Ekonomi
Bakan Şimşek: Birkaç yıl içinde ciddi bir konut seferberliğine gireceğiz

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, katıldığı Tv100 yayınında önemli açıklamalarda bulundu.
Yüzde 5,03 olarak açıklanan ocak ayı enflasyonunu değerlendirlen Bakan Şimşek, “Yılın ilk ayında enflasyonun yüzde 5 olarak çıkması beraberinde birtakım tartışmalar getirdi. Ocak ayındaki bu enflasyon son 4 yılın ocak aylarındaki en düşük enflasyondur” dedi.
Bakan Şimşek, bu sene enflasyonun yüzde 24’e düşmesini öngördüklerini söyledi.
“Enflasyondaki düşüş fiyatların düşüşü olarak algılanmamalı, fiyatların artış hızının yavaşlaması olarak okunmalı” diyen Bakan Şimşek, “Enflasyondaki düşüş sürecek. Ocak ayı enflasyonu, enflasyonla mücadeleye ilişkin kurgumuzu etkilemedi” diye konuştu.
“KONUT ARZINI ARTIRACAK CİDDİ BİR ÇABA İÇİNDEYİZ”
“Hayat pahalılığı Türkiye’nin şuanda karşı karşıya olduğu en önemli ekonomik sorun” diyen Bakan Şimşek, “Nüfusumuzun yaklaşık yüzde 82.7’si şehirlerde yaşıyor. Bence en önemli hayat pahalılığı bileşeni kiralar burada. Ev sahipliği oranı yüzde 56’larda. Son yıllarda gerek konut fiyatlarının hızlı yükselmesi, gerekse kiraların hızlı yükselmesiyle vatandaşımızın hayat pahalılığından kastı kira oluyor. Burada konut arzını artıracak ciddi bir çaba içindeyiz. Bir taraftan deprem bölgesinde bir inşa çalışması var. Bunun da dışında sosyal konutlar, yerinde dönüşüm, kentsel dönüşüm, tüm bu konularda bütçeden çok ciddi bir destek veriyoruz. Ben inanıyorum ki birkaç yıl içinde çok ciddi bir sosyal konut seferberliğine gireceğiz. Devletimizin desteklediği ve vatandaşımızın çok rahat erişebileceği konutlardan bahsediyoruz. Bu enflasyonla mücadelede en önemli başlıklarımızdan” dedi.
“KÖKLÜ BİR ÇÖZÜM PEŞİNDEYİZ”
Bakan Şimşek, “Vatandaşımız hayat pahalılığı şikayetinden haklı. Enflasyon adaletsiz bir vergi gibidir. Özellikle sabit ve dar gelirlileri vurur. Enflasyon en büyük kötülüktür. Mutlaka enflasyonla mücadele edilmelidir. Vatandaşımız müsterih olsun, köklü bir çözüm peşindeyiz. Bütün dünyada mücadele bir zaman alıyor. Pandemi sonrası Avrupa ve Amerika’da da enflasyonda artış görüldü. Yüzde 9-10’lara çıkan enflasyonu 2-3’e düşürmeleri 3 yıldan fazla süre aldı. Bizim dezenflasyon programımız 2023’ün 2. yarısında başladı ve daha 2 yılını doldurmadı. Enflasyondaki düşüş sürecek” açıklamalarında bulundu.
TÜZEL KİŞİLERİN KKM PROGRAMINA SON VERECEĞİZ
Kur korumalı mevduattan (KKM) çıkış konusunda kararlı olduklarını belirten Şimşek “Ağustos 2023’te 3,4 trilyon liraya çıkan KKM, şu anda 1 trilyon liranın altına indi. Dolar cinsinden 144 milyar dolardan 30 milyar doların altına indi. Bunun üçte birinden az bir kısmı şirketlerin yani tüzel kişilerin. Geriye kalanı gerçek kişilerin. Merkez Bankamızın bize verdiği perspektifi baz alırsak muhtemelen bu senenin ilk yarısında tüzel kişilere ilişkin bu programa son vereceğiz.” diye konuştu. 76 haftadır KKM’nin düşüşe devam ettiğini belirten Şimşek, istenirse bugün dahi adımlar atılabileceğini ancak yumuşak geçişi tercih ettiklerini belirtti.
TRUMP’IN YENİ DÖNEMİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER
Türkiye’nin ABD ile serbest ticaret anlaşması olmadığını belirten Şimşek, ABD yeni yönetiminin bazı uygulamalarının belirsizlik ve tedirginlik yarattığını ancak Türkiye açısından doğrudan risklerin çok düşük, neredeyse yok denilecek kadar olduğunu ifade etti.
ABD’nin gümrük tarifelerini artırmasının dolaylı etkileri olabileceğini belirten Şimşek, “Şu ana kadar Çin’e karşı açıklanan tarife artışı çok dramatik değil. Büyük sonuçlar doğuracak boyutta değil. Geriye ne kalıyor? Siyasi mülahazalarla atılacak adımlar kalıyor. Cumhurbaşkanı’mızla ABD Başkanı’nın diyaloğu ve ilişkileri iyi. Türkiye’ye karşı ticarette özel korumacılık tedbirlerinin geliştirileceğine inanmıyorum. Suriye konusunda birtakım hassasiyetlerimiz var. Şu ana kadar gelen mesajlar nispeten yapıcı. O konuda da biz umutluyuz.” dedi.
“KAPISINI ÇALMAYACAĞIMIZ MÜKELLEF OLMAYACAK”
Kayıt dışılıkla mücadelede “2025’te kapısını çalmayacağımız hiçbir mükellefin olmayacağını ilan etmek istiyorum.” ifadesini kullanan Şimşek, “Hem büyük mükelleflerin üzerine gideceğiz hem de kayıt dışı olan diğer bütün mükelleflerin üzerine gideceğiz. Analizler ve çapraz kontroller yapıyoruz. Ama bu dönemin en önemli özelliği sürekli sahada olacağız. 2024’te yaklaşık 2,2 milyona yakın yoklama yaptık. 1,2 milyon civarında bu denetime tekabül ediyor. 2025’te bunu arttırmak istiyoruz.” diye konuştu.
Kira sözleşmelerinin e-Devlet üzerinden yapılmasını sağlayan uygulamaya ilişkin, 11 bin 600’ün üzerinde kira sözleşmesinin e-Devlete taşındığını, Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesi kanalıyla da şu ana kadar 38 bin kiracının formu doldurduğunu, amaçlarının kayıt dışılığı azaltmak olduğu belirtti. Şimşek, “Ev sahibi gelip gönüllü şekilde beyannameyi vermezse sadece 2024’ün kirasını incelemeyeceğiz. 5 yıl geriye gidip inceleme yapacağız.” diye konuştu.
Ekonomi
Japonya’da pirinç krizi: Stoklardan 200 bin ton çıkarılacak

Japonya Tarım Bakanı Shinjiro Koizumi, temel gıda maddesi olan pirincin artan fiyatlarını kontrol altına almak amacıyla hükümetin stoklarından 200 bin tonluk ek bir pirinç satışına daha gideceklerini açıkladı. Satışlar, doğrudan perakendecilerle yapılan sözleşmeler yoluyla gerçekleştirilecek.
Stoklardan piyasaya sürülecek pirincin 100 bin tonu 2020, diğer 100 bin tonu ise 2021 yılı hasadına ait olacak. 2020 mahsulü pirincin 5 kilogramlık paketlerinin 1.700 yen gibi daha uygun fiyatlarla mağazalarda satışa sunulması bekleniyor.
Bu adımla birlikte Japonya’nın pirinç rezervi yaklaşık 100 bin tona düşmüş olacak. Mart ve Nisan aylarında yapılan açık artırmalar öncesinde bu stok miktarı 910 bin ton civarındaydı.
Koizumi, düşen rezerv seviyesinin acil durumlarda yetersiz kalabileceği yönündeki endişelere dikkat çekerek, ülke içi arzın istikrarını sağlamak adına pirinç ithalatına açık olduğunu belirtti.
Piyasaya sürülecek pirinç, büyük perakende zincirlerinin yanı sıra küçük süpermarketler ve özel ürün mağazalarına da dağıtılacak. Tarım Bakanlığı, başvuruları Çarşamba gününden itibaren kabul etmeye başlayacak.
“Stoktaki pirinci hızlı şekilde ulaştırarak tüketicilere daha düşük fiyatlarla sunmayı hedefliyoruz” diyen Koizumi, yüksek fiyatlar nedeniyle halkın yaşadığı memnuniyetsizliğe çözüm arandığını vurguladı.
Japonya, afetler ve kötü hasat yılları gibi acil durumlara karşı yılda 200 bin tonluk alımlarla oluşturulan yaklaşık 1 milyon tonluk bir pirinç rezervi tutuyor. Ülkenin yıllık pirinç tüketimi ise yaklaşık 6.7 milyon ton.
Geçen yazdan bu yana mağazalarda pirinç sıkıntısı yaşanıyor. 1 Haziran haftasında 5 kilogramlık pirincin ortalama fiyatı 4.223 yene kadar çıkarak, geçen yılın iki katına ulaştı. Hükümet, bazı toptancılar ve çiftçilerin fiyatların daha da yükseleceği beklentisiyle pirinç stokladığından şüpheleniyor.
Mayıs sonunda Tarım Bakanı olarak göreve başlayan Koizumi, önceki bakan Taku Eto’nun istifasının ardından göreve gelmişti. Yeni dönemde hükümet, fiyat artışlarına karşı ilk kez doğrudan satış yöntemiyle 300 bin ton pirinç piyasaya sürme kararı almıştı.
Koizumi, kalan rezervin afet ve kötü hasat gibi olağanüstü durumlar için “yeterli” olduğunu ifade ederek, 2011 yılındaki büyük deprem ve tsunaminin ardından sadece 40 bin tonluk bir stokun kullanıldığını hatırlattı.
Ekonomi
BİM Aktüel Kataloğu 13 Haziran cuma: Vantilatör, mini buzdolabı, klima, salıncak, dolap ve çadır geliyor

BİM’de bu haftanın indirimli ürünler listesi belli oldu. Oyuncu kulaklığı 499 TL, Gaming Klavye 499 TL, Mini Buzdolabı 5.990 TL, Ayaklı Vantilatör 1.350 TL, Btu Portatif Klima 8.900 TL, Buz Makinesi 2.990 TL, Airfryer 4.290 TL, Doğrayıcı 990 TL, Elektrikli Süpürge 3.490 TL, Hibrit Tıraş Makinesi 749 TL olacak. BİM’de motosiklet ürünlerindeki kampanyalı fiyatlar merakla bekleniyordu. Carplay Multimedya Ekran 2.290 TL, Yüksek Hızlı Hava Üfleyici 990 TL, Motosiklet Sele Brandası 99 TL, Motosiklet Uyarı Işığı 225 TL, Lastik Basınç Ölçme Cihazı 990 TL, Motosiklet Kameralı İntercom Sistemi 4.450 TL’den satışa sunulacak. Alternatif olarak Otomatik Katlanabilir Çocuk Çadırı 1.499 TL, Plaj Sandalyesi 299 TL, Elektrikli Dartboard 699 TL’den reyonlarda yerini alıyor. İşte, BİM 13 Haziran cuma aktüel kataloğu…
Ekonomi
Fitch’ten Türk bankaları için yeni tahmin

Fitch Ratings Bankalar Direktörü Ahmet Emre Kılınç, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) politika faizine ilişkin, “Yıl sonunda yüzde 33 ile daha düşük bir politika faizi görüyoruz. Bu nedenle bankaların net faiz marjının gelişeceğini düşünüyoruz ancak bu, yılın başındaki beklentimize göre daha az bir iyileşme.” dedi.
Kılınç, Türk bankacılık sektöründeki son gelişmeler ve sektörün yılın ikinci yarısına ilişkin görünümünü değerlendirdi.
Türk bankalarının görünümünü iç piyasada yaşanan gelişmeler ve küresel çapta gümrük tarifelerinin etkilediğini dile getiren Kılınç, mart ayı öncesinde faizin düşmeye devam etmesiyle bankaların faiz marjının destekleneceği yönünde bir beklenti olduğunu ancak iç piyasada yaşanan volatilite nedeniyle bu beklentinin bir miktar ertelendiğini aktardı.
BANKALARI DAHA YAKINDAN İZLEMEYE BAŞLADIK
Kılınç, TCMB’nin politika faizini yüzde 46’ya çıkardığını ve bankaları yüzde 49 ile üst banttan fonladığını anımsatarak, “Yıl sonunda yüzde 33 ile daha düşük bir politika faizi görüyoruz. Bu nedenle, bankaların net faiz marjının gelişeceğini düşünüyoruz ancak bu, yılın başındaki beklentimize göre daha az bir iyileşme.” dedi.
Faizin yüksek seyretmesinin risk maliyetlerinde artışa neden olduğunu belirten Kılınç, şöyle devam etti:
“Yılın ikinci yarısı için bankaların aktif kalitesini daha yakından izlemeye başladık. Şu anda aktif kalitesindeki risklerin bankalar için yönetilebilir olduğunu düşünüyoruz. Bu açıdan, Türk bankalarının görünümüne ilişkin sene başındaki nötr beklentimizi koruyoruz. Bankacılık sektörü için faaliyet ortamı skoru pozitif ve bunu da aynı şekilde koruyoruz. Karlılık bu yıl daha iyi olabilir. Ancak son dönemde piyasa görülen oynaklığın pozitif gidişatı bir miktar sekteye uğrattığını düşünüyoruz. Bu oynaklık nedeniyle Türkiye’nin, 5 yıllık kredi risk primi (CDS) yükselmişti ancak tekrardan geriledi ve 300 baz puan seviyelerinde.”
BANKALARIN, YURT DIŞI FİNANSMANA ERİŞİMİ SÜRÜYOR
Kılınç, Türkiye’deki bankaların yüksek miktardaki kısa vadeli dış borcunun refinansman riski oluşturduğunu ancak bu riskin yeni olmadığını anımsattı.
Bu noktada piyasaya erişimin önemli olduğuna işaret eden Kılınç, “Geçen yıl bu erişim güçlüydü. Birçok banka hem Eurobond hem sermaye benzeri kredi ihraçları gerçekleştirdi. Marttan bu yana baktığımızda, sendikasyon kredileri yüzde 100’ün üzerinde yenilendi. Bu da bankaların yurt dışı finansmana ulaşmaya devam ettiğini gösteriyor ama uzun vadeli tahvil ihraçlarında yavaşlama oldu. Maliyetler burada belirleyici. Bu açıdan, bankalar, burada uygun ortamı bekleyeceklerdir.” diye konuştu.
Kılınç, ABD’deki faiz politikası, jeopolitik riskler ve tarifeler dahil küresel gelişmelerin de Türk bankalarının görünümünü dolaylı yoldan etkileyebileceğini ancak özellikle tarifelerin Türk bankacılık sektörü üzerindeki etkisinin çok sınırlı olabileceğini belirtti.
-
Gündem1 hafta önce
19 Yaşındaki Sırp TikTok Fenomeni Tijana Radonjic, Budva’da Deniz Paraşütü Kazasında Hayatını
-
Gündem1 hafta önce
TikTok’ta Herkes Uzman! Türkiye’de Filozof Bitmedi, Sadece Fenomenleşmedi
-
Spor1 hafta önce
Samsunspor Tarihinde Bir İlk: UEFA Avrupa Ligi’ne Katılmayı Başardı!
-
Magazin1 hafta önce
Sıla Türkoğlu’ndan yeni pozlar: Son günlerde ben
-
Gündem1 hafta önce
‘Sadece Oyalıyorlar’: Silah Bırakma Çağrısı Boşa Çıkarken PKK Çatışmaya Hazırlanıyor – Katılanlara 150 Dolara Kadar Maaş Veriliyor!
-
Gündem1 hafta önce
Arnavutköy’de 2 Günlük Bebek Mezarlıkta Bulundu: Üniversite Öğrencisi Anne İfadesi Şoke Etti
-
Gündem1 hafta önce
Yozgat’ta Taziye Dönüşü Feci Kaza: 2 Ölü, 15 Yaralı
-
Gündem1 hafta önce
İznik’te 3. Yüzyıla Ait Evin Zemininde Ortaya Çıkan 2.500 Yıllık Mozaik: Kraliçe Nicea’nın Sarayına Mı Ait?