Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Sağlık

TUS yerleştirme sonuçları açıklandı: En yüksek puanla dermatoloji aldı

Yayımlandı

üzerinde

Tıpta Uzmanlık Sınavı birinci dönem yerleştirme sonuçları dün açıklandı.

NTV’nin edindiği bilgilere göre, açılan 8 bin 871 kontenjanın 7 bin 546’sına yerleştirme yapıldı.

Doluluk oranı yüzde 85 olarak açıklandı.

Dermatoloji ortalama 72,93 puan ile en yüksek puanla yerleştirme yapılan branş oldu. 256 kontenjanın 253’ü doldu.

Onu 71,57 ile plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi izledi. 140 kontenjanın 139’una yerleştirme yapıldı.

Üçüncü sırada 70,52 ile göz hastalıkları var. 239 kontenjandan yalnızca 2’si boş kaldı.

Ruh sağlığı ve hastalıklarında 174 kontenjanın 173’üne, radyolojide 288 kontenjanın 284’üne, 263 kontenjan açılan kulak burun boğaz hastalıklarında ise 258 kontenjana yerleştirme yapıldı.

2 bin 10 ile en çok kontenjan açılan aile hekimliği branşına ise bin 734 hekim yerleştirildi.

EN DÜŞÜK PUANLA ACİL TIP ALDI

En düşük puanla yerleştirme yapılan yani en az tercih edilen bölümlerse
51 puanla Acil Tıp, ve 52 ile sırasıyla göğüs cerrahi, çocuk sağlığı ve hastalıkları, çocuk cerrahi ve genel cerrahi oldu.

Cerrahi bölümlerin tamamında ortalama puanın 54’ü geçmemesi dikkat çekti.

Göğüs cerrahisinde 103 kontenjanın 43’ü, kalp ve damar cerrahisinde 177 kontenjanın 56’sı, genel cerrahide 407 kontenjanın 127’si, beyin ve sinir cerrahisinde ise 192 kontenjanın 50’si boş kaldı.

ÇOCUK CERRAHİSİ YİNE BOŞ KALDI

Çocuk cerrahisinde ise 139 kontenjanın 77’si boş. Doluluk oranı ise yüzde 44,6.

Çocuk sağlığı ve hastalıkları branşında 845 kontenjanın 486’sı doldu. Doluluk yüzde 57 olarak açıklandı.

Çocuk branşlarında sadece, 71 kontenjan açılan çocuk ve ergen ruh sağlığı hastalıkları kontenjanlarının tamamına yerleştirme yapıldı.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sağlık

DSÖ’den “büyük salgın” uyarısı: Chikungunya virüsü hızla yayılıyor

Yayımlandı

üzerinde

Dünya Örgütü (), chikungunya virüsünün küresel bir salgına dönüşme riski taşıdığı uyarısında bulundu. Örgüt, hastalığın 20 yıl önce yaşanan büyük bir salgına benzer belirtiler gösterdiğini belirterek, acil önlem çağrısı yaptı.

5,6 MİLYAR KİŞİ RİSK ALTINDA

Chikungunya, sivrisinekler aracılığıyla bulaşan bir . Yüksek ateş ve şiddetli eklem ağrılarına neden olan hastalık, bazı durumlarda ölümcül olabiliyor. DSÖ yetkilisi Diana Rojas Alvarez, hastalığın dünya genelinde 119 ülkede tespit edildiğini belirtti:

“Chikungunya yaygın olarak bilinen bir hastalık değil ancak 5,6 milyar insan bu virüs nedeniyle risk altında.”

2004 SALGINI TEKRAR EDEBİLİR

Rojas Alvarez, 2004-2005 yıllarında Hint Okyanusu’nda başlayan büyük chikungunya salgınını hatırlattı. O dönem küçük ada ülkelerinde başlayıp küresel ölçekte yayılan virüs, yaklaşık yarım milyon kişiyi etkiledi.

2025 yılı başından itibaren Reunion, Mayotte ve Mauritius adalarında ciddi salgınlar yaşandığını belirten DSÖ, sadece Reunion Adası’nda halkın üçte birinin enfekte olduğu tahminini paylaştı.

AFP’ye göre, hastalık, belirtiler açısından deng humması ve Zika virüsüyle benzerlik gösterdiği için teşhisi zorlaştırıyor. Şu anda Madagaskar, Somali ve Kenya gibi Afrika ülkelerinde virüs hızla yayılıyor. Güney Asya’da da salgın düzeyinde bulaş rapor ediliyor.

Avrupa’da ise Hindistan Okyanusu’ndaki salgınla bağlantılı ithal vakalar tespit edildi. Fransa’da yerel bulaşma vakaları doğrulanırken, İtalya’da da şüpheli vakalar araştırılıyor.

Rojas Alvarez, “2004’ten itibaren görülen bulaşma kalıpları bugün tekrar karşımızda. DSÖ olarak tarihin tekerrür etmemesi için acil önlem çağrısı yapıyoruz” dedi.

MİLYONLARCA VAKA BİNLERCE ÖLÜM GETİREBİLİR

Hastalığın ölüm oranı yüzde 1’in altında olsa da, milyonlarca vaka yaşanması durumunda bu oranın binlerce ölüme karşılık gelebileceği vurgulandı.

“Amacımız erken uyarı yaparak ülkelerin hazırlıklarını erkenden yapmalarını sağlamak” diyen Rojas Alvarez, böylece büyük ölçekli salgınların önüne geçilebileceğini ekledi.

KAPLAN SİVRİSİNEĞİNE DİKKAT

Chikungunya, başta Aedes aegypti ve Aedes albopictus (kaplan sivrisineği) olmak üzere enfekte dişi sivrisineklerin ısırmasıyla bulaşıyor. Özellikle kaplan sivrisineği, iklim değişikliği nedeniyle daha kuzey enlemlere yayılıyor.

Bu sivrisinekler en çok sabah erken ve öğleden sonra geç saatlerde sokuyor. DSÖ, halkı kovucu kullanma, saksı, kova gibi su birikebilecek yerleri boş tutma gibi önlemler almaya çağırdı.

DSÖ, salgının etkili olduğu bölgelerde toplumsal bağışıklığın zayıf olduğunu ve bu nedenle nüfusun yüzde 75’ine kadarının etkilenebileceğini belirtiyor.

Uzmanlar, bu durumun önüne geçebilmek için şimdiden acil müdahale planlarının hazırlanması gerektiğini vurguluyor.

TÜRKİYE’DE VAR MI?

Türkiye’de chikungunya virüsü, bildirimi zorunlu bulaşıcı hastalıklar arasında yer almıyor, ancak gözetim altında tutulan arbovirüsler (sivrisineklerle bulaşan virüsler) arasında.

Seyahat geçmişi olan kişilerde, özellikle Asya, Afrika ve Hint Okyanusu adalarından gelenlerde chikungunya vakaları zaman zaman ithal vaka olarak kayıtlara geçiyor.

Ancak Türkiye’de chikungunya’yı taşıyabilen Aedes türü sivrisinekler (özellikle Aedes albopictus, yani kaplan sivrisineği) son yıllarda Karadeniz kıyılarında ve Marmara Bölgesi’nde görülüyor. Bu da gelecekte yerel bulaşma riskini artırabilir.

NASIL KORUNMALI?

Chikungunya virüsünden korunmanın en etkili yolu, virüsü taşıyan sivrisinekler tarafından sokulmayı önlemek.

Genellikle gündüz saatlerinde, özellikle sabah erken ve akşamüstü aktif olan kaplan sivrisineklerine dikkat edilmesi gerektiği belirtiliyor.

Alınabilecek önlemler arasında sivrisinek kovucu kullanmak, vücutta açık alanları en aza indirmek, pencerelere sineklik takmak, sivrisineklerin üreyebileceği alanları ortadan kaldırmak ve yurtdışı seyahatlerinde önlemleri aksatmamak da var.

BELİRTİLER NELER?

Şu anda chikungunya virüsü için yaygın kullanımda olan bir aşı yok. Hastalık için özel bir antiviral tedavi de bulunmuyor.

Chikungunya virüsünün belirtileri, genellikle enfekte sivrisinek tarafından ısırıldıktan 4 ila 8 gün sonra başlıyor. Hastalık genellikle ani başlayan yüksek ateş ve şiddetli eklem ağrılarıyla kendini gösteriyor.

Gövde, kollar ve bacaklarda kırmızı döküntüler oluşabilirken, göz arkasında ağrı görülebiliyor.

Belirtiler birkaç gün ile birkaç hafta sürebiliyor, bazı kişilerde ise eklem ağrısı aylarca hatta yıllarca devam edebiliyor.

Okumaya Devam Et

Sağlık

Bruce Willis’in hastalığı afazi (söz yitimi) nedir, belirtileri neler?

Yayımlandı

üzerinde

Afazinin türüne ve beynin hangi bölgesinin etkilendiğine göre belirtiler değişebilir. En yaygın belirtiler şunlardır:

Kelimeleri hatırlamakta zorlanma

Yanlış kelime kullanma (örneğin “masa” demek isterken “sandalye” demek)

Anlamsız ya da bozuk cümleler kurma

Akıcı ama anlam içermeyen konuşmalar (Wernicke afazisi)

Az ve çaba harcayarak konuşma (Broca afazisi)

Okumaya Devam Et

Sağlık

Alzheimer tedavisinde yeni umut: 2 kanser ilacı çare olabilir

Yayımlandı

üzerinde

hastalığını tedavi etmek için yapılan çalışmalar devam ederken, pazartesi günü yayınlanan bir araştırma hastalığın tedavisinin geleceğinin kanser ilaçlarında olabileceğini ortaya koydu. İki kanser ilacının henüz tedavisi bulunamamış bir hastalık olan ‘ın semptomlarını yavaşlatma ya da tersine çevirme etkisi gösterdiği görüldü. 

ABD’deki Gıda ve İlaç Dairesi, (FDA) halihazırda Alzheimer’ın erken dönemindeki ilerleyişini durdurmak için iki ilacın kullanımına onay vermiş durumda. Bu iki ilaç Leqembi ve Kisunla. Fakat bilim insanlarına göre bu ilaçların faydaları da sınırlı.

Bazı ilaç şirketleri bu süreçte başarısız denemeler sebebiyle Alzheimer’a karşı ilaç geliştirme programlarını bir kenara bırakırken, diğerleri ise halihazırda mevcut olan ilaçların Alzheimer’a karşı kullanılıp kullanılamayacağını mercek altına alıyor. ABD’deki San Francisco Kaliforniya Üniversitesi’ndeki araştırmacılar da buradan hareketle bir araştırma yaptı. 

BİRİ KOLON VE AKCİĞER, DİĞERİ MEME KANSERİ İLACI

Bilim insanları, bu çalışma kapsamında bin 300’den fazla ilacın olduğu veritabanını inceledi. Bu veritabanında antipsikotik, antibiyotik, mantar karşıtı ve kemoterapi ilaçları da bulunuyordu. Araştırmacılar, ardından bu ilaçların gen ifadesini nasıl etkilediğini araştırdı. 

21 Temmuz’da Cell dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, iki kanser ilacı hastalardaki Alzheimer riskini azaltmak için en iyi adaylar olarak öne çıktı. Bu iki ilaç bir araya getirildiğinde deney farelerindeki Alzheimer belirtilerini ya yavaşlattı ya da tersine çevirdi. İlaçlardan birinin normalde meme kanseri için, diğer ilacın ise kolon ve akciğer kanseri için kullanıldığı ifade edildi. 

Araştırma kapsamında mercek altına alınan ilaçlardan sadece 90’dan azının insanların beyin hücrelerindeki Alzheimer ile bağlantılı genlerin ifadesini tersine çevirdiği görüldü. Elektronik tıp kayıtlarına göre, özellikle beş ilacın da gerçek hastalardaki Alzheimer riskini azalttığı görüldü. Araştırmacılar, bu ilaçlar arasından FDA tarafından onaylanmış iki kanser ilacını seçerek fareler üzerinde denedi. 

BİRLİKTE DAHA GÜÇLÜLER

Araştırmanın yazarlarından UCSF Bakar Bilgisayarlı Sağlık Bilimleri Enstitüsü Geçici Direktörü Marina Sirota, yaptıkları araştırmadan kanser ilaçlarının çıkmasını beklemediklerini anlattı. 

Araştırmada paylaşılan bilgilere göre, meme kanseri ilacı letrozole sinir hücrelerindeki gen ifadesini değiştirirken, kolon ve akciğer kanseri ilacı irinotecan sinir sistemini destekleyen gliyal hücrelerdeki gen ifadesini değiştirdi. Alzheimer, sinir hücrelerini yok edebiliyor ve gliyal hücrelerin artmasına yol açabiliyor, bu da beyinde inflamasyona sebep oluyor. 

Araştırmacılar, iki ilacı birlikte kullanıldıklarında, yaşlandıkça Alzheimer semptomları gösteren farelerdeki beyin dejenerasyonunun tersine döndüğünü ve hafızalarının iyileştiğini gördü. 

Farelerde elde edilen sonuçlar her zaman insanlarda aynı sonuçları vermediğinden araştırmacılar şimdi ilacı Alzheimer hastaları üzerinde denemeyi umuyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar