Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Ekonomi

Yoksullukta Yeni Dönem: Markette Dilimle Sucuk Satışıyla Ekonomik Sarsıntı Derinleşiyor

Yayımlandı

üzerinde

Açıklama:
Türkiye’de yükselen enflasyon ve gelir adaletsizliği, tüketicileri et ve et ürünlerini gram gram, hatta dilim dilim satın almaya zorladı. “Markette Dilimle Sucuk Satışı” başlığı altında gündeme gelen bu uygulama, yoksulluğun derinleştiğine işaret ediyor. Detaylı analiz, nedenler, tüketici tepkileri, sağlık-güvenlik boyutu ve olası sonuçlar bu makalede ele alınmıştır.

Giriş

Türkiye’de 2023 ve 2024 yıllarında hızla artan enflasyon, temel gıda maddeleri başta olmak üzere et ve et ürünlerinde ciddi fiyat artışlarına yol açtı. Bugün bir kilogram kıyma 400 TL seviyesine ulaşırken, aynı rafta satılan sucuk fiyatları da ortalama 300–450 TL bandında seyrediyor. Bu durum, geniş bir kesimin “sadece bakarız, alamayız” noktasına gelmesine neden oldu. Yükselen fiyatlar tüketicileri alternatif çözüm arayışına iterken; kasap ve marketler de talebi karşılamak adına “sucuk satışı dilimle” uygulamasını hayata geçirmeye başladı .

Dilimle Sucuk Satışının Ardındaki Nedenler

  1. Gelir Düzeyinin Düşmesi ve Alım Gücünün Azalması
    Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı verilere göre, enflasyonla birlikte reel ücret kayıpları ~%30’un üzerine çıktı. Bu durum özellikle asgari ücretin ve emekli maaşlarının gıda sepetini karşılamasını imkânsız hale getirdi. Dolayısıyla tüketiciler, bütçelerine uygun gıdayı “bütçeye göre” belirlemek zorunda kaldı .

  2. Esnafın Karlılık Kaygısı ve ‘Taban Fiyat’ Dengelemesi
    Kasaplar ve marketler, kilogram fiyatının 400–450 TL’ye çıktığı bir ortamda, “et ürününü satamazsak kepenk kapatırız” endişesi yaşıyor. Bu nedenle, kâr marjını düşürüp tüketicinin bir dilim sucuk veya birkaç gram pastırma almasına izin vererek satış adetini artırmayı hedefliyorlar. Bu sayede hem stok eritiliyor hem de günlük nakit akışı sağlanıyor .

  3. Tüketicinin Psikolojik Beklentisi ve ‘Harcama Maddesi’ Algısı
    Tüketici, “Büyük paket almak zor, bütçem yetmez” psikolojisiyle markete girdiğinde, gramaj ya da dilim bazlı satış sunulunca, “Sadece o kadarına param yetiyor” diyerek satın alma eylemini gerçekleştiriyor. Bu da satıcı açısından düşük marjla da olsa ciroya katkı sağlıyor .

Tüketici Perspektifi: Şartlar Daha da Zorlaşıyor

  • Pazar Alışkanlıklarının Değişimi: Eskiden kiloluk pastırma ya da sucuk popülerken, günümüzde bir paket dahi fazla geliyor. Kayseri’de bir kasap işletmecisi, “Eskiden kilo kilo satardık, şimdi 10 dilim ver, 5 dilim ver diyorlar. İnsanlar evindeki aile sayısına bakmadan, cebindeki paraya bakmak zorunda kaldı” diyor

  • Kısa Vadeli Ertelenmiş İhtiyaçlar: Tüketici, “Bu hafta sucuk alamam, gramla alayım” derken; sosyalleşme ve davet kültürü de küçülüyor. İnsanlar evlerine misafir ağırlarken, “sadece birkaç dilim sucuk” yetmeyebiliyor. Bu durum, psikolojik sıkıntıları da beraberinde getiriyor .

Sağlık ve Güvenlik Endişeleri

  1. Merdiven Altı Üretim Riskleri
    Halk TV’nin uyarısına göre; “Kıymanın kilosunun 400 lira olduğu bir yerde gidip de 250 liraya sucuk alırsanız, merdiven altı ürünlerle insan sağlığını tehlikeye atmış olursunuz” . Gram ve dilim bazlı satışta etiket, barkod, menşei gibi bilgiler net olmayabiliyor; bu da tüketiciyi risk altına sokuyor.

  2. Hijyen ve Saklama Koşulları
    Dilimlenmiş sucuklar, özellikle küçük işletmelerde tezgâhın üzerinde uzun süre kalabiliyor. Uygun soğutma ve paketleme yapılmadığında; bakteri, paraziter kontaminasyon gibi olumsuzluklar yaşanabilir. Özellikle raf ömrü kısa olan sucukta bu durum “gıda zehirlenmesi” riskini artırıyor .

  3. Kalori ve Tuz Miktarı Belirsizliği
    Gramla satılan ürünlerde besin değer bilgisi sunulmadığı için, tüketici tuz ve katkı maddesi içeriğini bilemiyor. Bu, özellikle hipertansiyon ve diyabet gibi kronik hastalığı olanları tehlikeye atabiliyor .

Ekonomik ve Sosyal Etkiler

  • Gelir Adaletsizliğinin Derinleşmesi: Daha önce kilo bazlı ürünleri alan orta sınıf tüketici, bugün dilim bazlı alışveriş yapmaya başladı. Bu da toplumda “refah kaybı” algısını pekiştiriyor ve toplumsal gerilimi artırıyor .

  • Küçük İşletmelerin ‘Hayatta Kalma’ Mücadelesi: Kasap, bakkal ve küçük marketler, büyük zincirlerle rekabet etmek zorunda kalırken; ucuz maliyetli temel gıdayı temin edemeyen tüketici de hijyen ve kalite riskiyle karşı karşıya kalıyor. Bu ikili sıkışma, yerel ekonomiyi de tehdit ediyor .

  • Sosyal Politikaların Yetersizliğine Dikkat Çekmek: Özellikle dar gelirli aileler için sosyal yardımlar ve gıda destek kartları, piyasa fiyatlarındaki artışla yetersiz kalıyor. Bu durum, kamuoyunda “yardımın yetersizliği” tartışmalarını alevlendiriyor. Vatandaş, “İndirimli ürünler dağıtılsın ama bunu karşılayacak bir mekanizma yok” eleştirisini yükseltiyor .

Markalarda ve Zincir Marketlerde Alternatif Çözümler

Bazı büyük market zincirleri, 300–500 gramlık kampanyalı sucuk paketleri çıkardı. Örneğin, belli markalar 250 gram sucuk için ~75–85 TL bandında indirimler sunarken, bazı kasaplar “kazan-kazan” modeliyle tüketiciye hem dilim hem de paket bazlı seçenekler sağlıyor . Ancak bu cazip kampanyaların “süreli” olması, tüketiciyi belirsizlikle yüz yüze bırakıyor.

Sonuç ve Değerlendirme

Türkiye’deki döviz kurlarındaki dalgalanma, girdi maliyetlerindeki artış ve üretim masraflarındaki tırmanış, et ürünleri fiyatlarını yukarı çekti. Tüketiciler cebindeki parayla yetinmek zorunda kalırken, “dilimle sucuk” uygulaması, yoksulluk sınırının geldiği noktayı gözler önüne seriyor. Bu model, kısa vadede hem tüketiciye hem de küçük esnafa nefes aldırsa da uzun vadede “güvenlik, sağlık ve sürdürülebilirlik” sorunlarını beraberinde getirecek görünüyor.

Öneriler:

  • Sosyal Yardım Programlarının Genişletilmesi: Yoksul ailelerin et ve süt ürünlerine erişimini artıracak dijital gıda kartları yeniden gözden geçirilmeli.

  • Denetim ve Eğitim Kampanyaları: Merdiven altı üretim riskini minimize etmek için okul kantinlerinden, marketlere kadar hijyen eğitimleri verilmeli; denetimler sıklaştırılmalı.

  • Üretici ve Tüketici Arasındaki Bilgi Asimetrisinin Azaltılması: Etiket zorunluluğu, barkod sistemi ve menşei bilgisinin herkesçe anlaşılır şekilde sunulması, “dilimli” satışta tüketiciyi koruyacak adımlar arasında yer almalı.

  • Uzun Vadeli Makroekonomik Politikalar: Enflasyonla mücadele, döviz kurlarındaki oynaklığı azaltmak ve yerli üretimi desteklemek amacıyla kapsamlı paketler açıklanmalı.

Yoksulluk ve enflasyonla mücadele, yalnızca ekonomik tedbirlerle sınırlı kalmamalı; tüketicinin refah düzeyini koruyan, “insanca yaşam” perspektifini ön planda tutan sosyal politikalar hayata geçirilmelidir. Aksi takdirde, “dilimle sucuk” gibi pratik çözümler, Türkiye’de kalıcı bir sorun haline gelmeye devam edecektir

Ekonomi

Euro Bölgesi ekonomisi büyüdü

Yayımlandı

üzerinde

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat), Avrupa Birliği (AB) ile Euro Bölgesi’nde yılın birinci çeyreğine ilişkin istihdam ve GSYH öncü verilerini güncelledi.

Buna göre, 20 üyeli Euro Bölgesi’nde mevsimsellikten arındırılmış GSYH, 2025’in ilk çeyreğinde geçen yılın son çeyreğine kıyasla yüzde 0,6 arttı. GSYH, yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 1,5 artış gösterdi.

Piyasa beklentisi ve Eurostat’ın daha önce yayımladığı öncü veriler, Euro Bölgesi’nde GSYH’nin çeyrek bazda yüzde 0,3, yıllık bazda yüzde 1,2 arttığı yönündeydi.

verilerinin piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşmesi ve öncü verilerin yukarı yönlü revize edilmesi dikkati çekti.

AB’de ise mevsimsellikten arındırılmış GSYH, yılın ilk çeyreğinde çeyreklik bazda yüzde 0,6, yıllık bazda yüzde 1,6 artış kaydetti.

GSYH, ilk çeyrekte önceki çeyreğe kıyasla Almanya’da yüzde 0,4, Fransa’da 0,1, İtalya’da 0,3 ve İspanya’da yüzde 0,6 arttı.

GSYH, bu dönemde geçen yılın aynı dönemine göre ise Almanya’da değişmedi, Fransa’da yüzde 0,6, İtalya’da 0,7 ve İspanya’da yüzde 2,8 yükseldi.

İSTİHDAM VERİLERİ

Euro Bölgesi’nde istihdam, ilk çeyrekte önceki çeyreğe kıyasla yüzde 0,2, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0,7 arttı.

AB’de ise istihdam ilk çeyrekte önceki çeyreğe göre değişmedi, yıllık bazda yüzde 0,4 artış gösterdi.

Okumaya Devam Et

Ekonomi

Arjantin ekonomisinde büyük geri dönüş

Yayımlandı

üzerinde

Merkez bankasının açıkladığı aylık piyasa beklentileri anketine göre Arjantinli analistler yılsonu enflasyon tahminlerini yüzde 28.6’ya düşürdü.

Revize edilen tahmin geçen ayki tahmine göre 3,2 puan daha düşük. Analistler ayrıca 2025 ekonomik büyüme görünümünü 0,1 puan artırarak yüzde 5,2’ye yükseltti.

görünümündeki iyileşme, geçtiğimiz hafta ‘in yedi yıl sonra gerçekleştirdiği ilk büyük ihraç olan ve arz büyüklüğünün 1,7 katı talep gören 1 milyar dolarlık peso bağlantılı tahvil satışının ardından geldi.

YÜZDE 270’Tİ

Bir yıl önce yüzde 270’in üzerinde olan yıllık enflasyonun bugün yüzde 50 civarına düşmesi, yatırımcılar ve kısa süre önce 20 milyar dolarlık bir kredi paketini onaylayan Uluslararası Para Fonu arasında güvenin yeniden tesis edilmesine yardımcı oldu.

Okumaya Devam Et

Ekonomi

Kamu işçilerine toplu sözleşme zammı 2025: Kamu işçilerine zam ne kadar olacak, teklif sunuldu mu?

Yayımlandı

üzerinde

Görüşmelerin Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı koordinasyonunda yürütüldüğünü belirten Işıkhan, kamu işçilerine yönelik ilk zam teklifinin Kurban Bayramı sonrasında sunulacağını duyurdu.

Bakan Işıkhan açıklamasında şunları söyledi:

“İnşallah bayramdan sonra ilk teklifimizi kamu işçilerimize sunmuş olacağız. TÜHİS teklifini yaptıktan sonra da müzakere süreci başlayacak. İşçi sendikalarımızla bir araya geldiğimiz o masada uzlaşıyla bu süreci tamamlayacağımıza yürekten inanıyorum.”

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar