Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

CEMRE YARIN HAVAYA DÜŞÜYOR: BAHARIN MÜJDESİ VE KÜLTÜREL KÖKLERİ

Yayımlandı

üzerinde

Cemre Yarın Havaya Düşüyor: Baharın Müjdecisi ve Kültürel Kökleri

 

Yarın, Türk kültüründe baharın gelişini simgeleyen ilk cemre havaya düşecek. Peki nedir bu cemre? Nereden çıkmıştır? İşte bu kadim geleneğin derin anlamları ve kültürümüzdeki yeri…

 

Cemre Nedir?
Cemre, Arapça “ateş” veya “kor” anlamına gelen bir kelimedir. Türk kültüründe ise ilkbahara geçişin sembolü olarak kabul edilir. Üç aşamada gerçekleşir:
1. Havaya (19-20 Şubat),
2. Suya (26-27 Şubat),
3. Toprağa(5-6 Mart).

Her cemre, sıcaklığın artmasını ve doğanın uyanışını temsil eder. Yarın düşecek ilk cemreyle birlikte havalar yavaş yavaş ısınmaya başlayacak, ardından su ve toprak canlanacak.

 

Cemrenin Kökeni: Şamanizm’den Günümüze
Cemre kavramı, Orta Asya Türk kültürüne dayanır. Eski Türkler, doğa olaylarını tanrıların mesajı olarak yorumlardı. Cemre de Gök Tanrı inancı ve Şamanist geleneklerle ilişkilendirilir. İnsanlar, kışın bitişini ve bereketin gelişini ateşin arındırıcı gücüyle açıklardı.

Zamanla İslamiyet’le harmanlanan bu inanış, Anadolu’da halk takvim ne dönüştü. Özellikle göçebe yaşam tarzı süren Türkler, hayvanların otlaklara çıkış zamanını ve tarım döngülerini cemrelere göre planlardı.

 

Kültürümüzde Cemre: Şiirler, Ritüeller ve İnanışlar
Edebiyatta Cemre: Divan şiirinde cemre, aşkın yakıcılığını veya ilahi aşkı sembolize eder. Örneğin, Fuzuli’nin bir beytinde:
Cemre düşer cana, yanar dil-i şeydâ bu demde / Aşk oduna yaktı beni, hava, su, hâk ile sen.
Halk İnanışları: Cemre düşerken evler temizlenir, suya para atılıp bereket dilenir. Bazı yörelerde ise cemre çiçeği (kardelen) toplanarak evlere asılırdı.
Tarım ve Hayvancılık: Çiftçiler, toprağa cemre düştükten sonra ekim yapar; göçerler, hayvanlarını otlatmaya hazırlanırdı.

 

Bilimsel Açıdan Cemre: Efsane mi Gerçek mi?
Cemre, meteorolojik bir olay değil, kültürel bir fenomendir. Ancak eski Türklerin doğa gözlemleriyle örtüşür: Şubat sonu ve Mart başı, Kuzey Yarımküre’de güneş ışınlarının dik açıyla gelmeye başladığı, sıcaklıkların yükseldiği bir dönemdir. Bilimsel veriler, cemre tarihlerinin ortalama sıcaklık artışlarıyla paralellik gösterdiğini doğrular.

 

Günümüzde Cemre: Bir Kültür Mirası
Cemre, modern zamanda da medyada haber olur, sosyal medyada paylaşılır. Örneğin, “Cemre düşmeden bahar gelmez” sözü halk arasında yaygındır. UNESCO’nun somut olmayan kültür mirası listesine aday gösterilen bu gelenek, Anadolu’nun kadim hafızasını yansıtır.

Ancak küresel ısınma nedeniyle cemre tarihleri artık daha sıcak günlere denk gelse de, bu inanış hala doğayla kurduğumuz bağın bir nişanesi olarak yaşıyor.

Son Söz
Cemre, sadece bir meteorolojik dönüm noktası değil; bin yıllık bir kültürün, doğayla uyumlu yaşam felsefesinin izlerini taşıyor. Yarın havaya düşecek ilk cemreyle birlikte, yeniden doğanın ritmine kulak vermenin tam zamanı… 🌱

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Cübbeli Ahmet’ten Şok Fetva: “Depremde Cünüp Ölmek Caizdir” – Şartları ve Tepkiler

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Cübbeli Ahmet’in Instagram paylaşımlı yeni fetvasında “Depremde cünüp ölmek caizdir” dediği, Kâfirûn Suresi okuma, meşru ilişki ve namaz şartlarının neler olduğu, İslâm hukukundaki dayanakları ve eleştirileri bu makalede bulabilirsiniz.

Özet
Son günlerde sosyal medyada büyük yankı uyandıran Cübbeli Ahmet’in “Depremde cünüp ölmek caizdir” fetvası, Kâfirûn Suresi okunması, ilişkinin meşru olması, namaz kaçırılmaması ve gusül alma niyeti şartlarını gündeme taşıdı . Bu makalede, söz konusu fetvanın içeriği, dayanakları, İslâm hukuku çerçevesindeki geçerliliği ve eleştirileri detaylı şekilde ele alınacaktır.

1. Haber Özeti

Cübbeli Ahmet, Instagram’da paylaşılan kısa bir videoda depremde cünüp ölmenin caiz olduğunu belirterek, “Kâfirûn suresini okuması, ilişkinin meşru olması, namaz kaçırmaması ve gusül alma niyetinde olması gerekiyor” demiştir . Cübbeli Ahmet’in resmi web sitesinde benzer içerikli geçmiş sohbetler yer almakla birlikte, bu yeni fetva deprem şartları çerçevesinde verilmiştir .

2. Fetvanın Şartları ve İçeriği

2.1 Cünüplük ve Gusül

– İslam’da cünüp (cinsel ilişki veya meni çıkışı sonrası) hâlinde gusül abdesti almak farzdır
– Guslün farz olduğu haller klasik kaynaklarda; cünüp olma, hayız ve lohusalık hallerinin sona ermesi olarak belirtilir .
– Cübbeli Ahmet’e göre, deprem gibi olağanüstü hâllerde gusül imkânı bulunmayanlar için cünüp ölmenin şehadet hükmünde olduğu yönünde bir kolaylık söz konusudur .

2.2 Kâfirûn Suresi Okuma Şartı

Cübbeli Ahmet, deprem anında cünüp olarak ölen kişinin Kâfirûn Suresi’ni okumasının şart olduğunu vurgulamıştır . Klasik kaynaklarda cünüplük hâlinde mushafa dokunmanın caiz olmadığı konusunda icma bulunsa da , sûrenin okunması veya zikri farklı değerlendirmelerde kolaylık sağlayabilir.

2.3 Meşru İlişki ve Namaz Kaçırmama

Fetvaya göre, ölen kişinin son zamanlarda nikah usulüne uygun cinsel ilişki yaşamış olması ve namazlarını aksatmadan kılması gerekmektedir . İslam hukukuna göre cünüplük hali günlük hayatı engellemez fakat namaz vakti geçmeden guslünü yapmamak önemli bir kusur sayılır

3. Dini ve Hukuki Dayanaklar

3.1 Kur’ân-ı Kerîm

“Ey iman edenler! Namaza durduğunuzda yüzlerinizi ve dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı mesh edin ve ayaklarınızı topuklara kadar yıkayın. Eğer cünüb iseniz gusledin…” (Mâide, 5:6) .
Bu ayet, guslün cünüplük hâline net bir çözüm sunduğunu açıklar.

3.2 Hadis ve Fıkıh Kaynakları

– “Cünüp olan kimse gusül farzı vaktini geçirmeden önce gerekli işleri yapar, en kısa sürede gusleder” uyarısı vardır
– KSÜ İlahiyat Fakültesi makalesi, cünüp olarak ölmenin büyük günah veya küfür hükmünde olmadığını; ölümün zamanını kimsenin bilemeyeceğini belirtir

4. Eleştiriler ve Toplumsal Tepkiler

– Dinî çevrelerden, deprem gibi afet şartlarında dahi guslün güçlük olarak görülmemesi gerektiği, tehir edilmemesi gerektiği yönünde eleştiriler gelmiştir
– Bazı âlimler, böyle bir fetvanın İslam’ın temel temizlik ve ibadet prensipleriyle çeliştiğini savunmaktadır
– Sosyal medyada, söz konusu fetvanın yanlış anlaşılmalara yol açabileceği ve afetten etkilenenlerin dinî bir zorlukla karşılaşmaması için dikkatli olunması gerektiği vurgulanmıştır.

5. Sonuç

Deprem gibi olağanüstü şartlarda cünüp ölmenin caiz olduğuna dair Cübbeli Ahmet fetvası, hem İslam hukukundaki kolaylık ilkelerine hem de temizlik ve ibadet sorumluluğuna dair tartışmaları alevlendirmiştir. Bu fetvanın yorumlanmasında Kur’an-ı Kerîm, hadis ve mezheplerin kıyas yöntemleriyle birlikte sosyal ve insani boyutun göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

Okumaya Devam Et

Gündem

“2025’in En Büyük Sosyal Konut Seferberliği: Murat Kurum’dan Gençlere ve Emeklilere Kapsamlı Konut Müjdesi”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, yıl sonunda 81 ili kapsayan en kapsamlı sosyal konut kampanyasını başlatacaklarını açıkladı. Evi olmayan gençler ve emekliler kira öder gibi ev sahibi olacak.

Özet

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 25 Nisan 2025’te katıldığı canlı yayında, evi olmayan gençler ve emekliler için yıl sonunda 81 ili kapsayan “bugüne kadar yapılmış en büyük sosyal konut kampanyası”nı başlatacaklarını duyurdu . Kampanya; dar gelirli vatandaşlar, gençler, emekliler, şehit ve gazi yakınlarına ayrı kontenjanlar tanıyarak kira öder gibi ev sahibi olma fırsatı sunmayı hedefliyor .

Kampanyanın Genel Hatları

  • Kapsam: Türkiye genelinde 81 ilde eş zamanlı yürütülecek sosyal konut projesi

  • Büyüklük: Cumhuriyet tarihinin en büyük seferberliği olarak nitelendirilen kampanya, bugüne kadar yapılmış en geniş ölçekli sosyal konut hamlesi olacak .

  • Yetkili Kuruluş: Proje, TOKİ (Toplu Konut İdaresi Başkanlığı) ve Milli Emlak Genel Müdürlüğü iş birliğiyle hayata geçirilecek .

Kimler Yararlanacak?

  • Gençler: İlk kez ev sahibi olacak 25 yaş altı gençler, uygun ödeme planlarıyla konut sahibi olabilecek.

  • Emekliler: Evi olmayan emekliler için özel kota ayrılacak ve 20 yıla varan vadelerle avantajlı ödeme imkânı sağlanacak .

  • Dar Gelirliler: Şehit/gazi yakınları ve alt gelir grubu vatandaşlar da ayrı kontenjanlardan yararlanacak .

Kapsam ve Takvim

  • Hazırlık Süreci: Bakanlık, ihtiyaç duyulan arsalar için valiliklere genelge göndererek etüt çalışmalarını tamamladı .

  • Başlangıç Tarihi: Kampanya, 2025 yılının son çeyreğinde tüm illerde eş zamanlı olarak başlayacak

  • Tamamlanma: Projenin ilk aşamasında toplam 1.5 milyon sosyal konutun inşa edilmesi planlanıyor .

Başvuru ve Ödeme Koşulları

  1. Şartlar: Aile geliri üst sınırı, önceden evi olmama koşulu ve yaş kriterleri başvuru koşulları arasında yer alacak .

  2. Kura Sistemi: Talepler, başvuru sonrasında kura yöntemiyle değerlendirilecek .

  3. Vadeler: 20 yıla kadar uzayan vade imkânı, düşük peşinat veya peşinatsız ödeme seçenekleri sunulacak .

Beklenen Etkiler

  • Piyasa Düzenlemesi: Yeni arz, konut fiyatları ve kiralarda denge sağlayarak sektörün hareketliliğini artıracak .

  • Sosyal Etki: Gençlerin ve emeklilerin barınma güvenliğini güçlendirerek sosyal refah düzeyini yükseltecek .

  • Kentsel Dönüşüm: Deprem riskini azaltmaya yönelik kentsel dönüşüm seferberliğiyle entegre bir yaklaşım sunuluyor .

Sonuç

Murat Kurum’un açıkladığı yeni sosyal konut kampanyası, Türkiye genelinde dar gelirli kesimlere yönelik en geniş kapsamlı proje olarak öne çıkıyor. Evi olmayan gençler ve emekliler için kira öder gibi ev sahibi olma fırsatı sağlayacak bu seferberlik, hem sosyal adaleti güçlendirecek hem de inşaat sektörüne yeni bir dinamizm kazandıracak.

Okumaya Devam Et

Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeni Zelanda Başbakanı Luxon’u kabul etti

Yayımlandı

üzerinde

Cumhurbaşkanı , Başbakanı Christopher Luxon’u İstanbul’da kabul etti. Beşiktaş Cumhurbaşkanlığı Ofisi’nde gerçekleşen görüşmede iki lider ile Yeni Zelanda ikili ilişkileri, bölgesel ve küresel konular ele aldı.

İkili görüşmede Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Yeni Zelanda arasında tarihi dostluk bağları bulunduğunu, Türkiye’nin Yeni Zelanda’yı Pasifik bölgesinde önemli bir ortak olarak gördüğünü, iki ülke arasında ticaret, ulaştırma, savunma sanayii başta olmak üzere birçok alanda atılan ve atılacak adımlarla iş birliğini kuvvetlendirmek için çalıştıklarını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın önemli sınamalarla karşı karşıya bulunduğunu, Gazze’deki İsrail saldırılarının durması için Türkiye’nin gayret gösterdiğini, bölgede kalıcı barışın sağlanmasının ancak iki devletli çözümle mümkün olduğunu kaydetti.

Kabulde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç da eşlik etti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar