Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

“Siyasetin Gölgesinde Ekonomi: CHP-AKP Gerilimi ve ABD Gümrük Vergilerinin Türkiye’ye Etkisi”

Yayımlandı

üzerinde

Pazar gündeminin iki ana cephesini; iç siyasette CHP ve AKP arasındaki gerilimi ile dış ticarette ABD’nin yeni gümrük vergilerinin Türkiye’ye yansımalarını, etkili bir köşe yazısı formatında mercek altına alıyoruz. İç politikadaki sertleşme, Meclis kürsüsünden yapılan ağır ithamların ötesinde, toplumun kutuplaşma algısını derinleştirirken; dış politika ve ekonomi cephesinde ABD’nin 5 Nisan 2025’ten itibaren yürürlüğe giren asgari %10’luk (ülkelere göre %20–%46’ya kadar çıkan) ek gümrük tarifeleri, Türkiye için hem maliyet artışı hem de rekabet fırsatları barındırıyor. Yazıda, bu iki dinamiğin birbirini nasıl etkilediğini, siyasi söylem ve ekonomik çıkar dengesi özelinde ele alıp; sonuç bölümünde okurları düşünmeye ve yorum yapmaya davet edeceğiz.


CHP ve AKP Arasındaki Siyasi Çekişme

Özgür Özel’in Sert Sözleri

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik “cuntacı” benzetmesi, TBMM Genel Kurulu’nda yine büyük tartışmalara yol açtı .

Ömer Çelik’in Karşılığı

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Özel’in bu ifadelerini “niteliksiz siyaset” olarak tanımlayıp, “siyasi tarih ve tarif yeteneğinden yoksun” sözleriyle karşılık verdi . Çelik, ayrıca muhalefetin dilinin Avrupa’daki aşırı sağcı söylemlerle benzeşmesinin “vahim bir tablo” olduğunu vurguladı

Siyasi Dilin Toplumsal Yansımaları

Bu sert üslup, seçmen nezdinde kutuplaşmayı derinleştirirken, iktidar-muhalefet arasında yapıcı diyalog imkânlarını daraltıyor. Uzmanlara göre, toplumun sorunlarına odaklanmak yerine birbirini hedef alan söylemler, kamu güvenini zedeleyebilir.


ABD’nin Yeni Gümrük Vergileri Kararnamesi

Uygulama Tarihi ve Oranları

ABD Başkanı Trump’ın 2–3 Nisan 2025 tarihli kararlarıyla, 5 Nisan’dan itibaren tüm ülkelerden gelen ithalata asgari %10’luk ek gümrük vergisi uygulandı; avro bölgesine bu oran %20, Çin’e %34, Vietnam’a %46, Japonya’ya %24 şeklinde artırıldı Home .

Çelik ve Alüminyumda %25’lik Ek Vergi

Daha önce yürürlüğe giren, çelik ve alüminyum ithalatına getirilen %25’lik ek vergi ise, Çin’den sonra Türkiye’yi de kapsayacak şekilde kalıcılaştırıldı .


Türkiye Ekonomisine Yansımalar

Maliyet Baskısı ve Enflasyon Riski

İthal girdi maliyetlerinin yükselmesi, özellikle otomotiv yan sanayi, makine, beyaz eşya ve inşaat sektörlerinde maliyetleri artırarak nihai ürün fiyatlarına yansıyabilir. Bu durum, enflasyonist baskıyı kuvvetlendirme potansiyeli taşıyor .

Rekabet Gücünde Fırsatlar

Öte yandan, tekstil, hazır giyim ve çelik ürünlerinde Türkiye, rakip ülkelere kıyasla (%34–%46 tarifeye tabi Çin, Vietnam vs.) düşük %10’luk tarife diliminde kalması sayesinde ABD pazarında daha rekabetçi konuma gelebilir . Lonca’nın son değerlendirmelerine göre, Türk ihracatçıları bu avantajı stratejik iş birlikleriyle perçinleyerek paylarını artırabilir .

Döviz Kuru ve Sermaye Hareketleri

Artan jeopolitik risk algısı ve ticaret gerilimleri, TL’nin baskı altında kalmasına neden olabilir. Yatırımcı güveni zedelenirse, kısa vadede portföy çıkışları yaşanabilir; buna karşılık, ihracattan elde edilecek ek döviz gelirleri, dengeleyici olabilir.


Siyasetin Ekonomi Politikalarına Etkisi

Müzakereler ve Diplomasi

Hükûmetin, ABD ile ticaret müzakerelerinde karşılıklı muafiyet ve indirimler konusunda adım atması, hem siyasi hem ekonomik tansiyonun düşürülmesi adına kritik. Aynı şekilde, parlamentoda artan gerilim, dış politikanın etkinliğini kısıtlayabilir.

İç Politika ve Ekonomi Yönetimi

CHP ve AKP arasındaki kutuplaşma ortamında, ortak bir ulusal çıkar gündemi oluşturmak güçleşiyor. Ekonomik reformların ve teşvik paketlerinin yankıları, parti çıkarlarının gölgesinde kalmamalı; vergi düzenlemeleri ile Kredi Garanti Fonu (KGF) gibi araçlar, üretici ve ihracatçının yanında konumlandırılmalı.


Sonuç ve Çağrı

İç siyasetin sert dili ile dış ticaretin getirip götürdüğü dengeleri eş zamanlı yönetmek, Türkiye’nin mevcut dönemdeki ana sınavı. Siyasi aktörlerin kamplaştırıcı söylemler yerine ekonomik fırsatları kucaklayacak, toplumsal mutabakat zeminini besleyecek politikalar geliştirmesi büyük önem taşıyor. Okurlarımızın görüşleri, bu süreçte yol gösterici olacaktır: Sizce hem iç politikada diyalog nasıl güçlendirilmeli hem de ABD pazarındaki avantajlar nasıl en iyi şekilde değerlendirilmeli? Yorumlarınızı bekliyoruz.

Gündem

Bahçeli’den Kritik Adım: “Terörsüz Türkiye Komisyonu” Üyelerini Açıkladı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Devlet Bahçeli, Meclis’te kurulacak “Terörsüz Türkiye Komisyonu” için MHP’den Feti Yıldız, Muhammet Levent Bülbül, Halil Öztürk ve Yücel Bulut’u atadı. Komisyonun rolü, işleyişi ve sonraki adımlar bu makalede.

Giriş

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Terörsüz Türkiye Süreci” kapsamında Meclis’te oluşturulacak komisyona katılacak partiler arası heyetlerde MHP adına görev yapacak isimleri 26 Temmuz 2025 günü resmen duyurdu. Bu komisyon, PKK’nın silah bırakma sürecini muhatap alan “Terörsüz Türkiye” vizyonunun somut adımlarla hayata geçirilmesi amacıyla TBMM bünyesinde oluşturuluyor

Komisyonun Amacı ve Kapsamı

  • Amaç: PKK ve bağlantılı grupların silah bırakma çağrısının ardından, toplumsal barış ve terörün sonlandırılması yol haritasını hazırlamak.

  • Kapsam: Barış süreci adımları, toplumsal uzlaşı ve güvenlik politikalarının demokratik zeminde güçlendirilmesi.

  • Üye Sayısı: Toplam 51 milletvekilinden oluşacak; AKP 21, CHP 10, DEM Parti 4, MHP 4, İYİ Parti 3, Yeni Yol Grubu 3, grubu olmayan diğer partilerden 6 kontenjan.

MHP’den Görev Alacak Dört İsim

  1. Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız

  2. Sakarya Milletvekili Muhammet Levent Bülbül

  3. Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk

  4. Tokat Milletvekili Yücel Bulut

İsimlerin Yetkinlikleri ve Rolü

  • Feti Yıldız: Parti içi tecrübesi, stratejik planlama, komisyonun koordinasyon ve raporlama süreçlerinde kilit rol.

  • Levent Bülbül: Bölgesel barış girişimleri, STK ilişkileri ve toplumsal destek kanallarını güçlendirme.

  • Halil Öztürk: Güvenlik politikaları uzmanlığı, Meclis içi uzman komisyonlarla eşgüdümlü çalışma.

  • Yücel Bulut: Yerel dinamiklerin Meclis düzeyine taşınması, Tokat başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğu temsilciliği.

Komisyonun İşleyiş Takvimi

  • Üye Bildirim Son Tarihi: 31 Temmuz 2025, 17:00’ye kadar TBMM Başkanlığı’na teslim edilmiş olacak.

  • İlk Toplantı: Ağustos başında planlanıyor; komisyon isminin kesinleşmesi ve çalışma usulü belirlenecek.

  • Rapor ve Öneriler: Eylül 2025 sonuna dek ara rapor; yıl sonuna dek nihai yol haritası TBMM Genel Kurulu’na sunulacak.

Süreçte Diğer Partilerin Yaklaşımları

  • İYİ Parti: Komisyona katılmama kararı alarak, yapının “TBMM İçtüzüğü’ne uygun uzman komisyon” statüsü taşımadığı eleştirisini yineledi.

  • Diğer Gruplar: AKP, CHP ve DEM Parti başta olmak üzere grubu bulunan partiler süreci destekleme ve katkı verme eğiliminde.

Değerlendirme ve Beklentiler

  1. Toplumsal Barış: Silah bırakma çağrısının pratik adımlarla desteklenmesi, çözüm sürecine yeniden ivme kazandırabilir.

  2. Güvenlik Ihlallerinin Azalması: Komisyonun kararları, bölgesel güvenlik politikalarını demokratik denetimle güçlendirebilir.

  3. Siyasi Uzlaşma Kültürü: Farklı görüşlerin ortak metinlerde buluşması, TBMM’nin uzlaşma kapasitesini artıracak.

Sonuç

Devlet Bahçeli’nin açıkladığı MHP heyeti, “Terörsüz Türkiye” hedefinin Meclis zemininde işlenmesi sürecinde önemli bir aktör. Komisyonun başarısı, üye dağılımındaki denge, işleyiş mekanizmaları ve siyasiler arasındaki diyalog kalitesiyle doğrudan ilişkili olacak. Sürecin yakından izlenmesi, atılacak her adımda toplumsal güven ve barışın tesisine yönelik güçlü bir sinyal niteliği taşıyor.


Bu makale, “Terörsüz Türkiye Komisyonu” konusundaki en güncel gelişmelere dayanarak hazırlanmıştır.

Okumaya Devam Et

Gündem

İmralı Cezaevi’nden Tahliye: Veysi Aktaş 31 Yıl 3 Ay Sonra Serbest Bırakıldı

Yayımlandı

üzerinde

“İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 31 yıl 3 ay tutuklu kalan Veysi Aktaş, infaz ertelemelerinin ardından 25 Temmuz 2025’te tahliye edildi. Tahliye süreci ve yasal dayanakları bu makalede detaylıca inceleyin.”

Makale İçeriği

1. Giriş
PKK hükümlüsü Veysi Aktaş, “Devletin egemenliği altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almış ve 2015’ten beri İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuluyordu. 28 Nisan 2024’te yasal 30 yıllık infazını tamamlamasına rağmen, İdare ve Gözlem Kurulu kararıyla tahliyesi önce bir yıl, ardından üç ay ertelendi. Nihayet 25 Temmuz 2025’te tahliye kararı uygulandı

2. Ceza ve İnfaz Süreci
1994 yılında PKK yöneticiliği iddiasıyla tutuklanan Aktaş, 2015 yılında “çözüm süreci” kapsamında Mehmet Sait Yıldırım, Ömer Hayri Konar, Çetin Arkaş ve Nasrullah Kuran ile birlikte İmralı’ya sevk edilmişti  30 yıllık yasal infaz süresi 28 Nisan 2024’te tamamlandı; ancak İdare ve Gözlem Kurulu, iç denetim gerekçesiyle tahliyesini bir yıl erteledi. Bu erteleme, Aktaş’ın “umut hakkı” kapsamında değerlendirilmesini sağlayan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına da paralel bir karardı.

3. Tahliye Ertelemelerinin Hukuki Dayanağı
AİHM içtihatlarına göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan mahkûmlar, belirli koşulları sağladıklarında topluma yeniden kazandırılma amacıyla salıverilme umuduna sahip olmalı; bu kapsamda pişmanlık, iyi hal ve toplumsal güvenlik unsurları dikkate alınıyor. İdare ve Gözlem Kurulu’nun erteleme kararları, infaz rejiminin titiz denetimini ve AİHM kriterlerine uyum arayışını yansıtıyo

4. Tahliye Tarihi ve Uygulama
Tahliyesi toplamda bir yıl üç ay ertelenen Veysi Aktaş, cezaevinde 31 yıl 3 ay geçirdikten sonra 25 Temmuz 2025 tarihinde serbest bırakıldı. Yargı kaynakları, sürecin tamamen infaz mevzuatı ve infaz hakimliklerinin onayı çerçevesinde yürütüldüğünü, hiçbir ayrıcalık veya istisna uygulanmadığını belirtti .

5. Toplumsal ve Siyasi Yansımalar
Tahliye haberi, başta HDP ve insan hakları örgütleri olmak üzere farklı kesimlerden “infaz adaleti” ve “insan hakları” vurgusuyla karşılandı. Bazı hukuk çevreleri, erteleme kararlarının AİHM içtihatlarına uygun yürütülmesinin pozitif tarafını öne çıkarırken; muhalif medya, “İmralı’dan ilk tahliye” diye manşetlerine taşıdı


Sonuç
İmralı Cezaevi’nin yüksek güvenlikli koşullarında 31 yılı aşkın süre geçiren Veysi Aktaş’ın tahliyesi, Türkiye’de ağırlaştırılmış müebbet infaz rejiminin işleyişine ilişkin tartışmaları yeniden gündeme taşıdı. Tahliye sürecinin hukuki zemini ve infaz ertelemeleri, AİHM içtihatlarıyla uyumlu yürütüldü. Bu gelişme, hem infaz sistemine hem de toplumsal adalet algısına dair önemli bir örnek teşkil ediyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

Alanya’da Skandal: Ünlü Doktor A.D. ve Hemşirenin Uygunsuz Görüntüleri, “Pes” Dedirten Yapay Zeka Savunması

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Alanya’nın tanınan doktoru A.D. ile hemşiresine ait olduğu iddia edilen uygunsuz görüntüler sosyal medyada yayıldı. Doktorun “Hesabım ele geçirildi, yapay zekâ” savunması büyük tepki topladı.

Olayın Perde Arkası

Antalya’nın Alanya ilçesinde Tanınan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. A.D.’ye ait olduğu iddia edilen uygunsuz görüntüler, doktorun kendi sosyal medya hesabından paylaşılınca ilçe gündemi kısa sürede çalkalandı . Görüntülerin yayılmasından sonra sosyal medyada “pes” dedirten tepkiler gelirken, olayın kaynağı hakkında birçok iddia ortaya atıldı.

Yapay Zekâ İddiası ve Doktorun Açıklaması

Dr. A.D., paylaşımın ardından hızlı bir şekilde yaptığı açıklamada, hesabının “kısa süreliğine ele geçirildiğini” öne sürerek söz konusu görüntülerin “yapay zekâ ile oluşturulmuş, gerçek dışı ve tamamen sahte” olduğunu savundu . Açıklamasında, “Gerekli tüm hukuki adımlar atılmıştır. Lütfen gördüğünüz her içeriğin gerçekliğinden emin olmadan inanmayın” ifadesini kullandı .

Hemşire İddiası

Yerel kaynaklar, görüntüleri önce yayımlayan kişinin Dr. A.D. ile arası bozuk olduğu iddia edilen hemşire olabileceğini öne sürdü . Diğer yandan, bazı medya organları da sosyal medya hesabının üçüncü kişiler tarafından ele geçirilme ihtimaline dikkat çekerek olayın “kişisel husumet”ten ziyade “siber saldırı” olabileceğini belirtti .

Hukuki Süreç ve Sonraki Adımlar

Doktor A.D.’nin avukatı aracılığıyla başlatılan ön soruşturma kapsamında, sosyal medya platformundan dijital delillerin toplanması ve görüntülerin kaynağının tespiti için bilirkişi incelemesi talep edildi . Ayrıca, “kişilik haklarının ihlali” ve “kişisel verilerin izinsiz kullanımı” gerekçesiyle hem hukuki hem de cezai yaptırımlar için savcılığa suç duyurusunda bulunuldu.

Kamuoyunun ve Medyanın Tepkisi

Olay, hem Alanya’da hem de ulusal medyada sıcak gelişme olarak takip edilirken; sosyal medya kullanıcıları, derhal gerçeklerin ortaya çıkarılmasını ve sorumluların cezalandırılmasını talep etti . Uzmanlar ise “yapay zekâ kaynaklı derin sahte” içeriklerin artışına dikkat çekerek, dijital okuryazarlık ve sosyal medya güvenliği konusunda uyarılarda bulundu.


Sonuç
Alanya’da büyük yankı uyandıran bu skandal, dijital çağda “görsel manipülasyon” ve “siber güvenlik” konularının ne denli kritik olduğunu bir kez daha gösterdi. Hukuki süreç ilerledikçe, hem yerel halk hem de doktor-hasta güven ilişkisi açısından sonuçları takip edilmeye devam edecek.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar