Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Teknoloji

Bill Gates: “Başarımı otizme borçlu olabilirim”

Yayımlandı

üzerinde

Bill Gates:

Bloomberg Milyarderler Endeksi’ne göre dünyanın en zengin 8. kişisi olan Bill Gates, günümüzde çocuk olsaydı muhtemelen otizm tanısı alacağını söyledi.

Microsoft’un kurucu ortağı Bill Gates, Wall Street Journal’a verdiği röportajda, günümüzde çocuk olsaydı büyük ihtimalle otizm tanısı alabileceğini söyledi. 69 yaşındaki teknoloji milyarderi, 4 Şubat’ta yayımlanacak otobiyografisi Kaynak Kodu’nda, otizmle ilgili kişisel deneyimlerini paylaştı. Gates, geçmişte otizmin tanımının çok daha dar olduğunu belirterek, “Asperger ve spektrum gibi kavramlar çok yeni. Eskiden otizmin tanımı açıkça belirlenmişti, ancak zamanla bazı özelliklerin bana uyduğunu fark ettim” dedi. Çocukluğunda gözlemlediği otizm semptomlarının başarılı olmasına katkı sağladığını düşündüğünü ifade eden Gates, “Standart davranışlar sergilemediğim için, matematik ve bilim gibi alanlara derinlemesine yoğunlaşabildim ve programlama deneyimlerim de bana güç verdi” dedi.

“AİLEM ÇOK DESTEK OLDU” Ailesinin, özellikle ebeveynleri Bill Sr. ve Mary Maxwell’in kendisine yönelik endişelerine de değinen Gates, “Ebeveynlerim uyum sağlama konusunda endişeliydi. Beni bir terapiste gönderdiler ve enerjimi nasıl yönlendireceğimi düşündüm. Ayrıca beni çok iyi bir okula gönderdiler. Bu destek çok faydalı oldu” ifadelerini kullandı. Bloomberg Milyarderler Endeksi’ne göre Gates’in net serveti 166 milyar dolar. Geçen yıl verdiği bir röportajda, “Kendi harcayabileceğimden çok daha fazla param var” diyerek kaybetmekten korkmadığını belirtmişti. Gates, yılda 9 milyar doları farklı projelere yatıracağını ve hayır kurumlarına bağışlayacağını, 20 yıl içinde tüm servetini dağıtmayı planladığını söylemişti. ABD genelinde otizm teşhisi oranları son yıllarda önemli bir artış gösterdi ve 2011 ile 2022 yılları arasında bu oran üç katına çıktı. Bugün her 36 çocuktan biri otizm tanısı alırken, 2000 yılında bu oran 150’de bir olarak kaydediliyordu. Otizm spektrum bozukluğunun belirlenmesinde kan testi veya beyin MR’ı bulunmazken, teşhis genellikle ebeveynlerin gözlemleri ve akıl sağlığı uzmanlarının değerlendirmeleriyle yapılıyor.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Teknoloji

Çinli taykonotlar uzay istasyonuna ulaştı

Yayımlandı

üzerinde

Ajansı (CMSA), cuma gecesi Jiuquan Uydu Fırlatma Merkezi’nden uzaya fırlatılan Şincou-21 uzay aracının hedefe ulaştığını duyurdu.
CMSA’dan yapılan açıklamaya göre taykonotlar Cang Lu, Vu Fey ve Cang Hongcang’ı taşıyan Şıncou-21 mekiği, uzay istasyonunun çekirdek modülüne kenetlendi.
Yaklaşık 3.5 saat süren yolculuğun ardından uzay istasyonuna ulaşan taykonotlar, mekikten modüle geçerek uzay istasyonuna girdi.
Taykonotları taşıyan Şıncou-21 uzay mekiği, dün gece Long March 2F roketiyle, ülkenin kuzeybatısındaki Jiuquan Uydu Merkezi’nden fırlatılmıştı.

İlk kez insanlı uzay görevinde yer alan isimlerden uzaya çıkan en genç taykonot unvanını kazanan 32 yaşındaki Wu Fei, insanlı uzay programına katılmadan önce Çin Havacılık Uzay Bilimi ve Teknolojisi Şirketine bağlı Çin Uzay Teknolojisi Akademisi’nde mühendis, Cang Hongcang ise Çin Bilimler Akademisine bağlı Dalian Kimyasal Fizik Enstitüsü’nde araştırmacı olarak görev yapıyordu.

Taykonotlar, Şıncou-20 mekiğiyle 24 Nisan’da istasyona gönderilen ve 6 ayı aşkın süredir görev yapan taykonot ekibinden görevi devralacak.

DÖRT LABORATUVAR FARESİ DE UZAYDA

Görevde ayrıca iki dişi ve iki erkek olmak üzere dört laboratuvar faresi de yer alıyor. Bu, ’in yörüngede kemirgenler üzerinde yapacağı ilk bilimsel deney olacak.
Çin, ABD’nin uzay araştırmaları alanındaki işbirliğini yasaklaması ve Uluslararası İstasyonu (ISS) programına katılımını engellemesi nedeniyle Dünya yörüngesinde kendi uzay istasyonunu kurmuştu.
Çin, ABD ve Rusya’dan sonra insanlı uzay uçuşu gerçekleştiren üçüncü ülke konumunda.
Tiangong istasyonu, Pekin’in “uzay rüyası” vizyonunun merkezinde yer alıyor. Ülke ayrıca Mars ve Ay’a insansız keşif araçları indirdi.

HEDEFTE AY VAR

Devlet Başkanı Şi Cinping’in liderliğinde Çin, 2030 yılına kadar Ay’a insanlı bir görev göndermeyi ve Ay yüzeyinde bir üs kurmayı hedefliyor.

CMSA, bu hedef doğrultusunda Lanyue adlı ay iniş aracı ve Mengzhou adlı insanlı uzay gemisi üzerinde “kritik testlerin” sürdüğünü açıkladı.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Kaliforniya’lı Reflect Orbital’ın “Geceleri Güneş Işığı Satma” Projesi Tartışma Yarattı: “Korkunç ve Ürkütücü” İddiaları

Yayımlandı

üzerinde

Reflect Orbital’ın 4.000 Ayna Projesi Tartışma Yarattı — Geceleri Güneş Işığı Satışı ve Astronomların Tepkisi

Tarih / Saat: 1 Kasım 2025, 15:30 (Europe/Istanbul)
Okuma süresi: ~4 dakika
Yazar: FatihDoğanMedya Haber Merkezi

Kaliforniya merkezli girişim Reflect Orbital, alçak yörüngede (LEO) çalışacak binlerce yansıtıcı ayna ile gece boyunca belirli noktalara güneş ışığı yansıtma planlarıyla gündeme geldi. Şirketin hedefi “talebe göre güneş ışığı” sağlayarak gece de güneş enerjisi üretimini desteklemek; ancak astronomlar, çevreciler ve ekoloji uzmanları bu fikri “ışık kirliliği”, ekosistem bozulması ve gözlemsel astronomi için felaket riski olarak nitelendiriyor.


Ne planlanıyor?

Reflect Orbital, 2030 hedefiyle yörüngeye yaklaşık 4.000 adet büyük yansıtıcı yerleştirip, bunları hedef koordinatlara göre yönlendirerek güneş ışığını gece tarafına yansıtmayı öneriyor. Şirket, ilk deneme uydusu EARENDIL-1 için Federal Communications Commission (FCC) başvurusunda bulunduğunu ve 2026 baharında (bazı haberlerde Nisan 2026) ilk aynalı demonstrasyonun fırlatılmasının planlandığını bildirdi. Şirket web sitesinde çözümünün “talebe göre ışık” ve “güneş enerjisinin çalışma saatlerini uzatma” vaatleri yer alıyor


Bilim insanları ve uzmanların endişeleri

Astronomlar ve gökbilimciler projeyi doğrudan kınadı; yansıtıcıların kasıtlı olarak gece gökyüzünü aydınlatmasının yer tabanlı gözlemleri “mahvedebileceği”, teleskop görüntülerini bozacağı ve gece karanlığını temel alan pek çok araştırmayı engelleyebileceği belirtildi. Bazı uzmanlar bunun “korkunç”, “ürkütücü” ve “felaket” etkileri olabileceğini ifade etti. Ayrıca yapay ışığın yaban hayatı, göç eden türler ve ekosistemleri nasıl etkileyeceği konusunda ciddi bilinmezlikler bulunuyor.


Şirketin iddiaları ve kullanım alanları

Reflect Orbital, web sitesinde ve kamu açıklamalarında bu teknolojiyi şu amaçlarla pazarlıyor:

  • Gün batımı/şafak saatlerinde güneş panellerinin üretimini destekleyerek enerjiyi artırma,

  • Acil müdahale ve arama-kurtarma operasyonlarına “anında aydınlatma” sağlama,

  • Tarımsal üretimde ek ışıkla verimi uzatma.
    Şirket bu fikirle yatırım çektiğini ve bazı raporlara göre yatırım turlarından milyonlarca dolar topladığı iddiaları olduğunu aktarıyor; fakat yatırımla ilgili farklı kaynaklarda farklı rakamlar bildiriliyor (ör. Axios 2024’te 6,5 milyon dolar bildirirken, daha yeni bazı haberlerde farklı tutarlar yer alıyor).


Düzenleme, etik ve uluslararası boyut

Bir şirketin kasıtlı olarak geceyi aydınlatması yalnızca bilimsel değil, aynı zamanda yasal ve etik soruları da gündeme getiriyor. FCC gibi ulusal düzenleyiciler ve uluslararası uzay hukukuna ilişkin kuruluşlar, yörüngedeki faaliyetlerin küresel etkilerini ve diğer ülkelerin/kurumların haklarını dikkate almalı. Geçmişte Avrupa bilim danışmanları, uzaydaki güneş yansıtma ve güneş radyasyon modifikasyonu türü uygulamalara karşı tedbirleri tartışmıştı; bu alanda küresel düzenleme talepleri bulunuyor.


Olası etkiler — kısa değerlendirme

  • Astronomi: Yer tabanlı gözlemler için artan parlaklık ve iz bozulması.

  • Ekoloji: Gece döngüsünü bozan yapay aydınlatma, göç ve üreme davranışlarını etkileyebilir.

  • Enerji: Kısa vadede güneş enerjisi tesislerinin üretimini uzatabilir; ekonomik ve teknik fizibilite tartışmalı.

  • Hukuk/Etik: Uluslararası uzay kuralları, çevre düzenlemeleri ve yerel etkiler nedeniyle küresel koordinasyon zorunlu.


Sonuç ve takip

Reflect Orbital gibi projeler yenilikçilik ile küresel ortak kamusal değerlerin çatıştığı noktaları görünür kılıyor. Şirketin demonstrasyon planları ve FCC başvurusu, yakından izlenecek; bilim çevreleri uyarılarını yineliyor. Konu ilerledikçe düzenleyici adımlar, bağımsız çevresel değerlendirmeler ve uluslararası tartışmalar haberdeki ana izlemlerimiz olacak

 

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Fizikçilerden sıra dışı çalışma: Evren bir simülasyon olamaz

Yayımlandı

üzerinde

British Columbia Üniversitesi’nden Mir Faizal liderliğindeki ekibe göre evren bir bilgisayar simülasyonu olamaz. Çünkü bir simülasyonun temelinde mutlaka algoritmik, yani hesaplanabilir süreçler bulunmak zorunda. Faizal, “Fiziksel gerçekliğin tüm yönlerini hesaplama teorileriyle tanımlamak imkansız. Evren, algoritmaların ötesinde, ‘hesaplanamaz’ bir anlayış gerektiriyor” dedi.

Araştırma, genel görelilik ile kuantum mekaniğini birleştirecek bir “Kuantum Kütleçekimi Teorisi” arayışına da yeni bir yön getiriyor. Ekip, sicim teorisi ve döngüsel kuantum kütleçekimi gibi popüler yaklaşımların bu boşluğu dolduramadığını belirtiyor.

Çalışma, ünlü matematikçiler Kurt Gödel, Alfred Tarski ve Gregory Chaitin’in teoremlerine dayanıyor. Bu teoremler, herhangi bir matematiksel sistemin kendi içinde hem eksiksiz hem de tutarlı olamayacağını kanıtlamıştı. Fizikçiler, aynı mantığın Evren için de geçerli olduğunu, dolayısıyla gerçekliğin tamamen “hesaplanabilir” olamayacağını öne sürüyor.

“GERÇEĞİ BELİRLEYECEK BİR ÜST KATMAN”

Sonuç olarak ekip, fizik yasalarını açıklamak için algoritmik düzeyin ötesinde bir “Meta Her Şeyin Teorisi (MToE)” gerektiğini savunuyor. Bu teori, matematiksel sistemlerin dışından “gerçek”i belirleyebilecek bir üst katman öngörüyor.

Faizal’a göre bu aynı zamanda simülasyon teorisini de çürütüyor:

“Her simülasyon programlanmış, yani algoritmik olmak zorundadır. Fakat gerçekliğin temelinde algoritmik olmayan bir yapı varsa, Evren bir simülasyon değildir ve asla olamaz.”

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar