Politika
Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü’ye Soruşturma: İmamoğlu’nun Gözaltısını Protesto Anındaki “Ahlaksız Adam” Sözleri Gündemde

Muğla Cumhuriyet Başsavcılığınca, Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü (fotoğrafta) hakkında kamu görevlisine direnme ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet suçundan soruşturma başlatıldı. ( Osman Akça – Anadolu Ajansı )
Açıklaması: CHP’li Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü’ye, İmamoğlu’nun gözaltını protesto sırasında polise yönelik ifadeleri ve müdahalesi nedeniyle “kamu görevlisine direnme” ve “2911 sayılı Kanuna muhalefet” suçlamalarıyla soruşturma açıldı.
Giriş
19 Mart 2025 tarihinde, CHP’li Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü’ye, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını protesto eden eylem sırasında polise yönelik tepkisi nedeniyle soruşturma açıldı. Ünlü’nün polisin üzerine yürüyerek “Belediye başkanıyım ben, ahlaksız adam niye sıkıyorsun lan” ifadelerini kullanmasının ardından, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “kamu görevlisine direnme” ve “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” suçlamalarıyla resen soruşturma başlatıldı.
Bu makalede, yaşanan olayın detayları, hukuki süreç, siyasi etkileri ve kamuoyunda yaratılan tartışma ele alınacak; SEO uyumlu bir şekilde başlık, meta açıklaması ve anahtar kelimelerle desteklenecek.
Olayın Arka Planı: İmamoğlu’nun Gözaltına Alınması ve CHP’nin Toplanma Kararı
Mart 2025’in ortasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü “terör ve örgütlü suçlar” iddiaları çerçevesinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 86 kişinin gözaltına alınması kararı alındı. CHP, bu kararı “demokrasiyi zedeleyen bir uygulama” olarak nitelendirerek, birçok ilde eş zamanlı basın açıklamaları düzenleme kararı aldı.
Muğla’da da CHP Muğla İl Başkanlığı önünde toplanan partililer, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının siyasi bir operasyon olduğunu belirterek, süreçle ilgili “hukuki dayanaktan yoksun” eleştiriler yöneltti. İl Başkanı Zekican Balcı, İmamoğlu’ya yönelik gözaltının demokrasiyi yıprattığını vurguladı ve “Süreci titizlikle takip edeceğiz” ifadesini kullandı.
Protesto Yürüyüşü ve Biber Gazlı Müdahale
Basın açıklamasının ardından grup, Muğla Adliyesi’ne doğru yürümeye başladı. Ancak polis ekipleri, yürüyüşün izinsiz olduğu gerekçesiyle adliye binasına veya yakınına ilerlemelerine izin vermedi. CHP’li yöneticiler ve kalabalık bir kitlenin “Özgür İmamoğlu”, “Demokrasi Susmayacak” sloganları eşliğinde adliye önüne kadar gelmeye çalışması, polisle kısa süreli bir gerginliğe yol açtı.
Polis barikatını aşmak isteyen gruba biber gazı ve tazyikli suyla müdahalede bulunuldu. Bu müdahale sırasında biber gazından etkilenen Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü, öfkesini kontrol edemeyerek polise doğru hamle yaptı ve “Belediye başkanıyım ben, ahlaksız adam niye sıkıyorsun lan” şeklinde yüksek sesle bağırdı. Ünlü’nün bu tepkisi, kameralara yansıyan en sert anlardan biri oldu. Ünlü, polis kalkanına yumruk atarken, güvenlik güçleri tarafından geri çekilmek istendi; arbede büyüdü ve Ünlü bulunduğu noktadan uzaklaştırıldı.
Hukuki Süreç: Soruşturma Kapsamı ve Suçlamalar
Olayın hemen ardından, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Acar Ünlü hakkında iki suçlama yöneltildi:
-
Kamu Görevlisine Direnme (TCK 265/1): Polis memurlarının görevini yapmasını zorlaştırmaya yönelik fiil ve davranışlar, Türk Ceza Kanunu’nun 265. maddesi kapsamında ele alındı. Ünlü’nün polisin üzerine yürümesi ve barikata vurması, “kamu görevlisine direnme” suçu kapsamına girdi.
-
2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na Muhalefet: İzin alınmaksızın yapılan yürüyüş ve adliye önündeki gösterinin devam ettirilmesi, 2911 sayılı Kanun’un ilgili maddeleri gereğince “izinsiz gösteri” olarak değerlendirildi. Ünlü’nün grup içinde öne çıkarak, polisin müdahalesine karşı koyması bu suçlamayı pekiştirdi.
Savcılık mevzuata göre delil toplama, şahit ifadelerinin alınması ve kamera kayıtlarının incelenmesi aşamalarını yürütüyor. Acar Ünlü’nün savunmasının alınmasının ardından soruşturma dosyası, iddianameye dönüştürülmek üzere hazırlanacak.
Siyasi ve Kamuoyu Tepkileri
Soruşturmanın duyulmasıyla birlikte CHP cephesinden ve muhalif basından farklı tepkiler yükseldi. CHP Genel Merkezi, Acar Ünlü hakkında başlatılan soruşturmanın “aday gösterilen İmamoğlu’ya yönelik demokratik tepkiyi bastırma girişimi” olarak yorumlanmasını isteyen bir mesaj yayımladı. Parti sözcüleri, İmamoğlu’nun gözaltı kararıyla bağlantılı organize bir siyasi tasfiye operasyonu olduğunu iddia ederek, yargı sürecinin “tarafsız ve hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde” yürütülmesini talep etti.
Bazı hukukçular ise, “kamu görevlisine direnme” suçunun nispeten “hafif cezalı” bir suç olduğunu, ancak “2911 Sayılı Kanun’a muhalefet” iddiasının cezanın şekline ve etkinin boyutuna bağlı olarak daha ağır yaptırımları gündeme getirebileceğini belirtti. Adliye önünde toplanan avukatlar, Ünlü’nün tutumunun “diktatörce bir uygulamaya karşı duyulan doğal öfke” olarak değerlendirilebileceğini, ancak hukuki sürecin “ifade özgürlüğünün sınırları” çerçevesinde şekilleneceğini söyledi.
Yerel basında ise, Marmaris halkı ikiye bölündü. Bazı vatandaşlar, Ünlü’nün “cesur bir tepki gösterdiğini” savunurken; diğer kesimler, belediye başkanının bu hareketinin “şehrin itibarını zedeleyebileceği” uyarısında bulundu. Sosyal medyada #AcarÜnlüEtmePaydos, #DemokrasiNöbeti gibi etiketlerle hem destek hem de eleştiri mesajları hızlıca yayıldı.
Soruşturmanın Olası Sonuçları ve Belediye Yönetimine Etkisi
Hukuki süreç, Acar Ünlü için hem şahsi siyasi kariyerini hem de Marmaris belediyesinin itibarını yakından ilgilendiriyor. Eğer iddianame düzenlenerek yargılama süreci başlarsa; olası para cezaları, hapis cezaları ya da kamu hizmetlerinden yasaklama gibi yaptırımlar gündeme gelebilir. Ancak TCK 265/1 kapsamındaki “kamu görevlisine direnme” fiili genellikle adli kontrol şartı veya para cezası ile sonuçlanırken, “2911 Sayılı Kanun’a muhalefet” suçlamasında, gösterinin izinsiz olması kriterine göre hapis cezası ya da para cezası söz konusu olabilir.
Belediye Meclisi ve ilçe örgütleri de, olası bir cezai sürecin belediye başkanının görevini sürdürmesini etkileyecek aşamaları değerlendiriyor. Acar Ünlü’nün mahkûm olması halinde, belediye başkanlığı sıfatı yasal olarak düşebilir veya geçici uzaklaştırma tedbiri uygulanabilir. Bu durumda parti içi hiyerarşik yapı ve yerel meclis mekanizmalarının nasıl çalışacağı önemli tartışma konuları arasında yer alıyor. Şu an için resmi makamlar, böyle bir zorunluluk doğması halinde yetki devrini nasıl yöneteceğine ilişkin net bir açıklama yapmadı.
Sonuç ve Beklentiler
Acar Ünlü’ye yöneltilen suçlamalar, Türkiye’de giderek tırmanan siyasal gerilimin ve toplumsal kutuplaşmanın bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Hem hukukçular hem siyaset bilimciler, bu dosyanın “adil yargılanma” ilkesi çerçevesinde ele alınmasının Türkiye demokrasisi açısından belirleyici olacağını ifade ediyor. Özellikle Ekrem İmamoğlu’nun gözaltı kararıyla başlayan dalga, siyasi partilerin yerel futboldan genel parlamentoya kadar uzayan alanlarda “yargı bağımsızlığı” ve “toplantı-gösteri özgürlüğü” gibi temel konuları yeniden tartışmaya açtı.
Önümüzdeki haftalarda Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma kapsamında topladığı delilleri inceleyerek iddianameyi hazırlaması bekleniyor. Ardından yargılamanın seyri, karar aşaması ve olası temyiz süreçlerinin birkaç ayı bulabileceği öngörülüyor. Kamuoyu, özellikle sosyal medya üzerinden süreci yakından takip ederken, CHP kanadından gelecek resmi açıklamalar ve yargı kaynaklı net bilgiler kritik önem taşıyor. Bu çerçevede, hem yerel hem de ulusal düzeyde gelişmeler takip edilerek, siyasetin hukukla iç içe geçtiği bu dönemin Türkiye siyaset literatüründe nasıl yer alacağı tartışılmaya devam edecek.
Politika
Sanal Bahis Pandemiye Dönüştü: Çelik’ten Sert Mücadele ve Suriye Mesajı
Sanal Bahis Pandemiye Dönüştü: Çelik’ten Sert Mücadele ve Suriye Mesajı
📅 Yayın Tarihi: 9 Aralık 2025
⏰ Yayın Saati:09:30
⌛ Okuma Süresi:4 dakika
Son dakika haberi: AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, futbolda bahis ve sanal kumarı “bir pandemi” olarak nitelendirerek, en sert ve tavizsiz şekilde mücadele edileceğini açıkladı. Çelik, Suriye’de ise SDG’nin 10 Mart anlaşmasına uyması ve silah bırakması gerektiğinin altını çizdi.

Haberin Kısa Özeti
· Sanal Kumar Tehdidi: AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, bahis ve sanal kumarın toplum için milli güvenlik ve ahlak problemi haline geldiğini belirtti.
· Futbolda Operasyon: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında onlarca şüpheli gözaltına alındı.
· Suriye’den Net Mesaj: Çelik, Suriye’de barışın yolunun SDG’nin 10 Mart anlaşmasına uyarak silah bırakmasından ve terör örgütü kimliğinden vazgeçmesinden geçtiğini vurguladı.
· Bölgesel Tehditler: Suriye’nin, Esad artıkları, Siyonist rejim yanlısı gruplar ve SDG/PYD yapılanması olmak üzere üç iç tehditle karşı karşıya olduğu ifade edildi.
MYK Toplantısı Sonrası Kritik Açıklamalar
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleşen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından basına önemli açıklamalarda bulundu. Çelik, toplantının gündem maddeleri ve Türkiye’nin güncel meselelerine dair net mesajlar verdi.
Toplantıda, Mali ve İdari İşler Başkanlığı, Teşkilat Başkanlığı ve Türk Devletleri ile İlişkiler Başkanlığının sunumlarının yapıldığını belirten Çelik, TBMM çalışmalarının da değerlendirildiğini kaydetti.
Futbolda Bahis Skandalı: “En Sert Mücadele” Vurgusu
Ömer Çelik’in açıklamalarının odağında, son aylarda Türk futbolunu derinden sarsan bahis ve şike soruşturması yer aldı. Çelik, bu konuyu “sanal kumar pandemisi” olarak tanımladı.
Çelik’in konu ile ilgili çarpıcı ifadeleri şöyle:
· “Bahis ve sanal kumar meselesi adeta bir pandemi halini almıştır.”
· “Bazı aile facialarının, bazı intiharların arkasında bu ve benzeri yanlışlıklar olduğunu tespit ediyoruz.”
· “Bu, milli güvenlik problemi, ahlak problemi ve gelecek nesillerle ilgili bir problemdir.”
· “Cep telefonlarıyla kolay ulaşılabilir olması tehdidin büyüklüğünü artırıyor.”
Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuyla ilgili talimat verdiğini, hazırlanan bir eylem planı çerçevesinde “en sert, en tavizsiz mücadelenin” hukuk içinde yürütüleceğini bildirdi.
Futbolda Bahis Soruşturması: Kronolojik Gelişmeler
Skandalın boyutu ve soruşturmanın gelişim aşamaları şu şekilde özetlenebilir:
· 27 Ekim 2025: TFF Başkanı, yaptığı açıklamada 571 hakemden 371’inin bahis hesabı olduğunu, 152’sinin ise aktif bahis oynadığını duyurdu.
· 31 Ekim 2025: TFF, bahis oynadığı tespit edilen 152 hakemden 149’u hakkında 8 ila 12 ay arasında hak mahrumiyeti cezası verdi.
· 5 Aralık 2025: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın operasyonuyla aralarında ünlü futbolcular, hakemler ve yorumcuların olduğu 46 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı, 38’i gözaltına alındı.
· Güncel Süreç: Soruşturma, organize suç bağlantıları da araştırılarak genişletilmiş durumda. TFF ayrıca 1000’den fazla futbolcuyu da soruşturmaya dahil etti.
Suriye’de Kalıcı Barışın Şartı: “10 Mart Anlaşması ve Silah Bırakma”
Çelik, açıklamalarının ikinci önemli ayağında Türkiye’nin Suriye politikasına ve “Terörsüz Türkiye, Terörsüz Bölge” hedefine odaklandı.
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve onun omurgasını oluşturduğu belirtilen PYD/YPG yapılanmasına yönelik net bir tutum sergileyen Çelik, “Hiçbir terör örgütünün varlığı meşru kavramlarla maskelemez” dedi.
Çelik’e göre, Suriye’de kalıcı barış ve istikrarın yolu açıktır:
1. 10 Mart Anlaşmasının Uygulanması: Aralık 2024’te Esad rejiminin devrilmesinin ardından yeni Şam yönetimi ile SDG arasında imzalanan entegrasyon anlaşmasının hayata geçirilmesi.
2. Silah Bırakmanın Tamamlanması: SDG’nin bir terör örgütü olmaktan çıkıp silahlı varlığına son vermesi.
Türkiye, bu anlaşmanın SDG’nin askeri kabiliyetlerini ortadan kaldırması, yapıyı feshederek merkezi hükümete bağlanması ve Suriyeli olmayan unsurların bölgeden ayrılmasını içermesini beklemektedir.
⚠️ Suriye’yi Bekleyen Üçlü Tehdit
Çelik, Suriye’nin içinden geçtiği bu kritik dönemde üç ana tehditle karşı karşıya bırakıldığını öne sürdü:
· Esad Artığı Unsurlar: Lazkiye bölgesinde mevcut Suriye yönetimine karşı kalkışma planladığı iddia edilen gruplar.
· Siyonist Rejim Yanlısı Gruplar: Dürzi toplumu içinde, Suriye’nin birliğini hedef alan ve İsrail yanlısı olduğu belirtilen bir kanaat önderliğindeki yapı.
· SDG/PYD Terör Örgütü: Kuzey ve Kuzeydoğu Suriye’de faaliyet gösteren ve eylemlerini Kürtlerin kazanımı olarak göstermeye çalıştığı ifade edilen yapı.
Kıbrıs ve AB’ye Sert Tepki
Ömer Çelik, açıklamalarında Kıbrıs meselesine de değinerek, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) Lübnan ile imzaladığı münhasır ekonomik bölge (MEB) anlaşmasını “baştan sona hukuksuz” ve “işgalcilik” olarak nitelendirdi.
Çelik, Avrupa Birliği’ni (AB) de sert bir dille eleştirerek, “Avrupa Birliği, yıllarca Güney Kıbrıs Rum kesiminin şımarıklığına direnememiş, bu şımarıklığın peşinden sürüklenmiştir” ifadelerini kullandı. AB’nin önümüzdeki dönemde Konsey Dönem Başkanlığını üstlenecek olan Rum kesiminin bu tutumunun, AB’nin güvenlik mimarisine darbe vuracağını savundu.
Politika
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Suriye’de en zor dönem geçti, yeni dönemde kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Suriye’de en zor dönem geçti, yeni dönemde kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız”
Haber Tarihi: 09.12.2025 – 15:00
Okuma Süresi:4 dakika
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’deki gelişmelere ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. AK Parti Kongre Merkezi’nde düzenlenen “İnsanlık İçin Güçlü Türkiye” programında konuşan Erdoğan, “Suriye’de en zor dönem geçti” ifadesini kullanarak, Türkiye’nin bundan sonraki süreçte de Suriye halkının yanında olacağını duyurdu.

Yeni Dönemin Mesajı: “Yalnız Bırakmayacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Suriye’ye yönelik dayanışma mesajı verdi. Uzun yıllardır devam eden çatışma ortamının en zor safhasının geride kaldığını vurgulayan Erdoğan, “Yeni dönemde de kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız. Bir daha eski kötü günlere dönüş olmayacaktır” dedi.
Erdoğan, Türkiye’nin savaş döneminde Suriyelilere gösterdiği desteğin, barış ve imar sürecinde de devam edeceğini şu sözlerle taahhüt etti:
“Biz de nasıl Suriye’den gelen mazlumlara Ensar ruhuyla sahip çıktıysak, nasıl Suriye’nin kuzeyinde mazlumlar için güvenli alanlar inşa ettiysek… savaşta onlara sırtımızı dönmedik. Barışta da daima yanlarında olacağız”.
Kritik Vurgu: 10 Mart Mutabakatı
Açıklamalarının odağında, Suriye’nin geleceği için kritik olarak görülen 10 Mart Mutabakatı yer aldı.
· Mutabakat Nedir? 10 Mart 2025’te, Şam merkezli geçici yönetim ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında imzalanan 8 maddelik bu anlaşma, SDG’nin kontrol ettiği kuzeydoğu bölgelerinin Suriye yönetimine entegrasyonunu amaçlıyor.
· Türkiye’nin Beklentisi: Erdoğan, “Mutabakatın altında imzası olanlar tarafından ahde vefa ilkesi gereğince hayata geçirilmesi önemli bir düğümü çözecektir” diyerek, anlaşmanın bir an önce uygulanması çağrısında bulundu.
· Siyasi Hedef: Cumhurbaşkanı, mutabakatın uygulanmasının, “istikrarsız, bölünmüş ve güçsüz Suriye’ye yatırım yapan şer odaklarının hesaplarını altüst edeceğini” ifade etti.
Çözüm Vizyonu: Birlikte İmar ve İnşa
Erdoğan, Suriye’nin toparlanma sürecine dair vizyonunu paylaştı. 60 yıllık dikta rejiminin yıkıldığını ve Suriyeli kardeşlerin hürriyetlerine kavuştuğunu belirterek, geleceğe dair iyimser bir tablo çizdi.
Türkiye’nin rolünü ise “Türkler, Araplar, Kürtler, Türkmenler, Sünniler, Nusayriler omuz omuza verecek, Suriye’yi birlikte ayağa kaldıracak, birlikte imar ve inşa edeceğiz” sözleriyle tanımladı. Bu ifade, ülkenin toprak bütünlüğü içinde ve tüm bileşenleriyle kalkınmasına verdiği önemi gösteriyor.
Konuşmanın Diğer Boyutları: İnsan Hakları ve Siyasi Polemik
Program, 10 Aralık İnsan Hakları Günü vesilesiyle düzenlendi. Erdoğan konuşmasında, Türkiye’nin dünyanın her yerinde mazlumların yanında olduğunu ve insan hakları savunuculuğunu misyon edindiğini tekrarladı.
Konuşma, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile yaşanan polemiklere de değinildi. Erdoğan, Özel’in kendisine yönelik bir eleştirisine atıfta bulunarak, “CHP Genel Başkanı her köşeye sıkıştığında ya topu taca atıyor ya saldırganlaşıyor ya saçmalıyor” şeklinde yanıt verdi.
Politika
Meclis’te ‘idam’ vahşeti! İsrail’in yağlı urgan rozetli utancı
Meclis’te ‘idam’ vahşeti! İsrail’in yağlı urgan rozetli utancı
· Tarih: 8 Aralık 2025
· Okuma Süresi: 4 dakika
İSTANBUL – İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve partisinin milletvekilleri, Filistinli tutuklulara idam cezası getiren yasanın görüşüldüğü Meclis oturumuna, infazı sembolize eden “yağlı urgan” rozetleriyle katılarak insanlık dışı bir gösteri yaptı. Bu skandal gelişme yaşanırken, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde ateşkes ihlallerini sürdürdüğü ve yüzlerce sivilin daha hayatını kaybettiği bildirildi.

Yasalaşma Yolu Açılan ‘İdam Yasası’ ve Meclis’teki Utanç Verici Sahne
İsrail Meclisi (Knesset), 11 Kasım’da yaptığı ön oylamada, “milliyetçi saiklerle” bir İsrailliyi öldüren Filistinlilere ölüm cezası verilmesini öngören tartışmalı yasa tasarısını kabul etti. Oylamada 120 milletvekilinden 39’u ‘evet’, 16’sı ‘hayır’ oyu kullandı.

Tasarının yasalaşması için Meclis’te üç oylamadan geçmesi gerekiyor. Yasa, sadece Filistinlileri kapsıyor; aynı fiili işleyen bir İsrailli için idam cezası öngörülmüyor. Bu düzenleme, insan hakları örgütleri tarafından “açık bir ayrımcılık” ve “apartheid rejiminin yasallaştırılması” olarak nitelendiriliyor.
Tasarının görüşüldüğü oturumda ise İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Yahudi Gücü Partisi milletvekilleri, yakalarına taktıkları sarı “yağlı urgan” rozetleriyle poz verdi. Ben-Gvir, sosyal medyada paylaştığı fotoğrafla bu rozetin, idam yasası konusundaki ısrarlarının bir göstergesi olduğunu savundu. Bu davranış, yerel ve uluslararası kamuoyunda büyük bir tepkiyle karşılandı.
Gazze’de Ateşkes Dinleyen Yok: Saldırılarda 373 Can Kaybı
Meclis’te bu tartışmalar yaşanırken, İsrail ordusu Gazze Şeridi’nde süren saldırılarını aralıksız sürdürüyor. Gazze’deki Hükümet Medya Ofisi’nin verilerine göre, ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, ateşkesi yüzlerce kez ihlal etti ve bu saldırılarda en az 373 Filistinli hayatını kaybederken, 973 kişi yaralandı.
Son saldırıların bilançosu
· Refah ve Han Yunus kentlerinde binaların havaya uçurulduğu, topçu ve helikopter saldırıları düzenlendi.
· Gazze kentine bağlı Zeytun Mahallesi’ne düzenlenen hava saldırısında bir kadın ve çocuk yaşamını yitirdi.
· İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana sürdürdüğü saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısı, çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 70 bini aştı.
Sağlık Çalışanlarına Yönelik ‘Zorla Kaybetme’ Politikası
Gazze’deki Sağlık Bakanlığı, İsrail ordusunun sağlık personeline yönelik sistematik saldırılarını ve “zorla kaybetme” politikasını bir kez daha kınadı. Açıklamada, sağlık görevlisi Muhlis Muhammed Hafface’nin insani görevi başındayken alıkonulduğunun İsrail tarafından kabul edildiği belirtildi.
Gazze’deki sağlık sistemini çökertmeye yönelik bu politikanın bir parçası olarak, 362 sağlık çalışanının İsrail güçlerince halen alıkoyulduğu ve çok sayıda personelin “zorla kaybedildiği” ifade edildi. İnsan hakları kuruluşlarına, bu çalışanların serbest bırakılması için İsrail’e baskı yapılması çağrısında bulunuldu.
İç ve Dış Tepkiler: ‘Rehineleri Tehlikeye Atıyor’
Tasarı, yalnızca uluslararası çevrelerden değil, İsrail içinden de ciddi tepkilerle karşılaştı. Hükümetin esir işlerinden sorumlu koordinatörü Gal Hirsch, idam cezası gündeminin Hamas’ın elindeki İsrailli rehinelerin hayatını tehlikeye atabileceği uyarısında bulunarak Başbakan Netanyahu’ya süreci durdurma çağrısı yaptı.
Rehine aileleri de benzer endişeleri dile getirdi. Esir tutulan Omri Miran’ın eşi, “Her idam cezası açıklaması, esirlere yönelik şiddeti artırıyor” ifadelerini kullandı. Demokratlar Partisi milletvekili Gilad Kariv ise, aynı gün komisyondan geçen ve Arap vatandaşların savcılık onayı olmadan gözaltına alınmasını kolaylaştıran diğer bir yasa tasarısı için, “Bu yasa, Arap yurttaşların sistematik biçimde hedef alınmasına yol açacak” dedi.
Siyasi Analiz: Netanyahu’nun İktidar Mücadelesi ve Aşırı Sağ
Uzmanlar, bu sert ve ayrımcı yasal adımların arkasında, Başbakan Benjamin Netanyahu’nun iktidarını koruma çabasının yattığını belirtiyor. Analistlere göre Netanyahu, yolsuzluk davaları nedeniyle içeride Ben-Gvir’in partisi gibi aşırı sağcı ortaklarının desteğine muhtaç durumda.
Eski Cumhurbaşkanı danışmanı Nimrod Novik, “Netanyahu, İsrail aşırı sağı ile çok güçlü bir Amerikan başkanı arasında hassas bir oyun oynuyor… Karşılığında onların tehlikeli ajandalarına alan açıyor” değerlendirmesini yapıyor. Tel Aviv Üniversitesi’nden Prof. Dr. Eyal Zisser ise, Netanyahu’nun ateşkese yönelik dış baskılar nedeniyle içerideki aşırı sağ ortağını yasalar vasıtasıyla tatmin etmeye çalıştığını öne sürüyor.
-
Gündem3 gün öncesparta’da kayıp çoban: “Öldürmüşler, kafasını kesmişler” — Başsız ceset ve arayış sürdü
-
Ekonomi1 hafta önceSüresiz nafaka kalkıyor mu? Gözler Meclis’e çevrildi — Evlilik süresi detayı ne getiriyor?
-
Magazin1 hafta önceSon Dakika: Murat Cemcir iç kanama nedeniyle yoğun bakıma kaldırıldı
-
Ekonomi7 gün önceöğretmen,polis,hemşire ne kadar maaş alacak
-
Teknoloji1 hafta önceCep telefonu aboneliğinde köklü düzenleme: Aktif olmayan hatlar 3 ayda kapanacak, yabancılara özel numara verilecek
-
Magazin1 hafta önceSeçil Erzan hakim karşısında — “Karar bugün çıkabilir” iddiası; savcılık yüzlerce yıla kadar hapis talep etti
-
Spor1 hafta önceFenerbahçe — Galatasaray: Ligin 14. haftasında derbi gecesi
-
Sağlık1 hafta önceHAVAALANLARI VE AVM’LERE YERLİ “OTOMATİK ŞOK” DÖNEM
