Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Politika

Eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, 5 yıllık hapis cezasını çekmek üzere cezaevine girdi — Eşiyle el ele teslim oldu

Yayımlandı

üzerinde

Eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, 5 yıllık hapis cezasını çekmek üzere cezaevine girdi — Eşiyle el ele teslim oldu

Yayın Tarihi/Saat: 21 Ekim 2025, 14:30 (TSİ)
Okuma Süresi: 3 dakika
Kaynaklar (başlıca): Reuters, AP, France24, Euronews

Eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, 25 Eylül 2025’te verilen 5 yıllık hapis cezasının infazı için 21 Ekim 2025 tarihinde Paris’teki La Santé cezaevine girerek cezasını çekmeye başladı. Sarkozy, konuttan eşi Carla Bruni-Sarkozy ile el ele çıkarak destekçilerini selamladı ve ardından cezaevine teslim oldu


Detaylar — Ne oldu?

  • Hapis başlangıcı: Sarkozy, Paris’teki La Santé cezaevine girerek beş yıllık hapis cezasının infazına başladı. Bu adım, modern Fransa tarihinde bir eski cumhurbaşkanının cezaevine girişi bakımından ilk olması nedeniyle geniş yankı uyandırdı.

  • Suçlama ve karar: Mahkeme, Sarkozy’yi 2007 seçim kampanyasının Libya’dan sağlanan yasa dışı kaynaklarla finanse edilmesine yönelik bir “suç ortaklığı/örgüt” kurma suçundan mahkûm etti; karar 25 Eylül 2025’te verildi. (Diğer bazı suçlamalardan beraat ettiği yönünde kararlar da yer aldı.

  • Teslim anı: Sarkozy, evinden eşi Carla Bruni ile birlikte çıktı; çiftin el ele olup destekçilere el salladığı görüntüler haber oldu. Hukuk ekibi, infazın durdurulması için başvurular yaptı ve serbest bırakma talebi sundu.


Cezaevi koşulları — Nerede ve nasıl tutulacak?

Sarkozy’nin La Santé’daki konumu “VIP” olarak adlandırılan ayrı bir kanattaki hücrelerden biri olarak bildiriliyor. Bu bölümde 9 metrekare civarında, tuvalet, duş, telefon ve televizyon bulunan hücreler olduğu; tutuklunun güvenlik gerekçesiyle tecrit edilebileceği, diğer mahkumlarla sınırlı ya da hiç görüşmesine izin verilmeyebileceği aktarıldı. Bu koşullar, yetkili kaynaklara göre güvenlik ve kamu düzeni gerekçeleriyle belirlendi.


Hukuki süreç ve bağlam

Mahkûmiyet kararı ve infaz, Sarkozy’nin uzun süredir devam eden birçok yargı sürecinin en güncel adımı. Savunma ekibi karara itiraz etti; temyiz süreçleri devam edecek. Hukuken temyiz hakkı ve olası istinaf yolları işletilirken, avukatlar infazın durdurulması için mahkemelere başvurdu. Kamuoyu ve siyasi çevrelerde tartışmalar sürüyor.


Ne anlama geliyor?

Bu gelişme, Fransız siyasetinde hukukun üstünlüğü ve yüksek profilli siyasetçilerin hesap verebilirliği konusunda yeni bir döneme işaret ediyor. Aynı zamanda ülke içinde ve dışarıda geniş tartışma ve tepkilere yol açtı; bazı kesimler mahkûmiyeti adaletin sağlanması olarak değerlendirirken, diğerleri siyaset-yargı ilişkileri konusunda endişe dile getiriyor.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Politika

Türkiye’den Katar’da Hamas ile üst düzey zirve: Doha’da ara buluculuk hamlesi — FATİHDOGANMEDYA

Yayımlandı

üzerinde

Türkiye’den Katar’da Hamas ile üst düzey zirve: Doha’da ara buluculuk hamlesi — FATİHDOGANMEDYA

Tarih: 21 Ekim 2025
Saat: 20:10 (TSİ)
Okuma süresi: 3 dakika 45 saniye

Türkiye, Katar’ın başkenti Doha’da Hamas temsilcileriyle üst düzey görüşme gerçekleştirdi. Zirvede ABD’nin Gazze planı, esir takası ve kalıcı ateşkes müzakereleri ele alındı. Türkiye ve Katar’ın arabuluculuk rolü, bölgesel yankılar ve diplomatik sonuçlar analiz ediliyor.


Özet

Türkiye’den üst düzey bir heyetin Katar’da Hamas siyasi bürosu temsilcileriyle bir araya geldiği, görüşmede ABD kaynaklı yeni Gazze planı, rehine takası ve ateşkes sürecinin ana gündem maddeleri olarak ele alındığı bildirildi. Zirve, bölgesel aktörlerin arabuluculuk çabalarının yoğunlaştığı bir dönemde gerçekleşti.

Zirvenin ana hatları

  • Kim katıldı? Toplantıya Katar ev sahipliği yaptı; Hamas siyasi kanadından yetkililer ile Türkiye’den diplomatik ve istihbarat çevrelerinden üst düzey temsilcilerin bulunduğu bildirildi. Görüşmelerin metinlerinde isim bazlı teyitler tarafların resmi açıklamalarında yer alıyor.

  • Gündem: ABD Başkanı Donald Trump tarafından gündeme getirilen Gazze için barış/ateşkes planının değerlendirilmesi, rehinelerin akıbeti ve kademeli ateşkes mekanizmalarının uygulanabilirliği ana başlıklardı. Görüşmenin bir amacı da Hamas’ın öneriye resmi yanıtını koordine etmek ve bölgesel garantörlerin rolünü netleştirmekti

  • Katar-Türkiye arabuluculuğu: Katar ve Türkiye, son dönemde Hamas ile doğrudan temas kuran başlıca arabulucular arasında yer alıyor; Doha’daki toplantı bu koordinasyonun somut bir örneği olarak değerlendiriliyor

Diplomatik bağlam ve bölgesel yankılar

Son haftalarda Doha’da gerçekleşen üst düzey temaslar, hem bölgesel aktörlerin hem de küresel güçlerin manevra alanını etkiliyor. Özellikle Doha’da yapılan görüşmelerin hemen öncesinde ve sonrasında yaşanan güvenlik olayları ve eleştiriler, toplantının hassasiyetini artırdı. Türkiye, İsrail’in Doha’daki Hamas temsilcilerine yönelik saldırı iddialarını kınayan ülkeler arasında yer aldı ve insani-diplomatik çerçevede aktif rolünü sürdürdü.

Ne bekleniyor? (Olası sonuçlar)

  1. Kısa vadede — Hamas’ın ABD teklifine ilişkin resmi bir yanıtı kısıtlı maddelerle bildirmesi ve bölgesel garantörlerle (Katar, Türkiye, Mısır vb.) bir “uygulama takvimi” üzerinde uzlaşma çabaları bekleniyor.

  2. Orta vadede — Rehine takası ve geçici ateşkese yönelik mutabakatlar sağlanması diplomatik başarı olarak görülecek; bu süreçte tarafların güvenilirlik beyanları ve garantörlerin devreye girmesi önemli olacak.

  3. Bölgesel etkiler — Doha merkezli diplomasi, normalleşme süreçleri ile ilgili bazı ülke pozisyonlarını yeniden gözden geçirmeye zorlayabilir; bölge aktörleri arasındaki denge buna göre şekillenecektir.

Resmî açıklamalar ve tepkiler

  • Türkiye Dışişleri kaynakları, röportaj ve bildirilerinde müzakere süreçlerinin desteklendiğini ve insani boyutun ön planda tutulduğunu vurguladı. Ayrıca Doha’daki saldırı iddiaları karşısında Türkiye’nin kınama mesajları diplomatik kanallarda yer aldı.

  • Katar, ev sahipliği rolünü vurgulayarak barışçıl çözümler için arabuluculuğu sürdüreceğini belirtti; bölgesel toplantılarla ortak hareket çağrısı yaptı.

  • Arka plan (kısa)

Katar uzun süredir Hamas ile diyalog kanılarını açık tutan bir ülke; Türkiye ise hem bölgesel aktör olarak hem de insani diplomasi zeminiyle Gazze sürecinde aktif rol oynuyor. Eylül ayında Doha’daki bazı şiddet olayları ve iddia edilen saldırılar, arabuluculuk çabalarını daha kritik hale getirdi

Okumaya Devam Et

Politika

Lübnan tezkeresi Meclis’ten geçti — TSK’nın görev süresi 2 yıl daha uzatıldı

Yayımlandı

üzerinde

Lübnan tezkeresi Meclis’ten geçti — TSK’nın görev süresi 2 yıl daha uzatıldı

Tarih & Saat: 21 Ekim 2025, 20:20 (Europe/Istanbul)
Okuma süresi: 3 dakika

HABER — FATİHDOGANMEDYA

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu, Cumhurbaşkanlığı tarafından gönderilen Lübnan tezkeresini kabul etti. Kabul edilen tezkerede, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurlarının Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL) bünyesindeki görev süresinin 31 Ekim 2025 tarihinden itibaren 2 yıl daha uzatılması öngörülüyor; böylece TSK katkısı 31 Ekim 2027 tarihine kadar devam edecek.

Ne düzenleniyor?
Tezkere metnine göre; 2006’da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) kabul ettiği 1701 sayılı karar ve TBMM’nin 5 Eylül 2006 tarihli izni çerçevesinde Türkiye, UNIFIL’e askerî katkı sağlıyor. Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, UNIFIL içinde hudut, şümul ve miktarı Cumhurbaşkanınca belirlenecek Türk unsurlarının belirtilen esaslar dahilinde 31 Ekim 2025’ten itibaren iki yıl daha görev yapmasının onaylanmasını talep ediyor.

Arka plan — neden uzatıldı?
Tezkere metninde Türkiye’nin UNIFIL’e yaptığı katkıların bölgesel barış ve istikrara hizmet ettiği, insani ve sivil-asker işbirliği faaliyetleriyle Lübnan toplumunun farklı kesimlerindeki görünürlüğün arttığı vurgulanıyor. Ayrıca BMGK’nın UNIFIL’in görev süresini 31 Aralık 2026’ya kadar uzattığı ve 2027’ye doğru misyonun tedricen tasfiyesine ilişkin kararların tartışıldığı kaydediliyor. Bu çerçevede TBMM’ye sunulan tezkere, Türkiye’nin bölgesel istikrarı destekleme gerekçesiyle katkıyı sürdürme ihtiyacını gerekçe gösteriyor.

Parlamentoda değerlendirmeler
Görüşmeler sırasında muhalefet ve bazı milletvekilleri, UNIFIL’in etkinliği ve bölgede artan çatışma riski nedeniyle tezkereye eleştirel yaklaştı; bazı vekiller, UNIFIL’in İsrail-Lübnan çatışmalarındaki performansını sorguladı. İktidar milletvekilleri ise Türkiye’nin bölgedeki sorumluluk ve “yumuşak güç” rolünün sürdürülmesinin önemine vurgu yaptı. Görüşmelerin ardından tezkere TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.

Ne değişecek?

  • Süre: 31 Ekim 2025’ten başlayarak 2 yıl ek süre (bitiş: 31 Ekim 2027).

  • Kapsam: UNIFIL bünyesinde Türkiye tarafından katkı sağlanan askerî unsurların hudut, şümul ve miktarı Cumhurbaşkanlığı kararıyla belirlenecek ve TBMM onayı çerçevesinde yürütülecek.

Uluslararası bağlam
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi son kararlarıyla UNIFIL’in sürelerini geçici olarak uzatırken, misyonun geleceğine ilişkin tartışmalar sürüyor. BMGK kararları ve bölgedeki güvenlik dinamikleri, Türkiye dahil katkı sağlayan ülkelerin planlama ve geri çekilme takvimlerini etkiliyor.

Okumaya Devam Et

Politika

SON DAKİKA — MHP Lideri Devlet Bahçeli: “81 Düzce’den sonra 82 KKTC olmalı”

Yayımlandı

üzerinde

SON DAKİKA — MHP Lideri Devlet Bahçeli: “81 Düzce’den sonra 82 KKTC olmalı”

Tarih: 21 Ekim 2025 · Saat: 10:42 (İstanbul) · Okuma süresi: ~3 dakika

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM’deki grup toplantısında yaptığı konuşmada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile ilgili sert bir çağrı yaptı: “81 Düzce’den sonra 82’nin KKTC olması artık hayat-memat meselesidir.” Bahçeli, KKTC Parlamentosu’nun acilen toplanarak Türkiye’ye katılma kararı alması gerektiğini savundu.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında Kuzey Kıbrıs seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirme yaparken KKTC konusunda kapsamlı bir çağrı yaptı. Bahçeli, KKTC’deki seçim katılımının yetersiz bulunduğunu belirterek, “KKTC Türkiye Cumhuriyeti’ne katılmalıdır” ifadesini kullandı ve sözlerini şu şekilde özetledi: “81 Düzce’den sonra 82’nin KKTC olması artık hayat-memat meselesidir.”

Bahçeli konuşmasında ayrıca federasyon tezlerinin geçerliliğinin kalmadığını, Kıbrıs’ın “Türk’ün öz vatanı” olduğunu vurguladı ve KKTC Parlamentosu’nun acilen toplanarak “federasyona dönüşü kabul edilemeyeceğini ilan etmesi ve Türkiye’ye katılma kararı alması” gerektiğini savundu. Bu çağrı, partinin grup toplantısında yapılan vurgular arasında öne çıktı.

Konuşmanın bağlamı: Bahçeli, KKTC’de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerine değindi; bazı haber kaynaklarına göre seçimin katılım oranı yüzde 62 civarında gerçekleşti ve sonuçlara ilişkin tartışmalar yaşandı — Bahçeli, düşük katılıma ve seçimin sonuçlarına atıfla parlamentonun inisiyatif alması gerektiğini belirtti.

Olası yansımalar ve notlar

  • Bahçeli’nin “82 KKTC” vurgusu siyasi bir çağrı niteliğindedir; böyle bir adımın (KKTC’nin hukuken veya fiilen Türkiye’ye katılması) hem uluslararası hukuk hem Türkiye iç hukuku bağlamında çok sayıda hukuki, diplomatik ve siyasal sonuç doğuracağı uzmanlarca ifade edilebilir. Mevcut haber metni, Bahçeli’nin konuşmasının içeriğini ve parti duruşunu aktarmaktadır; somut bir yasal veya anayasal adımın atıldığına dair yetkili bir açıklama henüz bulunmamaktadır.

Bahçeli’nin sözlerinden öne çıkan cümleler

  • “KKTC Türkiye Cumhuriyeti’ne katılmalıdır.”

  • “81 Düzce’den sonra 82’nin KKTC olması artık hayat-memat meselesidir.”

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar