Gündem
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Sosyal Medyada Boykot Çağrıları Yapanlara Karşı Soruşturma
Açıklama:
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, sosyal medyada boykot çağrıları yapanlar hakkında “halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve nefret” suçundan başlattığı soruşturmanın detayları, gelişimi ve olası etkileri bu makalede yer alıyor
Olayın Gelişimi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamaya göre, sosyal medya platformlarında boykot çağrıları yapan bazı kullanıcılar hakkında “halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve nefret” suçlamasıyla soruşturma başlatıldı. Yetkililer, bu tür paylaşımların toplumsal barışı zedeleyebileceği ve kutuplaşmayı artırabileceği gerekçesiyle harekete geçtiklerini belirtti.
Soruşturmanın, sosyal medyada yayılan belirli içerikler ve bu içeriklerin geniş kitlelere ulaşma potansiyeli üzerine odaklandığı bildiriliyor. İddialara göre, paylaşımların amacı belirli gruplara yönelik olumsuz söylemleri yaymak ve toplumda bölücülük yaratmaktı.
Suçlamalar ve Yasal Dayanaklar
Başsavcılık, söz konusu içeriklerin Türk Ceza Kanunu’nda yer alan “halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve nefret” suçunu oluşturduğunu savunuyor. Bu suç kapsamında; toplumsal barışı bozacak, insanları ötekileştirecek ve düşmanlığa yönlendirecek söylemlerin cezai yaptırımlarla karşılanması hedefleniyor.
Yasal çerçevede, suçun unsurları arasında kasıt, kitleleri belirli bir düşünceye yönlendirme ve bu yolla toplumsal huzuru bozma gibi faktörler yer alıyor. Yetkililer, soruşturmanın kapsamını geniş tutarak tüm delillerin inceleneceğini ve ilgili kişiler hakkında gerekli yasal işlemlerin başlatılacağını ifade etti.
Sosyal Medyanın Rolü ve Etkileri
Dijital Dönem ve Bilgi Akışı
Günümüzde sosyal medya, bilgi akışının hızlanmasında ve toplumsal hareketlerin örgütlenmesinde önemli bir rol oynuyor. Ancak bu platformlarda yayılan manipülatif içerikler, yanlış bilgilendirme ve bölücülük yaratma riski de beraberinde geliyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu soruşturmayı başlatması, sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımların ne denli etkili olabileceğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Toplumsal Barış ve Güvenlik
Yetkililer, kamuoyunu bilinçlendirmek amacıyla sosyal medya paylaşımlarında yer alan nefret söylemlerine karşı önlemler alınması gerektiğini vurguluyor. Böylece, toplumsal barışın korunması ve farklı gruplar arasında sağlıklı iletişimin desteklenmesi amaçlanıyor.
Halkın Tepkisi ve Medyanın Yansımaları
Soruşturma haberinin kamuoyunda geniş yankı uyandırdığı gözlemleniyor. Bazı vatandaşlar, ifade özgürlüğü ile toplumsal düzen arasında ince bir çizgi bulunduğunu savunurken; diğer kesimler, nefret söyleminin kesinlikle tolere edilemeyeceğini belirtiyor. Medyada yer alan yorumlar, sosyal medyanın sınırları ve devletin müdahale noktaları üzerine çeşitli tartışmaları da beraberinde getirdi.
Sosyal Medya Analizleri
Uzmanlar, sosyal medyanın hem pozitif hem de negatif etkileri üzerinde dururken; bu tür soruşturmaların, platformlarda yayılan içeriklerin denetlenmesinde önemli bir rol oynayabileceğini ifade ediyor. Ancak, bu durumun ifade özgürlüğü gibi temel haklara zarar vermemesi gerektiği konusunda da uyarılar yapılıyor.
Soruşturmanın Olası Sonuçları ve Yasal Süreç
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturmanın, ilerleyen süreçte detaylı bir hukuki değerlendirmeye tabi tutulacağı belirtiliyor. İlgili delillerin toplanması ve analiz edilmesi sonucunda, eğer suç unsurları sabit görülürse; cezai işlemlerin uygulanması bekleniyor.
Yasal süreç boyunca, tarafların ifade özgürlüğü ve toplumsal düzen arasındaki dengeyi korumaya yönelik adımların atılması da büyük önem taşıyor. Uzmanlar, hukuki süreçlerin şeffaf ve adil bir biçimde yürütülmesinin, toplumda güvenin sağlanması açısından kritik olduğunu vurguluyor.
Sonuç ve Değerlendirme
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma, sosyal medya üzerinden yayılan boykot çağrılarının yarattığı toplumsal etkiyi gözler önüne seriyor. Bu tür olaylar, dijital dünyanın getirdiği yeni zorluklar ve sorumluluklar konusunda önemli bir tartışma başlatıyor. Yetkililerin attığı adımlar, hem toplumsal barışın korunması hem de ifade özgürlüğünün sınırlarının belirlenmesi açısından örnek teşkil edebilir.
Öte yandan, kamuoyunun ve medyanın konuya ilişkin eleştirileri, gelecekte benzer durumların önlenmesi için daha kapsamlı stratejilerin geliştirilmesine yol açabilir. Soruşturmanın seyrini yakından takip etmek, sosyal medyada yayılan içeriklerin denetimi ve toplumsal barışın korunması için kritik bir öneme sahip olacaktır.
Paylaşım ve Görüşler:
Bu makale, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sosyal medyada boykot çağrıları yapanlara yönelik başlattığı soruşturmanın detaylarını ele alarak, konunun hukuki ve toplumsal boyutlarını incelemektedir. Siz de düşüncelerinizi yorum kısmında paylaşabilir, makaleyi sosyal medyada arkadaşlarınızla paylaşarak geniş kitlelere ulaştırabilirsiniz.
Gündem
Kütahya’da 4,6 büyüklüğünde yeni deprem

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) aktardığı bilgiye göre Kütahya‘nın Simav ilçesinde saat 07.23’te 4,5 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem, 8.81 kilometre derinlikte gerçekleşti.
Saat 07.29’da 3,9 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi.
AFAD’tan yapılan açıklamada, “Kütahya ilimizin Simav ilçesinde saat 07.23’te meydana gelen 4.5 büyüklüğündeki deprem sonrası, an itibarıyla, olumsuz bir durum bulunmamaktadır.” denildi.
Vali Musa Işın, NTV’de depremle ilgili son durumu aktardı. Oumsuz bir durum ve ihbarın bulunmadığını belirten Işın, her ihtimale karşı teyakkuzda bulunduklarını belirtti.
YENİ DEPREM
AFAD’dan yapılan yeni açıklamaya göre, saat 10.20’de 4,6 büyüklüğünde yeni deprem meydana geldi.
Deprem çevre illerden de hissedilirken artçı sarsıntılar devam ediyor.
“STRES BOŞALDI”
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, depremin Karakoca ile Madenköy arasında meydana geldiğini belirtti.
Depreme neden olan fayın baskın eğim atımlı normal fay niteliğinde olduğundan söz eden Sözbilir, “Bu deprem 2011-2012 yıllarında Naşa-Simav civarında 5,7 büyüklüğüne kadar meydana gelen depremler sonrasında, Naşa kuzeyindeki kesimlerde biriken stresin boşalması ile oluşan bir deprem olarak değerlendirilebilir.” dedi.
Sözbilir, şöyle devam etti:
“Bu bölgede, 2011-2012 yılları arasında küçük ölçekli depremlerin ana şoktan sonra yoğun bir şekilde tekrarlayan deprem fırtınaları şeklinde yaşandığı bilindiğinden, benzer bir aktivitenin tekrar etme olasılığı yüksek olarak değerlendirilmektedir.”
“PANİK OLUŞTURACAK BİR DURUM YOK”
Sözbilir, bölgede ana fayın kuzeye eğimli Simav Fayı olduğuna değinerek, “Bu depremlerin Simav Fayı’nın tavan bloğundaki küçük ölçekli sintetik faylanmalarla ilişkili olduğu kabul edilebilir. Bu kapsamda, küçük ölçekli artçı depremlerin belirli bir süre daha devam edeceği öngörülebilir. Panik oluşturacak bir durum yok.” diye konuştu.
Gündem
“Şok Uyarı: İstanbul’da Aynı Noktada 6.2’lik Bir Deprem Daha Kapıda! Şener Üşümezsoy İlk Kez Açıkladı”
Açıklaması
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Silivri ve Kumburgaz çukurlarında “aynı noktada, aynı büyüklükte” 6.2’lik bir deprem daha beklediğini açıkladı. İstanbul’daki risk ve hazırlanmanız gereken adımlar makalemizde.
İlk kez Prof. Dr. Şener Üşümezsoy tarafından yapılan bu değerlendirme, İstanbul’da 23 Nisan 2025’de yaşanan 6.2 büyüklüğündeki Silivri depreminden hemen sonra “büyük Marmara depremi riskinin geçtiğini” savunmasının ardından geldi. Üşümezsoy, Silivri çukurunun orta kesimindeki kırılmayan fay hattında Kumburgaz çukurunda da benzer bir deprem kırılmasının muhtemel olduğunu belirterek, “Aynı noktada, aynı büyüklükte bir 6.2’lik sarsıntı daha bekliyorum” ifadelerini kullandı . Bu makalede, uzman tahmininin detaylarını, olası etkilerini ve almanız gereken önlemleri ele alacağız.
Özet
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, İstanbul Silivri açıklarında 20 gün önce yaşanan 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından “Büyük Marmara Depremi riski bitti” açıklaması yapmış, ancak şimdi aynı bölgede “6.2 büyüklüğünde bir deprem daha” beklendiğini vurgulamıştır . Tahmin, Kumburgaz çukurunda kırılmayan yaklaşık 20–25 km’lik bir fay hattına işaret ediyor. Uzman, tekrar edecek depremin etkisinin benzer olacağını ancak biraz daha yıkıcı unsurlar içerebileceğini belirtti .
Tahminin Detayları
Kumburgaz ve Silivri Çukuru Hattı
-
Silivri Çukuru’nun Orta Kısmı: Üşümezsoy’a göre bölgedeki kırılma hattı, 200 km’den fazla bir yüzey alanı oluşturacak şekilde yırtıldı; geride kırılmayan yaklaşık 20–25 km’lik bir bölüm kaldı .
-
Kumburgaz Çukuru: Orta sırt olarak adlandırılan bu bölgede benzer uzunlukta ikinci bir fay hattı bulunuyor. Burada yeni bir kırılma, 6.2 büyüklüğünde sarsıntıya yol açabilir .
Tahminin Bilimsel Dayanağı
-
Fay Yüzeyi ve Derinlik İlişkisi: Üşümezsoy, 100 km yüzey kırılmasıyla 6.0, 200 km kırılmasıyla 6.2 büyüklük üretebileceğini açıkladı. Silivri’deki ilk depremde 200 km’lik bir alan yırtıldı; geride kalan 200 km’lik bölüm benzer bir sarsıntı potansiyeli taşıyor
-
Tarihsel Kırılma Modelleri: 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi sonrasında Marmara’nın kuzey kenar fayları temel alınırken, Üşümezsoy bu kez deniz içi orta sırt faylarındaki aktifliği vurguladı .
Uzman Görüşü ve Kamuoyuna Mesaj
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Beyaz TV’de katıldığı “Ne Var Ne Yok” programında, “İstanbul 6.2’yle yıkılmadı, ama aynı noktada, aynı büyüklükte bir deprem daha bekliyoruz. Bir 6.2’lik deprem oldu mu etkisi biraz daha sert olabilir” açıklamasını yaptı . Uzman, bölge halkını paniğe kapılmadan gerekli tedbirleri almaya çağırdı.
Sonuç ve Öneriler
Olası Etkiler
-
Bina hasarlarında artış, özellikle eski veya güçsüz yapılar için risk.
-
Altyapı ve ulaşımda aksamalar; İstanbul Boğazı ve köprülerde titreşim artışı.
-
Psikososyal etkiler: Halkta deprem korkusu ve kaygı düzeyinin yükselmesi.
Alınması Gereken Tedbirler
-
Yapısal Güçlendirme: Deprem yönetmeliğine uygun güçlendirme çalışmaları hızlandırılmalıdır.
-
Acil Durum Planları: Ailelerde toplanma alanları, acil durum çantaları ve iletişim kodları belirlenmelidir.
-
Erken Uyarı Sistemleri: Mobil uygulamalar ve SMS bazlı bilgilendirme yaygınlaştırılmalıdır.
-
Eğitim ve Tatbikat: Okullarda ve işyerlerinde deprem tatbikatları düzenlenmeli, bilinçlendirme çalışmaları sürdürülmelidir.
Gündem
İstanbul Depremi Sonrası Erdoğan’dan “Önce Bana Sunulmasın” Talimatı: Toplantı Taleplerinin Perde Arkası
Açıklaması
23 Nisan’daki 6,2’lik İstanbul depremi sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AFAD’daki kriz toplantısında “deprem senaryolarını inceleyin, yurt dışı uzman görüşlerini alın ve raporu önce Afet Politikaları Kurulu’na sunun” talimatlarının detayları ve siyasi yansımaları.
Özet: 23 Nisan 2025 günü saat 12:49’da İstanbul’da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı İstanbul AFAD Kriz Merkezi’ne acil toplantı düzenlemeye sevk etti. Toplantıda, deprem uzmanlarıyla alternatif senaryoların değerlendirilmesi, yurt dışı uzman görüşlerinin alınması ve gelecekteki olası etkilerin irdelenmesi talimatları verildi. Hazırlanacak raporların önce Afet Politikaları Kurulu’na sunulması; “Önce bana sunulmasın” talimatı ise, sürecin şeffaflığı ve koordinasyon zincirinin işleyişine vurgu yaptı. Kararların uygulanması ve siyasi tepkiler, hem kriz yönetimi kabiliyeti hem de İstanbul yönetimiyle koordinasyon eksenini yeniden gündeme taşıdı.
Olayın Arka Planı
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı akşamı, İstanbul’da 13 saniye süren 6,2 büyüklüğündeki deprem büyük panik yarattı. Deprem, kent genelinde hasar bilgisi ve artçılar konusunda belirsizlik oluşturdu .
Erdoğan’ın Toplantı Talepleri
-
Farklı Senaryoların İncelenmesi: “Deprem uzmanlarıyla görüşün, farklı fikirleri de dahil edin. En olası senaryo hangisi” talimatı verild
-
Yurt Dışı Uzmanların Görüşü: “Yurt dışındaki uzmanlara da sorun” vurgusu, uluslararası deneyimden yararlanma isteğini gösterdi .
-
Gelecekteki Etkilerin Araştırılması: Depremin uzun vadeli muhtemel etkileri üzerinde çalışılması, risk yönetiminde öngörü kabiliyetini güçlendirmeyi amaçladı
-
Rapor Sunum Sırası: Hazırlanacak raporun “önce Cumhurbaşkanlığı Afet Politikaları Kurulu’na sunulması, ardından tarafıma iletilmemesi” talimatı, sürecin belirli bir hiyerarşi içinde yürümesini hedefledi
-
Kulis Bilgisi: Can Coşkun’un aktardığına göre, toplantı bilgilerinin bürokrat kaynaklardan edinildiği ve Erdoğan’ın eski gönüllü arama kurtarma görevlisinin aktardığı ayrıntılara özel önem verdiği iddia edildi
Taleplerin Analizi
Toplantıda öne çıkan “farklı senaryolar” ve “yurt dışı uzman” vurgusu, AFAD’ın sahadaki brifinglerini uluslararası literatürle karşılaştırma ihtiyacını işaret ediyor. Bu yaklaşım, Türkiye’nin kritik afet yönetimi stratejisinde dış paydaşları daha etkin kullanma eğilimini gösteriyor. Ayrıca “rapor önce Kurul’a sunulsun” talimatı, karar alma süreçlerinde merkezi koordinasyon mekanizmasına öncelik verdiği anlamına geliyor.
Siyasi Tepkiler
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, toplantıya İBB yetkililerinin davet edilmemesini sert şekilde eleştirdi. Özel’e göre, “16 milyonluk kentin yönetimini temsil eden İBB Başkanının ve AKOM sorumlusunun toplantıda olmaması, kriz yönetiminde siyasi angajman olarak değerlendirildi” . Bu eleştiriler, İstanbul yönetimi ile merkezi hükümet arasındaki koordinasyon tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
-
Ekonomi3 gün önce
Eskişehir’de Ormanlık Alanda Yakılarak Öldürülen 30 Yaşındaki Kadın Dehşeti: Sadece Saç ve Kemik Kaldı
-
Gündem22 saat önce
Şanlıurfalı Genç İşçi 3 Günlük Korkunç İşkenceyle Yüzleşti: Dişleri Kırıldı, Hamam Böceği Yedirildi
-
Son Dakika1 hafta önce
Yasak Aşk Skandalında Yeni Gelişme: Kayınvalide ve Damat Esra Erol Programında Canlı Yayında Gözaltına Alındı!
-
Gündem1 hafta önce
Ünlü İsimlerden Sırrı Süreyya Önder’e Destek: “Sakın Ölme Sırrı Abi… Benimle Yine Dalga Geç!”
-
Son Dakika1 hafta önce
Son Dakika: Şakir Paşa Ailesi Konakta Yangın! 1 Ölü – Tüm Detaylar
-
Gündem1 hafta önce
Kayınvalidesini hamile bırakmıştı! Arsız damadın babası konuştu: Oğlum sapıktır
-
Gündem1 gün önce
“Silivri’de 6,2’lik Depremin Derinden Gelen Uğultusu: Sismik Kayıtların Ardındaki Gerçek”
-
Son Dakika6 gün önce
Oyuncu Sevil Akdağ Arkadaşını Öldürdü: Fatih İskenderpaşa’daki Cinayet Olayının Tüm Detayları