Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Bologna Belediyesi’nden Abdullah Öcalan’a Fahri Vatandaşlık: Yeğeni Ömer Öcalan Belgeyi Teslim Aldı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklama:
İtalya’nın Bologna Belediyesi, Abdullah Öcalan’a fahri vatandaşlık vererek, belgeyi yeğeni Ömer Öcalan’a teslim etti. Bu kararın detayları, törende yer alan yetkililerin açıklamaları ve olayın arka planı haberimizde.

İtalya’nın Emilia-Romagna bölgesinin kültür başkentlerinden biri olan Bologna’da düzenlenen törende, PKK’nın uzun yıllardır göz önünde tartışılan lideri Abdullah Öcalan’a fahri vatandaşlık verildi. Belge, yapılacak törende onun yeğeni ve DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan tarafından teslim alındı. Bu gelişme, İtalya’da ve uluslararası arenada geniş yankı uyandırdı.


Törenin Gerçekleştiği Gün ve Mekan

Bologna Belediyesi Meclisi tarafından 17 Mart tarihinde alınan karar çerçevesinde, Accursio Sarayı’nda düzenlenen törende fahri vatandaşlık belgesi resmi olarak Ömer Öcalan’a sunuldu. Törene, Bologna’nın Belediye Başkan Yardımcısı Emily Clancy, Belediye Meclis Başkanı Maria Caterina Manca, Meclis Sivil Koalisyon Grubu Başkanı Detjon Begaj ve Avrupa Kürt Kadın Hareketi üyesi Zîlan Diyar gibi önemli isimler katıldı. Bu seçkin davetli kitlesi, törenin önemini ve sembolik değerini bir kez daha gözler önüne serdi.


Yetkililerin Açıklamaları ve Mesajlar

Törende, Bologna yetkilileri ve katılımcılar çeşitli açıklamalarda bulunarak, kararın yalnızca sembolik olmadığını vurguladı:

  • Emily Clancy: Belediye Başkan Yardımcısı Clancy, Öcalan’ın demokrasi, ekoloji ve kadın özgürlüğüne dayalı fikirlerinin evrensel değerler taşıdığını belirtti. “Öcalan’ın sisteminin sadece Kürdistan için değil, tüm dünyada toplumsal sorunlara çözüm sunduğunu düşünüyoruz,” şeklinde konuştu.

  • Maria Caterina Manca: Meclis Başkanı Manca ise, “Bu onursal vatandaşlık aynı zamanda 27 Şubat’ta yapılmış tarihi çağrıya destek niteliğinde; barışın, adaletin ve özgürlüğün simgesidir” ifadelerini kullandı.

  • Ömer Öcalan: Törenden kısa bir süre önce sosyal medya üzerinden paylaşım yaparak, “Bugün burada, İstanbul’dan binlerce kilometre uzakta, babamın ve Kürt halkının mücadelesine destek olarak bu onuru almanın gururunu yaşıyoruz” dedi.

Bu açıklamalar, kararın hem yerel hem de uluslararası düzeyde çeşitli tartışmalara yol açtığını gösterirken, Bologna Belediyesi’nin bu adımıyla tarihsel bir sembolizmi de beraberinde getirdiği belirtiliyor.


Olayın Tarihi ve Arka Planı

Abdullah Öcalan, 1980’li yıllarda Suriye’den kaçtıktan sonra 1998’de İtalya’da tutuklandı ve siyasi asliye aldığı siyasi sığınma talebi doğrultusunda kendisine iltica hakkı tanındı. O dönemde İtalya Başbakanı Massimo D’Alema’nın Türkiye’ye iadesini reddetmesi, uluslararası hukuk ve insan hakları tartışmalarını beraberinde getirmişti. Öcalan, 1999 yılında Kenya’nın Nairobi kentinde Türk istihbaratı tarafından yakalanarak, cezasını İmralı Cezaevi’nde çekmeye başladı.
Bologna’nın kararı, İtalya’da ve Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde daha önce de benzer onursal vatandaşlık kararlarının alınmış olmasının devamı niteliğinde görülüyor. İtalya’da Palermo, Napoli ve diğer pek çok kent Öcalan’a fahri vatandaşlık verirken, bu adım aynı zamanda Kürt halkının özgürlük mücadelesine uluslararası bir destek mesajı olarak yorumlanıyor.


Uluslararası ve Yerel Etkiler

Bologna Belediyesi’nin aldığı bu karar, hem İtalya kamuoyunda hem de Türkiye’de geniş yankı buldu. Öcalan’ın adı, “teröristbaşı” ya da “Kürt halk önderi” tanımlamalarıyla anılırken; bu tür adımlar, uluslararası arenada tartışmalara, protestolara ve siyasi tepkilere yol açabiliyor. İtalya’da ve Avrupa’nın diğer kesimlerinde, önde gelen muhalefet ve insan hakları savunucuları bu kararı desteklerken; Türkiye’de bazı çevreler ve resmi makamlar bu durumu sert bir tepkiyle değerlendiriyor.
Ömer Öcalan’ın törende yaptığı açıklamalarda, “İtalya ve Avrupa topluluğunun Kürt halkı için adil bir siyasi çözümü desteklemesi gerektiğini” belirten vurgu, olayın siyasi ve diplomatik önemini bir kez daha ortaya koydu.


Sonuç ve Değerlendirme

Bologna Belediyesi’nin Abdullah Öcalan’a fahri vatandaşlık vermesi, yalnızca sembolik bir adım olmaktan öte; uluslararası politik dengeler, insan hakları tartışmaları ve Kürt meselesi açısından büyük bir öneme sahip. Belgenin yeğeni Ömer Öcalan tarafından teslim alınması, olayın medya ve kamuoyunda geniş yer bulmasına neden olmuş; bu tür kararlar, siyasi tartışmaları ve uluslararası diplomatik ilişkileri yeniden alevlendirirken, aynı zamanda uzun süredir devam eden barış ve demokrasi arayışının da bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Gelecek dönemlerde, benzer kararların uluslararası arenada nasıl bir etki yaratacağı ve bu tür adımların barış sürecine katkısı merak konusu. Bologna’nın bu adımı, küresel çapta tartışılacak konuların başında geliyor.

Gündem

Ayakkabı, oyuncak ve deri ürünlerinde yurt dışı siparişlerine kısıtlama — Önceden verilen siparişler ne olacak?

Yayımlandı

üzerinde

Ayakkabı, oyuncak ve deri ürünlerinde yurt dışı siparişlerine kısıtlama — Önceden verilen siparişler ne olacak?

FATİHDOGANMEDYA / Haber — 26 Ekim 2025, 14:00 | Okuma süresi: 3 dakika

Ticaret Bakanlığı, e-ticaret denetimleri ve laboratuvar analizleri sonucunda yüksek risk taşıdığı tespit edilen ayakkabı, oyuncak ve saraciye (deri çanta/bavul vb.) ürünlerinin posta veya hızlı kargo yoluyla—“basitleştirilmiş gümrük beyannamesi” (ETGB) kapsamında—ülkeye girişine kısıtlama getirdi. Düzenleme 20 Ekim 2025 tarihli ve 2025/11 sayılı Genelge ile yürürlüğe girdi.


Neden kısıtlama getirildi?

Ticaret Bakanlığı’nın denetim ve laboratuvar incelemelerinde incelenen 182 üründen 148’inin ürün güvenliği kriterlerini karşılamadığı; uygunsuzluk oranının %81 olduğu bildirildi. İncelemelerde fitalat, kurşun, kadmiyum ve PAH’lar gibi yasal sınırların üstünde toksik kimyasallara rastlandığı açıklandı. Bakanlık, insan sağlığını koruma amacıyla posta ve hızlı kargo yoluyla gelen bu ürünlerde kısıtlama uygulamaya koydu.


Hangi gönderiler etkileniyor?

Düzenleme özellikle posta ve hızlı kargo (ETGB / basitleştirilmiş gümrük) ile bireysel tüketiciler tarafından yurt dışındaki platformlardan satın alınan ayakkabı, oyuncak ve saraciye ürünlerini kapsıyor. Diğer ithalat kanalları (ör. normal gümrük işlemiyle ithal edilen ticari sevkiyatlar) bu kısıtlamanın dışında kalabilir; yani ürünün ülkeye giriş şekli belirleyici.


Peki, daha önce verilen siparişler ne olacak?

Bakanlık ve yetkili haber ajanslarının bildirdiğine göre, kısıtlama sonrası tüketicilerin üç temel seçeneği bulunuyor:

  1. Satın alma platformuyla iade sürecini başlatmak — satıcı ile iletişim kurarak geri ödeme talep edilebilir.

  2. Gümrüğe normal usulde beyanla (tam gümrük işlemi) getirme — eğer teknik olarak mümkünse ve ilgili belgeler sağlanabiliyorsa ürün normal gümrük prosedürüne göre ülkeye sokulabilir; bu yol genellikle masraflı olur.

  3. Gümrüğe iade veya “terk etme” seçenekleri — kargonun ülkeye girişine izin verilmezse paket gümrüğe iade edilir veya ithalatçı tarafından bırakılabilir; tüketici/ithalatçı bu süreçler için kargo firması ve satıcıyla görüşmelidir. Anadolu Ajansı

Özetle: Siparişler otomatik olarak “iletilir” diye düşünülmemeli — etkilenen gönderiler ya iade sürecine girecek, ya tüketici tarafından normal gümrük beyanı ile getirilmeye çalışılacak ya da gümrüğe iade/terk edilecek. https://ticaret.gov.tr+1


Tüketiciler ve satıcılar için pratik öneriler

  • Sipariş verdiyseniz önce satıcı/alışveriş platformu ile iletişime geçin; iade ve geri ödeme seçeneklerini sorun

  • Kargo takibini kontrol edin. Kargonuz ETGB kapsamında görünüyorsa bu düzenlemeye takılabilir.

  • Kabul etmeyin veya teslim almadan önce bilgi alın. Gümrükten işlem yapılması gerekiyorsa maliyet oluşabilir.

  • Satıcı/işletmeler için: piyasa gözetimi ve uygunluk belgeleri, laboratuvar testleri ve mevzuata uyum zorunluluğu daha da önem kazandı — tedarik zincirinizi gözden geçirin.


Etkileri ve soru işaretleri

Kısıtlama, bireysel yurt dışı alışverişlerini ve bazı e-ticaret platformlarının tüketiciye sunduğu ürün çeşitliliğini kısmen sınırlayabilir. Sektör temsilcileri ile tüketiciler arasında kısa vadede iade/mağduriyet süreçleri artabilir; uzun vadede ise iç piyasada mevzuata uygun üretim ve tedarik öne çıkabilir. (Gelişmeleri takip etmeye devam edeceğiz.)

Okumaya Devam Et

Gündem

Kağıthane’de vahşet: Nilay’ı sokak ortasında katletti

Yayımlandı

üzerinde

Kağıthane’de vahşet: Nilay’ı sokak ortasında katletti

Tarih: 26 Ekim 2025 · Saat: İlk haberler 11:58 (güncelleme: 14:15) · Okuma süresi: ~2 dakika

İstanbul Kağıthane Çağlayan Mahallesi 15 Temmuz Şehitler Caddesi’nde, 42 yaşındaki Nilay Kotan sokak ortasında silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybetti. Olayın şüphelisi, eski sevgilisi olduğu öne sürülen 64 yaşındaki Ali K., polis tarafından Silivri’de yakalandı.


Olayın ayrıntıları

İddiaya göre saldırı 26 Ekim 2025 sabah saatlerinde Çağlayan Mahallesi 15 Temmuz Şehitler Caddesi’nde meydana geldi. Saldırganın Nilay Kotan’a çok sayıda (haber kaynaklarına göre 15) el ateş ettiği; ağır yaralanan Kotan’ın olay yerindeki ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırıldığı, burada tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdiği bildirildi.

Şüphelinin yakalanması ve kimlik bilgileri

Olay yerinden kaçan şüpheli A.K. (64) olduğu iddia edilen kişi, polis ekiplerinin titiz çalışması sonucu Silivri’de yakalandı. Şüphelinin yakalandığı ve olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi. Bazı haberlerde şüphelinin daha önce sabıkasının olduğu yönünde bilgiler yer aldı; soruşturma ekipleri bu kayıtları inceliyor.

Emniyet ve adli süreç

Olayın ardından Kağıthane Asayiş Büro Amirliği ve olay yeri inceleme ekipleri bölgeye sevk edildi; çevredeki güvenlik kamera kayıtları ve görgü tanıklarının ifadeleri toplandı. Savcılık tarafından başlatılan soruşturma kapsamında şüpheli adliyeye sevk edilmeden önce emniyetteki işlemleri sürüyor.

Görgü tanıkları ve mahalle sakinlerinin tepkisi

Mahalle sakinleri olay karşısında şok yaşadıklarını; sokakta böyle bir saldırının gerçekleşmesinin bölge halkını tedirgin ettiğini belirtti. Polis, olayla ilgili görgü tanıklarının bildirimleri için çağrı yaptı ve ilave güvenlik önlemleri alındı.

Okumaya Devam Et

Gündem

PKK, Türkiye sınırındaki kampları boşaltıyor — Zap ve Metina ile mağaralar tahliye edilecek

Yayımlandı

üzerinde

PKK, Türkiye sınırındaki kampları boşaltıyor — Zap ve Metina ile mağaralar tahliye edilecek

Tarih / Saat: 26 Ekim 2025 — 14:30
Okuma süresi: 3 dakika
Yazar: FatihDoğanMedya Haber Merkezi

Kuzey Irak kaynaklı açıklamalara göre PKK, Türkiye sınırına yakın Zap ve Metina başta olmak üzere bazı kamp ve mevzilerini boşaltma kararı aldı; örgütün bölgedeki mağara ve barınak alanlarını da terk edeceği bildirildi. Süreçle ilgili ayrıntılar ve bölgedeki askeri-güvenlik gelişmeleri devam ediyor.


Gelişme: Hangi alanlar boşaltılacak?

Kuzey Irak’ta yayılan haberlere göre PKK, Türkiye sınırına yakın Zap ve Metina kamp bölgelerinde kademeli çekilme kararı aldı; aynı açıklamada mağara ve sınır hattına yakın bazı mevzilerin de tahliye edileceği ifade edildi. Bu duyurunun örgütün üst düzey iletişim kanallarından mı yoksa bölgedeki kaynaklardan mı yapıldığına dair detaylar henüz bütünlüklü şekilde paylaşılmadı.

Süreç ve uygulama iddiaları

Bazı medya kuruluşlarının aktardığı iddialara göre, silah bırakma ve çekilme sürecinin bölge bölge yürütüleceği; mağaraların tespit edilip girişlerinin kapatılması veya imha edilmesi gibi uygulamaların yer alabileceği belirtiliyor. Bu ayrıntılarla ilgili kaynaklar, sürecin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve güvenlik birimleri gözetiminde ilerleyebileceğine işaret ediyor. Ancak bu tür operasyonel detayların sahada nasıl uygulanacağına dair resmi bir açıklama henüz yapılmadı.

Türkiye cephesinden bağlam

Türkiye, PKK’ya karşı sınırötesi operasyonlarını sürdürüyor; geçmiş dönemlerde Zap, Metina, Hakurk gibi bölgeler hava ve kara harekâtlarıyla hedef alınmıştı. Bölgedeki askeri faaliyetler ve istihbarat çalışmaları, olası çekilme ve silah bırakma süreçlerinin güvenlik boyutunu belirleyecek. Uluslararası ajanslar da Türkiye’nin operasyonlarını ve bölgedeki durumu yakından takip ediyor.

Uzman yorumları ve olası sonuçlar

Güvenlik uzmanları ve bölge analistleri, kampların boşaltılması ve mağaraların terkedilmesinin kalıcı barışa doğru atılmış önemli bir adım olabileceğini; ancak sahada denetim, teslim, rehabilitasyon ve siyasi-mekanik süreçlerin eş zamanlı ve şeffaf biçimde yönetilmesi gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, çekilme sonrası bölge güvenliğinin sağlanması, geri dönüş ve ceza adımları gibi hukuki-siyasi konuların da çözülmesi gerekiyor. (Uzman değerlendirmeleri medya kaynaklarından ve analiz raporlarından derlenmiştir.

Ne takip edilmeli?

  • PKK veya bağlı yapılanmalardan gelecek resmi açıklamalar, sürecin kapsamını netleştirecek.

  • Türkiye Cumhuriyeti makamları (MSB, MİT, Dışişleri) ve bölgedeki yerel aktörlerin açıklamaları takip edilmeli.

  • Uluslararası gözlemciler ve bağımsız raporlar, iddiaların doğruluğunu teyit edebilecek üçüncü kaynaklar sağlayabilir.


Not: Bu haber, kamuoyuna yansıyan güvenilir medya ve kaynaklara dayanarak hazırlanmıştır; iddiaların bir kısmı sahadaki fiili uygulamalarla teyit edilmeyi beklemektedir. Okurlarımız, resmi makam açıklamalarını öncelikli kaynak olarak takip etmelidir.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar