip edilmeyeceği veya ihraç edileceği belli olacak.
· Kalıcı Önlemler: Okul içinde ve genel olarak eğitim sisteminde, bu tür vakaların tekrarlanmaması için nasıl önleyici mekanizmalar kurulacağı tartışılacak.

Bu skandal, sadece prestijli bir lisenin değil, Türkiye’deki eğitim ortamında güvenlik, ahlak ve disiplin konularının yeniden ve acilen masaya yatırılması gerektiğini gösterdi.

Okumaya Devam Et

Gündem

Böcek İlaçları Artık Reçetesiz Satılamayacak: İnternetten Satış ve Reklam Tamamen Yasaklandı

Yayımlandı

üzerinde

Böcek İlaçları Artık Reçetesiz Satılamayacak: İnternetten Satış ve Reklam Tamamen Yasaklandı

Yayın Tarihi: 13 Aralık 2025

· Okuma Süresi: 4 DAKİKA SAAT: 10:00

Yeni düzenlemeye göre, bitki koruma ürünlerini satın almak isteyenlerin artık bir ziraat mühendisinin reçetesine ihtiyacı olacak.

Tarım ve Orman Bakanlığı, böcek ilaçlarının satışını kökten değiştiren bir düzenlemeyi yürürlüğe koydu. İnsan sağlığını tehdit eden ürünler artık sadece ziraat mühendislerinin reçetesiyle, belirli yetki belgesine sahip satıcılardan alınabilecek.

Resmi Gazete’de yayımlanan yeni yönetmelik, halk arasında “böcek ilacı” olarak bilinen bitki koruma ürünlerinin satışını sıkı kurallara bağlıyor. Düzenleme, bu ilaçların reçetesiz satışını tamamen yasaklarken, internet ve sosyal medya üzerinden yapılan tüm tanıtım, reklam ve satış faaliyetlerini de durduruyor.

Özellikle Almanya’dan tatil için gelen ve İstanbul Fatih’te bir otelde hayatını kaybeden 4 kişilik ailenin trajedisi, bu tür kimyasalların kontrolsüz kullanımının risklerini bir kez daha gözler önüne serdi.

Reçete ve Satış Yetkisi Artık Zorunlu

Reçete Kimler Tarafından Yazılacak? Reçete yazma yetkisi, sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve Bakanlıktan yetki almış, ziraat fakültelerinin bitki koruma bölümünden mezun ziraat mühendislerine verildi.
· Satışı Kimler Yapabilecek? Bu ürünleri satmak isteyen kişi ve işletmelerin artık yetki belgesi alması zorunlu hale getirildi. Bu belgeyi alabilmek için de sınav şartı getirildi.
· Takip Sistemi: Reçeteye tabi ürünlerin listesi Bitki Koruma Ürünleri Veri Tabanı’nda yayımlanacak. Tüm satış işlemleri ise Bitki Koruma Ürünleri Takip Sistemi (BKÜTS) üzerinden, reçeteye bağlı olarak gerçekleştirilecek ve takip edilebilecek.

,İnternet Üzerinden Satış ve Reklam Tamamen Yasak

Düzenlemenin en çarpıcı maddelerinden biri, bu kimyasalların dijital mecralardaki varlığını büyük ölçüde kısıtlaması oldu.

Yasaklananlar:

· İnternet veya sosyal medya üzerinden ürün tanıtımı ve satışı.
· İndirim kampanyası, video veya görsel içerik paylaşımı gibi her türlü reklam faaliyeti.
· Ruhsat sahibi firmalar, bayiler, toptancılar dahil hiçbir kuruluşun satış amaçlı internet sitesi açması.

 Bölgesel Satış Sınırlaması Getirildi

Yönetmelik, tarım ilaçlarının coğrafi kullanımını da düzenliyor. Buna göre, belirli bir bölgedeki zararlılar için ruhsatlandırılmış bir tarım ilacının, ilgili olmayan başka bir bölgede satışı yapılamayacak. Bu uygulamayla, ilaçların yanlış ve amaç dışı kullanımının önüne geçilmesi, çevre ve biyolojik dengenin korunması hedefleniyor.

 Yeni Düzenlemeye Yol Açan Trajedi: Böcek Ailesi

Bu sıkı düzenlemelerin arka planında, Kasım 2025’te yaşanan ve toplumu derinden sarsan bir olay var. Almanya’dan İstanbul’a tatile gelen Böcek ailesi (anne, baba ve iki küçük çocuk), Fatih’te kaldıkları otelde zehirlenerek hayatlarını kaybetmişti.

· Soruşturmanın ortaya çıkardığı gerçekler oldukça çarpıcıydı. Olayla ilgili tutuklanan ilaçlama şirketi yetkilisi, savcılık ifadesinde “İlaçlama işi ile ilgili herhangi bir sertifikam yok” itirafında bulundu.
· Otel sahibi ise, ilaçlama firmasına herhangi bir sertifika sormadığını kabul etti.
· Uzmanlar, ilaçlamada kullanılmış olma ihtimali üzerinde durulan “alüminyum fosfit” gibi kimyasalların, uzman olmayan kişilerce kullanılması halinde solunum yoluyla ani ölümlere yol açabileceğine dikkat çekti.

 Uzmanlar ve Sektör Temsilcileri Ne Diyor?

Uzmanlar, bu düzenlemeyi insan sağlığını korumak adına geç kalınmış ama çok önemli bir adım olarak değerlendiriyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, benzer trajedilerin bir daha yaşanmaması için kontrol ve denetimi merkezileştirmeyi amaçladığı belirtiliyor.

Türk Tabipleri Birliği Halk Sağlığı Kolu Başkanı Nasır Nesanır da yaşanan olayın ardından yaptığı açıklamada, denetim mekanizmalarının yetersizliğine vurgu yapmış ve “Mevcut sistem, halk sağlığını koruyacak düzeyde etkili, bağımsız ve sürekli değildir” ifadelerini kullanmıştı.

Yeni Kurallar Kime Ne Getiriyor?

Çiftçiler ve Üreticiler:
Bitki koruma ürünü ihtiyaçları için artıkziraat mühendislerinden reçete almak zorundalar. Ürünü, yetki belgeli satıcılardan temin edecekler.

Satıcılar ve Bayiler:
Satış yapabilmek içinBakanlık tarafından düzenlenecek sınavı geçerek yetki belgesi almaları gerekecek. İnternet üzerinden satış ve reklam yapamayacaklar.

Tüketiciler ve Vatandaşlar:
Ev,bahçe gibi alanlarda kullanılmak üzere bu tür kimyasalları artık kolayca bulamayacaklar. Profesyonel olmayan kullanımdan kaynaklanan zehirlenme riski teoride azalacak.

Yeni yönetmelik, sağlık güvenliği ile tarımsal üretim ihtiyaçları arasında bir denge kurmayı hedefliyor. Uygulamanın sahada nasıl işleyeceği ve denetim mekanizmalarının ne kadar etkin olacağı ise önümüzdeki dönemde belli olacak.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar