Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Magazin

Usta müzisyen İlhan Şeşen’e veda: Cenazesi asansörde mahsur kaldı

Yayımlandı

üzerinde

İlhan Şeşen'e son veda

Usta müzisyen İlhan Şeşen, dün tedavi gördüğü hastanede vefat etti. Bugün son yolculuğuna uğurlanan Şeşen’in cenazesi, asansörde mahsur kaldı.

Sarılınca Sana, Ellerimde Çiçekler, Neler Oluyor Bize gibi şarkılarıyla tanınan İlhan Şeşen, dün tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.
Akciğer kanserine yenik düşen usta müzisyen, bugün son yolculuğuna uğurlanıyor.
Şeşen için Kadıköy’deki Caddebostan Kültür Merkezi’nde düzenlenen veda törenine; usta ismin ailesi, yeğenleri Burhan Şeşen ve Gökhan Şeşen, Kenan Doğulu, Sunay Akın, Talat Bulut, Yonca Lodi, Müjgan Ferhan Şensoy, Ferdi Akarnur gibi birçok ünlü isim katıldı.
Tören öncesi NTV’den Ömer Vatanartıran’a konuşan Yavuz Hakan Tok, İlhan Şeşen için “Bir ozandan bahsedebiliriz. Çünkü onun şarkılarında hep bir öykü vardır. En önemli özelliği odur. Nerede bir İlhan Şeşen şarkısı duysanız, onun kaleminden çıktığını anlarsınız” ifadelerini kullandı.
Sunay Akın’ın sunuculuğunu yaptığı törende kürsüye ilk olarak sanatçının çocukları Melis ile Fuat Şeşen çıktı.
Fuat Şeşen, babalarının onu tanıyan ya da tanımayan birçok insanda kendine yer edinmiş bir sanatçı olduğuna dikkati çekerek, “Tedavisi boyunca başta Prof. Dr. Recep Demirağ ve Prof. Dr. Nedim Turan başta olmak üzere bizden bilgilerini esirgemeyen bütün doktorlarına, hemşirelere ve hastane çalışanlarına, 5 yıllık zorlu süreçte onu hiç yalnız bırakmayan bütün çalışma arkadaşlarına, yakınlarına, dostlarına ve bugün burada olan, olmayan tüm sevenlerine teşekkür ederiz” ifadelerini kullandı. “SENİ SEVİYORUM AMCA YAKINDA GÖRÜŞÜRÜZ UMARIM”
İlhan Şeşen’in yeğeni Dilhan Şeşen ise “Herkesin bin bir türlü amcası var; görüyorum, biliyorum. Sonra kendi amcama bakınca o parlak zekası, besteleri, o gömlekleri, kasketi, gitarı, hazırcevaplılığı. Bence en çok benim amcama yakışıyor amca olmak. Yere göğe sığmadı, hoş niye sığsın zaten; ama beni anlar o biliyorum. Ben gönlümden başka bir yere konduramam onu. Seni seviyorum amca. Yakında görüşürüz umarım” dedi.
Erol Evgin, “En son, geçen yıl onun çok sevdiğim şarkısını ben seslendirmiştim. “Sen Benim Şarkılarımsın’ı. Beraber söyleyelim dedi. Adana’ya konsere gittim, bir gün erken gittim konsere. O akşam Ajda’nın konseri vardı sevgili Ajda Pekkan’ın. Ajda beni sahneye davet etti. O da o günlerde o şarkıyı dinlermiş. Sen benim şarkılarımsın, o benim kaydımı dinlenmiş. ‘Beraber söyleyelim’ dedi. Sahnede onu söyledik. Video çekmiş arkadaşlarımız. Ben onu İlhan’a yollamıştım. Tabii hastalığını biliyordum. Moral olması için İlhan’a yollamıştık. Çok mutlu oldu. Bir telefon görüşmemiz oldu en son. İyileşeceğini söyledim. O da umutluydu ama tabii zor bir evreden geçiyordu. Şarkıları tıpkı kendi gibiydi. Alçak gönüllü, zarif, içten samimi. İlhan’ın çok başka sesleri de vardı. Mesela gençliğinde Tom Jones gibi de şarkı söylerdi; ama onu tercih etmemişti. Yani geniş bir sesi vardı aslında. Fakat o, alçak gönüllü, tertemiz, naif haliyle şarkılarını söylüyordu. Dolayısıyla kişiliğiyle şarkıları müthiş buluşmuştu. Şimdi sanatçıların, şarkı yazarlarının, ses sanatçılarının bir özelliği var. Bu dünyadan göçtükten sonra da yaşamaya devam ediyorlar. İlhan en az 100 yıl daha yaşayacak, şarkılarda yaşayacak. En az 100 yıl” dedi.
Cem Özer, “Hepimiz kederliyiz biliyorum. Her sabah beynimde abartısız, her sabah beynimde onun ‘Geçmiş değil bugün gibi yaşıyorum hala seni. Sen benim şarkılarımsın’ Bu şarkısı beynimde. Uyandığım andan kahvemi içene kadar bu şarkıyla vakit geçiriyorum. İlhan ağabey sen bizim şarkılarımızsın ve hep aklımızdasın. Çok teşekkür ediyorum bugün burada olduğunuz için. Ben daha fazla konuşamayacağım” dedi.
Usta sanatçının yeğeni Burhan Şeşen de amcasıyla binlerce kez sahneye çıktıklarını anımsatarak, “Müziğe başlamamda, hayata bakışımda o kadar büyük etkisi vardı ki. Acıbadem’deki evlerine her hafta sonu giderdim ve benim için bir abi, bir baba, yol gösteren bir öğretmendi. Amcam ancak ben öldüğüm zaman ölmüş olacak. Onun bütün şarkılarını hayatım boyunca elimizden geldiği kadar daha da fazla kitlelere tanıtmaya ve onun gibi yaşamaya, onun gibi adam olmaya devam edeceğim. Mekanı cennet olsun” ifadelerini kullandı.
İlhan Şeşen için düzenlenen tören boyunca sanatçının gitarı sahnede kaldı. Tören sonrası Şeşen’in cenazesi şarkıları eşliğinde Kültür Merkezi’ndeki sahneden alındı. Cenaze töreninin ardından Şeşen’in cenazesi arıza nedeniyle 20 dakika boyunca binadaki asansörde kaldı. Asansörde kalan imam ve diğer görevliler asansör önünde bekleyenler tarafından çıkarıldı.
Konuyla ilgili açıklama yapan Sunay Akın,”Gitmek istemedi İlhan Abi ve asansörde kaldı. Yine gitmek istemedi” diye konuştu.
Ardından saat 13.10’da Üsküdar Karacaahmet’teki Şakirin Camisi’nde cenaze namazı kılınacak. Sanatçı cenaze töreninin ardından Karacaahmet Mezarlığı’na defnedilecek.
Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Magazin

Sahipsizler’de Azize-Devran çifti Yavuz’un peşinde

Yayımlandı

üzerinde

Sahipsizler yeni bölümde neler olacak?

Sahipsizler dizisi yarın akşam 37’nci bölümüyle izleyici karşısına çıkacak. Yeni bölümde; Devran ve Azize, Samet’i kaçıran Yavuz’u peşine düşecek.

Başrollerini Hazal Subaşı ve Burak Berkay Akgül’ün paylaştığı Sahipsizler, çarşamba akşamlarına damga vurmaya devam ediyor.
5 Kasım Çarşamba akşamı 37’nci bölümüyle ekranlara gelecek Sahipsizler’in konusu şöyle;
Sahte Hazar’ın ölümünün ardından ortalık karışır.
Devran, Aras’ın oyununa gelip İlyas ve Çavuş’un aşiretin liderliğine göz diktiklerini düşünür ve harekete geçer.
Ancak bu kez hedef yalnız o değildir: Yavuz, intikam planını devreye sokar ve Samet’i kaçırır.
Öte yandan Firuze, Bahar’ın hastalığının ilerlediğini ve karaciğer nakli gerektiğini öğrenir; Yusuf’tan yeniden Bahar’ın yanında olmasını ister.
Devran ve Azize, Yavuz’un izini bulmak için seferber olurken, Aras ve Bade, Devran’ı köşeye sıkıştıracak Azize ile ilgili bir bilgiyi ele geçirir.
Senaryosunu Selin Arapkirli, Ramazan Demirli, Özgür Ağaoğlu ve Elif Hamamcı’dan oluşan senaryo grubunun kaleme aldığı Sahipsizler’in yönetmen koltuğunda Cem Karcı oturuyor.
Okumaya Devam Et

Magazin

Almak için herkes sıraya girdi: Bu kahvenin fincanı 42 bin lira

Yayımlandı

üzerinde

Bu kahvenin fincanı 42 bin lira

Lüks tüketimin yaygın olduğu Dubai’de özel bir kahve bin dolardan (yaklaşık 42 bin lira) satışa çıktı.

Dubai’de Serkan Sağsöz isimli kişi, dünyanın en pahalı kahvesini satıyor.
Sağsöz’ün ortağı olduğu Julith isimli kahve dükkanında bir fincan kahve içmek için bin dolar (42 bin lira) ödemek gerek.
Julith kahve dükkanı, fincanı 42 bin lira olan kahveyi Panama’daki açık artırmadan satın aldı. Sağsöz, 20 kilogramına 600 bin dolar (25 milyon 250 bin lira) ödedi.
Bunun şimdiye kadar bir kahveye ödenen en yüksek fiyat olduğu belirtilirken Julith, rekor fiyata aldığı kahveden Dubai’de 400 fincan satmayı hedefliyor.
Panama’da Baru volkanı yakınlarında yetiştirilen çekirdeklerden yapılan kahvenin özel bir tadı olduğu ifade ediliyor.
Fincanda, yasemin gibi çoğunlukla beyaz çiçekler ve portakal, mandalina, bergamot gibi narenciye aromaları ile kayısı ve şeftali gibi çekirdekli meyvelerin hafif kokuların hissedileceği aktarıldı.
Asyalı alıcılar ve kahve çekirdeği koleksiyonerleri de bu özel kahveden almak için sıraya girdi.
Ancak Julith, bu kahveyi paylaşmayı planlamıyor. Sadece Dubai emirlik ailesi için bir miktar kahve ayrıldı.
Okumaya Devam Et

Magazin

Blake Lively’ye açılan 400 milyon dolarlık dava düştü

Yayımlandı

üzerinde

Blake Lively'ye açılan dava düşürüldü

ABD’li oyuncu ve yönetmen Justin Baldoni’nin eski rol arkadaşı Blake Lively’ye “itibarını zedelediği” gerekçesiyle açtığı 400 milyon dolarlık karşı dava, mahkeme tarafından kapatıldı.

ABD basınında yer alan haberlere göre New York Federal Yargıcı Lewis Liman, Baldoni’nin açtığı davaya ilişkin kararını açıkladı.

Liman, Baldoni ve yapım şirketi Wayfarer Stüdyosu’nun 400 milyon dolarlık dava iddialarını yenilemek için verilen sürede herhangi bir başvuruda bulunmadığını belirterek, davayı tamamen düşürdü.

Lively’nin eski rol arkadaşı Baldoni’ye açtığı dava ise devam ediyor. Mahkeme, 17 Ekim’de taraflara davanın nihai olarak kapatılabileceğine dair bildirimde bulunmuş, yalnızca Lively tarafı yanıt vererek kararın kesinleştirilmesini istemişti. Yargıç Liman, 9 Haziran’da Baldoni’nin, Lively’ye karşı açtığı “karalama kampanyası” davasını, suçlamaları yetersiz bularak reddetmişti. SETTE İDDİALAR HAVADA UÇUŞTU Aralık 2024’te açtığı davada Lively, Baldoni’nin yanı sıra basın danışmanı ve sahibi olduğu Wayfarer Stüdyosu’ndan şikayetçi olmuş ve oyuncuyu “taciz”le suçlamıştı. Lively, şikayetinde, Baldoni’nin setteyken “izinsiz olarak” karavanına girdiğini ve film çekimleri sırasında “doğaçlama” fiziksel temasta bulunduğunu iddia etmişti. Filmin yönetmeni ve başrolü Baldoni’nin yanı sıra diğer yapımcılarla toplantı yapıldığını belirten Lively, bu görüşmeye kendisi gibi oyuncu eşi Reynolds’un da katıldığını ve set koşullarını iyileştirmeye yönelik plan yapıldığını ifade etmişti.

Lively, çekimlerinin tamamlanmasının ardından da Baldoni ve ekibinin, iç mesajlaşmaların görüntülerini paylaşarak kendisi hakkında “karalama kampanyası” başlattığını iddia etmişti.

Justin Baldoni ise söz konusu iddiaları reddederek Lively ve eşine karşı dava açmıştı.

Baldoni’nin avukatı Bryan Freedman de setteki tüm görüntülerin yanı sıra özel mesajları ve e-postaları yayımlayacağını duyurmuştu.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar