Açıklaması

Gazze Şeridi’nde insani trajedi giderek derinleşiyor. Şifa Hastanesi’nde beyaz kefenler tükendi, yardım kamplarına giden Filistinliler ya kurşunla hayatını kaybediyor ya da yaralı dönüyor. Satır aralarında ölüm ve açlık çığlığı yükseliyor.

1. Gazze’de İnsanlık Draması Derinleşiyor

İsrail saldırılarının sürdüğü Gazze Şeridi’nde, cenaze yıkama ve defin işlemlerinin yapıldığı Şifa Hastanesi’nde beyaz kefenler tamamen tükendi. Hastane personeli, İslami defin geleneğine göre vazgeçilmez olan beyaz kefen yerine renkli battaniyelere sarılan cenazeleri teslim ediyor .

2. Yardım İçin Çıkanlar Geri Dönemiyor

Gazze’nin doğusunda yer alan yardım noktalarına un ve gıda almak için gidenlerin çoğu ya ağır yaralı olarak ya da cenaze arabasında dönüyor. Filistinli Bilal Thari, “Oraya giden herkes ya bir çuval unla dönüyor ya sedyeyle şehit olarak getiriliyor ya da yaralanıyor. Kimse sağ salim dönmüyor” diyor.

3. Ölü Sayısı ve Açlık Kurbanları

Filistin Sağlık Bakanlığı verilerine göre, sadece geçtiğimiz pazartesi günü İsrail ateşi ve hava saldırılarında en az 40 kişi yaşamını yitirdi. Bunların 10’u yardım ararken, 5’i ise doğrudan açlıktan hayatını kaybetti .

4. Abluka ve Yardım Engelleri

Birleşmiş Milletler’e göre, ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF) faaliyetlerine başladığı Mayıs 2025’ten bu yana binden fazla kişi yardım almak isterken İsrail güçlerinin açtığı ateş sonucu öldürüldü. Abluka nedeniyle sınır kapılarından malzeme girişleri kısıtlanıyor, temel gıda stokları hızla tükeniyor .

5. Uluslararası Çağrı ve Çözüm Arayışı

Gazze’deki insani koşulların düzelmesi için acilen ateşkes ilanı ve güvenli geçiş koridorlarının açılması talep ediliyor. Bölgedeki sivil toplum kuruluşları ve BM, yardım konvoylarının serbestçe hareket etmesi için tüm taraflara çağrıda bulunuyor. Bu adımlar atılmadığı sürece Gazze’de “insani felaket” kaçınılmazdır.

Açıklaması 
Sivas’ın Suşehri ilçesinde Şanlıurfa-Ordu hattında fındık işçilerini taşıyan minibüsün uçuruma yuvarlanması sonucu 3 kişi hayatını kaybetti, 4’ü ağır olmak üzere toplam 18 yaralı var. Kazanın detayları, müdahale süreci ve yürütülen adli soruşturma haberimizde.

Kazanın Meydana Geldiği An ve Yer

05 Ağustos 2025 sabahı saat 04:55 sularında, Şanlıurfa’dan Ordu’ya fındık toplamak için yola çıkan tarım işçilerini taşıyan minibüs, Sivas’ın Suşehri ilçesi Geminbeli Geçidi, Şarköy mevkisinde sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu uçuruma yuvarlan.

Kaza Sonrası İlk Müdahale

Olay ihbarını takiben;

• Sağlık ekipleri

• İtfaiye

• AFAD ekipleri

• Jandarma
  bölgeye sevk edildi. Bölgede zorlu arazi koşullarına rağmen kurtarma çalışmaları hızla başlatıldı .

Can Kaybı ve Yaralıların Durumu

• Hayatını Kaybedenler: 3 kişi

• Yaralananlar: Toplam 18 kişi, bunlardan 4’ünün durumu ağır

• Yaralılar, Suşehri ve Zara ilçe devlet hastanelerine sevk edilerek tedavi altına alındı .

Kazanın Olası Nedenleri ve Soruşturma

İlk belirlemelere göre kazanın sürücünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi sonucu meydana geldiği belirtiliyor. Kazayla ilgili adli soruşturma başlatıldı, olay yerinde delil toplama ve görgü tespiti çalışmaları sürüyor .

Yetkililerden Açıklama

Sivas Valiliği, kazada hayatını kaybedenlere başsağlığı, yaralılara geçmiş olsun dileklerini iletti. Soruşturmanın tüm yönleriyle sürdürüldüğü ve benzer kazaların önüne geçmek amacıyla güzergah güvenliğinin tekrar gözden geçirileceği vurgulandı

“5 Ağustos 1921’de TBMM tarafından Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e Başkomutanlık unvanı verilişinin 104. yıldönümü. Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktası.”

Giriş

5 Ağustos 1921, Türk Kurtuluş Savaşı’nın kaderini yeniden şekillendiren anlardan biri olarak tarihe geçti. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin “Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine Başkumandanlık Tevcihine Dair Kanun”u kabul etmesiyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e üç aylık öncelikle verilip daha sonra süresiz olarak uzatılan Başkomutanlık unvanı, ordunun moral ve disiplinini yeniden inşa etmiş ve Sakarya Meydan Muharebesi başta olmak üzere dönemin en kritik harekâtlarında zaferin anahtarı olmuştur .

Tarihçe ve Gerekçe

TBMM Gizli Oturumu ve Önerge Süreci

4 Ağustos 1921 tarihinde yapılan gizli oturumda Mustafa Kemal Paşa, Meclis yetkilerini fiilen kullanma şartıyla başkomutanlığı kabul edeceğini belirten bir önerge sundu. Bu önerge, Mersin milletvekili Hüseyin Selâhattin Köseoğlu’nun “Ordunun başına geçsin!” talebi üzerine gündeme gelmiş ve Meclis’te yaşanan tartışmaların ardından kabul edilmek üzere yasalaşma sürecine yönlendirilmiştir .

Kanunun Kabulü – 5 Ağustos 1921

Türkiye Büyük Millet Meclisi, 5 Ağustos 1921’de 144 sayılı “Başkumandanlık Kanunu”nu kabul ederek, Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya üç aylık süreyle Türk Orduları Başkomutanlığı yetkisini devretti. Kanun hem yasama hem de yürütme yetkilerinin aynı kişide toplandığı olağanüstü bir düzenleme olarak, Kurtuluş Savaşı’nın kritik bir virajında stratejik esneklik sağlamıştır .

Başkomutanlık Ünvanının Savaşın Gidişatına Etkisi

Başkomutanlık unvanını alması, Sakarya Meydan Muharebesi öncesi orduya moral ve yön hissi kazandırdı. Dağınık ve cephe gerisindeki iktisadi zorluklarla boğuşan birlikler, Atatürk’ün mutlak komuta yetkisiyle hızlı hareket etti. Cumhuriyet Gazetesi’nden Prof. Dr. Hakkı Uyar’ın aktardığına göre, bu karar Türk ordusunun disiplinini perçinlemiş, komutanlık zincirini güçlendirmiş ve karşı taarruzun başarıya ulaşmasında belirleyici rol oynamıştır.

Süre Uzatımları ve Sonuçları

Başkumandanlık Kanunu, ilk üç aylık dönemin ardından sırasıyla;

• 30 Ekim 1921,

• 4 Şubat 1922,

• 6 Mayıs 1922 tarihlerinde üçer ay daha uzatıldı.

20 Temmuz 1922’de ise TBMM, bu yetkiyi süresiz hale getirerek Büyük Taarruz’un planlanmasını ve icrasını doğrudan Atatürk’ün komutasına bıraktı. Bu mekanizma, Sakarya Zaferi’nin ardından İnönü Muharebeleri ve nihayetinde Dumlupınar’da elde edilen kesin zaferde etkin oldu .

Sonuç

5 Ağustos 1921’de Meclis’in tarihe düşürdüğü imzasıyla başlayan Başkomutanlık dönemi, Türk Milletinin şahlanış hikâyesinin mihenk taşlarından biridir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Başkomutan” sıfatıyla sürdürdüğü liderlik, Kurtuluş Savaşı’nı zaferle sonuçlandırmış ve yeni bir devletin kuruluşuna zemin hazırlamıştır. 104 yıl sonra bugün, bu tarihi kararın yıldönümünde; bağımsızlık ve egemenlik ruhunu yeniden hatırlıyor, Başkomutan’ın önderliğini saygı ve minnetle anıyoruz.