Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Politika

CHP Lideri Özgür Özel’den Milli Eğitim Bakanı’na Sert Söz: “Liselileri Karıştıran Ben Miyim Yoksa…?”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklama:
CHP lideri Özgür Özel, TBMM’de yaptığı konuşmada Milli Eğitim Bakanı’nın öğretmen atama politikalarını eleştirerek “Liselileri karıştıran ben miyim yoksa…” diyerek gündeme oturdu. Makalemizde, proje okulları düzenlemeleri, öğrenci protestoları ve eğitim sistemindeki siyasi müdahaleleri detaylarıyla inceliyoruz.

Giriş

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM’de gerçekleştirilen grup toplantısında yaptığı açıklamalarda, Milli Eğitim Bakanı’nın (MEB) uyguladığı öğretmen atamaları ve proje okulları düzenlemelerine yönelik sert eleştirilerde bulundu. “Liselileri karıştıran ben miyim yoksa proje okullarına saldıran bu geri kafalı Milli Eğitim Bakanı mı?” sorusuyla gündeme oturan açıklama, eğitim sistemindeki reform ve atama politikaları ile siyasi tartışmaları yeniden alevlendirdi.

Özgür Özel’in Açıklamalarının Arka Planı

Özgür Özel, uzun süredir eğitim politikaları, öğretmen atamaları ve devletin eğitim alanındaki müdahaleleri üzerine sert tutumunu koruyor. Son dönemde özellikle proje okulları ve liselere yönelik yapılan atamalar nedeniyle yaşanan karışıklığı ele alarak, bu atamaların sistemdeki siyasi ve idari müdahalelere dayandığını savunuyor.
Anahtar kelimeler: CHP lideri Özgür Özel, Milli Eğitim Bakanı, liseleri karıştırıyor.

Proje Okulları ve Öğretmen Atamaları Üzerine Tartışmalar

Milli Eğitim Bakanlığı’nın, proje okullarındaki öğretmen atama sürecinde uyguladığı “4+4 dönem” politikası, bazı okullardaki öğretmenlerin görev sürelerinin uzatılması ve diğerlerinin yer değiştirilmesi tartışmalarına neden oldu.

  • Atama Politikası: Proje okullarında görev yapan öğretmenlerin %80’inin görev sürelerinin uzatıldığı, ancak kalan kesimin farklı okullara atanarak eğitimde sürekliliğin zarar gördüğü ifade ediliyor.

  • Öğrenci ve Veli Tepkileri: Yapılan atamalar sonrasında liselerde öğrenciler ve veliler arasında protesto gösterileri başladı. Bazı bölgelerde öğrencilerin sokaklara dökülmesi, öğretmen ve mezun dernekleri tarafından “öğretmenime dokunma” sloganlarıyla dile getirildi.
    Bu gelişmeler, eğitim sistemindeki adalet ve liyakat ilkesinin sorgulanmasına yol açarken, siyasetin de bu noktalara müdahalesi tartışma konusuna getirildi.

Özgür Özel’in Söylemi: “Liselileri Karıştıran Ben Miyim…?”

Özgür Özel, açıklamalarında direkt olarak MEB uygulamalarını eleştirirken iki temel soruya dikkat çekti:

  1. Lise Düzenindeki Karışıklık: “Liselileri karıştıran ben miyim…” ifadesi, CHP’nin ve muhalefetin, eğitim sisteminde yaşanan aksaklıkları öncelikle kendi iddiaları üzerine kurduklarını dile getirirken;

  2. Milli Eğitim Bakanı ve Uygulamalar: “…ya da proje okullarına saldıran bu geri kafalı Milli Eğitim Bakanı mı?” şeklindeki sert çıkış, Milli Eğitim Bakanı’nın uygulamalarını, öğretmenlerin ani yer değiştirmeleri ve okullardaki sürekliliğin bozulması açısından eleştirdiğini gösteriyor.
    Bu söylem, hem eğitim alanındaki politikaların hem de hükümetin merkezi yönetim anlayışının sorgulanmasını beraberinde getiriyor.

Eğitim Politikaları ve Siyasi İktidarın Etkisi

Özgür Özel’in açıklamalarında bir diğer öne çıkan konu, eğitim sisteminin siyasi araç olarak kullanılmasıdır.

  • Siyasi Manipülasyon İddiaları: Atama süreçleri, seçim öncesinde ve sonrasında siyasi avantaj sağlamak amacıyla manipüle ediliyorsa, bu durum eğitimin temel işlevini sarsar.

  • Toplumsal Tepki ve Direniş: Öğrenciler, öğretmenler ve veliler tarafından gerçekleştirilen sokak protestoları, sadece eğitimdeki adaletsizliğe karşı değil; aynı zamanda demokratik hakların gasp edildiğine dair geniş çaplı tepkilere de işaret ediyor.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Yanıtı ve Tartışmaların Gelişimi

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, proje okullarındaki uygulamalar konusunda yaptığı açıklamalarda, öğretmen atama sürecinin planlı ve “pozitif ayrımcılık” esasına dayandığını belirtirken;

  • Öğretmenlerin Süreleri: 38 bin öğretmenden yaklaşık %80’inin görev sürelerinin uzatıldığını, ancak geri kalan öğretmenlerin farklı okullara atanmasının da planlı bir sürecin parçası olduğunu savunuyor.

  • Siyasi Eleştirilere Yanıt: Bakan Tekin, uygulamaların yalnızca eğitimsel gerekçelerle değil, aynı zamanda mevcut idari düzenlemeler çerçevesinde yapıldığını vurguluyor. Ancak muhalefet, bu süreçleri “siyasi manipülasyon” ve “merkezi yönetim müdahalesi” olarak yorumlayarak eleştirisini sürdürüyor.

Sonuç ve Değerlendirme

Özgür Özel’in “Liselileri karıştıran…” ifadesi, eğitim sistemindeki reformların ve öğretmen atamalarının, sadece idari bir sorun değil aynı zamanda siyasi bir tartışma konusu olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

  • Eğitimde Süreklilik ve Liyakat: Öğrencilerin ve öğretmenlerin yaşamlarını doğrudan etkileyen bu düzenlemeler, devletin eğitime yaklaşımının sorgulanmasına neden oluyor.

  • Siyasi Arenada Etkiler: Yapılan atamaların, siyasi avantaj sağlamak amacıyla kullanıldığı iddiaları, hem hükümetin hem de muhalefetin tartışmalarını alevlendiriyor.

  • Gelecek Süreç: Eğitimde yapılacak reformların, sadece öğretim kalitesini artırmakla kalmayıp, aynı zamanda toplumsal bütünlüğü ve adalet duygusunu da pekiştirecek adımlar içerdiği umuluyor.

Bu kapsamlı değerlendirme, eğitim alanında yaşanan son gelişmelerin, politik arenadaki yankılarını ve gelecek için oluşturabileceği potansiyel etkileri açıkça ortaya koymaktadır. Eğitim sistemi, adaletli, liyakat temelli ve toplumsal beklentilere uygun bir yapıya kavuşturulması yönündeki talepler, önümüzdeki dönemin en önemli gündem maddelerinden biri olarak öne çıkıyor.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Politika

Başkan Erdoğan’dan İsrail’in Katar’daki saldırısına sert tepki: “Hedeflerine asla ULAŞAMAYACAK”

Yayımlandı

üzerinde

Yayın: 09 Eylül 2025 — 21:45 (TSİ)
Okuma süresi: ~3 dakika
Kaynak: FATİHDOGANMEDYA

Ana Hat: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Katar’ın başkenti Doha’da Hamas heyetine yönelik düzenlenen hava saldırısını kınayarak, “Terörizmi bir devlet politikası haline getirenler hedeflerine asla ulaşamayacaktır” dedi. Türkiye, hem Filistinli kardeşlerinin hem de stratejik ortağı Katar’ın yanında olduğunu vurguladı.

Olayın özeti ve uluslararası tepkiler

İsrail, 9 Eylül 2025 günü Doha’da Hamas’ın siyasi ofisini ve üst düzey yöneticilerini hedef aldığını açıkladı; patlama ve duman görüntüleri şehirden duyuldu. Saldırının, Katar’da devam eden ateşkes/rehineler görüşmeleri sırasında gerçekleştiği bildiriliyor. Saldırıda ölü ve yaralılar olduğu bildirildi; Katar yetkilileri ise egemenliğe yönelik açık ihlal olarak nitelendirdi.

Birçok uluslararası aktör ve bölge ülkesi saldırıyı kınadı; Birleşmiş Milletler, bazı Arap ülkeleri ve Batılı başkentlerden itirazlar geldi. Olay, Doha’daki arabuluculuk çabalarını doğrudan zedeleyebilecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Erdoğan’ın açıklaması — Ne dedi, ne vurguladı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya paylaşımı ve resmi açıklamalarla saldırıya tepki gösterdi: “Uluslararası hukukun ve Katar’ın egemenliğinin açık ihlali olan saldırıyı lanetliyorum. Türkiye, tüm imkânlarıyla Filistinli kardeşlerinin ve kardeş ülke Katar Devleti’nin yanındadır. Terörizmi bir devlet politikası haline getirenler hedeflerine asla ulaşamayacaktır.” Erdoğan ayrıca barış, uluslararası hukuk ve Filistin halkının özgürlüğünü savunmaya devam edeceklerini belirtti.

AK Parti sözcüleri de saldırıyı “barbarca” ve “uluslararası hukuka aykırı” olarak nitelendirirken, Türkiye’nin diplomatik ve insani destek taahhüdünü yinelediler.

Olayın bölgesel ve diplomatik yansımaları

  • Katar: Saldırıya güçlü tepki gösterdi; Doha, egemenliğinin ihlal edildiğini açıkladı ve olayın soruşturulmasını talep etti.

  • Uluslararası toplum: BM ve bazı ülkeler saldırıyı kınadı; ABD yönetimi ve bazı Batılı aktörler olayın seyrine ilişkin farklı değerlendirmeler paylaştı.

  • Müzakereler: Olay, Doha’daki ateşkes/rehine görüşmelerini tehlikeye atabilecek bir adım olarak yorumlanıyor; bölgesel gerilim artma riski taşıyor.

Sonuç ve değerlendirm

Erdoğan’ın açıklaması, Türkiye’nin bölgedeki diplomatik duruşunu ve Filistin meselesindeki tutumunu bir kez daha netleştirdi. Saldırının uluslararası hukuka etkileri, Doha’daki arabuluculuk sürecinin akıbeti ve bölgesel güvenlik dengeleri önümüzdeki saatlerde/ günlerde belirleyici olacak. Haber akışı devam ettiği için gelişmeler takip ediliyor.

Okumaya Devam Et

Politika

Beykoz Belediye Başkan Vekili Özlem Vural Gürzel CHP’den istifa etti — “Asılsız iftiralar, psikolojik şiddet…

Yayımlandı

üzerinde

Tarih: 09.09.2025
Saat: 20:55 (İstanbul)
Okuma süresi: 2 dakika
Yayın: FatihDoğanMedya

Beykoz Belediye Başkan Vekili Özlem Vural Gürzel, CHP üyeliğinden istifa ettiğini sosyal medya üzerinden duyurdu. Gürzel, meclis içi iddialar ve psikolojik baskılara dayanamayarak ayrıldığını belirtti. Olayın arka planı ve hukuki süreçle ilgili detaylar.

Gelişme — Özlem Vural Gürzel partiden ayrıldığını duyurdu

Beykoz Belediye Başkan Vekili Özlem Vural Gürzel, CHP üyeliğinden istifa ettiğini sosyal medya üzerinden yayınladığı açıklamayla duyurdu. Kararın gerekçesi olarak, kendisine yönelik iddia ve saldırılar; “asılsız suçlamalar, iftiralar ve psikolojik şiddet” gösterildi.

Açıklamasında Gürzel, görev süresi boyunca “doğruluk, adalet ve kamu yararını” esas aldığını; bazı meclis üyelerinin kişisel hırsları ve parti içi uygulamalar nedeniyle maruz kaldığı psikolojik baskının sürdürülemez hale geldiğini belirtti.

Olayın arka planı — başkan vekilliği nasıl gelmişti?

Özlem Vural Gürzel, bu göreve Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in tutuklanmasının ardından meclis tarafından başkan vekili olarak seçilmişti. Gürzel’in belediye başkan vekilliğine seçilme süreci ve geçmişi hakkında daha önce yayımlanan özgeçmiş bilgileri kamuoyunda yer almakta.

Köseler hakkındaki soruşturma ve tutuklama süreci, ilçedeki siyasi dengeleri etkilemiş; son dönemde mahkeme süreçleri ve tahliye-tutuklama dalgalanmaları haber konusu olmuştu.

Destek iddiası ve yerel tepkiler

Gürzel, açıklamasında “sadece AK Parti, MHP ve Beykoz halkı tarafından destek gördüğünü” ifade ettiğini bildiren haberler yayıldı. Bu ifadeler, partilerarası ve yerel siyaset cephesinde yeni tartışmaları tetikleyen bir unsur olarak değerlendiriliyor.

Şu ana kadar parti merkezinden veya Beykoz CHP yönetiminden resmi bir açıklama haber kaynaklarında yer almamış olup, konuya ilişkin gelişmeler geldikçe FatihDoğanMedya’da güncellenecektir. (Parti görüşleri henüz resmi kanallardan paylaşılmadı.)

Ne anlama geliyor? Siyasal ve hukuki yansımalar

  • Gürzel’in istifası, Beykoz’daki belediye yönetimi ve meclis dengelerinde yeni düzenlemeleri zorunlu kılabilir.

  • Alaattin Köseler dosyasındaki hukuki süreçler ve meclisteki tutumlar, ilçede siyasi belirsizliği artıran faktörler olarak görülüyor.


Kısa profil — Özlem Vural Gürzel

  • Doğum yılı: 1984 (İstanbul).

  • Eğitim: Pamukkale Üniversitesi, Kimya Bölümü mezunu; özel sektörde ithalat-ihracat deneyimi.

  • Siyaset: CHP içinde çeşitli görevler; daha sonra Beykoz Belediye Meclisi üyeliği ve Başkan Vekilliği.

Okumaya Devam Et

Politika

CHP Kuruluş Töreni: Tekin, Özgür Özel’le Törene Katılmadı

Yayımlandı

üzerinde

Tarih: 09.09.2025
Saat: 15:10
Okuma Süresi: 3 Dakika

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) kuruluş yıl dönümü kapsamında düzenlenen törene Genel Başkan Özgür Özel katılırken, partinin önemli isimlerinden Gürsel Tekin’in törene katılmaması dikkat çekti.

Ankara’da Anıtkabir ziyareti ve parti genel merkezinde gerçekleştirilen resmi kutlama programında Özgür Özel, beraberindeki heyetle birlikte Atatürk’ün mozolesine çelenk bıraktı. Ancak uzun yıllardır CHP’de aktif görevlerde bulunan Gürsel Tekin’in programda yer almaması siyasi kulislerde farklı yorumlara neden oldu.

Tören sırasında Özel, CHP’nin 102 yıllık tarihine vurgu yaparak, partinin “Cumhuriyetin temel direği” olduğunun altını çizdi. Ayrıca, demokrasi, eşitlik ve özgürlük mücadelesine devam edeceklerini belirtti. Katılımın yoğun olduğu programda milletvekilleri, parti yöneticileri, belediye başkanları ve çok sayıda partili hazır bulundu.

Tekin’in Katılmaması Dikkat Çekti
Gürsel Tekin’in resmi programa neden katılmadığına ilişkin net bir açıklama yapılmazken, parti kulislerinde bu durumun “mesaj niteliğinde bir tavır” olabileceği iddia edildi. CHP içindeki dengeler ve yeni dönemdeki parti politikaları çerçevesinde Tekin’in tutumunun önümüzdeki günlerde daha netlik kazanması bekleniyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar