Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

İstanbul’da Çakarlı Lüks Araçla Skandal: ‘Valinin Yeğeniyim’ Diyen Sürücüye Yasal İşlem!”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklama :
İstanbul’da çakarlı lüks araçla trafikte ayrıcalık talep eden sürücü, “Valinin yeğeniyim” diyerek kuralları hiçe saydı. Vali Davut Gül’den sert tepki ve yasal işlem açıklaması. Usulsüz çakar kullanımı 6.439 TL’den başlayıp 96 000 TL’ye kadar yükselebilir.

Özet:
28 Nisan 2025 akşamı İstanbul trafiğinde, lüks bir aracın izinsiz çakar tertibatıyla ilerlediği anlar sosyal medyaya yansıdı. Sürücü, “Valinin yeğeniyim” diyerek trafikte ayrıcalık tanınmasını talep etti. Olayın hemen ardından İstanbul Valisi Davut Gül, söz konusu kişinin kendisiyle hiçbir akrabalık bağı bulunmadığını ve gerekli idari işlemlerin başlatıldığını duyurdu. Trafik mevzuatına göre çakar kullanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 26/2. maddesi uyarınca yasaklanmış olup, ceza tutarı 6.439 TL’ye kadar çıkabiliyor. Gelişmeleri ve hukuki boyutu aşağıda detaylandırıyoruz.


Olayın Detayları

Sosyal Medyaya Düşen Görüntüler

  • 28 Nisan 2025, saat 23:00 civarında bir vatandaşın cep telefonu kamerasına yansıyan görüntülerde, İstanbul’un işlek caddelerinden birinde seyreden lüks bir aracın üstünde çakar ışık ve megafon tertibatı görülüyor .

  • Görüntüdeki sürücü, kioskun önünde durup etrafındakilere “Valinin yeğeniyim” diyerek araçtan inmeksizin uzaklaşıyor .

Trafik Kurallarına Aykırılık

  • Türkiye’de sivil araçlara çakar ve siren takmak, yalnızca 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 26/2. maddesinde belirtilen koruma kararına tabi kişiler ve kolluk kuvvetleri için izinli .

  • Yetkisiz çakar kullanımı, mevcut düzenlemelerde 6.439 TL’ye kadar idari para cezası ve araç trafikten men cezasını beraberinde getiriyor .


Vali Davut Gül’ün Açıklaması

  • İstanbul Valisi Davut Gül, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Şahıs benim yeğenim değildir. Akrabam olmuş olsaydı da bu durum hiçbir şeyi değiştirmezdi. Aracındaki ışıklı ve sesli tertibat yasal değildir. Bu konuda gerekli yasal işlem yapılacaktır” ifadelerini kullandı .

  • Valilik kaynaklarından edinilen bilgiye göre, olay Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü tarafından resmen soruşturuluyor

  • .


Yasal Mevzuat ve Cezai Yaptırımlar

Mevzuat Madde Detayı

  • 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu Madde 26/2: Işıklı veya sesli uyarı cihazlarının mevzuatta izin verilmeyen araçlara takılması veya kullanılması yasaktır .

Güncel Cezalar ve Önerilen Artış

  • Mevcut Ceza (2025): Yetkisiz çakar kullanımına 6.439 TL idari para cezası ve araç trafikten men .

  • TBMM Tezkeresi (Görüşülmekte): Yetkisiz çakar cezasının 96 000 TL’ye yükseltilmesi ve sürücü belgesinin 30 gün geri alınması öngörülüyor .

  • Yakın Gelecek Planı: Bazı tekliflerde; 2. ihlal sonrası cezanın 276 345 TL’ye çıkartılması ve trafikten men süresinin 60 güne uzatılması tartışılıyor .


Uzman ve Kamuoyu Görüşleri

  • Trafik Hukuku Uzmanları: Uzmanlar, yüksek cezaların caydırıcılığı artıracağını, ancak aktif denetim ve teknolojik izleme sistemlerinin de hayati önemde olduğunu vurguluyor.

  • Sosyal Medya Tepkisi: Twitter’da #çakarlamafarkı etiketiyle paylaşımlar, “Eşitlik” ve “adliye önceliği” tartışmalarını alevlendirdi.


Sonuç ve Değerlendirme

İstanbul trafiğinde yaşanan bu “çakarlı ayrıcalık” vakası, hem kurallara uyumun önemini hem de hukukun üstünde kimsenin olamayacağını bir kez daha gösterdi. Valilikten gelen hızlı açıklama ve yasal sürecin işletilmesi, kamuoyuna “kurallar herkes için geçerli” mesajı verdi. Cezaların artma ihtimali, benzer vakaların sayısını azaltma potansiyeli taşıyor

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

İBB soruşturmasında 9 tutuklama talebi

Yayımlandı

üzerinde

Aziz İhsan Aktaş suç örgütüne yönelik soruşturma kapsamında, İBB’ye bağlı İSFALT ve ‘deki ihalelere fesat karıştırdıkları iddiasıyla gözaltına alınan aralarında İETT Genel Müdürü İrfan Demet’in de bulunduğu 25 şüphelinin emniyetteki işlemleri tamamlandı.

Sağlık kontrolüne götürülen şüpheliler, daha sonra Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi.

Şüphelilerden 9’unu tutuklanmaları talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk eden savcılık, Demet dahil 16 şüpheli hakkında ise adli kontrol tedbiri uygulanmasını istedi.

NE OLMUŞTU?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında örgüt üyelerinin İSFALT ve ‘den aldığı ihalelere fesat karıştırdıklarının belirlenmesi üzerine çalışma başlatılmıştı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, ihale komisyonlarında yer alan kişilerin de aralarında olduğu şüphelilerin yakalanmasına yönelik İstanbul, Antalya, Çanakkale, Trabzon, Bursa ve Giresun’da operasyon düzenlenmiş, 25 şüpheli gözaltına alınmıştı.

Operasyonda gözaltına alınan 25 şüpheli şöyle sıralanmıştı:

“İETT Genel Müdürü İrfan Demet, İETT Araç Bakım Onarım Daire Başkanı Kazım Taylan Sever, İETT Mali Hizmetler Daire Başkanı Şeyhmus Oral, İETT İkitelli Garaj Şube Müdürü Halil İbrahim Kaya, İETT İhale İşleri Şube Müdürü Cevdet Akarsu, İETT Muhasebe Şube Müdürü Ali Haydar Topçu, İETT Araç Bakım Planlama ve Koordinasyon şefi Ülkü Kaya, İSFALT Satın Alma Müdürü Rana Uysal, İSFALT Genel Müdür Yardımcısı Sencer Hacıoğlu, İSFALT İdari İşler Müdürlüğü’nde şef Göktunç Şentürk, İSFALT Avrupa Yakası Uygulama Müdürlüğü’nde şef Erenay Delipınar ve Ahmet Savaş, İSFALT İdari İşler Müdürlüğü’nde uzman Murat Delice, İSFALT İdari İşler Müdürlüğü’nde görevli müdür Murathan Altınışık, Oktay Aktaş, Mehmet Karataş, Zafer Sola, eski İSFALT Genel Müdürü Burak Sıralı, Halil Yanmaz, eski Satın Alma Daire Başkanı Taşkın Ilıca, Kağıthane Garaj Şube Müdürü Samet Alptuğ Arıkan, Yunus Garajı Şube Müdürü Şevket Eygi, eski Araç Bakım Onarım Dairesi Başkanı Vahdet Melikoğlu, eski İSFALT Genel Müdür Yardımcısı Levent Tunca, Veli Rıdvanoğlu”

Okumaya Devam Et

Gündem

AYM’den boşanma davalarının seyrini değiştirecek karar

Yayımlandı

üzerinde

Uzun süren boşanma davalarına ilişkin önemli bir karar alındı.

, uzun süren boşanma davalarının hak ihlaline yol açtığına hükmetti.

Yüksek Mahkeme’ye başvuran başvuran N.Ç. ile diğer başvurucular, boşanma davalarına ilişkin sürecin uzaması nedeniyle yeniden evlenme ve aile kurma hakkından mahrum kaldıklarını ileri sürdü.

AYM, N.Ç. ve diğer başvurucuların dosyasını birleştirerek, karara bağladı.

14 Mayıs 2025 tarihinde oybirliğiyle verilen kararda, N.Ç.’nin taraf olduğu başvuru dışında diğer başvurucuların taraf oldukları boşanma davalarında yargılamaların kesinleştiği, hepsi de çekişmeli olan davaların yaklaşık 5 ile 10 yıl arasında bir sürede sonuçlandığının görüldüğü belirtildi.

N.Ç.’nin taraf olduğu davanın ise 9 Kasım 2016 tarihinde açıldığı ve halen devam ettiğine dikkat çekildi.

AYM kararında, evlenme hakkının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 12’nci maddesi kapsamında özel olarak düzenlendiğine işaret edilerek, bu hakkın Anayasa’nın 20’nci ve 41’inci maddelerinde güvence altına alındığı ifade edildi.

“MAKUL SÜREDE TAMAMLANMADI”

Kararda, şu ifadelere yer verildi:

“Yargılamalar bir bütün halinde değerlendirildiğinde başvurucuların yargılama sürecinde takip ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediğinden söz edilemez.

Bunun yanında yargılamaların uzamasında başvurucuların bir dahlinin bulunduğunun söylenemeyeceği dikkate alındığında somut olayın koşullarında evlenme hakkını zedelemeyecek şekilde gerekli özen yükümlülüğünün gösterilmediği ve yargılamaların sonuç itibarıyla makul bir sürede tamamlanmadığı sonucuna ulaşmak mümkündür.

Böylece devletin boşanma davalarını makul bir sürede sonlandırma yükümlülüğünü yerine getirmediği ve bu suretle kişinin özel ve aile hayatını düzenleyebilmesi, aile kurma bağlamında özel hayatına dair kararlar alabilmesi yönünden başvurucuya evlenme hakkını zedeleyecek şekilde külfet yüklendiği değerlendirilmektedir.”

“EVLENME HAKKI İHLAL EDİLDİ”

AYM, açıklanan gerekçelerle başvurucuların Anayasa’nın 20’nci ve 41’inci maddelerinde güvence altına alınan evlenme hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Yüksek mahkeme, evlenme hakkının ihlal edildiğinin tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvuruculara manevi tazminat ödenmesine de karar verdi.

Bazı başvurucuların maddi tazminat talebi ise reddedildi.

Okumaya Devam Et

Gündem

II. Abdülhamid’in Torunu Kayıhan Osmanoğlu’na YÖK Sahte Diploma Soruşturması

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
YÖK Yürütülen denetimde, II. Abdülhamid’in torunu Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu’nun İnönü Üniversitesi Tarih Bölümü’nden yasa dışı mezuniyet kaydı oluşturduğu ve sahte diploma girişimiyle ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu iddiaları üzerine soruşturma başlattı. Detaylar ve iddianame süreci bu makalede.

Giriş

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından 22–23 Temmuz 2025’te yapılan denetimler sonucunda, II. Abdülhamid’in 4. kuşak torunu Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu’nun İnönü Üniversitesi Fen‑Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden sahte diploma almaya çalıştığı iddiasıyla “resmi evrakta sahtecilik” suçlamasıyla soruşturma başlatıldığı ortaya çıktı .

Sahte Diploma Girişiminin Detayları

  • Osmanoğlu’nun adına diploması olmadığı halde İnönü Üniversitesi’nden mezuniyet belgesi temin etmeye çalıştığı, YÖK sistemine yasa dışı mezuniyet kaydı eklenmeye çalışıldığı bildirildi .

  • Bu sürecin, İnönü Üniversitesi Öğrenci İşleri Daire Başkanı S.D. adına oluşturulan sahte elektronik imza ile yürütülmeye çalışıldığı soruşturma dosyasına yansıdı .

YÖK’ün Resmi Yazısı: Kayıt Yok, Mezuniyet Yok

YÖK’ün savcılığa ilettiği belgelerde, Osmanoğlu’nun ne İnönü Üniversitesi’nde ne de başka bir yükseköğretim kurumunda öğrenci kaydı ya da mezuniyet bilgisi bulunmadığı açık şekilde belirtildi .
Ayrıca, Osmanoğlu’nun kendi adına kayıtlı telefon numarası üzerinden defalarca kez mezuniyet sorgulaması yaptığı da tespit edildi, bu durum sahtecilik girişimini belgeleyen önemli bir kanıt sayıldı .

İddianame Hazırlandı: Ceza Yolu Açıldı

31 Temmuz 2025 itibarıyla, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı iddianameyi tamamladı ve dosyada Osmanoğlu da yer aldı. İddianamede “sahte diploma temin etme” suçlamasıyla yer aldı; dosyası diğer şüphelilerden ayrılarak özel olarak değerlendirildi .

Skandalın Sosyal Etkisi ve Medya Yansımaları

  • Osmanoğlu, geçmişte sosyal medya ve internet sitesinde kendisini “şehzade” olarak tanıtarak tarih eğitimi sırasında “yalan tarih”le cezalandırıldığı mesajları vermişti. Bu biyografik ifadeler de kamuoyunun dikkatini çekti .

  • Savcılığın yürüttüğü soruşturmada, sahte diploma organize suç çeteleriyle bağlantılı olduğu ve bazı kamu görevlilerinin dosyada yer aldığı raporlandı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar