Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Politika

YUNAN BAKAN’DAN SKANDAL SÖZLER: “KUDÜS İSRAİL’İNDİR” DEDİ, TÜRKİYE’YE CEPHE ALDI

Yayımlandı

üzerinde

Tarih/Saat: 19 Eylül 2025, 16:00 (TSİ)
Okuma süresi: 3 dakika

Yunanistan Sağlık Bakanı Adonis Georgiadis, 19 Eylül 2025’te verdiği demeçte ve katıldığı televizyon programında “Kudüs gerçekten de bir Yahudi şehridir” ifadelerini kullanarak İsrail’e açık destek verdi; ayrıca “İsrail bizim kilit müttefikimiz, Türkiye ise bizim için bir rakip/düşmandır” sözleriyle Atina’nın Tel Aviv’e yakınlaşmasını savundu.

Haberin ayrıntısı

Georgiadis’in açıklaması, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu arasında son günlerde tırmanan Kudüs tartışmasını gündeme getiren sözlü atışmalarla doğrudan bağlantılı olarak değerlendiriliyor. Bakan, Erdoğan’ın “Kudüs Araplara aittir” söylemine karşılık Netanyahu’nun kullandığı “Kudüs bizim şehrimiz” anlayışını desteklediğini belirtti ve tarihsel argümanlarla Kudüs’ün Yahudi mirasını vurguladı.

Türkiye ve kamuoyundaki yankılar

Georgiadis’in sözleri Türkiye’de sosyal medyada ve haber kanallarında yoğun tepki gördü. Türk basını, açıklamayı “provokatif” ve “kışkırtıcı” başlıklarla geniş çapta yayımladı; yorumlarda Atina’nın bölgesel politikaları ve İsrail ile yakın ilişkileri eleştirildi.

Uluslararası hukuk ve Kudüs’ün statüsü

Kudüs’ün statüsü yıllardır uluslararası hukukun tartışmalı alanlarından biri. 1947 BM taksim planı bağlamı, 1967’den sonraki fiili durumlar ve BM kararları kent üzerinde çok yönlü hukuki ve siyasi tartışmalar yaratmaya devam ediyor. Georgiadis’in “tarihsel gerçek” vurgusu, bu karmaşık hukuki ve tarihsel zeminde yoğun tartışma yaratma potansiyeli taşıyor.

Jeopolitik arka plan — Yunanistan-İsrail yakınlaşması

Son yıllarda Yunanistan ile İsrail arasında savunma, enerji ve istihbarat alanlarında artan iş birliği dikkat çekti. Doğu Akdeniz’deki enerji politikaları, Kıbrıs konusu ve Ankara-Atina hattındaki gerilimler Atina’yı Tel Aviv’e daha yakın pozisyona itti. Georgiadis’in sözleri bu stratejik yakınlaşmanın söylem boyutundaki yansımalarından biri olarak okunuyor.

Olası diplomatik sonuçlar

Böyle provokatif beyanlar, misilleme niteliğinde diplomatik açıklamalar, kınamalar veya resmi nota gönderimleriyle karşılık bulabilir. İki NATO üyesi ülke arasında söylemlerin tırmanması bölgesel istikrar açısından risk oluşturabileceğinden diplomatik kanallar kritik hale gelebilir. Uzmanlar genellikle tansiyonun tırmanmasını önlemek için doğrudan diplomatik temas ve arabuluculuğun önemine vurgu yapıyor.

Seçme alıntılar

• “Kudüs gerçekten de bir Yahudi şehridir. Şehri Yahudiler kurdu, şehir onların kutsal şehridir.” — Adonis Georgiadis
• “İsrail bizim kilit bir müttefikimiz, Türkiye’nin ise düşmanıdır.” — Adonis Georgiadis.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Politika

Bahçeli: “Selahattin Demirtaş’ın tahliyesi hayırlara vesile olacaktır”

Yayımlandı

üzerinde

Tarih: 04.11.2025
Saat: 12:15 
Okuma süresi: 3 dakika

MHP Lideri Devlet Bahçeli, TBMM grup toplantısı sonrası yaptığı açıklamada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleşmesi halinde Selahattin Demirtaş’ın tahliyesinin Türkiye için hayırlı olacağını söyledi. AİHM kararı, Demirtaş’ın avukatlarının tahliye başvurusunu tetikledi; sürecin hukuki ve siyasi yansımaları tartışılıyor.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısı sonrası gazetecilerin yönelttiği soruya verdiği yanıtta Selahattin Demirtaş ile ilgili olarak “Hukuki yollardan sonuca ulaşmıştır. Tahliyesi Türkiye için hayırlara vesile olacaktır” ifadelerini kullandı.

Bu açıklama, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) daha önce verdiği hak ihlali kararının kesinleşmesine ilişkin gelişmelerin ardından geldi. AİHM, Demirtaş hakkında verdiği ihlal kararının ardından Türkiye’nin itirazını reddetti ve kararın kesinleşmesi yönünde adımlar atıldı; mahkeme kararında, Demirtaş’ın tahliyesinin gerektiği belirtildi.

Selahattin Demirtaş, 2016 yılından bu yana çeşitli davalar ve mahkeme süreçleri nedeniyle cezaevinde bulunuyor. Demirtaş hakkında verilen mahkûmiyet kararları ve AİHM süreçleri uzun süredir ulusal ve uluslararası alanda tartışma konusu oluyordu; AİHM daha önce Türkiye aleyhine Demirtaş’la ilgili hak ihlali kararları vermişti.

AİHM kararının kesinleşmesinin ardından Demirtaş’ın avukatları tahliye başvurusunda bulundu. Avukatların başvurusu yerel yargı süreçleri ve cezaevindeki işlemler doğrultusunda değerlendirilecek; hukuki süreç tamamlandığında tahliye kararıyla ilgili son adımlar atılabilecek.

Siyasi cephede ise Bahçeli’nin açıklaması önemli yankı uyandırdı. MHP liderinin, daha önce PKK ile ilgili sürece dair yapılması önerilen hamleler ve TBMM’de oluşturulan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” bağlamında İmralı ile ilişkili adımlara açık olduğunu belirtmesi, tahliye tartışmasını farklı bir politik zemine taşıdı. Bahçeli’nin “MHP bu heyette yer almaya hazırdır” söylemi de süreçteki siyasi işaretleri güçlendiriyor.


Hukuki Süreç ve Olası Gelişmeler

  • AİHM kararı: Kararın kesinleşmesi, iç hukukta tahliye başvurularının önünü açtı. Yerel mahkemeler ve cezaevi idaresi prosedürleri takip edilecek.

  • Avukat başvurusu: Demirtaş’ın avukatları gerekli başvuruları yapmış durumda; kararın nasıl uygulanacağı hukuki değerlendirmelere bağlı.

  • Siyasi yansımalar: Tahliye olasılığı, hükümet-muhalefet ve Cumhur İttifakı içindeki dengeler açısından önemli siyasi sonuçlar doğurabilir; Bahçeli’nin desteği bu açıdan dikkat çekici.


Kimler Ne Dedi? (Kısa Notlar)

  • Devlet Bahçeli (MHP): “Tahliyesi hayırlara vesile olacaktır.

  • Demirtaş’ın avukatları: AİHM kararının kesinleşmesi sonrası tahliye başvurusu yapıldı; hukuki sürecin takipçisi olacaklarını belirttiler.


Sonuç ve Değerlendirme

AİHM’in Demirtaş kararının kesinleşmesiyle başlayan süreç hem hukuk hem siyaset alanında belirleyici bir dönemeç oluşturdu. Bahçeli’nin “hayırlı olur” ifadesi, konunun Türkiye siyasetinde beklenmedik bir uzlaşı veya pragmatik adım ihtimalini gündeme getirdi. Hukuki işlemler tamamlandıkça önümüzdeki günlerde tahliye başvuruları ve karar mekanizmaları netlik kazanacak.

Okumaya Devam Et

Politika

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “KKTC’yi asla yalnız bırakmayacağız”

Yayımlandı

üzerinde

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “KKTC’yi asla yalnız bırakmayacağız”

Tarih: 03 Kasım 2025
Saat: 11:00 (TSİ)
Okuma süresi: ~3 dakika

Lefkoşa / ANKARA — Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Kıbrıs Türk halkını asla yalnız bırakmadık, KKTC’yi asla yalnız bırakmayacağız” mesajını yineleyerek Türkiye’nin adadaki destek ve işbirliğini sürdüreceğini vurguladı.

Ziyaretin ana başlıkları

Erdoğan, ziyaretteki konuşmasında KKTC ile dayanışmanın ve iki devletli çözüm perspektifinin önemine dikkat çekti; Türkiye’nin KKTC’nin uluslararası tanınması için çabalarını artıracağını ve altyapı, yargı binası yapımı ve toplu açılış projeleri gibi somut desteklerin devam edeceğini açıkladı.

Açılış törenleri kapsamında Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi gibi önemli tesislerin resmen hizmete alındığını hatırlatan haber ajansları, ziyaretin hem iç hem de dış politikada geniş yankı bulduğunu bildirdi.

Erdoğan’ın mesajının içeriği ve vurgular

  • Güvence ve dayanışma: Erdoğan, Türkiye’nin KKTC’ye siyasi, ekonomik ve güvenlik desteğini kararlı şekilde sürdüreceğini belirtti; Kıbrıs Türkü’nün haklı mücadelesinde yanında olunacağı mesajını yineledi.

  • Somut projeler: Konuşmada su temini, donatı alanları, yargı binaları ve diğer altyapı yatırımlarına yönelik taahhütler öne çıktı; ilgili adımların hızlandırılacağı belirtildi.

  • Uluslararası süreç: Erdoğan, adada kalıcı çözüm arayışlarında iki devletli yaklaşımın önemine işaret ederek, KKTC’nin dış dünyada daha görünür olması için diplomatik çabaların süreceğini ifade etti.

KKTC ve bölgesel yankılar

Ziyaret, Rum tarafı ve uluslararası aktörler tarafından yakından takip edilirken; Rum yönetimi medyası ve yetkililerden eleştirel tepkiler geldiği, Türkiye ve KKTC kanadından ise dayanışma ve yatırım vurgusunun ön plana çıktığı bildirildi. Anadolu Ajansı ve diğer kaynaklar, açılışların bölgedeki siyasi tartışmaları yeniden gündeme taşıdığını aktardı.

Uzun vadeli hedefler ve beklentiler

Yetkililer, ziyaretin ardından açıklanan yatırım takvimi ve diplomatik hamlelerin, KKTC’nin ekonomik ve idari kapasitesini güçlendirmeyi, ayrıca ada gündeminde “iki devletli” çözüm vizyonunu daha görünür kılmayı hedeflediğini belirtiyor. Uzmanlar, kısa vadede altyapı ve kurumlaşma alanındaki adımların öne çıkacağını, bunun diplomasi sahnesinde yeni tartışmalar yaratabileceğini söylüyor.


Kısa not: Bu haber Erdoğan’ın KKTC’ye yönelik vurgularını ve ziyaret kapsamında yapılan açılış/taahhütleri özetlemektedir. Haber metninde yer alan konuşma alıntıları ve açılış bilgileri ilgili haber ajansları ve resmi kaynaklar tarafından yayımlanan açıklamalara dayanmaktadır.

Okumaya Devam Et

Politika

İBB’ye yönelik “casusluk” soruşturmasında yeni gözaltı kararları: “İBB HANEM verileri sızdırıldı”

Yayımlandı

üzerinde

İBB’ye yönelik “casusluk” soruşturmasında yeni gözaltı kararları: “İBB HANEM verileri sızdırıldı”

30 Ekim 2025 — 11:30 (TSİ) · Okuma süresi: ~3 dakika

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü “İstanbul Senin / İBB HANEM” soruşturmalarında yeni gözaltı kararları çıktı. Soruşturma kapsamında, İBB Akıllı Şehircilik Daire Başkanlığı ile İletişim Koordinasyon Merkezi’nde görevli toplam 4 personel hakkında gözaltı kararı verildiği; ayrıca soruşturmanın, uygulama üzerinden milyonlarca kullanıcının kişisel ve sandık verilerinin yurt dışına veya program dışına aktarıldığı iddialarını içerdiği bildirildi.


Detaylar

  • Yeni gözaltı kararları: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma kapsamında ikisi Akıllı Şehircilik Daire Başkanlığı’nda, ikisi İletişim Koordinasyon Merkezi’nde görevli olmak üzere 4 kişi hakkında gözaltı kararı verdiğini açıkladı. Şüpheliler hakkında “kişisel verileri hukuka aykırı olarak yayma” ve “suç örgütüne üye olma” suçlamaları bulunduğu belirtiliyor.

  • İddia edilen veri sızıntıları: Başsavcılık açıklamasına göre “İstanbul Senin” uygulaması üzerinden 4,7 milyon kullanıcının kişisel verileri ve konum bilgilerinin iki farklı ülkeye sızdırıldığı, 3,7 milyon kullanıcının verilerinin darkweb’de satışa çıkarıldığı iddia ediliyor. Aynı uygulama içindeki İBB HANEM adlı alt uygulamada ise 11 milyon vatandaşın sandık verilerinin program dışına aktarıldığı ileri sürüldü.

  • Önceki işlemler ve tutuklamalar: Soruşturmayla ilgili önceki operasyonda gözaltına alınan şüphelilerden bazıları adliyeye sevk edilmiş, bu süreçte hakkında tutuklama talebi ve adli kontrol talepleri olan isimler olduğu kamuoyuna yansımıştı; son dönemde 6 kişinin tutuklandığı haberleri de yer aldı.

  • İBB’nin açıklaması: İBB yönetimi, İstanbul’un verilerinin “kamu hizmetleri” çerçevesinde ve KVKK/rezerv protokollerine göre korunduğunu belirterek iddiaları reddetti veya açıklama yaptı; belediye, verilerin siyasi veya ticari amaçlarla kullanılmadığını vurguladı. İBB açıklamaları soruşturmanın detaylarına ve kurum içi denetim süreçlerine ilişkin bilgi veriyor.


Hukuki çerçeve ve olası süreç

Savcılık iddiaları soruşturma dosyasına dayanarak yürütüyor; suçlamalar kişisel verilerin hukuka aykırı olarak yayılması, bilişim suçları ve örgüt suçlamalarını kapsıyor. Gözaltı işlemleri, delil toplama ve ifade işlemlerinin ardından gözaltı-müdahale kararlarına göre adliyeye sevk ve tutuklama ya da adli kontrol kararları gelebilir. Savcılık kanıt tespitine göre ek gözaltı, arama veya bilirkişi incelemeleri talep edebilir. (Kaynaklar: Başsavcılık açıklamaları ve haber raporları.


Ne değişti, neden gündem oldu?

  • Kamu güvenliği ve veri mahremiyeti: Milyonlarca vatandaşın kişisel verilerinin hedef alındığı iddiası, hem teknik hem de siyasal boyutlarıyla geniş yankı buldu. Veri sızıntısı iddiaları, KVKK (Kişisel Verilerin Korunması Kanunu) ve siber güvenlik tartışmalarını alevlendirdi.

  • Siyasi yansımalar: Olay kısa sürede siyasi tartışmalara dönüştü; muhalefet ve iktidar paylaşımları ile kamuoyunda yoğun tartışma oluştu. (İlgili kurum ve siyasi aktörlerin açıklamaları haber metinlerinde yer aldı


İleriye dönük beklentiler

  • Savcılık ek soruşturmalar ve teknik incelemeler (log incelemeleri, veri akış analizleri, bilirkişi raporları) yürütecek.

  • İBB ve ilgili kurumlar iç denetimler başlatabilir veya başlatılmış denetim sonuçları kamuoyuna açıklanabilir.

  • Hukuki süreçler tamamlandıkça adli kararlar (tutuklama, adli kontrol, beraat vs.) kamuoyuna yansıyacak.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar