Gündem
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan TBMM Grup Toplantısı’nda Kritik Açıklamala:rBB’deki Yamyamlığın Kitabı Yazıldı
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve bazı ilçe belediyelerindeki yolsuzluk, hırsızlık ve irtikap uygulamalarına değinerek; “İBB’deki yamyamlığın kitabı yazıldı” ifadelerini kullandı. Bunun yanı sıra, muhalefetin özellikle CHP’ye yönelik eleştirilerini de sözlerine ekledi. İşte detaylar
İBB’deki Yamyamlık: “Kitabı Yazıldı”
Erdoğan, TBMM’deki konuşmasında;
-
İBB ve bazı ilçe belediyelerinde yolsuzluk ve usulsüz uygulamaların boyutunun, artık açıkça ortada olduğunu ve “yamyamlığın kitabı yazıldığını” ifade etti.
-
İstanbul örneğinde, büyükşehir ve bazı ilçelerde gerçekleştirilen usulsüzlüklerin, şehir yönetiminde ciddi sorunlara yol açtığını belirterek, bu tür uygulamalara karşı yargı önünde hesap sorulacağını yineledi.
Bu çarpıcı ifadeler, yerel yönetimlerde şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesinin ne kadar hayati olduğunu gözler önüne seriyor.
CHP’ye Yönelik Eleştiriler: “Ağzı Bozuk Müptezellerle Sokakları Terörize Etmekten Vazgeçin”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İBB eleştirilerinin ardından, CHP ve yönetimindeki bazı muhalefet unsurlarına yönelik sert çıkışlarda bulundu. Açıklamalarında şunları dile getirdi:
-
CHP içindeki bölücülük ve yolsuzluk iddialarına, “yolsuzluk çarkınız deşifre olmuştur, pisliklerin üzerini örtemezsiniz” diyerek tepkisini aktardı.
-
CHP’nin, muhalefeti siyasi rant malzemesine çevirmesini, sokakları terörize eden ve şiddet içeren söylemleriyle halkın güvenini sarsmaya çalıştığını belirtti.
-
“Ağzı bozuk müptezellerle sokakları terörize etmekten artık vazgeçin, bodoslama daldığınız çukura bizi ve milletimizi çekmeye çalışmayın” ifadeleriyle, CHP’ye sert uyarıda bulundu.
Erdoğan, bu çıkışlarıyla hem yerel yönetimde yaşanan sorunların boyutuna hem de muhalefetin ülke gündeminde üretmeye çalıştığı negatif söylemlere karşı net bir duruş sergiledi.
Konuşmanın Genel Değerlendirmesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı bu açıklamalarla:
-
Yerel yönetimlerde şeffaflık ve adaletin tesis edilmesi gerektiğini,
-
Siyasi arenada gerçek hizmet anlayışının ve hesap verebilirliğin ne kadar önemli olduğunu,
-
Ve ülke gündeminde bölücülükten, yolsuzluktan ve usulsüz uygulamalardan uzak, milli birlik ve beraberliğin sağlanması yönünde kararlı adımlar atılacağını ortaya koydu.
Bu söylemler, hem İBB’deki usulsüzlükler hem de CHP’nin mevcut siyasi söylemine yönelik eleştirileriyle, Türkiye’nin daha hesaplı, adil ve şeffaf bir yönetime kavuşması gerekliliğine vurgu yapıyor.
“Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına esas olan bilgi ve belgeleri getirenler CHP’lilerin bizzat kendileridir.”
– Cumhurbaşkanı Erdoğan
Belgelerin Kökenine Dair İddialar
Erdoğan, yaptığı konuşmada, CHP’li isimlerin yolsuzluk, rüşvet ve diploma sahtekârlığı gibi iddiaların soruşturulmasına dair delilleri getirdiğini ve bu bilgilerin yargı önüne serilmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtti. Açıklamasında;
-
Soruşturma Belgeleri: Erdoğan, “Belgelerin çoğunun, CHP’li isimler tarafından yargıya aktarıldığının da farkındalar” diyerek, iddiaların kendi partileri tarafından itiraf edildiğine işaret etti.
-
Parti İçi Çekişmeler: CHP’nin iç hesaplaşmalarının ve kendi içindeki çekişmelerin, bu belgelerin ortaya çıkmasında rol oynadığını vurguladı.
-
Yolsuzluk İddiaları: İstanbul Büyükşehir ve bazı ilçe belediyelerindeki yolsuzlukların boyutunun, “yamyamlığın kitabı yazıldı” şeklinde özetlendiği açıklamalar da, bu belgelerin soruşturmanın temelini oluşturduğunu gözler önüne seriyor.
Erdoğan’ın Eleştirileri ve Siyasi Mesajları
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarında yalnızca yerel yönetimlerdeki usulsüzlükleri değil, aynı zamanda CHP yönetiminin bu konuda soruşturma belgelerini getirmedeki çekincesine de sert tepkiler verdi:
-
Siyasi Şeffaflık Eksikliği: Erdoğan, CHP’nin, kendi içindeki hesaplaşmalar ve yolsuzluk iddialarını kamuoyuna yansıtmak yerine, bu konuda sessiz kalmayı tercih ettiğini belirtti.
-
Halkın Bilgilendirilmesi: “Milletin refahına yönelik her türlü sabotajın hesabı yargı önünde sorulacak” ifadeleriyle, adaletin tecelli edeceğini ve usulsüzlüklerin soruşturma kapsamında net bir şekilde ortaya konulacağını söyledi.
-
Parti İçi İtiraflar: Erdoğan, CHP içindeki itirafların ve belgelerin, partinin kendi üyeleri tarafından yargıya sunulduğunu hatırlatarak, “İnsanların kendi suçlarını örtmeye çalışmadan, gerçekleri ortaya koymaları gerektiğini” vurguladı.
-
Ekonomiye Yönelik Vurgular
Konuşmasının başlarında Erdoğan, Türkiye ekonomisine yönelik her türlü sabotajın yargı önünde sorulacağını belirtti. Ülke ekonomisini hedef alan müdahalelerin asla göz ardı edilmeyeceğini ifade eden Cumhurbaşkanı,:
-
Ekonomik sabote girişimlerine karşı alınacak hukuki ve idari önlemlere,
-
İhracat rakamlarında elde edilen rekor artışa ve
-
İş gücü piyasasında sağlanan olumlu gelişmelere dikkat çekti.
Erdoğan, “Bu krizler, Türkiye’nin azmiyle aşılacak; ekonomik başarılarımız ve istihdam artışımızla geleceğe güvenle bakıyoruz.” diyerek, küresel belirsizliklere rağmen ülkenin ekonomik direncini vurguladı.
Terör, Güvenlik ve Dış Politika Mesajları
TBMM Grup Toplantısı’nda Erdoğan, terör unsurlarına karşı kararlı tutum sergileyeceklerini sözlerine ekledi. Özellikle:
-
Silahların aradan çıkarılması ve terör duvarının yıkılması çağrısında bulundu,
-
Sınır ötesi tehditlere ve bölgedeki istikrarsızlığa karşı alınacak önlemleri detaylandırdı,
-
Suriye’de yaşanan gelişmeler ve terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı yürütülen operasyonların sonuçlarına dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı, “Türkiye, terörle mücadelede ve dış politikada yalnızca savunma değil, aynı zamanda yapıcı adımlar atarak bölgesel barışı tesis edecektir.” diyerek, uluslararası arenada Türkiye’nin rolüne vurgu yaptı.
Muhalefet Eleştirileri ve Siyasi Mesajlar
Erdoğan, konuşmasında ana muhalefet partilerinin ülke gündeminde verimsiz ve bölücülük yaratan yaklaşımlarını eleştirdi. Özellikle:
-
CHP’nin ve muhalefetin, ülkenin ekonomik ve toplumsal sorunlarına çözüm üretecek düzeyde çaba göstermediklerini,
-
Siyasi tartışmalarda suçlayıcı ve yapıcı olmayan söylemlere yer verdiklerini,
-
Ülkenin mevcut siyasi ortamında, hizmet ve eser siyasetinin ön plana çıkarılması gerektiğini vurguladı.
Erdoğan, “Milletimizin, bizi eleştirenlere değil; iş üreten, ülkeye katkı sağlayan liderlere destek vereceğini biliyorum. Siyasette amacımız, ülkemizin birliğini ve kalkınmasını sağlamaktır.” ifadeleriyle, muhalefetin eleştirel tutumuna karşı net mesajlar verdi.
Milli Birlik, Aile ve Sosyal Değerler
Toplantıda Erdoğan, ülke gündeminde sadece ekonomik ve siyasi konulara değil, aynı zamanda aile değerlerine ve milli birlik ruhuna de değindi. Konuşmasında:
-
Aile kurumunun, toplumun temel direği olduğunu hatırlattı,
-
Deprem ve doğal afetlerden etkilenen vatandaşlara yönelik alınan önlemler ve psiko-sosyal destek çalışmalarını öne çıkardı,
-
“Bizi birbirimize bağlayan milli değerlerimizden, ailemizden ve toplumsal dayanışmadan asla kopmayacağız.” diyerek, milli birliğin önemini vurguladı.
Dış Politika ve Bölgesel Strateji
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dış politikada Türkiye’nin bölgedeki ve dünyadaki konumunu güçlendirmeye yönelik stratejik hamlelerine de değindi. Açıklamalarında:
-
Suriye ve Gazze gibi bölgelerde yaşanan insani krizlere dikkat çekti,
-
Bölgesel istikrarın sağlanması için Türkiye’nin üstlendiği rolü ve yürütülen diplomatik çalışmaları aktardı,
-
“Türkiye, komşu ülkelerle kurduğu kardeşlik bağları ve stratejik ortaklıklarla, barış ve güven ortamını tesis edecektir.” ifadeleriyle, dış politika vizyonunu ortaya koydu.
Sonuç: Birlikte Daha Güçlü Bir Türkiye
TBMM Grup Toplantısı’nda yapılan konuşmalar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülke gündeminde yer alan tüm önemli meseleleri kapsayan kapsamlı bir stratejiyi yansıttı. Ekonomik sabote girişimlerine, terörle mücadeleye, muhalefetin bölücülüğüne ve dış politika hamlelerine karşı kararlı duruşunu sergileyen Erdoğan, aynı zamanda milli birlik, aile değerleri ve toplumsal dayanışma mesajlarını da vurguladı.
Bu kapsamlı açıklamalar, hem ülke içindeki hem de uluslararası arenadaki aktörlere net mesajlar verirken, Türkiye’nin geleceğine dair umut ve inancı pekiştirmeyi amaçlıyor.
-
Gündem
Bahçeli’den Kritik Adım: “Terörsüz Türkiye Komisyonu” Üyelerini Açıkladı
Açıklaması
Devlet Bahçeli, Meclis’te kurulacak “Terörsüz Türkiye Komisyonu” için MHP’den Feti Yıldız, Muhammet Levent Bülbül, Halil Öztürk ve Yücel Bulut’u atadı. Komisyonun rolü, işleyişi ve sonraki adımlar bu makalede.
Giriş
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Terörsüz Türkiye Süreci” kapsamında Meclis’te oluşturulacak komisyona katılacak partiler arası heyetlerde MHP adına görev yapacak isimleri 26 Temmuz 2025 günü resmen duyurdu. Bu komisyon, PKK’nın silah bırakma sürecini muhatap alan “Terörsüz Türkiye” vizyonunun somut adımlarla hayata geçirilmesi amacıyla TBMM bünyesinde oluşturuluyor
Komisyonun Amacı ve Kapsamı
-
Amaç: PKK ve bağlantılı grupların silah bırakma çağrısının ardından, toplumsal barış ve terörün sonlandırılması yol haritasını hazırlamak.
-
Kapsam: Barış süreci adımları, toplumsal uzlaşı ve güvenlik politikalarının demokratik zeminde güçlendirilmesi.
-
Üye Sayısı: Toplam 51 milletvekilinden oluşacak; AKP 21, CHP 10, DEM Parti 4, MHP 4, İYİ Parti 3, Yeni Yol Grubu 3, grubu olmayan diğer partilerden 6 kontenjan.
MHP’den Görev Alacak Dört İsim
-
Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız
-
Sakarya Milletvekili Muhammet Levent Bülbül
-
Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk
-
Tokat Milletvekili Yücel Bulut
İsimlerin Yetkinlikleri ve Rolü
-
Feti Yıldız: Parti içi tecrübesi, stratejik planlama, komisyonun koordinasyon ve raporlama süreçlerinde kilit rol.
-
Levent Bülbül: Bölgesel barış girişimleri, STK ilişkileri ve toplumsal destek kanallarını güçlendirme.
-
Halil Öztürk: Güvenlik politikaları uzmanlığı, Meclis içi uzman komisyonlarla eşgüdümlü çalışma.
-
Yücel Bulut: Yerel dinamiklerin Meclis düzeyine taşınması, Tokat başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğu temsilciliği.
Komisyonun İşleyiş Takvimi
-
Üye Bildirim Son Tarihi: 31 Temmuz 2025, 17:00’ye kadar TBMM Başkanlığı’na teslim edilmiş olacak.
-
İlk Toplantı: Ağustos başında planlanıyor; komisyon isminin kesinleşmesi ve çalışma usulü belirlenecek.
-
Rapor ve Öneriler: Eylül 2025 sonuna dek ara rapor; yıl sonuna dek nihai yol haritası TBMM Genel Kurulu’na sunulacak.
Süreçte Diğer Partilerin Yaklaşımları
-
İYİ Parti: Komisyona katılmama kararı alarak, yapının “TBMM İçtüzüğü’ne uygun uzman komisyon” statüsü taşımadığı eleştirisini yineledi.
-
Diğer Gruplar: AKP, CHP ve DEM Parti başta olmak üzere grubu bulunan partiler süreci destekleme ve katkı verme eğiliminde.
Değerlendirme ve Beklentiler
-
Toplumsal Barış: Silah bırakma çağrısının pratik adımlarla desteklenmesi, çözüm sürecine yeniden ivme kazandırabilir.
-
Güvenlik Ihlallerinin Azalması: Komisyonun kararları, bölgesel güvenlik politikalarını demokratik denetimle güçlendirebilir.
-
Siyasi Uzlaşma Kültürü: Farklı görüşlerin ortak metinlerde buluşması, TBMM’nin uzlaşma kapasitesini artıracak.
Sonuç
Devlet Bahçeli’nin açıkladığı MHP heyeti, “Terörsüz Türkiye” hedefinin Meclis zemininde işlenmesi sürecinde önemli bir aktör. Komisyonun başarısı, üye dağılımındaki denge, işleyiş mekanizmaları ve siyasiler arasındaki diyalog kalitesiyle doğrudan ilişkili olacak. Sürecin yakından izlenmesi, atılacak her adımda toplumsal güven ve barışın tesisine yönelik güçlü bir sinyal niteliği taşıyor.
Bu makale, “Terörsüz Türkiye Komisyonu” konusundaki en güncel gelişmelere dayanarak hazırlanmıştır.
Gündem
İmralı Cezaevi’nden Tahliye: Veysi Aktaş 31 Yıl 3 Ay Sonra Serbest Bırakıldı
“İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 31 yıl 3 ay tutuklu kalan Veysi Aktaş, infaz ertelemelerinin ardından 25 Temmuz 2025’te tahliye edildi. Tahliye süreci ve yasal dayanakları bu makalede detaylıca inceleyin.”
Makale İçeriği
1. Giriş
PKK hükümlüsü Veysi Aktaş, “Devletin egemenliği altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almış ve 2015’ten beri İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuluyordu. 28 Nisan 2024’te yasal 30 yıllık infazını tamamlamasına rağmen, İdare ve Gözlem Kurulu kararıyla tahliyesi önce bir yıl, ardından üç ay ertelendi. Nihayet 25 Temmuz 2025’te tahliye kararı uygulandı
2. Ceza ve İnfaz Süreci
1994 yılında PKK yöneticiliği iddiasıyla tutuklanan Aktaş, 2015 yılında “çözüm süreci” kapsamında Mehmet Sait Yıldırım, Ömer Hayri Konar, Çetin Arkaş ve Nasrullah Kuran ile birlikte İmralı’ya sevk edilmişti 30 yıllık yasal infaz süresi 28 Nisan 2024’te tamamlandı; ancak İdare ve Gözlem Kurulu, iç denetim gerekçesiyle tahliyesini bir yıl erteledi. Bu erteleme, Aktaş’ın “umut hakkı” kapsamında değerlendirilmesini sağlayan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına da paralel bir karardı.
3. Tahliye Ertelemelerinin Hukuki Dayanağı
AİHM içtihatlarına göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan mahkûmlar, belirli koşulları sağladıklarında topluma yeniden kazandırılma amacıyla salıverilme umuduna sahip olmalı; bu kapsamda pişmanlık, iyi hal ve toplumsal güvenlik unsurları dikkate alınıyor. İdare ve Gözlem Kurulu’nun erteleme kararları, infaz rejiminin titiz denetimini ve AİHM kriterlerine uyum arayışını yansıtıyo
4. Tahliye Tarihi ve Uygulama
Tahliyesi toplamda bir yıl üç ay ertelenen Veysi Aktaş, cezaevinde 31 yıl 3 ay geçirdikten sonra 25 Temmuz 2025 tarihinde serbest bırakıldı. Yargı kaynakları, sürecin tamamen infaz mevzuatı ve infaz hakimliklerinin onayı çerçevesinde yürütüldüğünü, hiçbir ayrıcalık veya istisna uygulanmadığını belirtti .
5. Toplumsal ve Siyasi Yansımalar
Tahliye haberi, başta HDP ve insan hakları örgütleri olmak üzere farklı kesimlerden “infaz adaleti” ve “insan hakları” vurgusuyla karşılandı. Bazı hukuk çevreleri, erteleme kararlarının AİHM içtihatlarına uygun yürütülmesinin pozitif tarafını öne çıkarırken; muhalif medya, “İmralı’dan ilk tahliye” diye manşetlerine taşıdı
Sonuç
İmralı Cezaevi’nin yüksek güvenlikli koşullarında 31 yılı aşkın süre geçiren Veysi Aktaş’ın tahliyesi, Türkiye’de ağırlaştırılmış müebbet infaz rejiminin işleyişine ilişkin tartışmaları yeniden gündeme taşıdı. Tahliye sürecinin hukuki zemini ve infaz ertelemeleri, AİHM içtihatlarıyla uyumlu yürütüldü. Bu gelişme, hem infaz sistemine hem de toplumsal adalet algısına dair önemli bir örnek teşkil ediyor.
Gündem
Alanya’da Skandal: Ünlü Doktor A.D. ve Hemşirenin Uygunsuz Görüntüleri, “Pes” Dedirten Yapay Zeka Savunması
Açıklaması
Alanya’nın tanınan doktoru A.D. ile hemşiresine ait olduğu iddia edilen uygunsuz görüntüler sosyal medyada yayıldı. Doktorun “Hesabım ele geçirildi, yapay zekâ” savunması büyük tepki topladı.
Olayın Perde Arkası
Antalya’nın Alanya ilçesinde Tanınan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. A.D.’ye ait olduğu iddia edilen uygunsuz görüntüler, doktorun kendi sosyal medya hesabından paylaşılınca ilçe gündemi kısa sürede çalkalandı . Görüntülerin yayılmasından sonra sosyal medyada “pes” dedirten tepkiler gelirken, olayın kaynağı hakkında birçok iddia ortaya atıldı.
Yapay Zekâ İddiası ve Doktorun Açıklaması
Dr. A.D., paylaşımın ardından hızlı bir şekilde yaptığı açıklamada, hesabının “kısa süreliğine ele geçirildiğini” öne sürerek söz konusu görüntülerin “yapay zekâ ile oluşturulmuş, gerçek dışı ve tamamen sahte” olduğunu savundu . Açıklamasında, “Gerekli tüm hukuki adımlar atılmıştır. Lütfen gördüğünüz her içeriğin gerçekliğinden emin olmadan inanmayın” ifadesini kullandı .
Hemşire İddiası
Yerel kaynaklar, görüntüleri önce yayımlayan kişinin Dr. A.D. ile arası bozuk olduğu iddia edilen hemşire olabileceğini öne sürdü . Diğer yandan, bazı medya organları da sosyal medya hesabının üçüncü kişiler tarafından ele geçirilme ihtimaline dikkat çekerek olayın “kişisel husumet”ten ziyade “siber saldırı” olabileceğini belirtti .
Hukuki Süreç ve Sonraki Adımlar
Doktor A.D.’nin avukatı aracılığıyla başlatılan ön soruşturma kapsamında, sosyal medya platformundan dijital delillerin toplanması ve görüntülerin kaynağının tespiti için bilirkişi incelemesi talep edildi . Ayrıca, “kişilik haklarının ihlali” ve “kişisel verilerin izinsiz kullanımı” gerekçesiyle hem hukuki hem de cezai yaptırımlar için savcılığa suç duyurusunda bulunuldu.
Kamuoyunun ve Medyanın Tepkisi
Olay, hem Alanya’da hem de ulusal medyada sıcak gelişme olarak takip edilirken; sosyal medya kullanıcıları, derhal gerçeklerin ortaya çıkarılmasını ve sorumluların cezalandırılmasını talep etti . Uzmanlar ise “yapay zekâ kaynaklı derin sahte” içeriklerin artışına dikkat çekerek, dijital okuryazarlık ve sosyal medya güvenliği konusunda uyarılarda bulundu.
Sonuç
Alanya’da büyük yankı uyandıran bu skandal, dijital çağda “görsel manipülasyon” ve “siber güvenlik” konularının ne denli kritik olduğunu bir kez daha gösterdi. Hukuki süreç ilerledikçe, hem yerel halk hem de doktor-hasta güven ilişkisi açısından sonuçları takip edilmeye devam edecek.
-
Gündem6 gün önce
Sivas’ta Feci Kaza: Yolcu Otobüsü Dağın Yamacına Çarptı, 3 Ölü – 24 Yaralı
-
Gündem1 hafta önce
20 Yıllık Gizem Çözüldü: Pendik’te Gönül Çelen Cinayeti Dosyası Raftan İndi
-
Politika4 gün önce
Ahmed Şara’ya 7 Ayda 3 Suikast Girişimi: Her Defasında Türk İstihbaratı Devredeydi
-
Politika1 hafta önce
Avrupa’nın En Büyük Limanı Rotterdam, İsrail’e Kapanıyor: Silah Taşımacılığı Durdu!
-
Gündem6 gün önce
Kocaeli’de Kan Donduran Cinayet: “Sen Beni Aldatıyorsun” Diyen Eşi Tüfekle Vurdu – İlk İfadesi Ortaya Çıktı
-
Gündem6 gün önce
Ümraniye’de Özel Menzilli Havalı Tüfek Cinayeti: Mobilya Ustası 142 Metre Uzaklıktan Vurularak Hayatını Kaybetti
-
Gündem1 hafta önce
Dürziler İsrail Saldırılarıyla Gündemde: İnanç Sistemlerinde Namaz ve Oruç Neden Yok?
-
Gündem5 gün önce
Etçil Dev Çekirge Şaşırtıyor: Batman’da 20 cm’lik “Etcanavarı” Görüntülendi