Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Politika

Türkiye’nin Stratejik Dönüşümü: Güneyde İki Cephede Mücadele

Yayımlandı

üzerinde

KÖŞE YAZISI

FATİH DOGAN

Türkiye’nin Stratejik Dönüşümü: Güneyde İki Cephede Mücadele

Türkiye, jeopolitik konumunu her zaman bölgesel dengelerin şekillenmesinde bir araç olarak kullanmıştır. Günümüzde ise, ülkemizin stratejik hedefleri arasında Güney’deki yeni dinamiklere odaklanmak kaçınılmaz görünmektedir. Bu kapsamda, iki önemli cephede – Suriye sınırımızdaki PYD yapıları ve Güney Kıbrıs’ta var olan unsurlar – stratejik bir hamle planlanmaktadır.

Muhtemelen bir kara savaşında,paramilliter mücadelede ve istihbarat dövüşünde ,Suriye’nin kendilerine mezar olacağını iyi biliyorlar .Hava güçleriyle nabız ölçmeye calıştılar ,karada Güneyde de Deraa’da cevaplarını aldılar . Yeni Suriye Türkiye yanlısı olacak ; bunu kimse engelleyemez

Güneyde Suriye Odaklı Strateji

Suriye, Türkiye için yalnızca coğrafi yakınlık anlamında değil, aynı zamanda bölgesel istikrar açısından da kritik bir noktadır. Özellikle PYD’nin etkinlik gösterdiği bölgelerdeki gelişmeler, ülkemizin doğu komşusundaki güvenlik ortamını doğrudan etkilemektedir. PYD’nin varlığı, sadece Suriye iç politikasında değil, aynı zamanda uluslararası güçlerin bölgeye bakışında da yankı uyandırmaktadır. Türkiye’nin bu cephede daha aktif bir tutum sergilemesi, hem ulusal güvenliğimiz hem de bölgesel istikrar açısından bir zorunluluk halini almıştır.

İsrail’in Rahatlığına Son Verilecek

Geleneksel olarak İsrail, bölgedeki stratejik hamlelerini ABD gibi büyük müttefiklerinin desteğiyle şekillendirmiştir. Ancak, ABD olmadan İsrail’in bu stratejik alanda etkin iş birliği sürdüremeyeceği iddiası, bölgede denge unsurlarını yeniden tartışmaya açmaktadır. Türkiye’nin Güney’de ortaya koyacağı kararlı duruş, İsrail’in konumunu zorlaştıracak ve bu ülkenin, sadece bir cephede değil, iki ayrı sahada karşı karşıya kalmasına zemin hazırlayacaktır.

İki Cephede Karşı Karşıya: Suriye ve Güney Kıbrıs

İsrail ile rekabetin sadece Suriye ile sınırlı kalmayacağı, Güney Kıbrıs’ın da önemli bir stratejik alan olarak öne çıkacağı görülmektedir. Güney Kıbrıs’ta faaliyet gösteren unsurlar, geçmişte ve günümüzde belirli dinamikleriyle dikkat çekmiş; “küçük terör örgütü” olarak nitelendirilen yapılar, bazı çevrelerce ülke güvenliği açısından önemli bir unsur olarak değerlendirilmiştir. Bu unsurların varlığı, Türkiye’nin bölgedeki tutumunun yalnızca savunma amaçlı değil, aynı zamanda proaktif bir strateji gerektirdiğini göstermektedir.

ABD ile İlişkiler ve Stratejik İş Birlikleri

Bölgesel aktörler arasında ABD’nin rolü, özellikle İsrail ile kurulan iş birlikleri çerçevesinde tartışma konusu olmaktadır. ABD olmadan İsrail’in stratejik hamlelerinin yetersiz kalacağı yönündeki iddialar, bölgedeki güç dengelerinin yeniden müzakere edilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. Türkiye’nin bu süreçte, kendi çıkarlarını koruyacak ve bölgesel güç dengelerinde söz sahibi olacak şekilde stratejilerini belirlemesi, ülkemizin uluslararası arenada daha etkin bir rol oynamasına zemin hazırlayacaktır.

Sonuç: Yeniden Şekillenen Bölgesel Dinamikler

Türkiye’nin gelecekteki stratejik hamleleri, Güney’deki iki ayrı cephede – Suriye’de PYD karşıtı duruş ve Güney Kıbrıs’taki mevcut dinamiklere yönelik politikalar – temellenecektir. Bu iki alanda ortaya koyulacak kararlı tutum, yalnızca bölgesel güç dengelerini değiştirmekle kalmayacak, aynı zamanda İsrail’in uzun süredir devam eden stratejik rahatlığını da sarsacaktır. Türkiye, tarihsel deneyimlerinden ve stratejik coğrafi konumundan faydalanarak, bölgesel istikrarı sağlama yönünde yeni bir sayfa açmaya hazırlanıyor.

Bu yazı, yalnızca mevcut durum ve olası senaryolara dair görüş ve yorumları yansıtmaktadır. Türkiye’nin ve bölgedeki diğer aktörlerin attığı adımlar, zamanla daha net bir çerçeve kazanacaktır. Ancak şurası kesin ki, ülkemizin Güney’deki stratejik hamleleri, geleceğin jeopolitik dinamiklerinde belirleyici bir rol oynayacaktır.

Politika

İngiltere Başbakanı Keir Starmer Ankara’da: Anıtkabir ziyareti, TUSAŞ incelemesi ve Eurofighter görüşmeleri

Yayımlandı

üzerinde

İngiltere Başbakanı Keir Starmer Ankara’da: Anıtkabir ziyareti, TUSAŞ incelemesi ve Eurofighter görüşmeleri

Tarih: 27 Ekim 2025 — Saat: 18:30 (TSİ)
Okuma süresi: ~4 dakika

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın davetiyle bugün Ankara’ya resmi ziyaret gerçekleştirdi. Starmer’in programında Mürted Hava Meydan Komutanlığı’nda karşılama, TUSAŞ/TAI ziyareti (KAAN tanıtımı), Anıtkabir ziyareti ve Cumhurbaşkanlığı’nda Erdoğan ile görüşme yer aldı. Görüşmelerde Eurofighter Typhoon tedariki ve savunma-sanayi iş birliği öne çıktı.


Gelişmeler — Detaylı Haber

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daveti üzerine 27 Ekim 2025’te Ankara’ya resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Starmer’i Mürted Hava Meydan Komutanlığı’nda askeri törenle Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve üst düzey Türk yetkililer karşıladı. Ziyaretin gündeminde iki ülke arasında savunma sanayi iş birliği, bölgesel güvenlik ve ticari anlaşmalar vardı.

Starmer programının ilk duraklarından birinde TUSAŞ (TAI) tesislerini ziyaret ederek Türkiye’nin milli savaş uçağı KAAN hakkında brifing aldı; ziyaret sırasında İngiltere’den savunma heyeti de hazır bulundu. Bu adım, savunma ve havacılık iş birliğinin güçlendirilmesi ve ileri teknoloji transferi tartışmalarına zemin hazırladı.

Ankara temaslarının sembolik anlarından biri olan Anıtkabir ziyareti sırasında Starmer, Aslanlı Yol’dan yürüyerek Atatürk’ün mozolesine çelenk koydu ve Anıtkabir özel defterine Türkiye-Birleşik Krallık ilişkilerinin önemine dair notlar düştü. Starmer deftere, iki ülkenin “güçlü müttefik ve güvenilir dostlar” olduğunu vurgulayan ifadeler yazdı.

Görüşmelerin merkezinde, Eurofighter Typhoon tedariki konusu vardı. Reuters’in aktardığına göre taraflar Türkiye’nin talep ettiği Eurofighter alımı ve tedarik planları hakkında görüş alışverişinde bulundu; gündemde yaklaşık 40 uçağın tedariki ve aşamalı teslimatlar konuşulduğu bildirildi. Bu müzakereler, NATO içinde savunma kapasitelerinin güçlendirilmesi ve iki ülke arasında stratejik iş birliğinin derinleştirilmesi açısından kritik kabul ediliyor.

Ziyaret kapsamında ayrıca ikili ticaret, enerji ve bölgesel konularda ortak projeler konuşuldu. Resmi temasların ardından liderlerin ortak bir açıklama yapıp yapmayacağı ve olası mutabakat metinlerinin içeriği hakkında resmi kaynaklardan ek bilgiler bekleniyor.


Neden önemli?

  • Savunma iş birliği: Eurofighter ve TUSAŞ görüşmeleri, Türkiye-İngiltere savunma sanayii ilişkilerinde somut adımların atılabileceğini gösteriyor.

  • Jeopolitik denge: Ankara-Londra hattındaki yakınlaşma, NATO içindeki iş birliğini ve bölgesel dengeyi etkileyebilir.

  • Ekonomik fırsatlar: Havacılık ve savunma projeleri, teknoloji transferi ve ortak üretim imkanları sunuyor.


Kısa zaman çizelgesi (bugün)

  • Varış ve karşılama: Mürted Hava Meydan Komutanlığı — askeri tören.

  • TUSAŞ/TAI ziyareti: KAAN brifingi ve fabrika turu.

  • Anıtkabir ziyareti: Çelenk, saygı duruşu, özel defter imzası.

  • Cumhurbaşkanlığı görüşmesi: Erdoğan ile resmi görüşme (Detaylar paylaşılacak).

Okumaya Devam Et

Politika

Pakistan: Afganistan ile Görüşmeler Sırasında Sınır Çatışmaları Yaşandı

Yayımlandı

üzerinde

Pakistan: Afganistan ile Görüşmeler Sırasında Sınır Çatışmaları Yaşandı

27 Ekim 2025 — 13:00 (İstanbul) · Okuma süresi: 3 dakika

Pakistan ordusu, Kurram ve Kuzey Veziristan yakınlarında meydana gelen son sınır çatışmalarında 5 Pakistan askerinin ve 25 silahlı unsurun hayatını kaybettiğini açıkladı. Olay, iki ülke heyetlerinin İstanbul’da yürüttüğü görüşmeler sürerken yaşandı ve barış müzakerelerinin geleceğine ilişkin soru işaretleri doğurdu.


Olayın kısa anlatımı

Pakistan Ordusu Sözcülüğü, saldırganların Cuma ve Cumartesi günleri Afganistan’dan Pakistan’a geçmeye çalıştığını; çatışmaların Kurram ve Kuzey Veziristan bölgelerinde gerçekleştiğini bildirdi. Açıklamada çatışmalarda 5 Pakistan askerinin ve 25 silahlı unsurun öldüğü belirtildi.

Afgan tarafı ve Taliban yetkilileri ise iddiaları reddetme eğiliminde; Taliban, Afgan topraklarının militan sığınağı yapıldığı suçlamalarını reddediyor ve Pakistan’ın askeri operasyonlarının Afgan egemenliğini ihlal ettiğini savunuyor.

Görüşmeler ve diplomatik zemin

Çatışmalar, iki ülke heyetlerinin İstanbul’da barış ve yeniden ateşkes sağlama amacıyla bir araya geldiği kritik görüşmelerin sürdüğü anda gerçekleşti. Pakistan, görüşmelerin başarısız olması hâlinde “açık savaş” uyarısında bulundu; Savunma Bakanı ve bazı üst düzey yetkililer “anlaşma sağlanamazsa bunun ağır sonuçları olabileceği” yönünde sert açıklamalar yaptı

Öte yandan, iki taraf daha önce Doha’da sağlanan ateşkes mutabakatı sonrasında bölgede tansiyonun düşürülmesi yönünde adımlar atmıştı; ancak son günlerde yaşanan hava taarruzları ve topçu atışları ile karşılıklı suçlamalar güveni sarsmış durumda.

Neden önemli?

  • Güvenlik riski: Kurram ve Kuzey Veziristan sınır bölgesi, Pakistan’ın iç güvenliği açısından hassas; TTP (Tehreek-e-Taliban Pakistan) ve bağlantılı unsurların varlığı nedeniyle bölgedeki çatışmalar sivil can kayıplarına ve yerel istikrarsızlığa yol açabiliyor.

  • Müzakere ortamı: Görüşmeler bölgesel aktörlerin arabuluculuğunda ilerlerken sahadaki yeni çatışmalar diplomasiyi zayıflatabilir ve masadan çekilmelere neden olabilir.

  • İnsani ve ekonomik etkiler: Sınır kapılarının kapatılması ve ticaretin aksaması, sınır ötesi toplumların hayatını doğrudan etkiliyor; daha geniş çaplı bir gerileme bölge ekonomisini ve sivil nüfusu vurabilir.

Resmi tepkiler ve sonraki adımlar

Pakistan ordusu, olayı medyaya duyururken Afgan tarafının “terörle mücadelede somut adımlar atması” gerektiğini belirtti. Afgan tarafı ve Taliban yönetimi ise iddiaları reddederek, diplomatik kanallardan gerilimin azaltılmasını savunuyor. Her iki tarafın heyetleri İstanbul’daki görüşmelere devam ederken, bölge dışı aktörlerin arabuluculuk çabaları da sürüyor.

Okumaya Devam Et

Politika

Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ hakkında “casusluk” iddiası — savcılık tutuklama istedi

Yayımlandı

üzerinde

Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ hakkında “casusluk” iddiası — savcılık tutuklama istedi

Tarih: 26 Ekim 2025 • Saat: 22:05 • Okuma süresi: 3 dk

FatihDoğanMedya — İstanbul
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen “casusluk / siyasal casusluk” soruşturması kapsamında; İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, danışmanı Necati Özkan ve gazeteci Merdan Yanardağ hakkında tutuklama talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk yapıldı. Savcılığın şüpheliler hakkındaki işlemleri ve ifadelerin tamamlanmasının ardından üç isim için tutuklama istemi resmiyet kazandı.

Soruşturmada son durum

  • İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada; İmamoğlu, Özkan ve Yanardağ’ın yanı sıra Melih Geçek ve Hüseyin Gün gibi isimlerin de ifadeleri alındı. İfadeler tamamlandıktan sonra savcılık üç şüpheli için tutuklama talebiyle dosyayı nöbetçi sulh ceza hakimliğine gönderdi.

  • Soruşturmada, iddiaların temelini oluşturan beyanlardan biri olarak Hüseyin Gün’ün etkin pişmanlık kapsamında verdiği ifadeler öne çıkıyor; soruşturmaya ilişkin bazı yazışma ve iddialara bu beyanlarda değinildiği bildirildi.

İmamoğlu ve diğer şüphelilerin savcılık ifadeleri

İmamoğlu, adliyeye getirildikten sonra savcılıkta ifade verdi; haber ajanslarına göre İmamoğlu’nun ifadesinde “Casusluk bana hakarettir” şeklinde tepki verdiği öğrenildi. Yanardağ ve Özkan’ın da ifadeleri alındı; tüm ifade süreçleri akşam saatlerinde tamamlandı ve savcılığın tutuklama talebiyle hakimliğe sevk kararı geldi.

Hukuki süreç ve olası gelişmeler

  • Dosya, sulh ceza hakimliğine sevk edildi; hakimlik, savcılığın tutuklama talebine ilişkin kısa süre içinde karar verecek. Karar öncesi yargı sürecine ilişkin hukuki itiraz ve savunma beyanları mahkeme sürecinde sunulabilecek.

  • Gelişmeler, hem yerel hem ulusal siyaset çevrelerinde hızlı yankı buldu; İmamoğlu’nun görevine ilişkin idari süreçler ve partiler arası tepkiler hukuki kararla paralel ilerleyebilir.


Öne çıkan bilgiler (kısa)

  • Soruşturma türü: Siyasal casusluk iddiası.

  • Şüpheliler (tutuklama istemiyle sevk edilenler): Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan, Merdan Yanardağ.

  • Hazırlayan kurum: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar