Gündem
Ekrem İmamoğlu’nun Yerine Adaylığı Gündemde!
Dilek İmamoğlu: “Ben Dilek Olarak Değişmedim”
Tutuklanması ve diplomasının iptaliyle gündeme oturan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yaşadığı hukuksuzluk ve adaletsizlik süreci, CHP içinde alternatif adaylık tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Bu tartışmaların en çarpıcı ismi ise, İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu oldu. “Ben Dilek olarak değişmedim” diyen Dilek İmamoğlu, sosyal sorumluluk projeleri ve toplumsal duyarlılıkla yoluna devam edeceğini vurguladı.
Adaylık Tartışmalarının Arka Planı
Ekrem İmamoğlu, görevden uzaklaştırılmasının ardından yaşanan gelişmelerle, üniversite diplomasının sahte olduğuna yönelik iddialar ve tutuklanma süreciyle tüm ülkenin gündemine oturdu. CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak tek aday gösterilen İmamoğlu’nun bu süreci, parti içinde ve kamuoyunda ciddi tartışmalara neden oldu.
Bu süreçte, “alternatif aday” olarak konuşulan isimlerin başında Dilek İmamoğlu yer aldı. Geleneksel söylemde “Bizim evin siyasetçisi Ekrem” olarak anılan İmamoğlu’nun eşi, yaşanan tüm hukuksuzluk ve adalet talepleri karşısında destek sözü verirken, aynı zamanda kendi duruşunu da netleştirdi.
Dilek İmamoğlu’nun Açıklamaları ve Tutum
“Ben Dilek Olarak Değişmedim”
T24 gibi önde gelen haber kaynaklarına verdiği röportajlarda Dilek İmamoğlu, geçen sene ortaya koyduğu duruşunun hâlâ geçerli olduğunu ifade etti. Kendisini hiçbir şekilde değiştirmediğini, aksine sosyal sorumluluk alanında ülkesine, çevresine ve dünyaya duyarlı bir şekilde çalışmaya devam edeceğini belirtti.
Bu açıklamada öne çıkan ifade; “Ben Dilek olarak değişmedim. Geçen sene ne dediysem durum hâlâ aynı” oldu. Dilek İmamoğlu, sosyal sorumluluk projelerine olan bağlılığını ve adalet, demokrasi ile eşitlik gibi temel değerlerin savunulmasına verdiği önemi vurgulayarak, kendi siyasi bir kimlik oluşturma arayışında olmadığını açıkça dile getirdi.
“Bizim Evin Siyasetçisi Ekrem”
Dilek İmamoğlu, siyasete atılma tartışmalarının asıl odak noktasını Ekrem İmamoğlu’nun siyasi mücadelesine odaklanmış olarak yorumladı. “Bizim evin siyasetçisi Ekrem, biz de ailesi olarak onu bu yolculuğunda desteklemeye devam edeceğiz” sözleriyle, eşinin yaşadığı zorlu süreçte yanında olduğunu, ancak kendi siyasi kariyerine adım atma niyetinde olmadığını ifade etti. Bu açıklama, kamuoyunda spekülasyonların önüne geçerken, partinin içindeki alternatif plan tartışmalarına da net bir cevap niteliğinde yer aldı.
Siyasi Perspektif ve Toplumsal Etki
Hukukun ve Adaletin Sorgulanışı
Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali ve tutuklanma süreci, sadece siyasi arenada değil, aynı zamanda hukuk ve adalet sisteminin işleyişinde de geniş yankı uyandırdı. Vatandaşlar, bu tür hukuksuz uygulamaların tekrarlanmaması için daha güçlü bir adalet sistemine ihtiyaç duyulduğunu belirtirken; gençlerin ve toplumun diğer kesimlerinin sesine kulak verilmesini talep ettiler.
Dilek İmamoğlu’nun açıklamalarında da yer alan “milyonlarca vatandaşımızın aynı adalet, demokrasi, hukuk ve eşitlik talebiyle ses çıkarması” ifadesi, toplumsal duyarlılığın bir göstergesi olarak dikkat çekiyor. Özellikle tutuklanan gençlerin yaşadığı mağduriyet, kamuoyunda adalet sisteminin yeniden sorgulanmasına ve sistemin iyileştirilmesi yönünde taleplerin artmasına neden oldu.
Sosyal Sorumluluk ve Dayanışma Mesajları
Dilek İmamoğlu, yaşanan bu zorlu süreçte toplumsal dayanışmanın önemine vurgu yaptı. “Tüm Türkiye bir araya geldi; birbirimizle dayanışarak ve birlikte mücadele ederek korkularımızı güce dönüştürdük” diyerek, halkın gösterdiği destek ve moralin ne kadar kıymetli olduğunu anlattı. Bu ifadeler, hem siyasi arenada hem de toplumsal düzeyde güçlenme ve birlik mesajı veriyor.
Ayrıca, Dilek İmamoğlu’nun, tutuklanan gençlere duyduğu üzüntüyü dile getirmesi, genç neslin adalet ve demokrasi mücadelesine olan inancını pekiştiriyor. Bu durum, özellikle sosyal medya ve genç kuşak tarafından büyük ilgi görürken, toplumsal bilincin artmasına da katkıda bulunuyor.
Ekrem İmamoğlu ve CHP’nin Geleceği
Ekrem İmamoğlu’nun yaşadığı bu zorlu süreç, CHP içindeki adaylık tartışmalarını da beraberinde getirdi. Parti, cumhurbaşkanı adayını belirlemek için ön seçim sürecine hazırlanırken, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasıyla ilgili sürecin netlik kazanması, partinin stratejisini de etkileyebilecek önemli bir unsur olarak öne çıkıyor.
Dilek İmamoğlu’nun açıklamaları ise, partinin mevcut siyasi duruşunu ve aile içindeki birlikteliği yansıtarak, alternatif adaylık spekülasyonlarına net bir cevap vermiş oldu. CHP içinde ve kamuoyunda, Ekrem İmamoğlu’nun yaşadığı hukuksuzluk sürecine karşı daha güçlü bir duruş sergileme çağrıları artarken, parti içindeki tartışmaların önümüzdeki günlerde de devam edeceği öngörülüyor.
Sonuç: Değişim Yok, Destek Var
Dilek İmamoğlu’nun “Ben Dilek olarak değişmedim” ifadesi, sadece kişisel bir duruşu yansıtmakla kalmıyor; aynı zamanda ekibin ve ailenin Ekrem İmamoğlu’na olan bağlılığını ve desteğini de ortaya koyuyor.
Toplumun ve siyaset arenasının dikkatini çeken bu gelişme, CHP’nin ve ülkenin geleceği açısından da önemli bir tartışma konusu olmaya devam edecek. Hukukun üstünlüğü, adalet ve demokrasi talepleri doğrultusunda, bu tür gelişmelerin sadece bireysel değil, toplumsal bir boyuta sahip olduğu unutulmamalı.
Ekrem İmamoğlu’nun yaşadığı süreç ve Dilek İmamoğlu’nun verdiği net mesaj, gelecekteki siyasi dinamikleri etkilerken, halkın bu konudaki beklentilerini de belirleyecek. Siyasete girmek veya alternatif adaylık tartışmaları, mevcut şartlarda öncelikle Ekrem İmamoğlu’nun mücadelesi ve ailesinin desteğiyle şekillenecek
Gündem
Resmi Gazete’de bugün (26 Ekim 2025 Resmi Gazete kararları)

YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ
YÖNETMELİK
– Trakya Üniversitesi Lisansüstü Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliği
TEBLİĞ
– Ulusal Meslek Standartlarına Dair Tebliğ (No: 2025/5)
İLÂN BÖLÜMÜ
a – Yargı İlanları
b – Artırma, Eksiltme ve İhale İlânları
c – Çeşitli İlânlar
– T.C. Merkez Bankasınca Belirlenen Devlet İç Borçlanma Senetlerinin Günlük Değerleri
Gündem
“Eşim ve ben bir ağaçtan kopmuş dallar gibiyiz. Dayanılmaz acılarla yaşıyoruz.”
“Eşim ve ben bir ağaçtan kopmuş dallar gibiyiz. Dayanılmaz acılarla yaşıyoruz.”
hazırlayan: Fatih Doğan
Gazze’ye dönen bir aile, buldozerlerle yıkılmış mezarlar ve çok az umutla karşılaşır.
Hiba ve Muhammed, İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşında çok acı çekmişlerdir ve geleceğe dair pek bir beklentileri yoktur.
Gazze Şehri – Hiba el-Yazji ve eşi Muhammed, son iki yıldır cehennem azabı çektiler ve geri döndüler. İsrail saldırılarında onlarca aile üyesini kaybettiler. Evleri yok oldu. Birçok kez yerlerinden edildiler. Ve şimdi, geleceğin kendilerine ve 10 yaşındaki kızları İman’a ne getireceğinden emin olmadan bekliyorlar.
Aile, Gazze ateşkesinin başlamasından birkaç gün sonra, ancak İsrail saldırılarının anlaşmayı çökertmekle tehdit etmesinden sadece bir gün önce, geçen Cumartesi günü Kuzey Gazze’ye geri döndü.

Hiba, çadırının yanında dağınık eşyalarını düzenlerken uzaktan gelen patlamaları duyduğunu ve savaşın geri dönüp dönmediğini merak ettiğini söyledi. Bu durum, aileyi muhtemelen güneye geri dönmeye ve savaş sırasında defalarca yaptıkları bir yolculuğu tekrarlamaya zorlayacaktı.
Hiba, günler sonra Al Jazeera’ya, ailesinin çadırının kurulu olduğu kum yığınının üzerine bir sandalye çekip otururken, “Dürüst olmak gerekirse artık hiçbir şey anlamıyoruz,” dedi.
Aile öldürüldü
İsrail’in geçen Pazar günü en az 42 kişiyi öldürdüğü şiddetli şiddet olaylarının ardından ateşkes büyük ölçüde sürdürüldü.
Ancak Hiba ve Muhammed son iki yılda o kadar çok acı çektiler ki, gelecekleri konusundaki belirsizlikleri anlaşılabilir.
Çift, savaş başladığında Kuzey Gazze’de kalmıştı. Ancak savaşın başlamasından iki aydan kısa bir süre sonra bu karar onlara pahalıya mal oldu.
“Bütün ailemi kaybettim: Babamı, annemi, tüm kardeşlerimi. Aynı zamanda kuzenim olan kocam da tüm ailesini kaybetti,” dedi. Gözleri yaşlarla doluyken, Mohammad sessizce yanında oturuyordu ve kendi gözleri kıpkırmızıydı.
3 Aralık 2023’te, Gazze Şehri’nin Şeyh Rıdvan semtindeki dört katlı aile evleri bombalandı. Bu ev, diğer bölgelerden gelen birkaç akrabanın da sığındığı evdi.
Hiba, Mohammad, kızları İman ve Hiba’nın küçük erkek kardeşi, enkazın altından hafif yaralı olarak çıkarılan tek kurtulanlardı.
Saldırıda, geniş ailelerinden 60 kişi hayatını kaybetti.
“Neredeyse tüm ailem yok oldu: annem, babam, altı kardeşim, eşleri ve çocukları. Eşimin ailesi de -anne babası, kardeşleri ve çocukları. Amcalarım ve ailelerinin hepsi öldürüldü,” dedi Mohammad.
Mohammad, anne babası, altı kardeşi, çocukları ve eşleri de dahil olmak üzere toplam 36 akrabasını kaybetti.
Hiba aynı grevde anne babasını, dört kardeşini ve iki yeğenini kaybetti.

Buldozerle yıkılmış mezarlar
Dışarıdan bakan biri için Hiba ve Muhammed’in yaşadığı kayıplar neredeyse akıl almaz. Savaş sona ermiş olsa bile, bu öylece geçip gidebilecekleri bir şey değil.
“Ölmek istiyordum,” dedi. “Kocam ve ben bir ağaçtan koparılmış dallar gibiyiz. Dayanılmaz bir acıyla yaşıyoruz. Keşke bir saldırı bizi de alsaydı. Hayatta kalmak bir ceza gibi.”
Eylül ayında, İsrail tankları yaklaşırken çift, güneye gitmek üzere Gazze Şehri’nden ayrıldı. Ancak bildikleri her şeyden uzakta, mülteci kamplarındaki hayatın dayanılmaz olduğunu gördüler.
Ateşkes nedeniyle İsrail’in Gazze Şehri’ne ilerlemesi durdurulunca geri dönmeye karar verdiler.
Ama hiçbir şey onları bulacakları şeye hazırlamamıştı.
Gazze’de emlak işleriyle tanınan ailesinden Muhammed, “Tüm aile evlerimiz yıkıldı, hatta yakın zamanda taşındığımız ev, eşimin ailesinin evi bile yok oldu. Arabalarımız, düğün salonu işletmemiz, hepsi yerle bir oldu,” dedi.
FatihDoganMedya
Gündem
Donald Trump’tan Hamas’a 48 saatlik uyarı: “Esir cenazelerini geri verin, aksi halde diğer ülkeler harekete geçecek”
Tarih: 26 Ekim 2025
Saat: 03:10
Okuma süresi: ~4 dakika
Eski ABD Başkanı ve o günkü yetkili açıklamalarında etkin rol oynayan isim Donald Trump, Truth Social üzerinden paylaştığı mesajda Hamas’a 48 saatlik bir süre vererek elinde tuttuğu “ölü esir cenazelerini” iade etmesi gerektiğini; aksi hâlde “barış anlaşmasına taraf diğer ülkelerin harekete geçeceğini” söyledi. Trump, açıklamasında aralarında iki Amerikan vatandaşının cenazelerinin de bulunduğunu belirtti.

PALM BEACH, FLORIDA – DECEMBER 16: U.S. President-elect Donald Trump speaks at a news conference at Trump’s Mar-a-Lago resort on December 16, 2024 in Palm Beach, Florida. In a news conference that went over an hour, Trump announced that SoftBank will invest over $100 billion in projects in the United States including 100,000 artificial intelligence related jobs and then took questions on Syria, Israel, Ukraine, the economy, cabinet picks, and many other topics. (Photo by Andrew Harnik/Getty Images)
Başlık altı (lead)
Trump, Gazze-İsrail hattında sağlanan barış/ateşkes mutabakatının işlemesi için Hamas’ın kalan ölü esir cenazelerini derhal iade etmesini talep etti ve “48 saat içinde somut bir ilerleme” beklediğini vurguladı; aksi durumda anlaşmaya taraf ülkelerin adımlar atacağını belirtti.
Haber Detayı
Trump’ın mesajı ve platformu
Trump, söz konusu uyarıyı Truth Social hesabından yaptı; mesajında “Hamas, ölü esir cenazelerini hemen iade etmeye başlayacak; bazı cenazeler ulaşılması zor yerlerde olabilir ama birçoğunu hemen verebilirler” ifadelerini kullandı ve sürecin yakın takibinde olduğunu yazdı.
Neden bu talep önemli?
Son dönemde yürütülen ateşkes/ceasefire görüşmeleri kapsamında karşılıklılık esasına dayanan bir protokol üzerinde anlaşma sağlanmıştı: canlı esirlerin ve ölü cenazelerin iadesi, karşılığında belirli sayıda mahkûmun serbest bırakılması ve kademeli tavizler öngörülüyordu. Trump’ın açıklaması, bu takvimin aksaması halinde anlaşmanın işlemez hâle gelme riskine işaret ediyor.
“Diğer ülkeler harekete geçecek” iddiası
Trump, mesajında anlaşmaya taraf diğer ülkelerin—özellikle sürece arabuluculuk eden veya garantör pozisyonundaki ülkelerin—Hamas’ın işbirliği yapmaması hâlinde müdahaleye veya yaptırımlara yönelebileceğini ima etti. Haber ajansları ve bölge medyası, Trump’ın bu ifadelerini “uyarı/ultimatom” olarak değerlendirdi.
Sürecin mevcut durumu ve belirsizlikler
Bazı haber kaynaklarına göre (resmî kaynak açıklamaları ile karşılaştırıldığında), Gazze içindeki kaotik durum ve farklı silahlı grupların varlığı nedeniyle tüm cenazelerin hemen iade edilmesi lojistik ve güvenlik sorunları doğuruyor; buna rağmen Trump ve anlaşma ortakları geri dönüş bekliyor. Uzmanlar, zaman baskısının hem siyasi gerilimi tırmandırabileceği hem de tanımlama ve adli süreçleri zorlayabileceği uyarısında bulunuyo
Olası sonuçlar
-
Hamas’ın iade talimatına uyması: Ateşkes hattında güvenin güçlenmesi; esir aileleri için hızlı bir sonuç; anlaşma mekanizmalarının devreye girmesi.
-
Hamas’ın isteksiz veya gecikmeli yanıtı: Anlaşma ortaklarının yaptırım veya daha geniş diplomatik/askeri baskı araçlarını konuşmaya başlaması; bölgesel gerilimin tırmanması.
Bölge uzmanları, “48 saatlik baskının pratikte kısa” olduğunu; ancak siyaseten bir hareketlilik yaratma amacı taşıdığını belirtiyor. Uzmanlar ayrıca tespit, adli inceleme ve kimliklendirme süreçlerinin aceleye getirilmemesi gerektiğini; aksi hâlde insani ve hukuki problemlerin derinleşebileceğini vurguluyor.
Trump’ın 48 saatlik uyarısı, hem sahadaki insani drama hem de diplomatik sürecin kırılganlığını bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Önümüzdeki 48 saat içinde Hamas’tan somut bir iade adımı gelirse süreç rahatlayabilir; gelmezse bölgesel aktörlerin devreye girme ihtimali güçlenecektir.
-
Teknoloji1 hafta önceChatGPT’nin erkeklere verdiği “korkunç flört tavsiyeleri”
-
Son Dakika1 hafta önceSon dakika deprem mi oldu? Az önce deprem nerede oldu? İstanbul, Ankara, İzmir ve il il AFAD son depremler 17 Ekim 2025
-
Teknoloji6 gün önceNASA astrofizikçisinden yeni teori: Uzaylılar “sıkıcı” olabilir
-
Teknoloji4 gün önceOpenAI, ChatGPT tarayıcısını tanıttı: Mac kullanıcılarına özel
-
Teknoloji1 hafta önceJaponya’da yapay zeka ile deepfake içerik suçuna gözaltı
-
Teknoloji1 hafta önceSamanyolu’nun merkezindeki kara delik uzay-zamanı nasıl büküyor?
-
Ekonomi6 gün önceCANLI ALTIN FİYATLARI 20 EKİM: Haftanın ilk gününde altın fiyatları ne kadar? (Gram, çeyrek, yarım ve tam altın fiyatı)
-
Spor7 gün önceFenerbahçe 2-1 Fatih Karagümrük — Maç Sonucu ve Detaylı Özet

