Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan TBMM Grup Toplantısı’nda Kritik Açıklamala:rBB’deki Yamyamlığın Kitabı Yazıldı

Yayımlandı

üzerinde

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve bazı ilçe belediyelerindeki yolsuzluk, hırsızlık ve irtikap uygulamalarına değinerek; “İBB’deki yamyamlığın kitabı yazıldı” ifadelerini kullandı. Bunun yanı sıra, muhalefetin özellikle CHP’ye yönelik eleştirilerini de sözlerine ekledi. İşte detaylar

İBB’deki Yamyamlık: “Kitabı Yazıldı”

Erdoğan, TBMM’deki konuşmasında;

  • İBB ve bazı ilçe belediyelerinde yolsuzluk ve usulsüz uygulamaların boyutunun, artık açıkça ortada olduğunu ve “yamyamlığın kitabı yazıldığını” ifade etti.

  • İstanbul örneğinde, büyükşehir ve bazı ilçelerde gerçekleştirilen usulsüzlüklerin, şehir yönetiminde ciddi sorunlara yol açtığını belirterek, bu tür uygulamalara karşı yargı önünde hesap sorulacağını yineledi.

Bu çarpıcı ifadeler, yerel yönetimlerde şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesinin ne kadar hayati olduğunu gözler önüne seriyor.


CHP’ye Yönelik Eleştiriler: “Ağzı Bozuk Müptezellerle Sokakları Terörize Etmekten Vazgeçin”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İBB eleştirilerinin ardından, CHP ve yönetimindeki bazı muhalefet unsurlarına yönelik sert çıkışlarda bulundu. Açıklamalarında şunları dile getirdi:

  • CHP içindeki bölücülük ve yolsuzluk iddialarına, “yolsuzluk çarkınız deşifre olmuştur, pisliklerin üzerini örtemezsiniz” diyerek tepkisini aktardı.

  • CHP’nin, muhalefeti siyasi rant malzemesine çevirmesini, sokakları terörize eden ve şiddet içeren söylemleriyle halkın güvenini sarsmaya çalıştığını belirtti.

  • “Ağzı bozuk müptezellerle sokakları terörize etmekten artık vazgeçin, bodoslama daldığınız çukura bizi ve milletimizi çekmeye çalışmayın” ifadeleriyle, CHP’ye sert uyarıda bulundu.

Erdoğan, bu çıkışlarıyla hem yerel yönetimde yaşanan sorunların boyutuna hem de muhalefetin ülke gündeminde üretmeye çalıştığı negatif söylemlere karşı net bir duruş sergiledi.


Konuşmanın Genel Değerlendirmesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı bu açıklamalarla:

  • Yerel yönetimlerde şeffaflık ve adaletin tesis edilmesi gerektiğini,

  • Siyasi arenada gerçek hizmet anlayışının ve hesap verebilirliğin ne kadar önemli olduğunu,

  • Ve ülke gündeminde bölücülükten, yolsuzluktan ve usulsüz uygulamalardan uzak, milli birlik ve beraberliğin sağlanması yönünde kararlı adımlar atılacağını ortaya koydu.

Bu söylemler, hem İBB’deki usulsüzlükler hem de CHP’nin mevcut siyasi söylemine yönelik eleştirileriyle, Türkiye’nin daha hesaplı, adil ve şeffaf bir yönetime kavuşması gerekliliğine vurgu yapıyor.

“Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına esas olan bilgi ve belgeleri getirenler CHP’lilerin bizzat kendileridir.”
– Cumhurbaşkanı Erdoğan


Belgelerin Kökenine Dair İddialar

Erdoğan, yaptığı konuşmada, CHP’li isimlerin yolsuzluk, rüşvet ve diploma sahtekârlığı gibi iddiaların soruşturulmasına dair delilleri getirdiğini ve bu bilgilerin yargı önüne serilmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtti. Açıklamasında;

  • Soruşturma Belgeleri: Erdoğan, “Belgelerin çoğunun, CHP’li isimler tarafından yargıya aktarıldığının da farkındalar” diyerek, iddiaların kendi partileri tarafından itiraf edildiğine işaret etti.

  • Parti İçi Çekişmeler: CHP’nin iç hesaplaşmalarının ve kendi içindeki çekişmelerin, bu belgelerin ortaya çıkmasında rol oynadığını vurguladı.

  • Yolsuzluk İddiaları: İstanbul Büyükşehir ve bazı ilçe belediyelerindeki yolsuzlukların boyutunun, “yamyamlığın kitabı yazıldı” şeklinde özetlendiği açıklamalar da, bu belgelerin soruşturmanın temelini oluşturduğunu gözler önüne seriyor.


Erdoğan’ın Eleştirileri ve Siyasi Mesajları

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarında yalnızca yerel yönetimlerdeki usulsüzlükleri değil, aynı zamanda CHP yönetiminin bu konuda soruşturma belgelerini getirmedeki çekincesine de sert tepkiler verdi:

  • Siyasi Şeffaflık Eksikliği: Erdoğan, CHP’nin, kendi içindeki hesaplaşmalar ve yolsuzluk iddialarını kamuoyuna yansıtmak yerine, bu konuda sessiz kalmayı tercih ettiğini belirtti.

  • Halkın Bilgilendirilmesi: “Milletin refahına yönelik her türlü sabotajın hesabı yargı önünde sorulacak” ifadeleriyle, adaletin tecelli edeceğini ve usulsüzlüklerin soruşturma kapsamında net bir şekilde ortaya konulacağını söyledi.

  • Parti İçi İtiraflar: Erdoğan, CHP içindeki itirafların ve belgelerin, partinin kendi üyeleri tarafından yargıya sunulduğunu hatırlatarak, “İnsanların kendi suçlarını örtmeye çalışmadan, gerçekleri ortaya koymaları gerektiğini” vurguladı.

  • Ekonomiye Yönelik Vurgular

    Konuşmasının başlarında Erdoğan, Türkiye ekonomisine yönelik her türlü sabotajın yargı önünde sorulacağını belirtti. Ülke ekonomisini hedef alan müdahalelerin asla göz ardı edilmeyeceğini ifade eden Cumhurbaşkanı,:

    • Ekonomik sabote girişimlerine karşı alınacak hukuki ve idari önlemlere,

    • İhracat rakamlarında elde edilen rekor artışa ve

    • İş gücü piyasasında sağlanan olumlu gelişmelere dikkat çekti.

    Erdoğan, “Bu krizler, Türkiye’nin azmiyle aşılacak; ekonomik başarılarımız ve istihdam artışımızla geleceğe güvenle bakıyoruz.” diyerek, küresel belirsizliklere rağmen ülkenin ekonomik direncini vurguladı.


    Terör, Güvenlik ve Dış Politika Mesajları

    TBMM Grup Toplantısı’nda Erdoğan, terör unsurlarına karşı kararlı tutum sergileyeceklerini sözlerine ekledi. Özellikle:

    • Silahların aradan çıkarılması ve terör duvarının yıkılması çağrısında bulundu,

    • Sınır ötesi tehditlere ve bölgedeki istikrarsızlığa karşı alınacak önlemleri detaylandırdı,

    • Suriye’de yaşanan gelişmeler ve terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı yürütülen operasyonların sonuçlarına dikkat çekti.

    Cumhurbaşkanı, “Türkiye, terörle mücadelede ve dış politikada yalnızca savunma değil, aynı zamanda yapıcı adımlar atarak bölgesel barışı tesis edecektir.” diyerek, uluslararası arenada Türkiye’nin rolüne vurgu yaptı.


    Muhalefet Eleştirileri ve Siyasi Mesajlar

    Erdoğan, konuşmasında ana muhalefet partilerinin ülke gündeminde verimsiz ve bölücülük yaratan yaklaşımlarını eleştirdi. Özellikle:

    • CHP’nin ve muhalefetin, ülkenin ekonomik ve toplumsal sorunlarına çözüm üretecek düzeyde çaba göstermediklerini,

    • Siyasi tartışmalarda suçlayıcı ve yapıcı olmayan söylemlere yer verdiklerini,

    • Ülkenin mevcut siyasi ortamında, hizmet ve eser siyasetinin ön plana çıkarılması gerektiğini vurguladı.

    Erdoğan, “Milletimizin, bizi eleştirenlere değil; iş üreten, ülkeye katkı sağlayan liderlere destek vereceğini biliyorum. Siyasette amacımız, ülkemizin birliğini ve kalkınmasını sağlamaktır.” ifadeleriyle, muhalefetin eleştirel tutumuna karşı net mesajlar verdi.


    Milli Birlik, Aile ve Sosyal Değerler

    Toplantıda Erdoğan, ülke gündeminde sadece ekonomik ve siyasi konulara değil, aynı zamanda aile değerlerine ve milli birlik ruhuna de değindi. Konuşmasında:

    • Aile kurumunun, toplumun temel direği olduğunu hatırlattı,

    • Deprem ve doğal afetlerden etkilenen vatandaşlara yönelik alınan önlemler ve psiko-sosyal destek çalışmalarını öne çıkardı,

    • “Bizi birbirimize bağlayan milli değerlerimizden, ailemizden ve toplumsal dayanışmadan asla kopmayacağız.” diyerek, milli birliğin önemini vurguladı.


    Dış Politika ve Bölgesel Strateji

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, dış politikada Türkiye’nin bölgedeki ve dünyadaki konumunu güçlendirmeye yönelik stratejik hamlelerine de değindi. Açıklamalarında:

    • Suriye ve Gazze gibi bölgelerde yaşanan insani krizlere dikkat çekti,

    • Bölgesel istikrarın sağlanması için Türkiye’nin üstlendiği rolü ve yürütülen diplomatik çalışmaları aktardı,

    • “Türkiye, komşu ülkelerle kurduğu kardeşlik bağları ve stratejik ortaklıklarla, barış ve güven ortamını tesis edecektir.” ifadeleriyle, dış politika vizyonunu ortaya koydu.


    Sonuç: Birlikte Daha Güçlü Bir Türkiye

    TBMM Grup Toplantısı’nda yapılan konuşmalar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülke gündeminde yer alan tüm önemli meseleleri kapsayan kapsamlı bir stratejiyi yansıttı. Ekonomik sabote girişimlerine, terörle mücadeleye, muhalefetin bölücülüğüne ve dış politika hamlelerine karşı kararlı duruşunu sergileyen Erdoğan, aynı zamanda milli birlik, aile değerleri ve toplumsal dayanışma mesajlarını da vurguladı.

    Bu kapsamlı açıklamalar, hem ülke içindeki hem de uluslararası arenadaki aktörlere net mesajlar verirken, Türkiye’nin geleceğine dair umut ve inancı pekiştirmeyi amaçlıyor.

Gündem

Enkazdan Saraya: Ümran Bebek, Esad’ın Sarayında Zafer Konuşması Yaptı

Yayımlandı

üzerinde

Enkazdan Saraya: Ümran Bebek, Esad’ın Sarayında Zafer Konuşması Yaptı

Tarih: 10 Aralık 2025| saat: 07:00
Okuma Süresi: 4 dakika

Suriye’de, Beşar Esad rejiminin devrilmesinin birinci yıldönümü olan 8 Aralık Hürriyet Günü coşkuyla kutlandı. Kutlamaların en çarpıcı anı ise, 2016’da Halep’te bir hava saldırısı sonrası enkaz altından çıkarılan ve savaşın sembol yüzü haline gelen Ümran Dakneş‘in, Başkanlık Sarayı’nda yaptığı duygusal konuşma oldu.

Artık 13 yaşında olan Ümran, “Kalbimde bir boşluk var” diyerek yaşadığı travmayı anlatırken, “Zafer geldiğinde hayatıma büyük bir ışık geri döndü” sözleriyle de umudunu paylaştı.

Bir Sembolün Hikayesi: Toz, Kan ve Şok

Ümran Dakneş, 2016 yılında henüz 5 yaşındayken Halep’teki evlerine düzenlenen bir hava saldırısında enkaz altında kalmıştı. Kurtarıldıktan sonra, üstü başı toz, yüzü kan içinde ve şok geçirir halde bir ambulansın arka koltuğunda otururken çekilen görüntüleri, Suriye’deki savaşın ve sivillerin çektiği acıların evrensel bir sembolü haline gelmişti.

O anları çeken gazeteci, Ümran’ın “elini yüzüne götürdüğünü ve kanı gördüğünü, neler olup bittiğine dair hiçbir fikri olmadığını” aktarmıştı. Kendisini tedavi eden doktor ise onun “tam bir şok halinde” olduğunu, çığlık bile atamadığını belirtmişti. Bu saldırıda Ümran, 10 yaşındaki kardeşini de kaybetmişti.

“Hikayemi Videolardan Öğrendim”

9 yıl sonra, bu kez Esad rejiminin sembolik kalbi olan Başkanlık Sarayı’nda konuşan Ümran, duygularını şu sözlerle ifade etti:

· “Bombardıman ve kuşatmayı yaşadığımı söylüyorlar ama hiçbir şey hatırlamıyorum. Büyüdüm ve kalbimde bir boşluk var. Bunun ağlamak mı yoksa korku mu olduğunu bilmiyorum.”

· “Hikayemi o videolardan öğrendim. Kendime baktım, toz ve toprak içindeydim.”

· “Zafer geldiğinde hayatıma büyük bir ışık geri döndü.”

Ümran’ın bu ifadeleri, saraydaki törene katılan yüzlerce kişiyi ve töreni takip edenleri duygulandırdı.

Coşkulu Kutlamalar ve Yeni Bir Sayfa

Ümran’ın konuşmasına ev sahipliği yapan Hürriyet Günü kutlamaları, Suriye genelinde büyük bir coşkuyla gerçekleşti. Kutlamalar kapsamında:

· Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, aynı gün sabah namazını Şam’daki tarihi Emevi Camii’nde kıldı ve halka “kardeşlik” mesajı verdi.
· Şam’ın Mezze Caddesi‘nde tanklar ve zırhlı araçların yer aldığı askeri bir geçit töreni düzenlendi.
· Emevi Meydanı’nda ise havai fişek gösterileri ve konserlerle halk bayram havasında kutladı.

Savaşın Diğer Çocukları da Unutulmadı

Saraydaki etkinlikte konuşan bir diğer isim de, çocukken çekildiği bir videoda “Biz Beşar Esad’e ne yaptık? Ölünce sizi Allah’a şikayet edeceğim” diyerek hafızalara kazınan Ali Mustafa Muhammed oldu.
Muhammed,”Çocuktum, okulu bilmiyordum ama uçak seslerini ve bombalardan saklanılacak köşeleri öğrendim” diyerek kayıp çocukluğuna vurgu yaptı. “Eskiden gözyaşlarımız hüzün ve korkudandı. Şimdi ise sevinç gözyaşları” sözleriyle de mevcut barış ortamına dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, geceyi dolduran gözlerle dinlediği gençlerin hepsine tek tek sarılarak, yeni dönemin “birlik ve şefkat” vurgusunu yaptı.

Türkiye’den Kardeşe Destek Mesajı

Suriye’deki yeni yönetim ve barış süreci, uluslararası alanda da destek gördü. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, sosyal medya paylaşımında Suriye halkının Hürriyet Günü’nü kutlayarak, “Türkiye olarak bize düşen bu ışığın sönmemesi için yardım etmek, gerektiğinde evimizi ve ekmeğimizi paylaşmaktı” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim BaşkanıBurhanettin Duran da yaptığı açıklamada, “Türkiye olarak, savaşın yıkımından çıkan Suriye’nin yeniden ayağa kalkacağına inanıyoruz” mesajını verdi.

Savaştan Barışa Uzanan Zorlu Yol

61 yıllık Baas rejiminin ardından gelen yeni yönetim, hem ülke içinde yeniden inşa hem de uluslararası ilişkileri normalleştirme sınavı veriyor. Cumhurbaşkanı Şara, dört yıl sonra seçimlere gidileceğini duyurarak demokratik sürece işaret etti.
ABD ile ilişkilerin düzelmesi ve Batı yaptırımlarının büyük ölçüde kalkması,ekonomik toparlanma için umut vaat ediyor. Ancak geçiş döneminde yaşanan çatışmalar ve derin yaralar, Suriye’nin önündeki zorlukların boyutunu da gösteriyor.

Ümran bebeğin tozlar içindeki ambulans koltuğundan, Başkanlık Sarayı’ndaki kürsüye uzanan hikayesi, bir ülkenin yaşadığı trajediyi ve umudu aynı anda simgeliyor. Suriye, sembollerin değiştiği bu yeni dönemde, kayıp nesillerin kalbindeki boşluğu dolduracak bir gelecek inşa etmeye çalışıyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

MERSİN’DE “YAĞMA” PLANI: ÇALIŞTIĞI İŞ YERİNİ ANLAŞTIĞI KİŞİLERE SOYDURAN ŞÜPHELİ VE İŞBİRLİKÇİLERİ GÖZALTINDA

Yayımlandı

üzerinde

MERSİN’DE “YAĞMA” PLANI: ÇALIŞTIĞI İŞ YERİNİ ANLAŞTIĞI KİŞİLERE SOYDURAN ŞÜPHELİ VE İŞBİRLİKÇİLERİ GÖZALTINDA

Tarih.Saat: 09 Aralık 2025, 22:46 (yayınlanma / polis açıklaması zaman aralığına göre).
Okuma süresi: 1—2 dakika

Mersin’de bir iş yerinde “silahlı yağma” süsü verilerek gerçekleştirilen soygunun, içeriden bir çalışanın organize ettiği ortaya çıktı. Soruşturmayı yürüten ekipler, organize şekilde hareket eden 3 şüpheliyi gözaltına aldı; olayla bağlantılı yüklü miktarda döviz ve TL ele geçirildi


Olayın özeti

Mersin polisinin Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, kentte bir iş yerine silahlı ve maskeli iki kişinin girdiği, çalışanların etkisiz hale getirildiği ve iş yerinden yüksek miktarda döviz ile TL’nin çalındığı ihbarı üzerine çalışma başlattı. Yapılan teknik ve fiziki takip sonucu olayın içeriden desteklenerek planlandığı değerlendirildi; çalışanlardan biri (M.S.A. olarak geçiyor) “sözde mağdur” rolüyle eyleme yardım etmekle şüphelenildi.

Polis operasyonunda, örgütü planladığı tespit edilen E.K.K. ve A.Ş. isimli şüpheliler kiralık bir araçla kentten ayrılırken yakalandı; soruşturma kapsamında M.S.A. da gözaltına alındı. Şüphelilerin gözaltına alındığı anlar ve iş yeri çıkışı güvenlik kameralarına yansıdı

Ele geçirilenler ve deliller

Aramalarda ve araçta, suçtan elde edildiği belirlenen 801.153 ABD doları, 1.340 avro ve 462.395 TL ele geçirildiği bildirildi. Emniyet birimleri, ele geçen paranın, yağma suçu kapsamında önemli delil teşkil ettiğini açıkladı.

Soruşturmayı Gasp Büro Amirliği yürütüyor. Şüpheliler hakkında “nitelikli yağma” suçundan işlem başlatıldığı, soruşturmanın derinleştirilerek devam ettiği ve zanlıların emniyetteki işlemlerinin sürdüğü bildirildi. Zanlıların Adana’daki bir dinlenme tesisi yakınlarında, destek ekiplerle birlikte yakalandığı aktarıldı.

  • Şüphelilerin emniyetteki ifadeleri,knik takip kayıtları ve güvenlik kamerası görüntüleri soruşturmanın merkezinde bulunuyo

  • Savcılık talimatıyla soruşturma derinleştirildi; gözaltındaki zanlıların adliyeye sevk edilmesi bekleniyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

ABD Elçisi Net Konuştu: F-35’ler İçin Kesin Şart “S-400’ler Artık Kullanılmayacak ve Bulundurulmayacak”

Yayımlandı

üzerinde

ABD Elçisi Net Konuştu: F-35’ler İçin Kesin Şart “S-400’ler Artık Kullanılmayacak ve Bulundurulmayacak”

Tarih: 10 Aralık 2025 | Saat: 00:38 | Okuma Süresi: 3 dk.

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, Türkiye’nin F-35 programına geri dönüşü için net ve kesin bir şartı resmen açıkladı. Barrack, “Amerikan yasalarına göre, Türkiye’nin F-35 programına geri dönmesi için S-400 sistemini artık kullanmaması ve sahip olmaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Büyükelçi Barrack, ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki olumlu ilişkinin, bu konuda yıllardır yapılan “en verimli görüşmelere” yol açtığını belirterek, önümüzdeki aylarda bir dönüm noktası yaşanacağı umudunu dile getirdi.

Görüşmelerde Kritik Eşik: 4-6 Ay İçinde Çözüm Bekleniyor

Barrack, daha önce Abu Dabi’de katıldığı bir zirvede de konuya ilişkin iyimser bir zaman çizelgesi paylaşmıştı. Buna göre, S-400’lerin kullanılmamasının “operasyonel uyumluluk” sorununu büyük ölçüde çözdüğünü, ancak sistemin Türkiye’de bulunmaya devam etmesinin temel sorun olduğunu vurgulayan Barrack, “Bu meselenin önümüzdeki dört ila altı ay içinde çözüleceğini düşünüyorum” demişti.

Barrack, Türkiye’nin Rus hava savunma sisteminden tamamen vazgeçmeye yakın olup olmadığı sorusuna da “Evet” yanıtını vermişti.

Trump-Erdoğan Görüşmesi Süreci Hızlandırdı

İki ülke arasındaki gerilimin çözümünde, liderler arasındaki doğrudan diyaloğun etkili olduğu gözleniyor.

· Beyaz Saray’daki Görüşme: Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başkan Trump, Eylül ayında Beyaz Saray’da bir araya geldi ve görüşmelerinde S-400/F-35 dosyası ele alındı.
· Trump’ın Açık Kapı Sinyali: Görüşmenin ardından Trump, Türkiye’ye F-35 satışına sıcak baktığı yönünde sinyaller verdi. Amerikan medyası, Trump’ın, Türkiye’nin S-400’leri “çalışamaz hale getirecek bir anlaşmaya” varması halinde satışa açık olduğunu belirttiğini aktardı.
· Erdoğan’dan “Güzel Adımlar” Açıklaması: Cumhurbaşkanı Erdoğan da yaptığı açıklamada, “F-35 konusunda ABD Başkanı Sayın Trump’la yaptığımız son görüşmelerde güzel adımlar attık. Temenni ediyorum ki verilen sözler yerine getirilsin” ifadelerini kullanmıştı.

Arka Plan: Neden F-35’lerden Çıkarıldık?

Türkiye, 2017’de Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi satın alma kararı aldı. ABD, bu sistemlerin, F-35 gibi 5. nesil savaş uçaklarının gizlilik (stealth) kabiliyetini tehdit edebileceği ve NATO savunma sistemleriyle uyumlu olmadığı gerekçesiyle şiddetle karşı çıktı.

· Programdan Çıkarılma: Bu anlaşmazlık, 2019 yılında Türkiye’nin F-35 Ortak Üretim Programı’ndan çıkarılmasıyla sonuçlandı.
· CAATSA Yaptırımları: Aynı gerekçeyle, ABD, Türkiye’ye karşı CAATSA (ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası) kapsamında yaptırımlar uyguladı. Bu yaptırımlar, Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ve bazı Türk yetkilileri de kapsadı.
· Depodaki Uçaklar: Programdan çıkarılmadan önce Türkiye için üretilmiş 6 adet F-35A uçağı, yıllardır ABD’de bir depoda bekletiliyor.

Uzlaşı Yolu: F-16 Onayı ve Teknik Diyalog

Son dönemde ilişkileri yumuşatan adımlar da atıldı. Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine onay vermesinin ardından, ABD Kongresi, Ankara’nın 40 adet yeni F-16 Block 70 savaş uçağı ve 79 mevcut F-16’sının modernizasyonu talebini onayladı. Bu gelişme, savunma işbirliği kanalını canlı tuttu.

Büyükelçi Barrack’tan Türkiye’ye Övgü

Barrack, açıklamalarında Türkiye’nin bölgesel ve savunma sanayii kapasitesine de vurgu yaptı.

· Türkiye’yi “ABD’den sonra NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip müttefiki” olarak nitelendirdi.
· Güçlü savunma sanayisine dikkat çekerek, “Ankara, Ukrayna’nın drone tedarikçisi, kendi savaş uçakları var” dedi.
· Ayrıca, Gazze’de oluşturulması planlanan yabancı asker gücüne Türkiye’nin katılımının “harika” olacağını ifade etti.

SONUÇ: ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın yaptığı açıklamalar, F-35 krizinde somut ve çözüme yönelik bir sürecin aktif olarak işlediğini gösteriyor. ABD tarafının şartı net: S-400’lerin kullanılmaması ve nihai olarak elden çıkarılması. Liderler düzeyindeki olumlu hava ise, önümüzdeki 4-6 aylık periyotta bu on yıllık anlaşmazlığın giderilmesi ve Türk Hava Kuvvetleri’nin 5. nesil uçak filosuna kavuşması yönünde önemli bir umut ışığı yakıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar