Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Magazin

Türkiye’de eşi benzeri yok: 239 yıllık yapı Türk mitolojisine ışık tutuyor

Yayımlandı

üzerinde

Türkiye'de eşi benzeri yok: 239 yıllık yapı Türk mitolojisine ışık tutuyor

UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesinde 239 yıllık geçmişe sahip Mektepçiler Evi, batı cephesindeki damga, motif ve figürlerle dikkat çekerken, Türkiye’de eşi benzeri olmayan bir süslemeye sahip olmasıyla da öne çıkıyor.

Safranbolu’nun 18. ve 19. yüzyıl Türk toplumunun yaşam biçimini ve kültürünü yansıtan tarihi evlerinden biri olan Mektepçiler Evi; sgraffito, malakari ve kalem işlerinin birleşiminden oluşan özel bir cephe bezemesine sahip. Bu özelliğiyle Türkiye’de tek olan ev batı cephesinde yer alan çarkıfelek, sonsuz yıldız, su yolu, sürahi, balık, servi ağacı, hayat ağacı, kuş, davut yıldızı ve elibelinde gibi damga, motif ve figürlerle dikkat çekiyor. Kültürel mirasa ışık tutan bu motif ile figürler, Türk halkının geleneksel sembollerinin ve mitolojik anlatılarının bir yansıması olarak da ön plana çıkıyor.
Mektepçiler Evi’nin Safranbolu’nun en eski evlerinden olduğunu belirten Tarihçi-Yazar Mehmet Kütükçüoğlu, şu ifadeleri kullandı: ”Yaklaşık 250 yıllık bir tarihe sahiptir. Çünkü üzerinde bulunan işlemeler tıpkı yaşı gibi Türk kültürünün de en eski örneklerini bize sunmaktadır. Davut yıldızları, çarkıfelekler, balık figürleri, eli belinde figürleri, kuş figürleri. Bunlar aslında tek tek bize bir okul gibi bir mesaj veriyor.”
Eğitim binası olarak kullanılan evin Müderris Mehmet Efendi tarafından 1786-87 yılında yaptırıldığını ifade eden Kütükçüoğlu, sözlerine şu şekilde devam etti: “Örneğin sol baştan ‘çarkıfelek’ figürü var. Çarkıfelek figürü aslında evrenin devamlılığını, o döngüselliğini ifade eden çok özel bir figürdür. Türkler tarih boyunca birçok noktada işte hanlarda, hamamlarda, çeşmelerde, bu figürü kullanmışlardır.”
”Hemen yan tarafında ‘Davut Yıldızı’, herkesin bildiği malum eski kadim Türk sembollerinden bir tanesi. Hemen yanında başlangıcı ve bitişi belli olmayan sonsuz yıldız dediğimiz bir figür vardır. Sağa doğru geldiğinizde ‘servi ağacı’ ölümü, onun yanında ‘hayat ağacı’ cenneti ve ölümsüzlüğü sembolü etmesi açısından çok kayda değerdir.
Bu figürlerin üstünde bulunan ‘kuş’ figürünü ben aslında bir Türk tarihçi olarak önemsiyorum. Çünkü bazı sözler vardır. Örneğin bir kişi öldükten sonra ‘uçtu gitti dağ gibi adam’, ‘ruhu uçmağa vardı’ diye ifadeler kullanırız. Uçmağ zaten eski Türkçe de cenneti ifade eder. Kuş da insan ruhunu ifade etmesi açısından kıymetlidir. ‘Balık’ figürü orada bereketi ve hayatın yine bu yolculuğunu, serüvenini ifade eden üst kısmındaki ‘su yolu’ da Mardin ve Safranbolu’da görebileceğimiz bir figürdür. Aynı zamanda Orta Asya’da da görebileceğimiz bir figürdür. ‘Elibelinde’ figürü gücü-kuvveti sembolize eder.
Burada yaklaşık otuzdan fazla figürünü görebiliyoruz. Bu yüzden mektepçiler ve müderrisler evi dediğimiz bu ev Safranbolu’nun en eski evlerinden bir tanesi olması açısından çok önemli. Aynı zamanda Ankara tipi Türk Evi’nin Safranbolu’daki örneği olması açısından da kayda değerdir.”
Cephedeki figürlerin tarihin sessiz damgaları olduğunu söyleyen Kütükçüoğlu, “Sanat tarihi açısından ve Türk tarihi açısından aslında çok güzel bir ifade vardır. Tarihin sessiz bir damgalardır bunlar. Bu görmüş olduğunuz motifler, Safranbolu evlerinde aslında bize sessizce geçmiş kuşakların mitolojik anlamı olan hikayeleri anlatmaktadır” ifadelerini kullandı.
Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Magazin

Ünlülere uyuşturucu operasyonu: Yusuf Güney gözaltına alındı

Yayımlandı

üzerinde

Ünlülere uyuşturucu operasyonu: Yusuf Güney gözaltına alındı

Tarih: 22.12.2025 — Saat: 12:20
Okuma süresi: 3 dk

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen ünlülere yönelik uyuşturucu soruşturması kapsamında şarkıcı Yusuf Güney gözaltına alındı. Güney, jandarma eşliğinde sağlık kontrolünden geçirilip ifade işlemleri için adliyeye sevk edildi. Soruşturma kapsamında daha önce birçok ünlü isme yönelik operasyon yapılmıştı; soruşturma devam ediyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık, Narkotik ve Ekonomik Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturma kapsamında hakkında gözaltı kararı bulunan Yusuf Güney, bu sabah jandarma ekiplerince yakalanarak önce Seyrantepe Hamidiye Etfal (veya ilgili hastane) sağlık biriminde sağlık kontrolünden geçirildi. İşlemlerinin ardından ifadesi alınmak üzere adliyeye getirildiği bildirildi.

Soruşturma daha önce gerçekleştirilen baskınlarla başlamış; başta Aleyna Tilki, İrem Sak, Danla Biliç ve Mümine Senna Yıldız gibi isimler hakkında da işlemler yapılmış, bazıları örnek verme ve serbest bırakılma süreçlerinden geçmişti. Bu geniş kapsamlı soruşturma çerçevesinde adresinde bulunamayan bazı isimler için yakalama çalışmaları yürütüldü.

Son dönemde soruşturmaya ilişkin ajans kaynaklı haberlerde, savcılık ve jandarma ekiplerinin titiz çalışmalar yürüttüğü, adli süreç ilerledikçe yeni gelişmelerin olabileceği vurgulanıyor. Güney cephesinden ise şu ana dek resmi bir açıklama yapılmadı; adli süreç ve alınacak ifadeler doğrultusunda dosyanın seyrinin netleşeceği belirtiliyor.

Hukuki süreç ve olası gelişmeler

  • Sağlık kontrolü ve adli tıptan alınacak örneklerin ardından şüphelilerin ifadeleri alınacak; savcılık tutuklama talebiyle sulh ceza hâkimliğine sevk kararı verebilir ya da serbest bırakma yönünde işlem yapabilir.

  • Soruşturma çok sayıda isim ve farklı kanıt unsurlarına dayandığından, yeni gözaltı ya da serbest bırakma kararları beklenebilir. (Genel prosedür açıklaması.)

Bu soruşturma, son aylarda ünlü isimlere yönelik yürütülen benzer dosyaların bir parçası olarak kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Basında yer alan haberler, soruşturmanın birkaç aşamada yürütüldüğünü; bazı ünlülerin örnek verip serbest kaldığını, bazılarının ise ifadeye çağrıldığını gösteriyor. Soruşturmanın teknik ve yasal ayrıntıları savcılık belgeleriyle netleşecek.

Okumaya Devam Et

Magazin

Sosyal Medya Fenomeni Murat Övüç, ‘Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik’ Suçlamasıyla Tutuklandı

Yayımlandı

üzerinde

Sosyal Medya Fenomeni Murat Övüç, ‘Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik’ Suçlamasıyla Tutuklandı

Tarih: 20 Aralık 2025 • Okuma Süresi: 3 dakika| SAAT: 17:00

Sosyal medya fenomeni Murat Övüç, sosyal medya hesabından başörtüsü takarak paylaştığı bir video nedeniyle ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Olay, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın video paylaşımı üzerine resen soruşturma başlatmasıyla başladı. İncelemeler sonucunda, paylaşımın nefret söylemi içerdiği ve toplumsal ayrımcılığı körükleyebileceği değerlendirildi.

 

Soruşturma ve Tutuklama Süreci

Olayın yasal süreci şu aşamalardan oluştu:

· Soruşturmanın Başlaması
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, Murat Övüç’ün sosyal medyada başörtüsü takarak yaptığı video paylaşımını incelemeye aldı. Videonun kamuoyunda tepki çekmesi ve suç unsuru taşıdığı iddiaları üzerine soruşturma başlatıldı.
· Gözaltı ve İfade
Soruşturma kapsamında polis ekipleri tarafından gözaltına alınan Övüç, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Emniyetteki sorgusunda suçlamaları reddettiği öğrenildi.
· Mahkeme Kararı
Nöbetçi sulh ceza hakimliği önüne çıkarılan Övüç hakkında, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçunu işlediğine dair kuvvetli şüphe bulunduğu gerekçesiyle tutuklama kararı verildi. Kararın ardından Övüç cezaevine gönderildi.

Övüç’ten Savunma: “3 Yıl Önceki Paylaşım”

Olayın gündeme gelmesinin ardından Murat Övüç, sosyal medya üzerinden bir açıklama yaptı. Övüç, eleştirilen paylaşımın eski bir içerik olduğunu belirterek, “Allah aşkına yeter. Artık normal davranıyoruz, smokinle çıkıyoruz. Artık insanlara güzel örnek olmak istiyoruz. 3 yıl önceki paylaşımı gündeme getiriyorsunuz, ayıp” ifadelerini kullandı.

Ancak, savcılık soruşturması ve mahkeme, paylaşımın içeriği ve potansiyel etkisi üzerinden hukuki değerlendirmeyi yaparak tutuklama kararını verdi.

Toplumsal Tepkiler ve Hukuki Çerçeve

Uzman Görüşü
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan hukukçular,Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesinde düzenlenen “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçunun, toplumun bir kesimine karşı nefret ve düşmanlığın alenen tahrik edilmesi durumunda gündeme geldiğini hatırlattılar. Sosyal medya paylaşımlarının geniş kitlelere anında ulaşma özelliği nedeniyle, bu tür içeriklerin ceza hukuku kapsamında ağır sonuçları olabileceğinin altını çizdiler.

Sosyal Medyada Yansımalar
Olay,sosyal medya kullanıcıları arasında da iki yönlü bir tartışma başlattı. Bir kesim, ifade özgürlüğü sınırlarına vurgu yaparak hukuki sürecin doğru işlediğini savunurken, diğer bir kesim ise gündemde başka öncelikler olduğuna dair görüşlerini paylaştı.

Soruşturmanın derinleştirilerek sürdürüldüğü öğrenilirken, Murat Övüç’ün yargı sürecinin ilerleyen günlerde devam edeceği bildirildi.

Okumaya Devam Et

Magazin

Ünlü Sanatçı Cansever’den Yürek Burkan Açıklama: “Lösemi Teşhisi Konuldu, Dualarınızı Bekliyorum”

Yayımlandı

üzerinde

Ünlü Sanatçı Cansever’den Yürek Burkan Açıklama: “Lösemi Teşhisi Konuldu, Dualarınızı Bekliyorum”

Haber Tarihi: 17 Aralık 2025, 23:00
Okuma Süresi: 4 dakika

Arabesk müziğin sevilen ismi Cansever, sağlık durumuna ilişkin sevenlerini derinden üzen bir açıklama yaptı. Uzun yıllardır yaşamını sürdürdüğü Almanya’da kendisine lösemi (kan kanseri) teşhisi konulduğunu duyuran sanatçı, tedavi süreci nedeniyle sahnelere ara verdiğini bildirdi.

“Her Şey Çok Güzel Olacak”

Cansever, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı samimi video paylaşımında şu ifadelere yer verdi:

“Basında da duyduğunuz gibi bana bir lösemi teşhisi konuldu, yani kan kanseri. O yüzden bu paylaşımı yapmak istiyorum. Çok fazla arayan, yazan var; hepsine tek tek cevap veremiyorum. Fakat her şey çok güzel olacak. Almanya’dayım, doktorlarım çok iyi. Cuma günü kemoterapiye başlayacağım. Allah’ın adıyla ve sizin dualarınızla inşallah… Sizi çok seviyorum, dualarınızı bekliyorum”.

Sanatçının, tedavisinin Mülheim an der Ruhr kentindeki Evangelische Krankenhaus’ta devam ettiği ve moralinin yüksek olduğu öğrenildi.

Sahnelere Zorunlu Ara

Açıklamasında, müzik hayatına verdiği bu aranın tamamen tedavi sürecine odaklanmak için olduğunu vurgulayan Cansever, sevenlerinden anlayış ve destek beklediğini iletti. Sanatçı, bu zorlu dönemi güçlü bir inanç ve pozitif bir ruh haliyle karşıladığını belirterek, sahnelere daha güçlü ve sağlıklı bir şekilde dönmeyi hedeflediğini ifade etti.

Cansever Kimdir?

Gerçek adıDzansever Dalipova olan sanatçı, 90’lı yıllardan itibaren kendine has yorumu ve tarzıyla arabesk müzik sahnesinde önemli bir yer edindi. “Ağla Gözbebeğim”, “Sen de Gittin”, “Kime Bu İnat” gibi unutulmaz şarkılarıyla geniş bir hayran kitlesine ulaştı. Cansever, son yıllarda bazı sağlık sorunları nedeniyle ara sıra sahne aldı.

Lösemi (Kan Kanseri) Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Cansever’in mücadelesini verdiği lösemi, kemik iliğinde başlayan bir kan kanseri türüdür. Son yıllarda tıp alanında kaydedilen önemli ilerlemeler, lösemi tedavisinde umut verici sonuçlar doğurmuştur.

Tedavide Çığır Açan Gelişmeler

· Hedefe Yönelik Tedaviler ve İmmünoterapi: 2025 itibarıyla, özellikle akut lenfoblastik lösemi (ALL) gibi bazı türlerde, monoklonal antikorlar ve CAR T-hücre tedavisi gibi yöntemlerle kemoterapi yoğunluğu azaltılabilirken, sağ kalım oranları önemli ölçüde artırılmıştır.
· Kronik Lösemilerde Devrim: Örneğin, Kronik Miyeloid Lösemi’de (KML) kullanılan BCR::ABL1 tirozin kinaz inhibitörleri sayesinde hastaların yaşam beklentisi neredeyse normale yaklaşmış ve bir kısmı ilaç tedavisini bırakabilir hale gelmiştir.
· Yüksek Sağ Kalım Oranları: Güncel tıbbi verilere göre, doğru tedaviyle birçok lösemi alt türünde 5 yıllık sağ kalım oranı %70’in üzerine çıkabilmektedir. Hairy Cell Lösemi, Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) ve bazı akut lösemi türlerinde bu oran %80-90’lara ulaşmaktadır.

İstatistiklerle Lösemi

· ABD’de 2025 yılı için tahmini yeni lösemi vakası sayısı 66,890, tahmini ölüm sayısı ise 23,540 olarak belirtilmektedir.
· Lösemi, tüm yeni kanser vakalarının yaklaşık %3.3’ünü oluşturmaktadır.
· Son verilere göre, lösemide 5 yıllık nispi sağ kalım oranı %72’nin üzerindedir. Bu oran, 1970’lerdeki %33’lük oranın iki katından fazladır ve tedavideki ilerlemeyi açıkça göstermektedir.

Sanatçı Cansever, Almanya’da alacağı modern tedavi yöntemleri ve yüksek moraliyle bu süreci atlatacağına olan inancını tekrarlıyor. Tüm sevenleri ve müzik camiası, ünlü sanatçıya acil şifalar diliyor ve dualarının kendisiyle olduğunu iletiyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar