Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Adana’da Polis Memurunun Şok Skandalı: Depodaki 250 El Bombası ve 270.000 Mermiyi “Borsa Zararı” İçin Satmış!

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Adana Emniyet’te depo sorumlusu polis memuru O.K.’nin, borsada kaybettiği parayı kapatmak için 250 el bombası ve 270.000 mermiyi organize suç örgütleri ve av bayilerine sattığı ortaya çıktı. Operasyonda 10 kişi gözaltına alındı.

1. Giriş

Adana Emniyet Müdürlüğü’nün Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi (KOM) ekipleri, 10 Kasım 2024’te düzenledikleri “KUYU-37” operasyonunda, envanterden eksilen 250 el bombası ile 270.000 merminin izini sürdü. Yapılan soruşturmada, depodan sorumlu özel harekât polisi O.K.’nin borsada uğradığı büyük kaybı telafi etmek amacıyla mühimmatları satışa çıkardığı belirlendi

2. Skandalın Ortaya Çıkışı

Soruşturmanın başlangıcında, Adana Özel Harekât Şube Müdürlüğü deposunda bulunması gereken mühimmatın kaybolduğu tespit edildi. DHA kaynaklarına göre, 250 el bombası ile 270.000 adet merminin zimmetten düşmediği ortaya çıktı  Başlangıçta 239 el bombası ve 262.000 fişek eksik olarak kayıtlara geçen olayın detayları, Adana Valiliği’nin soruşturmayı onaylayan açıklamasıyla kamuoyuna yansıdı

3. Olayın Perde Arkası ve İtiraf Süreci

Depo sorumlusu O.K., borsada yaşadığı zarar nedeniyle ağır borç altına girdi. İtirafçı olan O.K., mühimmatları önce FETÖ üyeliği ve ByLock kullanıcılığı gerekçesiyle ihraç edilmiş eski polis Y.Y.’ye sattığını, ardından bu malzemelerin Mersin Emniyet Özel Harekât Şube’si başkomiseri Z.T.M. üzerinden eşi A.M. ve avukat M.Y.’ye ulaştırıldığını anlattı . Avukat M.Y.’nin ofisinde yapılan aramada gözükmeyi beklemeyen bir cephanelik yakalandı: 150’ye yakın el bombası, binlerce mermi, 3 Glock marka tabanca ve balistik yelekler ele geçirildi .

4. Mühimmatın Akıbeti

Soruşturma raporlarına göre, bir kısmı yasal av bayilerine, diğer kısmı ise organize suç örgütlerine satılan mühimmatın tamamı henüz bulunamadı. Valilik açıklamasında, “Kaybolan mühimmatın bir bölümü yurt içi ve yurt dışı yasadışı gruplara sevk edilmiş olabilir” denildi .

5. Gözaltı ve Hukuki Süreç

Operasyonda; depo sorumlusu O.K., eski polis Y.Y., başkomiser Z.T.M., avukat M.Y., eşi A.M. ve 5’i görevli polis olmak üzere 10 kişi gözaltına alındı. Şüpheliler, “zimmet”, “silah ve mühimmat ticareti” ile “suç örgütü kurma ve yönetme” suçlamalarıyla adliyeye sevk edildi .

6. Güvenlik Açıkları ve Sonuç

Bu skandal, emniyet içi denetim mekanizmalarının zaaflarını gözler önüne serdi. Uzmanlar, depolardaki envanter kayıtlarının dijitalleştirilmesi, haftalık sayım ve çapraz denetim uygulamalarının zorunlu hâle getirilmesi gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, personel psikolojik desteği ve finansal eğitim programlarının yaygınlaştırılması öneriliyor.


Sonuç
Adana’daki bu çarpıcı vurgun, yalnızca bir polis memurunun suçu değil; sistemdeki zayıf halkaların kırılganlığını da gözler önüne seriyor. Yetkililerin bir an önce benzer olayların önüne geçmek için tedbirleri sıkılaştırması ve şeffaflaştırma adımlarını hızlandırması bekleniyor.

Gündem

Motosikletin arkasına bağladıkları köpeği sürükleyerek götürdüler

Yayımlandı

üzerinde

‘in Şehitkamil ilçesi Bekirbey Mahallesi’nde motosiklet üzerinde bulunan iki kişi, bir köpeği motosikletin arkasına bağlayarak zorla sürükledi. 

Görüntülerin sosyal medyada yayılmasının ardından harekete geçen Gaziantep İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, motosikletin plakasını tespit etti. Yapılan çalışmalar sonucunda, motosiklet üzerinde bulunan kişilerin B.Ç. ve M.Ç. olduğu belirlendi. Şüpheliler, kısa sürede gözaltına alındı.
Cumhuriyet Savcılığı talimatıyla haklarında Hayvanları Koruma Kanunu’na muhalefet suçundan işlem yapılan B.Ç. ve M.Ç., savcılığa sevk edildi.

Gaziantep Valiliği motosikletin arkasına bağladıkları köpeği zorla sürüklenmesi olayına ilişkin “gereği yapıldı” notu ile açıklama yaptı. Açıklamada, “23 Temmuz 2025 günü bir sosyal medya platformunda bir köpeğin motosiklet ile çekilerek götürülmesi görüntüsü ile ilgili Emniyet Müdürlüğümüz tarafından yapılan çalışmalarda; motosiklette bulunan iki kişinin kimlikleri tespit edilmiş, B.Ç ve M.Ç. isimli şahıslar yakalanmış, haklarında Cumhuriyet Savcılığı talimatıyla Hayvanları Koruma Kanunu’na muhalefetten işlem yapılmış ve Savcılığa sevk edilmiştir” ifadelerine yer verildi.

Okumaya Devam Et

Gündem

Leyla Aydemir Davasında Yargıtay’dan Tarihi Bozma Kararı: Eksik Soruşturma Gerekçesiyle Beraat Kararları İptal Edildi

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması: Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 4 yaşındaki Leyla Aydemir davasında eksik soruşturma gerekçesiyle 7 sanık hakkında verilen beraat kararlarını bozdu ve dosyayı yeniden yargılamaya gönderdi.

Giriş: Yargıtay’dan Bozma Kararı

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Ağrı’da 2018 yılında kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir davasında, 7 sanık hakkında daha önce verilen beraat kararlarını “eksik soruşturma” gerekçesiyle bozdu. Karar, dosyanın yeniden değerlendirilmek üzere Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesini hükmetti .

Bu gelişme, davanın hem hukuki süreç hem de kamuoyu nezdindeki önemi açısından kritik bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor .


Olayın Geçmişi ve Dosya Süreci

15 Haziran 2018’de Hâkim dedesini ziyarete giden küçük Leyla, Ağrı’nın Bezirhane köyünde kayboldu. 18 gün süren aramalar sonunda 2 Temmuz 2018’de dere kenarında cansız bedeni bulundu. Vücudunda darp veya yaralanma izine rastlanmayan Leyla için köyünde cenaze töreni düzenlendi

Olay, Türkiye gündeminde geniş yankı uyandırdı; kamuoyunda adalet ve etkin soruşturma talepleri yoğunlaştı.


Yerel Mahkeme ve İstinaf Kararları

Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 2021 yılında sanıklar Ayşe A., Besim D., Hatun D., Mehmet Ali A., Musa A., Yıldırım A. ve Yusuf A. hakkında “nitelikli kasten öldürme” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçlarından beraat kararı verdi .

Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi de Cumhuriyet Savcılığı ve katılan vekillerinin itirazlarını red ederek bu beraat kararlarını onadı. Ancak birçok itiraz sonrası dosya Yargıtay’a taşındı .


Yargıtay’ın Bozma Gerekçeleri

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, bozma kararında esas olarak iki eksik hususa dikkat çekti:

  1. Sosyal Medya Paylaşımının Soruşturulmaması: Leyla’nın cenazesi bulunmadan üç gün önce, 29 Haziran 2018’de bir Facebook hesabından “Leyla ölü bulundu” paylaşımı yapıldığı tespit edildi. Bu paylaşımı kimin yaptığı, bilginin nasıl elde edildiği soruşturulmamıştı .

  2. CD Kayıtlarının ve İtfaiye Beyanlarının İncelenmemesi: Olay yerinde kayıt altına alınan CD’lerdeki kişilerin tespiti ve ifadelerinin alınması ile aramalara katılan itfaiye görevlilerinin beyanlarının dosyaya eklenmesi ihmal edildi .

Bu eksikliklerin giderilmeden kesin hüküm kurulamayacağı vurgulanarak, “yeniden yargılama” yolu açık tutuldu.


Yeniden Yargılama Süreci ve Hukuki Sonraki Adımlar

Bozma kararının ardından dosya, eksik araştırmaların tamamlanması için yeniden Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Yerel mahkeme, Yargıtay’ın işaret ettiği soruşturma adımlarını tamamlayarak gerekirse ek delil toplama ve tanık beyanlarının alınması işlemlerini yürütecek .

Bu süreçte:

  • Sosyal medya paylaşımını yapanın tespiti,

  • CD kayıtlarındaki kişilerin ifadelerinin alınması,

  • Arama ve kurtarma ekiplerindeki görevlilerin beyanlarının dosyaya eklenmesi

adımları özellikle üzerinde durulacak.


Kamuoyu ve Uzman Görüşleri

Adalet mekanizmasının işlemesi adına bu tür eksik soruşturma hususlarına karşı Yargıtay’ın devreye girmesi hukuk camiasında olumlu karşılandı. Birçok hukukçu, kararın “adli titizliği” öne çıkardığı ve “ceza yargılamasında gerçeğin ortaya çıkarılması” prensibini pekiştirdiğini belirtiyor SözcüIHA.

Toplum nezdinde de “çocuğun yaşam hakkına ve korunma hakkına ilişkin sorumluluğun tam anlamıyla yerine getirilmesi” beklentisi güçlenmiş durumda.


Sonuç: Adalet Arayışında Yeni Sayfa

Yargıtay’ın bozma kararı, adalet arayışında önemli bir dönemeç oluşturdu. Eksik soruşturma gerekçesiyle iptal edilen beraat kararlarının, kapsamlı bir yeniden yargılama süreciyle neticelenmesi bekleniyor. Bu süreç, hem hukuki hem de toplumsal barışın tesisi bakımından kritik önem taşımakta.

Gözler şimdi Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin atacağı adımlarda; kamuoyu, tam ve şeffaf bir soruşturmanın ardından gerçek sorumluların adalet önüne çıkarılmasını bekliyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

Macron Duyurdu: Fransa, Eylül 2025’te Filistin’i Resmen Tanıyacak

Yayımlandı

üzerinde

Açıklama :
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, BM Genel Kurulu’nda Eylül 2025’te Filistin’i devlet olarak tanıyacaklarını açıkladı. Kararın diplomatik etkileri ve iki devletli çözüm perspektifi.

Macron’un Açıklamasının Detayları

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 24 Temmuz 2025 tarihinde sosyal medya platformu X üzerinden yayınladığı mesajında, ülkesinin Eylül 2025’te Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Filistin’i resmen bir devlet olarak tanıyacağını duyurdu  Bu adım, Fransa’yı büyük Batılı ülkeler arasında Filistin’i tanıma kararı alan ilk büyük güç konumuna getirecek.

  • Tarih ve Yer: Karar, BM Genel Kurulu’nun Eylül oturumu sırasında resmiyet kazanacak.

  • İletişim Aracı: Macron açıklamayı X (eski adıyla Twitter) üzerinde paylaştığı mektup ve görsellerle pekiştirdi.

  • Mesajın Özeti:

    • Gazze’deki insani krizin hafifletilmesi için acil ateşkes çağrısı

    • Rehinelerin serbest bırakılması ve insani yardım koridorlarının açılması

    • Filistin’in yanı sıra iki devletli çözümün desteklenmesi

Uluslararası ve Bölgesel Tepkiler

  • Avrupa Birliği: Birlik içinde uzun süredir tartışılan Filistin’in tanınması meselesi, Fransa’nın bu kararıyla yeni bir ivme kazanacak. Almanya ve İspanya gibi ülkelerde benzer adımlar beklentisi artıyor.

  • Orta Doğu: Suudi Arabistan’ın iki devletli çözüm çabalarına verdiği destekle paralel bir hamle niteliği taşıyor. İki ülke, Haziran ayında Doha’da yapılan ateşkes görüşmeleri sonrası diplomatik iş birliğini güçlendirmişti.

  • İsrail Tepkisi: İsrail hükümeti, Macron’un duyurusuna yönelik temkinli yaklaşım sergiliyor. Resmi açıklamalarda, kararın bölgedeki istikrarı zorlayabileceği vurgulanıyor.

İki Devletli Çözüm Perspektifi

Fransa’nın tanıma kararı, “iki devletli çözüm” vizyonuna uluslararası arenada yeni bir momentum katacak:

  1. Diplomatik Baskı: Tanıma, İsrail-Filistin müzakerelerinde Filistin’in eşit taraf olarak masaya oturmasını destekleyecek.

  2. Yaptırım ve Teşvikler: Uluslararası fon ve kalkınma programlarında Filistin’in statüsünün yükselmesi bekleniyor.

  3. Güvenlik Boyutu: Hamâs’ın silahsızlandırılması ve bölgedeki radikal unsurların kontrol altına alınması konusunda yeni platformlar açılacak.

Fransa İç Politikasına Etkileri

  • Toplum Dinamikleri: Fransa, Batı Avrupa’da hem en büyük Yahudi hem de Müslüman nüfusa sahip ülke. Bu karar, iç tartışmalarda iki topluluk arasındaki hassas dengeleri yeniden gündeme taşıyacak.

  • Siyasi Yansımalar: Hükümet, kararın Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesi “barış yanlısı” bir profil çizeceği beklentisiyle adımı destekliyor. Muhalefet partileri ise adımın beklenenden erken ve hazırlıksız atıldığını savunuyor.

Sonuç ve Öngörüler

Fransa’nın Eylül 2025’te Filistin’i tanıma kararı, Orta Doğu’daki çözüm sürecine yeni bir ivme kazandırma potansiyeli taşıyor. Bu adım, uluslararası toplumda iki devletli çözüm taraftarlarını cesaretlendirirken, İsrail ile Fransa arasındaki diplomatik ilişkileri de yeni bir döneme sokacak. Önümüzdeki aylarda gözler, BM Genel Kurulu’nda alınacak resmi onay ve sonrasında uygulamaya konacak somut adımlarda olacak.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar