Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Teknoloji

Çin, Ay’da dev bir radyo teleskop ağı kurmayı planlıyor

Yayımlandı

üzerinde

TELESKOP DİZİSİ VE TEKNİK YAPI

‘in Ay’ın uzak tarafına inşa etmeyi planladığı radyo teleskop dizisi, ultra uzun dalga boyundaki radyo sinyallerini algılamak için son derece gelişmiş bir teknolojiye sahip olacak. Bu dizide yaklaşık 7.200 anten yer alacak ve her biri birbirine senkronize bir şekilde çalışarak geniş bir alandan kozmik sinyalleri toplayacak. Ay’ın bu bölgesi, Dünya’dan gelen radyo frekans kirliliğinden izole olduğu için, sinyallerin daha net bir şekilde algılanmasına olanak tanıyacak. Ayrıca, Ay yüzeyindeki düşük yerçekimi, antenlerin yerleştirilmesi ve yapılandırılması sırasında avantaj sağlayacak.

Antenlerin tasarımı, hem yüksek hassasiyetle veri toplamak hem de dayanıklılık sağlamak için optimize edilecek. Bu antenler, Ay’ın zorlu koşullarında – aşırı sıcaklık değişimleri, radyasyon ve toz fırtınaları – işlevini sürdürebilecek malzemelerden üretilecek. Dizinin kurulumu sırasında robotik araçlar kullanılacak ve bu robotlar, antenlerin belirlenen bölgelere hassas bir şekilde yerleştirilmesini sağlayacak.

Antenlerden toplanan veriler, Ay yüzeyinde kurulacak bir merkez aracılığıyla işlenecek ve Dünya’ya aktarılacak. Bu, Ay’ın uzak tarafındaki veri toplama sürecini daha verimli hale getirecek ve bilim insanlarının gerçek zamanlı analizler yapmasını mümkün kılacak. Ayrıca, teleskop dizisinin farklı frekans aralıklarında çalışabilmesi, geniş bir spektruma dair veriler elde edilmesine olanak tanıyacak.

BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK YENİLİKLER

Proje, sadece alanında değil, aynı zamanda mühendislik ve robotik alanlarında da yenilikçi çözümler sunmayı hedefliyor. Ay yüzeyinde böylesine karmaşık bir yapıyı hayata geçirmek, insanlığın mühendisliği konusundaki yeteneklerini bir üst seviyeye taşıyabilir. Uzun vadede bu proje, Ay’da daha kapsamlı bilimsel altyapılar oluşturulması için bir temel niteliği taşıyabilir.

PROJENİN AMACI

Projenin temel amacı, evrenin başlangıç evrelerine dair daha fazla bilgi edinmek ve özellikle “kozmik karanlık çağlar” olarak adlandırılan dönemi araştırmak. Bu dönem, Büyük Patlama’dan sonraki ilk yıldızların oluşumuna kadar geçen süreci kapsar ve bu süreçte yayılan radyo dalgaları, evrenin oluşumuna dair eşsiz veriler taşıyabilir.

Geleneksel radyo teleskoplar, Dünya atmosferi tarafından engellenen ultra uzun dalga boylarındaki sinyalleri yakalamakta zorluk çeker. Ancak, Ay’ın uzak tarafındaki radyo teleskop ağı, bu engellerden arındırılmış bir ortamda çalışacak. Ay, radyo frekans kirliliğine karşı doğal bir bariyer sağladığı için bu tür gözlemler için ideal bir konumdur. Proje sayesinde bilim insanları, evrenin ilk ışıkları ve maddenin dağılımı gibi konular üzerinde daha detaylı analizler yapabilecek.

Bu gözlem aynı zamanda, galaksilerin nasıl oluştuğuna ve evrenin erken dönemlerdeki yapısına dair birçok temel soruya ışık tutabilir. Ayrıca, bu araştırmalar, karanlık madde ve karanlık enerjinin dinamikleri hakkında da daha fazla ipucu sağlayabilir.

Ay keşif programı, bilimsel ilerlemeyi hızlandırmanın yanı sıra uluslararası işbirliği fırsatları da sunabilir. Söz konusu proje, uzaydaki altyapının nasıl daha efektif kullanılabileceği konusunda yeni bir standart belirleyebilir.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Teknoloji

Kaliforniya’lı Reflect Orbital’ın “Geceleri Güneş Işığı Satma” Projesi Tartışma Yarattı: “Korkunç ve Ürkütücü” İddiaları

Yayımlandı

üzerinde

Reflect Orbital’ın 4.000 Ayna Projesi Tartışma Yarattı — Geceleri Güneş Işığı Satışı ve Astronomların Tepkisi

Tarih / Saat: 1 Kasım 2025, 15:30 (Europe/Istanbul)
Okuma süresi: ~4 dakika
Yazar: FatihDoğanMedya Haber Merkezi

Kaliforniya merkezli girişim Reflect Orbital, alçak yörüngede (LEO) çalışacak binlerce yansıtıcı ayna ile gece boyunca belirli noktalara güneş ışığı yansıtma planlarıyla gündeme geldi. Şirketin hedefi “talebe göre güneş ışığı” sağlayarak gece de güneş enerjisi üretimini desteklemek; ancak astronomlar, çevreciler ve ekoloji uzmanları bu fikri “ışık kirliliği”, ekosistem bozulması ve gözlemsel astronomi için felaket riski olarak nitelendiriyor.


Ne planlanıyor?

Reflect Orbital, 2030 hedefiyle yörüngeye yaklaşık 4.000 adet büyük yansıtıcı yerleştirip, bunları hedef koordinatlara göre yönlendirerek güneş ışığını gece tarafına yansıtmayı öneriyor. Şirket, ilk deneme uydusu EARENDIL-1 için Federal Communications Commission (FCC) başvurusunda bulunduğunu ve 2026 baharında (bazı haberlerde Nisan 2026) ilk aynalı demonstrasyonun fırlatılmasının planlandığını bildirdi. Şirket web sitesinde çözümünün “talebe göre ışık” ve “güneş enerjisinin çalışma saatlerini uzatma” vaatleri yer alıyor


Bilim insanları ve uzmanların endişeleri

Astronomlar ve gökbilimciler projeyi doğrudan kınadı; yansıtıcıların kasıtlı olarak gece gökyüzünü aydınlatmasının yer tabanlı gözlemleri “mahvedebileceği”, teleskop görüntülerini bozacağı ve gece karanlığını temel alan pek çok araştırmayı engelleyebileceği belirtildi. Bazı uzmanlar bunun “korkunç”, “ürkütücü” ve “felaket” etkileri olabileceğini ifade etti. Ayrıca yapay ışığın yaban hayatı, göç eden türler ve ekosistemleri nasıl etkileyeceği konusunda ciddi bilinmezlikler bulunuyor.


Şirketin iddiaları ve kullanım alanları

Reflect Orbital, web sitesinde ve kamu açıklamalarında bu teknolojiyi şu amaçlarla pazarlıyor:

  • Gün batımı/şafak saatlerinde güneş panellerinin üretimini destekleyerek enerjiyi artırma,

  • Acil müdahale ve arama-kurtarma operasyonlarına “anında aydınlatma” sağlama,

  • Tarımsal üretimde ek ışıkla verimi uzatma.
    Şirket bu fikirle yatırım çektiğini ve bazı raporlara göre yatırım turlarından milyonlarca dolar topladığı iddiaları olduğunu aktarıyor; fakat yatırımla ilgili farklı kaynaklarda farklı rakamlar bildiriliyor (ör. Axios 2024’te 6,5 milyon dolar bildirirken, daha yeni bazı haberlerde farklı tutarlar yer alıyor).


Düzenleme, etik ve uluslararası boyut

Bir şirketin kasıtlı olarak geceyi aydınlatması yalnızca bilimsel değil, aynı zamanda yasal ve etik soruları da gündeme getiriyor. FCC gibi ulusal düzenleyiciler ve uluslararası uzay hukukuna ilişkin kuruluşlar, yörüngedeki faaliyetlerin küresel etkilerini ve diğer ülkelerin/kurumların haklarını dikkate almalı. Geçmişte Avrupa bilim danışmanları, uzaydaki güneş yansıtma ve güneş radyasyon modifikasyonu türü uygulamalara karşı tedbirleri tartışmıştı; bu alanda küresel düzenleme talepleri bulunuyor.


Olası etkiler — kısa değerlendirme

  • Astronomi: Yer tabanlı gözlemler için artan parlaklık ve iz bozulması.

  • Ekoloji: Gece döngüsünü bozan yapay aydınlatma, göç ve üreme davranışlarını etkileyebilir.

  • Enerji: Kısa vadede güneş enerjisi tesislerinin üretimini uzatabilir; ekonomik ve teknik fizibilite tartışmalı.

  • Hukuk/Etik: Uluslararası uzay kuralları, çevre düzenlemeleri ve yerel etkiler nedeniyle küresel koordinasyon zorunlu.


Sonuç ve takip

Reflect Orbital gibi projeler yenilikçilik ile küresel ortak kamusal değerlerin çatıştığı noktaları görünür kılıyor. Şirketin demonstrasyon planları ve FCC başvurusu, yakından izlenecek; bilim çevreleri uyarılarını yineliyor. Konu ilerledikçe düzenleyici adımlar, bağımsız çevresel değerlendirmeler ve uluslararası tartışmalar haberdeki ana izlemlerimiz olacak

 

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Fizikçilerden sıra dışı çalışma: Evren bir simülasyon olamaz

Yayımlandı

üzerinde

British Columbia Üniversitesi’nden Mir Faizal liderliğindeki ekibe göre evren bir bilgisayar simülasyonu olamaz. Çünkü bir simülasyonun temelinde mutlaka algoritmik, yani hesaplanabilir süreçler bulunmak zorunda. Faizal, “Fiziksel gerçekliğin tüm yönlerini hesaplama teorileriyle tanımlamak imkansız. Evren, algoritmaların ötesinde, ‘hesaplanamaz’ bir anlayış gerektiriyor” dedi.

Araştırma, genel görelilik ile kuantum mekaniğini birleştirecek bir “Kuantum Kütleçekimi Teorisi” arayışına da yeni bir yön getiriyor. Ekip, sicim teorisi ve döngüsel kuantum kütleçekimi gibi popüler yaklaşımların bu boşluğu dolduramadığını belirtiyor.

Çalışma, ünlü matematikçiler Kurt Gödel, Alfred Tarski ve Gregory Chaitin’in teoremlerine dayanıyor. Bu teoremler, herhangi bir matematiksel sistemin kendi içinde hem eksiksiz hem de tutarlı olamayacağını kanıtlamıştı. Fizikçiler, aynı mantığın Evren için de geçerli olduğunu, dolayısıyla gerçekliğin tamamen “hesaplanabilir” olamayacağını öne sürüyor.

“GERÇEĞİ BELİRLEYECEK BİR ÜST KATMAN”

Sonuç olarak ekip, fizik yasalarını açıklamak için algoritmik düzeyin ötesinde bir “Meta Her Şeyin Teorisi (MToE)” gerektiğini savunuyor. Bu teori, matematiksel sistemlerin dışından “gerçek”i belirleyebilecek bir üst katman öngörüyor.

Faizal’a göre bu aynı zamanda simülasyon teorisini de çürütüyor:

“Her simülasyon programlanmış, yani algoritmik olmak zorundadır. Fakat gerçekliğin temelinde algoritmik olmayan bir yapı varsa, Evren bir simülasyon değildir ve asla olamaz.”

Okumaya Devam Et

Teknoloji

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent: “Çin, TikTok transfer anlaşmasını onayladı” — Anlaşma haftalar/aylar içinde ilerleyebilir

Yayımlandı

üzerinde

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent: “Çin, TikTok transfer anlaşmasını onayladı” — Anlaşma haftalar/aylar içinde ilerleyebilir

Tarih: 31 Ekim 2025
Saat: 00:25 (UTC) — haber derlemesi
Okuma süresi: ~3 dakika

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Çin’in kısa video platformu TikTok’un ABD operasyonlarının devrine ilişkin transfer anlaşmasını onayladığını söyledi. Bessent, uygulamanın devrinin önümüzdeki haftalar ve aylar içinde ilerlemesini beklediğini belirtti. Gelişme, TikTok’u çevreleyen yaklaşık 18 aylık belirsizliğe işaret ediyor ve sürecin tamamlanması için ABD ve Çin liderlerinin onayına ilişkin beklentiler sürüyor.

Detaylı Haber İçeriği

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, yaptığı açıklamada Çin yönetiminin TikTok’un ABD operasyonlarının devrine ilişkin hazırlanan transfer anlaşmasını onayladığını ifade etti. Bessent, anlaşmayla ilgili diğer detaylar konusunda sınırlı bilgi verdi ancak “önümüzdeki haftalarda ve aylarda bunun ilerlemesini beklediğini” söyledi.

Bessent’in sözleri, Başkan Donald Trump ile Çin Devlet Başkanı Xi Jinping arasında planlanan veya gerçekleşen görüşmelerin ardından geldi. Beyaz Saray yetkilileri de anlaşmanın Güney Kore’de yapılacak veya yapılan zirvede nihai hale getirilebileceğine işaret etmişti; bu yüzden liderler arası görüşme ve onay sürecinin önemi vurgulanıyor.

Neden önemli?

  • Yasal arka plan: 2024’te Kongre tarafından geçirilen ve TikTok’un ABD varlıklarının elden çıkarılmasını zorunlu kılan yasa ile başlayan süreç, uygulamanın ABD’deki geleceğini belirleyecek bir dizi düzenleyici adımı tetikledi. Bu yasal çerçeve, uygulamanın ABD kullanıcı verilerine ilişkin güvenlik endişelerini gidermeyi amaçlıyor.

  • Mülkiyet ve yönetim: Haber kaynakları, anlaşma kapsamında TikTok’un ABD operasyonlarının ABD ve uluslararası yatırımcılara devredileceğini; ByteDance’in ise nispeten daha az payla kalabileceğini, yeni yönetim kurulunda ABD’li çoğunluğun sağlanmasının hedeflendiğini aktarıyor. Anlaşma koşullarında algoritma erişimi ve denetim gibi hassas konuların nasıl ele alındığına dair tartışmalar devam ediyor.

Süreç nasıl ilerleyecek?

Bessent’in belirttiği takvime göre süreç teknik ve düzenleyici onayların tamamlanmasına bağlı olarak haftalar — aylık bir zaman diliminde ilerleyebilir. Taraflar arasındaki nihai onaylar ve varsa ek düzenleyici şartlar sürecin hızını belirleyecek.

Uzman ve siyaset tepkileri

Bazı Kongre üyeleri ve güvenlik uzmanları, algoritmanın lisanslanması ve veri akışlarının kontrolü gibi meselelerde hâlâ endişe taşıyor. Bu konular çözüme ulaşmadan tam güvenlik garantileri verildiğini söylemek zor; dolayısıyla pazarlık masasında teknik denetim ve sürekli gözetim mekanizmaları önemli tartışma başlıkları olmaya devam ediyor.

Arka Plan (Kısa)

TikTok, sahibi Çin merkezli ByteDance nedeniyle uzun süre ABD’de ulusal güvenlik tartışmalarının odağındaydı. 2024–2025 arasında çıkan yasalar, yürütme kararları ve ikili müzakereler sonucunda bir çözüm arayışı hızlandı. Bu süreçte farklı idareler ve yasama organları, uygulamanın nasıl denetleneceği ve mülkiyet yapısının nasıl yeniden düzenleneceği konusunda farklı tutumlar sergiledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar