Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Magazin

Akasyalar Açarken filmiyle Yeşilçam’a adım attı: İşte Filiz Akın’ın hayat hikayesi

Yayımlandı

üzerinde

Filiz Akın, Akasyalar Açarken filmiyle Yeşilçam'a adım attı

Yeşilçam filmlerinin usta oyuncularından Filiz Akın, “Gurbet Kuşları”, “Kader”, “Yumurcak”, “Umutsuzlar”, “Dağlar Kızı Reyhan”, “Tatlı Dillim” ve “Acı Hayat” gibi sayısız filmdeki rolleriyle anılıyor. Akın, dün Aşiyan Mezarlığı’nda vasiyeti gereği sadece aile mensuplarının katılımıyla toprağa verildi. İşte Filiz Akın’ın hayatının merak edilenleri…

Yeşilçam’ın usta oyuncusu Filiz Akın hayatını kaybetti. Bir süredir İstanbul’da tedavi altında olan ünlü oyuncu, 82 yaşında aramızdan ayrıldı. Filiz Akın, yakınları tarafından Aşiyan Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Kariyeri boyunca sayısız filmde rol alan usta oyuncu, unutulmaz rolleriyle akıllarda yer etti.
Türkan Şoray, Fatma Girik ve Hülya Koçyiğit’le “Yeşilçam’ın dört yapraklı yoncasından biri” olarak gösterilen Filiz Akın’ın gerçek adı Suna Akın’dı.
Ankaralı terzi Habibe Leman Şaşırmaz ve babası Afyonlu hakim Bekir Sami Akın’ın kızı olarak 2 Ocak 1943’te Ankara’da dünyaya gelen Akın, 3 yaşına kadar babasının görev yaptığı Beypazarı’nda yaşadı.
İlkokula henüz 5 buçuk yaşında başlayan Akın, Ankara Kızılay’daki Sarar İlkokulunda eğitimini tamamladı. Filiz Akın, 7 yaşındayken annesi ile babası ayrıldı.
Çok iyi derecede Fransızca ve İngilizce bilen usta oyuncu, ortaokul ve lise eğitimini burslu okudu. TED Ankara Koleji yıllarında yaptığı taklitlerle ve yabancı dilleri öğrenmedeki başarısıyla öne çıkan Akın, 1960’ta kolejden mezun olduktan sonra burnundan küçük bir operasyon geçirdi. Saçlarını sarıya boyadı.
Babasının ayrı bir aile kurması üzerine Akın, annesi ve anneannesiyle geçimini sağlamak için ABD merkezli gemi ve uçak biletleri satan şirkette işe girdi.
Usta oyuncu, çalışma hayatından dolayı hayali olan mimarlık fakültesi yerine, devam zorunluluğu olmayan Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümünde eğitim aldı.
Giyimi ve kumaşıyla da her zaman dikkatleri üzerine çeken Filiz Akın’ın kıyafet seçiminde anneannesi Halime Hanım etkili oldu. O dönem Halime Hanım, Ankara sosyetesinde nam salmış, aynı zamanda Atatürk’ün kıyafet seçimlerini danıştığı bir isim olarak biliniyordu.
Lise arkadaşı Oya San’ın annesi, o dönem abone olduğu Artist mecmuasının düzenlediği yarışmaya, ikna ettiği Akın’ın fotoğraflarını göndermesini istedi. Filiz Akın ise yarışmaya sadece fotoğraflarını değil, “Yeşilçam’da neler değişmelidir” başlıklı bir mektup da gönderdi. 
Akın, mektupta Yeşilçam filmlerini gerçekçi bulmadığını ve oyunculukların inandırıcı olmadığını söyledi.
Yarışmada 1962’de birinci olan Akın, “Akasyalar Açarken” filminde oynarsa verileceği söylenince ödülü almaktan vazgeçti. Akın’ı, İstanbul’dan Ankara’ya gelen usta yönetmen Memduh Ün ikna etti.
İşini ve üniversiteyi geride bırakıp annesiyle İstanbul’a giden Akın, kendisine yardımcı olan derginin yöneticilerine ve Memduh Ün’e güven duymasıyla sinemaya adım attı.
Akın’ın 1962’de ilk filmi “Akasyalar Açarken”deki rol arkadaşı Göksel Arsoy oldu. Sinema hayatında adını Filiz olarak değiştiren usta oyuncu, çok sayıda filmde başrol oynadı, rol aldı.
Filiz Akın, 3 yıl süren aktif sinema kariyerinde başta Cüneyt Arkın, Ediz Hun ve Kartal Tibet olmak üzere, Ayhan Işık, Sadri Alışık, Yılmaz Güney, Tarık Akan ve Kadir İnanır da dahil, döneminin neredeyse bütün erkek yıldız oyuncularıyla başrolü paylaştı.
İlki düzenlenen Antalya Film Festivali’nde “En İyi Film” ve “En İyi Yönetmen” ödüllerini alan 1964 yapımı “Gurbet Kuşları”, Filiz Akın’ın Türk sinema tarihine geçen ilk filmi oldu. Cüneyt Arkın’ın da ilk filmi olan “Gurbet Kuşları”, Türk sinemasında ilk göç filmi özelliğini taşıyor.
Akın, 1968 yapımı “Kader” filmindeki Elif rolüyle Gazeteciler Yüksekokulu öğrencileri tarafından “Yılın Kadın Sanatçısı” ödülüne layık görüldü. 1971’de de “Ankara Ekspresi” filmindeki Hilda rolüyle 8. Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü aldı.
Usta oyuncu, 24 Mart 1972 tarihli Pazar mecmuasına verdiği bir röportajda, aynı yıl Yılmaz Güney ile “İzin” adlı bir film çekeceklerini belirtmişti ancak film çekilmedi.
KARİYERİNDE 116 FİLMDE OYNADI
Kariyerinde toplam 116 filmde rol alan Filiz Akın, 1964 yapımı “Kadın Berberi” filminin setinde tanıştığı Türker İnanoğlu ile aynı yıl evlendi. Çiftin oyuncu olan oğlu İlker İnanoğlu, 20 Ağustos 1965’te dünyaya geldi. Akın ve Türker İnanoğlu, 10 yıl evli kaldı.
Türker İnanoğlu’nun yönettiği 1969 yapımı bir dram-komedi filmi “Yumurcak” filminde de Akın, başrolleri “yumurcak” lakaplı oğlu İlker İnanoğlu’nun yanı sıra Kartal Tibet’le paylaştı.
Büyük beğeni kazanan filmin ardından serinin devam filmleri “Yumurcak Köprüaltı Çocuğu” (1970), “Yumurcağın Tatlı Rüyaları” (1971), “Yumurcak Küçük Şahit” (1972), “Yumurcak Küçük Kovboy” (1973), “Yumurcak / Veda” (1974) ve “Yumurcak Belalı Tatil”de (1975) de Akın oğluyla birlikte rol aldı.
Sinema filmlerinden sonra İstanbul Bankasının reklam filmlerinde oynayan Filiz Akın, 1977’de TRT’de “Podyum Show” isimli eğlence ve müzik programının sunuculuğunu yaptı, 1979’da Haldun Dormen’in yazdığı “Bir Ayrılık” adlı tiyatro oyununda izleyiciyle buluştu.
Akın, Yeşilçam’ın karanlık döneminde 1979’da pek çok sinema yıldızı gibi sahneye çıktı. Kalabalık kadrolu fuar gazinolarında yer alan Akın, alaturka parçalar seslendirdi.
Bir gazino çıkışında bıçaklanan Akın, o günlere dair Nebil Özgentürk’ün “Bir Yudum İnsan” belgeselinde, “Eşimden ayrılmıştım ve kendi ayaklarımın üstünde durmak istiyordum. Onun için hayatımızı garanti edecek rakamlar vardı. Bir yerde de bu ayıp bir şey değildi. Sahnede bir renk oldum. Hiçbir zaman kendimi şarkıcı olarak görmedim. Çok da bayıldığım bir evre değildi. Konuşmak bile istemediğim bir devre.” ifadelerini kullanmıştı.
Akın, televizyonda “Geçmiş Bahar Mimozaları” ve “Gün Akşam Oldu” dizilerinde de rol aldı.
2002’DE KANSERE YAKALANDI
İş adamı Leon Bubi Rubinstein’le de 1982 -1993 yılları arasında evli kalan Akın, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Sönmez Köksal ile yaptığı evliliği yaşamının sonuna kadar sürdürdü. Köksal’ın Paris Büyükelçisi olarak atanmasıyla Filiz Akın da bir dönem Paris’e taşındı ve burada kültür elçisi olarak çeşitli etkinliklere katıldı.
Usta sanatçı, 2002 yılında nazofarenks kanserine yakalandı, Teksas Üniversitesine bağlı MD Anderson Kanser Merkezi’nde tedavi oldu ve kanseri yendi. Akın’ın bu hastalık sonucu ses telleri ve ses tonu ciddi zarar gördü.
Kansere karşı destek amaçlı “sarı bilezik”, “mavi bilezik” gibi kampanyalar başlatan Akın’ın bu çalışmaları çok başarılı oldu. Akın, ayrıca onursal başkanlığını yaptığı merkezi ABD’de olan Starkey İşitme Vakfı bünyesinde “Türkiye’de İşitmeyen Kalmasın” adlı bir kampanya başlatıp yürüttü ve sosyal güvencesi olmayan 2 bin civarı çocuğu işitme cihazı sahibi yaptı.
Akın’ın, 2004-2007 yılları arasında da Sabah gazetesinde köşe yazıları yayınlandı. 2006’da Beypazarı’nda 3 yaşına kadar yaşadığı konağın bulunduğu sokağa belediye meclisi tarafından “Filiz Akın Sokak” ismi verildi.
Sanatçı, 2008’de Kanal 1 televizyonunda “Filiz Akın’la Sohbetler” programını, 2009’da Habertürk TV’de “Filiz Akın’la Hafta Sonu Sohbetleri” programını sundu. “Güzelliklere Merhaba”, “Hayata Merhaba”, “Güzellik, Zayıflama ve Genç Kalma Üzerine” ve “Lezzete Merhaba” kitaplarını kaleme alan Akın, 1 Eylül 2024’ten bu yana zatürre ve diğer bazı enfeksiyonlar nedeniyle Bodrum’da tedavi gördü. Durumunun ağırlaşması nedeniyle bu yıl ocak ayında tedavisine İstanbul’da devam edildi.
Filiz Akın, 21 Mart 2025’te İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede 82 yaşında hayatını kaybetti. Cenazesi ertesi gün Aşiyan Mezarlığı’nda vasiyeti gereği sadece aile mensuplarının katılımıyla toprağa verildi.
Sanatçının 30 yıl danışmanlığını üstlenen Bircan Silan, 2004’de Filiz Akın, Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit ve Fatma Girik’in yaşam öykülerinin yanı sıra kapsamlı röportajlar da içeren “Dört Yapraklı Yonca” adlı bir kitap yazdı.
Filiz Akın’ın hayranlarından Pınar Çekirge 2007’de “Başrolde Filiz Akın” adlı kitabı, Burçak Evren ise 2010’da “Filiz Akın” adlı bir çalışma kaleme aldı.
Ayrıca Atıf Yılmaz’ın “Hayallerim, Aşkım ve Sinema” (1990), Türker İnanoğlu’nun “Bay Sinema” (2004), Agah Özgüç’ün “Türk Sineması’nın Kadınları” (2008) isimli kitaplarında Filiz Akın portreleri yer aldı.
FİLMOGRAFİSİ
Filiz Akın, 22 filmde en çok Cüneyt Arkın’la oynadı. Bunu, 21 filmle Ediz Hun ve 15 filmle Kartal Tibet izledi. Akın, Ayhan Işık’la 6 film, İzzet Günay’la 5 film, Kadir İnanır’la 4 film ve Tarık Akan’la 3 film çevirdi.
Akın’ın başrolü Cüneyt Arkın’la paylaştığı “Yıkılan Yuva” (1967) olumsuz bir karakteri canlandırdığı tek film oldu. Akın’ın ilk renkli filmi ise 1968 yapımı “Aşka Tövbe” oldu.
Filiz Akın’ı tüm filmlerinde Adalet Cimboz, Jeyan Mahfi Tözüm, Tijen Par, Nevin Akkaya ve Sema Aybars seslendirdi. Akın kendi sesini ise sadece 1963 yapımı “İki Gemi Yanyana” filminde kullandı.
Akın, Türkan Şoray’la sadece 1966 yapımı “Günahkar Kadın” filminde rol aldı. Başrolü Tarık Akan’la paylaştığı 1971 yapımı “Tatlı Dillim” filmi de aynı zamanda Kemal Sunal’ın ilk filmi oldu.
Edebiyat uyarlaması birçok filmde de oynayan usta ismin çalıştığı yönetmenler arasında Memduh Ün’ün yanı sıra Atıf Yılmaz, Ertem Eğilmez, Orhan Elmas, Halit Refiğ, Metin Erksan, Süreyya Duru, Yılmaz Güney, Muzaffer Arslan, Safa Önal ve Mehmet Dinler yer aldı.
Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Magazin

Sahipsizler’de Azize-Devran çifti Yavuz’un peşinde

Yayımlandı

üzerinde

Sahipsizler yeni bölümde neler olacak?

Sahipsizler dizisi yarın akşam 37’nci bölümüyle izleyici karşısına çıkacak. Yeni bölümde; Devran ve Azize, Samet’i kaçıran Yavuz’u peşine düşecek.

Başrollerini Hazal Subaşı ve Burak Berkay Akgül’ün paylaştığı Sahipsizler, çarşamba akşamlarına damga vurmaya devam ediyor.
5 Kasım Çarşamba akşamı 37’nci bölümüyle ekranlara gelecek Sahipsizler’in konusu şöyle;
Sahte Hazar’ın ölümünün ardından ortalık karışır.
Devran, Aras’ın oyununa gelip İlyas ve Çavuş’un aşiretin liderliğine göz diktiklerini düşünür ve harekete geçer.
Ancak bu kez hedef yalnız o değildir: Yavuz, intikam planını devreye sokar ve Samet’i kaçırır.
Öte yandan Firuze, Bahar’ın hastalığının ilerlediğini ve karaciğer nakli gerektiğini öğrenir; Yusuf’tan yeniden Bahar’ın yanında olmasını ister.
Devran ve Azize, Yavuz’un izini bulmak için seferber olurken, Aras ve Bade, Devran’ı köşeye sıkıştıracak Azize ile ilgili bir bilgiyi ele geçirir.
Senaryosunu Selin Arapkirli, Ramazan Demirli, Özgür Ağaoğlu ve Elif Hamamcı’dan oluşan senaryo grubunun kaleme aldığı Sahipsizler’in yönetmen koltuğunda Cem Karcı oturuyor.
Okumaya Devam Et

Magazin

Almak için herkes sıraya girdi: Bu kahvenin fincanı 42 bin lira

Yayımlandı

üzerinde

Bu kahvenin fincanı 42 bin lira

Lüks tüketimin yaygın olduğu Dubai’de özel bir kahve bin dolardan (yaklaşık 42 bin lira) satışa çıktı.

Dubai’de Serkan Sağsöz isimli kişi, dünyanın en pahalı kahvesini satıyor.
Sağsöz’ün ortağı olduğu Julith isimli kahve dükkanında bir fincan kahve içmek için bin dolar (42 bin lira) ödemek gerek.
Julith kahve dükkanı, fincanı 42 bin lira olan kahveyi Panama’daki açık artırmadan satın aldı. Sağsöz, 20 kilogramına 600 bin dolar (25 milyon 250 bin lira) ödedi.
Bunun şimdiye kadar bir kahveye ödenen en yüksek fiyat olduğu belirtilirken Julith, rekor fiyata aldığı kahveden Dubai’de 400 fincan satmayı hedefliyor.
Panama’da Baru volkanı yakınlarında yetiştirilen çekirdeklerden yapılan kahvenin özel bir tadı olduğu ifade ediliyor.
Fincanda, yasemin gibi çoğunlukla beyaz çiçekler ve portakal, mandalina, bergamot gibi narenciye aromaları ile kayısı ve şeftali gibi çekirdekli meyvelerin hafif kokuların hissedileceği aktarıldı.
Asyalı alıcılar ve kahve çekirdeği koleksiyonerleri de bu özel kahveden almak için sıraya girdi.
Ancak Julith, bu kahveyi paylaşmayı planlamıyor. Sadece Dubai emirlik ailesi için bir miktar kahve ayrıldı.
Okumaya Devam Et

Magazin

Blake Lively’ye açılan 400 milyon dolarlık dava düştü

Yayımlandı

üzerinde

Blake Lively'ye açılan dava düşürüldü

ABD’li oyuncu ve yönetmen Justin Baldoni’nin eski rol arkadaşı Blake Lively’ye “itibarını zedelediği” gerekçesiyle açtığı 400 milyon dolarlık karşı dava, mahkeme tarafından kapatıldı.

ABD basınında yer alan haberlere göre New York Federal Yargıcı Lewis Liman, Baldoni’nin açtığı davaya ilişkin kararını açıkladı.

Liman, Baldoni ve yapım şirketi Wayfarer Stüdyosu’nun 400 milyon dolarlık dava iddialarını yenilemek için verilen sürede herhangi bir başvuruda bulunmadığını belirterek, davayı tamamen düşürdü.

Lively’nin eski rol arkadaşı Baldoni’ye açtığı dava ise devam ediyor. Mahkeme, 17 Ekim’de taraflara davanın nihai olarak kapatılabileceğine dair bildirimde bulunmuş, yalnızca Lively tarafı yanıt vererek kararın kesinleştirilmesini istemişti. Yargıç Liman, 9 Haziran’da Baldoni’nin, Lively’ye karşı açtığı “karalama kampanyası” davasını, suçlamaları yetersiz bularak reddetmişti. SETTE İDDİALAR HAVADA UÇUŞTU Aralık 2024’te açtığı davada Lively, Baldoni’nin yanı sıra basın danışmanı ve sahibi olduğu Wayfarer Stüdyosu’ndan şikayetçi olmuş ve oyuncuyu “taciz”le suçlamıştı. Lively, şikayetinde, Baldoni’nin setteyken “izinsiz olarak” karavanına girdiğini ve film çekimleri sırasında “doğaçlama” fiziksel temasta bulunduğunu iddia etmişti. Filmin yönetmeni ve başrolü Baldoni’nin yanı sıra diğer yapımcılarla toplantı yapıldığını belirten Lively, bu görüşmeye kendisi gibi oyuncu eşi Reynolds’un da katıldığını ve set koşullarını iyileştirmeye yönelik plan yapıldığını ifade etmişti.

Lively, çekimlerinin tamamlanmasının ardından da Baldoni ve ekibinin, iç mesajlaşmaların görüntülerini paylaşarak kendisi hakkında “karalama kampanyası” başlattığını iddia etmişti.

Justin Baldoni ise söz konusu iddiaları reddederek Lively ve eşine karşı dava açmıştı.

Baldoni’nin avukatı Bryan Freedman de setteki tüm görüntülerin yanı sıra özel mesajları ve e-postaları yayımlayacağını duyurmuştu.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar