Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Dicle Nehri’nde Babasına Yardım İsterken Akıntıya Kapılan 17 Yaşındaki Ömer’in Cansız Bedeni Bulundu

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
Diyarbakır’ın Kesikağaç Mahallesi’nde, Dicle Nehri’nde boğulma tehlikesi geçiren kardeşini kurtarmaya çalışan babasına yardım etmek isterken akıntıya kapılan 17 yaşındaki Ömer Alpaydıncı’nın cansız bedenine, iki günlük kapsamlı arama kurtarma çalışmaları sonucunda ulaşıldı. AFAD, jandarma ve itfaiye ekiplerinin detayları.

Olayın Gerçekleştiği Zaman ve Yer

Olay, 13 Temmuz 2025 Pazartesi günü öğle saatlerinde Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesi kırsal Kesikağaç Mahallesi mevkiindeki Dicle Nehri kıyısında meydana geldi. Baba Tahsin Alpaydıncı, serinlemek için üç oğlu —Ömer, kardeşi Ümit ve bir aile arkadaşı Bedran T.— ile birlikte nehre girdi. Kısa sürede Ümit ve Bedran, aniden kuvvetli akıntıya kapılarak boğulma tehlikesi yaşadı; durumu fark eden Tahsin Bey, suya atlayarak her iki genci başarıyla kurtardı

Genç Ömer’in Akıntıya Kapılması

Kardeşi ve diğer genci kurtaran babasına destek olmak isteyen 17 yaşındaki Ömer Alpaydıncı, yardım için suya tekrar atladı. Ancak nehrin güçlü akıntısı karşısında kontrolünü kaybederek kısa sürede gözden kayboldu. Bölge halkının ve ailenin ihbarı üzerine olay yerine; AFAD, Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ekipleri, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi’ne bağlı dalgıç timleri ve polis ekipleri sevk edildi

Kapsamlı Arama Kurtarma Çalışmaları

Kaybolma ihbarının yapıldığı 13 Temmuz akşamından itibaren, su üstü ve su altında eş zamanlı arama faaliyetleri başlatıldı. Toplam 63 personelden oluşan ekipler, nehir boyunca drone destekli keşif, botlu tarama ve dalgıç çalışmaları yürüttü. Arama alanı, Ömer’in kaybolduğu noktanın yaklaşık 200 metre yukarısındaki kesimden başlayarak nehir yatağı boyunca aşağı doğru çemberler halinde genişletildi

Cansız Bedene Ulaşılması

İki günlük yoğun çabaların ardından, 15 Temmuz 2025 sabahı dalgıç ekipleri, Ömer’in cansız bedenine suya giriş noktasının yaklaşık 100 metre ilerisinde ulaştı. Ceset, itfaiye vinci yardımıyla kıyıya çıkarıldı ve 112 Acil Sağlık ekiplerinin ilk tıbbi incelemesinin ardından otopsi için Diyarbakır Adli Tıp Kurumu’na teslim edildi .

Yetkililerin ve Ailenin Açıklamaları

Diyarbakır İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) yetkilisi, “Nehir akıntısının öngörülemeyen hızı sebebiyle müdahale şansı azaldı. Bölgede son dönemde yağışlar akıntıyı güçlendirdi.” açıklamasını yaparken, Jandarma Komutanlığı da vatandaşları can güvenliği açısından güçlü akıntı noktalarından uzak durmaları konusunda uyardı. Baba Tahsin Alpaydıncı ise, “Amacım çocuklarımı kurtarmaktı. Oğlumun kahramanlığı bizi hem gururlandırdı hem de yıktı.” diyerek büyük üzüntüsünü dile getirdi .

Benzer Vakalar ve Alınabilecek Önlemler

Türkiye’de her yıl akarsularda yaşanan boğulma vakalarının önemli bir kısmı, ani gelen akıntı değişimlerinden kaynaklanıyor. Güvenlik uzmanları, nehirlerde mutlaka can simidi ve can yeleği bulundurulması, sığ suların tercih edilmesi, bölgenin akıntı haritalarının incelenmesi ve mümkünse görevli personelin bulunduğu tesislerin tercih edilmesini öneriyor.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Boğaziçi cinayetinde yeni görüntü: Katil kampüse 2 kez girmiş

Yayımlandı

üzerinde

15 yaşındaki Hilal Özdemir’in katili 20 yaşındaki Ayberk Kurtuluş’un Boğaziçi Üniversitesi’ne girerken yeni görüntüleri ortaya çıktı.

Ayberk Kurtuluş’un cinayetten saatler önce kampüse girip, çıktığı anlaşıldı.

İddiaya göre Hilal Özdemir, Ayberk Kurtuluş’dan ayrılmak istedi. Kurtuluş da kampüse giderek “Son kez konuşalım” dedi.

GÜVENLİĞİ RAHATÇA GEÇTİ

Kampüste buluşan Özdemir ile Kurtuluş tartıştı, o sırada yanlarına gelen başka bir kadın Kurtuluş’u itti. Katil aracına binerek uzaklaştı.

Akşam saatlerinde tekrar aracıyla kampüse giden Ayberk Kurtuluş’un, güvenlik görevlilerine “düğüne geldim” diyerek ikinci kez içeri girdi.

Kurtuluş, yeniden yanına çağırdığı Hilal Özdemir’i bu defa öldürdü. Sonra da intihar etti.

“SÜREKLİ TAKİP EDİYORDU”

Kurtuluş’un Özdemir’i takıntı haline getirip sürekli takip ettiği de iddia edildi.

Özdemir’in durumu ailesine söylemesi üzerine ailesinin okulunu değiştirdiği ortaya çıktı.

24 suç kaydı bulunan katilin kurusıkıdan gerçeğe çevrilen bir silah kullandığı anlaşıldı.

Okumaya Devam Et

Gündem

SON DAKİKA: CHP OLAĞANÜSTÜ KURULTAYA GİDİYOR — 21 EYLÜL ÖNERİLDİ

Yayımlandı

üzerinde

Tarih / Saat: 06 Eylül 2025, 00:30 (İstanbul)
Okuma süresi: 3 dakika
Yayın: FatihDoganMedya

Özet : Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 900’ün üzerinde delegenin imzası üzerine olağanüstü kurultay talebiyle Çankaya İlçe Seçim Kurulu’na başvurdu. Parti yönetimi kurulmanın önerildiği tarihin 21 Eylül 2025 olduğunu bildirdi.


Detaylar

  • Başvuru ve imzalar: Haberlere göre yaklaşık 900’den fazla delege ıslak imza ile olağanüstü kurultay çağrısı yaptı; imzalar Çankaya İlçe Seçim Kurulu’na teslim edildi ve kurultayın 21 Eylül 2025 tarihinde yapılması talep edildi

  • Neden? Parti içinde İstanbul İl Yönetimi ile ilgili gelişmeler ve mahkeme kararlarının ardından süreç hızlandı; bazı kaynaklar İstanbul özelindeki krizlerin olağanüstü kurultay çağrısında etkili olduğunu aktarıyor.

  • Resmî yaklaşım: CHP Genel Merkezi ve Genel Başkanı’nın (parti kaynaklarına göre) süreci takip ettiği, örgüt içi tartışmalar ve tüzük hükümleri doğrultusunda hareket edileceği belirtiliyor. (CHP Basın açıklamaları ve parti sayfasındaki değerlendirmeler de konuya işaret ediyor.)


Kurultayın hukuki ve usul boyutu

Tüzük ve uygulamaya göre olağanüstü kurultay çağrısı için belirli sayıdaki delegenin imzası ve İlçe Seçim Kurulu’na başvuru gibi prosedürler gerekiyor. Kurultay günü çoğunluk sağlanamazsa tüzük hükümlerine göre ikinci toplantı/oylama süreçleri işletilebiliyor; kayıtlı kurultay delegesi sayısı medyada farklı ayrıntılarla yer almakla birlikte, parti delegasyonunun toplam büyüklüğüne ilişkin bilgiler daha önce yayınlanmış referanslarda yer alıyor.


Adaylar ve dengeler

Resmî aday listesi henüz açıklanmadı. Daha önce gündeme gelen isimler ve parti içi muhtemel aktörler hakkında daha önceki haberlerde yer alan bilgiler şu şekilde: geçmiş kurultay tartışmalarında bazı belediye başkanları ve parti içi figürler adı geçmişti; ancak bu olağanüstü süreçte adaylıklar ve ittifak pazarlıkları hızla şekillenebilir. Kesin aday listesi için parti organları ve delegelerin açıklamaları bekleniyor.


Ne takip edilmeli?

  1. Çankaya İlçe Seçim Kurulu’nun başvuruyu kabul veya reddetme kararı. (Usulün tamamlanması için ilk adım.)

  2. CHP Genel Merkezi ve Kurultay Divanı açıklamaları — kurultayın kesin yeri, saat ve gündem maddeleri buradan duyurulacak.

  3. Delegelerin ve il başkanlıklarının açıklamaları — hangi isimlerin yarışacağı ve delege eğilimleri buradan netleşecek.


Kısa arşiv notu / bağlam

  • Medyada yer alan haberler ve partinin resmi açıklamaları, sürecin hızlandığını ve olağanüstü kurultay talebinin somut adımlara dönüştüğünü gösteriyor. Bu haber FatihDoganMedya tarafından gelişmeleri aktarmak üzere hazırlanmıştır; konuyla ilgili yeni ve resmî açıklamalar geldikçe güncellemeler yapılacaktır.

Okumaya Devam Et

Gündem

İsrailli emekli albaydan çarpıcı itiraf: “Onlarla savaşmaya hazır değiliz — Türk Ordusu muazzam, güçlü”

Yayımlandı

üzerinde

05.09.2025 — 16:30 (TRT) · Okuma süresi: 4 dakika

Özet (lead): Kudüs merkezli TV7 kanalının Jerusalem Studio programında konuşan emekli Albay Dr. Eran Lerman, İsrail’in Türkiye ile doğrudan askeri çatışmaya girmeye hazır olmadığını söyledi ve Türk Kara Kuvvetleri’ni “muazzam” ifadeleriyle nitelendirdi. Lerman’ın değerlendirmesi, bölgedeki gerilim ve Suriye’deki denklemler çerçevesinde dikkat çekti.


Haber metni

Emekli Albay Dr. Eran Lerman (Kudüs Strateji ve Güvenlik Enstitüsü – JISS), TV7’de yayımlanan Jerusalem Studio programında yaptığı açıklamada, “İsrail ordusu NATO’nun ikinci büyük gücü olan Türk ordusuyla (land forces) savaşa kesinlikle hazır değil” diyerek olası doğrudan bir çatışmanın hem İsrail hem de bölge için riskli sonuçlar doğurabileceğini vurguladı. Lerman, Türk Kara Kuvvetleri’nin kapasitesini “muazzam” sözleriyle değerlendirdi ve iki ülke arasındaki gerilimin özellikle Suriye sahasında vekâlet çatışması şeklinde kalmasının daha muhtemel olduğunu ifade etti.

Dr. Lerman’ın uzman kimliği ve geçmiş görevleri de değerlendirildiğinde sözleri daha fazla ağırlık kazanıyor: Lerman, uzun yıllar İsrail güvenlik kurumlarında görev yapmış, Shalem College ve JISS gibi kuruluşlarda akademik ve stratejik görevler üstlenmiş bir isim. Bu geçmiş, yaptığı değerlendirmelerin askeri ve stratejik bir perspektiften ortaya konduğunu gösteriyor.

Neden bu sözler önemli?

Bölgedeki son dönemdeki gerginlik ve Suriye’deki güç dengeleri, Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkileri de hassaslaştırdı. Her iki taraf da doğrudan bir savaş istemediğine dair açıklamalar yapıyor; ancak saha uygulamaları ve askeri hareketlilik zaman zaman tırmanma riski oluşturuyor. Bu çerçevede Lerman’ın ifadeleri, İsrail içinde sahaya ilişkin stratejik hesapların yeniden gözden geçirildiğine işaret ediyor.

Türk medyasında yankı

Lerman’ın TV7’deki sözleri, Türkiye’de birçok haber sitesi ve sosyal medya hesabı tarafından dakika dakika aktarıldı; haber başlıklarında “hazır değiliz”, “muazzam kara gücü” gibi ifadeler öne çıkarıldı. Türk kamuoyunda bu tür yorumlar hem memnuniyet hem de dikkatle takip edilme şeklinde karşılandı.


Analiz: Ne anlama geliyor?

  1. Askeri denge mesajı: Lerman’ın sözleri, doğrudan bir çatışmanın maliyetinin her iki taraf için çok yüksek olacağı mesajını taşıyor; bu, diplomatik gerilimin tırmanmasını caydıracak bir söylem olarak okunabilir.

  2. Suriye ve vekâlet savaşı riski: Gerçek çatışma yerine vekâlet savaşları, deniz ve hava operasyonları ya da bölgesel nüfuz mücadeleleri daha olası senaryolar olarak öne çıkıyor.

  3. Haberin stratejik etkisi: Böyle bir açıklama, hem askeri çevrelerde hem de kamu diplomasisinde karşı taraf üzerinde psikolojik/stratejik etki yaratma amacı taşıyabilir.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar