Teknoloji
iPhone SE’ye veda mı edeceğiz? İşte yeni isim iddiası… Elveda iPhone SE…
Çeşitli kaynaklar nesil iPhone SE’nin adının değişeceğini ve iPhone 16E ismini alacağını iddia ediyor.
Çeşitli kaynaklar nesil iPhone SE’nin adının değişeceğini ve iPhone 16E ismini alacağını iddia ediyor.
Bu ayın başlarında, farklı kaynaklar bahar aylarında görmeyi beklediğimiz yeni nesil iPhone SE’nin adının ‘iPhone SE’ olmayacağını iddia etmeye başladı. Peki Apple’ın “uygun fiyatlı” iPhone cihazının adı ne olacak? İddialara göre verilecek isim ‘iPhone 16E’. İlk başta garip gelebilir, ancak iPhone SE 4 hakkında bildiklerimizi bir düşünürsek, mantıklı bir yanı da var.
İPHONE SE 4 HAKKINDA BİLDİKLERİMİZ
Hızlıca hatırlayacak olursak, iPhone SE 4 şu özelliklere sahip olacak:
*iPhone 14 tasarımı: Çentiğe sahip tasarım, Face ID ve 6.1 inçlik OLED ekran
*Apple Intelligence destekli A18 işlemci
*USB-C bağlantısı
*iPhone 15’te kullanılan 48 megapiksellik sensöre sahip tek arka kamera
*Apple’ın kendi üretimi 5G modem
Kısacası, bu cihaz iPhone SE tarihindeki en büyük güncelleme olacak. Apple 2020 yılında piyasaya sürdüğü 2. nesil iPhone SE’den beri tasarım değiştirmedi. iPhone SE 3 2022 yılında yayınlandığında, aynı kasa tipine sahipti. iPhone SE 4, 5 yılda gelen ilk büyük iPhone SE değişikliği olacak.
FİYATI NE OLACAK?
iPhone SE 4’e dair dedikodular içerisinde fiyatı da büyük yer tutuyor. Şu anda konuşulan potansiyel fiyat 499 dolar yani yaklaşık 18 bin TL. Fakat iPhone 14’ün şu an ABD’de 599 dolara (yaklaşık 21 bin 500 TL) ve iPhone 15’in 699 dolara (yaklaşık 25 bin TL) satıldığı düşünülürse, bu fiyat iddiası biraz “zorlama” olabilir.
iPhone SE 4’ün fiyatının düşük olmasını sağlayacak şeylerden biri, Apple’ın Qualcomm’un pahalı modemlerini bırakıp, kendi üretimi modeme geçmesi. Aynı şekilde bir diğeri de Samsung OLED ekranları bırakıp, BOE ve LG’nin daha uygun fiyatlı panellerine yönelmesi.
Bu iki bileşen, genelde iPhone’ların içerisindeki en pahalı parçalardan. Eğer bu değişimler olursa, Apple’ın iPhone SE 4’ü 499 dolarlık fiyatla satışa sunup, yine de kâr elde edebilmesi mümkün. Burada sorulması gereken soru şu: Bunu yaparlar mı?
İPHONE 16 E, İPHONE SERİSİNİ KARIŞTIRABİLİR
Eğer iPhone SE 4, 499 dolara satışa çıkarsa, bu onun 799 dolarlık iPhone 16’dan 300 dolar daha ucuz olacağı anlamına geliyor. İki model arasındaki fiyat farkıyla, Dinamik Ada, Eylem Tuşu ve bir ultra geniş kamera sahibi oluyorsunuz. Eğer fiyatlar böyle olursa, iPhone SE 4, iPhone 16’ya göre çok cazip bir teklif haline gelir.
Bunu düşününce de, iPhone 16E ismi daha mantıklı geliyor. Eğer Apple SE ismini bırakırsa, bu cihazı 499 değil, 599 dolara çok fazla tepki görmeden satabilir.
iPhone 16E ismi, iPhone 15’in Apple Intelligence desteklemeyen eski bir model olduğu da daha kolay anlaşılırken, tüketiciler için de, cihazın mevcut nesil telefon serisine ait olduğu bilgisi daha kolay verilebilir. Haliyle, bu da cihazın satışını artıracak bir etken olur.
Bakalım baharda iPhone SE 4 mü, iPhone 16E mi göreceğiz…
Teknoloji
Gizemli yıldızlararası ziyaretçi, NASA’nın uzay aracına yaklaşıyor

Güneş Sistemi’ne dışarıdan gelen gizemli gök cismi 3I/ATLAS, birkaç hafta içinde NASA’nın Europa Clipper ve Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) Hera uzay araçlarının yakınından geçecek.
Bilim insanları, 25 Ekim-6 Kasım 2025 tarihleri arasında gerçekleşmesi beklenen bu karşılaşmanın, insanlık tarihindeki ilk “yıldızlararası kuyruklu yıldız iyon kuyruğu gözlemi” olabileceğini söylüyor.
“KUYRUĞUNA DALACAĞIZ”
Avrupalı araştırmacıların henüz hakem onayından geçmeyen makalesine göre, iki uzay aracı 3I/ATLAS’ın iyon kuyruğu içine girecek. Bu durum, Güneş Sistemi dışından gelen bir cismin iyon kuyruğundaki parçacıkları doğrudan inceleme fırsatı sunacak.
İyon kuyruğu, kuyruklu yıldızın çekirdeğinden kopup milyonlarca kilometre uzağa kadar uzanan yüklü parçacıklardan oluşuyor. Bu tür kuyruklarla karşılaşmalar son derece nadir ve değerli, çünkü bilim insanlarına Güneş Sistemi’nin ötesinden gelen ham materyali doğrudan analiz etme imkanı veriyor.
Bu hesaplamalar, araştırmacıların geliştirdiği Tailcatcher adlı programla yapıldı. Yazılım, Güneş rüzgârı yönünü ve hızını dikkate alarak bir uzay aracının iyon kuyruğuna en yakın geçiş noktasını hesaplıyor.
3I/ATLAS için hesaplanan en yakın mesafe ise yaklaşık 8 milyon km.
Bilim insanları, Europa Clipper tüm iyon bileşenlerini ölçemese de, kuyruklu yıldızın iyon kuyruğunun yapısını ve bileşimini anlamada önemli veriler sağlayabileceğini belirtiyor.
“UZAYLI” TARTIŞMASI
Bu arada Güneş Sistemi’nden hızla geçmekte olan yıldızlararası nesne 3I/ATLAS, gökbilimcileri büyülemeye devam ediyor. İlk olarak Temmuz 2025’te keşfedilen ve bir şehir büyüklüğünde olduğu tahmin edilen bu nesne, hem bilimsel hem de spekülatif çevrelerde büyük yankı uyandırdı.
Çoğu bilim insanı onu doğal bir kuyruklu yıldız olarak değerlendirirken, Harvard Üniversitesi’nden astrofizikçi Dr. Avi Loeb, 3I/ATLAS’ın “yabancı bir teknoloji” ürünü olabileceğini öne sürüyor.
Loeb’in kısa süre önce verdiği bir röportajda esprili bir dille 29 Ekim tarihine işaret etmesi sosyal medyada ve basında spekülasyonlara neden oldu.
ANTİ-KUYRUK TARTIŞMASI
Hawaii’deki Keck II Teleskobu ile yapılan son gözlemler, 3I/ATLAS’ın Güneş yönünde uzanan bir “anti-kuyruk” sergilediğini ortaya koydu.
Harvard’lı gökbilimci Avi Loeb, geçtiğimiz hafta yayınladığı blog yazısında, bu fenomenin “alışılmışın dışında bir yönelim gösterdiğini” savunuyor.
Henüz hakem değerlendirmesinden geçmemiş bir çalışmada, araştırmacılar Keck verilerini kullanarak, nesnenin siyanür ve nikel gazı salımı yaptığını doğruladı. Bu gazların hem Güneş’e doğru hem de aksi yönde püskürtülmesi, “anti-kuyruk” olgusunun açık bir kanıtı olarak değerlendirildi.
Loeb’e göre en şaşırtıcı olan, 3I/ATLAS’ın beyaz ışık görüntülerinde klasik bir kuyruklu yıldız kuyruğunun izine rastlanmamasıydı. Normalde Güneş’ten gelen ışık basıncıyla toz parçacıkları geriye doğru itilip parlak bir kuyruk oluşturur. Ancak bu nesnede durum farklı görünüyor.
Diğer bilim insanları ise bu tuhaf görünümün doğal süreçlerle açıklanabileceğini belirtiyor. Dünya’nın uzaydaki konumu nedeniyle, bir kuyruklu yıldızın geniş kuyruğunun optik bir illüzyon yaratabileceği, ya da Güneş rüzgârının itiş gücüne direnebilen büyük toz tanelerinin Güneş yönünde bir uzantı oluşturabileceği düşünülüyor.
Kaliforniya Üniversitesi’nden gezegen bilimci Michael Busch, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Dönen bir kuyruklu yıldız çekirdeğinden çıkan büyük parçacıklar, yörünge boyunca hem önünde hem de arkasında birikerek bu görünümü oluşturabilir” diyor.
GÖZLEM KAMPANYASI
Ancak bu olağandışı davranışlar nedeniyle Uluslararası Asteroit Uyarı Ağı (IAWN), 3I/ATLAS’ı özel inceleme listesine aldı. Bu, ağın tarihinde ilk kez bir yıldızlararası nesnenin “potansiyel tehdit değerlendirme” kampanyasına dahil edilmesi anlamına geliyor.
IAWN, dünya genelindeki teleskoplar ve gözlemevleriyle iş birliği yaparak Dünya’ya yakın nesneleri izliyor ve olası çarpışma risklerini değerlendiriyor.
Yetkililer, 3I/ATLAS’ın yörüngesini tahmin etmenin “benzersiz zorluklar” içerdiğini belirterek nesneyi “Comet Astrometry Campaign” adlı özel izleme programına ekledi.
IAWN, 27 Kasım 2025-27 Ocak 2026 tarihleri arasında küresel bir gözlem ve eğitim tatbikatı başlatacak.
Bu süreçte dünya çapındaki teleskoplar ve takip sistemleri 3I/ATLAS’a odaklanarak, bu yıldızlararası ziyaretçinin gökyüzündeki tam konumunu belirlemeye çalışacak.
Teknoloji
AB Komisyonu, Meta ve TikTok’u DSA Şeffaflık Yükümlülüklerini İhlal Etmekle Ön İncelemede Buldu
AB Komisyonu, Meta ve TikTok’u DSA Şeffaflık Yükümlülüklerini İhlal Etmekle Ön İncelemede Buldu
Yazar: Fatih Doğan / FatihDoganMedya
Tarih.Saat: 25 Ekim 2025 — 10:00 (Europe/Istanbul)
Okuma Süresi: ~3 dakika
Kelime Sayısı: 492
Avrupa Komisyonu, Meta (Facebook/Instagram) ve TikTok’un Dijital Hizmetler Yasası (DSA) kapsamındaki şeffaflık yükümlülüklerini ihlal ettiğini ön incelemede tespit etti. Araştırmacılara veri erişimi eksiklikleri ve Meta’nın bildirim/itiraz mekanizmalarında ‘dark pattern’ iddiaları öne çıkıyor. (Komisyon basın bildirimi: 24 Ekim 2025)

AB Komisyonu ön incelemede: Meta ve TikTok şeffaflık yükümlülüklerini ihlal etti
Avrupa Komisyonu, 24 Ekim 2025 tarihli ön inceleme açıklamasında Meta (Facebook/Instagram) ve TikTok’un Dijital Hizmetler Yasası (DSA) kapsamında getirdiği şeffaflık yükümlülüklerini yerine getirmediğine dair ön bulgularını açıkladı. Komisyon, iki platformun araştırmacılara yeterli erişimi sağlamada eksiklikler olduğunu tespit etti.
Neler tespit edildi?
-
Araştırmacılara erişim eksikliği: Komisyon ön incelemesi, TikTok ve Meta’nın bağımsız araştırmacılara kamuya açık verilere yeterli, anlamlı erişim sunmadığını belirtti. Bu tür veriler, platformların sistemik risklerinin bağımsız değerlendirilmesi için kritik sayılıyor.
-
Meta’da bildirim/itiraz mekanizmeleri: Komisyon, Meta’nın Facebook ve Instagram platformlarında kullanıcıların yasa dışı içeriği bildirmesini veya moderasyon kararlarına itiraz etmesini zorlaştıran karmaşık arayüzler ve yönlendirmeler (kamuoyunda “dark patterns” olarak bilinen uygulamalar) tespit etti. Bu durum, içerik şikâyet süreçlerinin etkinliğini zayıflatabiliyor.
-
TikTok cephesinde de şeffaflık sorunu: TikTok hakkında da araştırmacılara veri erişimi konusundaki sınırlamalar öne çıktı; şirket GDPR ile uyum gerekçesiyle bazı veri-paylaşımı taleplerine itiraz etmişti. Komisyonun ön incelemesi erişim eksikliğini özellikle vurguluyor.
Olası yaptırımlar ve süreç nasıl ilerleyecek?
DSA ihlali tespit edilirse, düzenleme çerçevesinde uygulanabilecek idari para cezaları şirketlerin yıllık küresel cironunun %6’sına kadar çıkabiliyor. Komisyonun duyurusu şu aşamada ön inceleme niteliğinde; firmalara savunma yapma, eksikleri giderme ve Komisyon ile iş birliği sürecinde bulunma hakkı tanınıyor. Nihai karar ve olası yaptırımlar takip edilecek.
AB’nin öncelikleri ve yetkili açıklamaları
Komisyon, DSA’nın amaçlarından biri olarak platformların şeffaflık sunmasını, bağımsız araştırmaları mümkün kılmasını ve kullanıcıların yasa dışı içerikleri kolayca bildirebilmesini gösteriyor. Komisyon yetkilileri teknoloji egemenliği, güvenlik ve demokratik süreçlerin korunması bakımından kuralların titizlikle uygulanacağını belirtti.
Şirketlerin açıklamaları
Meta yetkilileri, Komisyonun ön bulgularına katılmadıklarını; DSA’ya uyum için zaten değişiklikler yaptıklarını ve yetkililerle iş birliği içinde olacaklarını açıkladı. TikTok ise Avrupa’daki kullanıcı güvenliğine bağlı kalmaya devam edeceklerini ancak bazı veri erişimi taleplerinin GDPR ile çakışabileceğini öne sürdü.
Uzman görüşü — olası etkiler
Dijital politika uzmanları ve hukukçular, Komisyonun ön incelemesinin sektör genelinde araştırmacı veri erişimi, kullanıcı arayüzü tasarımı ve içerik bildirim süreçleri konusunda daha sıkı düzenleme ve denetim sinyali verdiğini söylüyor. Araştırmacı erişimindeki kısıtlar, genç kullanıcıların maruziyeti gibi önemli konularda bağımsız çalışmaları zorlaştırarak politika yapımını etkileyebilir.
Ne olacak? (Kısa yol haritası)
-
Komisyonun ön incelemesi resmi bir ihlal kararı değil; şirketlere yanıt hakkı verildi.
-
Şirketler savunmalarını yaptıktan sonra Komisyon nihai değerlendirmesini açıklayacak; gerekirse düzeltilmesi istenen uygulamalar veya cezalar gündeme gelecek.
Teknoloji
Uzayda esrarengiz parıltı: “Karanlık madde kendi kendini yok ediyor”

Samanyolu’nun merkezinden yayılan gizemli gama ışınları, gökbilimciler tarafından “Galaktik Merkez GeV Fazlası (GCE)” olarak adlandırılıyor. 2009’da NASA’nın Fermi Gama Işını Uzay Teleskobu verilerinde keşfedilen bu parlaklık, evrendeki en yüksek enerjili ışık türlerinden biri olsa da kaynağı hâlâ kesin olarak belirlenemedi.
Yeni bir araştırmaya göre, bu gama ışını fazlası iki olası kaynaktan biriyle açıklanabilir:
Karanlık madde parçacıklarının yok oluşu (WIMP’lerin çarpışması) veya yaşamının son evresindeki, hızla dönen nötron yıldızları olan milisaniyelik pulsarlar.
Almanya’daki Leibniz Astrofizik Enstitüsü’nden Moorits Mihkel Muru liderliğindeki ekip, süper bilgisayar simülasyonlarıyla Samanyolu’nun karanlık madde dağılımını modelledi.
“KUTULU” BİÇİM
Physical Review Letters dergisinde yayımlan bulgular, galaksimizin karanlık madde halesinin mükemmel şekilde küresel değil, hafifçe yassılaşmış olabileceğini gösterdi. Bu da, karanlık madde kaynaklı gama ışınlarının tıpkı pulsarlardan gelen ışık gibi “kutulu” bir biçim oluşturabileceği anlamına geliyor.
Bu sonuç, GCE’nin şeklinin karanlık madde olasılığını dışlamadığını, hatta karanlık madde hipotezinin az da olsa avantajlı olabileceğini ortaya koyuyor.
Araştırmacılara göre, her iki senaryo da hala geçerli: GCE’nin bir kısmı milisaniyelik pulsarlardan, bir kısmı ise karanlık madde etkileşimlerinden kaynaklanıyor olabilir.
Johns Hopkins Üniversitesi’nden astrofizikçi Joseph Silk, bulguları “Karanlık madde evreni şekillendiriyor. Bu gama ışınları onun ilk gerçek izleri olabilir” ifadeleriyle yorumladı.
Bilim insanları, yakında devreye girecek Cherenkov Teleskop Dizisi ve Güney Geniş Alan Gama Işını Gözlemevi sayesinde bu gizemin aydınlatılabileceğini umuyor.
-
Sanat1 hafta önceİlhamı aile mesleği balıkçılıktan aldı: Metal parçalarla sanat eseri üretiyor
-
Teknoloji1 hafta önce5G ihalesinin kazananları belli oldu
-
Teknoloji1 hafta önceChatGPT’nin erkeklere verdiği “korkunç flört tavsiyeleri”
-
Son Dakika1 hafta önceSon dakika deprem mi oldu? Az önce deprem nerede oldu? İstanbul, Ankara, İzmir ve il il AFAD son depremler 17 Ekim 2025
-
Teknoloji5 gün önceNASA astrofizikçisinden yeni teori: Uzaylılar “sıkıcı” olabilir
-
Teknoloji1 hafta önceJaponya’da yapay zeka ile deepfake içerik suçuna gözaltı
-
Teknoloji1 hafta önceSamanyolu’nun merkezindeki kara delik uzay-zamanı nasıl büküyor?
-
Teknoloji3 gün önceOpenAI, ChatGPT tarayıcısını tanıttı: Mac kullanıcılarına özel
