Açıklaması:
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, 3 Ağustos 2025’te İsrailli bakanların polis koruması altında Mescid-i Aksa’ya düzenlediği baskını, uluslararası hukuka ve Kudüs’ün tarihi statüsüne ağır şekilde ihlal olarak nitelendirip sert bir dille kınadı.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı, bugün (3 Ağustos 2025) erken saatlerde İsrailli bakanlar ve radikal grupların, polis koruması eşliğinde Mescid-i Aksa’ya gerçekleştirdiği baskını “bölgedeki tarihi ve hukuki statüyü hiçe sayan kabul edilemez bir provokasyon” olarak nitelendirerek kınadı.

Baskının Detayları

• Tarih & Saat: 3 Ağustos 2025, sabah 08:30

• Katılımcılar: Aralarında bakanların da bulunduğu yaklaşık 200 kişilik radikal grup

• Eşlik Eden Güç: İsrail polisinin tam koruması

• Hedef: Mescid-i Aksa avlusu ve ibadet alanına izinsiz giriş ile provokatif sloganlar

Bakanlık açıklamasında, bu eylemin kutsal mekânların dokunulmazlığına ve Kudüs’ün uluslararası statüsüne yönelik açık bir ihlal olduğu vurgulandı.

Bakanlığın Vurguladığı Noktalar

1. Uluslararası Hukuk İhlali: 1967 Savaşı sonrası BM kararları ve Cenevre Sözleşmeleri’yle koruma altındaki kutsal alanlara yönelik her türlü müdahale yasaktır.

2. Tarihî Statüye Saygı Çağrısı: Mescid-i Aksa, üç semavi din için ofisî olarak tarafsız statüye sahip bir ibadet yeri olarak korunmaktadır.

3. Bölgesel Barışın Tehlikeye Girmesi: Bu tür provokasyonlar, zaten hassas olan Filistin-İsrail barış sürecini daha da zora sokacaktır.

4. Somut Önlemler Talebi: Uluslararası toplumun, benzer olayları önleyecek etkili yaptırımları derhal hayata geçirmesi gerektiği ifade edildi.

Türkiye’nin Daha Önceki Tepkileri

Türkiye, geçen yıldan bu yana Mescid-i Aksa’ya yönelik her türlü izinsiz giriş ve provokasyonu yakından takip ediyor ve kınamayı sürdürüyor. Özellikle Itamar Ben-Gvir’in Aralık 2024’teki ziyareti döneminde yapılan sert açıklamalar, bugünkü tavrın devamı niteliğinde.

Olası Etkiler ve Uluslararası Yansımalar

• Diplomatik Gerginlik: Türkiye-İsrail ilişkilerinde ek bir kriz unsuru yaratabilir.

• Bölgedeki Tepkiler: Ürdün, Mısır ve Arap Ligi gibi bölgesel aktörlerden de benzer kınamalar gelmesi bekleniyor.

• Barış Görüşmeleri: Filistin-İsrail müzakerelerinde müzakerelerin durma veya zayıflama riski artacak.

• BM ve İİT Katılımı: Birleşmiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın acil toplantı çağrısı yapması gündeme gelebilir.

Sonuç:
Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın 3 Ağustos 2025 tarihli açıklaması, kutsal mekânların korunması ve uluslararası hukuka saygının önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Bu kınama, tarafsız statüye sahip tüm ibadet alanlarının korunması ve bölgedeki barış çabalarının desteklenmesi çağrısını yineliyor.

Açıklaması
Kayseri Melikgazi’de komşuların kötü kokuyu ihbar etmesi üzerine itfaiye ekipleri pencereden girdikleri evde yalnız yaşayan E.A.’nın yaklaşık iki haftadır öldüğünü tespit etti. Soruşturma süreci, benzer vakalar ve önleyici öneriler bu makalede yer alıyor.

Kayseri’de Komşuların İhbarıyla Ortaya Çıkan Trajik Olay

Olayın Yaşandığı Adres ve Durum
03 Ağustos 2025 akşam saatlerinde, Kayseri’nin Melikgazi ilçesi Aydınlıkevler Mahallesi Papatya Sokak’taki üç katlı bir apartmanda yaşayan diğer sakinler, evden gelen yoğun ve rahatsız edici koku nedeniyle durumu yetkililere bildirdi . Yaklaşık iki haftadır E.A. adlı kişiden haber alınamaması, şüpheleri daha da artırdı.

Ekiplerin Müdahalesi ve İlk Bulgular

Yetkililere İlk Başvuru

Komşular, artan koku nedeniyle önce 155 Polis İmdat hattına, ardından itfaiye ve sağlık ekiplerine ihbarda bulundu. Olay yerine gelen ekipler, apartman görevlileri ve bina sakinleri ile kısa bir görüşmenin ardından müdahale kararı aldı .

İtfaiye Ekiplerinin Pencereden Girişi

Kapı açılmadığı için itfaiye ekipleri, binanın 1. katındaki ilgili dairenin penceresini kırarak içeri girdi. Yapılan incelemede, E.A.’nın cansız bedeniyle karşılaşıldı. İlk değerlere göre şahsın yaklaşık iki hafta önce hayatını kaybettiği belirlendi.

Soruşturma Süreci ve Adli İşlemler

Polis ekipleri olay yerinde delil incelemesi yaparken, cenaze otopsi için Kayseri Şehir Hastanesi Morgu’na gönderildi. Savcılık gözetiminde yürütülen adli süreçte, ölüm nedeninin kesinleşmesi için toksikoloji ve patoloji raporlarının sonuçları bekleniyor . Olayla ilgili soruşturma ise “ihmal sonucu ölüm” başlığıyla sürdürülüyor.

Benzer Vaka Örnekleri ve Toplumsal Yansımalar

• Elazığ’daki Kötü Koku Vakası (2023)
  Elazığ’ın Akpınar Mahallesi’nde, uzun süre haber alınamayan 65 yaşındaki Saliha Nursoy’un da benzer şekilde komşuların ihbarı üzerine cansız bedenine ulaşıldığı kaydedildi .

• İzmir Narlıdere Çifte Cinayet (2025)
  Daireden gelen kokular ihbarıyla girilen evde iki kişinin çok sayıda bıçak darbesiyle öldürüldüğü tespit edildi. Bu olay, yalnız yaşayanlar kadar aile içi ve tanıdık ilişkilerinde de erken müdahalenin önemini gösterdi .

Bu örnekler, apartman yaşantısında komşuluk ve dayanışmanın hayati boyutunu ortaya koyuyor.

Yalnız Yaşayanların Riskleri ve Önleyici Adımlar

1. Düzenli İletişim Kanalları Oluşturma
   Özellikle yalnız yaşayan yaşlı veya kronik hastalığı bulunan bireyler için haftalık telefonlaşma veya mesajlaşma zinciri kurmak, uzun süre haber alınamayan vakaları en aza indirir.

2. Acil Durum Planı Hazırlama
   Acil durumlarda komşuya veya yakın birine otomatik mesaj/uyarı gönderen akıllı cihazlar tercih edilebilir.

3. Site/Yönetim Düzeyinde Prosedürler
   Apartman yönetimleri, ayda bir kez “komşu check-in” uygulaması başlatarak tüm dairelerden yaşam belirtisi alınmasını sağlayabilir.

4. Toplumsal Farkındalık ve Eğitim
   Mahalle bazında “komşuluk bilinci” seminerleri veya afiş çalışmaları ile herkesin birbiriyle düzenli temas kurması teşvik edilmelidir.

Sonuç

Komşuların duyarlılığı sayesinde Kayseri’de trajik bir vakanın geç fark edilmesi önlenememiş olsa da, benzer olayların yaşanmaması için hem bireysel hem de toplumsal düzeyde alınacak önlemler kritik önem taşımaktadır. “Komşuluk hakkı” yalnızca sosyal bir görev değil, bazen bir hayat kurtarma sorumluluğudur.

Hazırlayan: [FATİH DOĞAN ]
Tarih: 03 Ağustos 2025

Açıklaması
Gazeteci Murat Ağırel, sahte üniversite diploması tartışmasının gölgesinde, sürücü adaylarının teorik sınav sonuçlarının ‘ehliyet çetesi’ tarafından sistem üzerinden değiştirildiğini iddia etti. Suistimal ağı, nasıl işliyor, yetkililer ne diyor?

Giriş

Son günlerde sosyal medyada “sahte üniversite diploması” tartışmaları sürerken, gazeteci Murat Ağırel bir adım öteye geçerek bambaşka bir usulsüzlüğü gündeme taşıdı. Ağırel’in iddiasına göre; sadece diplomalar değil, sürücü sınavında başarısız olan adayların notları da organize bir şekilde değiştirilerek ehliyet düzenleniyor

İddianın Detayları

• Hedef: Teorik sınavda yeterli puanı alamayan sürücü adayları

• Faaliyet: Bir çete, ÖSYM veya ilgili sürücü kursu sistemlerine erişim sağlayıp “başarısız” görünen adayların notlarını “geçer” olarak işliyor.

• Sonuç: Sınavda yarıktan kalkan herkes, gerçek bir sınav basamağından geçmiş gibi ehliyet alabiliyor

Murat Ağırel paylaşımında, “Sadece sahte üniversite diploması mı yapılıyor sanıyorsunuz? Bir ehliyet çetesi, teorik sınavda kalanların notlarını değiştirip sahte ehliyet dağıtmış.” ifadelerine yer verdi.

Çetenin Çalışma Metodu

1. Sistem Erişimi: Milli Eğitim Bakanlığı veya belediyelerin sürücü kursu veri tabanlarına sızma

2. E-imza Kopyalama: Kurs personelinin ya da yetkililerin e-imzalarının izinsiz kullanımı

3. Not Manipülasyonu: Başarısız görünen sınav kayıtlarının “geçer” olarak düzeltilmesi

4. Ehliyet Baskısı: Düzeltilen kayıtlar üzerinden resmi kurumlar aracılığıyla sahte belgelerin düzenlenmesi

Bu yöntem, hem devlet hem de özel sektör denetim açıklarından yararlanıyor ve binlerce sürücü adayı güvenliksiz araç kullanımına sürüklenebiliyor.

Resmi Kurumlardan Beklenen Adımlar

• İçişleri Bakanlığı Soruşturması: İddianın muhatabı olan çeteyi ortaya çıkarmak

• MEB ve TÜVTÜRK İncelemesi: E-rişim loglarının incelenmesi, e-imza güvenliğinin artırılması

• ÖSYM ve Emniyet İşbirliği: Sınav güvenliği protokollerinin yeniden yapılandırılması

Henüz resmi bir açıklama gelmese de, yetkililerin bu konuya müdahale etmesi bekleniyor. Konu ulusal güvenlik ve trafik emniyeti açısından büyük önem taşıyor.

Değerlendirme ve Sonuç

Murat Ağırel’in iddiaları, güvenlik ve denetim zafiyetlerinin ne kadar tehlikeli boyutlara ulaşabileceğini gözler önüne seriyor. Sahte diploma tartışmaları kadar kritik olan bu “ehliyet çetesi” skandalı, yalnızca eğitim sistemini değil, trafik güvenliğini de tehdit ediyor. Yetkililer hızlı davranmazsa, hem kara yollarında hem de bürokraside yeni skandallar kaçınılmaz görünüyor.

Haberimiz, Murat Ağırel’in sosyal medya paylaşımına dayanmaktadır