Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Teknoloji

Sahte bilim ağı ortaya çıkarıldı: “Küresel çapta milyon dolarlar dönüyor”

Yayımlandı

üzerinde

ABD’deki Northwestern Üniversitesi’nden araştırmacılar, bilimsel literatürde gerçekleştirdikleri kapsamlı bir veri analizinde, sahte araştırmaları yaymakla görevli organize bir yeraltı ağı ortaya çıkardı.

Araştırmaya göre, bu küresel ağ bilimsel yayıncılığın güvenilirliğini sistematik şekilde baltalıyor.

Araştırma, PNAS (Proceedings of the National Academy of Sciences) dergisinde yayımlandı ve sahte bilimsel makalelerin sayısının, meşru çalışmaların artış hızını geçtiğini ortaya koydu.

Çalışmanın yazarlarından sosyal sistemler uzmanı Prof. Luís AN Amaral, “Bu, hayatım boyunca yer aldığım en moral bozucu proje olabilir” dedi.

kendi denetimini daha sıkı yapmalı, aksi takdirde inandırıcılığını tamamen kaybeder.”

SAHTE BİLİM NASIL İŞLİYOR?

Bilimsel sahtekarlık genellikle veri uydurma, intihal gibi uygulamalarla gerçekleşiyor ve sonuçta makalelerin geri çekilmesiyle sonuçlanıyor.

Daha önce bu tür olayların bireysel çıkar arayışındaki akademisyenlere ait tekil örnekler olduğu düşünülüyordu. Ancak yeni bulgular, bu durumun çok daha organize ve küresel boyutta olduğunu gösteriyor.

Araştırmacılar, Elsevier’in Scopus ve ABD Ulusal Tıp Kütüphanesi’nin PubMed veritabanlarından geri çekilen makaleler, editör kayıtları ve görsel manipülasyon örneklerini inceledi. Ayrıca bilimsel etik ihlalleri nedeniyle listelerden çıkarılan dergileri ve Retraction Watch adlı popüler blogun arşivlerini taradılar.

MAKALE FABRİKALARI VE SAHTE EDİTÖRLER

Araştırma, sahte makaleler üretip akademisyenlere satan “makale fabrikaları”, aracılar ve kötü niyetli editörlerden oluşan bir sistemin varlığını ortaya koydu. Satılan makaleler çoğunlukla düşük kalitede, uydurma verilerle dolu, çalıntı ya da manipüle edilmiş görseller içeriyor ve intihal içeriyor.

Prof. Amaral, “Sadece makale değil, atıf da satın alabiliyorlar. Böylece hiç gerçek araştırma yapmadan saygın bir bilim insanı gibi görünebiliyorlar” dedi.

Amaral, “Bu ağlar, özünde bilim sürecini sahtekarlıkla yönetmek için birlikte hareket eden suç örgütleridir” diye de ekledi.

“Bu süreçlere milyonlarca dolar yatırılıyor.”

Çalışmaya göre bu makale fabrikaları, yazarlık sıralarını da parayla satıyor. İlk yazar olmak isteyenler binlerce dolar öderken, dördüncü ya da beşinci sırada yer almak isteyenler daha az ödüyor.

DERGİ KORSANLIĞI

Sistemin en dikkat çekici unsurlarından biri de sahte hakemlik süreçleri.

Bazı akademisyenler, makalelerinin yayınlanabilmesi için sözde hakemlik süreçlerine para ödüyor. Bazı durumlarda, bu kişiler kendi aralarında anlaşarak çok sayıda sahte makaleyi farklı dergilerde yayınlıyor, daha sonra yakalanınca makaleleri hızlıca geri çekiyor.

Ayrıca bu ağ, yayıncılığı durmuş ya da işlevsiz hale gelmiş dergileri ele geçirerek “dergi korsanlığı” da yapıyor.

Örneğin, İngiltere’de bir hemşirelik kuruluşuna ait olan HIV Nursing dergisi yayın hayatına son verdikten sonra, alan adı başkaları tarafından satın alındı ve hemşirelikle hiçbir ilgisi olmayan binlerce makale bu adla yayımlanmaya başladı.

NE YAPILMALI?

Araştırmacılar, bu küresel sahtekarlık ağına karşı çok yönlü bir mücadele gerektiğini vurguluyor.

Önerilen önlemler arasında editoryal süreçlerin daha sıkı denetlenmesi, sahte araştırmaların tespitinde yeni yöntemlerin geliştirilmesi, bilimdeki teşvik sistemlerinin köklü şekilde yeniden yapılandırılması, bu tür sahtekarlığı kolaylaştıran ağların daha derinlemesine incelenmesi de var.

Prof. Richardson, yapay zekanın bilimsel yayınları yazmakta daha çok kullanılmaya başlandığı bu dönemde, sahteciliğin etkisinin katlanarak artabileceği uyarısında bulundu:

“Halihazırdaki sahtekârlıkla baş edemiyorsak, gelecekte yapay zekânın üreteceği sahte bilimsel metinlerle nasıl baş edeceğiz?”

Araştırmacılara göre, eğer önlem alınmazsa, sahte bilimsel çalışmalar yalnızca dünyayı değil, kamuoyunun bilimsel bilgiye olan güvenini de büyük ölçüde sarsabilir.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Teknoloji

Çin fabrikalarında endüstriyel robot kurulumlarında rekor — Insansı robot üretimi hızlandı

Yayımlandı

üzerinde

Çin fabrikalarında endüstriyel robot kurulumlarında rekor — Insansı robot üretimi hızlandı

FatihDoganMedya | 15 Kasım 2025, 02:00 Istanbul· Okuma süresi: 4 dakika

Uluslararası veriler, Çin’in endüstriyel robot kurulumlarında dünya çapında en büyük payı almaya devam ettiğini gösteriyor; 2024’te küresel kurulumların yarısından fazlası Çin’de gerçekleşti. Aynı zamanda yerli insansı robot üreticileri 2025’te üretimi hızlandırmayı planlıyor; ancak maliyet, güvenilirlik ve uygulama uyumu nedeniyle insansı robotların yaygın günlük veya fabrika içi kullanımı hâlâ sınırlı.


Çin’de kurulum rekoru: sayılar ne diyor?

Uluslararası Robot Federasyonu (IFR) verilerine göre 2024’te dünya çapında kurulan endüstriyel robotların toplamı yarım milyonu (≈542.000) aşarken, Çin tek başına bu kurulumların yaklaşık %54’ünü üstlendi. Bu durum, Çin’in 2013’ten beri dünyanın en büyük endüstriyel robot pazarı konumunu sürdürdüğünü teyit ediyor.

IFR’in daha önce yayımladığı raporlar Çin’in fabrika içindeki robot stoğunun yıllık bazda hızlı şekilde arttığını ve 2023 sonu itibarıyla milyonlar seviyesinde olduğunu gösteriyordu; artış 2024’te de sürdü. Bu büyüme, elektronik, otomotiv ve üretim zincirindeki otomasyon ihtiyaçlarının doğrudan sonucu.

Neden bu kadar hızlı? (Kısa analiz)

  • Maliyet ve ölçek ekonomisi: Çinli tedarikçiler daha rekabetçi fiyatlarla ekipman sunuyor; devlet destekleri ve krediler yatırımı teşvik ediyor.

  • Sektörel talep: Elektronik ve otomotiv gibi büyük yelpazedeki endüstriler, seri ve hassas üretim için robotik çözüme ağırlık veriyor.

Insansı robotlarda üretim hızlandı — rakamlar ve planlar

Çinli medya ve araştırma haberlerine göre; 2025’te birden fazla yerli üretici insansı (humanoid) robot üretimini ölçeklendiriyor. Örneğin bazı firmalar 2025 yılında binlerce ünitelik üretim hedefleri açıklarken, sektörün toplam çıktı değerinin yüz milyonlarca dolara yaklaşacağı öngörülüyor. Ancak bu üretimin büyük çoğunluğu hâlen pilot seriler, demo veya niş kullanım amaçlı.

Reuters’in haberleri de Pekin yönetiminin ve özel sektörün insansı robotları “yeni endüstri devrimi” olarak gördüğünü, ancak pratikteki uygulama ve entegrasyonun (özellikle karmaşık fabrika işleri ve insan-robot işbirliği) hâlâ teknik ve operasyonel zorluklar içerdiğini belirtiyor.

Neden yaygın kullanım hâlâ sınırlı?

Uzmanların ve saha raporlarının işaret ettiği başlıca engeller:

  • Maliyet ve geri ödeme süresi: Endüstriyel kollara/özgül araçlara kıyasla insansı robotlar hâlâ yüksek maliyetli; yatırımın geri dönüşü belirsiz.

  • Güvenilirlik ve güvenlik: Kompleks hareket, algılama ve insanla yakın çalışmada güvenlik standartları ve uzun süreli güvenilirlik testleri gerekiyor.

  • Uygulama uygunluğu: Birçok fabrika işi tekrarlı, fakat dikey uzmanlaşmış ekipmanla daha verimli yapılıyor; insansı robotların genel amaçlı olması bazı görevlerde dezavantaj yaratabiliyor.

Kimler öne çıkıyor? (Kısa sektör tablosu)

Çin’de hem köklü endüstri robotu üreticileri hem de yeni insansı robot girişimleri dikkat çekiyor. Devlet destekli büyük gruplar üretim altyapısına yatırım yaparken; start-up’lar — bazen Çin’e dönen mühendislerin girişimleriyle — ileri hareket, AI ve algılama yetenekleri üzerinde yoğunlaşıyor. Bu hareketlilik, küresel tedarik zincirlerinde fiyat/performans açısından yeni dengeler yaratabilir.

Sonuç ve Türkiye’ye yansımaları

  • Çin’in otomasyon hamlesi, kısa vadede üretim kapasitesini ve rekabet gücünü artırıyor; bu da özellikle düşük maliyet, yüksek hacimli mamul ihracatçısı sektörlerde baskı yaratabilir.

  • Türkiye’deki firmalar için fırsat: otomasyon teknolojilerine adaptasyon, katma değerli üretime kayış ve yerli tedarikçi geliştirme — ancak strateji doğru belirlenmezse rekabet dezavantajı ortaya çıkabilir. (Bu kısım sektör ve iktisat analizidir; ilgili politikalar ve şirket stratejileri ile ilişkilendirilmelidir.)


Öne çıkan veriler

  • Küresel endüstriyel robot kurulumları (2024): ≈542.000 ünite.

  • Çin’in payı (2024): ≈%54 (Çin, 2024’te global kurulumların çoğunluğunu sağladı). Insansı robot üretim artışı: 2025’te birkaç yerli üretici binlerce ünite üretmeyi planlıyor; pazar değeri yüz milyonlarca dolara çıkması bekleniyor.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Rus havayolu şirketinden dünyada ilk: “Volodya” isimli robot kabin memuru test edildi

Yayımlandı

üzerinde

Rus havayolu şirketinden dünyada ilk: “Volodya” isimli robot kabin memuru test edildi

Yayın Tarihi: 15 Kasım 2025 | Saat: 00:30 (TSİ) · Okuma süresi: 2 dakika

Rus havayolu Pobeda, Moskova–Ulyanovsk seferinde “Volodya” adlı robot kabin memurunu ilk kez test etti. Biniş kartı kontrolünden güvenlik bilgilendirmesine kadar görev yapan robot, yolcuların ilgisini çekti. Deneme uçuşuyla ilgili açıklamalar ve uzman yorumları.


Uçakta “Volodya” sürprizi: Yolcular şaşkın, fotoğraf kuyruğu oluştu

Rus düşük maliyetli havayolu Pobeda, Moskova–Ulyanovsk hattında icra edilen tarifeli seferde “Volodya” adlı robot kabin memurunu test etti. Uçağa binen yolcuları karşılayan robotun, biniş kartı kontrolü yaptığı, uçuş öncesi güvenlik prosedürlerini anlattığı ve yolcularla fotoğraf çekildiği bildirildi. Şirket, testin sonuçlarına göre robot yardımlı hizmetlerin farklı uçuşlarda da denenebileceğini açıkladı.

Ne yaptı, ne yapmadı? — Testin teknik ve görevsel ayrıntıları

Teste çıkarılan “Volodya”nın yolcu karşılama, biniş kartı kontrolü ve standart güvenlik bilgilendirmesi gibi temel kabin görevlerini yerine getirdiği aktarıldı. Haber kaynakları, robotun yolcularla fotoğraf çekilmesine izin verdiğini ve yolcu ilgisinin yoğun olduğunu bildiriyor. Havayolu, şu aşamada robotun insan kabin ekibinin yerini almak yerine destek ve tanıtım amaçlı kullanıldığını vurguladı.

Yolcu ve sektör tepkileri

Test uçuşuna katılan yolcuların bir kısmı deneyimi “eğlenceli ve ilginç” olarak tanımlarken, bazı yolcuların ise otomasyonun iş güvenliği ve hizmet kalitesi üzerindeki etkileri konusunda endişe duyduğu ifade edildi. Havacılık uzmanları, robotların ağırlıklı olarak bilgi verme ve yönlendirme görevlerinde fayda sağlayabileceğini, acil durum gibi kritik görevlerin hâlen insan müdahalesi gerektirdiğini belirtiyor. (Bu değerlendirme uzman görüşü niteliğindedir.)

Neden “dünyada ilk” deniyor? Kısa tarihçe ve bağlam

Rusya’da ve dünyada robotik alanındaki atılımlar sıkça deneme sahneleri oluşturuyor; ancak bir ticari yolcu uçağında kabin memuru rolünde bir robotun tarifeli seferde test edilmesi, haber değeri taşıyan bir adım olarak sunuldu. Bununla birlikte teknoloji sahnesinde hâlen deneme, kalibrasyon ve güvenlik süreçleri yaygın — örneğin yakın zamanlı bazı kamu sunumlarında humanoid robotların sahnede dengesizlik yaşadığı anlar kayda geçti; bu da robotik uygulamalarda “test sürecinin” önemini gösteriyor.

Havayolu ve düzenleyici bakış

Pobeda’dan yapılan açıklamalarda, uygulamanın “test ve değerlendirme” aşamasında olduğu, elde edilecek veriler doğrultusunda robot destekli uygulamaların kapsamının belirleneceği ifade edildi. Resmî düzenleyici kurumların (sivil havacılık otoriteleri) onay ve güvenlik gereklilikleri sağlanmadan insani görevlerin tamamen robotlara devredilmesi beklenmiyor; dolayısıyla şu an için süreç kontrollü bir deneme olarak sunuluyor.


Ne bekleniyor? Kısa çıkarımlar

  • Pazarlama ve yolcu deneyimi: Robotlar ilk aşamada havayolları için yenilik ve dikkat çekme (PR) aracı olarak kullanılabilir.

  • Operasyonel uygulama: Güvenlik ve acil durum yönetimi hâlâ insan gözetimi gerektirdiğinden, robotların görevleri büyük olasılıkla bilgi-verme, yönlendirme ve basit hizmetlerle sınırlı kalacak.

  • Regülasyon ve güvenlik: Sivil havacılık düzenleyicileri ve havayolları, robotik uygulamaların kapsamını test sonuçlarına ve mevzuata göre şekillendirecek.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Yüzünüze bakıp “kırışıklıklarınıza” göre yaşınızı tahmin edecekler: Avustralya’nın gençlere yönelik sosyal medya düzenlemesi nasıl uygulanacak?

Yayımlandı

üzerinde

Yüzünüze bakıp “kırışıklıklarınıza” göre yaşınızı tahmin edecekler: Avustralya’nın gençlere yönelik sosyal medya düzenlemesi nasıl uygulanacak?

FatihDoganMedya — Özel Haber
Tarih: 12 Kasım 2025 · Saat: 14:30 · Okuma süresi: 4 dk

Avustralya, sosyal medyada hesap açma yaşını resmen 16’ya yükselten düzenlemeyi yürürlüğe koyuyor. Platformlar, kullanıcıların gerçek yaşlarını tespit etmek için çeşitli “yaş doğrulama/assurance” yöntemleri kullanacak — bunların arasında fotoğrafa dayalı yaş tahmini teknolojileri (yüz analizleri, kırışıklık ve diğer yüz özelliklerine bakarak yaş kestirimi) de bulunuyor. Ancak uzmanlar ve raporlar bu teknolojiyle ilgili doğruluk, önyargı ve “gri bölge” (16’ya yakın kullanıcılar) sorunlarına dikkat çekiyor.


Ne değişiyor? (Kısa maddelerle)

  • Yasaya göre sosyal medya platformlarına erişim için asıl minimum yaş 16 olacak; platformlar, 16 yaş altı kullanıcıların hesap sahibi olmasını engellemek için “makul adımlar” atmak zorunda.

  • Bu adımların nasıl olması gerektiğine ilişkin rehberlik ve sektör kodları, eSafety (Avustralya Çevrimiçi Güvenlik Kurumu) ve ilgili kurumlarca geliştirildi; uygulama, aşamalı ve teknoloji nötr bir yaklaşım öngörüyor.

  • Platformları uyumsuzluk halinde yüksek para cezaları bekliyor; büyük şirketler düzenlemeye uyacaklarını açıkladı ama hukuki itirazlar ve eleştiriler sürüyor.


“Yüzünüze bakıp kırışıklığa göre” tahmin nasıl çalışıyor?

Foto-temelli yaş tahmin teknolojileri, bir yüz görüntüsünden yaş aralığı çıkarmak üzere eğitilmiş yapay zeka modellerini kullanır. Bu modeller, cilt yapısı, yüz hatları, kırışıklık izleri, saç rengi ve diğer görsel işaretlerden yaşa dair olasılık üretir. Düzenleyiciler ve teknoloji tedarikçileri, gerekirse bu tür araçları “ilk tarama” veya şüpheli durumların tespiti için kullanabileceğini belirtiyor. Ancak teknik raporlar, foto-temelli çözümlerin özellikle 16 yaş sınırına yakın gençlerde hatalar üretebileceğini vurguluyor.


Hangi sorunlar öne çıkıyor? (Uzman uyarıları)

  1. Doğruluk ve “gri bölge” problemi: Foto-based sistemler, 14–18 yaş aralığında 2–3 yıllık hata payı gösterebiliyor; bazı vakalarda bu sapma 4 yıla kadar ulaşabiliyor. Bu da 16 yaş sınırına yakın gençlerin yanlış engellenmesi ya da tersine yanlış izin verilmesi riskini artırıyor.

  2. Etnik ve cinsiyete dayalı önyargılar: Raporlar, sistemlerin beyaz tenli kullanıcılarda daha iyi sonuç verdiğini; kızlarda ve bazı etnik gruplarda hata oranlarının yüksekleştiğini belirtiyor — bu da adaletsizlik ve ayrımcılık endişesi doğuruyor.

  3. Gizlilik ve veri koruma: Foto gönderimi veya biyometrik analiz, kişisel veri işleme ve saklama sorumluluklarını gündeme getiriyor. Hükümet rehberleri, platformların gereksiz ID/toplama yapmaktan kaçınması gerektiğini, devlet kimliği (Digital ID) kullanımı konusunda sınırlamalar öngördüğünü belirtiyor.

  4. Kullanıcı itiraz ve düzeltme mekanizmaları: Yanlış sınıflandırılan kullanıcıların itiraz, yeniden değerlendirme veya alternatif doğrulama yollarına erişimi önemli olacak; pratikte bunun nasıl işleyeceği hâlâ tartışılıyor.


Platformlar ne yapacak? (Şirketlerin yaklaşımı)

Meta, TikTok, Snap gibi büyük şirketler yasa tasarısını eleştirmiş ama uyacaklarını açıkladı; planları arasında davranışsal analiz, cihaz verileri, üçüncü taraf doğrulama sağlayıcıları ve gerektiğinde foto-temelli araçların birlikte kullanılması var. Bazı firmalar, toplu foto-ID talep etmenin makul olmadığını ve alternatif yöntemlerin tercih edilmesi gerektiğini savunuyor.


Türkiye’deki okur için neden önemli?

Avustralya örneği, internet düzenlemelerinde yeni bir dönemin işareti: ülkeler gençlerin çevrimiçi erişimini düzenlerken teknoloji firmalarına teknik ve operasyonel yükümlülükler yüklüyor. Benzer yaklaşımlar başka ülkelerde de tartışılmaya başlandı; özellikle yüz/tabanlı yaş tahmini ve biyometrik çözümler küresel düzeyde etik, hukuki ve teknik sorular üretiyor. Bu gelişmeler, sosyal medya şirketlerinin küresel politika ve ürün kararlarını şekillendirebilir.


Son söz

“Kırışıklıklarına bakıp yaşını tahmin etme” ifadesi ilk anda ürkütücü görünse de gerçeğin biraz daha karmaşık olduğu anlaşılıyor: foto-temelli yaş tahmini bir araç olarak seçilebilir, ama tek başına çözüm değil; doğruluk, önyargı ve gizlilik sorunları olduğu için platformlar genellikle birden fazla yöntemi katmanlı şekilde kullanacak. Uygulamanın adil, şeffaf ve hesap verebilir olması için düzenleme, teknoloji ve sivil toplum dengesi hayati olacak.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar