Açıklama:
Bursa’da önce müftü, ardından kaymakam ve son olarak vali yardımcısı kılığına giren dolandırıcı, sahte törenler düzenleyerek engelli vatandaşlar ve meslek odası yöneticilerinden toplamda 1 milyon TL’ye yakın vurgun yaptı. İstanbul’da yakalanan şüpheli İ.B. hakkında soruşturma devam ediyor.

Olayın Perde Arkası

Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Dolandırıcılık Büro Amirliği, İznik’te yaşayan Y.A.’nın “akülü engelli aracı verileceği” vaadiyle 25 000 TL dolandırılması şikâyeti üzerine geniş çaplı bir çalışma başlattı. Yapılan incelemede, çok sayıda sabıkası bulunan ve 10 ayrı suçtan aranan İ.B.’nin (dolandırıcının inisiyali) farklı kimliklerle dolaşarak yardım topladığı tespit edildi .

Sahte Kimlik ve Tören Yöntemi

İ.B., mağdurlara önce “müftü”, ardından “kaymakam” ve en sonunda “vali yardımcısı” unvanlarını kullandığı sahte kimliklerle kendisini tanıttı. Hedefindeki kişilere resmi protokol ve tören düzenleyeceğini vadederek güven sağladı. Bazı yerleşim birimlerinde “kaymakamlık önünde” sahte karşılama törenleri organize edeceği vaadiyle ek para talep etti .

Vurgunun Boyutu

• Mağdurlar: Engelli bireyler, öğrenciler ve 33 farklı meslek odası başkanı ile yöneticileri

• Toplam Para Trafiği: Yaklaşık 1 milyon TL giriş–çıkışı tespit edildi

• Deliller: Sahte dernek ve makbuzlara ait çok sayıda belge ele geçirildi .

Yakalanma ve Hukuki Süreç

Şüpheli İ.B., “vali yardımcısı” kılığında İstanbul’daki bir kafede otururken düzenlenen operasyonla kıskıvrak ele geçirildi. İznik Cumhuriyet Başsavcılığı’na sevk edilen İ.B., tutuklanarak cezaevine gönderildi. Soruşturma, şüphelinin para trafiği ve bağlantıların araştırılması amacıyla derinleştiriliyor .

Sonuç ve Uyarılar

Bu tür “resmi kimlik dolandırıcılığı” vakalarında, vatandaşların:

1. Kimlik ve yetki belgelerini e-devlet veya ilgili kurum sitelerinden doğrulaması,

2. Şahsi veya banka havalesi işlemi yapmadan önce mutlaka resmi yazılı belge talep etmesi,

3. Şüpheli teklifleri derhal kolluk kuvvetlerine bildirmesi,
   güvenliklerini sağlamak açısından büyük önem taşıyor.

Açıklaması:
Ankara’nın Bala ilçesinde konteynerde yaşayan Kezban Demirci silahlı saldırıda hayatını kaybetti. 12 yaşındaki oğlu Nazif, ölü numarası yaparak kurtuldu. Şüphelilerden birinin aile içinden çıkması olayın şok etkisini artırdı.

Olayın Detayları

Ankara’nın Bala ilçesinde, 9 Temmuz 2025 günü, tarlada kurulan konteynerde yaşayan çiftçi Saim Demirci’nin eşi Kezban Demirci (42) ve oğlu Nazif Demirci (12), kimliği kar maskeli üç saldırgan tarafından pompalı tüfekle vuruldu. Olay yerinde hayatını kaybeden Kezban Demirci’nin bedenini bırakarak giden saldırganlar, oğlu Nazif’i bacağından ve kasığından yaralayarak ağır şekilde kaçtı

12 Yaşındaki Çocuğun Hayat Numarası

Saldırı sonrasında nefessiz kalarak ölü numarası yapan Nazif Demirci, saldırganların konteynerden çıkmasını bekledi. Katiller konteynerde altın aradı, bulamayınca olay yerini terk etti. Ardından babasını arayan Nazif, “Baba vurulduk, yetiş” diyerek durumu bildirdi ve ambulansla Ankara Etlik Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı

Katillerin Şok Eden Kimliği

Olayı soruşturan jandarma ekipleri, kullanılan kiralık aracı ve görgü tanıklarının ifadelerini değerlendirerek üç kişiyi aynı gün gözaltına aldı. Şüpheliler arasında yer alan İsmail Özdil, ailenin damadı Hamza Özdil’in kardeşi çıktı. Özdil’in, konteynerde altın bulunduğunu öğrendikten sonra üç gün boyunca pusuda beklediği ve Demirci ailesini tanıdığı ortaya çıktı .

Aile ve Güvenlik Zafiyeti

Konya’nın Ilgın ilçesinden gelip Ankara Bala’da çiftçilik yapan Demirci ailesi, tarla sulama için kurdukları konteynere 9 ay önce taşınmıştı. İzole bir bölgede yaşamaları, güvenlik önlemlerinin yetersizliği ve aile içinden bir şüphelinin varlığı, olayın korkunç boyutunu ortaya koydu .

Sonrası ve Hukuki Süreç

Kezban Demirci’nin cenazesi Ilgın ilçesine bağlı Çiğil Mahallesi’nde toprağa verildi. İsmail Özdil ve diğer iki şüpheli, yargı önünde hesap verecek. Olay, Ankara’da kırsal bölgelerde yaşayan ailelerin güvenlik zaaflarını yeniden gündeme taşıdı

Açıklaması
Manavgat’ta hayvan parkından kaçan ‘Zeus’ isimli aslanın saldırısına uğrayan çoban Süleyman Kır, beş günlük tedavisinin ardından taburcu oldu. Olay anı, tedavi süreci ve hukuki mücadele planlarını detaylarıyla okuyun.

Olayın Detayları

Antalya’nın Manavgat ilçesinde yer alan bir hayvan parkından kaçan erkek aslan “Zeus”, 6 Temmuz Pazar gecesi Ilıca Mahallesi D‑400 kara yolundaki fıstık bahçesinde çiftçi Süleyman Kır’a saldırdı. Olay, park çalışanlarının aslanın kafesinden kaçtığını haber vermesi üzerine başlatılan arama çalışmalarında ortaya çıktı. Aslanın, parkın yaklaşık 800 metre uzağındaki tarlaya ulaşarak uyuyan Kır’ı hedef aldığı belirlendi.

Çiftçinin Aslanla Mücadelesi

Saldırı anında sivrisinek ısırmalarını önlemek amacıyla battaniye ile örtündüklerini anlatan Kır, “Battaniyeyi kaldırdığım anda aslan göz göze geldi, üstüme atladı. Ayaklarımı ısırdı, boynunun kıllı yerinden tuttum, boğazıma sarıldı; ben de onun boğazını gırtlakladım” dedi. 41 yıllık hayvancılık deneyimi olduğunu, ancak hayatında ilk kez bir vahşi hayvanla yüz yüze geldiğini vurguladı.

Tedavi Süreci ve Taburcu Olma

Saldırı sonrasında önce Manavgat Devlet Hastanesi’ne, ardından Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edilen Kır, plastik ve estetik cerrahi bölümünde yaklaşık 5 gün yatarak tedavi gördü. Kulak, yüz, gövde ve bacaklarındaki çoklu yaralar enfeksiyon riskine karşı kapalı pansumanla bakıma alındı. Tedavisini yürüten Dr. Mertcan Karagül, “Yaraların bakımı tamamlandı, antibiyotik tedavisi sürecek ve kontroller devam edecek” ifadelerini kullandı. Son muayenenin ardından Kır, sağlığına kavuşup taburcu edildi.

Hukuki Süreç ve Beklentiler

Yaşadığı deneyimde aslanı değil, ihmali bulunanları sorumlu tutan Kır, “Aslana hakkımı helal ediyorum; fakat sorumlular hak ettikleri cezayı almalı. Maddi ve manevi tazminat için hukuki süreci başlatacağım” açıklamasını yaptı. Bölgedeki hayvan parkı işletmecileri ve sorumlular hakkında soruşturma ise devam ediyor.